Kari Gözile Gördüklerimiz Yol Parasını Kolay Tahsil İçin Bir Mütalea Malümdur. kâ Türkiyemizin nüfusu *14, milyondur. Bu “14, rüliyondan yol parası verenler *6, ilâ “7,, milyon kişi olsa ge- rektir. Buna mukabil bu on dört milyondan "9,, milyonu ( cigara ) içicor, yani yevmiye “9 , paket sarfediliyor. Bu yol parası kaldırılsa da yerine bu sarfedilen paketlere birer kuruş zammedilse ve sene de tahsili lâzım gelen yol parası hiç eksiksiz tahsil edilmiş olur. Ayni zamanda halk ta hiç anlamadan yol parası ver- miş olur. Diğer taraftan bu su- retle hükümette birçok — tahsil masraflarından kurtulur. Çanakkale M. Karanlıkta Kalan Beş Yol Ağzı Kadırga ve Küçükayasofyaya giden caddelerle diğer üç eadde- nin birleştiği Şehit Mehmetpş. camiinin önündeki meydan, işlek ve umum? bir mahaldir. Geceleri buradan geçmek cidden bir me- selebir. Etraf zifiri karanlık ve göz gözü görmez bir şekilde olduğu gibi birçok sarhoşları ve serserileri kametgâha benzer. hattâ sabaha kadar burada içtima edilir, gürültüler, dövüşmeler vukubulur. Bunun da sebebi bu beş Yolağzında bir elektrik Tambasının bulunmayı- şıdır, Bütün mahallenin istiraha- tini selbeden bu çirkin vaziyetin önüne geçilmesini alâkadar kim- selerden rica ederim efendim. Karilerinizden Narettin Haklı Bir Şikâyet Sultanahmet parkının — karşı köşenine İncili çavaş camli var- dir. Bu camlin umumi napishane yanına çıkan bir de küçük sokağı vardır ki — senelerdenberi gelip e civar kıratane müş- fından kirletilmektedir. Belediye bir de çöp sandığı koyarak bu çirkinliğin, hele bir. camiin yanında bir kat daha iğrenç berbat bir hale gelmesine- sebe- biyet vermiştir. Ancak hu civara belediye — tarafından konulacak bir helâ bu çirkinliğe bir nihayet verebileceğinden bir an evvel bunun yapılmasi için evkaf ve belediyenin nazarı dikkâtini cel- bederim, Karilerinizden A. Âdil — Muallim Maaşları Gemlikten aldığımız bir mek- tupta, Gemlik köylerinin bazıla. rında muallimlere üç aydanberi maaş verilmediği yazılmaktadır. Maarif Vekâlatinin hususi İdare- ler — bütçelerine yardım — faslı olduğuna göre bu geçikmi sebebini anlıyamadık. Alâkadar maarif idaresinin bu işle meşgul ol'aasını temanni etmekteyiz. enin SON POSTA Dünyada Olup Biten _Hâdiseler Kadın Ve Kalp İşleri İngîltered;î’;rıâ_l;;l& Feshedildi Eskiden Şarklı Kızlar B?slıvor İsterlingin sukutu — nihayet ilk büyük eserini gösterdi: İn- giliz. parlâmentosu dağılıyor. Bunu Başvekil M. Mak Donald mebu'slara — resmen — tebliğ etmiştir. Mak Donaldın avam kamarsındaki beyanatı şudur: “Bu sabah kıral tarafından kabul edildim. Parlâmentonun dağışilmasını kıraldan — talep ettim. —Kıral parlâmentonun dağıtılmasına — muvafakat et- tiğini bildirmekliğime müuıdı? etti. Avam - kamarası - işlerini bitirecek olursa parlâmento- nun yarın dağıtılacağını ümit ediyorum. Eğer meclisler yerma dağıtılacak olursa umumi in- tihabat 27 teşrinievvelde ya- pılacaktır.,, M. Mak Donald kendi namı- na olarak millete hitaben bir beyanname neşredecektir. İntihabat bitmeden evvel kabine azası arasında hiçbir değişiklik olmıyacaktır. Yeni Parlâmento — intihabat biter bitmez toplanacaktır. Bu ne demektir, biliyor musunuz? Yarından itibaren bütün İngilterede büyük bir mücadele başlıyacaktır. Fakat bu seferki intihap mücadelesi geçen seferki — mücadelelere biç benzemiyetok, çolk., gi detli, çok gürültülü olacak- tır. Siyasi mehafilde, M. Mak Donaldın bu intihapta mağ- lüp olacağı kanaati umumidir. Kabinede Son Karar Verildi Londra, 6 (A.A.) — Kabine M. Mak Donaldın neşredeceği bir beyanname esasına müs- teniden pek yakın bir zaman- da umumt intihâbatın İcra edilmesine müttefikan karar vermiştir. Parlâmento, çarşam- ba günü tatil ve perşembe günü feshedilecektir. e Nazırının Temasları İngiliz Harciye Nazırı Pa- riste temaslarıma başlamıştır. Şimdiki halde M. Briyanla görüşmektedir. Nazır, Fransız erkânına bir de xziyafet ver- miştir. M. Brönning Çekildi Alman Hariciye Nazırı Her Brönning resmen istifa etmiş ve istifa mektbunu başvekile göndermiştir. Şiddetli Bir Mücağelç ! ı Eski düşmanlar dost oluyor. Fransız murahhasları Berlinde Alman Nazırlarile bir Vnrrııdu Çin - Japon Mul—ıârebs:sî Yeniden Patlak Vermek Üzeredir Çin - Japon harbi yatışır gibi oldu, hattâ yatıştı. bile. - Fnkat son gelen telgraflar bu İki şark milletinin tekrar boğaz boğaza gelmek üzere olduğunu haber wermektedir. Çin ve Japon mem- balarından aldığımız bu haberlemi #ırasile yazıyoruz! Tokio, 6 (A.A.) — Bahriye Nezareti Kure ve Sasebo tssübahrileri efradıma sefer- berlik için hazırlanmaları em- rini vermiştir. Tokio, 6 (A. A.)— Japonlar aleyhindeki nümayişler dola- yısile Japon tebaasını himaye etmek üzere Tokima kruva- zörü Şanghaya gönderilmek üzere ihzar edilmektedir. Bu kruvazör, birçok bah- riye silâhendaz kıtaatını nak- ledecektir . Changay, (A. A.) — Japon> yanın Nankin hükümetine gön- dermiş olduğu nota üzerine vaziyette bir gerginlik basıl olmuştur. Japonyanın Çinde bulunan Japonlara — karşı yıPlİ“_'k her hangi bir taarruzun şid- detle acısını çıkarmıya hazır bulunduğu umumiyetle zam nedilmektedir, Çin milleti Japonlara kar- l'ıı gayet şiddetli bir müna- feret beslemektedir. Nankin, 6 (A. A.) — Japon " Konsolosu Nankin'de Çinliler ile Japonlar arasında bir hâ- dise vukuuna mahal kalma- mak üzere icabında şehirdeki E:pun tebaasının dışarı çıka- Japonyada Seferberlik ğını, İngiliz ve Amerikan onsoloslarına bildirmiştir, İngiliz Parmağı Karısıyor Nankin, 6 (A.A.) — Mare- şal Çankkayşek ile Çin Mali- ye Nazırı M. Soong arasında- ki mülâkat dolayısile itilâfna- me şeraitinin İngiliz sefiri Sir Miles Lampsona tevdi edilmiş olup —mumaileyhin vereceği cevaba intizar edilmekte ol- duğu haber verilmektedir. Cenevre, 6 (A. A.) — Çin- Kilerle Japonların Cemiyeti Ak- vama vermekte oldukları mü- tenakız — malümat, Mançuri ihtilâfinin pek bati bir suret- te seyretmekte olduğu intiba- ini vermektedir. Binaenaleyh bu meselenin kat'i surette halli için Cemiyeti Akvam meclisinin 14 Teşrinievvelde N asıl Severlerdi? Şimdikiler Nasıl Sever ? - Yirmi yaşlarında bir toru- num var, Şimdiye kadar ken- disile dost olmıya, ona her işte rehberlik etmiye çalıştım. Hiçbir şeyini benden sakla- maz. Şimdiye kadar bir iki aşk macerası geçirdi. Onun hisle, benim, — mantıklaj gören düşüncelerimiz sayesinde, ge- miyi sahile çıkarabildik. Dün yine utana, sıkıla yanıma geldi. Hayva serince olduğu için odamda mangal vardı. Mangal başına oturduk. Bana yeni kalp ağrısını anlattı ; — Amneciğim, dedi, bugün yine — nasihatine — mühtacım. Seviyorum. Fakat sevilp sevil- mediğimi bilmiyoram. Hem bu defaki aşkım biraz hulyalı, efsanevi ve esrarengiz. Oyunu oynıyan kahramanlar biribirle- rini tanımıyorlar. Ne ben onu tanıyorum, ne de zannederim ©o beni tanıyor. Fakat iki ta- rafın biribirine meçhul kalışı bende, şimdiye kadar tec- rübe etmediğim bir heyecan uyandırıyor. Şimdilik yalnız göz âşinalığımız var. Biribi- rimizi uzaktan uzağa yalnız gözlerimizin içinde — sevi- yorur. Fakat — biribirimize hislerimizi izhar edecek fırsat bulamıyoruz. Muhitlerimiz, ya- şayışımız okadar ayrı ki, bir toplantıda, bir baloda, bir eğlentide buluşmamızın imkânı yok. Tanımadığım ve tanış- madığım bir erkekle de so- kakta tanışamam yal Onu ne ailemden, ne de dostlarım- dan kimse tanımıyor. Fakat görüşmeden de duramıyorum. Uzaktan uzağa çok sevdiğim bu genci yakından tanımak ve tanışmak için bana bir yol göstersene., — Evlâdım, bu senin anlat- tekrar toplanacağı — zannedil- mektedir. Meclis Aazasının, muhtelif devletler hariciye nazırların- dan mürekkep olması muh- temeldir. » İşte, dün gece geç vekite kadar Çin - Japon Ihtilâfı hak- kında aldığımız haberler bunlar- dır. Bu haberlerin manası gayet aşikârdır. Japonya, açıktan açığa muharebeye — hazırlanmaktadır. Fakat öyle görülüyor ki bu sefer- ki cldal, çok şiddetli ve çok si- kayaya çarptırmaksızın | tığın aşk, benim zamanımda yaşadığımız gizli aşklara ben- — ziyor. Biz kafesin arkasında yaşar, erkekleri, — onlara görünmeksizin, kafes —arka- sında seyreder, kafes arkâ- — sında severdik. Onlar bi- zim sevdamızdan haberdar — bile olamazlardı. Buluşmamı- za, görüşmemize de — imkân yoktu. İşi kadere havale eder- dik. Bu şekilde doğan a- şkin kuüvvetli ve devamlı o masına imkân yoktur. Aşk, gıdasını almayınca söner, sör- per, ölür. Şark işi aşkların çoğu, gıdasız. kalmış - sıska aşklardır. Onun için bu sev- danı,geçici bir Şark tecrübesi addetmekten başka yapacak birşey yoktur. Kendini bey- hude üzme ve seviyorum zan- netme. Senin sevda zannettiğin şey, geçici bir hevesten iba- rettir.,, ğ Torunuma bu nasihhati ve- rirken, memleketimin ekser kızlarınmı düşündüm. Bunların — çoğu hâlâ kafes arkasında gizli aşk hayatı — yaşarlar. Şimdi odalarına güneş giriyor, Fakat aşk, ancak kafesten süzülerek girebiliyor, Bu kız- — | lara biraz hava, biraz ziya ve — biraz hayat veriniz. * Aksarayda Nail Beye: Cihazı, kızınızla damadınızın müştereken — yapması daha doğru olur. Cihaz meselesinde iki tarafın da tamahkârlık yap- ması doğru değildir. Nihayel kızınız bir defa eslenecektir, ona azami fedakfirlığı yapmak her baba için en büyük zevk- tir. Damadınızı yabancı tut- mayinız. Evlendikten sonra belki de kızınız kadar size yakın olacaktır. Hanı -— TAKVİM — Gün ti -8 Tç.evel - 93L Hanr 156 Arabi Ruml ğ 25 Cemaziyelev.3s0 | 25 - Eyiti « 1947 — #akit-ezani-yasat? | vakıt-eran?- vasatl A00 || —— — 221 | 603 | Akşam12.—) 17442 — Öğle| 619 (12.02 | Yatan | 130 19çle — İkindi| 932 1514 | İmmsak İtodi 424 rayetli — olacaktır. — Japonyanın saferberlik ve tazyik hareketine karşı Çinde büyük bir zaleyanın hüküm sürmiye başlamaszı bize bu neticeyi çıkartıyor. e M - “EFRİKA NUMARASI 5 YARIŞ V eli —— ” Piri le Hattat, bu yolda çalı- Şanların ilk safında — bulunuyor” lardı. Şimdi Kızlarağasının sürü> den ayrıldığını işiderek endişelen- Mişlerdi. Ağa, sabık hünkârın dizgi- Bini eline almış, koca İmplntnılugu Yıllarca idare etmiş bir. adamdı. inden her iş gelebilirdi. Bina- snaleyh onun deli padişaha mu- halif bir cephe almasından birçok hâdiseler tekevvün — edeceğine Yüphe edilemezdi: Piri Halife, oda arkadaşlarına BiT göz müşafehesi geçirdi. ve ış,;:: kiben — Toraman — Hasana vaz B srra aşina daha kimler YAZAN: * * — Maslahatı. birlikte - konuş- tunuz mu? — Biraz! T p ZNe kararlaştırdını: | — Toraman Hasan, biraz düşün- dm— Hele - dedi - ant İçin; dininize, İmanınıza yemin edin. — Ne diye? — Rönimle di birliği, gönül | birliği etmezseniz bile duyduklar Tliği ae çe söylemiyeceğinizel |öanzi Kim t dat, biç tereddüt | |mPıideıı Pu teklifi kabul ettiler, Bd $ andiçtil Y Y yilahi, bi bu ı klinseye açmayız. | ” Toraman bi ve tallahi, dadi. oturalım, Sarı Veli, ayakta kaldı, diğer- leri çömeldi ve toraman kısil sesle anlattı: — Kızlarağasının — kurduğu düzen borulmazaa sarayda, dev- lette o Arabın elinde kalır. Ne biz, nede siz İyi gün göremeyiz. İyisi çevik davranıp onun elini boşa çıkarmaktır. Piri Halife, fısıldadı: — Nasıl? — © hainin güvendiği dağları bir hamlede yıkarsak, kendisi de sirt Üstü düşer, şaşırır kalır. — Ağanın güvendiği dağlar nedir? Yeniçeriler mi, sipahiler mi, ulema Efendiler mi, bilmiyo- ruzkil — Saydıkların hariçtir, Kızlar- ağasının dayandığı eller di irl — Haremağaları mi, lar mi, baltacılar mı, hal mı? — Anlıyorsunuz. amma anla- mamiş görünüyorsunuz, İllâ be- <i <Salamami İstivarsunuz. Ânt içtiğiniz için ben de prova etmi- yeceğim, söyliyeceğim; — Uzun etme de söyle. — Ağa, kafesteki, tüysüzlere güveniyor. Efendimizi — perdaht edip onlardan birini tahta çıka- racak, kendisi de vasi olup sal- tanal recek. — Ey, siz ne yapacaksını: *— Hasodalı bizimle birleşirse bu Arap dolabını. temelindan yı- kacağız. Efendileri... — Ne durdun Toraman, diline birşey mi dolaştı? Kapıağası, sık sık. yutkundu ve boğuk boğuk mırıldandı: — Efendileri göçüreceğiz. — Nereye? — Nereye olacak? Babaları- nın, dedelerinin yı al Hattat Hasan, bilâihtiyar elini alnından ğeçirdi ve belli belirsiz içini çektiz. Şehzadeler gözünün Saöne gelmişti ve onların bir deli Hünkârı taht üstüne alıkoy- mak, daha doğrusu “altın yağ- muru , diye klar zına dü- şen mccnun — bir lsrafın deva- mini temin etmek için boğaz- lanmak İstenilmesi, içine yangı getirmişti. Aklı — kaçık Hün- kürm yedi yeğeni vardı ve bun- ların en büyüğü henüz on üç yaşında Idi. Zavallıların sak natla değil, hiç bir ihtiras ile alâkalar: yoktu. Tamamile masum ve ta- | mamile bigünah, kapatıldıkları dairelerde masal - dinliyorlardı, hattâ bir ikisi meme emiyordu. Hattatmış, bu vaziyeti bir lâhzada gözden geçirdi.. bahsla net ve sakametinden tehav- düştü, Toraman Hası İr cevap vermiye hazı dı. Fakat Piri Halifenin manalı bir bakışı üzerine hiddetini için- de saklıyarak süstü, acip - bir somurtkanlık takınıp muhavereyi dinlememiye koytuldu ve koca Piri, sanki Lir piliç kesilme işi konuşuluyormuş gibi heyecensız- di ve Kapiağslle konuşriakta devam ediyorı — Elhazer Toramıan Elhazeri Yedi kıralı taçsiz komak, yedi şehzadeyi cansız komaktan kolay- dv. Sözünün ucu nerelere dayas nir, düşünüyormusun? Kapıağası, girkin gülümsedi. —Bunu bari sen söyleme ağı: Şu saray odalarında yedi değilr yirmi yedi şehzadenin bir çır- ıda boğulduğunu gördük. — — Toküğ alııııbogıl:ıın hünkâr- | dır, Kapıağaları değil! — Hu '& e atlei C alırız. Zaten kılsız gazanfer, vak — do hazretlerine işi çıtlartı da! Piribanife, tuhaf bir şive iles — O başka! ; Dedi ve hattat Kasana döndü: — Toramanın s ”i yabana — atilamaz. bugöne bugün veli devletlinin hayatı Kızlarağasının su bizim de diri dı çirkin