7 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

7 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ça | 'ABDÜLHAM SON POSTA -S$SON ş : AAA Meşhur Doktor Marko Paşa Kimdir? Bunun Hikâ- yesini Abdülhamit Anlatıyor NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR —— 105 (Her hakkı makfazdur) Vakit gece yarısı. He- men sarayın rıhtımında nöbet bekliyen (Beş çifte) kayıklardan - biri gönderilir. Marko Bey, yatağından kal- dirilir. — Yal paça — edilir. Doğruca saraya getirilir. Uy- sersemliği ile neye uğ- radığını bilemiyen Marko Bey, endisini birdenbire Sultan Âzizin karşısında — görünce fenalaşır. Dili tutulur. Soru- N suallere cevap veremez olur. Amcam, doktorun maruz kaldığı bu dehşeti görünce, 'emen karşısına oturtur. Kah- Ve getirtir. Teselli verir. Za- Vallı doktor da biraz kendine Belir. Doktor kendine gelince Mmcamı çırçıplak soyar, tepe- den tırnağına kadar her tara- finı güzel bir muayene yapar. O esnada Amcam sorar: — Doktor, nedir bu has- talık? Doktor, hastalığın (uyuz) ol- duğunu anlar. Fakat, Amca- mın haşmet ve azameti kar- gısında buna birdenbire (uyuz) gibi pis ve menfur bir keli- meyi söylemiyerek: — Şevketlim.. hastalığınız, Adi bir (Kaşınma illeti) nden İbarettir. Der, Bu kadar büyük dok- torların bir türlü çare bula- madığı bu hastalığa karşı doktorun gösterdiği bu mü- himsememezlik Amcamın na- zarı dikkatini celbeder. Bü- Yük bir ümitle: — Bunca hekim derdimize derman bulamadı. Haydi ba- kalım, bir de sen marifetini Böster, Diye, kendini teslim eder. Doktor hemen Amcamı alır. Beraberce hamama girer. Ev- velâ, sıcak sularla yaralarını temizler, sonra da celbettiği İlâçları sürer. Ancak sabaha n Amclll Y'uw yar tırır. Amcam birdenbire rahat eder, Tam ertesi günü ikindi vak- ine kardar mükemmel bir uy- çeker... Gözünü açar aç- Maz doktoru ister ve beyanı Memnuniyet eder. Marko Bey Bgün Üç gece sarayda ka- " Bizzat tatbik ettiği tedavi Süyesinde Amcamı bu pis has- iktan kurtarır. Tabil dünya- Amcamın olur. Marko Pa- &: — Sen, bayaği iyice — bir t:_im imişsin de bizim ba- %:h yokmuş.. Bugünden Üa 'en seni kendimize he- .w::mlı. Üztelik (paşa)lık _P*- Bircok in'am ve ilr l y K PN & g—i &4 %'Ç—_/,ı.,,.u;y:;'ih-q-')x' | ğk——(—) İA Abdülâzizin hal'i için veri- len Fetvanın sureti nin karşısındaki — küçük ada |*Jyı da hediye eder. O günden itibaren sarayda harem dairesinde kim hasta olsa, Amcam: — Var, git... Derdini Mar- ko Paşaya anlat. Dermiş. Zaman geçtikçe bu söz, âdeta darbımesel ha- Hne gelmiş.. Şeytan, beni dürttü. Fırsat bu fırsattı. Hemen sordum: — Merhumun ne - suretle vefat ettiği kat'1 olarak anla- şilamamıştır. Bu hususta birçok neşriyat var. Bunlar hemen kâmilen merhumun — İntihar — ettiğini gösteriyor. Halbukl... Abdülhamit, derhal kaşla- rını çattı. Bu sualimdeki mü- nasebetsizliği anlatacak surette bana baktıktan sonra, sörümü keserek: —Herkes, herşeyi söyler. Di- lin kemiği yok ya... Söylemek, birşeyi iddim etmek, pek ko- laydır. Fakat marifet, söyle- nen sözü ispat etmktir. Bu mesele koskoca bir mahkeme- nin tetkikinden ve temyiz he- yetinin de tasdikından geçmiş tir. Birçokları, bu mahkeme- nin üzerinde tesir yaptığımı iddia ediyor. Pekâlâ.. Fakat ben gerek mahkemenin ve gerek temyiz heyetinin kır-î larile iktifa etmedim. Adaleti tamamen İzhar etmek için zamanın ulema ve vüzerasını topladım. Mahkemenin evrakı- nı hepsine birer birer okuttum. Ve, Allah rızası İçin, bitaraf olarak reylerini, mütalealarını ,aazmaları bakkında — teklifte Bunlardan tam on beş kişi mahkeme tıııfındı_n verilen kararın aynen tatbi- kini; mütebakisi de ml!cd“ı:- lerin tahfifi cezasını tılıep' € Cezanın aynen tatbikini iae- teyenlerin içinde, — Osman y bulundum. nazırı Cevdet nazıri — Kâmil Hassa — Müşiri Rauf Paşa, Vidinli Tevfik Paşa, Müşir Etem Paşa gibi doğru- luğu, ve bitaraflığı ile şöhret bulmuş büyük adamlar oldu- ğu gibi tahfifi ceza taraftarları arasında da eski sadrarzamlar- dan Saffet Pş., Hayrettin Paşa, Evkaf nazırı Suphi Paşa, Arift Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Hasan Fehmi Paşa gibi dürüst ve hiçbir tesir altında kalmıyacak kadar metin ve- zirler vardı. Bunlardan bir tanesi olsun verilen hükmün esasına niçin itirar etmedi ?, Demek ki, hepsi de mahke- me tahkikatının doğruluğuna ve verilen hükmün isabetine kansat hâsıl etmişlerdi. Abdülhamit -durdu. Sanki © karanlık hâdisenin en derin ve en gizli noktalarını görü- yormş gibi içini çekerek: — Amcam, Hüseyin Avni- nin kin ve intikamına kurban olmuştur. Hatta, çirkin bir İtirasına da.. Amcama (moc: nun) dediler. O” yolda fetvâ alarak tahttan indirdiler. Hâ- ŞA Bu, iftiradır. Vakıa Am- cam hiddetli, celâlli bir adam- dı. Fakat deli değildi. Abdülhamit, acı aci ve sözüne devam etti; — Fakat tuhafı nerede?. Bir tarafta Amcamı deli diye tahttan indirirlerken diğer ta- rafta da onun Topkapı sara- yından biraderim” Sultan Mu- rat merhuma yazdığı mek- tubu — gazetelerle — neşretti- ler. Halbuki Amcamın hattı destile yazılmış olan bu mek- tup, değil bir delinin, olur ol- maz akıllının bile yazamıya- cağı kadar dürüst bir yazı idi. Bu mektup — dururken, artık Amcamın mecnun oldu- ğunu ve bu cünun saikasile intihar ettiğini iİleri sürmek, bilmem ki ne dereceye kadar doğrudur. ,, Abdülhamit, ayağa kalktı. Bu bahsi burada bırakmak istediğini anladım. Tabii, ben de kalktım. ( Arkamı var) Adliye Maarif Paşa, Paşa, Paşa, güldü ON ÜÇÜNCÜ PATRON KUPONU No. 12 Gasetemizde en beş günde bir vermekte — olduğumuz — Patronu bedava almak İetiyorsamı, bu kuponu kesip saklayının ve 15 kupen toplayınız. - Patronlarımır dan pek memaun olacaksınız. Patronlar neşredildikleri gü den İibaren İstanbal — karilerimis bir. haftı a karllerimiz ea gün ıçıı:ı ı::"ıılınıı gösder melidirler. Ba müddet VeremMeselesin- de Suya Düşen Bir İddia rafı T inel sayfada| ı'l'm yapan — doktorlar arasında bulunan Tevfik İsmail Bey, Fridman aşısının beş para etmediğini şöyle an- latıyor : * — Bu ilâcı çıkaranlar Almanyada ilim ve fen saha- sında işlerini yürütemedikle- rini görünce İşi siyasi ve avami neşriyatla halka kabul ettirmek yolunu — tuttular. Yevmi ve siyas! gazetelerle ta- babet âleminde emsaline tesa- düf edilmemiş bir cüretle ve halk nazarında bütün Alman hekimlerini en adi ve hasis düşüncelerle — hareket eden insanlar şeklinde gösterecek şekilde çok çirkin bir neşri- yata başladılar. Bütün Alman- yada taraftarlarının yekünu i,q altı hekimi — geçmiyen Fridmacılar - “Bu ilâç veremi ortadan kaldırılacağından, ek- meksiz kalmak korkusu - ile Alman hekimlerinin buna mu- arız kaldıklarını ,, bir — ilim adamına yakışmıyacak tarzda yevmi gazetelerde neşrettir- mekten çekinmediler, Tasavvur ediniz. Öyle bir Hâç ki buna Alman hekimleri boykot ediyor; veilmi mecmu- larda hemen hemen pek nadir bazı yazılar çıkıyor. Diğer ta- raftan bir Fransız keşfi olan B. C. G. aşısı hakkında lehte ve aleyte yüzlerce neşriyat yapıyorlar. Bu bile başlı ba- şına bu ilâcı mahküm etmeğe kâfidir. Almanyayı — propagandaları için müsait bulmayınca diğer memleketlere — teşmil ettiler. Bilhassa Macaristanın küçük bir kasabasında bir Macar hekiminin, tamamile — yanlış olduğu vesikalarla sabit olan, büyük bir rakama — müstenit istatistiğini ilân etmesi mese- leye yeniden hararet vermiye sebep olmuştur.., Tevfik İsmall B. bu izahatı verirken Fridman aşısının şafi ve vâki hiçbir tesiri halz o ında bütün dünya müel- liflerinin hemen müttehit ol- duğunu da ilâve etmektedir. Bu izahatten ayrı olarak yine Tevfik İsmail Bey, meş- hur bir Alman doktorunun (Fridman ) aşısı Üzerine yap- ftığı uzun tecrübelerin tama- men menfi çıktığını ve bu aşının hiçbir işe yaramadığı neticesine — varıldığım — söyle- mektedir. Bundan başka doktor Musa Küâzım ve Zühtü Tevfik Bey- ler bu aşı dolayısile on dört hasta üzerinde tecrübe yap- mışlar ve hiçbirinde de müspet bir salâh eseri müşahede edememişlerdir. Bu iki doktor tecrübelerinin neticelerini şöy- le anlatmaktadırlar: “— İşte bu muhtelif vak'a- larda şafi olarak kullandığımız Fridman aşısından müspet hiç bir netice alamadığimızı kay- detmekten kendimizi alamıya- cağız. Filhakika aşıyı tatbik ettiği miz ağır, Ümitsiz vak'alarda bir netice alınamıyacağı zaten malümdu. Fakat bazan ümit- siz, kaybedilmiş vak'alara da Resminizi Bize Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... v Abdi Efendi: Mahcup ve “ çekingendir. Nümayiş ve şarlatanlik ya- pamax, — ser- Cemal Gültekin bey: Sa- mimldir. Ok duğu gibi gö- rünür, usul ve merasime ria- $A0 yetkârdır. Sui # muameleye haksızlığa ta- 4 bammül ede- mez, mukabe- leye ve tenki- de mütemayil- dir. Neşesini na..ren zayi eder. * M. S. hanım: — Fotoğrafının dercini istemiyor — Hırçın ve kıskançtır. Çabuk alınır ve ataklık gösterir. Yü- züne gülenlere karşı uysaldır. Menfaaatlerini esirgemez, teşvika —kapılır. El işlerinde mehareti varsa da ev işlerile meşgul olmaktan sıkılır. * - Pakize hanım: — Fotoğrafının dercin! istemiyor — Herkesi kendi elem ve ke- derlerile meşgul etmek İster, Çabuk ahbap olur ve dertle- şir. Memnuü olduğu zamanlar nadirdir. Medih ve takdirden fazla haz duyar. * Halil Ulvi. bey: Sakin, çekingen — ve 'mahçuptur. Muamelesinde hatır şi naslığa temayül eder. Saygı sızlıktan müçteniptir. Mes'uliyet ten tehlike ve müşk ülâttar bemmiyet ve- rümesini İster, takdir ve te- veLcühten hazzeder, iyi geliyor kaydının kat'l olup olmadığını tetkik için yaptı- ğımız — vak'alarda, yine pek metedilen veremli kemik has- talığı vak'asile müterafık olan bir vak'ada, müstevli bir vak'a ile pek kâmin seyreden vak'alarda, yine çok had se- yirli — vak'aların hiçbirisinde insanın yürzünü güldürecek bir netice alamadık. Bu vaziyet karşısında — veremin tedavisi sadedinde Fridman — aşısın- dan medet ummak — nabemev- simdir. | Wecati bey Atak ve atı- gandır. Küçük bir şeyi büyül- tür ve izzeti — nefis meselesi yapar. Parayı israfa — müte- mayildir. Ala- yı ve eğlen- ceyi ihmal et- mer. 182N1hat bey: Müteşebbis ve sokulgandır. Betaetten hoş- ) lanmaz, bazen acul olur. Bir- denbire par- lar, söz altın- da kalmak is- temez, » Fevzi Sadık bey: — Fotoğrafının dercini istemiyer — Atılgan ve hayalperesttir. Girgin ve sokulgan değildir. Daha ziyade tutuk ve mah- cuptur. Küçük bir şayi büyük tür, başkalarının tesir ve ira- delerine tâbi olur. Müşkilât karşısında metin ve cebbar değildir. Herkesle anlaşmıya mütemayildir. * hilmi ve Atıf beylere 1 Bir arada çektirdiğiniz fotoğ- raflar fazla gölkeli olduğu için tahlile esas olacak vu- zuhtan mahrumdur. Talebiniz veçbile resminiz — adresinize iade edilmiştir. Ayrı ayrı çe- | kilmiş bir başka fotoğraf l ' gönderiniz efendim. * H. Kemal hey: Ağır baş- h ve ciddidir. işlerinde ace- leyi tercih e- der. — İsraftan müçteniptir. © Dostlarını in- Ü tihapta müş külpe sen ttir. Çabuk 1âuba- H omar. ». Kâmil Efesdi: Her şeya müdahale et- merz, patırtıcı, C0 gürültücü ve " | kavgacı değil- dir. Zararlı ve B O tehlikeli işle- a ( ten ,.Ş Maddi ve yo- e B rücü — işlerle meşgul olmak İstemez. Binaenaleyh verem tedavi- sinde esas: Bugün yine umu- mi — bhıfzıssıhha — kaidelerine riayet etmekle beraber bol gıda, bol ziya, bol, hava; farla istirahat ve kollaps te- davisinden ibarettir.,, Diğer taraftan mütehassıs doktor Tevfik Salim Paşa da bu uydurma olduğu — tecrü- belerle anlaşılan bu Fridmaz aşısı hakkında — “mezarından sörlerini söylemiştir. re — girişmek- — çekinir. — 4 d

Bu sayıdan diğer sayfalar: