HLT Abdü (Herhakkı mahfuzdur) Ne tezat yarabbi!.. Bu kü- Şücük kuşlara acıyan; acaba Birçok zavallıları menfalarda, tindanlarda mahvettiği rivayet olunan, o (Kızıl Sultan) mı İdi?... Tam ayrılacağımız zaman avaların fenalığından, kışın tidetinden bahis açılmıtı. Ame- tika usulü kaloriferin en iyi I teshin vasıtası olduğunu ka- bul eden Abdülhamit; | , — Yıldızdaki dairelerin hep- | tinde kalorifer vardı. Yalmız benim oturduğum daire; iki Üç odadan ibaret ahşap bir bina idi. Ben, oraya koydur- | madiım. Adi bir soba ile iktifa ediyordum. Dedikten sonra; sesi bir- denbire rikkat peyda ederek : — Kış; çok korkunç şey- dir. Zenginler için, kolay.. fakat; — Allah — fukaranın Yardımcısı olsun... Yiyeceğini, giyeceğini düşünen bir fakirin bir de odun, kömür derdine düşmesi.. güç şeydir vesselâm. Diye mırıldanıyor ve halka karşı gösterdiği bu alâka ile benim hayretimi arttırıyordu. | 9 Künunusani Müşfika kadınefendinin bi- Taz fazlaca öksürmesi, Abdül- hamidi yeniden telâşlandırdı. | Doktora haber gönderdi. Sa:- bırsızlıkla onu bekliyor. Âbit Efendinin derslerinden memnun. Yalnız bir cihetten Müteessir. Hesabi iyi anlamı- Yormuş. — Kim hesabı güzel anlar- Sa; insanların en zekisidir. Dedi ve sonra marisine #it şu hikâyeyi anlattı: — Gençliğimde, çok güzel esap yapardım... Bir gün. | onmarşa) ye gittim. Birçok teyler mübayaa ettim. Bunlar trasında bilmem kaç metre tulünde bir kumaş ta vardı. ira; hesaba geldi. Ben, şöy- lece gözümü duvara diktim. vvelâ, —hayalen, metronun adedini, onun altına da para- Bih mıktarını yazdım. Par- Mağımla darp — ameliyesini | Yaptım. Cemedilecekleri ettim. Knrşımdı durüup yüzüme ba- kan kasadara: — Şu kadar kuruş değil Mi mösyö ? Dedim... kaldı, Adam hayrette | Di | karamıyordu. içinde Nasıl bunun vardı. — Fakat ; esirli — şeyler Yaptınız ? Dedi ve beni alkışladı. -Bu bahis, devletin para va- | Ziyetine intikal etti. Abdülha- | Mit, evvelce ayrı ayrı naklet-' | tiği iki vak'ayı birden hikâye &tti. Arada bazı farklar oldu- ü için, ben de dinlediğim | Bibi tekrar kaydetmiye lüzum Rördüm, Abdülhamit dedi ki: ea Ben devleti iki defa; GöYük mali buhrandan kur- | lî;'d""' Vatanıma yaptığım bu büyük hizmetle iftihar *derim... Biri Hayrettin Pş. ;ı(mv sadareti zamanında idi. âime birdenbire itibardan düi"l.. esnaf; ( yüz kuruşluk M gn N kaimıı £ ülhamit, F p | | Vaktin Sadaret Müsteşarı Mehmet Ali Paşa Piyasa durdu. Tüccar esnaf arasında alış veriş ol- Fırıncılar ekmek çı- İstanbul halkı, aç kalacak ve bir ihtilâl çıka caktı. Sadaretten, buna d tezkere aldım. Ve tezkereyi ahr almaz, Sadrazam ile o zaman — şehremini olan Arıf Paşayı mabeyne çağırdım. ile muyur.. Gece idi. Vakit, epeyce geç- | mişti. Sadrazam ile şehremini odadan girer girmez, şehre- | | mininin sarhoş olduğunu an- | ladım ve derhal — arlederek buzurumdan kovdum, Askere peksimet yedirmek ve askerin | ekmeğini ahaliye tevzi etmek suretile düşündüğüm tedbiri | Sadrazama anlattım ve onu bu işin tatbikima memur et- tim. Sonra; 0 zaman mabeyn- de Ragıp B. isminde genç Mecliste (Baş tarafı 1 1nci sayfada) racat 153 milyon, ithalât ta 207 milyon lira idi. Görülüyor- ki bugün bile Türkiye Cüm- huriyetinin yaptığı ihracat ra- kamı Osmanlı İmparatorluğu zamanında bu yerlerden yapı- lan vasati ihracat rakamile beraber gitmektedir. Vakıa ithalât dahi aynı su- retle beraber gitmekte isede bilhassa nazarı itibara alınma- sı lânmgelen bir nokta var- dır. Arkadaşlar, Osmanlı İm- paratorluğu zamanında mem- lekete yapıları ithalât yüzde | derecesinde edilen, yiyecek, nisbetinde, derhal — konsome istihlâk edilen içecek, giyecek gibi ithalât maddeleri idi. huriyetinin teessüsünden son- ra ve bu G sene bizim yaptığımız ithalât 290 milyon — İiradır. Bu ithalât fabrikalar tesis etmek, şimen- diferle yapmak, baştanbaşa harap olan memleketi imar etmek, ziraati — inkişaf — et- tirmek için makineler almak tababetimizi, maarifimizi daha kâmil, daha medeni bir şe- kilde yürütebilmek için ona lâzım olan vesaiti tedarik et- mek için sarfedilmiştir. Bir milletin ithalât ve ihracatı tet- 99 N SO ndisinin Hesaba Olan Vukufunu Ve Kaime Meselesini Anlatıyor NAKLEDEN: ZİYA ŞAKİR.- —— 67 * bir kâtip vardı. Ömrü vefa | tan da emir verdim. Gerek | sarayda ve gerek hazinei hü- | takımı varsa hepsini bir ara- l;i Müzake;;nîn Z;bıtî' larını Aynen Yazıyoruz | | | | l | | | | | | | | | Türkiye Cüm- | zarfında | | söylememişlerdir. | tımız, arasında buldukları bü- | rak o; | Bizim bu suretle hazeketimiz, | buldu. Bu para ile kaimeleri BOR İstanbul 29 Ağustos 1931 — Kapanan fiatlar — NUKUT İsterlin Delar - Amerikan N .NLERİ | 16750 20 Drahml Yumaz | 20 Frank İsviçre P 20Lera — Bulgar | 1 Fiorin Felemenk 20 Koros Çekoslevak 1 Şilin Avusturya 1 Raybşmark Almanya 1 Zeloti Lehletan” 1 Çervoneç Sövyet KAMBİYO Lendra 1 İsterlln — kuruş | 10980.— Nüy, — 1 Türk İlram dolar. | 0,446.22— Parle — 1 Türk İlrasıFrank | 12 03,— y Milâss 1 Liret —| 9ar a— Hemen bu Ragıp Beyi masa- | kanea 1 Belga | 3 saşeo | mın başına oturttum. Ben, | Cinevre : îı..ı | 7,4)_an,_) * Sef, ova 6500 — ayakta hem geziyor, hem de | Xa. Floria (— 1416400 (dikte ettiriyordum). On beş ıT Perta - | 5,54,00— | ik bi Mark — | 1,99,00,— | maddelik İ?ır kanun kaleme nni n aldırdım. Bir taraftan bu ka- | | 27930,— | nunu hazırlarken diğer taraf- etmedi. Vefat etti. Kendisini evlâdım gibi severdim. Vefa- tından, çok müteessir oldum, 1 Çervoneviç kuruş | — 1088 | Taşra Bayilerinin Nazarı Dikkatine İstenildiği şekilde paket £ yapılmak şartile gazete al- mak istiyen taşra bayileri İstanbulda Ankara cadde- sinde Feyzi Ahmet hanında İzmir gazete bayli Tevfik Ef ye müracaat etsin. mayunda ve bir de (Has ahir) de nekadar fazla altın, gümüş | ya toplattım. Biş yere yığ- dırdım. Ertesi — günü, ©o kanunun suüretini ilân eder- ken vükelâya haber — gön- | derdim. Hepsini yanıma ala- tepe gibi yığılmiş | altın ve gümüş takımlarını | gösterdim. — İşte; ben — fedakârlık ediyorum. Siz de, — uhtenize düşeni yapmalısınız. Diye ha- miyetlerini tahrik ettim. On- | lar da, evlerinde ne kadar böyle kıymetli eşya — varsa getirdiler. Bir iki gün zarfın- da, mühim — miktarda altın ve gümüş toplandı. Yalnız mabeyndeki eşyanın kıymeti | (üç yüz bin) lira tutuyordu... Yeni' Neşriyat — Yeni Bir Metot İzmir Erkek Lisesi Almanca muallimi Tahsin Abdi Bey memlekette lisan tedrisi hak- hakkında ( Yeni Bir Metot ) miştir. Üsküdar Hâle sinemasında Aşk Uyumaz Mümessili: Verjina Valli Duhuliye 10 kuruştur. halka misal oldu. Her taraf- | tan gelen ianelerle az zaman zarfında — toplanan paranın; mecmuu; 16-17 milyon İirayı | Altın Ordu Kongresi | || 4292031 cuma günü saat | 14 te Kadıköyündeki merkaz -| binamızda umumi kongremizi Iaklcdeceğimiıden muhterem Azanın yevm ve saati | kürde kulübü teşrifleri, S D R Ş ON BİRİNCİ PATRON KUPONU No. 5 Gazetemizde on beş günde bir vermekte ğ Patronu bedava almük istiyorsanız, bu kuponu kesip saklayınız ve 18 kupor toplayınız. - Patronlarımız: dan pek memnun olacaksınız. Patronlar neşredildikleri gün- den ilibaren İstanbal - karilerimiz bir. hafta, taşra karllerimiz. on Kün içinde kuponlarını gönder- melldirler, Bu müddet geçtikter *onra 'kuponlar kabul edilmez, ortadan kaldırdım. (Arkası var) mez- nokta çok mühimdir. Çünkü meselâ 1929 senesinde 225 | milyon İiralık ithalât yap- | mış isek bunun 25 milyon İi- rasını hiçbir vakit o sene sar- fına istihlâk edilmiyecek bir rakam değildir. Belki hiç o mazsa yirmi sene kadar bu memlekete servet tevlit edebi- lecek demirbaş eşya yani mü- vellit servet olmak üzere yapık- mış bir ithalâttır. Binaena- leyh 6 seneye 290 milyon lirayı taksim ettiğimiz vakit te ithalâtımızın vasatisi milyon — gösterilmişken bunu hiç olmazsa 160 — milyona indirmek icap eder ve bu suretle — bir. çok yı.-rll, ve yabancıları pek kolay kabul ctmiyeceğim. Çünkü yabancılar sübjektif ve her halde bir maksada binaen bizim iktısadiyatımızı — tetkik aldanarak olduğumuz SON POSTA İYevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi İdare | İatanbul Nuruosmaniye Şeref sokağı 35 - 37 Telelon İstanbul - 20203 : İstanbul - 741 ul SON POSTA ABONE FİATI TÜRKİYE ECNEBİ 7000 K, D00 Kr. 740 , 100 ,, 0 , 800 ,, " 300 etmiş kimselerdir, —Kimselerin ithalâtla ihraca- 1 Sene 6Ay A Üa yük fark hiçbir vıki.l llıe_- rinde Cümhuriyeti tesis etti- ğgimiz gafil Osmanlı İmparator- | luğunun bir harabe, mahuf ;e korkunç bir harabe halinde bulunan ithalât ve 'ıhnı_table asla mukıyele'eğılebılı:cek bir vaziyette değildir. (Devamı — var) evrak gerl verilme: esuliyet alını Adres dağiştirilmesi (20) kuruştur. ismi altında bir eser neşret- | ——7 SA | DARÜLFONUN TA&ıMq YİNE YENİLDİ 'Harkof Muhteliti Dün- Rusyaya giden Darülfünun | takımı dün Harkofta dördün- | €ö maçını yaptı ve Harkof | muvazene görülüyordu. | kendini | penaltı ile de Ruslar ikinci | mıştır. mühtelit takımile karşılaştı. Tafsilâta girişmeden — haber verelim ki, takımımız bu ma- çını da kaybetti, iki sayı ile mağlüp oldu. (Anadolu Ajansı) maç hak- | kında telsizle şu tafsilâtı al- mıştır : Hava yağmurlu ve saha çok çamurlu idi. Buna rağmen maç büyük bir alâka ile kar- | şılanmış, tribünler 20 bin tah- | min edilen bir seyirci kütlesile dolmuştur. Oyunun başlangı- cında iki takım arasında bir Bu vaziyet 15 dakika ka- dar devam etmiş, fakat sonra Harkoflular — hakimiyeti ele almıya başlamışlardır. Devre- | nin ortasına doğru da Rus takımı ilk golünü yapmıştır. | Takımımız bu sayıdan sonra toplamıya — çalışmış, fakat aleyhimize verilen bir sayılarını yapmışlardır. İkinci devrede iki taraf ta iyi bir oyun — göstermişler, fakat nihayete kadar hiçbir gol kaydedilmemiş ve oyun Rusların galibiyetile 2-0 hitam bulmuştur. Rus spor muharriri Türk takımı hakında şu - sözleri söylemektedir: “Türk takımının — yüksek teknik ve kombinezon kabili- yetini — takdir. etmek — icap eder. Orta muhacim ve sol açık iyi idiler. Bilhassa mü- dafan calibi dikkat idi. Türk takımının — gösterdiği — bu mükemmel — oyuna rağmen Harkofluların — yekvücut bir oyun sistemi takip — etmesi neticeyi kendilerine kazandır- | Dünkü maçı Galatasaraylı | gerek takım | oyunu, Kemal Rıfat Bey idare etmiş- | Bugünün »- | küMaçı2-0Kazandı tir, Kemal Rifat Bey maş hakkında şu tahlili yapmak- tadır: “ Bugün idare ettiğim oyun bütün gün yağan — yağmur dolayısile sahanın çamur için- de olmasına rağmen her iki takımın — kıiymetini meydana koyması itibarile şayanı dik- kattir. Harkofluların, oyunu 2 - 0 gibi bariz bir farkla kazan- masına rağmen — müsabaka cereyanı itibarile daha ziyade mütevazin idi. Burada iki noktaya işaret edeceğim : 1 — Harkof takımının at- letik kabiliyeti, topa hakimi- yeti ve muayyen bir oyun sistemi dahilinde çalışması. 2 — Müdafaanın ve bilhassa geri müdafaanın gerek — şahsi halinde güzel Bize — gelince; — bugünkü oyunda müdafaamız oyunun bütün yükünü taşımak suretile vazifesini hakkile yaptı. Bi hassa sağ müdafi Saim ve merkez muavin Sadi Beyler fevakalâde — varlıklar göster- diler. Buna mukabil muhacim hattı bugün maalesef iyi bir oyun gösterememiş ve iyi bir sis- tem tatbik edememiştir. Bu oyunla Türk takımı son müsabakasını yapmış - oluyor. Rus toparaklarında oynadığı- mız dört maçtaâki intibaatımı hulâsa ederek Rus - futbölü hakkında şöyle bir mütalea yürütebilirim; Bugünkü Rus futbolü ile 1924 te seyrettiğimiz oyun arasında fark yoktur. Yalnız Rusların spora çok ehemmi- yet verdikleri muhakkaktır. Elde ettikleri bu galibiyet te çok çalışmalarının bir netice- Mes elelerinden Mahvedilen Bir İstik- balin Feci Hikâyesi ( Baştarafı 1 inci sayfada ) © | beni aradığı bile yoktu. Ha- nım çok fena idi. Hergün | dayak yiyordum. İstanbulda gözüm açıldı. Ken- dime bir başka kapı buldum. Orada da aylığımı vermediler, aç kaldım, yeni bir iş bulmak için idarehaneye — gitmiştim. Bir gün temiz pak bir efendi beni oradan alarak evine yö- | türdü. Evde efendiden başka Ha kimse yoktu. imların ne- | rede olduğ gittiklerini ceklerini öğ inandım, kârmış. ta de dör rendim. Ne bileyim. Meğer adam be- Nazlıcık sözün burasına ge- lince durakladı, kızardı, ba- Şını önüne eğerek ilâve etti: | — Bu namus düşmanı herif istikbalimi mahvetti. O zaman | yaşım çok küçüktü Polise filân haber vermeyi bilmiyor- dum. — Günlerce — ağladım... Hasta oldum... Yataklara düş- tüm... Yol gösterenim yoktu. Derdimi kimseye açamadım... | FERAH | şık Yüzümdeki yaralar © namus düşmanı — utanmaz — heriften bana kalan 1airastır. Üç beş kuruş - biriktirip tedavi ettir- dim... Güya şimdi kimseye geçmezmiş. — Peki ama... Seni bu ! hal ile kim yanına alır ki?.. Sonra bu idarehane sahibi | bu vaziyette bir kimseye kefil olur mu? — Bunların içinde öyleleri | var ki benden beterlerine kefil olurlar. — İş ki elinde nüfus tezkeren bulunsun. Temiz bir insan olduğuma yemin bile ederler. âtro Ve Sinemalar ZAR - düzlaban ve ALEMDAR — EKLER ETUVAL — Don Petruçyo GLORYA — Sevgilinin zevki KEMAL B. — Ulvi dakika ve bir koralk — Muhtelif tarasili , mları altnda OPERA Taksin | Çitıkparla — Kız kulesi parlı — Dardttalim Üsküdar Hâle — Aşk uyumaz.