F 20 Ağustös . SON POSTA ' Sayfa's J Kari Gözile Gördüklerimiz Bir Mütekaidin Tekalt Ma- aşlarına Ait Mutalsası Gazetenizin 383 numaralı nüs- sında Maliye Vekâleti Muntazam Borçlar Müdürü Hilmi Beyin beyanatına atfen mütekaidinden arzu edenlerin olbaptaki kanun Macibince iki senelik aylıklarının toptan — verilebileceğini yazıyor- dunuz. — Fakat — hükümetimizin, maaşları — tahsisatlarile birlikte elli liradan fazla olanlardan arzu eden — mütekaitlerle — emsaline muvazıaf memurin gibi larını her ayın iptida veya « da vermesi acaba kabil © mi? Çünkü; üç ayda bir alın- | makta olan maaşların her aya taksim edilerek sarfedilmesi çok defalar mümkün olamıyor. Sebebi ihtiyacın pek çok olmasıdır. Her üç ay nihayetinde ele geçen topluca bir para diğer aylarda tasarruf edilir diye hâsml olan bir düşüncenin tesirile mevcut olan ihtiyaçlara fakat bu tasarruf ta yapılama- maktadir. Bundan başka ikide bir, hasta- hk ve saire gibi para sarfını latilzam eden mübrem, âni ve gayri melhuz sebepler de inzimam * edince - nitekim ediyor. - işte ovakit felâket baş gösteriyor. bütçe açıklığı senelerce devam ediyor. Bu vaziyetten kurtulmak ümidile maaş cüzdanı sarraflara | murabahacılara kırdırmak - mec- buriyeti — kendiliğinden — hasıl oluyor. Arrzettiğim vaziyetlere düşme- mek için acaba hükümetimiz mü- tekaldin. ve emsalinden İstiyen- lere (Hilmi Beyin beyanatında olduğu gibi ) maaşlarım her ay alabilmelerini temin etmek sure- tile bizlere bu Tötfü bahşedemez mi? Mütekalt memurlardan Ziya Odun Meselesi Gazetelerde kömür ve odun meselelerinden — bahsedilmiye başlanıldı. Çok haklısınız. Kış geliyor ve bizim başımıza muazzam bir kömür ve odun belâsı çıkıyor demektir. Bele- diyeden ricamız şudur: Kara kış ortalığı basmadan evvel bu işle — alâkadar olmalı, ihtikârın şimdi önüne geçmelidir. Unkapam Mustafa Hâdi Gün S1 -29Ağustos-931 — Hisır 116 Arabi Ruml 14 -Rebülahar- 450 | 15-Ağustor - 19407 — aa gekilt-ezanİ-vasat! he | —— $23 | Akşami2.—| 1849 Öğle| 526 1215 | Yatan | 137 2077 909 1558 | İmusak (8 46 238 sarfedilmekte, | | ket | kerlerin Dünyada Neler Olup Bitiyor ? ? İngilteredehA;e_le— Fırkası Halkı Mukavemete Davet Ediyor.. Amele Fırkası kabinesinin sukutile yeni bir milli kabine teşkiline ran elân ilk şiddetini muhafaza etmektedir. Milli kabinenin bu büyük henüz kat'i surette belli değildir. Fakat İngilterenin eydandadır. Hint meselesi İngilizleri elân uğraştırmaktadır. Gandi taraftarlarının bir nümayiş hareketini görüyorsunuz. tedbir alacı olmadığı İngilteredeki siyasi buhran î:'lılı kabinenin — teşekkülile edilecek deniliyor. Fakat henüz tamamen halledilmiş bir cihet yoktur. Yakın bir istikbal bize yeni kabinenin mevkiüni ve eserlerini vazıhan gösterecektir. Vaziyete dair son gelen haberleri yazıyoruz; Amele Fırkasının |Beyannamesi Londra, 28 (A.A.)— Amele fırkası konleransı neşrettiği bir beyannamede hbalk - küt- lelerini — milletin — müsaade- sini haiz olmaksızın hare- eden ve hususi menfaati — namına takip edilen siyasetin intaç ettiği vaziyete bir çare - bul- mak için işçilerin hayat ve maişet şeraitine hücum eden kimselere — karşı mukavemet göstermeğe davet etmiştir. Beyannamenin sonunda bu kabilden kimselerin giriştikleri bu teşebbüsün esas itibarile memleketin içtimai siyasetini altüs etmekten başka bir ma- na ifade edemiyeceği beyan | olunmuştur. Londra, 28 (A.A) — Maliye nazırı M. Snowden bugünkü beynelmilel mali vaziyet dü- | müşküller siyasl zeldikten ve mali' halledildikten — sonra hayattan — çekilmek — niye- tinde olduğunu ihsas et- miştir. M. Snowdenin sıhhi vaziyetinden dolayı gelecek amumi intihabatta tekrar in- tihap edilmesini istemediğine ve battâ meb'usluktan istifa edeceğine dair birçok şayialar dolaşmakta idi. —— — Makdonald Çekilmiyor Yine Londradan gelen bi ban- | metanetle | ir | ceği haberi tekzip olunuyor. İspan ya Ve Portekizde Vaziyet Cedix, 28 (A.A.)— Dimena | | dela Frontera'da içtimai vazi- | | yet fenalaşmıştır. Umumi grev | devam - etmektedir. Grevciler telefon kablolarını kesmişlerdir. Milis efradından mürekkep olmak Üzere takvi- ye kıtaatı gönderilmiştir. Te- lefon batlarile elektrik fabri- kasının kabloları kesilmiştir. Madrit, 28 (A. A.) — Baş- | vekil, Hariciye ve — Adliye nazırları Papa vekili ile gö- rüşmüşlerdir. Bu mülâkat kısmen kilise | ile devlet arasındaki münase- betlere ve pazarların vaziye- tine dair bir itilâf yapılması meselesi hakkında - cereyan., etmiştir. Madrit, 28 (A-A) — Hari- | ciye nazırı M. Lerroux Por- tekizdeki — vaziye hakkında | gorulan bir suale verdiği ce- vapta, — İngilterenin - Lizbon | sefirinin — ihtilâlcilerden ba- zılarını — sefaret — binasında muhafaza — altına — aldığına | ve bu sabah İspanya *& | | fareti civarında bir müsa- demo — vukubulduğuna — dair bazı rivayetler şayi olduğunu haber aldığını söylemiştir. — Lizbon, 27 (A.A) —an'f' met kıtaatı asilerin son kafi- lesini takip ılmekkeıiiî SŞ telgrafta Başvekil M. Makdo- naldın siyasi hayattan çekile- | kit şiddetli bir yağmura rı rağmen İngilteredeki mali buh tehlike vaziyetine karşı nazıl bir derdi yalnız mali buhrandan ibarat Nitekim resimde Hindistanda İ_I.;ıgı'ltereye ıKf ed i Açılıyor Vaşington, 28 (A.A)— New york Times gazetesi muha- birinin verdiği habere göre, İngiltere'ye 400 milyon dolar- hk bir kredi açılması hak- kındaki karar Reisicumhur M, Hoover tarafından tasdik edilmiştir. Paris, 28 (A.A) — İngilte- reye geniş mikyasta mali bir yardım temin etmek için İn- | iliz maliye nezaretile İngiliz gankııı namına Parise bir kaç murahhas gelmiştir. Gandi Londraya (Gidiyor — Londra, 28 (A.A) — Lon- draya yapmıya çıktığı seya- hatte G:mdı?_'e oğlu Devadas Gandi ile Mis Solade isminde bir İngiliz. kadım — refakat etmektedir. Bu kadın, birçok seneler- denberi Gandinin coşkun ta- raftarlarından — biri — olarak tanmmıştır. Gandi, Bombaya gitmek üz- re şimalde trene bindiği va- men binlerce kimse kendi selâmetlemiştir. Günlerce müzakere, muha- bere ve içtimalardan sonra bütün ümitlerin hemen hemen kesilmiş olduğu bir sırada Gandi ile valii umumi arasın- da bir anlaşma elde edildiği- | nin saat 18 buçukta şayi ol- ması çok derin bir tesir hâsıl etmiştir. savvur ve Bir Sevgi Meselesi Zehra isimli bir kariim bana şu mektubu yazıyor ; *“Kız kardeşim henüz on dört yaşında ve orta mek- tepte tahsildedir. Ailemizden işitiyorum ki 18 yaşlarında bir genç, kardeşimi görüp sevmiş ve evlenmelerini aile- mize teklif ettirmiş. Gencin tahsil derecesi ortamektep imiş. Babasının vefatı üzerine tahsile devam — edememiş. Ayda 30 - 40 lira üÜcretli bir | iş bulmuş, çalışıyormuş. Aile- mizin içtimal mevkii gencin- kinden hayli farklıdır. Fakat —bugün kardeşimle evlenecek bir genci, besliye- cek bir kudreti de haiz değiliz. Gencin, ne bir ser- vete sahibi olmayışıma ve ne de serbes bir meslek için lâzmngelen vukuf ve malüma- ta sahip bulunmamasına rağ- men şu aldığı otüz. kırk lira ile aile tesis etmek isteyişi- ne ve kardeşime mes'ut bir | bayat yaşatacağına güvendiği- ne bakarak henüz evlenmeyi | düşünecek bir yaşta olmıyan kardeşimin evlenmesi - teklifi- ne muvafakat etmek, rica ederin Hanımteyze, aklın ta- kabul edebileceği birşey olur mu? Aşk ve sevgi meselesinde müvazene aramak ekseriyetle doru olmaz. Bir genç, içtimal bayat farkına hiç bakmadan | sever ve sevebilir. Buna bir şey diyecek — değiliz. Fakat | asıl mesele, kurulacak yuva- nn saadeti, tehlikeler karşı- sında ayakta durabilmesidir. Bunun için de karı ve koca- nn hayatı kazanabilecek ikti- darda — olması Vâzımdır. günkü hayat ve bilhassa iktı- sadi zaruretler, artık kadının eskisi gibi tufeyli olmasını tecviz edemez. — Evlenmeye talip olan gencin vaziyetini bir tarafa bırakalım, karde- RUS DİKİŞ MAK Umum Deposu Adr_Ef. Kütüphane sokağı vE Abravanel Mi Yarım 65 numara İSTANBUL Bu | Kadın Ve Kalp İşleri Kadın, Hayatını Kaza- nacak Vaziyette Olmalı | inema Artist erinden Hangi ile Evlenirsiniz; Karllerimizden, açlığımız anketa aldığımız cevapları neşre devam edi- yoruz. Anketimiz şudur: Sinemi artistlerinden — hangisile evlenmek ister siniz? ŞARL ROJE Türk olsaydı Şarl Roje ile evlenirdim. Niçin diye mi sordunuz? un bence bütün güzelliğinindi ibaret olan cazibeli gözlerini, parlak dişlerini her an yakın- dan seyretmek için zevci ol mak isterdim. Bu sebeple onun bütün — filimlerini kaçırmam, Ona son filimlerinde refakat eden Souk Nansi Karolü kiz- kanır ve Şarl Rojenin bir - fil- minde beraberce — oynamak için hayatımın yarısımı veririm. 926 -8 - 931 Büyükada : Yıldız. Nihat * NİLS ASTER Türk olmuş olsa idi bilâte- ndîîlt Nils Asterlo evlenirdim. Bu İsveçli genç artistte Greta Garbodaki esrarengiz güzellik var. Onu ne için mi seviyo- rum, bunu tahlil edemedim. Her halini beğeniyorum. Bil- hassa rengini tayin edemedi- gim derinden bakan esrarlı gözleri başımı döndürüyor. 26 -8 - 931 Erenköy: Gönül Kâmıran şiniz henüz tahsil çağındadır. Hayatını yalnız başma kaza- macak kabiliyette — değildir. Onu okutunuz, bir meslek sahibi yapınız. Ondan sonra evlenmesine tarftar olunuz ve evlendiriniz. Bugün bir aile otuz, kırk lira ile geçinemez. Günün birinde aile reisine bir ;y olursa kadın kendi başına yatını — kazanbilecek — bir vaziyette — bulunmalıdır. Son söz, hemşireniz henüz evlen- me çağında değildir. Ve tali- bi olan gencin bugünkü içti- mai variyetile evlenmiye kalk- ması, sadece bir sergüzeşt yaşamak arzusudur. ARALARI — Şubesi ' Marpuççular Han No, 2 Vünya ğ Köpek e Aalça Maskalara dikkat etmeniz rica edilir. eti TEFRİKA NUMARASI 4 | BiR ELMASIN HiK ESİ YAZAN: ** Hulâsa Osmanlı - hükümetine — isyan eden Karaman oğlu Pir Ah- met B. Minan kalesine kapan- mıştır. Gedik Ahmet P. ka: leyi muhasara etmiştir. Fakat zaptından şüphelenmektedi Karısı Gül batunla başbaşa verip bir plân çizmişlerdir. Fakat Asiler arasında da Mi- nan kalesi muhafızı Yusuf Beyle karısı Gülsüm Hanım başbaşa vermişler, çare ar- yorlar. — Ne durüyorsun — İste. İstiyenin bir yüzü kara, ver- miyenin iki yüzü! — Koca Yusuf Beyin karısı olayım da bir elmas parçası için Gedik Ahmedin avratına el açayım ha. Bana yakıştır- dığın işe bak. — Mademki öyledir, susta ! ıyııı(."' koca yatakta konu- lardı. İki gündenberi .â:âi'k. Ahmedin haremi Gül- hatun, Minan kalesinde İ.di ve aN y el du. Türk kumanda- ?l'."_"jfı'.ı“.m- kaleye çı- kan Karaman prenseslerinden Çiçek Hanım, o kaleye sığır mış olan amcası Pir Abhmet Beyin evinde kalmış ve kem disine yoldaşlık eden Gül- hatun da muhafızın evine konuk verilmişti. Yeğen, amcayı ikna etmiye memur idi ve bu memuriyet *sinirine dokunmakla beraber o- | Pir Ahmet B. tarafından da gayet makul ve gayet tabil görülmüştü. Ne o, he kale kumandanı, kadınlardan mü- rekkep olan bu sefaret heye- tinin bir fesat tertibi için önderildiğinden şüphe etmi- Şurlırdı. %ıııeıı '(?io:k Hanı- mın da böyle bir düşünceden | Bir çok Karaman kalelerini haberi yoktu. Genç prenses, amcasını - tehlikeden - kurtar- mak — gayesini — güdüyordu. bir hamlede ele geçiren dik Ahmedin Minan kalesini de - ergeç - zaptedeceğine ve © takdirde ise amcasının öi- dürüleceğine kani olduğu için bu feci akibetin tahakkukuna mâni olmak istiyordu. Halbuki — Gülhatun, — ilk adımda ağını germişti. Muha- hz Yasuf Beyin — karısında çok muhteris bir ruh sezerek onu kendi meramı uğrunda kullanmayı - tasarlamışti. Bu Türkmen kızı, filhakika haris bir mahlüktu. Süse düşkün- dü. Gösterişe meftundu, gü- müş için, altın için ve hele elmas için can verirdi. Gülhatun, ev sahibesinin bu zâfını, daha ilk selâmlaş- ma ve ilk kucaklaşma Anın- da anlamıştı. Çünkü Gülsüm Hanım, — misafirinin değil, mütemadiyen yüzüne parma- mdaki —muhteşem — yüzüğe yordu. Gülhatun, — bu — noktaya derhal mim koymakla bera- ber muhafız Yusuf Bey hak- kında da bir şeyler sezinse- mekte geçikmedi. Son inkı- raz günlerini yaşıyan Kara- man Hükümetinin bu şöhretli kumandanı, — kale — içindeki evceğizini tavuk — kümesine virmişti. — Bir — düzineden azla odalığı vardı. Demek ki o da, bir cephesi zayıf insanlardandı. Gülhatun, bu esaslı noktaları tesbit Çettikten senra vakit irmedi, Gülsüm Hanımın ni “ gıcıklamıya — girişti. Kendisini bir görüşte ka- ninin kaynadığımı, ana, baba bir kardeşe kavuşmuş gibi içine sevgi dolduğunu anlat- maktan başlıyarak zeki bir il iksada geçli: — Seni, dedi, keşki tamıs mıyaydım, keşki görmiyey- dim? Gülsüm Hanım, gözü hep ©o elmas yüzükte, hayret gös- tudi:N e — Niçin güzelim — Niçin olacak, ayrılaca- ğız da onun için! T — Bunun için ise hayıf- lanma. Dağ dağa kavuşımaz, insan insana kavuşur! Gül Hatun içini çekti: — Bir daha görüşüp konu- şacağımızı ummuyorum. Çünkü siz de, biz de ateş yiz. (Arkası var ) derin — derin nnn