Ss ON POSTA Ağustoş “İtalya Başvekilinin Mühim Ve Son Bir Yazısı Dünya, Ya Silâhlarının Yükü Altında Ezilecek, Yahut Ta Yeni bir Sulh Devresine Girecektir YAZAN: BENİTTO MUSOLİNİ Kari Gözile Gördüklerimiz Sun'i Gübreler Hakkında Ziraat Bankası Müdiri Umu- misli Şükrü Beyefendiye açık mektup: Bugünkü Sen Postaya (Köylü için ) serlevhası altında mirden 18 ağustos 931 taribile Yazılan bir havadise nazaran Emperiyal Endüstri Levant İs- minde on milyon İngiliz lirası sermayeli bir şirketin memleke- mize sun'i gübre ithali hakkın- da Bankanızla anlaştıği bildi- rilmektedir. Sun'i gübreler hakkında geçen 1930 senesi zarfında profesör Delbe (Delbet) tarafından yapılan tetkikata nazaran bu gübrelerin mağnezili olması lüzumu tahak- kuk etmiştir. Mağnezili gübreler her nevi hububat ve nebatatı tağdiye ve takviye eyledikten başka ayni zamanda tarla fsrelerini de itlâf ettiği tebeyyün eylemiş ve fazla olarak mağnezili gübre ile tağdi- Ye edilmiş olan hububat b- zeleri yiyenlerde kanser görülmediği dahi sabit olmuştur. Anladığıma nazaran bu şirket elinde bulunan stok gübreleri “ki bunların mağnezisiz olduğu hu enlamak güç değildir. elin- den çıkarmak için bir mahreç tedariki (çarelerini ariyor ve memleketimizin vaziyetinden İsti- İade etmek istiyor. Bu sene Tı leri ile yapılan o mücadeledeki müşkülât nazarı 'itibara alınırsa memleketimize (o itbal (edilecek sun'i gübrelerin behemehal mağ- nezili olmam lüzumu kendili- ğinden tahakkuk etmiş olmaz mi? Bu nevi gübrelerin mevaddı İpti- daiyesi olan mağnezit madenle- rinin memleketimizde mebzulen mevcut olduğu düşünülünce bu şirketle yapılacak (anlaşmada sun'i gübrelerin memleketimizde Ibzarı gayesi takip edilmeli veya hiç olmazsa memleketimi €ek gübrelerin behem Dezili olması şart ittihaz edilme- idir. © Memleketimize (girecek sun'i gübrenin murabbal nisbe- tinde © pişirilmiş | mağnezinin memleketimizden o İhracı | ayni şirketçe Oo deruhde Oo edilecek olursa mağnezitlerimizin sürümü temin edilmiş olacağından ikti- sadi bir muavaza vücuda geti- rilmiş olur. Çok mühim olan bu fenni ve Iktısadi noktanın gözetilmesi ve ledelicap daha yüksek makamata arzedilmesi mösellem olan vukuf ve vatanperverliklerimden o mun- tazırdır. Bilvesile hürmetlerimi teyit eylerim Efendim. Sabık İstanbul Şehremini Doktor Operator Emin Karilerimizden Ricamız “SON POSTA, şa göndereceğiniz mektupların zarfları Üzerine İçindeki yarının mahiyetini işaret ediniz. Bi mece midir, Hasım *eyzeye mi aittir, dareyi mi ar eder, tahrir müdürlüğüne mi hitap ediyer? Hu noktayı o kaydederseniz — vazifemizi kolaylaştırmış olursunuz. Kerilerimiz- den biihasan bu mokteya dikkat etmelerini tekrar rica ederin. Tefrikamız : No. 777 (Baş tarafı Linel sayfada) Ümit edelim ki bundan sonra Jâkırdı ve münakaşala- rın yerini kat'i kararlar alsın. On üç senelik boş lâkırdı- lardan sonra bazı devletlerin iktisadi bir iflâs karşısında bulunmalarım ve bazılarının da devam müddeti ve şek- linin şiddeti itibarile bü- tün dünya devlet adamlarını şaşırtan bir sefalet ve mane- viyat bozukluğu içinde sen delemelerini, bu fikir deği- şikliğini görerek adeta takdis etmek - arzusuna kendimizi kaptırıyoruz. İşte dünyayı ha- kikate isal eden bunlar ol- muştur. Ve bu budalaca oyu- nun nihayet ber türlü milli mefhumların mahvini ve İktı- sadi iflâsı intaç edeceği de sabit olmuştur. Öyle Bir Noktadayız Ki.. Biz şimdi öyle bir noktaya gelmiş bulunuyoruz ki ya iş lerimizi tanzim etmek çaresini bulacağız, yahut ta askeri bütçemizin fazla ağırlığı ai- tında ezilip gideceğiz. Çünkü askeri masraflar mil- Ni tasarrufumuzu © eritmişlir. Halbuki buna hepimizin azim bir ihtiyacımız vardır. İşte o müşterek ( hareketin âmili bu büyük zarurette mün- demiç bulunuyor. Hepimizin müşterek istıraplarımız vardır. Bertaraf edilecek müşterk bir teblike karşısmdayız ve müş- terek | tefhayüllerimiz vardır. Bütün dünyada hüküm süren sefaleti hafifletmek o mecburi- yetindeyiz. Bir panik veya cephe kırılması (tehlikesini bertaraf etmekle mükellefiz ve iktisadi hayatı o tanzim etmiye yardım edecek bir sökün O devresini ( özlemiye mecburuz. * 1932 Konferansı Bundan evvelki makalemde bu buhranın bal şeklini bul- mak mecburiyetinde olduğu- muzu ve 1932 senesinde top- lanacak tahdidi teslihat kon- feransının akamete uğraması ibtimalinin O düşünülemiyece- ğini beyan etmiştim. Dünyanın en büyük endişe- sinin bu nokta olduğu haki- kati üzerinde durup ısrar ediyorum, Fakat şimdiye ka- NUCAKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ Nermin büyük bir teessür duydu. Onu teselli için değil, bu kederden kurtulmak İçin, ona değil, kendi kendine bir- veyi izah etmiye mecburmuş gibi cevap verdi: — Bunların söylenmesi ko- laydır, dedim. Amma yapılma" *i mümkün değildir, demedim. Söylenmesi — kolay, yapılması Züçtür, demek istedim. Öyle değil mi? Güç değil mi? Nasıl diyeyim?.. Ah, kolay. ayım?.. * Akşama kadar beraber gez- diler. Herşeyden, hayata ait herşeyden konuştular. Farkında olmadan, ikisi de, birbirlerine samimi taraflarını açmış- Hatta izdivaçtan da az konuştular. Nermin, taahhüt altına gir- meden, (o müpkem vaitlerde Kalundu. en lardı. açıkça bir Mösyö Musolini dar sulha varmak için akla gelen imkânlardan daha ge- nişlerini görür gibi oluyorum. Şüphe yok ki son asır zarfın- da bu gayeye varmak için sarfedilen gâyret'e kâfi dere- cede teaddüt etmiştir. Rus İmperatorunun Bir teşebbüsü Hatta bu asrın başında Rus imperatoru müstebit Nikola milletleri toplıyarak araların» daki ihtilâlları sakin konfe- ranslarda e balletmiyo o davet elmişti. Bu davetnamenin mü- rekkebi henüz kurumuştu ki bizzat kendisi Rus - Japon barbine sürüklendi ve büyük sulh projesi gömüldü, gitti. Büyük harbin patlak ver- mesinden pek az evsel Ar man imperatoru İkinci Giyo- ma Nobel sulh mükâfatının verilmesi “teklif olunmuştu. Bugün, bu hâdiseden yirmi sene sonra, böyle bir intiha- bın nasıl bir maskaralık ols- bileceğini görüyoruz. Alman silâhları daba © zaman askeri (o makinelerin vâsıl olamadıkları öyle bir tekemmül derecesine yüksel mişti ki bu da bu maskaralı- ğın aynca azametini arttırı- yordu. Harp Sonu Projeleri Harp sonu ise sulb proje” lerinin bilhassa velöt olduğu bir devredir. Varılan en yük” Pansiyona giren Nermin Na- direyi çok neşeli buldu. Genç o kadın sevincinden çıldırıyor gibiydi. Nermin hayretle sordu: — Nen var, ayol? — Bakarada müthiş bir el çevirdim. Bin. öç yüz lira top- lanmiştı, “Bankol, dedim ve topladım. Beş yöz de evvelce kazanmıştım. Nadire bağırarak ilâve etti: — Keyfim yerinde, küçük Hanım, anladın mı? Hayır, Nermin onun bu sevincini anlamamıştı. Şu bir kaç haftadanberi Nermin için saadetin, o neşenin beyi paradan ve rahatlıktan bam pepee ka ilçe omu sek nokta ise Cenevrede Ak- vam Cemiyetinin tesisidir. İtalya bütün bu hareketlere iştirak etmiştir. Çünkü haki- katen ve samimi olarak sulhu istiyordu. Fakat bunların hiç- biri netice vermedi. Birçok defalar, bizzat ben, Cenevrenin vakit kazanma ve tereddütlü politikasına kargı teessürümü gösterdim. Bütün bu eski teşebbüsleri muvaffakıyetsizlik O saymakla tamamen hakikatin içinde bu- lunmuş oluruz. Çünkü bütün bunlar çok xayıf ve pek çok müvazenesiz prensiplere İsti- nat ediyorlardı. Asil fakat müphem fikirler kitle (tarafından (heyecanla karşılanabilir. Fakat müsbet getice vermezler. Bilmukabil şeraitin bir zarureti olan si- lâbların azaltılması mecburi- yetinden dolayı bugünkü gay- retlerin esası daba sağlamdır. Son iki senenin iktisadi hâ- diseleri icap ettiriyor ki sulha doğru (yapılacak (gayretler serbes rıza ve umumun mi- şareketi esasına dayansın. Umumi Harbe Girerken... Umumi Harbe girerken her millet aynı harp nakaratını yükseltti: — Mili varlığımızı müdafaa etmek için harp etmiye mec buruz, Bu defa, herkes milli varlı- ğını müdafaa ve hatta “Gü- neş altında bir yer, muhafaza etmek için sulhu ( idameye mecbur olacaklardır. Dünya, artık bir devletin veya birkaçının bir araya gelerek diğer bir veya birka- çının aleyhine bir birlik kur- mıya (teşebbüs (etmelerine tabammül edemez. Eğer sulh elde edilmek isteniyorsa müvazene sistemi feda edilmek lâzımdır. Bey- nelmilel şüpheler ve iki yüzlü- lükler kadar bu usul de artık mevzubahis olamaz. Aynı za- manda büyük bir askeri veya deniz odevletinin (kendisine kem süsü vermek iddiasile bir nevi tabakküm tesisine de müsaade edilemez. Gerek karada, gerek deniz veya ba- vada büyük bir muharebe kuvveti tesisine çalışan bir millet diğerlerinin şüphelerini Nadire onun bu hareketini görünce alayla bağırdı: — Küçük hanım, sen yine hulyadasın galiba... Söyle ba- kalım, Ferit Beyle bugün ne- ler yaptınız? Nermin sade bir tavirla : — Evleniyoruz galiba... dedi. Nadire, bu habere karşı şamimi bir alâka gösterdi: — Yaa !.. diye bağırdı, konuştdnuz mu? Karar ver- diniz mi? — Düşüneceğiz... o Daha doğrusu ben düşüneceğim. — Tabi O çoktan bazır. Nermi oturdu. o Yor; ve malizun duruyordu. Ne. dire bu balin sebebini an lamak, için sordu: | uyandırmaktan başka bir şey yapmamış ve onları da, devâsâ hasım ile mücadele etmek için silâhların fazla” laştırmıya sevkeder. Tahakküm o Emelleri Diğer taraftan tehakküm emelleri, binnetice artık kat'i surette modası geçmiş olma- sını Ümit ettiğimiz eski mü- vazene sistemini doğurur. Filvaki bütün küçük devlet- ler müttefik büyük bir dev- letin bimayesinden (istifade etmek ister ve bu himayeden emin oldukları gün bütün silâhlarile yardımlarını o bü- yük devletin hizmetine &made kılarlar. Bunun neticesi şudur ki diğer milletlere te- hakküm etmek İstiyen büyük bir devlet, er, geç, etrafına, daha az ehemmiyetli bir takım müttefikler toplar. Bu ik” birleşme, bunun haricinde kalanları kendi ara- larında toplanmıya sevkeder ve böylece biribirine hasım iki grup karşısında bulunmuş oluruz. Italya Ne İstiyor? Böyle bir vaziyet, ordu- ları basit inzibat ihtiyaçlarına tekabül edecek surette kü- çültecek hakiki bir tahdidi teslihat siyaseti ile ne telif edilebilir, ne de bu tahakkuk ettirilebilir. . İtalya işte bu esaslar dahilinde tekliflerini yapıyor. Venedik sarayında beni gör- miye gelen bir Amerikan gazete muhabir grupuna da yakında söylediğim gibi İtalya tahdidi / teslihatın — asgarisi olan miktarı ve meselâ (10) bin tüfek haddini kabul etmiye hazırdır. Yeter ki başka bir millet bundan fazlasına malik olmasın. * Harptenberi (o projelerden çok bahsettiler. Bir tarafa atmak ve diğerlerini yapmak için birçok projeler vücuda getirdik. Tamirat (o meselesi, beynelmilel pilânları doğurdu. Bu suretle ve evvelâ Daves pilânını, sonra da Yung pil&- nını gördük. Ruslar, beş se- nelik pilânlarile bu tanzimat lığının en ileri noktasına gitmiş görünüyorlar, ( Devamı 7 inci sayfada ) var? — Düşünüyorum, çok dü- şünüyorum. — Daha ne düşünüyorsun artık? Bu çocuk seni sevi- yor. Buna emin değil misin? RUS Dikiş MAKARALARI Umum Deposu Aşir EE” Kölipbane “Bölağı | 65 numara ISTANBUL Kadın Ve Kalp İşleri Evli yı Öğreniniz Aile Kavgalarının En Mühim Sebeplerinden (© Biri De Nezaketsizliktir ki Ni Teklifsiz insanlar biribirle- | rine fazla nezaket gösterme- yi, terbiyeli ve nazik görüm meyi garip bulurlar. Nezaket ve iltifat, nihayet teklifli in- sanlar arasında aranan bir edep kaidesidir. Teklifsiz ola» bilmek için samimi olmak lâzımdır. Samimi insanlar ise, her şeyi olduğu gibi söyliye- bilirler. ' Fakat bu kaide karı koca arasında doğru değildir. Ka- dın kocasile samimi ve tek- Nifsiz olabilir. Fakat yine kendisine karşı nezaket ve iltifat ile muamele ister. Her bakikatin olduğu gibi söylenmesine tehammül edemez. Karısına tuvaletinin | yaraşmadığını, elbisesinin eğ- reti o durduğunu ( söyliyen erkek, kadının ne olduğunu anlamamış demektir. İzdivaç- tan sonra sevişmenin ve ? anlaşmanın O devamı, ancak terbiye ve nezaket kaidelerin- den ayrılmamakla mümkündür, karılmasına razı değildir. O Ni daima iki yüzlü yaşar, ve daima zaaflarının unutulmasıs m iyi taraflarının melhedil- 1 mesini ister. Bu sırrı keşfeden, (4 temin dl erkek, evde rahatını etmiş demekti ji Size üç nasihat: I — Karınz ne yaparsa yapsın, daima beyenir görü- hi nünüz. giyinişini ve güzelliğini her vesile ile methediniz. 3 — Karınız haksızsa bile ona hak veriniz. Bu üç şarta riayet ederseniz evinize sandet ve huzur girer, edilmesini i i 2 — Karının. tovalotini Şİİ Hanımteyze i i —— TAKVİM — — i | Gün si 20Ağustos-03l Hasir 107 | | | i Arabi 5 “Rebülahar- 359 rakii-ezanl-vasatt —— Gümeş/10. 11) 5.14 Öğle) 15 İr2.18 Mehndi! 9.03 (1606 Rum 7- Ağumten < 187 vakıt-enani-vasati Akşam|12.—| 1803 yan alm hi lnsak (8.20) 872 ———— | fi j j | — Eminim. iğ — Peki? — Fakat beni niçin sevi yor? Onu da bir kere dü- şünsene... (Arkas var ) İl Şubesi İ. L. Abravanel Marpuççular Yarım Şişeci Han No. 2 İSTANBUL İken De © Terbiyeli Olma- 1 i vi tl Kadın, nikabın yüzden çı hil İl