“STELEFÖKN: XÜ KU ) İ | MÜDÜRLÜK — 20203 NÜSHASİ HER YERDE 5 Kr, SALI 18 Ağustos 1931 *! : y p / No. 382 —İLK MAÇI KAYBETTİK Halkın Halkın OŞ '(J/ ; İDARE: ISTANBÜL NURUOSMANİYE ŞEREF SOKAĞI HERGÜN NEŞROLUNUR idür1 Halk bununla görür ulağıdır! Halk bununla İşitir. Halkın dilidir: Halk bununla söyler. Darülfünun Takımı Yenildi Ruslar Dünkü Müsaba- kada Tek Sayı Farkile Galip Geldiler Moskova, 18 (Sporcularımız- la giden muhabirimizden ) — Darülfünun — takımımız öğleden sonra Moskova ; fut- bolcülerinin — teşkil ettikleri mühtelit takımla ilk maçını yaptı. Stadyomda (50) binden fazla seyirci vardı. .îl':kımfu sahaya büyük mera- simle çıktılar ve saat altıya doğru bir Rus hakemin ida- resinde maça başlandı. Takı- mumiz şöyle teşkil edilmişti: Ulvi Sadi " Reşet L ıı:*ıııs.:îhım Zeki Muzaffer - Rebli Daha ilk hamlede Rusların ihmal edilemiyecek — kuvvette oldukları görülüyordu. Fakat ilk akın — tara- fımızdan yapıldı ve devrenin ortalarına doğru Zeki az za- man farkile iki sayı kaydetti. Ruslar — çevik — oynuyorlardı. Devrenin sonlarında onlar da iki gol yaptılar ve ilk haftaym ben'bırlikle neticelendi. - Bu gollerin biraz da kaleci Ulvinin hatasından ileri geldiği- ni söyliyebilirim. BunıınlıÖ be- raber ilk devrede çok iyi oy- nadık. İkinci devrede Ruslar daha hâkim bir oyun oynadı- lar ve iki gol yaptılar. Buna mukabil biz bir gol kaydedebildik ve oyun Rusla- rın 4 gölüne karşı bizim 3 sayı- mızla aleyhimize neticelendi. Perşembe günü Rus Milli ta- kımile karşılaşacağır. Kemal Rıfat 30 Ağustos Zaferi Ankara, ”b (l[iuıuıî)— Bü- ük zaferin başlangıcının ve ğışlmmındınhk harbinin yıl dönümünü tesit için burada Türk gazeteciler birliğinin te- şebbüsile Dahiliye müsteşarının riyasetinde teşel kül eden ko- mite faaliyetini bitirmek Üüze- redir. Komitenin yaptığı proğ- rama nazaran Zöd ağustosta mzi çiftliğinde ordu mümes- ıci;ll:d ç;feııvğf'iııe birlik bir çay ziyafeti verecektir. 30 ağustosta Dumlupınarda yapılıcak muazzam yıl dönümü merasimi — için — Ankaradan Dumlupınara hususi bir tiren tahriki için teşebbüs yapılmış- tır. Ayni zamanda İstanbul, İzmir, Adana, Sıvastan bu me- rasime iştirak etmek istiyenler içinde trende hususl birer va- gön raptı. için teşebbüsata girişilmiştir. Kıral Feysal Pariste Paris, 17 (A.A.) — Müte- nekkiren seyahate çıkmış olan İrak Kıralı Feysal Parise gel- SURİYEDE MEVLEVİLİK ALEYHDARLIĞI | Hava Şamlılar Bu Tarikati İçlerinde İstemiyorlar Bu Yüzden Asıl Ve Taklit Mevle- viler Arasında Bir Müsademe Oldu —e ç Şimdi Suriyege naklede.. Şam, ( Hususi ) — Elbelâğ gazetesi yazıyor: Türk- lerin vazettikleri mevlevi tari- kati hâlâ Suriyede yaşamak- tadır. Halbuki aslı Türkiyde yok olan bir tarikatin fer'inin burada yaşaması çok garip görülmektedir. Suriyede bu meslekin tak- lileri de türemiştir.. Geçen gün birisi çıkmış ve bu tari- kate en müstahak adam ken- disi olduğunu iddia ederek yerel sokaklarda mevleviler âyin yaparken başına birkaç yüz kişi top- ve sikkeler, kavuklar gi merasim apmı: başlamışlardır. în::re!ıînr ile bunlar uıu% bir de müsademe olmuştür. *“Elbelâğ,, ilâve ediyor: * Bizi, bu tarikate kimin ehil lduğu noktası ve müstahak ol ıı;.gıiı Yakii, şunu biliyoruz ki bu faydasız alâkadar — etmez. müessesenin — mubafazası bu memleket her sene (5) altın lira sarfetmektedir. MÜSTEHCEN NEŞRİYAT DAVASI Akşam Muharrirleri Müdafaalarını Yaptılar y mahkemeye giderlerken Dün, ikinci ceza mahkeme- sinde Akşam gazetesi .muhu—: rirlerinden VAlâ Nureddin, Mes'- 1 MadAfeli İskender Fahred- din Beylerin müstehcen neşri- ğ için bin 1 Mevkuf muharrirler ve arkadaşları dün tevkifaneden yat davasına devam edilmiştir. Evvelâ mahkeme tarafından (Devamı 7 ineci sayfada ) Kahramanları Dil Anketi Kurbanlarımız İKemal Cenap B. Mü lealarını Anlatıyor Amerikalı — tayyarecilerin Nev- york - İstanbul uçuşu, bakışları- imızı gök yüzüne çekti. Bu mra- da Türk tayyareciliğinin kabili- yetsizliğini — iddiaya — cür'et edenler de bulundu ve lâzım gelen cevabı alarak başlarını önlerine eğdiler. Biz, —Türk — tayyareciliğinin gerefli mazisini — aydınlatmak hususundaki neşriyatımıza ilâ- veten son derece meraklı ve faydalı bir seri makale neşre- deceğiz: Şimdiye kadar tayya- recilik ağrunda canlarını veren hava kahramanlarımızın ileri gelenlerini — karilerimize —ayrı ayrı tanıtacağız. Bu kahraman- lar mesleğe nasıl — girdiler? Kendilerini tehlikeye nasıl at- tılar? Nasıl yükseldiler, Nasıl öldüler ? Her makalede milli gururumu- zu okşiyacak bir hava destanı ve tüylerimizi ürpertecek bir facla sahnesi bulunacaktır. bu yazılar, Türk tayya- reciliği hakkındaki müda- Jaalarını gazetemizde oku- duğunuz tayyareci Hayrün- nasş beyin kaleminden çık- mıştır. Yıldönümü 'İTürk Matbuatı Yüzüncü Yaşını Tes'it Edecek Ankara, 17 (Hususi)— Türk Matbuatımnın yüzüncü yıldönü- münü için Türk Gazete- ciler Bi hazırlıklara başla- mıştır. Merasimde Türk gaze- teciliğinin şimdiye kadar ge- çirdiği — tekâmül — safhalarını gösterir koleksiyonlar — teşhir edilecektir. Yedi Kişi Boğuldu Zürih, 17 (A.A) — İçinde 15 kişi bulunan bir kano dev- rilmiştir. 7 kişi boğulmuştur. Mecliste Gazete Müzakereleri (Dünkü nüshadan Devam ) Efendiler; hürriyet çok gü- _le_l» çok ideal birşey, ve onun için senelerce mücadele, mü- cahede ettik. Bin bir kahır çektik. Fakat devletin kudreti- ni, devletin otoritesini, rejimin yaşamasını, inkılâbın yürümesin yıkacak ona mani olan en- gel olacak hürriyet! Haydi Efendiler; dinleyin, düşünün, bir yılanın kafasını ezer gibi çiğneyin ve öte tarafa geçin. Devamı 7 inci sayfada Terkos Ve elâketzedeler Son Maçka yangınında felâkete uğrayıp bu yan- ginin başlıca müsebbibi olarak - tanınan — Terkos Şirketi aleyhine zarar ve ziyan davası açmak isti- yen, fakat iktidarı olmı- yan felâketzedeler 3üncü sayfamızdaki yazıyı oku- sunlar . “Hiçbir Millet Canlı Bir diğer Dilin Hatırı Millt Dilinde, Milli İlim Kelimesi Olara Yabancı Tabirler Dolaştırmaz. ,, Bir fiziyoloji âlimi olan Kemal Cenap Bey, lisanın uzviyetile de meşgüldür ve her'biri bir uzüay olan kelimelerin ve bilhassa 1stı- lahların vazifelerini. tâyine de çalışıyor. Bu işte ne kadar salâ- hiyeti — olabileceğini sormadan, kendisini 'bir kere daha dinli- yelim: — Alfabe ve Gremere ait birinci sualinize cevap ver- mek salâhiyetim — haricinde- dir. Şimdiki imlâ kaidelerimize ve gramerimize sadık kalmak- tayım. Bu bapta rey sahipleri ancak Türkçe dil ulemamızdır. Eski Türk dillerinden, uy- gurcadan ve çağataycadan bu günkü dilimize kelimeler alın- ması meselesine gelince; maa- lesef bu hususta da beyanı reyedecek vaziyette değilim, Fakat malum bir bakikati ha- tırlamak da mümkündür: Ko- nuşulan ve yazılan bir dil, in- kişaf eden bir uzviyet gibi harici ve dahilt birçok ve mü- tenevvi şeraite adapte olarak taaddi etmiş bulunur. Bazı fikirlerin ve şeniyetle- rin yaşıyan dilimizle ifadeleri mümkün olmaz da uygurca ve çağatayca ile kabil olursa bu intihabı yapmakta te- reddüt etmiyelim. Fakat bazı kelimeleri, sırf arapça veya acemce oldukları için atıp ta yerlerine gayrimenus kelimeler koymak doğru olmasa ge- rektir. mübadil olmaktan esirgesin... L NM 'L_ HREKA Kemal Cenap be; İlmi Istilahlar İlmi ıstılahları, şimdi dar olduğu ğibi arap acemceden mi alalım, ) greko-lâtin şekil ve fon rile mi alalım? Bu dava harsı için, lâtin esasındı nan milli alfabesile de medeniyetine girmiş b Türkler için mühim bi sele teşkil eder. Etr ve şimdiye kadar yi lara - bakarsanız bu h bizim irfan telâkkıyatımı beynelmilel — zihniyetle iyi bir mota verdirmiyen meler görürsünüz. Lâtir (Devamı 6 ıncı sayfad