ASA OA —.. f 4üncü sayfada | indedir. Evvelâ mat- liığoı'inl murakabe Fena sözler, fena ncmlelıı&in efkârını meh sevkediyorsa ılı etmiyen matbuat Ta ıııırk alarak — cesurane adığ' 5! Üzerine atılmak m ı ha ' Sen efkârı umumiyeyi Ş ek, zehirden kurtar- dır. Halk idaresinde iyette — bulunanlar idare eden Başve- ü i hususi mes'uliyet idfütehassis olmak lâ- edi yııırıdıki çocuğa 'ıek için — muallimi 9 3k takayyüdata tâbi' & Bir milletin efkârına fikir telkin etmek iddi- bulunan adamlar da im — murakabelere — tâbi dir. Çuni murakabe gelmez. Bu kabelerin başında evvelâ r matbuat gelir. Ondan wra cemiyetin siyasi hayatın- bulunanlar murakabe eder. hnuni murakabeler son çare- y dir. E| Arkadaşlar; ben birçok za- Ffanlar gayretle ve endişe ile ı hayatı takip ettim. Erbabi imus haysiyetlerini tehlikede Brerek memleketin mukad- vereratında fikir ve mes'uliyet ibi olmak endişesile yavaş mm kendilerini — siliyorlar. erkes herhangi bir vesile i'e birtendisini matbuat diline düşi - şadipte hnyıiyetinin örselenme- mütnden, insan yüzüne bakamı- bcık hale gelmesinden kar- ve ryArkıdıılır, eğer bir n mem- gütıkette erbabı namus İâakal Dlz"ın-ı kadar cesur olmasa © semleket behemehal batar; Asürekli alkışlar ) le | Halk idaresi, hepimizin ida- lesi millet idaresi diyoruz. Bu ninddiada bulunan herkesin mil- dalete taalülk eden işlerde his- süğesi ve mes'uliyeti olması lâ- tiklmdır. ile Eğer bir hükümet bütün izdneseleleri halledecekse onun şakurunuvusta padişahından ne yefarkı vardır? (Bravo sesleri, alkışlar ) Benim görüşüm, matbuatın Böhaklı ve haksız tarizlerile ten- SCkitlerile geçen zamandan işti- edilmiştir. Endişe veren Hyıduı tebarüz ılhı'dlğımlı gibi Hıfıdelı olan yerleri de tas- elıeüyıı. ifadenin başı felbence bilhassa matbuatın çok 1 bulunduğu İstanbulda gör- oldüğüm tekâmüldür: İılınbul çok nqrıyıt ve mü- cadelâta muhatap olduğu halde efkârı umumiyesinde salim bir sükünet hâsıl olmuştur. Bir de asıl gördüğüm terakki mat- buat meselelerinin bütün mem- lekette uyandırdığı heyecan ve infialdir ki B. M. Meclisi ona bugün müşahit olmakla mille- tin efkârı umumiyesine tama- men tercüman olmuştur. Böyle bir aksülâmel ve hassasiyetin uyanması bence matbuat hür- riyetinin — sulistimaline sahne olan bir memlekette büyük bir terakkidir. Eğer fikirleri- mize siyasi hayatırmza mücesir olmak iddiasında bulunan mat- buata karşı bütün memleketin alâkasınmı ve heyecanımı ayni derceye vardırabilirsek mesele yoktur. — Matbuat murakabe altına girmiştir. ve fazla söy- ledikleri, aşkın ve taşkın git- tikleri işler için milletin mura- kabesi altına girmişlerdir. Hal- buki bugün demeyim de düne kadar vaziyet aksine idi. Tecvuüz edenler - devletin resmi kuvvetlerini dahi kendi tesirleri altma almak- iddiasın« da idiler, Hürriyet — sulistima- lâtına karşı eğer B. M. Mecli- sinin alâkası matbuatın müca- delesi, halkin intibahı - efkârı teyakkuz halinde- bulundurabi- lirse ondan sonra kanunların iyi işlemesi ve doğru tanzim edilmesi için zemin ihzar edil- miş demektir. Şimdi arkadaşlar bu maru- zatımla hükümetin elinde bu- lunan kapatma — salâhiyetini niçin kullanmadığımı izah et- kü cemiyet içinde Matbuat hürriyetinin müsbet veya menfi kullanılmasının eşkâli tezahur etmedikçe — hükümellü” ilüda bulunan — salâhiyetin — kullanıl- masından ne bir mana çıkar, ne de bir fayda hâsıl olur. Bu yalnız birşey ifade eder, Hükümet kendi takdirine göre tenkide maruz olmaktan korktuğu için o salâhiyeti fev- kalâde kullanmıştır. Bir hükümet böyle bir hükme maruz olmayı —arzu etmez. Fakat bu nihayet şahaf bir meseledir. Hükümet kanunun kendisine — verdiği — salâhiyeti kanunun gösterdiği lüzum ve zaruretler karşısında şahsi his- lerden tecerrüt ederek kullan- miya mecburdur. Bu — noktai nazardan hakkınız vardır. Fa- kat millt hayatta matbuat hür- riyetinin faydalı ve mahzurlu tesirleri hakkında bir intiba ve muhakeme hâsıl olmadıkça VA SCARK P SŞ ARINAEDA GAPTMATALDR LAT ÖS ER OT TCT LSEMMAĞİ. OT A '- İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA "CASUS TEŞKİLÂTI : -Yazan: Makenzie - No. 79 :hıü yapıyordu. Filhakika Has- anluck'la Mattheus'in o mahzen- gideki hayatı, tıpkı Paris piya- yatası için izbelerde sun'i bir in *trette yetiştirilen mantarların lııy.ılını benziyordu. — Haslck mlmıdi işi başından aştıği alde telgraf şifre etmekte venet —etmesini menede- “İ"'ordım ::: nııııııdı da tı.!guf — bunlar okadar m yası işlerinin herhalde esas olduğunda da israr - etmek mecburiyetinde kalıyordum. Mattheus'ye yardım edecek kimse yoktu. Onun için kulla- nacağı bir adamın şayanı iti- mat olup olmadığını anlamak için bizim adamlarımıza müra- caat etmek — mecburiyetinde kalıyordu. Adamlarımızın — işi olmadığı zaman arzusunu is'af etmek Fakat İ takdiri salâhiyetlerinin kulla- | ile — vatandaşların nılmasından fayda — çıkmar. Bence bugün içinde buluduğu- muüz — devir — hukukşinasların devirdir. Matbuat ne marifetler yapıyor? Bu hususta görme- diğimiz tecrübe, görmediğimiz misal kalmamıştır. Mahkeme- ye giderler, daha dava ya- pılmadan efkârı umumiyede, hâkimler Üzerinde tesir yap- mak için azaml! şantaj yaparlar. Matbuatın şu — şirkete, bu şirkele müracaat ederek şan- taj yaptıklarını dahi işitmişim- dir. (Çok çok sesleri) Mat- buat herhangi bir mahkemeye verildiği zaman oradan kur- tulmak için mutlaka bir kolayını bulurlar. Temditler, — tecditler, mazeretler ve zaruretler nihayet mütecavizler cezasız ve teca- vüze uğrayanlar mahküm.. İntibahı mucip olacak hiçbir gayret misali yoktur. Görüyor- sunuz ki mesele kükümet için şahsi bir mevzu değildir. Ek- sik olan şey şudur: Adalet yerine gelmiyor. Bu evvelemir- de munhasıran hukukşinasların vazifesidir. Eksik olan ve hata olan Şşeyimiz nedir? Hâkim buna karışmaz. Hâkim kendi- sine verdiğimiz usul ve kanu- nu tatbik eder. Hukukşinaslar bukadar tecrübeye göre eksi- ğin nerede olduğunu bilmez- ler mi? Kezalik gazeteciler, rejimi müdafaa için bu memlekette cümhuriyet terbiyesi vermek için mes'uliyet almış olan ges zeteciler fena istikamette Bü! hanan arkadaşlarının ne oyün- lar yaptıklarını hepimizden iyl bilirler. Sonra vatandaşlar, mü- teessir ve muztarip olan vatan- daşlar, neden ıstırap çektiklerini herkesten iyi bilirler. Okadar çok tecrübe yapılmıştır ki bu tecrübeler bir araya gelince bu memlekette matbuat hür- riyetini rencide etmesin, onun feyizlerinden istifade eden ber türlü suiist'malini bertaraf edecek olan bir kanun meydana çıkar- mak mümkündür. Biz böyle bir kanun lâyihası hazırladık. Fakat iddia edemeyiz ki bu lâyiha ile bütün ihtimalâtı der- piş ederek milletin hayatını teşevvüşten kurtaracak bütün tedbirleri temin edebildik. Bu hususta Büyük Millet Meclisi- nin müzaheretini isteriz. Bura- da çok tecrübeli olan ve her- biri bir işte ihtisas kazanmiış birçok arkadaşlarımız - vardır. Çalışılan encümenler de - faal bulunurlarsa memlekette mat- buat hayatını vatanın menafii onları mühim ve müstacel bir vakit, Yunan hükümetinin bize kendimizi misal göstermek su- retile müskit bir cavap ver- mesine mâni olmak istiyor- dum. Elhasıl Mattheus'nün sefa- rete yerleştirilmesinin vaziyeti- mizi zayıflaştırdığı kanaatinde- idim ve onun işlerile müna- sebattar olmııuıî.liç arzu menafli ile — telif — edebilecek — bir surette tanzim etmiye imkân vardır. Sizden bu muaveneti rica ederim. Eğer buda kâfi gelmezse endişe etmiyo- rum. Çünkü fena bir matbuat hayatının memlekete verebile- ceği zararları herkesten ziyade kudret ve salâhiyetiniz vardır. Evet o da kâfi gelmezse yeni bir tedbir düşünürsünüz. Bu- j gn için almacak başka bir tedbir yoktur. Bütün bu infi- aller alâkadarları intibaha sev- ketmek için kâfi bir derstir. Şimdi alacağımız ilk tedbir matbuat hayatında hürriyeti temin eden sul istimalin zarar- larını mümkün olduğu kadar meneden iyi bir kanun vücude gıhıebılmıkürsıımııiçhu- Memlektte bulunan mütehas- sıslardan da istifade edersinlı. Hukuk — nihayet muayyen — bir memlekeita İdaresini tanzim et- mek İçindir. Ameli — birşeydir. Hukuk mücerret birşey değildir. İdaresinden mes'ul — olduğumuz memlekette halkın ihtiyacı ne ise esas prensipi muhafaza ederek onun - istediği bir kanun vücuda getirmeliyiz. Biz bir kanun lâyi- hası tetiik ettik. Hal için gör- düğüm başka bir tedbir. yoktur. Eğer ümldimiz gibl — matbuat bayatını memlekete zarar ver- meyecek, bilâkis mememlekete serbest — münakaşanın — feyzini temin edebilecek bir lstikamet vermek müyesser olursa halk idaresinin mecbur. ol- duğu ilk ve müşkül merhaleyi muvaffakiyetle atlamış olacağız. Bu muvaffakiyet #sizin ola- caktır.(Şiddetli ve sürekli alkışlar) Kari Gözile Gördüklerimiz Seyrisefain — İdaresinin Nazarı Dikkatine Seyrisefain idaresinn Bina- dırma ve Bigaya tahsis ettiği vapurlar muayyen günlerinde akşam saat altıda kalkınakta- dır. Bu süretle - vapurların ak- şama iki saat kala haraket et- mesi, işini gücünü bitiremiyen birçok tacir ve halkın vapuru kaçırmasını ve eşyalarının elin- de kalarak meyusen geri dön- melerini intaç etmektedir. İda- renin gerek halkın, gerekse kendi varidatının menfaatine olarak bu noktayı nazarı dik- kate alacağıni ümit ediyoruz. Diğer taraftan, Yunan me- saili hakkında Mattheus'le be- nim —göndereceğim haberler arasında zıddiyet olacağında şüphe yoktu. Zaten ilk müna- kaşamız da Yunan ahvali hak- kındaki — telgraflar yüzünden çıktı. Her ikimizin de Atina- daki vaziyet hakkında biri diğerine zıt haberler verme- mizde bir faide görmüyor ve arkadaşımın — faaliyetini sırf resmi düşmanlar, yani Türkler, Bulgarlar, veya Almanlar hak- kında —malümat — toplamıya hasretmesi prensipini ileri sü- rüyordum. Bugün, bu satırları yazar- ken, o zamanları göz önüne getiriyorum da Mattherle oka- dar — bile - ııçhıHldl*lmln Anketimiz şudur: Matbuatta hıılın kendilerini Vülâ — Nürettin, imdi size soru şvekilin Nutkunu Aynen Neşredıyoruz İ Kariler Muharrir Nasıl Görüyorlar Anketimize Gelen Ceva Muntazaman Neşrediyor çok. görülen, birçok sevdiren — muherrirler vardırı Nüi ga eei y S rare he Yezari, Ahmet Haşin eırı-leıkw A ; 'M a Ze abderirlüri” Veğaleüde” Gelii dentiir e&yııum? (Genç mi, ihtiyar mı, başlı est falan. ) güzel mi, çirkin mi, züpbem', ağır- 2 -- Ne kazandıklarını tahmin edersiniz? 3 -- Nasıl yaşadıklarını zannedersiniz ? .. Bu üç sualin eevabını yazıp bize gönderiniz. Arıu ederseniz bir de resminizi ilâve ediniz. Gelen cevaplar — sira cile aeşrer — dilecek ve anketin sonunda bu muharrirlerin her biri hakkında bu Üç sualin, gazetemiz tarafından, hakikt cevapları ııdlınw:._, ”& Hakikate en ziyade yaklaşan karilere © muharzirin SİTzak bir fotoğrafisi ile, imzalı eserleri hediye edilecektir. ' Peyami Sefa B. 1 — Orta yaşlı bir geni Çirkin değil, güzel dıyebfhnî Amma çol leğil, Ağ (Fılîgüı;'larbıye) rş'îı gibi. Lâkin bazan (Ma- cit) ıibl züppeleşmek istidadı gösterir. 2 — Ayda vasati 300 lira, 38 — Yaşayışının göze çar- pan cihetleri: Musikiye bilhas- sa alaturkaya meltundur. rede bir konser, nerede g de bir musiki âlemi, partis olsa orada hazırdır. Kambersiz düğün olmadığı gibi Peyamisiz konser olmaz. Akşamları bir- kaç kadeh parlatmak ona neş'e veren bir itiyattır zanne- derim. Güzel sanatlara müte- allik hareket ve eserlere şid- detle alâkadar olur. Birazcık temettuhten zevk alır gibi gö- rünür. Bir parça hasis olma- sına rağmen iyi giyinir, iyi yaşar. Çapkıncadır. Nazım Kikmet B. $ — Genç. Tam gözel de- ğgil, adali, balık eti bir vücut. nder, —« 2 — Ayda vmü kıuııçı kazancı Resminizi Resminizi bire gönderirseniz size tablatinizi söylüyebiliriz. Fakat bunun için gönderilecek resimler iyi ve tabil pozda çıkmış olması İzımdır. Taki *« Taldatlerlal Danlamak Ürere — bize resim gönderen karllerimiz. hakkıada mütehasısımızın — mütalcasını — aşağıkl satırlard. — okuyabilirsiniz : * (Fotoğrafı dercedilmiyecektir.) Mustafa Sabri Efendi: İş- | B lerinde dikkat ve ihtiyata ria- yet eder. Menfaat temin etmi- yen teklif ve mesaiye rağbet et- mez. Samimiyetini de israf et- mez. Tecessüse mütemayildir. hayret ediyorum. V nin kendi- sini koymuş olduğu bu vazi- yetten —şikâyet —etmesi için binlerce sebep vardı. Çünkü Matthers başına geçtiği A kısmının gittikçe büyük bir eheminiyet kesbedeceğini tah- min ediyordu. Halbuki haki- katte onun Atinada ve bu şerait dahilinde bir iş görmesi ve kendini göstermesi ihtimali yoktu. V gittikten sonra teşkilâtın B kısmını fahriyyen idare etmek için Erskine ve Sells talip olmuşlardı. Fakat V hiç lqm- seye bu işleri Londradan idare eden zatın kim olduğunu söy- lememiş ve bu suretle Atina- daki teşkilât üzerindeki haki- mmiyetini nereye gitse mubafaza Ne- | Bize Gonderınız j * Size T abiatinizi Soylıye(. diygd ne idi?.. Bunu bilmiyordu. ıoo Kradan fazla değij, Dubeddıkllendıhlr I yuıyıı Dumî bir h havası içinde her um külfetlerinden atâde serbest bir hayat, Mefküre lrh*_ıl' gibi korkusuz. Valâ Nürettin B. 1 — Orta yaşlı, çirgin, kır yafete itina etmez. A çç hk ile züppelik arasın 'ı dolar I şır. Ağir başlılığa *'!lu flil' rıı_ıya_vhr İ — 369 - 350 lira ıydı vsnu kazaccı vardır. 3 — Mütevazı ve haşsdr pettir. Yorulmadan pek. çok yazar. Yazdığı kadar da okur. — Muhbarrirlik hayatının haricil kadına ve içkiye düşkündür. .' Solâmi İzzet B. Ü 1 — Orta yaşlı.. — çirkin T 5 — Ayda 250 li 3 — Çapkın ve “ı'nıwâ bir hayat yaşar. Ukalâlığı ver. Malümat sahibi oldıığ_ aleme anlatmak ve hiçbir ng man ihmal edilmemek ı.rn& (arada sırada) hocalık- yi tefahhürden çekinmerz. Kâzım bey: Ağ maz, hiddete, mayildir. â i _a_.a_——-ğlr. etmek istemişti. Sells lik — kaçakçılığın dı_f' e | casusluk - teşkilâtıng'? Cenilen 4 mesi için tqıhhnı/. tınıım V nin lüzumsuz olır.ı. mümessilliğine hhıqı.,, salâhiyetlere duğu ıııua.ı..u; edilmesine memanaat üÜzerine bu teşebbüs 4, düşmüştü. V, her hq__;l:ıuu östermek sık C gıhıedıyord.:.h Fakat AĞ d“&il' bu adam kimdi? Nefedı idi? — Nenin nesi idi? Sebebi mevcus Ö