Kari Gözile Gördüklerimiz İzmir Üzümleri Hakkında Efendim, 28 haziran tarihli ve 331 nu- maralı nöshanızda İzmir iktısat mntakası ticaret müdürü Ziya Beyin beyanatına atfen muhabi- riniz tarafında; üzüm rekolte- sinin geçen senenin rekoltesi kadar gösterilmesi doğru değil- dir. Hakikati anlamadan yarmak ihracat mahsulü üzerine tesir yapacağından bu gibi iktisadi me- selelerde fazla tetkikat ve ma- lümat alınarak dercedilmesi daha münasip olur zannındayim. Bu sene üzüm mahsulü bida- yatte havaların soğuk gitmesi dolayısile çiçek doğuşu azdır. Bilâhare yağmurların / fazlalığı ve dolu öfati de bağları kismen tahrip etmiştir. Ve son günlerde Poseon hastalığı zuhur ederek birçok bağları mahvetmiştir. Ha- kikati söylemek lâzım gelirse, bu senenin üzüm rekoltesi geçen seneninkinin nısfı derecesindedir. Yalnışlık acaba ticaret müdü- rünün ifadesinde mi, yoksa Has- desinin — hatalı zaptedilmesinde midir? İzmir Cumaovası Bağcılarından Hasan Tahsin SON POSTA: Bu kariimize, tahkikat yaparak cevap vereceğiz. Malül Gazilere Dair Efendim, 1— Heyeti merkeziye ekseriye- tile birlikte cemiyet relsi afatile aki istifayı heyeti umumiyeye arz maksadile inikat ettirilen bu defaki kongre mukarreratı mual- Jel görüldüğünden © cemiyetin mührü, nukudu ve kuyudatı he- sabiyesi yeddi emin sifatile Vilâ yete teslim edilmiştir. Keyfiyet henüz polis tahkikatı safhasınde bulunduğundan kanunen cemiye- tin umuruna vazulyet bir varlık hâlen yoktur. 2 -- Bu defa relsliğe intihap- edilen Bekir. Sıtkı B. birinci dereceden-malâl ve Şark şimen- diferlerinde o muvazzaf | binbaşı mütekaididir. Sabık cemiyet reisi Liman şirketi müfettişlerinden Bekir Bu Nasıl İştir? Geçen gün Harbiyeden Fatihe giden (101) numaralı birinci mev« ki tramvayda ön tarafta güzel ve gık bir hanım oturuyordu. Bilet- siye pencereyi kapatmasını söy- ledi, Fakat biletçi kaba bir ifade ile: “ Görmüyor musun, pencere bozuktur, dedi. Ben hayret et- tim. Bir biletçi müşterilere böyle mİ muamele yapar? M. Nuri Gevaplarımız Karilerimizden Salih Beya: Gazetenin © takvim © cetveli, mevcut takvimlere göre tertip edilir. Maamafi bundan böyle dakikaların . yanlış olmamasına dikkat edilecektir geni Prim Ea Tefri: kamız : SON Po STA Hayata a Atılacak Gençler Ve Aileler Okusun Muvaffak Olmak İçin Önü Sırlarını Öğrenmek Lâzımdır! İmtihanlar bitti. Birçok gençler tahsillerini ikmal ederek hayata atılmak: mecburiyetinde çırpındıkları muhakkaktır. dirler. Gençliğin bu müşkül. vaziyetini takdir eden “SON POSTA, onlara, bu yolda rehberlik etmek istemiş, daha evvel meslek- lerinde muvaffak olan: kimseleri le görüşerek mütalealarını al- mıştır. Herhangi bir mesleğe intisap etmeden evvel bu yazıları okuyacak gençler herhalde it “Ankara, vapuru süvarisi l Sait kaptan gençlere şunları ; tavsiye ediyor: racatı dolayısile ne büyük bir ihtiyaç, inkişaf ve terakkisi ne- kadar lüzumlu bir şube olduğu- nutekrar etmek lüzumsuzdur. İşte | suallerinize sra ile cevap veriyorum: S — Bu mesleği intibapta hangi mülâhaza ve ümitler amil olmuştur? C — Ben, Boğaziçinde doğ- dum. Orada büyüdüm.. Daha henüz hayata girerken kulağı- ma gelen ilk ses Boğazm rakit havasin ihtizaza getiren vapur düdükleri, sakin sularını döğen uskur sesleri oldu. Her sahil çocuğu gibi bu intibaları bende denize karşı duyduğum muhabbet ve meyli uyandırdı. İlk mektep sıra- larında henüz okumıya baş- ladığım (o vakitlerde babamın kütüphanesini karıştırırken eli- me geçirdiğim meşhur “ Jül Vern,in“On beş yaşında bir kap- tan, namındaki romanından aldı- ğım zevki hiçbir hikâye ve ro- manda bulmadığımı itiraf ederim. En sevdiğim ders Coğrafya idi Bugün Maliye (Müfettiş! olan ve çocukluğumuzu bera- ber geçirdiğim Muammer Bey- le gündeliklerimizden ayırdı ğımız para İle cuma günleri sandal gezintisi, yelken seyir» leri yapar bu yüzden hayli azarlara da (ouğrardık. Daha sonraları denizcilik ve iyi bir kaptan olmak arzusu bence bir. gaye' oldu. Fakat babamı ikna edemediğim “için gizlice müracaatlerimle mektebi bah- riyeye kaydedildim. Bunu pek tabi olarak ha- ber alan pederim fena halde kızdı kaydimi sildirtti.. Hafta- larca teessürümden (gözüme uyuku * girmedi.. Babama du- yurmadan tedarik ettiğim fen kitaplarını okur, o seyrisefain ve heyeti babriyeye ayrıca ça- lışır, deniz haritalarında tet- kikler yapardım.. Beni ya doktor! yahut mühendis yapmak emelin- KULAKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ Nermin hayretle bağırdı. — Kime? — Atıf Beye. — Sahi mi? Ya... Ne diyor? — Evvelâ epey şaştı, sonra bir durdu, düşündü, düşündü: “Onu da aranıza aldnız?. Pekâlâ... Ne diyelim? Alın vaa bu imiş.,, dedi, arkasın- : “Haydi birer kadeh yu- ide dedi, beni büfeye şekli. Kıskanmazsan © birşey söyliyeyim ki bana fena sula- Biyor, — Allah versin. — Biraz şişmanca olmasa fena değil amma... — Canım okadar içmek is- tiyor ki, abla... — Haydi, yürü, çıkalım işte. Nermini elinden tutarak dı- şarı çıkardı ve Atıf Beyin ya” mına götürdü. O, büfede, rakı içiyordu. Nermini görür görmez kadehi elinden bıraktı, iki kolunu da bütün genişliğile açtı ay benim yürür ek İ ifade etmiş olacaklardır: de olan babamdan; ev halkının da inzimamı muavenetile bir gün muvafakat cevabi aldım.. O sıralarda yeni tecessüs eden “Ticareti Bahriye, mektebine bir gün babamla beraber git- tik ve kaydimi yaptırdık.. Fa- kat ovakit düşündüğüm bir pi- lânı daha iyi bularak üç ay sonra mektebi terk ve oza- manlar mer'i kanunun müsaade- sinden istifade ederek İngilte- re ve Amerikada ve bazı mem- leketlerde olduğu gibi dört se- ne tahsil müddetimi dört sene mecburi staj müddetimle tev- hit etmeyi ve bu suretle her ikisini beraber ikmal etmeği daha müfit gördüm ve bu su- retle hayattan dört sene gibi mühim bir zaman kazanmış oldum.. — İşte ben gemiciliği bir Omeslek seçmek O zama- »ı geldiği vakit değil; ta; ço- cukluğumda “ide,, edinmiştim. S — Bu meslekte muvaffak olmak için nasıl çalıştınız ve ne gibi müşkülâta maruz kaldımz?.. C — Eğer ben; mesleğim- de muvaffak olmuş telâkki ediliyorsam bunu mesleğe inti” saptan sonra idrak edebildi ğim ve karşılaştığım azim müş- külât ve sarfı icap eden sâyi iktiham hususundaki tahamınü- lüme borçluyum... Yalnız en ağır işlere gemi: ciliğin icap ettiği en çe anlarda ihtiyarımla atıldım. Bir gemici gibi çalıştım. Gemimi evime tercih ettim.. Stajyer bir kaptan olduğum halde halat diktim, direk raspa ettim. borda boyadım.. En küçük teferrünta kadar bile bilmek, yapabilmek için hiçbir şeyden çekinmedim. Harbı umumide üç defa battım, saatlerce denizde kaldım, bir hafta sonra yine her türlü tehlike karşısında seve, seve denize çıkmaktan çekinmedim.. Yirmi - seneli meslek hayatımda hakikati ve azim müşkülleri hayli metin karşıladım ve teslim ederim ki her halde mükâfatım gördüm. S —Bu mesleğe intisap masım, pirlantam, gülüm, ka ranfilim, yıldızım, güneşim, kâ- inatım, vay benim güzel Ner- minim, (o Nerminciğim, © afs- can kızım, karım, sevgilim; ruhum, hayatım, efendim, gel bakalım seni şu elâleme inat bir öpüp sıkalım, gel, gel... Atıf Beyin bu uzun hitabını herkes susarak dinlemiş ve sonunda alkışlamıştı. Nermini dudağından uzun uzun öptü. Sonra müsamahakâr ve müs tebzi bir sesle: —Hanmefendimiz de bura- lara düştü ha... Eh, günah ben- den gitsin de başka birşey demem. Nermin başını önüne iğdi. |, Atıf B. onda genç kızlık hica- bının o hatırasını uyandirmıştı. öv: Fakat tereddüt içinde -!* «igilie haklıdır. Ankara (Ankara Vapuru Süvarisi | Süvarisi e a Kapdan edecek gençlere ne tavsiye- C — Bu mesleğe intisap edecek gençlere hatırlatmak isterim ki; gemicilik çok şe- refli, çok mümtaz bir meslek olmakla beraber elde edilmesi hakikaten güç ve çok siye muhtaç bir iştir.. Düşünmelidir risi, ber milletin efradından bir kısmının mukadderatı ha- yatiyesi, (milyonlarca liralık İininin akıbeti yedi iktidar ve “iyakatine tevdi emniyet ve itimadını “kazanmış herhalde milel bir mevki sahibidir. İstikbalin (o bir gemi kap- tanından bu O meslek; pek Tabiatin (Oher türlü şedaidile bütün hayatın- ca boğüşacak kadar metin ve bir gemi kaptanı, en yüksek bir sosyetede vaziyeti idare edecek, daima hürmet ve tak- İçtimalye sahibi bir terbiye adamı da olacaktır. İngilizler “iyi gemici, ve “fena gemici,, pek şümullü manasile bu iyi gemicilikten bahsetmek iste- dim.. Kendinde bu müşkülâtı görmiyenlerin bence bu mes- leğe intisap teşebbüsü çöle dikilmiş bir ağaç kadar seme- lerde bulunursunuz. ki birinci smıf bir gemi süva- malın selâmeti, büyük bir ge- mühim bir adımdır. Beynel- yüksek faziletler | beklemek- soğuk kanlı olması icap eden dir celbedecek kadar adabı diye bir tabir kullanırlar.. Ben iktiham kabiliyet ve istidadını resiz kalır. Biran, masum günlerinin neza- hetini duydu. Sonra başını kaldırdı ve bir köşede garip bir tarzda öpüşen bir çift gördü ve derin bir nefret duydu. Hemen kendini dışarı atmak istiyordu. Fakat Nadi- renin uzattığı kadehi büyük “bir arzu ile aldı ve rakıyı bir bamlede içti. Atıf Bey ona biraz evvelki müsamahakâr (ve (müstehzi gözlerle bakıyordu : — Maşallah, dedi, terakki Serinin hırçın bir gülüşle cevap verdi: — Sayenizdel Atıf Bey, birdenbire dikildi, açtı, kollarını kavuş- gözlerini l | Kadın Ve er İşleri Aşkla Evlenenler Ne- “den Mes'ut Yk Te | İzmirde Ahmet Nedim .im- sasile bir “mektup aldım. Bu genç diyor ki; “Yirmi “sekiz yaşındayım. İki sene evvel bir kıza âşık oldum. Ailesi kızı vermek is- temediler. Kız bana âşık de- ğildi. Benimle görüştüğü za- man yüzüme güler, ailesinin yanına gitti mi beni unuturdu. Bu kıza sahip olmak için aile- mi feda ettim, İşimi feda et- tim. Ailemden tevarüs edece- ğim serveti feda ettim. Niha- yet evlendik. Kız harikulâde güzeldi. İki sene çok mes'ut yaşadık. Fa- kat şimdi onun bana karşı olan aşkı artmasına rağmen ben soğudum. Daha doğrusu kızın gururu, hırçınlığı, ruhun- daki kabalık, manasızık, haya tımı cehennem haline getirdi. Bazan eski aşkının tesirile tahammül ediyorum, fakat ba- zan da tahammül edemiyecek hale geliyorum. Tanıdıklarım arasında Ouşkla evlenenlerin ekseriya bedbaht olduklarını görüyorum. Bunun sebebi ne- dir?.., Bunun sebebi gayet basit oğlum. Âşıklar tıpkı leyleklere benzerlor. Avcıdan kendilerini korumak için başlarını karın içine sokar, ayaklarını meydan- da bırakırlar. Avcı gelince bacaklarından çeker çıkarır. Aşıklarda tıpkı bu Jeylek- lere benzerler. Leylekler kor- kudan: *akhıi - kaybettiği gibi âşıklar da hırstan oşwurlarını kaybederler. İlk (gördükleri güzel bir kadına âşık olurlar. Onları cezbeden şey kadının gözleri, veya vücudunun güzel- liği, zahiri bir cazibedir. Bu miknatisi kuvvet onu çeker. Bu kıza sahip olmak onda bir hırs haline gelir. Bu fırsatı tatmin edinciye kadar herşeyi parasını, mevkiini, ailesini her şeyi feda eder. Kızı alır, hırsı tatmin olur, sinirleri gevşer, şuuru yerine gelir.. O zaman kızin yalnız zahiri taraflarını değil, balınmı da görür. Hakikatle karşı karşıya gelince sukutu hayal başlar. Bu gibi aşklar, bir hirstır, tat- min edilinciye kadar devam eder, tatmin edildikten sonra sen sağ, ben selâmet, Hanımteyze — Kafir... bir lâf iz Sonra kaşlarını çattı ve dü- günmiye başladı. Mahzun gi- biydi. Nadide onu kolundan tattu: — Aman.. dedi, haydi, müthiş pa BLÜZ! Müsabakamız * lat va "bu Blöz o müsabakamiz bugün bitti. Şimdiye (okadar müsabakaya iştirak etmemiş olan karilerimiz, çıkan blüz resimlerini havi nüshaları ida- rehanemizden tedarik ede- bililer. Bugün on beşinci blüz çıktı. Bu resimleri keserek, en zi- yade beğendiğiniz üç resme ait kuponlara işaret koyarak idarehanemize © göndereceksi- niz. Gelen cevaplar tarafımız- dan tetkik edilecek, en ziyade beğenilen üç blüza rey. veren kariler arasında kura çekile- cek ve üç karie bedava üç blüz yaptınlacaktır. Bu müsabakamıza taşra ka- rilerimiz de iştirak edebilirler. Kuponu (7) inci sayfamızda bulacaksiniz. PATRON KUPONU Karilerimizin gösterdiği ar- 14 üzerine O(T)inci sayfaya nakledilmiştir. Oradaki patron kuponlarını toplayacaksınız, — TAKVİM —. Gün si 5- Temmuz-931 Hasır 61 Arabi Rumi 18- Safer - 1359 | 22. Haziran “1847 vakit-ezani-vasati | vakıterani vasat — Güneyfüs.sü | 434 | Akşam'ı2.— Ki Öğle | 433 (12.17 | Yatın Zel İkindi) 8.33 (16.18 67) iş bei pa e — ai geliniz de eğlenelim. Atıf B. silkindi: — Hayır, dedi, müsaade ediniz... Nermine bazı şeyler söylemek istiyorum... bazı şeyler... (Arkası var) RUS DiKiŞ MAKARALARI Sağlam » ucuzdur. Her yerde Arayınız. bu ral tur bal iha de Hususi