30 Haziran 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

Kari Gözile Gördüklerimiz Samsundaki Hâdise 19-6-931 tarihli — gazetenizde Samsun sporuna ve gençliğine temas eden yazıları — tecssürle okuduk. Halbuki burada dayaklı, iklı bir. maç yapılmamıştır. Mesele seyireller arasında tahad- düz eden di bir zabıta vak'anı. dir, Şimendifer takım kaptanı Saim Halkapor takım kaptanı Osman SON POSTA: Bu hususta biz Muharririmizin verdiği malümatı hı.ıııuk Sporcularımızı bu gibi diselerden tenzih ederiz. Fakat bazan bu gibi vak'alara da şahit “#lunuyor. Ticaret Serbest mi, Değil mi? Lâleliden Ahıııyı taşınmak İçin yoldan geçen bir yük ara- basını çevirdim. Arabacı “ Ben buradan yük alamam. Buranın arabası ayrıdır. Bu yükü alırsam yolsuz olurum., Ben sordum: “ Oğlum tcaret ıırhııt değil mi? ,, O cevap ver- dk “ Ef ne söylüyoraun. Başı- mazdaki üç beş deynekçinin na- Tinâ yandık. Onlar keselerini doldurdu. Biz ise bir lTokma ekmek parası için malımızla ca- nımızla akşamlara kadar nöbet yerinde bekliyoruz., Bu memle- kette ticaret serbest değil mi? M. Süleyman Bir Düşünce Devlet Demiryolları, tatil dev- Tesinde muallimlere, tenzilâtlı ta- rife tatbik etmeli, Bu suretle muallimlere memleketin her ta- rafında faydalı tdar yapmak fırsatı verilmelidir. T Sivas: A. Atalay Cevapsız Kalacak Bir Sual Efendim, Geçen gün bir zat anlatıyordu. Mustar vaziyette kalmış, bir arsa- da su dökmüş. Fakat oradan geçen belediye memuru kendisin- . den İki Hira ceza almış, halbuki bu zatın - Beyazıttakl evinin ya- nındaki arsayı bizzat ” Belediye 8| asu, haline, ge Te PN li çöpleri — buraya — yığıyorları Auc'ıbı hıııuıyeeııı:ıııy kin= almalı? MN Bir Tavzih Geçende Cemal isminde kü- ıü bir çocuğun ihmal yüzünden ldüğünü yazmıştık. Tıp Fakül- tesi Relsliğinden aldığımız bir teskerede hâdise Şu suretle tav- zih edilmektedir: Muhterem gazetenizin 21 ha- ziran 1931 tarih ve 324 numaralı nüshasının birinci sayfası birinci aötununda ( İhmal hastalığı ) ser- lavhalı makalede — bahsolunan Ceomal ismindeki çocuk yalnız nsuman edilmek üzere Tıp Fa- ültesi cerrahi polikliniğine bir defa müracaat etmiş ve pansu- manı derhal yapılmıştır. Bu ço- cuk hastaneye yatırılmadığı gibi tedavi ve rontkenle de muayenesi için tekrar getirilmemiştir. yakın bir tehlikeyi bir pansu- savuşturmak — herhalde döğrü değildir. Bilakis allenin ı l SON POSTA _Hayata Atılacak Gençler Ve Aileleri Okusun Kendinize Bir Meslek Seçmeden Evvel Muvaffak Olmuş Büyük- lerinizin Tavsiyelerini Dinleyiniz yelerini Dinley Defa Hayatı güadilik bitt. Birçok gençler tahsillerini bitirip bir meslek seçmek vaziyetinde bulunuyorlar. Son Posta, genç: lik karşısında bulunduğu bu müşkülü bildiği için hayatın muh- telif sahalarına atılarak muvaffak olmuş kimselerle görüştü, muvaffakiyetleri hakkında fikirlerini sordu ve öğrendi. Kendilerine bir meslek seçmek vaziyetinde bulunan gençler bir kaç gündenberi devam eden ve bir zaman daba devam edecek olan bu silsileyi okurlarsa İstifade etmiş olurlar. * Fabrika mümeslili ve müteâhhidi | muş ve menfaatler temin et- Ali Nurl B. Diyor h Benim asıl mesleğim asker- likti. Erkâm harp binbaşısı idim, Tekaüt oldum ve sivil hayatta ne iş tutacağımı şa- şırdım. Ozamana kadar elde ettiğim malümatın sivil hayatta sahai tatbikımı bulamıyordum. Uzun düşüncelerden sonra ti- carete atılmak ve bu suretle inkişaf etmiye karar verdim. Avrupadaki — sermayedarlarla fabrikaları memlekete celbet- mek, birçok İş-sahaları bazır- lamak, bu vesile ile hem mem- lekete nafi olmak, hem de ken- dim müstefit olmak, ayni za- manda da birçok — millettaş ve arkadaşlarıma iş bulmak; mesai programımın ana hatla- rını teşkil ediyordu. İlk za- manlar tecrübesizlik dalayısile oldukça büyük müşkülâta uğ- yadım. Ticarette hiçbir ihtisa- «ım yoktu. Banka muamelâtı bilmiyor, işten anlamıyordum. Bütün bunlara rağmen işe devam ettim. İyi ve hakiki bir şerik bulmak saadetine na- il oldum. Onun yardımile bu- gün muvaffak oldum ve bir mevcudiyet temin ettim; umu- ml itimadı kazandım. (65) ki- gi bugün teşkilâtımız altında çalışmakta ve yaşamaktadırlar. Muvaffakıyetin — Sırları Dediğim gibi ilk zamanlar- daki tecrübesizlik beni şaşırt- mıştı. Lâkin ticarette muvaffa- kıyetin çok bilmekten ziyade mühim surette biraz talih ve tesadüfe, sebata ve dürüst ça- lışmıya bağlı birşey olduğunu takdir ettim. Betce benim bü- tün muvaffakıyetim müteaddit tesadüfler — eseridir. Nite- kim birçok ehemmiyet verdi- ğim ve ümit beslediğim işler akim kaldığı halde hiç aklım- da olmıyan, hiç teneffü ümit miştir. Bazan kendi kendine gelen işler olmuştur ki bize mevcudiyet temin etmiştir. Talihin Mevkii Tecrübeler göstermiştir. ki muvaffakıyet —esası — itibarile talihe bağlıdır. Büyük müte- şebbis kumüsyoncular vardır ki bazan (15-20) sene çalışır birşey yapamazlar.- Fakat ar- kasından bir tesadüf bütün İ bunları - telâfi eder. Binaenaleyh kumüsyon ve vekâlet işlerinde icabı halinde mukavemet edebilmek — lâzım- dır. Ticarette büyük rol oy- nıyan amillerdenibiri doğruluk diğeri de yorulmak bilmez bir faaliyettir. Bana — askerliğin bahşetmiş olduğu antrenman ve metodik çalışma ticaret hayatımda büyük bir mesai kuvveti bahşetmiştir. Gençlere Tavsiye Gençlere — tavsiyem şudur: Temsil ettikleri fabrika veya müesseselerin hukukunu ü mevcudiyetlerile muhafaza et- meyi kutsl bir vazife bilmek, ve itimat kazanmaktır. Bu şe- rait altında muvaffakıyet elde edilmese bile müesseseler da- ima size bağlı kalır ve sizi tutarlar. Meselâ benim temsil ettiğim bazı fabrikalar vardır: Senelerdenberi bu fabrikaların mümessiliyim — şimdiye kadar hiç bir iş yapamadım, fakat ben fabrikalara karşı ken- dimi mahcup gördüğüm ha- lde fabrikalar bana müte- şekkirdir. — Çünkü — yapılan herşeyi yaptığımı, fakat ahva- lin ilcaatı karşısında iş yap- mıya imkân olmadığını takdir etmektedirler. Bir Zihniyet Meselesi Birde Avrupa fabrikalarının Ali Nuri B. göre hattı hareketi tanzim etmek lâzımdır. Yani fabrikâa- ların mensüup — bulundüukları muhtelif milletlerin zihniyetile bizdeki zihniyeti telif ederek iki tarafı memnun etmesini bilmi- yen bu sahada muvaffak ola- İşimden memnun olmakla mazr. beraber — tavassut — işlerinden ziyade istihsalât sahası beni çok cezbediyor. Fakat oraya giden —yol daha uzun ve zabmetlidir. îHastalara Kan Bir Adam Vücudünden 120 Litre Kan Verdi. Paris, 27 (Hususi ) — Rey- mon Briye isminde bir adam, Hastalara verilmek Üzere -şim- diye kadar * vücudünden 442 defa kan aldırmıştır. Alınan kanın yekünu ( 120 ) litreyi bulmuştur. Kendisine bir Ame- rikan doktoru tarafından (25) ae T Z aç« ır iddi Kadın Ve Kalp İşleri Gençkız Sevimli Olamaz Mı? Kadınların en büyük ihtiyacı beyenilmektir. Erkeklerin bu ihtiyacı kadınlardan geri de- ğildir. amma, açık açık |(itiraf | mertliklerine dokunur. Fakat kendilerini - beyendirmek - için kadınlar kadar zayıf oldukla- rına şüphe yoktur. Herne hal ise, biz kadınların bu ihtiyacını daha kuvvetli kabul edelim. Kadıköyünde Meliha R. imzalı bir mektup aldım. Bu kız di- yor ki “Yirmi üç yaşında bir kızım. Liseyi bitirdim. Fransız mektebinde üç sene okudum. Mutavassıt bir ailenin kızıyım. Gayet hassas, rakik, izzeti nefsine çok düşkün ciddi bir kızım, Bu devir. kızları gibi oynak, korteci değilim. Bu yaşıma geldim, daha henüz hiç bir talibim yok. Güzel belki değilim, Fakat çirkin de deği- lim. Ev kadınıyım, yemek pi- şiririm, dikişlerimi kendim di- kerim. Buna rağmen erkekler üze- rinde hiç bir tesir yapamıyo- rüum. Kapalı bir ailenin kızı değilim. Muhitimde erkekler de var. Fakat benimle daima bir yabancı gibi görüşürler, ciddi- yetimi takdir ederler. O ka- dar... Ben sevilmek - istiyorum. Ciddiyetim erkekler üzerinde menfi tesir yaparmış. Erkekler, şen, şuh kadından hoşlanırlar- mış... Öyle mi hanımteyze.. Beni sempatik göstermiyen ciddiye- tim midir?,, Erkekler şöyle kadın sever, kadınlar şöyle erkek sever di- ye kat'i hüküm vermek <adar abes birşey olamaz. Pek * çok defalar erkek te o zamana ka- dar hiç beğenmediği bir tipe, bir kadına âşık oluverir, ka- dın da beğenmdiği bir tipi sevebilir. Bunun muayyan ka- nunu yoktur. Yalnız vakıaların bir adedi bir ifadesi vardır. Bu adedi dolarlık mühim bir teklif | ifadeye göre erkekler kadimı yapılmış, fakat bunu redde- | iki cepheden severler. Onlar derek Pariste kalmıştır. için esaslı olarak iki nevi ka- ow | din vardır. Biri zevce.. Hayet e a kadınıdır. — TAKVİM — Eğer muvaffak — olabilirse kalp kadınıdır.. Çocuklarının Gün 30 30- Haziran-931 Huzır 46 | anasıdır. İsmini ve şerefini —— taşıyan, yalnız onun olan, çok Arabt Ruml kuvvetli rabıtalarla ona bağ- 13- Safer * 1350 | 17- Hariran <iser | lanan kadındır. vakit-en İkincisi metres: Zevk ve Güneş|ök.4 Akşaml12.—| 1443 Öğle | 433 Jızi7 | Yatsı | 2032148 İkindi| &53 1618 eğlence kadınıdır. Bu kadına bazan kalbini verir. Fakat o | BLÜZ Müsabakamız Bliüz Müsabakamız Başladı. Takip Etmeyi Unutmayınız. Blöz müsabakamız cuma günü başlamıştır. On beş gün devam edecek ve hergün bir blüz. resmi neşredilecektir. Karilerimiz7 inci sayfada inti> şar eden blüz kuponlarını toplı- iyacaklar. En ziyade beğendikleri üç blüzu bildireceklerdir. En çok rey kazanan blüzlara rey veren karilerimizden üç kişiye birer blüz hediye edilecektir. Bedava bir blüz sahibi ol- mak istiyorsanız bu müsaba- kayı takip etmeyi unutmayınız. İntişar eden blüz resimle- rini kesmiş olmamak içim karilerimize yedinci sayfaya kupon koyuyoruz. Her gün ye- dinci sayfamızda intişar edecek. PATRON KUPONU Karilerimizin gösterdiği ar- zu Üüzerine (7)inci — sayfaya nakledilmiştir. Oradaki patron kuponlarını toplayaraksınız. sandalyesine dahi oturur. Ka bini vermediği zaman yalnız parasını verir. Buna mukabil ondan neş'e, zevk ve eğlence ister. Bu"kıdının ciddi olması elbette matlüp değildir. Birinci kadının ciddi olması, sempatik — olmaması demek değildir. Ciddi bir kadın pek güzel mneş'eli, sokulgan ve konuşkan — olabilir. Erkeğin sevmediği kadın ciddi kadın değil, abus kadındır. Hanımteyze İkazı lâzımgelirdi kanaatindeyiz. | etmediğim işler muvaffak ol- | zihniyetini anlamak ve ona lmsak | 626 2011 | y yan mevkii değişir, zevce —— — Tefrikamız: No 17 iddia etmiyorum; Fakat, her 1 — Ev açacak kacınlar | kayda, şarta tabi bir ticaret KIRMIZI FENERL. EVLER MUHARRİRİ: “MARYSE CHOISY (Fransizea azlının 200,000 1nci tab'ından tercüme edilmiştir.) PARİSİN GİZLİ EVLERİNDEN BİRİNİN. MÜDÜRİLE MÜLÂKAT.. Bana en mükemmel izahat verecek adamlardan birile mü- ,lâkat yaptım: Parisin en eski, en tarihi evlerinden — birinin nüdürile. Çok sevimli ve de- ğerli bir adam. Bütün Fransız edebiyatını biliyor ve cereyan- larını takip ediyor. Ben fikirlerimin zıddını söy- Üiyen bu- zatın fikirlerini bir l fotoğraf gibi naklediyorum : O — Sizin tetkik ettiğiniz bu mevzu yeni değildir, fakat daima fena —müşahede ve daha fFena izah — edilmiştir. Bu meselelere dair yapılan eserleri kastediyorum, Niçin bu kitapların muharrirleri ha- kikati değiştirirler ve müdafa- aları olmıyan İnsanlara, kızca- ğgızlara hücum ederler? Ev iş- letenlerin hepsinin doğru ve namuslu insanlar - olduklarını meslekte olduğu gibi, bunla- rın arasında da İyileri ve fena- ları var,. Fuhşu — müdafaa etmek te istemiyorum: Fay- dalı mıdir? Ortadan - kal- dırmak lâzım mıdir? Nasıl? Fuhuş hangi tarihte başlar ? Bunlar üzerinde — konşmamız uzun olur. Hen — Evlerin şimdiki teş- kilâtını — mükemmel — buluyor musunuz ? O — Zabıtanın her hususta eiddiyetine taraftarım. Hatta, mesleğimizde —hep — namuslu adamların — bulunması onların daha ciddi olmalarını temnni ederim. Biliyorsunu: bir kadın ev açmak istediği vakit pollı şunları ister: evli olmalıdırlar. 2 — Temiz bir mazileri ol- duğunu espat etmelidirler. 3 — Kocalarının muvafakat ettiğini bildiren bir vesika ik- raz etmelidirler, 4 — Ticaret odasına kuy- dolunmalıdırlar. 5 — Keza sicile geçmiş bir mukaveleleri olmalıdır. Tabit en küçük bir mahkü- miyeti olan bir kadına müsa- ade verilmiyor. Hatta polis müsaade vermeden evvel ev açacak kadın hakkında ayıar- ca tahkikat yapıyor. Fazla olarak, her umumhane- cinin poliste bir dosyası vardır. Oraya en ehemmiyetsiz hâdi- seler hydedı.ir Bıı dırm K tammıyorum. Meselâ barlar, dans salonları ve oöteller bu derece kontrola tabi değudir- ler. Birçok — kadınlar oralara RUS para harcatmak için giderler. Eğer müşterilerden birinin ar- zusu varsa hususi odalara gi- rerler. Bu odalarda, bir uru- mhanede aranan temizlik yoksar. ( Arkası var) DIKIŞ MAKARALARI Dünyu MARKALARA ucuzdur. beüğ Arayınıı.