SON POSTA İçerde Geçen Zevk Sahnesi Cariyeleri Kıskandırmıştı... Aradan, bir iki saat geçti. ağam yeni vuslat oda- Nd hiçbir ses çıkmadı. önünde herhangi emrini derhal Ifa cariye nöbet bekli- Valde sultan, ayyaş ve Oğlunun halvet odasına vi la doldurmuştu. Fakat yi- ütün baştan çıkarmak tam manasile sefahatin Ba atarak idareyi eline K İstediği için “vuslat da- han önünü de adeta bir Hi tezgâhına çevirmişti. Yarısına doğru... * önünde nöbet bekler lerine bastıran uyku atmak için dört ca- endi aralarında hafif onuşuyorlar, hasbühal Je YP omu içini çekti: Ak., Şimdi içerde Pa- i yanında birimizdenbiri si cevap verdi: Evet.. O zaman da Hün- koynuna girecek olana geride kalanlar Ohaset klerdi. Çüncüsü atıldı Ne olurdu Allah Padi- kuvvet verse idi de Secede bir kaçımızın bir- , mmm hoş etseydi. Yaman kimsenin kimseye E Üyeceği ne de haset ede Hi mazdı, < sesini çıkarmıyan dör- cariye, ince belli, selvi ei Çerkes dilberi söze a, ee biç sizin düşündü- gibi düşümiyorum.. Şim- dar Efendimizin koy- gire: l:rin o akibetleriri Bir gecelik zevkin aylarca, senelerce sara- köşesine atılmakla çe- âz mı? Padişah bir üni için bir hayatı sön- . Ben tadını bilmedi- ilemin iştiyakı içinde tadını o anladıktan atılacağım mahrumiyetin içinde dinlemiye elbet- tercih ederim. rci ci tekrar atıldı: > Ne olursa olsun.. Dünya- mayı anlamak için bir ömür ömürdür. Seneler- den mahrum ve kavu- Mta iştiyak içinde inle- bir kerecik olsun evine m ma Bayi çeşit o yemişler ve | 0 sonra da mabrumiyet acın Üçüncü cariye söze karıştı: — Hakkın var Feyziseher.. Ben de senin gibi düşünüyo- rum ve hele bu gece şu güzel Macar kızının Efendimizin koy- nunda neler yaptığını Mg tin bir yemek Sipariş yerlerk Elektrik Evi, Beyazıt, İstanbul Muvakkithane caddesi No 83 Şirketi Hayriye İskelesi No 10 Üsküdar Satılık (MÜGEVHERAT 18 - Mayıs - 931 tarihinde Sandal Bedesteninde üç çift tek taşlı elmas küpe, iki adet elmas gerdanlık ve üç adet tek taşlı elmas yüzük satıla- caktır. Mezkör eşya şimdiden Sandal Bedesteninde teşhir edilmektedir. Satın almıya talip olanların 18 - Mayıs - 931 tari- hinde Sandal Bedesteninde mezat memurluğuna müraca- atları ilân olunur. Kadıkiy Kuşdili tiyatrosunda bu gece san'atkâr Naşit Bey ve heyeti temuiliyesi Hermine Hamtcın iştirakile ük defa o olurak o “Hasretle Vuslat; mill! komidi 3 perde aynen kantelar, danslar, düetelar Hermine M. konseri girmeyi ve ondan |” Tefrikamız : Ne.25 e KUCAKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ y yişeye ve kadehe N bakıyordu. mz devem etti: ma im akrabada senin ni, bir kız vardı. Çok Mek y Hiç iştahı yoktu. Ye- agiz, yol yürümez, gül- Biri, »lemez, daima mahzun, ; © çocuktu. Okadar doktorlara ( gösterildi, ilâçlar yapıldı, tebdilhavalara gidildi, fayda etmedi. Büyük bir dek- tor bana dedi ki: — Yemeklerden evvel bi- rer İkişer kadeh rakı içirin bakalım,, Ben hemen tecrübesini yaptım. Efendim, bir ay ya geç- SATİE, Metro Han, Tünel möydanı, Beyoğlu Mühürdar caddesi No 13-15 Kadıköy önünde o canlandırdıkça yüre- içinde yaşamayı canıma min- | gim hop, hop, ediyor. i net bilirim. (Halvet) odasının kapısı önünde nöbet bekleşen güzel cariyelerin bu iştiyaklı ve ihti- raslı görüşmelerini birden açı- lan kapının şiddetli sademesi saratı, Arkası var > Balıkçılık Müfettişliğinden : Baltalimanındaki Balıkçılık Enstitüsünde iki yatak odası odası ve bir salon lavabo yemek masa ve iskemlesi ve saire bugünden itibaren yirmi gün müddetle münakasaya vazedilmiştir. Münakasa aleni olacaktır. Mayısın yirmi üçüncü cumartesi günü saat on beşte ihalesi icra kılacaktır. Talip olanların 97,5 teminat akçe- lerile yevmi mezkürda komisyona, nümüne ve şartnamesini görmek üzere Galatada Deniz Ticareti Müdürlüğü binasında Balıkçılık Müfettişliğine müracaatları. (pr HORHORUNI > | için lözumu olan karyola Fazla para vermemek için Mabrukatınızı yazın tedarik ediniz. KOK KÖMÜRÜ Yedikule ve Kurbağalıdere gazhanelerinde Asgari 10 ton almak üzere tonu 20 liradır. Sıkleti garanti edilir. Tel. B. O, 61 . 24318 Kad. 355/6 66 312 TAVİL ZADE VAPURLARI Muntazam Ayvalık Postası pp Selâmet vapuru Perşembe 17 de Sirkeciden hareketle Gelibolu, Çanakkale, Küçük- kuyu, Altınoluk, Edremit, Bur- haniye ve Ayvalığa azimet ve avdet edecektir. Yolcu bileti vapurda da ve- rilir, Adres: Yemişte Tavilzade biraderler. Telefon: İst. 2210 Satılık Otomobil Lâstikleri müceddet, saati mev- cut ve takside çalışınıya müheyya ve 300 lira kıymet konan bir olo- mobil 14 mayıs perşembe günü saat 13,30 da Mezat maahallinde satılacaktır. ti, ya gecmedi, kıza bir iştah gelsin, yanakları bir pembeleş- in, göğsü bir dolsun, sıska bacakları bir semirsin... Atıf B. biraz da su ilâve ettikten sonra kadehi Nermine uzattı, : Genç kır, sandalyadan kal- karak kaçıyordu. Atıf B. onu kucakladı ve zorla kadehi ağzına götürdü: — Balık yağı içer gibi içl diyordu. Nermin rakınm kokusunu duyunca ( tiksiniyor, ellerile kadehi itiyordu. Fakat niha- BORSA İstanbul 12 Mayın o 193 — Kapanan fatlar — NUKUT 100, — 11 166,— m— “e Londra | İsterlin Nüy. © 1 Türk liram delar Paris 1 Türk liram Frank Milâne 1 Liret Brükasi 1 Belge Frank Lava Florin Perta urup Seyrisefain Mekez acentesli Galata köprü © Başr B. 2362 Şube acentesi Sir- seli Mühürdar zade hamı 22740 5 Trabzon Ikinci P. (ANKARA) vapuru 14 Mayıs perşembe (akşamı Galatadan İnebolu, Sinop, Samsun, Ünye, Fatsa, Or- du, Giresun, Trabzon, Rize, Hopaya kalkacık, dönüşte Pazar, Rize, Of, “Sürmene; Trabzon, Polathane, Tirebo- lu, Giresun, Ordu, Fatsa, Ünye, Samsun, Sinop, İne- bolu, Zonguldağa üğrya- caktır. Kiralık satış mahalli Tophane idare merkezi yanındaki seyyabin salonu dahilindeki iki camekânlı satış mahalli ve dört dük- kândan ibaret satış mahal- leri üç sene müddetle top- tan veya ayrı ayrı kiraya verilmek üzere müzayedeye çıkarılmıştır. Kat'i ihalesi 18 Mâyıs 931 Pazartesi günü yapılacağın- dan tutmak istiyenlerin 610 depozito akçalarile levazım müzayede komisyonuna mü- racaatları, yeğ izadebaşında 113 ila numaralı 26 dükkânm dörtte bir hisseleri satılıktır. i depozitosu 18 - Mayıs - 931 “10 BARTIN - İNEBOLU POSTASI CİDE iz, Perşembe Sirkeciden bareketle Ereğli, Zonguldak, Bartın, İnebolu, ve Dişeye âzimet ve avdette mezkür iskelelerle Cide ve Kuruca Şileye uğrayacaktır. Tafsilât için Sirkeci salonu e Mizan oğlu ban No elefon İst: 354 dehin yarısını içti. — Ooof... Aman... Ayy. Ne tuhaf koku... Ben bu ko- kuyu hiç sevmem. Atıf Bey gülerek: — Anason, dedi. Sen hiç anasonlu gevrek yemedin mi? Nermin hâlâ tiksiniyor. — Ay... Of... Diyordu. Atıf Bey çatalın ucuna bir yeşil zeytin takarak Nerminin ağzına götürdü: — Şunu ye, bastırır. Sonra oturup konuşmıya devam ettiler, Nermin, ilk tik- sinti geçtikten sonra yarım yet, gözlerini kapadı, ve ka- ek rakının verdiği hafif HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Edgar Allan M, (BEOLOE) Re 1827 senesinin nihayetine doğru (Şarlokvil) de oturduğum sırada tesadüfen Mösyö (Bed- loe) le tanışmıştım. Bu genç adam merakımı ( taaccüple uyandırıyor, siması ve tabiati hakkında hiçbir fikir edinme- diğim gibi ailesi hakkındada müspet birşey öğrenemiyordum. Nereden (o geliyordu? — Bunu hiçbir o vakit © öğrenemedim. Kaç yaşında olduğunu da tah- min etmek imkânsızdı. Bu adamdaki anlıyamadığım hu- ,| susiyet tuhafıma gidiyor, beni meşgul ediyordu. Vakıa genç gözüküyor ve daima genç olduğundan O bahsediyorsa da bazı dakikaları vardı ki yüz yaşında olduğunu tahmin et- mekte tereddüt etmiyordum. İnce ve uzun böyle - çok kan- bur yürüyor » kolları ve ba- cakları nispetsiz zayıf - alnı geniş ve basıktı - kansız bir bünye geniş bir ağız - ve dişleri sağlamdı... Bir insan ağzında şimdiye kadar bu kadar gayri müntazam diş görmemiştim »- gülüşü nahoş olmamakla beraber müspet bir manası yoktu. Değişmiyen bir mahzuniyet derin bir imi lânkoli - gözleri gayri tal büyük ve kedi gözleri g toparlak Ohele gözbebekleri ziya ile çarpıştığı zaman ye- rinden fırlıyor! Tıpkı kedi ibi | Heyecanlı o zamanlarda Üeeaz gayri şuuri akla sığmı- yacak tarzda parlıyor, alelâde zamanlarda donuk, bulutlu ve senelerce ölmüş bir vücudun gözlerini andırıyordu. Bu hususiyetle onu müte- essir ediyordu, bunları bana ilk defa ima ettiği zaman mu- azzep olmuştum. Bir gün ba- na kendisinin eskiden hiç te böyle olmadığını vechinde gör- düğüm gayri tabii hususiyet- lerin yorucu asabi hastalıklar neticesinde olduğunu söyledi. Birkaç senedenberi (Temp- leton) isminde bir doktor ta- rafından Otedavi olunuyordu. - yetmiş yaşında kibar bir ihtiyar - doktorla (Saratoga) da tanışmış ve İlk tedavisi ona iyi gelmişti. (Bedloe) de onu senevi yüksek bir ücretle ta- mamile kendi tedavisine temin ve doktorda bütün dikkatini hastasının tedavi tecrübelerine Doktor (Templeton) gençli- “de çok seyahat etmiş. Pa- rıste (Mesmer) isminde bir ama m m a — —ğş— j sarhoşluğu hissetmiye başladı. Bütün vücudunda sıcak bir ürperme, başında tatlı bir ser- semlik duyuyordu. Birdenbire neşelendi ve küçük sebeplerle büyük kahkahalar attı. Atıf B. anlamıştı: — Gördün mü? Bak neşen geldi, haydi şu yarım kadehi de çek bakayım... Nermin bu sefer daha az mukavemet etti ve kadehi bi- tirdi. Bir kadeh rakı, iptidai terbiyesi pek te sağlam esas- lara İstinat etmiyen genç kızın kendi hâkimiyetini iyice sarstı. Fikret M. NİN HATIRATI Alman doktorunun tarikatine girmişti. Bu mezhebe salik doktor hastalıkların en ağırnı henüz o tarihte Amerikada revaç bulmamış manyatizme ile | tedavi ederek iyi neticeler el- de ediyordu. Doktor Templeton ile has- tası arasında gitgide uzun tec- rübelerden sonra müthiş bir merbutiyet hasıl olmuşsa da bu tecrübeler hastayı somuam- bül vaziyetine koymuştu. ( Mesmer ) in şakirdi hasta- sını uyutmak için yaptığı ilk (manyatizme) tecrübesinde mu- vaffak olamadı. Beşinci ve ak tıncı defadan sonra muanni- dane bir enerji ile muvaffak oldu. Bu tecrübelere sık sık de- vam ede ede hastanım iradesi tamamile onun eline geçmişti Doktor istediği zaman hasta- sını uyutuyor, bütün iradesi onun elinde idi. (Bedloe) nin bünyesi son de- rece hassas, heyecanlı; kuvvel mütehayyelesi çok kuvvetli ve yaradıcı idi. Buda her gün fazla miktarda afyon kullan masından ileri geliyordu. Onu afyondan vaz geçirmek kabil olamadı. Her sabah kahvealtı- dan sonra bu zehirden fazla miktarda alıyor; daha doğrusu hemen kahvesini içlikten sonra, çünkü öğleden evvel bir lokma yemek yemiyordu. Sonra bera- berinde bir köpekle ( Şarlot- sevil ) in matemengizin dağla- nunda gezmiye gidiyordu. Karanlık, sıcak ve sisli bir kânunusani gününde bermutat dağlarda gezmiye çıktı.. Akşam oldu avdet etmedi; saat sekiz olmuştu, hepimiz merak içinde iken ansızın sökün etti geldi. Eskisinden daba heyecanlı idi. Gezintisinde başına gelen ser- küzeştler olur şey değildi: — Hatırlıyormusunuz? Sa- bahleyin evden saat dokuzda çıkmıştım?. Diye başladı. Dos doğru dağa doğru gittim, saat onda kendimi bir hendekte buldum. Burasını daha hiç gör- memiştim, geçtiğim karışık yolları dikkatle gözden geçiri- yor, gözümün önünde teces- süm eden güzel manzara ve bu matemengiz yalnızlık çok hoşuma gidiyordu. Yürüdüğüm çimenleri benden başka hiçbir insan çiğnememişti. Bulundu- ğum hendek okadar gizli bir yerde idi ki bilâ mübalağa şimdiye kadar hiç kimse gör- memişti diyebilirim. (Arkas var) Poe'dan Birdenbire, neşesi ve lâuba- liliği ifrat derecede inkişaf etmişti. o Birtakım (oOfıkralar anlatmıya ve mütemadiyen gül- miye devam etti. Artık Atıf Beyle senli benli konuşuyordu. — Ne tuhaf... Seni eskiden beri tanıyormuşum zannediyo- rum, diyordu. Atıf Bey ona bir kadeh daha içirdi. (Aradı bir tabii (o vesilelerle (oonu ku- caklıyordu. o Nihayet oturttu, Nermin başını on omuzuna bıralıverdi. Af © ( Arkası var, Üzine