Kari — Gözile Gördüklerimiz ıStanbul Ve Beyoğlu diye Memurları Hâlâ Para Alamadılar Cumartesi günkü — Milliyet =teıimı. okudum ki bele- Ti bandosu ikiye ayrılarak Üyen Riş #inezinde cemederek mes- ! neşe içinde yaşatan semtlerin - bandosu m ve hüzün ve yeis Fatih, Sultanahmet ve parklarında dolaşan 1yan insanlara da biraz oVGntİ dveiileleı' âcıı? ve Sa daha iyi düşünül- Si olmaz mı? * ı"“h Ayın on biri belediye i na henüz Mayıs ay Aylığını vermedi. Bu yüz- ka.—ılın ev — sahibinin 8ünde bir kapilarımızı aşın- memurluk şerefile ne €ye kadar mütenasip ol- Mukayeseye değmez bile. ."'dı'ge memurlarınızdan bir. okugucunuz b.i' Mahpuslarının Bir Ricası Efendi, çoklarımız — İs- a. Mücadelesinin şerefleri- V.:“ı""'llınmııdı taşımaktayız. Vey, © yapılan ufak bir hata L" tehalet bizi hapishanenin Öcerelerinde — yatmıya etti. Şimdi masum ço- N."mıı bizim bu hataları- Cezasını cekiyorlar, ba- —,h:fkılinden mahrum bulu- hap'lar. Senelerin verdiği 1s- 4 bizleri uslandırmış, — sa- &İ& Sevketmiştir. Artık bu H K,, Yatan bizlerden hayırlı 7 bekliyebilir. Çekti- şx €eza, cürmümüz için ğ Niüfüleıek bizim de ma- birer iş adamı olarak N.utemiyct hayatına atıl- fırsat — verilmesini is- ediyoruz. İzmir haovishanesinde Seyfi S TAKVİM — — N4 -Mayıs- 931 — Hizir Rumi 1 - Mayıs 'ar ol g vakıtrezar Akşam|12.— Yatsı İı.w[m.ıı İmsak | 72 200 F S e Z ia M da yol yoktur: Zin- *resi senede (40) milyon ir kıra deli ile hide- âye mahküm 3 bin malik olmasına rağ- g. / Sene zarfında ancak Mdetrelik şimendifer ve *Metrelik araba yolu iştir. Memleket dahi- ak nehirler vasıtasile Tumuk - Hümük, dağlarının eteğine ka- t (Mana) sonra da simlmıri bu nehirler- b £ Ka çS VARAE lti larıdır. Fakat Maale- d Debirler — şelâlelerle ” Binacnaleyh üzerinde *T çok tehlikelidir. Fazs Hennessy Fransada Reisicümhur - İntihabı Bugün Fransızl yeni — Reisi- cümhurlarını intihap ede- ceklerdir. Reisicümhur, Meb'usan ve Ayan meclis- lerinin — bir araya gele- rek — vücuda ge tir dik leri umumt kong- re tarafından yedi — sene müddetle in- lihı% edilir. u sene Reisicümhur- luk (için yedi sekiz namzet vardır. Bun- ların başında resmen nam- zetliğini koymadığı halde en kuvvetli namzet olarak görünen | Brilland'dır. Brilland - bugünkü Fransız kabinesinin Hariciye Nazırıdır.Harbin sonundan beri iktidar mevkiine yelen hemen bütün kabinelerde bazen Baş- vekil, ekseriyetle de Hariciye Nezareti mevkiüni işgal etmişli. Brilland, takip ettiği siyasetle umumi sulh ve sükün taraftarı * olmakla tanınmış bir simadır. Harpten sonra bütün devletler sulha doğru ve bu sözle olsun büyük bir temayül göster içindir ki Fransız hariciyesinin başında — Brilland — kalmıştır. Bilhassa büyük bir hatip ola- rak tanınan Brilland, beynel- milel bir simadır. Bilhassa — mecliste — yüzden fazla azası bulunan Radikal Sosyalistlerin muzaheret ettiği bir. adamdır. No. 2 LETEĞİ ALTIN PEŞİNDE la olarak hepsi de Garptan Şarka 'doğru — akarlar, bir nehri bıirakıp diğerine atlı- yarak bir noktadan başka moktaya gitmek mümkün de- ğildir. Bulunduğunuz noktadan de- nize kadar inmek, orada başka bir nehrin mansabını bulmak ve o nebhre girerek istediğiniz noktaya gitmek Mmecburiyetin- desiniz. * Bir sandal kiraladık. Bu pek kolay olmadı. Bilirsiniz ki Ma- roni nehri Fransız ve Holanda Güyanları arasında hudut teş- kil eder. Bu nehirde seyrü sefer Bos adıni taşıyan siyah | elindedir. — SON POSTA Dünyada Neler Oluyor? Fransada Bugün Reisicümhur İntihap Ediliyor Brillan Fransız cümhur riyaseti için diğer namzetler şunlardır: Ayın reisi M. Dümer, sabık nazırlardan Painleve, Maginot, Hennessy, Cheron, Lebrun ve bugünkü reisicümhur M. Dow mergue. Bunlardan, resmi nam- zetliğini yalmz Ayan reisi M. Doumer ıoyınuıhıl. Diğerleri koymamışlardır. Fakat tabii namzet addedilmektedirler. M. Doumer umumi harpte iki oğlu- nu kaybetmiştir. Bundan dolayı halkça — sevilen bir adam mevkiünde görünüyor. Beş se- nedenberi ayan riyasetindedir. Kendisi, umumi kamaatlerile muhafazekâr addedilir. Painleve: Eski dan solcu bir simadır. vetli bir riyaziyecidir. hayatı di £ dil telekki lir. ile intihabı zayifça bir ihti- maldir. narzırlar- Kuv- renkli iptidat bir kabilenin Çünkü — şelâleden geçmenin yolunu yalnız onlar | bilirler. Bu kabilenin yeri Ho- landa Güyanındadır. Orada uy- saldırlar. Fakat Fransız Güya- mında dik başlı görünürler. Her ne ise dünyanın her lisanından alınmış birer kelime- yi kullanarak bu kabile efradı ile —anlaştık. — mukavelemizin esası şu: Kabile adını efradından Karga taşıyan bir adam bize sandalını müddet “için gayrı müayyen bir kiralıyacak ve taşıyacağı her varil yük için ayda seksen frank - alacak. Ve insanlar da birer varil sik- letinde telâkki edilecek. Bu hesaba göre biz ve eşyamız (7) varil tutu. * Şimdi sabahin tatlı aydın- Ortada Doumergue : z N Cheron Maginot: Eski nazırlar- dundır.İhtiyat zabitidir. Harp- ta bir oğlunu kaybetmiştir. ( Poincarr& ) rengindedir . Mütedil - fır- kaların nam- zedidir. Sol- cenahçılar kendisinden pek hoşlan- mazlar, Hannessy: Eski — mazır- lardan — sobk cudur. Cheron: eski bir na- sırdır. Poin- garreyi müte- akip Fransız maliyesini V idare etmiş- tir. — Siyasi kanaatleri itibarile mutedildir. Lebrun: Poincarrenin mw zaherelini haizdi. Fakat her nedense, bu muzaheret son zamanda eksildi. Bundan do- layı intihabı ihtimali zayıflaştı. WDoumergue: Yedi sene- denberi Reisicümhurdur. Gös- terilen arzulara rağmen tekrar namzetliğini koymak istemi- yorsada Meclisin büyük bir ekseriyeti, bir mazbata ile kendisine —müracaata karar vermiştir. Solcu, mutedil bir simadır. Cümhur reisliği za- manında umumli memnuniyet uyandırmış, güler yüzlü, buh- ranlarda îıiııı bitaraf kalmı- ya muvaffak olmuş bir simadır. Netice: Eğer Doumergue namzetliğinin konmasını iste- mezse en kuvvetli rakip ola- rak ortada Brilland ile âyan reisi Doumer kalacaktır. z ——— nehrin üzerinde kayarak — memleket dahiline doğru — ilerliyoruz. Sağımızda Holanda,'solumuzda da Fransız sahili var. Gözümüze evvelâ dar bir saha dahilinde yeşil bir çayır çarpıyor. Çayırın gerisinde nefti renkli bir orman yüksel- mektedir. lığı — içinde * Saat ona doğru sandal h- zıl renkli bir kumsala oturdu. Yerimizden kalkmadan sardal- ya, Soğuk et ve bisküvitten mürekkep basit bir yemek ye- dik Üüzerine de (Maroni) nin şeffaf permanganatı - andıran suyundan içtik.. Bunu mütea- kip tekrar yola koyulduk. Sıcak başladı. Uyku getirdi. gözle- rim kendiliğinden kapanıyor * — Höy-tandakı! Sıçrayarak uyandım, akşam Kadın Ve Kalp İşleri ir Erkek Bir Kızla Gö- rüşmekte Haklı Mıdır? Beyazıtta Cevat isminde bir gençten bir protesto mektubu aldım. İki üç gün evvel bu sütunlarda bir gence, sevgili- #İnin mazisini sormuya hakkı olmadığını söyleyişim bu genci kızdırmış : — Bu yazılar sizin kalemi- nizden çıkmayıp ta tanımadı- gım bir kalemden çıkmış ol- saydı, bn muharririn -delirdi- gine anlatıyor: “ Biz buügünün gençleri pek havat p bir hayat sürüyoruz. Bir) iki kax veya kadınla iktifa etmiyoruz. Bunun kabaha- tide yina kızlardadır. Çünkü onlar da havai meşreptir. onlar da bir Wki gençle iktifa etmiyorlar. “Acanım, ne olur, bir genç kaz iki üç erkekle görüşürse gü- mah mı olur ?, demeyiniz, günah elur. Hem de günahların günahı. Vaktiniz müsait bir cuma günü kirlara çıkmız veyahut sinema hocalarını tetkik ediniz. Buralarda göreceğiniz manzaralar size güzel bir cevap teşkil edebilir. Bugün bir genç görüşmek İstediği bir kızı' pek az bir zamanda elde edebiliyor. Sonra bu muvaffaki- yetten cesaret alarak ona ehem- mwiyet vermiyor. Çünkü onu elden haçirırsa bir başkasile tanışa- sağına emindir. e bu haller, #ile yuvası kurmak iatiyen genç- leri çok düşündürüyor. Gene bu- sun İiçindir ki kendisile hayat arkadaşı alacağımız kızların ma- #isini öğrenmek hakkımızdır.., Oğlum, sana bir saalim var: Mademki bu haller sizi endi- şeye düşürüyoz, ve mademki bir kızın mazisini sormak Vâ- mım geldiğini iddia ediyorsunuz. O halde neden kızlarla görü- #üyor ve onları lekeliyorsunuz? Bir kız bir erkekle konuştuğu zaman artık lekelenmiş sayı- hrsa, sizin de tanıştığınız kızların lekelenmiş olmaları lâzim gelir. O halde bu bir biyanet değil midir? Bnna kendiniz de nasıl hak bulu- yorsunuz.İstkibalini temine çalı- şan,mes'ut bir yuva kurar ümidi le erkeğe mültefit davranan bir kızı böyle lekelemek günah değil midir? Ve bu günahtan #iz mes'ul değil misiniz? O balde mesele basitleşiyor. Siz de teslim edersiniz ki ha- yatında Iâakal bir erkekle ko- nuşup tanışmamış bir kız bul- mak hemen de mümkün değil- olmuştu, tatlı bir esim esiyor- du: Fakat bağıran kimdi ? yirmi metre ilerde, sahil bo- yunda iki adam durmuştu: — Hey sandalcı, diye beğı- myorlardı. Parça parça olmuş elbiseleri içinde, aylardan beri tıraş ol- mamış sakallı yüzleri ile acaba ormanın orta yerinde ne ya- peyorlardı ? Ben bunu düşünürken onlar birden bire suya atıldılar, bize doğru kuvvetle yüzüyorlardı. Ovakit Şerüben hiçbir ke- lime söylemeden silâhını yaka- ladı, çeliğin Üzerinden seri bir ışık parıltısı geçti. Yüzenler pis suyun içinde nDe yapacaklarında — kararsız bir vaziyette ' dürümeşlürdı. Şerüben sandalcıya seslendi: — Karga sandalı derenin " Zayıflama Dersleri I hükmederdim diyor ve | Müne ae ee Zayıflama idmanlarımıza baş- ladınız mı? Şimdiye kadar tarif ettiğimiz hareketlerden hangilerini yaptınız ? Bugün tarif ettiğimiz hare- ket, boyun göğüs ve bel şiş- manlıklarını gidermiye yarar. Bu harekeli yapmak için dizleriniz üzerine yere oturu- nuz. Sonra kollarınızı başınız hizasından uzatarak, okla işa- ret edildiği veçhile, öne yatır Başınız yere değdikten sonra kaldırıp arkaya atınız. Bu hareketi beş dakika tekrar ediniz. dir. O halde bu kızların hiç- biri evlenemez. Neslimizi mi kurutalım ? Birarz hayatı görmiye çalı- garz. Kendiniz için hak ta- nıdığınız şeyleri karşınızdaki için de hak tanımıya mecbur- sunuz. Eğer siz kızın mazisini sormak hakkını kendinizde gö- rüyorsanız, ayni hakkı kız için de kabul etmelisiniz. Size bu hususta faikiyet temin eden sebebi hiç düşündünüz mü? * Ankarada Neclâ Hanım: Kendinize fazla “ehemmiyet veriyorsunuz. Biraz mağrursunuz. Allenize fazla baği iltifat görmek istersiniz. Başka- larının tesirine tabi olmazsınız. Değişikliği — sevmezsiniz. Şehrl köy hayatına tercih edersiniz. Fülürt sevmezsiniz. Münakaşadan hoşlanmazsınız. Hanımteyze Kocanızı, - sevgilinizi, —nlşanlınızı, tanımak ister m'siniz; Bize doğ- tarihi — bildiriniz. Size onun ve tabiatini söyliyelim. ortasına al! Ben anlıyamadan bakıyor- dum, Şerüben anlattı: — Zındandan kaçmış iki mahküm! — Fakat ne olursa olsuu müşkülâtta kalmış iki insan.. (Şerübe) in yüzünden vahşi bir tebessüm geçti. — Evet, dedi üstat öyle.. müşkülâtta — kalmış iki insan ve biraz durduktan sonra ilâ- ve etti: — Yalnız bir hayli sene övvel altın “arayıcılığımın - ilk günlerinde tıpkı böyle müşkü- Iâta düşmüş iki adamı ölüm- den kurtarmıştım, bak beni ne hale * getirdiler: Ve gömleğini açarak köğ- sünde iki yara yeri gösterdi. (Mazbadi yarın)