SON, POSTA MASONLAR Wasonlarda muhtelif makamlan Işgal Edenlere Verilen İsimlerle Bu Makamları İşgal Edenlerin Vazifeleri Nelerdir? Hatip Birader Kimdir? 41 Bayraktar Mason nümayişi yapıldığı zaman mahfilin bayrağını taşır. Eğer bu iş için ayrı bir bira- der tahsis edilmemişse, bu va- tifeyi muhafız biraderler gö- zımdır. İntihabı esnasında pa- ra vermiyen biraderlerin liste- r sini reise verir. Paralarını ver- mekte geç kalanlar intihap günü de - tanhhütlerini yapa- bilirler. Umumi İntihabat Mason an'anelerine riayeten amum? intihap her sene 15 kânunuevvelde — yapılır. Her Mason bu tarihi bilmekle be- raber, intihabat evelce kara tahtaya asılarak ilân olunur. İntihabat hafi reyle yüpılır. intihap edilebilmek için mut- lak ekseriyet lâzımdır. Evvelâ reis intihap olunur. Ülk allı ay zarfında ma- kamlardan biri boşanırsa, kıs- mi intihap yapılarak boşalan yere yenisi intihap olunur. Reis intihap edilince, bir #y zarfında, Maşrıkı âzama malümat verilir. Madifilin Dahili Nizamı Mahfilin rabbı asli, diğeri fabri iki türlü azası vardır. G bi Asli aza, merasime riayet edi- lerek muntazam — şekilde ve Masonluğa iltihak edenlerdir. Bunlar — bir mahalden — diğer mahale - değişirler, o mahallin mahfilinde asli aza gibi bulu- nurlar. (Arlıııı var) Resminizi Bize Gönderiniz, * * * Size Tabiatinizi Söyliyelim... TT :'—*îrîğh İ Rüfekasına mu- yapmaktan hazzeder. Parayı daha ziyade sarfa mü- temayildir. * Ali Salim Efendi: Hassas ve samimidir. Mua melâ tın da müşikü | pe sent değildir. Tep- vika kapılır ve uysallık göste- Kİ rir, menfeatle- rine karşı kıs- " men — ihmalci- dir, hayâli mev- zuları daha ca- zip ve sevimli bulur. Kararla- | rında, fül ve hareketlerinde daha ziyade talüne ve tesadil- Fe tabi olur. * (Fotoğralının dercini arzu etmiyor.) S. B. Hanım: Hayalperest ve hassastır. Ev işlerine taak lük eden mesaiden ziyade, hisse, hayale ve —heyocana Bazı fatı tahlillerimizde isabetsizlikler oğraflar fazla retuşlu veya kısmen bozuk lerine karşı lâkayt ve ihmal- cidir. Enver Yıl-ıı EI Zeki ve ir. Başkaları ıııeıııliyd ve Uelılıkzye atmaz. llıbıııt.*' * bey: Muta- vazı ve çalı; kandır. Haya- tını kazanmak için — teşebbüs eder, - sokulur. Mihnete ve me- şakkate taham- mülü — vardır. Bazan anut olur. Ümit ve saretini kolav kolay zayi ( mez. Parayı -.raftan ziyar biriktirmek iırıftındır Resim .ı.ı... bazı karilerimiz, mütehassısımızın cevabi. geciktiği için sabırmızlamıyor ve mektup göndererek fotoğrafilerinin akibetinl öğrenmek e- Hiyorlar. Bu fotoğrafiler intişar edecek» tir. Bu hususta müsterih olmalarını rica ederiz. olduğundan meydana gelebilir. Diğer - taraftan bi- için kendisini * husuaf vaziyetler ve sun'i tavırlarla çektirilmiş olanlarda ise büs- bötün aykırı tahlil yapmış olmak batasına düşebiliriz. Bu husuta karilerimizin her gün nazarı dikkatlerini celbettiğimizden tahlilleri- mizde bazı isabetsizlikler olmuş ise bizeatfedilmemerini rica ederiz. İNGİLİZLERİN YAKIN ŞARKTA CASUS TEŞKİLÂTI .. - Yazan: Makenzie - Ayni zamanda V ye de | Atinada açıkça çalışmak için makul bir imkân vermiş olu- yordu. Detektif hikâyelerinde, bir başkasına ait sırrı halletmek üzere bulunan bir adamın his- lerini hepimiz biliriz. İşte 9 salkah Akademy ıokıgındıld karargâhı ziyarete — gittiğim zaman kapıda, sefalet içinde nöbet he liyen birçok mu- hacirlerle karşılaştım. No, 3 Mülteciler komisyonunun ne- rede bulunduğunu sordum. Beni yukarı kata çıkardılar, geniş bir odaya soktular. Burada birçok — memurlar — önlerinde kâğıt ve yazı makineleri çalı- duruyorlardı. UPB nlgmıoloı Edmond sa- kin ağır, sessiz bir tavurla büyük odaya muttasıl yan Bir iki dakika nin karşısında idim. oda — arasındaki — kapı kapandı. (V) sandalyesinden kalktı, beni:büyük bir e- ketle kırplıdı. V temiz giyinmiş kısa boy- lıı bır adamdı. Kendisine ge- iğim mek'ubu verdim. — B&r dakika — müsaade eder misiniz, dedi. 4 O mektuplara göz atarken oturdum. —Pencereden — dışarı | baktım. Yüksek ve kalın bir duvar vardı. Demek ki oda | hiçbir. yerden görünmiyordu, | Fazla olarak pencereleri kapı» yan pancurlar vardı. V Zarfı itina| ile yırttı. İçindekileri masa üzerine ya. yayarak okumıya başladı. |* Arada bir gözlüklü büyük gözlerini kaldırıyor, bana ba« kıyordu. Bugünün Meselelerinden| Barut İşinin Ba- koda Geçen Üç Safhası | Baş tarafı 1 inci sayfada | madı ve Mazilyah Efendi aley- hine dava ikamesine müsaade letmedi. Sonradan müştekiler de ü taleplerden vazgeçtiler. Lütfi Bey tarafından baroya yapılan ikinci müracaat ise, yine iddiaya göre, Nesim Mazilyah Efendinin kendisini dnlııdırdıgııu ve emniyetini Süi istimal ettiğine dairdir. Baro bu müracaati de reddet- Hikten sonra Lütfi Bey doğru- dan doğruya Adliyeye gitti ve müstantiklik te baro gibi ret kararı verdi. Üçüncü Müracaat Baroya yapılan üçüncü müra- caat diğ ü daha mü- bimdir. Anlatalım: Hükümlerin masraf hakkın- daki kararında üç ay kadar Lütfi Beyle Leon Fresko Efen- di şirketin — tasfiye memuru Marko Naum Efendiye mü- racaaht ederek Ankarada yap- tıkları taahhütleri yerine ge- tirmek için kendilerine 25 bin lira vermesini — istemişler ve paranın, Ankarada — bulunan Jül Freskoya teslim edilmek üzere o akşam Ankaraya gide- cek olan Nesim Mazilyah Efendiye — teslimini söylemiş- lerdir. Nesim Mazilya Efendi parayı Jül Fresko Efendiye teslim etmiş, aldığı makbuzu da Marko Naum — Efendiye vermiştir. Aradan bir buçuk ay kadar geçtikten — sonra Marko Naum Efendi Mazilyah Efendiye, —Nas biraderlerin bu- paraya itiraz ettiklerini ve geri istediklerini — söyle- miş, Mazilyah, — Efendi de paranın Jül Fresko Efendiden istenilmesi mukabelesinde bu- lunmuş, fakat Marko Naum Efendi ilk — talebinde israr ettiği gibi diğer taraftan da Maziyah Efendiyi bu mesele-) den dolayı baroya şikâyet etmiştir. Karışık Bir Meselo Baro inzıbati meseleyi tet- kik ederken şikâyetçi mev- künde —olan Marko Naum Efendinin ifadelerini vuzuhsuz ve karışık bulmuş, tahkikatını derinleştirmiye lüzum görmüş- tür. Fakat aradan üç sene geç tiği balde her nedense Baro he- nüz bir karar vermiş değildir. (Mabadı gelecek ) — Bu mektubu getirdiğini- zi kimse bilmiyor, değil mi? — Zannetmiyorum, dedim. Mektuüp ceketimin iç cebinde idi. Ve ona emniyet vermek için ceketimin kanadını açtım, cebimi gösterdim. V tamamile kanaat getirdi. — Hem de ilikleniyor, dedi. Tam bu gibi işlere yınyı- cak bir cep! V Büyük bir pipoya uzınd.ı ve yaktı. Gayet ciddi ve vakur bir tavırla duüman — tabakalarının arasından — gayet yavaş - bir sesle: — Bu işlerde nekadar itina etsek, nekadar ihtiyatkâr dav- ransak azdır. Hem size birşey A-SRSİ SİNEMADA Önümüzdeki Perşembe —akşamı REİSİN KARISI YAHUT nam fevkalâde (FİRARİLER) ve şayanı hayret film başlıyor. Bu Clmde vazil sahne bulunan ( Hakimel cihan ) şabeserinin mülellifi “JOE MAY,Lm kuvvetli gihsiyeti — biasedilmektedir. Herkesin hoşuna gitmek için vilcuda getirilen bu şaheser burada da parlak musaf" fakiyetler kazanacığı bedihidir. Heyeti temsiliyesi “başında : JEAN MAX ve VİVİAN — GİSSON Perde aralarında zengin varyete GA ORYA LN Sılııııdo Perdede Garba ait şarlal nUDAnAı' ŞAKİR ar — taganni t 3:HUDADAT MİLLETLER A K HANIM A M Ku âhden — bazı Türk ve İ | ŞAKİR HANIM ŞARKISI Fransızca sözlü büyük filminde Mesele Hararetlendî (Baş tarafı 1 inci Barlda )| F bi Cemal Reşit Bey, gazete- mize ikinci bir mektup gön- dererek, — eserinin — çalınmıya kabiliyeti — olmadığı —imasına karşı kendini müdafaa et- mektedir. ve bilhassa şunları söylemektedir: * Yazdığım (accompagnemet)ı Niste çalacak adam bulunamamış olmasıdır. Bz- söz, Niste bukadar kısa bir parçayı çalacak derecede musikiden behredar kimse bulu- namadı mantıksızlığına mahmul olamıyacağına göre eserimin ça- lınmıya kabiliyeti olmadığı mana- sını işrap ediyor. Halbuki bu şarkı (Trio Kedroff) namile meş- hur üç Rus şantörü tarafından (Pasdeloup) orkestrosu refakatile şöhreti bütün dünyaya yayılmış olan ( Concerts Pasdeloup ) nun 16 kânunusani 927 tarihli abonö- man konserinde lera edilmiş ve huzzar tarafından alkışlarla tek- var ettirilmiştir. Yine bu şarki meşhur piyano üstadı (Alfred Cortot) tarafından Pariste (Etöle Normale de Mu- sigue ) te eserlerime —mab tertip edilmiş ihtifalde (Festival ) dahi söylenmiş ve takdir. edil- miştir. Yine bu şarkı Avrupanın bü- yük Radyo merkelerinde 1929 senesi — kânunusanisinin — 16 1ncı günü (Türk musiki gecesinde ) dahi çalınmıştır. Demek ki eserimin çalınmıya kabiliyeti ret ve İnkâra müteham- mil değildir., Mektubun ikinci kısını hak- kında izahat vermeden evvel bir noktayı hatırlatalım: Biz dünkü nüshamızda. Hüdadat Hanıma atfen, Cemal Reşit isminin filimde hatır için br rakıldığını - kaydetmiştik. Hüdadat Hanım, mektupla bu nokta hakkında bizi ten- vir etmiştir: Kendisi, kum- patyaya ait olan bu nokta söyliyeyim mi? Üç hafta ev- vel... Biraz durdu. Sanki söyliye- ceği şeyin bende hasıl edece- ği tesirden korkuyormuş gibi bana baktı ve devam etti: — Ne dersiniz? Üç hafta evvel, Kling buraya oniforma ile gelmez mi? Derhal telgraf ile Deeds'e malümat verdim. Telgrafı hazırladım. Hatta Edi Kling bu münasebetle: — Zannedersem V bu ke- tumiyet meselesini artık biraz izam ediyor, diye bir mütalea yürütmüştü. Maamafih Edi Kling'in Ke- Falo'da, İntelicens — çadırında yürüttüğü mütalea ile benim doğrudan - doğruya V nin ba- kışları altında düşünmiye mec- bur olduğum şey birbirinden etııııyecepıı hakkında fazla birşey b yorsa da; Cemal Reşit i.nıJ ancak bir cemile olarak film” de - bırakılabileceğini ediyor. Şu halde, bu mesele” de, Hüdadat Şakir Hanımıt rolü olmadığına göre, Cemâl Reşit Beyin herhangi bif tahmin Üzerinde fazla isrâf ümit ederiz. zi Tiyatro Ve Sinemalar ! ALKAZAR — Haydut Şarkısı ALEMDAR — Hayatı İsa ASRİ — — Kibar Apaş ARTİSTİK — Eğlence Köprüsü ETUVAL — — Atina Apaşları ELHAMRA — Dünyanın sonu EKLER — Yunan tyatro trupu FRANSIZ — Yunan opereti y GLORYA — Milletler Şarkısı — (Hâdk dat Hanım) Z MAJİK — Herkes kendi bahtıma MELEK — — Dünyanın #önu MİLLİ — — Troyka FERAH — — Büyük müsamare OPERA—ÂL fedakârlık Çiükuon Baryatf j ŞIK — İki kalp birleşimca z HİLÂL — — Yalan * HÂLE — — (Üsküdar) Sevişmek Yı dıköy Süreyya sinemasındi Mavi Melek Emil Yaninksin ilk sözlü, Erlulı m'...;"ı,.k deniz kın B iyanın çe şarkıları Çarşambadan itibaren — B lımırdo Ebeveyin Cımıyoü İzmir, (Hususi) — ııekhplı:rdo tatbik ııaual terbiye sistemi ile evdeki ter” biye arasında ahenk - tesisi maksadile bir “Ebeveyin cer miyeti tesis edildi. Bir Cinayet Ş Kasaba, (Hususi) — Arnavut İsmail ve arkadaşı ReceP Kökce köyünde Recebin bur şını kesmişlerdir. “temamile başka idi. — Tehlike mi vardı? dedl!' Vazemetle haykırdı: — Ne diyorsunuz? Bütüt teşkilâh ele — verebilirdi. Bu evi büyük bir itina ile intihaP ettim. Tam — Yunan erkâlf harbiyei umumiyesinin karşi” sında tabil bundaki maksadi anlıyorsunuz. — Tamamile, dedim. “ Fakat kendi kendime. Bur nu adeta arslanın ağzına bl'. şımızı sökmiye — benzettilik Mamafih| benim teşbihim V nin | telâkkısinin tamamen zıttı ii O devam etti. — Zahiren göründüğünda başka birşeyi olsa bile, tef” kilâtımızın böyle bir y"k Ç (Arkası var ) "