Bir Sinema Artisti İntıhar Etti Nice, 30 — Denlz kenarın- daki yüksek kayalık boyun- ca uzanan yoldan son sür- atle giden ve güzel bir ka- dıin — tarafından idare edilen bir spor otomobili yolun en tehlikeli dönemecinde birden bire yoldan çıkmış ve (170) metre irtifamdaki kayalar üze- rinden denize — uçmuştur. civarda bulunan ve kazayı gören —yolcular — manzaranın dehşeti karşısında dona kal- mışlardır. Evvelâ bir kazadan ziyade intihara ihtimal veril- miş ve hüviyeti tayin edil- dikten sonra mesele aydın- lınmığnr Ba güzel kadım eski filim yıldızlarında (Peggy Davis) tir. Asıl ismi (Ziegfeld) dir. Rivyera sahilinde pekçok tanınmış olan bu kadın üç defa evlenmiştir. Şimdiki ko- cası (Tawnsend) — namında zengin — bir Avustralyalıdır. Yıldızın. bu adamdan beş ya- poda bir çocuğu vardır. (Davis) in sinema hayatın- dan çekilmesinin sebebi baş rolü oynadığı bir filim mev- zuu hazırlanırken aslan ta- rafından — ısırılmasıdır.. Kadın intihar — teşebbüsünden evvel bir gazinoya girerek iki brandi içmiş ve bir iki satır kara- lamıştır. Bu mektupta “sah- neye dönmek — istemiyorum, hayattan bıktım,, ibaresi ya- zılıdır. Polisin raporuna göre artist otomobilini intihar kas- tile ve bile bile denize uçurmuştur. — Tawnsend — ise karısının sarhoşluktan — müte- vellit bir kaza karşısında bulunduğuna zahiptir. Garp Cephesi Filmi, Bir Hadise Atina, 31 (A.A.) — “Garp cephesinde yeni birşey yok!,, ismindeki filmin ilk defa ola- rak iraesi esnasında hüviyet- leri henüz öğrenilemiyen bazı kimseler sinemanın içine göz yaşı akıtan bombalar atmış- lardır. Bunun üzerine " filmin iraesine muvakkat bir müddet için fasıla verilmiştir. Filim tekrıı österilmiye bışlındıgı îıvçolı taraflardan itiraz ıulcri yükselmiştir. — Polisler müdahale ederek sükün ve huzuru iade c!mışlcrdıı İş Baukasının Kumbara Kur'ası Bügün.. bankasının kumbara sa- biplerine tasarruf ikramiyesi olmak üzere kur'a keşide ede- rek senede iki defa bi- ner lira ikramiye tevzi ettiği malümdur. Bu kur'alar her senenin nisan ve teşrinievvel aylarının hirinci günleri çekilmekte, ke- şide de bir ay evvel asgari beş lira tevdiat yapmış bütün kumbara sahiplerinin isimleri kur'aya itbal edilmektedir. 931 senesi birinci keşidesi bugün Ankarada noter huzu- runda icra edilecek ve mükâ- fat kazananlar Anadolu ajansı Be ilân edilecektir. Haber — aldığımıza göre İş bankası önümüzdeki - teşrini- evvelden itibaren — yapacağı kumbara keşidelerinde — ikra- miye miktannı bir — mis- linden fazla tezyit etmiş ve senede iki bin liradan beş bin Eraya çıkarmıştır. Bu su- retle her iki keşide de 2500 r Hra ikramiye - verilecektir. 2500 lira; birinciye (750), ikinciye (250), on kişiye (100) erden (1000), on kişiye (50) şerden (500) lira olmak üzere tevzi edilecektir. PAZAR OLA HASANB.. [ Pazar Ola Hasan Bey Ve Kadın Pehlivanlar | Hasan B. — O ne yahu? Güreş mi ediyorsunuz? Kadınların peklivanlık ettiklerini de yeni görüyorum. Pehlivan kadınlar — Biz hem sporcuyuz, hem de Feministiz. Erkeklerin sırtını yere getirmek için idman yapıyoruz! Hacı Hüsnü B. hatıralarını şu sözlerle bitirdi — Merhum Pazar Ola Hasan B. şundan bundan para almazdı. Kendisine verilen bahşiş- leri nadiren kabul ederdi. Yoksa, onun için günde yirmi lira toplamak bile işten değildi. Hatırıma gelmişken onu da söyliyeyim: “SON POSTA,, gazetesi merhumun hatırasına bir me- zartaşı yaptırsa ruhunu şadeder. Muharririmiz, gazetemizin, Hasan Beyin hatı- rasına riayetle Eyüpsultandaki mezarına bir taş rekzetmeyi ötedenberi düşündüğünü ve bu ta- savvurunu tatbik sahasına çıkaracağını temin etmiştir. Hasan Beyin Babası Muharririmiz, Atlamataşındaki evinde, Hasan Beyin pederini de ziyaret etmiştir. Hasan Beyin pederi Abdullah Efendi, muharririmiz odaya girdiği vakit, namazını henüz bitirmiş, dua ediyordu. Hasan Beyin babası bugün tam (95) yaşın dadır. Bundan 62 sene evvel Dağıstanın “Şeki,, kasabasından — İstanbula hicret etmiştir. Tam Abdülâziz zamanı. Abdullah Efendi hâlâ kabızmallıkla meş- guldür. Fakat son zamanlarda gözlerine bir zaaf gelmiştir. Resim çektirmenin aleyhindedir. Haberi olmadan resmini derceden herhangi bir gazeteyi dava edeceğini söylemiştir. Abdullah Efendinin verdiği malümata göre, Hasan Bey, oma karşı müthiş bir kin beslermiş. Sebebi şudur: Fatih yangını öldüğü vakit, Abdullah Ef. nir birikmiş (170) lira altın parası varmış, kiracısı bunu çalmış. Abdullah Efendi yanına refikasını alarak mahkemeye giderken, geçen tefrikaları- mızda yazdığımız tramvay kazası olmuş ve Hasan Beyin valdesi ölmüş. “Annemi O Oldürdü!,, Annesini çok seven Hasan B., bu feci ka- zadan sonra, babası için: — Annemi o öldürdü, yanına alıp sokağa çıkardı, iyice muhafaza edemedi, tramvay al- tında kalmasına sebep oldu! Z '*'î * Dermiş. Hatta üvey annesine bile sıkı sıkı tembih edermiş: — Sakın babamla çıkma, seni öldürür, Dermiş. Üvey annesi ölürse hergün ağlıya- cağını, fakat babası ölürse bir damla göz yaşı dökmiyeceğini de ilâve edermiş. Şüphesiz bunlar bir facianın doğurduğu asabiyetle söylenmiş söz- lerdir, yoksa eminiz ki Hasan B. babasını da 4 çok severdi. Hasan B. Evlenmek sokağa İstememiş Hasan Beyin keyifli 7- masum bir oluru Üvey annesi Hasan Beyi evlenmiye teşvik ederdi. Fakat Pazar ola Hasan Bey kadınlarla cinsi münasebetin ne olduğunu bilmiyordu. Hatta, üvey valdesinin teminatına göre, son demine kadar bülüğa bile ermiş değildi. Hasan B. Neden Çok Gezermiş? Pazar ola Hasan beyin gezmekten, dolaş- maktan çok hoşlandığı malümudr. Her semte giderdi. Çünkü Hasan B. “sıkıntılı,, bir adamdı. Hele evde kapanıp kalmıya hiç tahammülü oktu. Yürürken daima gü'ümsemesi belki de ğlirriy ini tadan insanların gönül ferahlığını duymasındandı. Yağmurlu havalarda anresi onu sokağa bırakmak istemezdi. Fakat Hasan Bey, odanın altındaki dükkânda oturan tulumbacıya seslenir: — Beni bırakmıyorlar, gel, kurtar ! Diye bağırır ve kendini sokağa atardı. Hasan Beyin İstanbulda en çok sevdiği yer Beyazıttı. Belki o büyük meydanda hasre- tini çektiği genişliği ve Ferahlığı buluyordu. İkinci derecede sevdiği yer de Mısırçarşısı. Buradan anneşsine kına ve karabiber alırdı. Hasan B. Ve Din Hasan B. çok mutekit ve dindardı. Hergün € namazını Beyazıtta kılardı. Daima aptesli uğuna itimat etmek pek caiz değilse de beş vakitten hiçb'rini kaçırmadığı muhakkaktı. — İPazar Ola (Mücsvheratçi Başı Bir gün Hasan Bdi meşrep ve gü- , zel bir kadına baktı : hi | — Pazar ola p 'ı mücevheratçı gî A başı! dedi. —— Tn? Kadın hayretle döndü — A... dedi, Hasan Beyft neden eht ? Hasan B. tekrar ett!? — Mücevheratçısın yö“5 gün dudağındaki yakutti buna satmıyor musun 7 —— Hasan Bey Ve Yüzme Hasan Beye bir gün lar: — Hasan Bey, yüzme bilir misin? Pazar ola biraz K“, ü düşündükten son- ra tatlı tatlı güldü: — Bilmez olur muyum? Balık gibi — Aman deme, neredt zersin böyle? — Baorç içinde yüzerii Hasan B. Ve mücevheratçı Hâasan B. bir gün yiyordu. Yenındaki- lerden - biri ona sordu: — Sen ba- | hık sever mi- sin ? —Sevmem, b dedi. Oradakilerden biri söyledi: — Balık sevmiyen Hasan B. ona döndü: | — Babalık, dedi, senif diğin balık değil kab J) En Can g Sıkıcı İnsan Hasan Beyle arkı i konuşuyorlardı. j Bır tanesi sor- q ( — Dünyanın ) en sıkıcı insanı kimdir? İçlerinden biri şu cevabı verdi : — Sokakta bağıram cılar. Kimi de şöyle dedi: — Alacaklılar. Kimisi düşündü, — Çok lâkırdı tıraşçılar, dedi. Kimi: eli — Berberler, ceval ©O zamana kadar #f rışmıyan Hasan Bey: — Anlaşıldı, dedi; nizin kaynananız yok