29 Mart 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

29 Mart 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F 28it ' W SON POSTA w İll/'kan baLcasr(|ii Abdülhamif, Ermeni Komitecileri- nin Gözü Hokkı Mahfuzdur R'Ng."ı'"'l olsun, artık Lipa &çu ile Robi ;u:““ obina Faynin arası bij ,;Lİ'""'.""' 1, Robinin kal- hiçbir Yip bitiriyor ve Lipaya b “nıeızlerie hak verdir- R_obin, Olan Lipayı, kendi şöh: a dhnee etmekle büşp'du. Halbuki Lipa, vaziyet he ':ün başka türlü düşünü- H tahlil ediyordu. © kadın gibi şöhrete haris Ve (Filibe) ye — gelir baş döndürücü a- deaki e arihi “ünvanlarla kayçtbire gımartılan — Robin, | a Sihde her kuvvetin fev—; 7!&: esatiri bir hak bulu- anay ”. Bulgaristan (oprığını! Msmak, — ayni zamanda _im__hüyük bir pervasızlık ver- | İ Komitenin tertip ettiği | le"ihl hailede en yüksek | ü4 Petine " bütün takdirlerin, bütün h..."l"m, bütün o göz kamaş- Yala, töhret —ve gereflerin ; *2 Lendisine hasredilmesini . Filhakika bu cinai tam — manasile olamamışlardı. Fa- ©, şahsen deruhte ettiği *Yi tam manasile yapmış endi hesabına, aslan payı- k kazanmıştı. ,ğt-ı Lipa, daha — makul Bzerinde yürüyor ve Üyordu ki: e — Bulgaristan, büsbütün ec- :“üv müstakli bir. bükümet K dir, Henüz Osmanlı im- kn::üviuğunun bir cüz'üdür. he Avrupa — diplomatlarını kap, Vttelede envai şekillerde beri Yazif, N ki &se koyan ve siyasi işlerini _*unzi tekilde —olursa o- tuya sabuna dokunmadan L.'Mmiye muvaffak olan Suk — Hamitti; olabilir ki, Bal- anı aleyhlerine hareke- 4 ,Setirebilir... — Bulgaristan, ““ük Ermeni komitelerinin :;min bir meleei ve Osmanlı ağına en yakın ve en faal Merkezidir. BE TOMBALA üsabakamız Müsabakamıza her zamazı İştirak edebilirsiniz. 1 Hassas ve sinirli bir | unu konferans vermesine | itham | Oynamış bir kadın sıfa- | | berlik — l1 — O, herşeye kadir ve kurnax sultan Hamit; şayet büyük bir | lesir yapar ve, Bulgaristan da büyük bir mecburiyet karşısın da kalarak bu tesire uyar da | bütün buradaki komitecilerin elini kolunu bağlıyarak İstan- bula yollarsa o zaman ne yar Nasıl Yıldırmıştı?.. Yazan : Ziya Şakir pılabilir?. Sultan Hamit kadar kurnaz olan ( Prens Ferdinant ), Er- meni komitecilerini el altında bulundurmakla filhakika, Og- manlı İmperatorluğuna karşı büyük bir oyun oynamaktadır. (Arkası var) Galatâsarây - Vefa Maçı Neticelenemedi Beykozlular Hakemin Verdiği Cezayı Kabul Etmiyerek Sahayı Terkettiler. İstanbul- spor Anadoluyu 4-0 Mağlüp Etti Bir haftadır güzel devam eden hava, dün birdenbire bozmuştu. Sabahtan başlıyan şiddetli yağmur stadyom saha- | sını çamur bataklığna çevir- | mişti. Sabahleyin oynanan ilk | iki oyundan sonra hava daha çok bozdu. Galatasaray - Vefa takımları sahaya çıktıkları za- mıştı. Buna başlandı. rağmen — oyuna düşmüştü. Vefallar iki haf- tadır den cesaretlenmiş bir halde illkk akınlarımı Galatasaray ka- lesinin önüne kadar inkişaf ettirdiler. Çekilen top dışarıya gitti. Galatasaraylılar Vefa ht- cumlarına gayretle mukabele için uzun paslarla cenah de- ğiştirerek ilerlemiye başladılar. Fakat ekseri ofsayt vaziyetin- de kalan leblebi Mehmetten dolayı akınlar ilerliyemiyordu. Vefalılar bir ikinci akınla Galatasaryı soldan zorladılar. Bu kücumları soldan daha iyi muvaffak olduğu için oyunun tatil edildiği dakikaya kadar bucenahtan — ilerledi. ve m- vaffak da oldular. Ferdi hakimiyet itibarile Galatasaraylılar faik bir vazi- yette, fakat Vefallar da bera- itibarile — daha çok muvaffak oluyorlardı. Hakem Niyazi bey havanın | oyuna devam edilemiyecek bir şekil aldığını gördüğü için Giuz dakika devem eden oyur nu tatil etti. İki takım son dakikada ufır sfıra berabere İdiler. Bu İstanbulspor - Anadolu Maçı İstanbulspor güzel ve temiz bir oyunla, bu sene birinci kümeye geçen Anadolu kulü- bünü 4-0 mağlüp etti. Süleymaniye - Beykoz maçı | bitmesine iki dakika kalıncı- ya kadar birbire berabere devam ediyordu. Son dakika- da Beykoz takımı, müdafaası- nin yaptığı bir hata Üzerine hakemin, yerinde ve haklı ola- iği carbes vurus cexa- man hafif kar yağmıya başla- | elde ettikleri neticeler- | | Harbiye sıl Galatasaray — rüzgâr — altına | | gücü | sını kabul etmiyerek sahadan çekildi. Ankara Lik Maçları Ankara, 27 (A.A.)— Resmt fatbol — şampiyonasının ikinci devresinin maçlarına bügün de devam edilmiştir. İlk müsabaka, Altınordu- İmalâtı Harbiye ikinci takım- ları arasında yapılımış, İmalâtı karşı 4 sayile galip gelmiştir. İkinci müsabaka, Çankaya - Gençler birliği takımları ara- sında yapıldı. Bu iki takım güözel oynadı- lar. Fakat Çankayalılar bütün mesailerine rağmen bir sayı yapamadılar — ve — neticede Gençler birliği biri birinci dev- Prede olmak Üzere 5-0 galip geldiler, Üçüncü müsabaka, Muhafız- Altınordu — takımları arasında yapıldı. Bu müsabakada takımlar güzel oynadılar. Neticede, Muhafız- | gücü birinci devrede 2, ikinci devrde 3 sayı yaptı. Altmor- dunun 2 inci devrede penal- tıdan yaptığı bir sayıya mu- kabil 5-1 galip geldiler. İzmirde Futbol faaliyeti İzmir, 27 (A. A.) — Bugün şehrimizde dört müsabaka ya- pılmıştir. İkinci takımlar ara- sında yapılan birinci maçta, Karşıyaka spor — İmlübü ile İzmirspor kulübü birer sayı ile berabere kalmıştır. İkinci maç, Şarkspor - ile Göztepe — takımları — arasında | yapılmıştır. — Şarkspor — sıfıra karşı iki sayı yaparak Göz- tepeye galip gelmiştir. Üçüncü maç Buca ile Altın- ordu takımları arasında yapıl- dı. Buca takımı — bire karşı 3 sayı — yaparak — Altınorduya galip gelmiştir. Dördüncü maç Altay ile Türkspor — takımları arasında yapılmış ve Altay sıfıra karşı bir sayı ile galip gelmiştir. Bu maçlardan başka İzmir | muhteliti hazırlama müsaba- | kası, Türkspor takımının birin- cisi ile yapılmış ve her iki takım sıfır sıfıra berabere kal- mıştır. İstifade ediniz 1 — İlân S salırı geçmiyecektir. K NT satr 4 kelime hesap Gdi $ — Her ilân S adet ilân kuponu mükabilindedir. 4 — Her 3 aMırdan fazlamına 2 kupon ilfve edilmelidir. $ — Her kupen Üzerindeki tarihten bir hafta müddetle muteberdir. SON POSTA yı okuduktan sonra ilân kuponunu - saklayı- nız. Bundan 5 adedini ilânımız ile birlikte bir zarfa koyarak posta İle idarehanemize gön- deriniz. İlânınızın gazeteye gir- mesi için bu kadan kâfidir. SON POSTA BEDAVA İLÂN KUPONU 29 -Mart - 1931 MUHTEREM TÜCCARLAR — Güm- Tük işlerinizde istifade sürat — teshilik ve temisat İsterseniz bahçekapı Agop- yan USTA KALEMKÂR — Çarşlikebi Sıra odalar hanında Noe. 1 Kalemk. Armenak. Nişan yüzükleri ve portföy markaları mütehaasısı, — —a LEZZETLİ TATL VE ŞEKERLEME- LER — Baklava, dem ezmesi, susam helvası, aşure gençe iyarlar için çok İezmetle ve yenu İszet paşa $ Muhi a MİS ITRİYAT FABRİKASI — Mamu> Mtir kelonya, loryon, potra, krem ve gülserin sabunları bütün emsal BİR ADET — Alyans yüzük buldu: Kaybedenin Sultanahmet Üçler mahı T caddesinde (6) mumarah hanede Besim Beye müracaatı. ANKARA İLE TELEFONLA — Gö- Tüşmek istiyorsanaın Pang İoda Hamam islâsyonundu Halâekâr tayyare piyanko gifksini teşrif buyuru: ŞERMİN MAĞAZASI «& pık veen ucuz tubi koloaya ve aaire Bir kere ziyaret edinlz. aretanedir. ALMANCADAN TÜRKÇEYE — Fen> zi tercümeler yapan birisine ihtiyaç | vardır. - Galatada Yüksek kaldınımda 66 daktilo dersamesi Onman Nusret GÖREN VE BİLEN VAR MI? — Rusyanın — Kinım adasından — Üsküt köyünde Mehmet oğla Şükür, Mizan, bant Mizan, Ali Badar Hasaniyet bildirmeleri ric Vanı Ereiyeş, Ermls tersi işçilerinden Hüseyin oğlu HALİL HÜKÜMET SÜNNETÇİ FİDAH ŞEVKİ — Kara- köy Halilpaşa, 8. N. 6 arayınız. Alemdar zadeler vapurları Millet vapuru v Dazar şum'ı akşam saat 18 de Sir- eci mhtımından hareketle (Zonguldak, İnebolu, Ayancık, Samsun, — Ordu, Gire- son, Trabzon, Sürmenc, Rize, Mapavri ve Hopa) ya azimet ve Vakfikebir, Görele ve Ünyeye de uğrıyarak — avdet edecektir. Müracaat mahalli: İstanbul, Meymenet hanı Alemdar zadeler, Telefon: — İstanbal 1154 hanında İlhami Ahmet fırmasın | börek, peksimet, ba- | HİK ÂYE Bu Sütunda Hergün Yazan: Ragıp Şevki Hacı Mustafendi Yedi defa hacca gitmişti. Bütün kasaba omu âlim ve fazıl “Hacı Mustafendi,, diye överlerdi. Her akşam kahveye çıkar, etrahına bir sürü mürit | toplar, onlara fazilet ve doğ- ruluğun, din ve imanın sure- lerini okur, tefsir ederdi. Siyah ve yuvarlak bir sakalı vardı. Bu sakala, bu yaştan sonra bir. tanecik olsun kır kasabada cpeyce İstanbu ile boyadığını söylerler; hayran- larını alabildiğine kızdırırlardı | Herşeyden anlar, Lilir ve | herkesten ziyade malümat sa- | çardı. Kasabanın genç hâkim- lerini batırır, yeni mekteplerin | altını üstüne getirirdi. Hacı Mustafendi yalnız siya- | setten anlamaz görhnürdü: — O bahsi mühim bizim har- cımız değildir hğin © kısmını biz öğreniriz — inşaallahi | derdi. Taaddüdü zevecat kanun çıkmadan evvel beşinci k. sını da almıştı. O, Hazreti Peygamberin yolunda gitmesi- ni severdi. — Haremlerimin yekünu ne- kadar fazla olursa, Peygamberi zişanımızın gönüllerini şat, ve sünnetlerini okadar mükemmel ifa etmiş bulunurum. derdi. Çınarlı kahvede iki parti | vardı. Biri Hacı Mustafefndi- | nin, diğeri de genç elektirik mühendisinin.. Gençler ekseri- ya Hacı — Mustafefendinin hücümlarını dinler, ve sonra | cinaslı yuvarlak sözlerle onu susturmiya kaçırmıya çalışırlardı. Akşam kararmıştı. Kasaba- nn evlerinde tek tük ışıklar yanmıya başladı. | — Hacı Mustafendi birdenbire irkildi. Önünde bir kadın gi- diyordu. Genç birşey olmalidi. | Yürürken kalçalarının, harekâ- tını seçmiye çalışıyordu. Oh I. Aman yarabbi!, Bu ne güzel taalâ., Hacı Mustafefndinin gözleri, bu, cazip ve tatlı yürüyüşlü kadını seçebilmek için bir kat daha açıldı. Adımlarını hiz- laştırdı. Bol bir çarşaf içinde bu vücudun nekadar güzel olduğunu — düşünmek — istedi. Fakat korkuyordu. Kadın birdenbire durmuş, eğilmiş, iskarpinini bağlıyordu. Hacı Mustafa Ef. “zukkk!, diye olduğu yerde durdu. Ooh! |Gözlerine inanamıyordu: Bacak- lar!. Pembe, ipek çorap altında bir muz gibi uzanan bacaklar!.. Kadın birşey düşürmüştü. Hacı Mustafendi yine etrafına baktı. Korkuyordu. Birinin ken- | disini gözetlediğini zannediyordu. | Düşen küçük bir paketti, Kadına yetişmek için adımlarını bir kat daha açtı. Fakat tuhh aksi şeytan! Köşeden bir gölge | geliyordu. Sağa saptı. Sokağa | girdi ve tekrar döndü. Acaba | kadın nereye gitmişti. Köşeyi kavrilirken — kadınla burun buruna geldi. — Destur. bismillâhi! diye Hacı Mustafendi özür diler gibi kadının yüzüne baktı. Genç kadın durdü, peçe- sini yana kıvırarak güldü: Affedersiniz — efendim. Yolda bir paket düşürmüştüm? Aman yarabbi, bu ne gü- sesi. Bu ne güzel şivel — Ha.. Şey.. Hanım.. Ben onu bulmuştum... *“Bulmuştlum ama vermem,, diye bir katır cilvesi yapmak | istedi. Fakat birdenbire durdu. Söylüyemedi. zel zahir. Dünya- | ahrette | vücut!. Akşamm karanlığında | —Ah, size çok teşekkür | ederim tontonum! | “Tontonum!.,,, Vayl. Hacı Mustafendinin gözleri açılıver- di. Kalbi “Kütti, diye yerin- | den oynadı. | — Al camm, civanım.. Sa: Pna kurban olsunlar. Kadın elini uzattı. Paketi | ahırken - gözlerini Hacı Mus- tafendiye çevirdi. Dudağının ucu | kıvrilivermişti. Gözünün birini açıp kapadı. Yürümek istedi. Bir anda bir yanardağ | gibi akıp taşan Hacı Musta- | fendi birden bire koştu. Ka- | dını kolundan - tuttu: — Canım, civanım.. Kerem | eyle.. Yolunda kurban olayım. | Lütfeyle.. Kadın fıkır fikir. ç — Aman nasıl ol diyordu. — Bir gececik lütfünü ih- san eyle.. Kadın biraz daha naz etti. Gitmek istedi. Hacı Mustafen- di bırakmadı. Uğraştı, çabala- dı, kan ter içinde kaldı. Ve | nihayet, kadın gülerek: — Peki. Yarın akşam saat on sularında bizim eve teşrif et tontonum! diye razı oldu. Gecenin kazanlığında Hacı Mustafendi bir gölge gibi kapıdan kaydı. İçeri girdi. O güzel ses: — Gel diye seslendi. Yü- rüdü. Merdivenleri çıktı. Kadın önde gidiyordu. Beyaz ince bir. entari giymişti. Ayakları çorapsızdı. Yukarı çıkarken Hacı Mustafendiyi lar tutuyordu. Odaya | Ortada bir rakı mas İlanmıştı. Hacı Mustafendi |kadak! ,, olduğu yerde durdu: — Fakat civanım! Ben rakı ülüyordu canım? içmem. — Ne?l, İçmez misin?.. Öy- leyse neye geldin?, — Fakat ben ldim rulum! — Peki, otur şuraya.. Hah! | — Fakat... senin — için | ge — Olmaz, bunsuz gitmez... Kadın yavaş yavaş kucağına oturmuştu. İşte o zaman ihti- yarda, ne irade ve ne de ta- kat kalmıştı. Kadehin birini, bir diğerini daha dikti. Başı dönüyordu. Odayı — dumanlı görüyordu. Kadının sıcak vü- cudu onu titretiyordu. Birdenbire dört kuvvetli kol onu yakaladı. Merdivenlerden | büyük bir. gürültü ile sürükli- yerek kapının önüne attılar. Artık hiçbir şey görmüyor du. Yıldızlar iri birer meş'ale gibi gözlerine akıyor, sesler kulaklarında dağılıyordu. Ar- zunun, vücuduna verdiği son bir kuvvetle kapının eşiğine çıktı. Kapıyı yumruklamıya, tek- melemiye, beğırmıya, haykır- mıya b. Mahalleli ayağa kalkımıştı. Entarilerile sokağa fırlıyanlar, olduğu yerde şaşa- kalıyorlardı. “ Hacı Mustafen- di ha! Bu Hacı Mustafendi!.., Gelenler gözlerine inanam- | yordu. Müritleri onun bu hali- | ni gördükçe “ Tuh sakalına senin,, diye tükürüyor, küfredi- yorlardı. * Çınarlı kahvede artık her- kes yekvücut olmuştu. Bütüm o ihtiyar zümre gençlikle genç olmuşlardı. Elektrik mühendisi ara sıra arkadaşlarının kula- ğına eğiliyor: — İşte böyle azizim, İstan- buldan çürük bir kadın geti- rirsin.. Bu fazilet pırlantasını maskara eder, çıkarsın... diyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: