(B Mart — AA — —e SÖON PÖS'TA rtik Büyük Cinayetin Tarihi Muhakeme_sjıE / Başlanılmıştı.. Hakkı Mahfuzdur Tz rh.m'kemı salonunda, heyeti | perde açıldıkça, mevkufların € mevkinin arka tara- kğ:ıe" sandalyeler nlar sefaretlerden .::;:: tercümanlar içindi. Bu fün mlar, muhakemenin bü- )m:.hh'hm dinliyecek, ya- büyük cinayetin bütün | lerini öğrenecek ve son- | d.. _(M'bîk'lm'ı Osmaniye)nin | L.:lğl adilâne kararı görecek- **5.:'. Bunu - bilhassa Sultan Çünkü Pek çok arzu ediyordu. | Bti ıt:':llpuıiı bı.lmî.-ın .Er- V Büdiy, mite merkezleri mütec | Gnişü, &n onu bir katil, bi W » bir canavar olarai kary tdiyor, ve bütün cihana whıı.,;'—"" tanıtmıya — çalışı- | N:;d—m'“'di propagandalar Gr, O artır Avrupalılarca ı.’:q şekilde tanınmıya baş- Va Sultan Hamit, bu mahke- ..hm:'nlpılılann da bulun- ve bu kanlı hadisenin lglm“ vükıf olmalarını çox İYordı, Hele bir H.kbiî kere muhakeme bitsin W SS ve bilhassa Avrupa, nefret — verer asıl , Oo asıl canavar — kim- ” Ben mi., onlar mı?.. Er- in, —kendilerini — kuzü, de kurt gibi göstermele- kdü:ünmuyuuı.. Bunlar, nan- ler, Bunlar, benim gibi bir veli- isyan eden hainlerdir. 4 ne istiyorlar? — Kendi- asker — almıyorum.. için — zorlatmıyorum., Ve ticaretlerine karış- Bilâkis onlara geniş şeah veriyorum.. Bakınız, kaç tanesini vezir * Buz gibi sırmalara i göğüslerine pır- hişanlar taktım.. Yine iken benim kıiymetimi bi » Bana bomba attılar. beni kurtardı. Fakat Parçalanan — zavallılar.. ne kabahati vardı?.. 'Ordu. Ve esnai mu- 'de (Osmanlı kanunları) ik,.;d_;künden daha üstün Ve bil Ürk vicdanlarının insaf 'afisi görülüyordu. Os- Ye hd:'hkemcleıinde: şimdi- Tn n bu derece muar- k _]'“!Gcınlı bir. muha- hiz ,,_l':m edilmemişti. Yal- Tede bi GEğİL, heyeti hâki- Tedeji ile bir bayret ve te- ı*'i_ d.l::'dl. Muhakeme gün- f0ta —h“b!hleyin erkenden l'ng üluk'“" salonu hınca- Mühteli YOT ve muhakeme, Reç Yak telselere bölünerek "'tqu te kadar devam edi- Tha L.B.nn'_ alfşam ezanla- —""kıl bitmiyen muhake- h Ve H.ı Petrol lâmbalarının Füley ea SÜ Ziyaları altında lı..-ğmbüe buluyordu. Bie 2 Babeli. - Ka Hamit ahdetmişti.. - | 8 başları birar daha göğüsleri Üzerine — düşüyor, vicdanlarını daha çok eğiliyordu. Ekserisi; Anadolunun saffet ve süküne- ti içinde doğmuş ve büyümüş, asırlardanberi (Türk) ü öz bir kardeş gibi tanımış olan mev- bakıldığı zaman, acı bir nedametin ka- ranlık gölgesi — görünüyordu. Bunların bazısı, Ermenice bile bilmiyor, bütün tavır ve ha- reketlerile, dessas şeytanların iğvasımna uyarak bu ağır günahı, tıpkı bir sairifilmenam gibi his- siz ve idraksiz bir surette işle- dikleri pek açık görülüyordu. İçlerinde, nedamet ve vic- dan azabından çok — uzak görünen — bir. tek — adam vardı. Bu da, (Belçikalı Joris ) ti. Ötekilerin, sakin ve muta- vazı; nadim ve mahcup tavir- | larına mukabil, Jorisin, mağ- rür ve mütecasir, küstah ve kuflarım — çehlerine ezen ağırlık arttıkça, omuzları l Tombala Müsa Yazan: Ziya Şakir pervasız hareketleri, görenle- rin âsap ve vicdamı Üzerinde çok menfi bir tesir haşıl edi- yordu. Bir çok suçsuz ve günahsız insanların hayatına mal olan ve bu insanların arkasın- da gene bir çok zavallı öksüz ve yetimi boynu bükülü bıra- kan bu büyük cinayet, eğer bir başka memlekette olsaydı, © memleket medeniyetin her- hangi terakki merhalesine vâ. sıl olmuş olursa olsun, bu cinayetin failleri şüphesiz (linç) yapılırdı. Halbuki, her unsura büyük bir mertlikle muamele eden Türk- ler; dişleri sökülmüş bir canavar gibi karşılarında duran bu kıp kızıl canilere derin bir sabır ve tahammülle bakarak &n büçük bir intikam hareketi bile göstermiyorlar ve herşeyi ( kanun ) a bırakıyorlardı. Arkası var Seyrisefain | Merkez acenteslii Galata köprü Başı B. 2362 .Şube acentesl: Sir- keci Mühürdar zade hanı İ. 2740 Mersin Postası (Antalya) vapuru 20 Mart | cuma 10 da Galatadan Çanakkale, İzmir, Küllük, Bodrum, Rados, Fethiye, Antalya, Alâiye, Mersin'e kalkacak, dönüşte Taşucu, Anamor, Finike, — Andifli, Kalkan, Kuşadası, Çanak- kale, Gelibolu'ya da uğrıya- caktır. Azimette Çanakkale için yük alınmaz. e]kenci vapurları KARADENİZ POSTASI W Samsun gi * ÇARŞAMBA günü akşamı 18 de Sirkeci mhtımından hareketle (Zon- guldak, İnebolu, Samsun, Ordu, Gireson, “Trabzon lirmene ve Rize) iskelelerin azimet ve avdet edecektir. Tafsilât için — Sirkecide Yelkenci — Hanında kâin acentesine müracaat, Tel İstanbul -1515. bakamıza Her Zaman Dahil Olabilirsiniz.. Şartlar Pek Ziyade , Basittir.. d Bugüne Kadar Çekilen Numaralar (17), (81), (52), (27), (13), (74), (4), (62), (51D), (21), (D, (28), (42), (22), (58), (65), (33), (44), (88), (40) dir.. Müsabakamızda Lâvhası Olan Her Kari Mutlaka Bir (SON POSTA) tarafından tertip müsabakanın çimdiye kadar yapılan müsaba- kalara nazaran mühim bir hususiyeti şudur: takımı, zarif macunları, Hediye Kazanacaktır. edilen | el yemek sepeti, çay takımı, yün atkı, yazı divfar ve masa takvimi, diş elektrik feneri, traş makinesi, Tombala oyununda lâvhası dolan her kari mutlaka! tıraş bıçakları, cep, masa, duvar — saatleri, bir hediye kazanacaktır. Lâvhaların adedi kaç | deri para çantası, deri portföy, deri fentezi olursa olsun. Hediye listemizin ilk kısmı şudur : (1) inciye : Nakten (150) lira veya (150) Tiralık — eşya. (2) nciye üncüye : Bir gramofon (5) (6) inciye mcya : Bir altın saat, Aynrıca ve dünkü listeden başka verilecek hediyelerden bir kısımı da şunlardır : Kadın ve erkek şapkaları, manikür takımı, keten gömlek, yün battaniye, pamuk battaniye, kolalı gömlek, kadın ve erkek şemsiyeleri, kazak, güderi eldiven, tayyare bileti, kuştüyü yastık, kahve takımi, çatal, takımı, pijama, şekerlik, kol takımı, oyuncak, baston, Gazetemizin tertip ettiği tom- bala müsabakasının numaraları çekilmekte devam ediyor. Ge- rek İstanbul ve gerek diğer vilâyetlerde bulunup ta çekilen numaraları neşredilen (12) lâvha üzerinde takip etmek ve çiz- mek içinellerinde gazete bulun- mıyan karilerimiz matbaamız- dan bu nüshaları daima ve ko- laylıkla tedarik edebilirler. İlk zamanlarda tevzi etti- ğimiz lâvhaları her nasılsa kes- memiş veya muhafaza edeme- miş olan karilerimizin arzula- rını is'af ederek, kolleksiyo- numuzda bu lâvhaları ihtiva eden bir miktar gazete ayır- dık. Bu gazeteler karilerimizin Ç âmada — Asvmabtadır Nakten (50) lira. üncüye : Bir radyo makinesi : Nakten (25) lira. kolonya, heykel, kadın çantası, çantası, deri mektep çantası, deri evrak çantası, deri el ipek — çorap kadın, erkek ipek boyun atkısı, muhtelif makinesi, cins ve nevide kumaşlar, kadın tapları, — tuvalet bıçak, dümesi, fırça * VAZOBU... Matbaamızdan her dakika te- | çekilmesine mini kabildir. Müsabakamız Nasıl Tertip Edildi Müsabakamızın — şartlarım, ilk zamanlarda takip edeme- miş olan karilerimiz için kısa- va hatırlatalım: 1 — Karilerimize her tom- bala serisinde olduğu gibi (12) tane lâvha tevzi edilmiştir. 2 —Lâvha tevriatının hitam bulduğu günün ferdası olan pazardan itibaren matbaamız- da her gün (2) numara çekil- mekte ve muntazaman ilân edilmektedir. 3 — Bir. müddet — sonra kartlar dolmıya yaklaştığı zs- —a sumaraların methanmızda kıravat, yün yelek, ipek yelek, kaşkol, hadın ve erkek iskarpinleri, elbiselik ve erkek için, fotoğraf maki- nesi, sinema keltuk bileti, sinema loca bileti, dolma kalem (türekkepli) dolma kalem (kur- şunlu), dolma kalem (boyalı), lügat kitapları, roman kitapları, hikâye kitapları, eğlence ki- sabunları, tırnak fırçaları, lâstik süngerler, muhtelif kremler, pantalon askıları, peçete takımı, Losyon, tırnak cilâsı, kaşık | sürme, Çini Kütahya tabağı, kadın podrası, briyantin, çini Kütahya sürabisi, çini Külahya fasıla — verilecek, mütebaki numaralar, şehrimi- | zin büyük bir sinemasında, karilerimizin — önünde, kâtibi adlin nezareti aitında çekile- cektir. | 4 — Karilerimiz; numarala- Üymn matbaamızda çekilmesine fasıla verileceği zamana kada! ellerinde bulunan (12) lâubanı: on ikisini de takip edecekler Fakat numaraların çekilmezin fasıla - verildiği zaman bu 0: | iki lâvhadan bir tanesini seçı cekler, gazetenin başında neş redilmekte —olan — kuponlarls İbirükte matbaamıza — getir | cekler, veya posta ile içine | €evap verilmek üzere ayrıc ;ıdreıli ve pullu bir zari ' koyarak Güönderecekler tasdik (( BAN DALGASI |A | İ Sayia T HİKÂYE Bu Sütunda Hergün H, Nami Yazan: KÖR kafeslere bir sarmaşık | andı. Kar, camlarda eridi. Dışarda saçakları tırma- hyan ince bir rüzgür var. Derinden derine, uluyan köpek sesleri geliyor ve civarda bir çalar saat gecenin sükütundan istifade ediyor. Kör, yırtık bir ot mindere uzanmış ; hem köpeğini okşu- yor, hem ağır ağır anlatıyo: ve bazan geceyi dinliyor : — Mizer, bak uzaktan ğa seninkilerin sesleri geliyor, işitiyor musun ?.. Ha sahi, ser onlardan değilsin, sen benim ayaktaşımsın değil mi?.. Mizer, ben bu gece her zamankinden ziyade ışık arıyorum, ne der sin ? Bir akıl öğretsene.. Had kalk lâmbayı yakalım, Yahut sen otur rahatın bozulmasın. Ben yakarım. Odada mini mini bir alev titredi, gölgeler uzandı, kısaldı. * Bu gece yalnız köpeklerin uludukları gece... Başka hiç ses yok... Bana bir parça ses, bir sürü Ümit veriyor; bana bir parça ses, yığın yığın ışık getiriyor. Lâmba yanıyor mu Mizer?.. Yoksa bir — parça kısalım mı?, Ben, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur- ları çok severim; onların - tatlı hıçkırığı — vardır. Ben, - hafif hafif esen rüzgârlara bayılırım; onların sesi insana, yerlerde sürünerek — gelip gezen bir eteği hatırlatır. Halbuki karlar.. Onlar ne- kadar sessiz yağar... Biz kör- ler, onların ne rengini, ne se- sini bilmeyiz.. Mizer, lâmba yanıyor mu?... Yoksa bir par- ça daha kısalım mı? Bu gece karanlığı tırnaklamak istiyorum, belki tırnak yaralarından bir parça ışık sızar, Şimdi yollar, karla örtülüdür değil mi Mizer? Karsız günlerde penceremizin önünden geçenlerin ayak ses- erini işitirdik; şimdi e da ok.. Küörler, karlardan ne ıyak seslerinij işitirler, ne ayak iz <rini görürler.. Cevap verc * 1e?.. Bu akşam — olduğun yörde kımıldanmıya bile üşe- uiyorsun. Mizer, oda çok mu aydınlık?. “Dinle, dinle bak, uzaklar- dan bir tren sesi geliyor, dü- düğün sesini işitiyor musun?. | Dağları uyandırıyor. Tekerlek- erin kesik kesik bıraktığı sese bak, hıçkırıyor. Mizer, dağlar ser gece böyle bir treni bek- erler. Her tven bir hatıra gibi lağların bağıından gelip geçer, azar lemiyorsun ?.. Sen bu akşam nekadar — sessizsin ?.. Fakat kırslanıyorum, biliyor musun?, Körlerin yanında sessiz durmak onları tahkir etmek demektir, Mizer, lâmbanın fitili çok mu çıktı ?. Yoksa biraz daha kısalım mı?.. Hissediyor musun; rüz- gâr, pencere kenarlarından #zyor?. Acaba lâmbayı söne dürdü mü Mizer? Bana bu akşam ışık lâzm, bir damla ışık,.. Körlere bir damla ışık, bir yıldız, bir ay, bir gü- neştir Mizer. Neye cevap ver- miyorsun ?.. Neye susuyorsun, dilin$mi tutuldu?.. Mizer sana söylüyorum ben ışık istiyorum, bir damla ışık... Hiç cevap vermiyecek misin?.. Bu akşam damarın tuttu öyle mi? Kah- rol Mizer...» Köpeği ensesinden yakaladı, köşeye fırlattı. Odada bir şan- gırtı koptu; lâmba, paçalandı. Ve alevler boşlukta kıvram> mıya başladı. Mizer boğuk buğuk bağırarak sokağa fre ladı. Odada hafif bir çıtırdı işi- tiliyor. Kör, kaçmak istedi; şaşırdı köpeği — çağırdı. Niha- yet arkasını duvara dayadı, dimdik durdu ve gözlerinin siyah oyuklarına, önünde kıvra- nan — alevlerin — saplanmasını bekledi. Gece, bacaların siyah de- manlarına karıştı. Kar, cam- larda eridi, saçakları tırmalı- yan ince bir rüzgâr var. De- rinden derine uluyan köpek sesleri geliyor ve civarda bir çalar saat gecenin sükütundan istifade ediyor. Alev, körün kulübesini sardı; — kıvılcımlar uçuyor. Gece rüzgâü, kar ve kıvılcımlar... Mizer, yangını hem seyre, hem söndürmiye gelenlerin ayakları altırda te- lâşlı telâşlı dolaşıyor. Merak arttı ve sualler sıklaştı : — Kör de içesde mi? — Kaçamamış mı? — Vab, çok yazık... Derinden, alevlerin bağrım dan boğuk bir ses yükseldi: — Mizer, Mizer... Bu sese hayretle, dikkatle kulak verenler ayaklarma sü- rünerek geçen şeyi duymadı« lar. Mizer, ateşe atıldı ve alevlerin içinde kayboldu. — Mizer.. Mizer.. Mizer.. Bir damla ışık arıyan İğr ye- ğın yığın alev içinde can verdi. Ve son sözü köpeğini yanına çağırmak oldu, fakat onu bir aladın mı? Neye birşey söy- kerecik olsun gene göremedi. ettirecekler, aymı zamanda da | İistesinde sırasına isabet eden bu seçtikleri lâvhaya mahsus bir sıra numarası alacaklardır. Mütebaki numaralar — sine- nada çekildiği zaman evvelâ hangi numaralı lâvha dolarsa © numaralı âvhayı intihap etmi; slan bütün karilerimiz tombalay: kazanmış olacaklardır. Bu karilerimizin hepsine de mutlaka bir hediye verilecek- tir. Fakat hediyelerin kıymet muhteliftir. Bu hediyeler ise | karilerimizin ellerinde bulunan | sıra numarasına göre tevı edilecektir. Yani tombala bit | tiği zaman bu sıra numaralar. | çekileçı 'e - berbiri ediyı | Bu bediyeyi alacaktır. Tombalamıza Taşra Kari! rimizde İştirak Edebilirler İstanbul —h inde — bulunar karilerimiz, bi kendilerinin de iştirak edip ede- miyeceklerini sormaktadırlar. Son Postanın taşra karilerini ihmal etmesi elbette mümkün değildir. Buna rağmen taavih edelim: Müsabakamıza taşra karileri- miz de İştirak edebileceklerdir. maksatla kartlarını tasdlü ettirebilmeleri ve mra mnumarası alabilmeleri için kendilerine kâf