Darülüceze müdürü Cemil B. eçen gün Şehir meclisin- ge Darülâceze müdürü Cemil ;y: ( İstanbulda dilenciliğin Nüne geçilemez, çünkü İstan- bf" bunların u'aıııçit merkezi- d_'_") dedi. Her sene İstanbula Tt beş yüz dilenci uğruyor, I&I'üşor ve gidiyorlar. Ley- lerin ve iyi gün dostu kır- ı:nmçllnn gelip gitmesi gibi ley.. bi ilencilik İstanbulun - ezeli ' derdidir. Her devrin bele- d.“i bunlara karşı (kat'i ci- L) açtı, fakat daima mağlüp dldu. Yarı çıplak kar üstünde ::"ınlu_ bir bacaklarını, bir ni şalvarları ve ceket- k"_itîne saklayıp koltuk dey- alanlar, dilsiz, gözsüz gö- Tünenler, iğrenç — yaralarını, Bankrlarını teşhir — edenler, ha N Üstüne uzanıp yatan- » kucaklarına bir nevzat :I:P oturanlar, hülâsa akıl ve tdy.le gelmiyen usuller ihtira d.:hler var, Bunların — izacın- ti korunmak imkânmı bula- Yoruz, yeşatnlar — hakikaten — içtimal " aletin birer mevlüdu mudur- ımkl:ı dileıâdlik ıeııhlu ! bir iş olduğu için m- bu yolu hıl:ıuılırdır? N hususu, (31) senedenberi kl ceze işlerini idare eden- T arasında bulunan bugünkü :üşn.' Cemil Beyden öğren- Ceniistedik. Bir muharririmiz KEL Beyi görerek bu teşki- hiı(ın tarihini ve şekillerini tes- ,g_?"mıör. Cemil Bey dilen- Ti altı kısma ayırıyor: : Yeı:;lı Dilenciler hisi, l—— anbulun kadim aha- Bunlaç doğan dilencilerdir ki Pek azdır. ve dilenme üzücü, edici gayri malül kız v Ve ender olarak ta kîu:keğ Şocukları vardır. " Sizerinde fazla t Yakkuf etmiye d:iîneı-_ıh a y Çingeneler l: Zamanile anadoludan çç a yerlerden — gelmiş gğhel.’_ Bu sınıf gayet l'lllrlı" ailece çalışırlar ve di- te I: Karı, koca, oğul, kız lıh.m':. '"kunlırilı berılber €& den sokaki Şlülüler. Sanların” Glokleri ü kundura — boyacılığı .denı"— hayvan alım satımile k.îf“l tambazlar, köyler ve Şeri balar arasında dolaşarak ş lik Yapanlar - vardır. Ütün depolarında ve buna Enzer yerler de çalışanları da lar Mür, Fakat dilencilik bun- için asıldır. Hemen hepsi W:â;"'ğ"ğ; Fakir tabakasının loksanı bile hiç değilse tmetgâhlarının sahibidirler. Tı!'jk_l No, 68 S İKİ K - 1 Mübeccel hikâyenin sonunu *nince rahatladı. Gözleri ı::""llll. Hayretten parmak- " isırıyordu. — Kim bu iyi kalpli adam, l Darülâceze ı'ı'diir İstanbulun Maruf Dilenci Tipleri - Zengin Ve ü le Diencili kında Bir Hasbuhal Tefeciler - Hileleri - Bugünkü Teşkilât Esaslı Bir Mücadeleye Müsait Değildir... Çekirdekten Yetişme Dilenciler 38 — Sürt ve Bayburttan birer suretle gelmiş, İstanbula erleşmiş, evlât ve torun sa- gibi olmuş ve bunları dilenci- liğe çekirdekten alıştırmış çok velât kimselerdir. Bunlar, aza- ları tam - teşekküllü, çalışmak kuvvet ve kabiliyetini haiz olmasına rağmen bazı uzuv- larını alil gibi göstererek hal- kın merhametini — celbetmek suretile cami avlularında, köşe |. başlarında — oturup dilenirler. Takibe maruz kalınca hemen vaziyetlerini düzeltir, ve derhal meşru bir iş — yapıyormuş gibi görünürler. Koltuk dey- neğile gördüğünüz bir dilen- ci polisi görünce deyneğini omzuna vurarak — dört nala sokaklar arasında — kaybolu- yorlar, Tüccar Dilenciler 4 — Bazı Anadolu — sahil- il elen yaşlı kıc_iuı ve ıeîîıı:lîleel:dıgr Bunlar motörlerle ve küçük kıyıklııl.ı gelirler. Dilendikleri para ile seyyar satıcılık — ve oltukçuluk tar- zında ticaret yg;_ıulır..dıhı_ eeei T irleştirirler. Bunları yaka- :’ıl:ıı? ta haklarında _ını!nl ol- dukları için dilencilik kanunu tatbik edilemiyenler ıı_ıeml_eket— lerine göndnrilmek istenildiği zaman Şşayanı hayret servet- lerine - tesadüf edilmektedir. Gönderilmeden evvel şuraya, buraya — koydukları, çuvallar dolusu alarını almak - için de müsaade Makt a Trakya Kıptileri 5 — İptidai, terbiyeleri bo- zuk, dilenciliği bıbılıı'nndıın mevrus ve tahteşşuur bir bale elmiş, hem çalışır ve hem de ilenir bir kısım vardır. Bun- lar Makedonyadan muhaceret tile gelip halk arasına ka- :ı:::ıı vî îıiltıhi Türkiyede kalmış olan kıptilerdir. Bunlar Edirne ve mülhakatına iskân edilmelerire reğmen zirsat ve SERVER BEDİ kim bu âlicenap adam? diye bağırdı. * © iyi kalpli adam, o lice- nap adam, iki üç saat sonra Sokaklardan toplanan çocuklar en iyi giyimlileri Darülâcezeye haricinde , beraber koyun koyuna yatarak hasat — mevsiminin dilencilik için İstanbula gelir- | İstanbula gelirler, ler ve dilenirler. Bunlar Un- kapanı ile Yemiş arasındaki | havalisine mahallelerde otururlar. bu halde gelirler dilenirler, Tazyike maruz kalınca ir fderler. Bunların, a hem çalışmak ve hem dilenmek 6 — Kurak vesilesile Orta | guretile Adana ve İzmire kadar Anadoludan senelerce — evvel aile halinde gelmiş kimseler- dir. Bunlar hassatan Ayasofya karşısında Soğuksu ve Sulta- nahmet medreselerinde ve f; lara benzer yerlerde otururlar Bunların ekseriyetini Sunguftl ve İnegazi halkı teşkil eder; Bunların erkekleri — küfecilik, uzanıp döndükleri çok defa vakidir. Enteresan - Dilenci Tipleri Enteresan dilenci tipleri ara- sında Darülâcezede bulunan Er- zincanlı (Taha) kayde değer bir tiptir. Bu adum Darülâcezenin sene evvelki emektarlarım- dandır. Memleketine gönderilmiş- arabacılık, orta yaştaki kas | çi 1 n bula - dönmek için tuhaf dınları evlerde| gündüzle metçilik ve tahta siliciliği ve bekâr çamaşırcılığı yaparlar. İhtiyar kadın ve seırkeklui de beraberlerindeki çomklırh;_diî lencilik ederler. ; Transitçi Dilenciler | Bunlar Rize, Sürmene, Fat- sa, Cide, İenbolu abalisi ara- sında çok görülür. Bunlar va- pur ambarlarında hayvanlarla İZ--| bir hileye baş vurmuştur. Mahalli hükümete müracaat ederek demiş ki: “Ben Darülâce- zede iken memurlar (100) altin liramı gazpettiler, gidip onu arı- yacağım.. Bu şikâyet üzerine (Ta- ha) İstanbula getirtildi, icap eden memurlarla yüzleştirildi. Darül- âcezede iken bir parası alınmadı- ganı, ve fakat İstanbulda bir arsa- ya yüz altın lira gömdüğünü ve yerini zabıta memurları buzurun- da — gösterip çıkarmak için bu hileye tevessül ettiğini anlattı. Arsaya gönderildi. Parasını zabı- ta huzurunda çıkardı, alıp mem- leketine döndü. Tip İkinci (10) sene evvel İstanbulda sık sik görülen muciz - bir musevi vardı. Bir akşam geç vakit yaka- lanarak Darülâcezeye — getirildi. Soyunmamak ve hamama gitme- mekte israr ediyordu. Yoklama yapılınca bir kaza neticesinde kaybettiği sol kolu- nun altında (208) İngiliz altım- nın saklı olduğu görüldü. Ecnebi tabiiyeti iddia ettiği için parasile beraber polise teslim edilmiştir. Avukatlı Bir Dilenci Altı ay evvel dilenirken ya- kalanarak Darülâcezeye getirilen Sivaslı (Dikran) isminde yaşlı bir Ermeninin üzerinde 64 altın lira çıktı. Bir müddet sonra vekili zıfatile bir adam müracaat etti. Fakat çalışmak iktidarı olmadığı için serbes bırakmadık. Bir müd- det sonra orta yaşta bir kadın gelerek kardeşi olduğunu süyledi. , mahkemeye nilracant et dadiım. lünciye kadar Dikrana bakacağı hakkında bir ilâm aldıktan sonra Dikranı da, parasını da bu kadına teslim ettik. * Bundan on bir #sene evvel dilenci olduğu için darülâcezeye elen (70) yaşında Sivaslı Ermeni cı Gül hanım şimdi hayatının son demlerini yaşamaktadır. Has- tanemizdedir. Şayanı hayrettir ki bu kadın şimdiye kadar 14 altın lirasını zaklamıya muvaffak ol- muştur. * Zengin Dilenciler Dilenciler arasında müteaddit evleri olan ve hariçte tefecilik eden kimseler pek çoktur. Fakat bu sene ele geçen dilenciler ara» sında (30) liradan fazla parası çıkanlar azalmıştır. Dilenciliğin Tarihçesi Ve Dilencilerin Kethüdalığı Dilencilerin — bilhassa yarım asırdanberi teşkilâtla idare edil- dikleri inkâr edilemez bir. haki- kattir. Şehzade civarındaki cski ( Tavuk hanı ) ve Avratpazarı bunların merkezleri idi. Daha kadim —zamanda bir dilenciler kethüdalığı da vardı. (25) senden- beri yapılan takibatla bu menba- Tarın bir kısmı bozulmuş ise de ü ı —- , Sonra onlara bu şekil ve kıyafet verilir, insanlıklarını anlarlar bize geldi. Mübeccel gitmişti. Hayri B. bütün evi doldu- ran sevinç çığlıklarile Muhtar beyi misafir odasına aldı, an- memle beni de çağırdı. İkimi- zi de Muhtar beye takdim etti. Ben mükemmeldim. Muhtar beyi yeni tanıyormuş gibi ha- reket ederken en küçük bir falso yapmadım, Muhtar B. de mahirdi. Biraz sonra da Fazıl geldi. Hayri B. tereddüt etmeden bütün başından geçenleri an- latmıya başladı. Muhtar beye de “avanta,, larını itiraf et- mekten çekinmiyordu. Neşesi yerinde olduğu için hepimizi güldürdü. Hikâye Muhtar Bey: bittikten — sonra, — Ben bunları bilerek gel- dim, dedi, benim hayatımı kurtaran adama karşı vazifemi yapmak isterim. Sonra anneme döndü: — Hanımefeni, tasavvur bu- | yurunuz ki... diye başladı ve | Hayri beyin kahramanlığını anlattı. b Annem bu hikâyeyi hayret | ve sevinçle dinliyordu. Gündüz- Vücudüne nisbetle başı bir Hindistan cevizi kadar kalan hem kurnaz hem abdal bir dilenci; Süleyman yukarda — yazdığımız — şekillerde hâlâ mevcuttur. İstanbuldaki Dilenci Menbaları Kasımpaşada Piyale ve civa- saındaki mahalleler, Fatih yangın yerlerindeki eski Bu depoları, mahzenler, mutfaklar, Yemişle Unkapanı arasında bazı maballe- ler yaz mevsiminde Yemişle O dunkapısı arasındaki boş, küçük büyük merakibi bahriye, Ed.rne- kapı civarında Neslişah ve Sultan mahallelerinin bazı sokakları. Ka: Dilenciler Hakkındaki nünlarımız. Çok Hafiftir Cemil Bey, dilenciler hakkın- daki kanunumuzu çok hafif bul- maktadır. Ceza kanunumuzun (542) inci maddesinde, çalışmak kudretini haiz olduğu halde dile- nenler hakkındaki tehdit, müker. rer olduğu kızdîlı nihayet bir ay boğazı tokluğuna — belediye hizmetinde çalıştırmaktan ibâret- ür. Eğer dilenciler kadın ise mahkeme bize gönderiyor. Biz burada bir ay san'athanelerimizde çalıştırıyor ve kendisini besliyoruz erkekleri de güya belediye, tanzi- fat işlerinde kullanıyor. Buraya elenler memnuniyetle müddet- lerini bitirip çıkıyorlar ve mes- leklerine devam ediyorlar. Yeni bir kanun — yapılmalı, hapis te dahil olduğu halde dile- net e dilendirenler hakkında şiddetli ahkâm konmalıdır. Bu kanunda bir de ( hasır ) meselesi bulunmalıdır. Dilenciliği tekerrür edenler hakkında bir. vasi tayir edilmelidir. Bunlar Anadoluda iş bulunan yerlere nderilmeli ve idarenin en büyük memuru bun- ların velâyetini haiz olmalıdır. Bunları boğazı tokluğuna istediği erde ve istediği gibi çalıştıra- ıilnılldir. Ve illâ ı|>ıı işin önüne geçmek mümkün değildir. * Cemil beyden bu malümatı aldıktan sonra Belediyeye uğra- dik, salâhiyettar bir zatın bu busustaki söyledi : * Dilencilik tamamen menedile- bilir. Fakat bizde fikri takip oktur. Polis müdüriyeti müte- rikasında bir muavinle dört polis bunları takibe memur edil- miştir. Emirlerine bir de otomo- bil verilmiştir. Fakat memurlar canları isterse takip ediyorlar, Israrla bu işi takip etseler dilen- cilik ortadan AF .w — —- TAKVİM — Gün 2825 - Şubat -931 Kamımlls Arabi Ruml 6 - Şevval - 1349 | 12 » Şubat -1347 Vakit-Eran!- Vasıtı Vılıl—mıım ini sorduk, şunları Gümeş, 12. 486 42 | Akşam 12.— (17 55 Öğle | €6. 93| 12.27 | Yata uıııı.u İkindi| 9. 15.30 | Tnsak İti 08 5003 ki öfkesi dağılmıştı. Bir kadın sezişile, bu Muhtar bey deni- len misafirden hayırlı şeyler çıkacağını anlıyordu. Birar sonra Hayri beyle Muhtar beyi odada baş başa bıraktık. — £ Annem gündüzkü mesele- lerin hepsini unutmuş gibi, okadar sevinç içinde idi ki ellerimi yakaladı: Arkası var