PAZA Muhavere Hasan Bey Ve Karısı Hasan Beyin xarısı — Bana ! bayramda ne alacaksın ba- i kayım? Hasan Bey — Ne istiyorsun? Söyle ” bakalım! Hasan Beyin karısı — Bir gözel esvap —islrim, ama - “öğlu terzilerinde yapılacak. hasan Bey — Başka? Hasan Beyin karısı — Bir de güzel iskarpin isterim. | Hasan Bey — başka? Hasan Beyin karısı — Üç çift te ipek çorap. Hasan Bey — Yerli malı mı olsun? Hasan Beyin karısı — İki çifti bir çifti Avru, Hasan Bey — Başüstüne. Daha? Hasan Beyin karısı — Ar- tık bu çarşafı — çıkaracağım, bir de manto isterim. Hasan Bey — Ooo... Sen asri olmayı gözüne koymuş- sun, Daha daha? Hasan Beyin karısı — Bir de güzel şapkal! Fasan B. — Tamam, şimdi tüy diktin. Başka? Hasan Beyin karısı — Bi- rar da tuvalet eşyası lâzım, değil mi? Hasan Bey — Lâzım da söz mü? Şart! Hasan Beyin karısı — Üç kutu podra, Hasan Bey — Halis Ame- tikan ununa razı mısın? Hasan Beyin karısı — Ha- yır, podra isterim. Hasan Bey — Kabul.. Daha? Hasan Beyin karısı — Bir gişe kolanya, bir şişe levanta. Hasan B.— Emret, daha? Hasan Beyin karısı — A... Ayol dudak boyasını unuttum. Hasan Bey — Peki, bir okka da ondan. yerli — olsun, Hasan Beyin karısı — Ayol © okka ile satılmaz, kutu ile satıyorlar. Hasan Bey — Peki... Beş kutu da ondan. Hasan Beyin karıs — Beş kutu çok. Okadar allığı ne yapayım? Hasan Bey — Senin gibi yüzü kızarmaz karıya beş kutu az bile gelir. Hasan Beyin karısı — Bir de el çantası isterim. Hasan Bey — Bavul mu? Hasan Beyin karısı — Hayır canım, kadınlar hani ellerinde rlar. Hasan — Bey Bilmem. Başka? Hasan Beyin karısı — Baş- ka... Bir de sağlığını isterim. Hasan Bey — Eyvallah... Hiç nakit para istemedin. Hasan Beyin karısı— Ondan da isterim. Hasan Bey — Nekadar? Hasan Beyin karısı — Otuz Üra kadar... Hasan Bey — Peki efen- ROLA SAYFASI Gelin, güvey — A.. A.. Hasan Bey! Senin burada işin ne? Çık dışarı! Hasan B. — Düğün evi hınca hınç kalabalık, yatacak yer Yok, bırakın da şu kanapede kıvrılıp yatıvereyim. Merak etmeyin, hergün, gazetelerde bundan daha açık saçık resimler gM*olnııı. Artık gözüm tok. Size gözümün kuyruğile bile bak mam. Ne haliniz varsa görün! Hasan B. Ve Fotoğraf Hasan B. bir gün fotoğra- finı çektirmiye gitmişti. Fakat ©o gün çok canı sıkılıyordu. ve makine karşı- sında — suratını as mıştı. Fotoğraf dedi ki:ğ H, — Hasan B., okadar kaşla- rını çatma, son- ra reşmin fena çıkar! Hasan B. de, resmim iyi çıksın diye, gevrek gevrek güldü. Fakat sallanmış ve cam bozulmuştu. Fotoğrafçı: — Kabahat sende Hasan B., dedi, güldün, sallandın, cam bozuldu. Hasan Bey de: — Ya... dedi, öyle mi? Eh, şimdi gideyim de, ben öldük- ten sonra gel, resmimi çek. O vakit somurtmam, sallan- mam, resim iyi çıkar. Sonra telâşla ilâve etti: — ©O zaman da resmi be- yenmezsem parasını vermem hal dim, peki... Bunların hapsi kabul, fakat sen bu Ramazan sadakai fıtrı yabancı fakirlere değil, bana verirsen; ben bir tayyare piyanko bileti alırım, büyük ikramiye çıkar, onunla sana istediklerini alırım, olmaz mı karıcığım? Düş papelleri! an e Gevezelik Pazarola küçük bey! Ne o elindeki şey ? Sana bütün kadınlar Çeker: “ala ala hey! , Pazarola Efendi ? Sabrin niçin tükendi ? Bilirsin ki erkeği, Yener kadının fendi! Podra Ve Allık Bir gün, Hasan Beye bir kadın gösterdiler: — Bak Hasan Bey, şu ka- dın yüzüne nekadar podra ve allık sür- müş. Ne dersin? Hasan Bey: — Çok soğukol muş! dedi. — Neden? diye 'sordular. — Vişneli kaymaklı dondur- maya benziyor da ondan. Ama gene ağzıma lâyık! cevabımı verdi. Pazarola a beyim, Yanındaki güzel kim? Para etmez sevdaya, Ne hocalar, ne hekim! Pazar ola bey baba, Söylerim kaba saba, Kadınlardan uzak dur. Yanar sonra bu abal Pazarola Hasan Bey Balkabağı Da - Kim ? Hasan Bey birgün zerzevat- çıya uğradı: — Pazarola zerzevatçı başı! dedi, sende iyi balkabağı var mı? diye sor- du. Zer zevatçı dedi. ki: — Var ama Hasan Bey, se- nin başın kadar büyük de — Öyleyse © balkal senin dedi Hasan Bey, yürüdü, gitti. başın kadarı Hasan Beyin Hovardalığı Hasan Beyi birgün eğlen- ce yerlerinden birine ötür- düler. 'azar Ola boyalı, de- kolte kadınları görünce daya- namadı, bir ta- nesini öptü. 2 Kadın güle- rek öfkelenmiş gibi bağırdı: — AÂ., a.. ne yapıyorsun Hasan Bey?. Hasan B. Hemen şu ceva- bı verdi: —Muamele vergisi alıyorum! Güzel “î?ı Sişman Bir. Kadın.. Başı, yüzü gayet güzel bir kedın vardı * çok şiş- n aüdi. Ha- san Bey bir bu ka- hm — gördü ve yanında- ki — adama dedi ki: — A. a. bak, bir dubanın üstüne ne güzel bir marti konmuş! Baş Ve Kol Hasan Beye — Senin ba- şın niçin bu- kadar büyük? — Aklım ba- şımda da om- an. — Kolun ni- sordular: kısa? n — Eli uzun ondan. W Pazarola Hasan Bey Zifaf Odasında s Pazar Ola Barda Eğleniyor! Pazarola Hasan B. bara gitmemişti. zengin bir ailesi, bir Hasan beyi “Maksim, bara götürdüler. Hasan bey büyük m! lerden yer altına doğrü ken : — Mezara mı diye sordu. Fakat barın renkli le süslü büyük salon rünce : — A... dedi, öldük, girdik, — şimdi de geldik ! Bir locaya gidip Hasan bey keyfinden pıyor, kahkahalar - atıyo Ahali bir aralık Hasaf locada gördü ve hmaret kışladı. Pazar ola locada ayağa kalktı, Tâmladı: — Pazar ola diye bağırdı. Biraz sonra, Hasan kadınlarından birile datf mek istedi. Bütün bar ları: — Aman benimle d Diye Hesan Beye dılar, Hasan Bey güzel bir kadınını — tercih etti. alkışları arasında oynat Sonra Macar kadını beyi ayrı bir masaya ©' — Hasan Bey, banâ panya ısmarla | dedi. — Ne demek 0? — Ah bilsen ne güzt kidir, beraber içeriz, olmt — Olur. Hasan B. şampanya £ kadınla beraber içmiye * dı, okadar hoşlandı ki dağı dolduruyor, önüne ikram ediyor : — Bak ne güzel İçersen bayılırsın ! diyor€ Gece yarısına kadar İf Nihayet garson hesabi | tirdi. Pusulada kırk bef yazıyordu. Hasan B. * bilmediği için garsona $07 — Nekadar borcumut! — Kırk beş, Hasa Böf — Eh, kırk beş kuruşâ © Ben bukadar güzel- ho memiştim. — Kirk' beğ” kurüf kırk beş lira, Hasan 4 Hasan B. garsonun uzun uzadıya baktı. mediğini görünce: | — Peki.., dedi, , okadar para yok. Yarıf zim eve bir adam gödt senetlerini alayım, TaP” iresine gidelim, evi- S#0 İN reyim, borcumu ödl'y Bar halkı bunu herkes Hasan beyin *” arifane ödedi, üı!elîk"f, şişe şampanya daha * .wı barcı