. ” SO PoSTA' Kânunusani ” ŞEHESATNASlLlS T MESELESİN[ ONLAR (YANGIN TE NASIL HALLETMHŞLER? BİR ADAMDIR ? Şeylıınlstanbul- daki Müritleri B0 Bin Kadardır | ın.,, öf "T İnçl aağlali Şeyh Esat Efendi bu Avru- palıya — evvelâ teklif etmiş. diği dım eder islâm — olmayı Danımarkalı iste- malâmatı almasına yar- islâm olmuş. Sonra Şeyh Esat Efendi ona hakşiliği telkin elmiş ve Danı- markalı nakşiliğe intisap Memleketine dönrdül orada da bir tekke açtığı Yaksi propağanda — ett'ği söylenmektedir. Şeyh Esat Efendinin mürit- leri arasında kalen onun mahkemede ( Ekâbir ) sıfatmı verdiği bazı tanınmış simalar da vardır. Bualar içinde meb- 'uslar, bir zamanlar vekillik etmiş kimseler, mütekait Pa- şalar Doktorlar arasında da kendisine inanan- Yar pek çoktur. Tarikatlerin ilgasından ev- mevcuttur. #el de bu ekâbir şeyh Esat Efendinin tekkesine giderek tikreder, öhkürürlerdi. Tari- Latler kalktıktan — sonra da Jeyh Efendinin Eren köyündeki | Köşküne sık sık giderek elini 3perlerdi. Bilhassa eski Sadrazam Kâ- mil Paşı — ailesile, Mahmut Muhtar Paşanın bir kısım to- yunları Şeyh Esat efendinin an sadık müritlerindendir. Menemen hadisesinde mü- bim rol oynıyan Beykozlu İb-« rahim boca Şeyh Esadın ex Fedakâr bendelerinden biridir. Bu adam çok eskiden Nakşi- İiğe intisap etmiş, fakat bü- fün hayatm Şeyh Esat efen- diye vakfetmiştir. Yalnız boş- boğaz ve meczup bir adam olarak tanındığı için: Şeyh E- şat Ef. son zamanlarda bu adamdan çekinir ve ikide bir: — Bu meczup bizim bağı- gaızı yakacak! dermiş. İbrahim boca ötede beride vaz vermek, proraganda yap- makla kalmaz, Nakşiliği ordu Arasına da sokmıya çalışırmış. Şeyh Esat Efendi Anadolu- da seyahat ettiği zamanlar, müritleri sancaklarla istikbale gıkar, büyük nümayişler ya- uş. Şeyh Efendi müritlerine kar- ga daima ilimden bahseder görünür, ve bu suretle onların börmetini celbederdi. Fakat hususi hayatiı pek düzgin değildir. Daima evin de birkaç cariyesi bulunur. Bütün işlerini kadınlara kördürürdü. BSon gün'erde bile evinde dört kadın hizmetine bakardı. Bun- lardan biri oğlunun karısı idi. Esat Efendi (Kenzülirfan) na- mında - bastırdığı bir — kitap $ki günde beş bin müsha satı- ! Tarihi Tefrika No. 16 Sütlerin temiz olması en zaruri bir ihtiyaçtir. Halbuki biz- de inekler gayri ahbi şerait dahitinde bakılır. Abırlar gayri fennidir. Söt satan sütçülerin elleri kirlidir. Tabi sağılan süt de pis ve mikropludur. Halbaki medeni memleketlerde sütün temiz olmasına çok itina edilir. Avrupada kış geldimi, halk akın akın kırlara gidip kıınk kayar, karda oynar ve eğlenirler. mış ve müteaddit defılırbı— sılmıştır. Türkçe, Farisi bir divam vardır. Kenzülirfandaki (Safiro tesihho ve testeğnev ) hadisinin —| seyahat ediniz, kesbi sıhhat ve servet eder- Yazan: A, OLUÇ ALİ REİS £ Kılıç AlîİİV’İ;ş-amn Hatıraları »— Sen kimsin? Cevap vürdim. — Bir yabanen, Bir asılrade... #özlerime. Hemen aşağı inmelisiniz, sonra geç | lı.ılnış olacaksınız!. mükâlemelerden — sonra Tüı-ıı korsanı içeri çekildi. Ara- Kalabriyalı larında — birşeyler — konuştuktan sonra korsan tekrar pencereden uzandı. ve sordu: — Kasabaya haber gideli çok oldu mu? — Hayır, dedim, okadar çok değil. — Pekâlâ delikanlı.. Geliyoruz. | Yukardaki resim asri bir ahırda ineklerin fenni vesaitle nas| sağıldığını göstermektedir. İneklerin memelerine birer makine konmuştur. Bu makine otomatık bir tarzda işler. Memeyi yıkar, kurutur ve sütü on Resmimiz İsviçrede dağlara giden bu kafileden birisini ıo.ıla'w siniz l”şekhndekı tercümesin- | rutiyete İudu Vondı kalmıştır. den Abdülhamit kuşkullanmış ve bunu ( Avrupadaki Jon Türklere iltihak ediniz ) şek- linde tefsir ederek kendisini Medineye nefi ettirmiştir. Meş- Sonra kuşağım aşağıya sar- katarak sezlendi: — Çek şunu.. Kuşıqı bütün kuvvefimle asil- dım. Sağlam bağlanmıştı: - !ı. didim, sağlamdır. Kuşağın ucunda katıca birşey vardı. Baklım: sırma ile işlenmiş ufak birşeydi Bu. İçihi açtım. Türkçe bir yazı var. Güçlükle | heceledim:  Turgut Reis Esedülbahir İşte, — Turgüt — pencereden çıktı, kuşağa sarildi. ve' kendin! 1 köyüverdi. Arkasından da iki arkadaşı teker teker sıyrıldi- Konyada Mühim Bir Hadise Şeyh Esat Efend'nin müritle- rinden birisi Konya köylerinden bitmişti. Ufukta günün ik ışık- lan seçiliyordu. Turgut etrafım iyice süzdü. Bir tuzaktan korktu- gunu anlıyordnm, Fakat ortalıkta kimseler yoktu. — Düş önüme, ineceğiz. Dediğini başladık, heyecin del dedi, «sahile yaptım, — yürümiye Yüreğimi — garip bir gıcikliyordu. Meyhane- rhoş gemici ılı-ı bi (Karabağ) a gitmiş. Köy imamı olmuş. Mesçitte hergün sabah, akşam llyüıll topliyarak ken- dilerine Nakşilik telkin edermiş. Konya tücarından — Karabağlı Murat Ffend.nin (50) bin liraya köyde yaptırdığı bir konağı çe- düşündüğümden çok yaman şey- miş bu adam! Sahilde tamam sekiz tane kocaman kadırga var- di Binlerce Türk korsamı sağa gidiyor, sola koşuyor ve fırtına- dan örselenen gemirerin sakatla- rını düreltiyorlardı. Halbuki ben Turgut Reisi ufak bir gemi ile gelmiş zannediyordum. Korsanların arasına geldiğimiz vakit Taergut kaşlarını çattı, iki sert ve kısa emir verdi. Aradan iRİ dakika — geçmeden gemiler kumsaldan denize — kaydırıldılar. Artık börülar çalıyor, kürekler denizi gşakırdatıyor ve zencizler LEFONLARI. Dün Beledıy Bazı Müraca- atlar Yapıldi Telefon şirketi hüküme! imtiyaz alırken Şehremant saf hasilâtından yüzde on bırakıyordu. Bu bakkı bil ra hükümet —almış sonrâ yüzde 7,5 a indirilmiştir. Telefon şirketi şimdi $ meccanen — yalnız on - telel vermektedir. — Birde — itfal için birer tel kabul etmiştir. Dün belediyeye bazı seler müracaat ederek - şi tarafından her mahalleye, olmazsa her semte birer m cani yangın telefonu konuf masını — istemişlerdir.j Beledi bu hususta teşebbüste n merkezleri askerlik nükeneüy’lî kanunuuun 86, €0, 9Uu, 98, V8 106 ncı maddelerinde ıılıl"' lunduğu veçhile cezah hizmetö tabi bulunanların filleri dabi tecil olunur, ğ Kanunun her mahalde "' memlekette — bulunanlar mıntakalarında bulun konsolosluk veya bunların ye” rine kaim siyasi memurlarci tutulacak — zabit — varakasilö — tesbit sicile kayıt içi müracaat edenler dahi teci” den istifade ederler. Bu müd* det zarfında dehalet ve müra* caat etmiyenler müddetin if” kızasından itibaren — geçecek müddet için haklarında ahkâ” | mı kammıye tatbik olunur. kememiş. Mürat Efendinin bi* raderini hergün camiye davet edermiş. Bazan sabah namazınâ yetiş-miyen bu zata içerlermiş Bir gün başına topladığı birkaf yüz köylüye: “— Bugün hatiften emraldımı Murat Efendinin konağını yıka” cağızı demş. Ve bu kararın! derhal tatbika teşebbüs ederek kö0 neği yıktırmıya başlamş. Mürat Efendinin biraderini ve ailes pencerelerden — attırmış — kollar! bacak'ari — kırılmış. — Mürâf Efendnin —akrabasından — birisi derhal İnevi nahiyesine koşarak nahiye müdürini haberdar etmife Müdir inanmak istememiş bi â“ hare iki jardarma gelmiş gelin” | veye kadar konak temele inmiş* tir. Bu hadise üzerine vali İzset B. ve sair erkânı vilâyet vak'â | mahalline — otomobillerle — gidif tahkikat yapmışlar ve 30 kişl tevkif etmişlerdir. Bnalar - şi mahkemdedirler. alınıyordu. Doğrusu ne zevkli mınzaral içim — tatlh bir. heyecan - ilf | doldu, kendimden geçtim, Hay* retle korsan — gemilerini — seyff | daldım. Turgüt Reis — omzuml dokundu. ve ben a zak © vaki kencime geldim. Tatlı bir iler — Delikanlı, diye — seslendi — k güzel değil mi? Wc:,n h :ynıı sevinçle höf” | kırdım : — Evet.. evet.. çok güzelle O, suall tini sıraladı: — Adin ne senin? (Arkası vij