8 SON POSTA (l kAN DALGASI İi e İse, Zaptiye Nazırının Yanan üreğine Soğuk Sular Serpilmişti.. Hakkı Mahfazdur Sadrazam — da tlığını anlamıştı. — Verdiği fi Çeri almak, " vakarı darete , yakışmıyacağı için | da bir sebep ve bahane | Yordu. Rifat paşaya derhal aP verdi: — Buyurun Efendim. — Nazır paşanın muhtelif vaziyetin ' —0 — €cma'lar) a uğraması acaba | | fayda temin eder mi? “Ma- | | u daverileri,, dir ki içtima | £ Çen “kesan,, , “reyihot,, larile | ireket etmeyip şüphesiz tak- | | eden bir “makam,, ları | dir. Bu da olsa olsa, pat- | Efendinin malümu - olan | Mahaldedir. Buna binaen, “Ecma'i eşkiya olan mahalle- Oğruyarak — “izaai — vakil,, | Ceğine bu mahallere nazır ada tarafından münasibi olan | tlar Memur olsa da, nazır E pairikaneye et buyursa... . Nâzım paşanın ateş gibi ya- ha. Yüreğine sanki bir bardak ğ_“k Su serpilmişti. Sadrazam, 'Ye nazırının yüzüne baka- Sordu: — Ne buyurulur efendim?.. — Paşa hazretlerinin bu- tdukları çok münasipse de "e irade efendimizin... B , Pâşa, bu fırsatı fevtet- öedi. Hemen dile geldi: v Üradei fabimaneleri) nin o bir ( vazifet akdes ) : dederim. — Ancak, külünü- A, Sesim pek okadar (güm- Olmadığı için asilere (is- bt kelâm) edememekten kor- rım, Paşa hazretlerinin buyurduk- T gibi bu işi daha ebil olan- Ta tevdi ederek — kulunuz Soğruca — Patrikaneye gitsem aha nafi bir iş görülmüş Blursa da... Nâ- | Eski Ermeni hareketinde ba rutane müdürlüğünü yapan Sabri Bey * Hüdanekerde,, buraya bir taarraz vaki olursa, divanha- nedeki nöbetçiden maada ne- | kadar asker a alhır, karşı- larına çıkarsınız. Evvelâ, lisanı münasiple geri çe teklif edrsiniz. Şayet * isga ,, etmiyerek silâh istimaline cür'et d eder'erse, siz d hla defleri esbabına teşeb- s edersiniz. Va Sait Paşa, biran evvel va- Üyeti ıslah etmek kısa keserek: — Pekâlâ Paşa Hazretleri.. | vekâlâ.... Siz biran evvel Pat- fikaneye gidin.. dedi. hı:h"n Paşa sadrazamı se- d“":;yınlıc. çıkıyordu. — Fakat t. — Tekrar — sadrazama Herek niyazkâr bir sesle: n(; V.ı_ıiyel_ vehamet kesbet- 'en bir miktar asakiri ni- Miyenin — gönderilmesi için hlfııke.r Paşa — Hazretlerine ’lırı fahimaneleri de irade bu- Sanız,.. :ıLNhım Paşa, kapıdan çıkar h-ı:d"_ Babıâli karakol ku- :__u":mnı istedi. !(umınğıp Si ) _knPını_ıı Aönunlde idi. 'hıi.a içeri girdi. Sait Paşa, Vermiye başladı: — Şayet asiler tarafından Şehrimizin için bahsi | ve v “ zih muhteşem - bir n salonudur Ça | MBASSADÖR €şhur Viyolonist İrkeet “Zirkin, idaresindeki ı.m;.ı'“ bedit ihtiyacatınızı h 'f(ıtmin eylemektedir. dizi hoş geçirmek is- 'aya devam ediniz! Hıfzıssıhha kanunu e çok çocuklu ailelere yapılan para yardımından istifade etmek | için bize resimlerini gönderen aile gruplarından bir kısmını daha dercediyoruz: 1 — Fatih tramvay cadde- sinde tevekkuf mahallinde ka- sap Salim Ef. ve refikaları Hacer ve Nesime Hanımlar. | İ | Yazan: Ziya Şakir Kumandan derhal — cevap ©7 | verdi; — Baş üstüne efendim. Fa- kat, bu emrin icrasına imkân yoktur. Sadrazam, korku hay- retle duraladı. Acaba kuman- dan da asiler tarafına mı mey- letmişti?. Fakat zabit, açık ve dürüst bir Hisanla devam etti: ve İ Cüakb ” doskek ” el yeti acizide seksen beş.. şey efendim, altmış beş mevcuttur. Fakat maalesef bir | tek tane dahi mermimiz yoktur, Kumandanın bu açık ve veciz cevabım derin bir süküt takip etti. Uzaktan, birçok ; sesler ve gürültüler geliyordu. | gası geçiyor | | | Odanın derin sükütu üzerin- den sanki bir soğuk ölüm dal- ve hepsini de titretiyordu. Tam bu anda kapı açıldı, Seryaver göründü. Rengi uç- muştu. — Sadrazamın — önünde durarak : — Asiler, İran — sefaretane- sinin önünde toplanıyor efen- dim! haberini verdi. (Arkası var) Üsküdar HÂLE Sinemasında MİLYONLAR PEŞİNDE Mümessili ALBERTİNİ Çocukları, Neriman, Nedim, Hayri, Fuat, nefer | Ahmet, Sabri, | 1 — İlün 3 Keçmiyecektir. Her satır 4 kelime hesap edi- n Her Hân $ adet İlün kupenu mukabilindedir. 4—Her 9 sıtirdan Tazlasına kupon ilâve edilmelidir. $ ** Her kupon Üzerindeki tarihtem bir hafta müddetle muteberdir. . Ü şorm ilân kuponunu m $ adedini ilânınız bir zarfa koyarak B le idarehanemize gön- saklayı- için bu kadarı kâfidir. —s— SON POSTA BEDAVA İLÂN KUPONU 25- Kânunusani -1931 ÂN — Beyoğlunda hir. eaddesinde 9? 4 odalı bir. Wüyük - Görmek ve pazarlık da İrfaniye çarşısında misyoncu Melkon Mel- «fendiye müracaat edilmel İ sabun ve yağ deposu — 45 kuruş Ayvalığın pişkin kokulu ve kokusuz çamaşır. ve hamam sabunları, 65 ekstra ekstra Ayvalık zeytin yağı, 170 halis Halep hadidi yağı, 150 halia Urfa yağı, İstanbul: Asmaaltı Zindankapısı Babacaler No, 53 OKUYUCUL, ven menfaal € / gazetelerinizin wen, dâlrenite kadar mut gelmesini istiyor anesine mür: A armudu ve Rus şeftali ve e Hlk fidânlarım vardır. Rize Kazancı rade Abdullah _xw(xu BİR AİLE NEZDİNDE — Mü- isleyen bir. ecncbi Be Nail Beye lahriren müracaatları. LEZZETLİ TATLI VE ŞEKERLEME- dava, bö SON POSTA yı okuduktan B nımzın gazeteye gir- | AGER enti İstasyonu - İzzet paşa | Sği numara 5 Muhlis Çok Çocuklu Ailelere 4Yardım din dn Istifade Etmek İstiyenler < refikası Remziye H. (Adresi yok) Çocukları: Hikmet, Paki- ! Nuri, Leman, Atra, Sabahat, | ze, Semiha, Hayrünnisa, Mu- | Fıtnat, Leman H. ve Ef, ler, 2 — Beşiktaş, Kılıcali ma- hallesi, Posta — caddesi, 75 No, da Mehmet Sabri B. ve refikası Saime H. Çocukları: Nazmi, Servet, Asaf, Süreyya, Turgut, İlhan H. ve E£. ler. 3 — İzmir, Hayri Efendi ve ı zaffer Kemal, Şerafettin H. ve Ef. ler. 4 — Sabık Rize meb'usu | mühendiş ve müteahbit Osman B. ve refikası Fevziye Osman . Çocukları: Cahit, Nahi: Erıhim, Sadat, Tevfik, Selmk H. ve Ef, ler. Bu Sütunda Hergün Muharriri: Rifat Galip —« SİRKECİ Kaplamaları delik deşik ol- | muş, çatısının bir kısmı çök- miye meyletmiş köhnc, basık hir barakada yatar, kalkardı. Sokaktan —aşırılmış - kaldırım taşları, tuğla parçaları ile böl- düğü mezbelemsi bir yerde de eşeğini barındırırdı. Kış kıyamette, bu viran kulübe içinde, donmadan, — hastalan- madan nasıl ömür geçirirdi? Hayret... Her sabah, daha kulübesi- nin eşiğinden ilk adımını aşar aşmaz, bütün sokak boyunca | akisler yapan sesi, belki bir çok sabah uykucularının canını | sıkardı: — Keskin sirkeeee... Hakikaten bu, sirke kadar keskin ses, her sekiz, on adımda tekrarlana — tekrarlana, kim bilir kaç mahalle, kaç yüz sokak dolaşır, nafaka dilenirdi. — Kesxin sirkecce.., Of, nekadar da bet bir sesti bu. Ekrem bcyin oturduğu ev tamam Sirkeci Yahbyanın kulü- besine karşı idi. Her sabah onun akortsuz, çcırlak sesile erkenden uyaynan Ekrem B., bütün mahalleyi böyle bihuzur eden sirkecinin oradan defedilmesi için çok çalışmış, semtin bütün ileri ge- lenlerine müracaat etmişti. Lâ- kin nedense, hiç kimse Ekrem Beyin teklifine razı olmamış: — Elin fukarasından ne is- tiyorsunuz? Varsın o da böyle | geçinsin dursun! diyerek onu baştan savmışlardı. Ekrem B. sirkecinin, mahal- leli tarafından böyle adeta hi- maye edildiğini gürünce bu işi başka bir yoldan ve yalnız- ca başarmak sevdasına düştü. Bir sabah erkenden kalktı. Tam Yahya kulübeden çıkıp, avaz avaz sirkesini satarak uzaklaştığı sırada o da evden çıktı. Vakit çok erken ve or- talıkta kimseler yoktu. Yavaş- ça Yahyanın kulübesine yak- laştı. Camı kırık pencere de- liğinden koltuğu altındaki eski bir hırkayı içeri attı. İki saat sonra Ekrem Beyi | polis merkezinde görüyorez. —Efendim, diyordu, çalınan şeyelerim, gerçi maddi bir . kıymeti haiz değildir. Ancak | mahallede hadisenin, şu sıra, | sık sık vukuunu kayde şayan görmekteyim. Bir kimseden | şüphem olup olmadığına ge- lince: Kimden şüphem olabilir ki? Mahallemiz sükkânı, lehül- hamt, bu gibi şaibelerden mü- nezzehtir. Yalnız karşımızdaki barakada, zahiren sirkecilikle geçinir gibi görünen biri var. Bunun hakkınca be'k! bir dere- ce iştibaha cevax vardır. Tah- hikatınızı o cihetten tamik et- menizi tavsiye ederim. | simayı | kıvılcımlar YAHYA DA O akşam sirkeci Yahya kulübesi basıldı. Ekrem Be git bırka, kirli çullar arasın bulundu. Tahkirler, küfürler rasında Yahya merkezi be ladı. “Mali mesruk,, her ti |lü inkâr kapılarını kapamış | Karakoldan karakola aktarr | ede ede sirkeci, galiba te kifaneye kadar gitti. Artık Ekrem Bey — sabi uykularını rahat rahat uyuy biliyordu. Aradan hayli zaman geç Belki iki sene, belki üç sen Bir gün Ekrem Bey bir i için acele acele Nuruosman yeden geçiyordu. İki yolu bi birine ulaştıran geniş cami a lusunda — üstü, başı perişa saçı sakalına karışmış ihtiyi bir dilenci gözüne ilişti. B tammış gibi, birde durakladı. Yanılmıyordu. Bi © idi. Sirkeci Yahya. Nekadar d bozulmuştu. Sefaletin, ıstırabı ve belki de açlığın zalim sille leri ile insanlıktan çıkan, avur du avurduna çöken bu zayal da Ekrem Beyi tanımıştı. Bitil bir halde, titrek dizlerle on doğru birkaç adım atmak is tedi. Ekrem Bey, yüreğindi birdenbire beliriveren nedame hislerinin zebunu.. Fakire bira: yardım etmek ihtiyacını duyu yordu. Eli cebinde ufaklık ararken, o da birkaç adımı attı. Gözgöze geldiler. İşte b anda nasıl oldu, bilmem, di lencide bir hareket uyandı. O ölü vücut birden diriliverdi sanki. Gözlerinde bir an içi peyda oldu. Önel ik başı doğruldu, doğruldu rli, diken diken olmuş sa: e bıyıklar arasından - bir- denbire müstekreh bir ağı | açılıverdi: — Tuuwu... Ekrem Beyin yanağında iğ: renç bir ıslaklık.. Ve sonra, bütün kuvvet v kudreti, bütün marifeti bu! dan ibaretmiş gibi, ihtiyar di lenci, bir torba kemik halinde olduğu yere yığıldı, kaldı. Sanki o zamana kadar bi tesadüfü hazırlamak, — içinde sakladığı kinini, gayzını, sabık komşusunun yüzüne bir tükrüki halinde savurmak için yaşamış, sürüklenmişti. Büyük Ve lyı Meyva İsterseniz Ağaçlarının - böceklerin tahribatından — kurtarınız. için kış mevsiminde Bunun ağaçlarınızı NİVOZİ Hle yıkayınız" En münasip zaman şimdidir. Bir püskilegeç İle yapraksız ağaçlar kümller — yıkanız. Kutusu 1 liradır. Yerine depos Sirkecide Horasancıyan hanındı Drogeri santıral' doriyandır — p, Tim a s