ll kan DALGASIİİİ —BON POSTA — Babadan Kalma Bir Tesbih Bazan Büyük İşler Görür Hakkı Mahfuzdur — Olmadı. Çünkü onun vazifesi, yalnız komitecilerle temas etmek, komite işlerine bakmaktır. “Sabin hakkında bir teşebbüste bulunursa fena hnetice çıkmasından kor- irdu. | — Şu halde ilk yapılacak İş, bu Arabı bulmak... x < Bu kararın verildiği günden 'k'tbıren. Babik, yerine muvak- “3"1 birini koydu. Artık Enişte ile kayınbirader, Beşik- ;—ı Ckâddelzrinde mekik doku- 'or, kahveden kahveye dolaşı- Yorlardı. Rusyada l)ııfiyell:ı.;ı Aöraşmıya alışmış olan Hristo- Or, hergün bir plân tertip â'."h?“f ve zabıtanın nazarı ikkatini celbetmemiye çalışı- Yordu. Dört gün, bu suretle Seçti. Beşinci günü öğleye dogru Babik: Hristoforun kolu- Nu dürttü: — Ara; liyor. — Şu pgeglîn’ genç Arap geğil mi? Pekâlâ.. Sen yanım- ân savuş.., u“'ilçofor hemen bir dük- ço:. ıgf":i- Dükkıinu ile bir- aki ler Örüştü, ::lhıl. kendi':îyArahıngu— emekti. Arap, ğır, dük- klam Snlnden' geçtiDolma. bahçeye doğru — ilerliyordu. Hristofor, dükkândan çıktı. Ta- kip etmiye başladı. Akaretlere den yokuşun başını geçtiler. buralar tenha idi. Hris- tofor, Araba yaklaştı. Yerden kllldllli bir temenna ettikten Sonra: bu — adı kardan — aşağı lnığruı-.:lur a süzdükten #onra .S:ıı beni nereden tamı- yorsun ayol.. Hristofor, tam bir dalkavuk I V | Y rolü takınmıştı. — Aman efendim hazretleri, sizin gibi büyük zatları kim tanımaz !, - Beşir, kabardı. Adeta hin- dllışti. —E, söyle bakahm, ne İstiyorsun benden? Hristofar, hemen elini pan- tolonunun cebine soktu. Bir Mercan tesbih çıkarıp göste- Terek : — Ağa hazretleri.. Şu tesbih ııâ'blmdın yadigâr kalmıştır. 4ymetli birşey olduğu için Zatınız. yibi kıymet bilir bir eye satmak İstiyorum.. Satmam ya.. Ne yapayım.. Pa- Fasız kaldım.. Bu akşam rakı Mek için bir pulum bile yok. İ eşir, parmağının ucile tes- Übi tuttu> L — Bunu satıp ta rakı mi İçeceksin sen?.. N* Ne yapayım — efendim. q'ş;”'“ M, Onu içmeyince du- Mnam,.. l':ı;_ Demek sen rakı içersin ""T'î“ efendim.. Her ak- a içerim, ıın?eş""h gittikçe ağm su- J Yordu. — Teşbihi avucuna artar gibi avucunda bir- Ld““ hoplattı. bhnq?__.ç Para — istiyorsun X SÜ ea — Sen bilirsin efendim.. Ne verirsen ver... KB — Rakıyı nerede içersin .— Aman efendim, benim v 4 k 4 B $ FLN, Abdülhamit Devrinin O Za manki Ricalinden Turhan Pş. (Peteraburg sefaretinden Arnavutluğa geçmiştir.) bir ahbabım vardır. Lokanta- cıdır. Rakısı gayet güzeldir. Hele mezeleri ğnmn bütün enfestir. Onun dükkânının üs- Yazan: Ziya Şakir — Nerede bu dükkân? — Galatadadır. efendim. / Beşir, yavaş yavaş, çenesi- " Kkaşıdı. — Al bu tesbihi, koy ce- » Hadi git, beni Galatada | va ayayın durduğu yerde bek-« le. Gen azacık bu saraya uğ- rayım da gelizim. Zaten bugün izinliyim... Hristofor, bemen — eğildi, Beşirin eteğini öptü. Geri, geri çekildi. Sevincinden titriyordu. Galata — istikametine doğru süratle — yürümiye — başladı. Dolmabahçe saat — kulesinin önünde, — Babik — arkasından yetişti. Tramvaya atladılar. O zaman Galata tramvayları, iki katlı idi. Üst kata çıktılar. | g:,k kolay — avlıyabildikleri ür hakkında yapacaklarını | kararlaştırdılar. | Galataya geldikleri Zzaman, | Hrlstofor, — tramvayın durak yerinde kaldı. Babik, “Hacı Nişan,, va lokantasına — koştu. Bu lokanta, Galatada Halilpa- şa hanı sokağında 14 numa- ralı dükkünda idi. Açılalı da pek çok olmamıştı. Hacı Nişan tenha köşedeki — masalardan Çbirinde oturuyor, — iki genç Ermeni ile baş başa vermiş tündeki odaya çıkarım. Oraya %enâılıı başka kimse gelmez. irada oturur yalnızca - içerim. Artık Beşir, damağını şak- latmıya başlamıştı. ce yapılan para yardımından istifade etmek istiyen ailelerin gönderdikleri grup resimlerini bugün de neşrediyorur: 1 — Kasımpaşa, Küçükar- mutçu hamamında No. 155 te Hasan Ef. ve refikası Feride Hanım. Çocukları: Celâlettin, Hurşit, Kâmil, Ahmet Halil, Nuri, Nuruhayat H. ve Efler. 2 — İnegöl, Domaniç Boz- belen köyünde Hacı oğulların- dan Mustafa oğlu Emin çavuş ve refikası Zübeyde Hanım, | Çocukları: Gülizar, Ayşe, Ah- met, Mustafa, Abdullah, Yusuf konuşuyordu. Babiğin telâşla geldiğini görür görmez, fev- kalâde birşey olduğunu anla- dı. Ayağa kalktı. BORSA İstanbul 13 Kânunuaani — 1930 — Kapanan Hatlar — NUKUT | İaterlto he Deler Amerikan 21ras 20 Fesnli Fransız ikkm 20 Liret — İtalyan 2ü— 20 Frank Belçika U—— 20 Drahmi Yunan 85425 20 Frank İwviçre &M — 20 Leva — Bulgar 81460 1 Flerin Felemenk 20 Koron Çekoslovak 1 Şille Avusturya Bi— 1 Raylışmark Almanya s1,25 1 Zeleti Lehistan M— 20 Ley Romasya 25,25 20 Dinar Yugoslavya Ti 1 Çerveneç Sovyet y KAMBİYO Londra 1 İsteriin — kuruş | 1030— Nüye — 1 Türk ilrası dolar | 6,7 05 Paris — 1 Tüzk lirası Frank Ha Milâss 1 , , Litet — s Beliksel © » » Belga 337,0 Cinevre 1 , » Frank a Sofya 1 y » Leva 6510 Amesterdam 1 T , — Florin 117 Madrit —1 Tür lirası Pesta 453,— Berlln 1 , , Mark 1,98,12 Varşeva 1 , , Zeloti 44 Bökreş 20 Ley kuruş ZBS Rusya — 1 Çervoneçi kuruş — | 1088— Mahir Dolandırıcı Kalecik Köylerinden Hayvaq _A_Aşınyor Kalecik, (Hususi) — Kale- ciğin Elecik köyüne bir at üstünde çıkagelen bir adam, TAğayı başından — savan meçhul adam başka bir yer- den dolandırdığı anlaşılan at ve merkebi de satmış, sonra civar köylerden birinden yine dolandırıcılıkla bir at alarak ortadan kaybolmuştur. Bu ma- bir dolandırıcı aranıyor. B — Üzküdar, Solaksinan, Koltukça sokağında 20 numa- rada balıkçı Sülenman pehlivan ve vefikası Şerife H. Çocuk- ları: Nebahat, Zeynep, Semiha, Nuriye İsmail, Fethi Hanım ve Efendiler. 4 — İnegöl, Domaniç Boz- belen köyünde, Aydın oğulla- rından nınhiııı_ oğlu Ahmet Ef, ve refikası Güldane H. Ço- cukları: Nimet, Fatma, Şerife, Hatice, Taman, İbrahim H, ve Efendiler. 5& — İxmir, Gaziler maha- lesi, Bedava sokak mumara 1 — ammez ae eee ee a Çok Çocuklu Ailelere Pâra mından İstifa H. Atilâ Yardı- de Etmek İstiyenler B de Manisalı — Halil oğlu Ab- dullah çavuş ve refikası Ha- tice Hanım. Çocukları: Ah- met, Söleyman, Halil, Firdevs, Hatiçe, Fatma Hanım ve Efen- diler. 6 — İnegöl, Bozbelen kö- yünde, Çorumlu oğlu Tahir Ef. ve refikası Saide Hanim. Çocukları: Ali, Ahmet, Zeki- ye, Hatiçe, Hüsniye, Şerife Hanım ve efendil 7 — Trabzon, derpaşa Kızıltoprak | mumarada Re- van muhacirlerinden Hacı Meh-s met Ali oğlu Musa Ef. ve ailesi, Nermin talinden memnun değildi. Lokantalardan birinde kasadardı. Vakıa zararsız bir iş. Bolca bir maaştan başka öğle ve akşam yemeklerini de orada yiyebilirdi. Bu hayat pahalılığında yabana atılacak birşey değil. Ne yaparsınız ki Nermin bu vaziyetten tamamile istifade edemiyordu. Kendisi için ye- mek vakti gelince, Nermin, önündeki tabağı itiyordu. Kar- ni acıkmamış, Çünkü midesi daima biraz zayıf, daima biraz hasta, bu meslekte bir insan için ne hazin bir dert! Do Müşter”srin yemek yeme- lerine bu ukça midesi bula- nıyordu. Hem de ne yemekler! Nermin bunların nasıl piştiğini de az çok biliyordu. Fakat lokanta hınca hınç! Hem de köyde Kâmil Ağa isminde bi- | bu müşteri bolluğu, Nermin rini kılavuz olarak tutmuş ve | kasadar olduktan sonra... Ve merkebini de yanma aldırarak | doğrusunu da isterseniz Ner- birlikte Karamürsele gitmişler. | min güzel kız, tatlı kız;' diye- | Orada, bir bahane ile Kâmil | bilirim ki o lokantada Ner- buğ| minden başka lezzetli bir nes- ne bulmak mümkün değil. 4 Nermin, bir gün, müşteri- lerden birinin uzattığı pusula altında şu cümleyi gördü: Bu Sütunda Hergün  YE "Muharriri: Server Bedi Veznede Oturan Kız Sizi Seviyorum Merakının şiddetine rağmen ağır ağır başını kaldırdı. Vez- nenin Öönünde, orta yaşlı, ha- linden İstanbulda çok yaşamış zengin bir taşralı olduğu an- laşılan güzelce ve zeki bir adam, Nermine gülümsüyordu. İşte —aralarındaki dostluk böyle başladı. Müşteri her gün © lokan- taya geliyordu ve arada bir buluşuyorlardı. Bu adamın fena bir- mak- sadı yoktu. Bir kadın bak- kında beslenecek en saf fikri taşıyordu: Nerminle evlenmek istiyordu. | — Nermin: — Pekil —dedi, evlenirsek beni yine bu lakantada çalış- tıracak mısınız? — Aslal dedi, sizi bu lo- kantada bir gün bile bırakmam! Yalan söylemiyordu. Evlendiler. Güzel bir. evde yerleştiler. Aradan bir hafta | geçti. Kocası Nermine dedi ki: — Sana söylemedim. Ben eski bir lokantacıyım. Emin- önünde meşhur bir dükkânım vardı. Sonradan — kapamiya mecbur oldum. Şimdi yeniden bir lokanta açmak istiyorum. Sen gene cici cici oturursun, değil mi? veznede Kari Gözile Gördüklerimiz Üç Darülfünun- lunun Cevabı Celâl Nuri Beyin Ağaoğlu Ahmet B. hakkında yazdığı yazıya kıymet verdiğimizden değil, sırf hocamız Ahmet Beyin yabancılığı, yerliliği mev- zubahis olduğu için bu satır- ları yazıyoruz: 1 — Celâl Nuri beyin evin- de Rumca ana - dilidir. 2 — Celâl Nuri bey vaktile Veliaht Abdülmecit Ef, nin hi- mayesinde neşrettiği “Edebiya- tı Ümumiyeye , mecmuasında Lombrozonun — tasvir — ettiği mücrim insan tipinin tam Türk tipine tevafuk ettiğini ilân et- miştir. Venizeloes bu makaleyi bir vesika gibi kullanmıştır. 3 — Celâl Nuri B. kutup musahabelerinde cümhuriyetin adeta saçmalığından ve bizim saltanata lâyık olduğu ehemmi- yeti vermediğimizden şikâyet eder. 4 — Celâl Nuri Beyin man- da taraftarlığı berkesin malü- mudur. Buna mukabil Ahmet B. mlliyetçidir ve Azerbaycan- da ilk Türk mektebini açan kimsedir. 1 5 — Irk iflüs etmiştir. Gençliğin kafası Celâl Nuri Beyin kafası gibi kürunu vus- tai bir kafa — değildir. Üç Darülfünunlu Hâmit Macit, Halil, Muammer Stadyom Meselesi Bir stadyom tesisi için ay« lardanberi türlü, türlü düşün- celer ve kararlar! İş çıkmıyor. Acaba — niçin “At meydanı, tercih edilmiyor? Burası her cihetçe hem daha gürzel, lıc:!ı de münasiptir. nazariyesi Nami Sabri Erzurum vapuru Yelkenci Zadeler tarafın: dan yeni mübayaa edilen Er- zurüm — vapurunun bu - hafta zarfında limanımıza muvasala- ti beklenmektedir. Pul Sahtekârlığı Yoktur (Yarm) gazetesinin 13-1-931 tarih ve 386 numaralı nusha-' sında Üç milyon İiralık pul sahtekârlığı serlâvhası altında- ki neşriyut hilâfı hakikat ol- mağla tekzip olunur. Vali muavini: Fazlı Üsküdar Hale Sinemasında ( Çareviç ) —mümessili — İvan Petroviç. Büyüic Ve İyi Me;;la İstorö d Ağaçlarınızı böceklerin tahribatından kurtarınız. Bunun için kış mevsiminde ağaçlarınızı NİVOZİN Me yıkayınız. En münasip zaman şizadidir. Bik püskürgeç Me yapraksız ağaçlar — kümllen yıkanır. Kutusu 1 liradır. Yegâno deposu Sirkecide Horasancıyan haninde Drogeri santıral doriyandır. "4 Fikim Lt $.