S;)or Kongresi İş Gördü! Aldığımız mektuptur: Sporeu- arımız 928 Olempiyadından mağlüp ve perişan' döndükten sonra Türk sporu artık iyiden iyiye bocala- miya — başladı. Bence, — kıymetli — sporcuların inkişafına değil, sönmesine az- metmiş görünen © ezeli idaresiz- lik son zamanlarda garip karar- larla Türk —#s#porunu — büsbütün felce uğratmaktadır. Ne ümitlerle bekledik: Spor köngresi — aktedilecek; kimbilir, yyeni ve hakiki esaslara istinat l v digerliyir Üa — gf »i a ça düri ai gelecek. - Kimbilir, — ne - işler örülecek? dedik. Koöngre kurul- Ga Tn e A ne ir misiniz?.. SEkrakm » faedcalır — li “takıma ınkıııı k kararı. Ne mü- him ıslahat, ne tesirli bir karar, me esazlı bir sifa ne harikulâde l'uHıni tenbel bir talebe lnülıııı gım.ş daima ellerini g üne doğru uzatır, ı,pıı—ıııı Ilı= blriblrhıe r, boşta ımıtl::ınnı arkadan — öne dogru döndurüı dururmuş. Bana bak; demişler Sın bundan başka birşey bilmez misin?..., Bu gibi şakaları bırakalım da sadede gelelim ve iş görelim.. Başımızı kaldırıp ta dünya spor cereyanlarına bakacak — olursak utancımızdan kıpkırmızı kesiliriz. Barı futbolcuları milli takımdan atmak için rey veren beyefendiler size hitap ediyorum: bu kararı hangi delillere iztinat ederek verdiniz? Yoksa bir antrenör taslağının raporuna, yahut bütün #seyahat müddetince barlarda dolaşmaktan etrafını göremiyen kafile reisinin gerefü sözlerine mi kandınız? Sonra, böyle azim bir vebal altına — girerken; velev kazara olsun yamılıp ta idari mes'uliyet- leri muhakkak olan bu Efendileri de boykot kararınızdan nasibe- dar — etseydiniz, aldığınız vebal yükünü bir parça olsun hafifletmiş olmaz mıydınız? Fakat bir insan kendi kendini nasıl cezalandırıla- bilir? diyeceksiniz. Kaziyenin o cephesi doğ- rudur. Ben bu yazıyı bugün #porla — meşgul olup ta yazmış elsaydım: — “bak.. Milli takımda oynıya- mıyacak ta onun için eoştu...,, di- yebilirsiniz. Halbuki ben, bugün, sırf sizin Idaresizliklerinizden usanarak da- ha çok mücddet sahada iş görebi- lidak bir kabiliyette iken sporu bırakmış, sizin emirleriniz altında kalmamak için aranızdan çekil- mişimdir. n ben ve benim gibi arkaş- larım - menfeat endişesi gözetmi- erek - tami bir epor aşkile bu ’-emlelu:! sporuna daha çok hiz- metler göreceğiz. Evel emirde ara- mızdaki mes'üller - temizlenmeli- dirler. Yani Türk cümhuriyetine lâ- k, yepyeni İradeli genç, dinç Ür'spor varlığı meydana geldiği zaman... bedri Bu Haftanın Maçları İstanbul Futbol hayatinden: 16 kâ- 1 ma lera edilecek —"ı:vı::h::ıı “iı.ınâ"'ı'.'?ı... Kadıköy, Kasımpaşa - beyi saat 11 hakem Refik B., ıcuxıpı *Kurtuluş saat 1245 hakem Refik B., Pera - Hilâl saat 14,45 hakem Refik B., Birinci küme, Taksim Stadyumu, Beşiktaş - Süleymaniye saat 11 hakem Necmi B., Galatasaray - A- madolu sast 1245 hekem Arif B., Sü- leymaniyo, Fenerbahçe » İstanbul Spor M,45 bakem salm Turgut B. Tarihi Tefrika No — Biraz daha xzayıflamak istiyorum. Erkekler daha zayif kadınlardan hoşlanıyorlar. Nedem acaba ? — Kucaklarına iki üç kadın birden ıığıuı diye ! Mahkemede | Hâkim — Oç seneye mah- küm oldunuz, bir diyeceğiniz var mı? Mahküm — Ben üç şene zatı âlinizi görmeden hnasıl yaşıyacağım, reis Bey? Dirayet — Bir geldi. — Oğlan mı? — Hayır. — Öyle ise kızdır. — Nerden bildiniz? Aşka Dair Vecizeler Üç hırsızdan korkünuz, bun- lar insanı fena soyarları Ku- mar, içki, aşk. x Kuskançlıktan daha kuvvetli bir ilânı aşk yoktur. Aşk dalma bir izzeti nefis meselesidir. * Bir kadını sevmek, bütün kadınları ve kadınlığı sevmek demektir. Kadım,aporu da, tuvalet gibi yapar: Güzelleşmek için. * Seviyor musunuz? Bedbaht- aınız; sevmiyor musunuz? Da- ha bdebahtsınız! * Aşk öyle bir canavardır. ki yalnız iki şey yer: Vakit ve nakit!. Aşkın içinde bütün hlsler vardır: nefret bile. Yazan; A, OLUÇ ALİ REİS Kılıç Ali Paşamn Hatıraları Markl Evrelki kısımların hülâsaları: i tiplli bir hava, riya le dö Galevi ,, hir handa rden kapı vuruluyor. kendini heyecanla içeri atıyor ve Türk korsanları tarafından takip edildiğini söylüyor. Kadın çok korkmaktadır. Yüzünlü açtığı raman çok Şözel olduğu görülüyor. Marki kendisini kin etmiye çalışıyor. Fakat birarz sonra Türk korsanları gelerek kapıyı garmyorlar ve hana gir istliyorlar., İçerdekller telâşla etrafa np ne ardına yığıyorlar. Ancak bu telişa Tüzüm - olmadığı açılmasını emrediyor. — Dokuz kişi kadar var. Fakat biliyorsunuz ki dokuz Türk korsanı.. Dik bir sesle Kontesin «ö- zünü kestim: — Merak etme ıııdıın, bir Kalabriya M;lnn çocuğum dünyaya Sokakta Fakir bir kunduracının oğlu çıplak ayakla sokakta gezi- yordu. Başka bir çocuk onu görünce sordu: — Ayol, dedi, senin baban kunduracı .. Halbuki — senin ayağında kundura yok! — Senin baban da dişçi... Halbuki yeni doğan kardeşi- nin ağzında diş yok! İlân Bir gün, “Blümental,, dük- kânının üstüne şöyle bir lâvha astı: ” İLÂN Mağzamız için gayet güçlü, kuv- vetli bir adam arıyorur. Parısıa güyenen müracaat etsin. Bu ilânı okuyan iri yarı bir adam dükkâna geldi. Blümen- tal sordu: — Sen kolunun kuvvetine güveniyor musun — Güveniyorum. — Tecrübe için şu kasayı şuradan şuraye taşır mısin? — Taşırım. İri yarı adam o kasayı Blümentalin gösterdiği — yere ıkına sıkına taşıdı. Blümental: — Pekâlâ, adresini bırak git! Ben sana yazarım, dedi. Adam dışarı çıktiktan sonra dükkânda bulunan arkadaşı Blümentale sordu: — Demek işler yolunda... Dükkânına bir adam alacaksın! — Yok canım.. Bu kasayı taşıtmak için adam lâzımdı. Hamala en aşağı otuz kuruş vermektense bu çareyi buldum. Türk korsanile başa çıkmak- tan âciz değildir. Güzel kadın bu teminatıma inanmamış olacak ki heyecan- la cevap verdi: — Fakat Marki, henüz kınında duruyor! — Kılıcıma lüzum yok! Bu heriflerin beni görmeleri kâfi- Ben bu #sözü bitirirken adamlarım da kapıları açtılar ve dokuz Türk korsanı, elle- rindeki çelik yatağanları ha- vada parlatarak bir a hizile içeriye daldılar. kılıcınız Nasıl Anlamış? Ahmet Bey. çirkin hnnn.ı * dedi ki: — Her zaman dikkat ede— rim, budalalar güzel kadınla evleniyorlar. Kadın gülümsedi: — Kocacığım, bugün ne naziksin, iltifatlar yağdırıyor- sun! dedi. 120 Kilo Fazlı Bey, karısile bir kir gezintisine çıkmıştı. Şehirden epey uzaklaştılar, Bir çöp arabası geçiyordu. Fazlı Bey arabacıya bağırdı: 120 kiloluk- bir — Neye yarar? Karımı iki parçaya nasıl ayırırım? Alışkanlık Meşhur bir adamın mezarı başında merasim yapılıyor ve mutuklar irat ediliyordu. Fo- Kocamu. *“Hiç elbisem kal- madı, ne yapayım ? ,, dedim, tograf —muhabiri — makinesini hazırladı ve resmini çekeceği adamlara: — Biraz gülümseyiniz! dedi. Alışkanlık! Küçük Ali Bahçede Beş yaşında küçük Ali an- nesine sordu: — Çocuklar nasıl doğarlar? ocuklar bu lâhanaların al- tından doğarlar. Bir gün küçük Ali bahçede oynarken birdenbire bnhçıv.ı- nın Üstüne yürüdü ve baj; — Ne yapıyorsun? O lhı— mayı kesme! Kesmel Bahçivan hayretle sordu: — Neden kesmiyeyim? — Kardeşimin bacaklarını koparıyorsun! — Terzim beni mükemmel — Fakat mükemmel de soyuyor, Kontes, hancı ve zenciler manzaranın — verdiği — büyük korku ile büzülüp — kalmış- lardı. Yalnız ben kollarımı geniş göğsümün Üzerinde ka- vuşturarak durduğum yerden bir adım bile kımıldamadım. Adamlarım da arkamda, benim vaziyetimi taklit ettiler. Dokuz korsan kanlı etrafı süzüyorlardı. reisleri kollarını sıvamış, en önde duruyordu. Kolunun sert ve siyah killı derisi Üzerine B raslama iki kılıç resmi ile Üloç Ali, Kalirülbülir , jazik 'özlerle eybetli “Biraz sabret, bizde de çıplaklar cemiyeti açılır, ona girersin! ,, dedi. Tedavi Hasta bacaklarından rahat- sızdı ve aylardan beri yatıyordu. Doktora sordu: — Ne vakit yataktan kalka- cağım, — Bacaklarınızı bir ame- liyatta keseceğim, ondan sonra kalkarsınız! Bir Yufka Yürekli — Karşıda bir konak yanı- yor. Bak; ne feci değil mi? Çok feci:. İçerde zavallı pirelerle tahtakuruları ne ya- parlar? gıydmyoı değ dövülmüştü. Heybetli reis kötü bir Lâ- tince ile haykırdı: — Teslim olunuz! Ve en önde ben bulundu- ğum için Üzerime — şiddetle atıldı. Oluç Ali Bir kılım bile kıpırdamıyor- du. Gür kaşlarımı çatıp ba- ğırdım : — No istiyorsunuz ?.. Korsanların reisi herhalde b&ylı ciddi bir mukabele ümit etmiyordi GAZETELER || SÖYLÜYORLA “MİLLİYET ,, Sürt meb Mahmut Bey Milliyet — gatt sinde bugün “İnkılâbın mü? faası,, serlâvhası altında dikkat bir makale yazıyor. İnkılâbin müdafaasında * vatandaşın ayrı, ayrı vazil€ mes'uliyetlerini — tetkik © Mahmut B., bu hususta murlara büyük bir hisse rıyor. Ezcümle diyor ki: “Bazı memurlar - li; olarak — seçilmişlerdir. böyle yapmıya kimsenin bi yoktur ama olmuştur. Bl bi kimseler halkın müraci larına kulak asmazlar. kim İzmirde tetkikat ”bir arkadaşımızın anlattı buna sarih bir delildir. — Burada 20 kişilik bir $f senelerce yaptıramadı işlerini bize anlattılar. Taf sut ettik. Tekrar ge öğrendik ki — işleri Bize minnetlerini söyledile Demek ki bazı küçük murların — ihmalinden d0 infialler — rejim — aleytd tevtit ediyor. Bu doğru d& dir. Fakat böyledir. Sonra * kımız ekseriyetle hakkını * yamıyor. $ İnfialini içinde tutuyor | sonra bu infial, en bulr? bir zamanda infilâk Buna bir hal çaresi bulmalı)" İşte Mahmut B. in dedikle Gazinin Vaziyeti * Cümburiyet , te, YUf Nadi B. bu serlâvha altf Gazi Hazretlerinin fiilen başıa — geçtikleri — hakldi verilen ve derhal tekzip e0? haberden bahsediyor, 8$7 olduğunu söylüyür ve idaraği limizde herhangi bir tebedâ busul bulması için evvel de teşkilâtı esasiye kanum” değişmesi lâzım geldiğini #| tıyor. Yazısının sonundâ bu gibi haberleri verirken na gösterilmesi lâzım geldir ilâve ediyor. Etabli Rumlaf gİ .| hıklara bir Pasaportla Haric€ Gidebilecekler | Mübadele komisyonundâ” nüz muamelerini ikmal .| miyen ve ellerinde eski #” teskeresi bulunan Etabli F” ların da Türk tebaası | asaport alarak harice gi” nnne müsaade edilmiştir. Takdiri İcar Komisyonları İkinci kısım kazanç mükelleflerinin ticarethal nin icarlarının takdiri içi Defterdarlık bütün kaymaf) tebliğ yapmt | Bu hafta takdiri icar ( yonları teşekkül ederek © ların takdirine başlıyacaliğı birar şaşırttı, fakat bü kınlık uzun — sürmedi, * küstah bir tavırla: — Ne mi istiyorum, ve elindeki yatağanın sını geniş avucunda 087 sıkarak ilâve etti: — Sinyor cenapları, derim Türk korsanlarile laştıklarını henüz bilmiy*' ği Hemen cevabı yapışt! — Ben sana Türk Kfüğ olduğunu değil, ne isttt soruyorum! ııh sualim kendisini | Arkası VA