Kari — Gözile Gördüklerimiz Hâla Mı Bekliyeceğiz ?.. Omuzlarında valanın lstikbalini taşı- Ancak ve ancak bu duygünün ver- SÜ tetahürle yaşıyan İrfan ordusunda- :".Göııu...:.ı. hedefine —ulaşmak Hu ile titreşen cum- kir a ile titreşen mefküre — kıvılcım- ı:'iumı Şetin ve çetrefil, yörulma- ü Yürüyoruz ve yürüyeceğiz. Ordumuz M binden fazla.. Ordumuz feragatl yarmın parlak emel. ve tarh iyar, ,—::cıdni gündüz ve gündürünü gece hı.a ahıgıyor. bi Hları feragat sarlı, hançere- n ordusuyuz ve omuzlarına ttlilen vazifeslni yapan en baklı | daşlar sifallle soruyoruz * | A epey zaman evvel Meydana rem kanununda bizim maaş- Ve ümıza yapılan zam (27,5) kuruştu. bunün bir Hrası iki zene acara h*üıc.m Altı aydanberi verilmesi l.."ıeıe.ı ikten gelmedi miz ocakta meb :::"mva ferağat, dalma Teragat; Tükde de feragal ??.. Bum Nec bey maarlfe elt söy- S Yerden duüyüyorum ! demişti. Besar Ben, vazifesini bilen bir muallim Necatl bey merhu: < Necati, Necatl, Kulağını mideleri- Nu koy da bak, meler söylüyor ? Antalya — muallimlerinden R. O. » k“ylü Ve Tütün İşleri S M - 930 tarihli — nilshanızda ——îı Vilâyetinden gelen WUtün İnhisar *l hakkındaki gikâyeti okudum. Ürümüz de ayni akibetin bir kı- ina öylüyorum. Oğramış, bir İasımina da uğr- ""kııdııı korkulmaktadır. Öyümüz halla Kırım müh & tikleri günden itibaren tütüncü- Ü v> bugün Trakyada " Manika . büyük Bir şöhret karcanmış- ..' Tüccar ve idare tütünümüzü çok *r. Pakat hiçbir. sene — değerlle oşlmaz. .:'—ı— de elli Bin okka — nefle aüz S vardır. — Diğer “ sehölere H *N bu sene tülüne olam Yağ- Kören İdare avana ve — yardım ::'-l Para vereceğini — vadetti. Fa- &v pey olarak Ans ve yardımı :"ıuı. Bunun için idare tarafın- tabettirilen köylünün - bir N"'lıı itirana — hakka eee imaalatılarak « ©0 lire verilmiştir. * Kİ llk vaitleri çapa — ve eki- NM-—.,’ ayni zamanda dönlümüne llra Vdi ::'hıııı.ııı evvel parasızlıktan a diği için böyle İdarenin yirmi "Nm oldukça fazla olan pa- &y Pavafık- buldü. Fakat — netice Şikia Yardım. sürelile verileceği N"— paraya çevrildi. Şimdi (Ma- ._._hııimııı, altı ay evvel para aç ” düyor. Bu / vaziyet — köylüyü —;Mcuıır etmektedir. büyük Manika köylülerinden iri olap ve olmıyan dönüm — başı- Gıda maddeleri ve yağ satan bir müessese Yeni Sıbhat kanana gıda- ların, yiyecek ve içeceklerin sıhhi — olması — mecburiyetini koymuştur. Halbuki bizde en çok pis olan ve en fena şera- it dahilinde hazırlanıp - satılan şeyler yiyecek ve içeceklerdir. Dün de muharririmizi Çar- şıda saltılan yağları tetkike memur ettik. Muharririmiz gör- düklerini şu suretle anlatıyor: Yemiş ve Limon iskelelerin- de ve Galatada mahlüt yağlar satırır, yağcılar mabhlüt yağ sattıklarını söylemezler; mahlüt yağ sorduğunuz zaman sizi süzerler, çünkü bu yağların satılması yasaktır. Yalnız açık- gözlülük ederek Anadoludan mahlât yağ almıya gelmiş bir adam gibi yağcıları dolaşırsanız herşeyi öğrenirsiniz. Mahlüt Yağları Nerelerde Yapıyorlar? Bazı yağcı — dükkânlarının üst katlarında bir veya iki kazan vardır. Bazı yağcıların | kazanları ise köşede bucakta sureti mahsusada bu iş için kiralanmış oda ve odacıklarda- dır. Bu kazanlarda büyük ve küçüklüklerine göre — günde muhtelif miktarda mahlüt yağ eritilir. ve çıkarılır, Piyasada iki cins mahlüt | yağ vardır. Biri mahlüt zeytin- yağları; diğeri mahlüt sade H. Hilmi Yikâ numarası: 32 yağlardır. PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİH -HARBİYE h.h_“""'un“ m bu kırdı. Fakat ı ©a neşeli ve minnettar ıı,'ı""-ı—ıi Vüzümdı.-Ba - rolünü g'_hınyordıı. hlı.:.: Beyde Nerimanda hâlâ 'q;’ Olunmamış bir iştiyak : ved anlamıyor, kendi 9 ünüyordu: “ Ne :"" ? Bılo:: ıitymık!ın baş- b Hu mu var? Bu semi- arzu etmiyor. mu? den başka birine mi te- ı bir Aru acaba?.. Bana şeşy söylemiyor ? bana ehemmiyet ver- mı? Benim aleyhimde İYorlar? Ben onlara karşı vazifemi yapmıyor miyim? Balo —müsadesini verdiğime hata mı ettim? Haberim olma- dan birçok vak'alar mi cereyan ediyor? ,, Ve beyaz kaşlarının üstünde alnt buruşuyordu. O da kızı- nın kendisine karşı sevgisinden şüphe ediyordu; o da, hotgâm bir evlâdın aç iştiyaklarını fedakârlıklarile doyurmanın azabını tini kızına atfediyordu. İnsan genç, pek genç ola- bilir; insanın arzuları, pek çok arzuları olabilir; Fakat bun- ların hepsini veya — çoğunu yaptırmak — için bir — ihtiyar kalbine teklif edilen bu fazla çekiyor ve ms'uliye- *SON POSTA Bizde En Fena Şeraiti Haiz Olan Şeyler Yiyecek Ve İçeceklerdir. Bunları Yakından TetkikEttinizMi? | Zeytinyağlarının l Terkipleri Mahlüt — zeytinyağı — elde etmek — için, — zeytir)ağlarına susam, . pamuk, ayçiçeği, ce- viz, — fındık yağları konuyor. Bugün piyasada top- tan ekstra ekstra zeytinyağı W70-78 kuruştur. Pamuk - ya- gn ise en âlâsı 50-55 kuün ’ ruüştur. Birinci zeytinyağlarına yarı 'arıya pamuk yağı karıştırıla- pbilir ve — birinci zeytinyağı | diye bu yağ piyasaya sürülür. Ve ihtikâr da yapılır. Bunu |bana bir yağ tüccarı tecrübe | olarak gösterdi. Teşrinievvelde İstanbul be- lediyesi piyasadan 46 zeytin 'ağı nümunesi tahlil ettirmiş, ğuuludan 20 tanesini yenile- miyecek bir halde bulmuştur. MAHLÜT SADE YAĞLAR VE FİATLARI Mahlüt sade yağlar yağı, vejetalin, içyağı, ezmesi, patales ezmesi saire ile yapılır. Anadoludan gelen yağla- rin acı olanlarını, gayri fenni bir surette, meselâ içine et atıp | kaynatanlar, bu suretle acılığı giderdikten sonra buna * 70 vejetalin karıştırarak piyasaya Halep yağı diye sürenler var- dır. tere kabal ve azabı çok insafsızca, zalimane buluyordu. Neriman o gün de Şinasiyi mektepte aradı, buldu ve be- raber çıktılar. Artık onunla daha açıkça konuşmak cesa- retini kendinde — buluyordu. Kolua girdi ve onu çekti. Bu kuvvet ona babasının teklifini kabul etmiş olmaktan çekini- yordu. — Babam bana bir mesele açtı. Dedi. Şinasi anlamiştı. Gene se- sini çıkarmıyordu. Neriman devam etti:: — Bilmem sana da açtımı? Şinasi kısaca: — Evet, dedi. — Sen ne cevap verdin. — Tabil itiraz edemezdim. — Ben de itiraz edemezdim. Yalnız iki üç ay müsaade is- tedim. Şinasi bunun sebebini öğ- vesaire | 300 Dirhem vejetalin: 45 Kuruş 100 acı tereyağı: 35 80 seksen kuruşa mal edilmekte 120- 160 kuruşa » » ve piyasada satılmaktadır. Yağlara tereyağ kokusu ver- mek için esans kullanılmak- fadır. İstanbul — şehrinin yevmiye sade yemek yağı sarfiyatı tak- riben B tondur. Bunun 6-7 tonu vejetalindir. 1,5-2 tonu | tereyağıdır. Vejetalin fabrika- darı Mersin, İzmir, Bakırköy, ! Çibalide, Ayakapıdadır. mlfı): fıbriki yıâlınmn kilosu 60 kuruştur. Ecnebi vejetalin- leri kiloda 60 kuruş gümrük Fesmine tabi — oldukları için yerli yağlara rekabet edeme- Möktedirler. * Sabit “bir formül dahilinde mahlüt yağ vücude ge'lir ex üzere bir sene evvel 30 bıa lira' sermaye ile Taksimde bir şirket teşekkül etr iş ve maki- neler getirerek fenni bir su- rette yağ tasfiyesine ve tahli- tine teşebbüs eylemişse de üç ay çalışmış ve piyasadaki Mmuhtekir yağcılarla rekabet edemiyerek kapanmıştır. Halihazırda Ayakapıda mü- teşekkil bir şirket fabrika te- sis eylemekte ve — belediye- den bu hususta — müsaade lamıya çalışmaktadır. _L renmek — istemedi ve sustu. Osun bu süküti Nerimana çok manalı ve karışık görün- muştu. Fakat, Şinasi “Niçin?,, diye sormuş — gibi, — Neriman gevap - verdi: — Ben de niçin bunun acele olmasını istemediğimi bilmiyorum. Fakat biraz vakit geçmesi daha münasip gibi görünüuyor bana, sen »ne dersin? — Münasip. — Niçin münasip? — Sen münasip gördüğün için. İşte, Şinası artık Neriman | j için anlaşılmaz bir hale gelmiş- ti ve bir sırrı olan ruhların | büyüklüğile Nerimanı eziyor- du. Genç kız, hayatında |hiç bir zaman Şinasiye karşı bu kadar hayranlık ve öfke duy- Mamıştı. Kendi kedini hapset- miye muktedir. bir adamın te- sirini yapan Şinasi, bir hü- Sarışınlar Nasıl Sever? Sarışın Kızların Aşkı Gizli Midir? Bir Sarışın Kızın Cevabı Çok » zaman tiplerini tahlil eden birkaç yazı yazmış, esmerlerle — sarı- şınlar arasındaki farkları tayine çalışmıştım. Bu' yazılarımı oku- yan sarışın bir kız, kendi tipindeki kızlar için verdiğim hükümleri beyenmemiş. Uzun müddet tereddüt geçirdikten sonra bana hatamı ihtar etmek istemiş. Gönderdiği mektupta diyor ki: “Esmerler ateşli, sarışınlar evvel kadın durgun olur, diyorsunuz. Sonra | da, esmerlere — aldanmayınız başınız belâya uğrar, hükmünü veriyorsumnuz. Bu iki hükümde de aldanıyorsunuz. Sarışınlar durgundurlar. Çünkü esmerler | yılışmasını sevmezler. Esmerler kadar sevgililerini kendileri arar, kendileri bulurlar. Bunun için de erkeğe karşı çok — kis- kanç — davranırlar. — Halbuki sarışınlar buna tenezzül etmez- ler. Erkek beni bulsun, derler, yalmız; ' böyle” olduğu için de sarışınları seven erkekler daha sadık ve daha hararetli olur- lar. Bence sarışınlarla esmerler arasında en mühim fark bun- dan ibarettir.,, Bu hanım kızın tahlili ile benim vardığım netice arasında fark görmüyorum. Yalnız bu vesile ile sarışın- lar hakkında son zamanlarda fennin bulduğu bir iki hakika- ti söyliyeyim. İddia ediyorlar ki dünyada sarışınların miktarı günden gü- ne azalıyormuş. Çünkü sarışın- lar şehir hayatının çetin mü- eadelesine mukavemet - ede- miyorlarmış. Onlar medeni hayatın çemberi içinde gün- den güne eriyip gidiyor, yer- lerini esmerlere bırakıyorlarmış. Bu da gösteriyor ki sarışın- lar esmerlere nisbetle daha narin, daha hassas, daha İnce yapılıdırlar. Hislerinde de ta- bit o derece incedirler. Onun içindir ki sarışınlar içli ve çe- kingendirler. Aşkta — çabuk mağlüp olur, ve melankoliye kaçarlar. kümdardan daha kuvvetli gö- rünüyordu. Neriman, bir anda, eski günlerin — samimiyetini aradı. Bunu bulmak için herşeyi fe- da etmek istedi. Ona daha fazla sokulmak: “Şinasil Ka- bahatli benim! Yalnız ben kabahatliyim,, demek ve onu kazanmak arzusu içinde gelip eçti. Her şeyi itiraf etmeyi gilîudnıündt" Ş Fakat yapamadı. Meseleye eldi: K Anlamadim? dedi. Sen münasi; irmüyor musun? - ivacı tebir etmek istiyen ben değilim. y_ Sen çabuk olmasını mi istiyorsun ? — Bence... müsavi, Neriman artık Şinasiye kar- gı bütün siyast hünerini kay- betmişti. Ona babasile ara- sında geçen son konuşma! anlattı. Balo — meselesini 3: açtı: Gece için çok beyenilen ve rağbet gören bir manto, Sarışınları sevmenin tehlike- si buradadır. Hanımteyze Mehmet imzalı kariime : Genç bir Türk kızile evlen meniz elbette şayanı tercihtir. Gün 30 22-Teşrinisani-930Kasım W Arabt Rumi 1- Recp - 1309 | 8-Teşrinlsani - 1316 Vakit-Eran-Vasıtı | Vakıt-Ezani-Vavmti —O Güneş |27-9 | 6.55| Akşam 12— |1646 Öğle | ua |ır 1s2a Yata 146 Dindi | 945 | 14.32 | ksak |12.25 | S1 — Babam da, sen de beni anlamıyorsunuz... Ben fokstrot oynamak — istemiyorum, ben daha medeni yaşamak istiyo- rum, bu da değil... Ben de anlatamıyorum, hem Labamı mazur — görürüm, — ibtiyardu, fakat seni mazur görmek be- nim için kabil değil.. Sen ıhtiyar mısn? Sen böyle yaşa- mıya nasıl razı oluyorsün! — Eskiden böyle söyle- merzdin. — Eskiden yaltız hisseder. dim, fakat ne istedi; bil. merdim... ortalıkta da neler olayor, herşey — değişmi- yor mııı?un de ı*:ı'nlo- ketin kozı değil miyim? Benim de medeni yuçamıya bakkım k mu? Söyle... Cevap ver... mk suşuyorran... Ne düşüm düğünü anlamak kabil değil ki.., işte, beri bu sinirlendiriyor.., Geçen gün de bumnun için bas yıldım., Arkası yar) L Ldiğaemalüle T SÜÜ el ee el zi a ea el e T T ea