a Vergi İşlerine Dair Ağdndan yanılıyor? may burada o aşçııkin iştigal ii dükkân için buhran iii in tevlit ettiği o parasızlığın Mei, verilmesi imkân olmıyan iki ti, aya yolan bir vergile mükellefim. Say mahrumiyetlere katlanarak hali birkaç para (o arttıramadığım Vergileri o verirken (o gördüğüm na izah edeyim: Miyede sene başı Harirandır. Her dam ret ile yeni sene için terki Neta, *deceklerin hali hazır sene için ag te Hazirame kadar vergilerini Vergi *rİ halde müteakip senenin ve vİlİn Şubatta tahakkuk etmesinden Pyrihakkin e bir senenin virgistal Sami ek © için Kânumusani de terki Ücürete” mecbur Ve bu swetle mağdur Vöziai ni İşte ben de o bunlardan Ne için müteakip © senenin Haziranda tahakkuk etmeyip te Mnenin Şubatında o tahakkuk * Ve ben gibi nice kimselerin sene biraderimin askerlik Pm bakkallıkla. iştigal ettiği İç Osman B. manmnda bir kimseye Miş, © İptidasında devrettiği ve o ta Mani İiharen verginin dükkânda işli h,, Kümeye ait olacağı cihetle bera- tal, 'ehakkuk şubesine keyfiyeti “Yerler ve yeni müstecir © günden Biye, Verginin kendine ait olduğumu kay Fakat memuran dalgınlıkla Kayı, ekli söylemesinden (devir alam kaya, veriyi Üzerine aldığına dair ei al etli a) ğin harirandan Gür akn dj, * adamın çalışıp para kazandığı vergisi “ olan seksen lira Parâyi biz verdik. Bu birinci Win, 2 — Geçen sene yıkulacağı için iç, esine mecbur kaldığım dükkünm Maaş ce de Mürtta hitam bulacağı “ gene merkür dükkân vergisinin pönüin tahakrulai “les'elesinin bir ağ ay Yepelmsimden KAmunmsanid 4,78 mecbur okaldım ve epice yüirdim. — Şimdi işlediğim dükkân (0 oduğum, Nisan ve Mayısta ay ifaya gideceğimden | sene İçin icarım tecdit ede- ecem, Miyim ve göne bu Şubat tahakkuk sinden o müteskip senenin de inin yüklenmemek © için vergi- Mu, diği için çalışmaya hakkım Yaş larda çalışamamak ve tam ver- Meka veripte baş on para arttıracağım yaşi zaman olan Mayısa kadar sayıp beyhude yere germek ve inni * Könümeümi © nihayetinde mecbur kalıyorum. Yazdığım sebeplerle irezimda kanümün — bu şekli vebu Mag, Bakkanda alâkadar makamların Mig Mekatini celp, eğer kamunun bw May ahit benim aklım ermiyoreu ) Semer edilmem vien ederim. hükümet caddesinde lokantacı Yusuf Ziya Tefrik numarasi: - 30 ha Yen dan Bir İki Tanesini Kaydediyoruz |ç A Sağdaki resimler: pis, rop .menbaı küçük kahvehanelerden ikisini göstermektedir. « 6 teşrinisani (tarihinden beri Vilâyet ve Belediye yeni sıhhat kanununu tatbik ile mükelleftirler, Sıhhat kanunu yenilecek ve içilecek şeylerin sıhhi şartları cami olmasını emretmektedir. Hem gıdaların temiz olması, hem de yenileck ve içilecek yerlerin sıhhi şartlara uygun bulunması lâzımdır. Gıdaların > verildiği kaplar da “temiz ve shhi şartları cami olmak itap eder. Dün bir ii İstanbul içinde ufak bir seyas hate memur ettik, muharrik- #imiz” gördüklerini - şöyle “anla tıyor: PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİH -HARBİYE Günün hayatına girmek için baloya ait ümidine sarılmak istiyordu; - fakat buna da ce“ e a ve örtülü maniler, ümi- dinin önünü kesiyorlardı. Bu Bu maniler dışardan mi ge liyorlar, yoksa nerimanın için de mi eye Zaten, bu Şire sersemlik için de, Neriman dışardaki hadise- lerle kendi ruhundaki müte- madi oluşların nerede başla- p nerede bittiğini ve nasıl ynaştığını anlıyamıyordu. Fakat günleri gene saydı: Baloya beş gün var. Ve gininceye kadar, mu kaddaratının nazım çizgisi m dll mâ İstanbul sokaklarında toz ve pis- lik içiride köfte, balık pişirip açık» ta satanlardan bir iki nümüne havası bozuk, mik- Istanbulun hemen her “ye--| oteldirler. rinde, fakat bilhassa Galata,” Edirnekapı taraflarında” 'dat, | kahveler vardır. Bunlardan bazılarında esrar Şehrin fukara çarşılarında Topane, Unkapanı, Kasımpâkâ,!* birçok sokak satıcıları vardır. Bunlar yiyecek ve içecekleri havasız, tavanı basık, masa ve açıkta yayar, açıkta satarlar. sandalyeleri kirli bir takım | Kullandıkları vasıtalar o pistir. Yaptıkları gıdalar sıhhi şartları cami değildir. kabakları (o çekilir, (kahvenin Kanun icra mevkiine girdiği tavanında kalın bir duman | halde Sıhhiye müdüriyeti ve tabakası (içeriyi (Usislendirir; belediye bunlara karşı lâkayt kahve müdavimleri bu pis he- durur bir vaziyettediler. Her- vayı teneffüs ederler. gün birçok vatandaşların sıb- Çay ve kahve fincanları ek-;| hatlerile ve hayatlarile oynıyan seriya o kırıktır; bunlar bel | bu mikrop ve hastalık menba- suda yıkanmaz. Bu kahvelerde | larma, bu şekillerle müsaade bir takım kimseler de yatar, etmemek icap eder. Belebiyenin kalkarlar. Bu kahveler bu 46) ve Sıhhiye müdüriyetinin na- üstünde bulunan bütün mese | leleri düşünmekten kaçtı ve gn hayatın teferruatile kem oyaladı. — Başını iyice yıkadı ve kolonya ile uvaladı. Aynada yüzün Mim etti. E- pi uyumuştu o. bir güm ev- velki sinir buhranının yüzü” deki izleri silinmişti Buna sevindi ve yemek odasına ta; xe bakışlarla ve gülümsiyeri Faiz Bey de Nerimani gü- ler yüzle TEZ — Gel bakalım, dedi. Babasının aydınlık sesi ve neşeli gözleri Nerimanın Üs- tünden biraz evvelki taziki temamile (kaldırmıştı. Genç kız birdenbire ferahladı ve hadiselerin zehirinden bir anda kurtulmanın setincile babasına doğru sebepsiz bir- kaç adım attı, Elini öpmek bile istiyordu. Fakat sabahları böyle bir âdeti olmadığı için arzusunu gayri tabii bularak wi ti, oturdu. niz -B. tesbih çekiyor ve | insanlar killerile- ayni zamanda birer: zarı dikkatini celbederiz. kehribar tanelerine bakarak, nlar her günkünden daha güzel buluyormuş gibi, tebes- sümle, birer birer seyrediyordu. Hep ayni neşeli gözlerle başmi kızına GL kaldırdı: — İyi ettin de erken kalk- tn, seninle konuşacağım şey- ler var! dedi. Fakat hiçbir münakaşaya ihtimal verdirmiyen rahat bir duruşu vardı, hatta bir müjde vermek istiyen insanm hali ; Neriman sevinçle ve merakla ona baktı; sonra, yavaş yavaş, sevincini kaybe- derek, © merakın uyandırdı; birçok tahmini fikirler içinde susarak düşüdi. İlk anda hakikati tahmin etmişte Babasi ona evlenmekten bahsedecek; buna | kötüyü anlatacak değilim. o kadar emniyetle hükmetti ki mağ cevap ve söyliye- ceği eri odüşünmiye ve hazırlamıya Obaşladı. Fakat, bir silâh sesile uyanan ve öraya buraya telâşla koşuşan - Nerimanın zih- ayet iyi İ Süs Ve Boya Meselesi adının Boyanması Namusla Alâkadar ? Vale Kadın Niçin Boyanır? Seraf Ropları eğ Biz sokakta veya bir mec- | liste boyalı ve süslü bir kadın gördüğümüz derhal zaman ondan şüphe etmiye temayül | ederiz. Ciddi, vakur bir kadına süs ve boyayı yakıştıramayız. | Kadını olduğu gibi görmek onun lehinde hüküm verme- mize saik olan âmillerden biri olur. Fakat bu hükmümüzü verir- ken kadının niçin süslendiğini tetkik elmiye lüzum görmeyiz. Burada süslenmenin ve ziy- metin tarihini yapacak deği im. Çünkü bu, uzun sürer. Yalnız bu kadarın kaydede- lim ki insan dünyaya geldiği gündenberi süse ve “ziynete düşkündür. Zamana göre ken- disini beyendirmek ihtiyacında olan cins daima güzel görün- miye ehemmiyet vermiştir. Bugünkü cemiyet hayalın'la kendisini beyendirmek mecbu- riyetinde olan kadındır. Kadın olduğundan daha güzel görün- m ye muhtaç ve mecburdur. Bu ibtiyaç kadını söslenmiye ve boyanmıya sevkeder. Annele- rimiz, ninelerimiz de süslenir- lerdi. Bugünkü kadın ve kız- larımız da süsleniyorlar. Bugünkü boyanmanın ma- nası şudur: Medeni kadın ta- biatin bütün - kusurlarını, dü- zeltmek (imkânına omaliktir. Yüzüne ve vücuduna iti- na etmesini bilen bir kadın FI Bu.ropların ceketlerile etek- leri müstakildir. Yani ayn ay- daima tabiatin ona verdiği | rıdırlar. Ön kısım düğmelidir. güzelliğe faik bir güzellik te- min edebilir. Bu imkâna ma- lik olan bir kadının bundan istifade etmesine fena nazarla bakmak gülünç birşey olur. Yalnız burada dikkat edi- lecek şey şudur: Bazı kadınlar süsü ve boyayı kullanmasını bilmezler. Bunda ifrata varırlar. İşte hoşa gitmiyen ve bizleri rencide eden” bu kabil kadm- lardır; namusla alâkadar gö- rünen boyanmalar bu müfrit boyanmalardır. Bugünkü neslin kızları sadeliği tercih ediyorlar. Onun içindir ki boyalı kızlara o gözle bakmiyorlar. Hanımteyze ninde bir sürü fikirler ansizn ayaklandılar ve hedefsiz bir kalabaık gibi gürültü çıkardılar. Faiz Bey kızının ruhi vaziyeti- ni anlar gibi oldu ve acele etti: — Yeni birşey söyliyecek değilim, dedi, evvelce birçok det konuşulmuştu, görüşül- müştü, karar verilmişti. Fakat sen biraz zaiftin, doktorlar araya girdi, “Yirmisini geçsin,, dediler, bekledik. Fakat, kızım... Neriman, babasının tenkit ve nasihatle karışık uzun bir söze başlıyacağını hissetti, kı- zardı, kl ere vurmıya başladi ve iki dele sikinâi siz bey devam etti: — Sen herşeyi idrake 5 tedirsin. e zekân vear. Artık sana işi n h anlarsın . maşallah; ve tali edersin ki yol üstünde düşüp bayılmalar,eczanelere koş- malar, filân... sıhhat için, manevi- yat için hayırlı işaretler değildir. Neriman, birdenbire Faiz Beyin sesini kesti: Eteğin üst kısmında ve yana gelen tarafta mevcut pastalar ütülenmez. Bu suretle vücudun rabatımı temin eder. Bu nevi roplara (Seraf) ropları diyorlar. -—— TAKVİM — Gün 20. 19-Teşrinisani-9I) dawn 1 Rumi 6-Teşrinisa 1” - 1345 ni İlm (1688 1.05 İl434 11109 8.8 Arabi ri si) Vakitsğrani- Vasıtı | Vatat. Güneş /2.8 | 6.52 Öğle | 71 Jia Memed |: 945 | 1433 Axşami Yakı lnsak — Peki, Bey baba, şeki... Hakkınız var, biliyorum, ; anlı- yorum, bu böyle devam ede- mez diyeceksiniz, bir ayajı- nızın çukurda olduğunu söy- liyeceksiniz, benim saadetimi görmek istediğinizi anlatacak- sınız; peki, bunları bana evvel- çe de söylemiştiniz, peki, ben itiraz ettim mi?Gene de etmem. Burada bir muhit vâr. Şinasile evlenmemi * bekliyorlar. “Gece gündüz ben Şinasile beraber yaşadım. Evimizin ikinci o bir erkeği gibi bir şey âdeta... Ni ız olmazsa olmaz, reza- let olur, namus meselesi olur, hatta çok geç bile kaldık, anlıyorum, hepsini id- rak ediyorum, peki, Şinasi benim er geç... >kocamdır, olacktır, ben buna itiraz ede- e — de siz şinasiyi oğ- unuz gibi seversiniz, sizi gücem diremem, bunların hepsi Ji” iyi, güzel; fakat, baba, mes'ut olmamı cidden istiyor musun Söyleyiniz, istiyormusunuz? | Arkası var | ai