Tü'.k Ocağından Genç- lik Hesap Soruyor Ankaradan yanlıyor : alayı Pemleket Üzerinde —herkesin h—"hı kadar ve — istikbale - taallüku '—ı:n' Belki daha siyade Türk genç- İ de bir hakkı var, Biz bugda aN gelmişken süzlü ve aldatıcı beya- ha 'fiNde harekelsiz ve faydasız bir gelen Türk ocağından ve bittabi ST saçlı relsinden sual sormak, Yarür ttemek mecburiyetinde bulunu- İkalâbın başlangıcından — bugüne Kadar ) seni * geçti ve itiraf etmek B borcumuzdur Ki birçok büyük ler ve büyüklükler meydana Teldi, bak rü " fakat maalesef Türk ocağı hiçbir İN7 Yapamadı. Uyudu.. .':;—.a....*ı . İnkılâp senelerinde Türk ocağı na Yaptıp Gençliğe neler verebildi?. Ne KN yardımlarda baluada? Bunlara ber Ağadolu 'mcinin İ cevap-gayet SEk Eölüyoran e bir | :ı:ı(.'.. ibarelir merkezi umumi binasında NUN geliyor ki-ekseriya böyledir-ayda :':—ı liraları ceplerine doldurmaktan z hiçbir. hikmeti vücutları bulun- H:. müldürlerin ayak — seslerinden !4"' varlık hlssedilmiyor. 'endiler ; l < eei Artık ımı_çm._ııu Oolduğu gibi ve bütün uryanlı- Tekk, Sötüyoruz, — hesap — İstiyorun?. ,::ldıvd— sönra acaba İmaret çor< ma, — Timdi de bu mücesese mi 'tcek. Ankara Abdullah Necdet I"'mşabak Ve Bir Fikir lan şehir meclisi İntihabatında 'Ariz ve açık olarak birçok yolsuz- '& nokta Cümhuriyet lerinden madut bulunan - ferdim hareketine - hatta mümanaat etmek vicdaniyesile 'ı,"ğı'l'-lıt ve &. *der, Bix Halk fırkası hüküme- B Muhtelif — süretlerde — vadettiği 'u:dw'"" Beklerken maslesef bu bilmem ne İçin tahakkuk ettiril- Klştir. hususundaki ı İllin fertlere bahşı lâzımken ve bu 'e de hürmet (farizeden ikı N '?lm olunmamıştır. HUN enaleyh Yüneli g Rey vermek hiç olmazsa bu ve Ü gibi vukubulacak İstihabatta İaka, S Y fertlerin kansali vicdaniye- a Nürmet edilmesine alışabilmemiz Btaçliğin şimdiden —hazırlanması '."ı:'—.l;““:.lııı tahmil — ettiği Tütün işçilerinden İsmail Hakkı Cevaplarımız '*ı'ı. K—ııu..ıpı sokak Fadıl Kerim Ç Sadeğunuz mesele Ökanun ve lı.._:dıı Fihakika kanunun emri * Onun için !k"- Yöktur. Te y Ü sütunumuzun deva- İnci sayfamızdadır. J T, % / humarası : JD beklemekten | | zünden İmperatorluk Konferansı 1SON POSTA Fakat İngilterenin Bin; Bir Der- dinden Hiçbiri Halledilmedi.. Konferansı açmıya giden iral ve Kıraliçe Londrada toplanan impera- torluk konferansi nihayet işini bitirdi. İngiltere bir defa daha içinde bulunduğu müthiş mali ve iktısadi buhrana karşı mu- vakkat bir ilâç temin etmiş oldu. Konferanstan alıman en mü- him netice eski müstemlekele- rin İngiliz mallarına karşı yüz- de on nisbetinde müsaadekâr bir vaziyet —almasına karar verilmesidir. Bu karar Rusya- nın son buğday istilâsı karşı- sında İngilterenin istinat ede- bileceği yegâne çare olarak kaldı. İngiltere fazla istihsal yü- büyük bir iktısadi buhran — geçirmektedir. İşsiz PEYAMİ SAFA | SON POSTA'nın Edebi Romanı FATİH -HARBİYE Nşi"“n günleri sayıyordu: . altı gün var! k'“îeıı yataktan atladı. Eelen bu manasız cüm- g'e af FEF, lü:'eli babasını hazır- k m, Geceki müna- hatırladı ve babasına ğine pişman oldu. Ayrıldığı zamandan- m bu üç gün içinde h At dereceye kadar diz, Bini hesap etti. Hiç, '& ıfadarmı da bir ku- gibi dün — geceki dı Vermişti. ; ::hal tashih etmeyi SN nekadar tenkidine N e ' hr., '.::;L itiraz etme- TT yoktu. Ne yapa- | içbir işe başlıya- | bundan — sonra, | Yemek odasına indiği vakit Faiz Beyi orada bulmuştu. Yanıma koştu, elini öptü ve: “Sabah — şerifler hayrolsun, babacığım! ,, dedi. Faiz Bey neş'elidi, ve yüzün- de, ihtiyarlara şeytani bir tazelik veren gizli bir tebes- süm, beyaz sakalile - bıyığı arasındaki pembe deriden kıl- ların altına doğru kaçıyordu. Kızına karşı, geceki zaferini | ebedileştirecek — müstehzi bir cevap aradı; öyle bir cevap ki, Nerimanla — arasındaki — ezeli ihtilâfta, — kızımın bir isyanma daima set çeke- cek kadar sade ve kuvvetli bir nakarat halinde her zaman diline dolayabilsin. Bunu ©o kadar şiddetli bir - ihtirasla Konferansa iştirak eden Hint mihraceleri amelenin miktarı günden güne | herhagni | Konferanstan sonra — verilen büyük —resmi — kabulde Hicaz sefiri , çoğalıyor. Müstemlike kapıla- | imm İngiliz mallarına karşı | açık bulundurmakla bu. işsiz- | liğin kismen önüne durulmuş olacaktır. | Fakat ipmeratorluk konferan- | sında tahakkuk eden mühim netice, — İngilterenin — şimden sonra kendi müstemlekelerine | fazla dayanmasına imkân ol- | madığıdır. Çünkü — Kanada; | LAy Hapse Mhicüm oıduj Adanada orman mühendis | muavini Ahmet Hamdi Ef. ke- restecilerden birinden 5 lira | rüşvet aldığından 3 ay hapse mahküm edilmiştir. aradı ki yüzüne kan çıktı ve beyaz sakalı bir kabartma gibi | vuzuhla belirdi: | — Bonjur Matmazel! Dedi. Neriman, biraz evvel verdiği karar yüzünden, soğuk buldu- ğu bu 1âtifeyi güler yüzle karşıladı: — Kahvallınız hazır değil mi? | Dedi ve gene babasına ya- ranmak gayretile mutfağa koş- mak için doğrulurken Faiz B. cevap verdi: — Hazır değil Matmazell Neriman bu sefer gülemedi. Hatta babasına hizmet etmek- | ten Ziyade, bu lâtifeden aldı- ği fena tesiri saklamak için odadan hızla çıktı ve taşlıkta: “Soğuk şaka! ,, diye söylendi Babasının — şefkatten * ziyade | kinle ve tahakküm hırsile ka- rışık bütün fena istihzalarmı müphem bir surette hatırlıya- | rak öfkelendi. Odaya döndüğü vakit, Faiz bey esaslı unsurunu muhafaza | ederek bu şakayı evire çevire tekrarladı ve kızının fani yeni- liklere, gülünç asriliğe karşı —(SS Lira Rüşvet için (3) îĞümrük Levazım Müdü- |bir şive alan ccnebi tabirler Konferanstan - son- ra verilen Büyük resmi kabulde hazır bulunan Japon se- Konferansta bulunan Hint murahhasları Avustralya — gibi temlekeler şimdi bütün ihtiyaç- larını kendileri tedarik edecek | vaziyete girmektedirler. İngiltere az zamanda bu iki mahreci tamamen kaybede- cöktir. Rusya da İngiliz mal- larına — kapılarınm — kapamıya karar vermiştir. Binaenaleyh müstemlekelerin bu sene için kabul ettikleri teshilât muvak- kat bir mahiyeti haizdir. rünün 600 Lirası Kadıköy vapurunu kaçırdığı için dün geceyi Kadıköyde Anadolu — otelinde geçirmiye mecbur olan gümrük levazım müdürü Safi Beyin o gece ayni otelde misafir olan Ali namın- da biri tarafından 600 lirası çalınmıştır. zafını — hicveden — Fransızca kelimeler ve yarı dili dönme- diği için, yarı da istihza ile bilhassa bozduğu için yayvan söylüyordu. Neriman baloya ait arzu- larile öfkesi arasında müvaze- ne bulmıya çalışarak zor ken- dini tutuyor, kızarıyordu. Nihayet arzularından feda ederek boşaldı, fakat öfkesini yalvarışlı bir sesle yumuşat- mıya karar vererek: — Baba, dedi, böyle şaka etmeyiniz, sinirleniyorum. — Öyleyse pardon Matmazel, — Siz ciddi bir adamsınız, bu lâtifeler ağzınıza yakış- miyor. — Mil pardon Matmazel. — E.. Akşama kadar söy- leyin. Zaten bu evde sıkıntıdan atlıyorum. Sizin yaşınız baş- a, benimki başka. Benim yerimde olsanız ne yaparsınız? Bu s aş evde çıldırırsınız. iz Bey birdenbire sı Kendi hırslarının tehlikeli mün- tehalarını ekseriya gören bir Bitti" eski müs- | Kadın Ve Kalpfşlqrı' Babaların İhmali Meselesî Evinden İstiyen Hanım Teyzeciğim, “ Ben (20) yaşında bir k- zım. Henüz (4) yaşımda iken annem öldü, ve babam diğer bir kadınla evlendi. O vakit hayatta buluman baba- annem bana annesizliğimi his- settirmiyordu. Böylece beş sene geçti. Bir gün babaannem an- gızın dünyaya gözlerini kapadı. Benim için felâket te o günden itibaren başladı. Üvey annem beni hırpalamıya Günden güne bunun yaptığ: hakaretler çekilmez bir hale geliyordu. Ben hiç sesimi çıkarmıyor, — yalnız kaldıkça sanki bütün hıncımı gözlerim- den çıkaracakmışım gibi ağlı- | yördum. Bugünkü hayatımı size bir cümle ile izah edebilirim: Ölüm yaşamaktan — çok — hayırlıdır. Çünkü artık hayattan hiçbir lezzet almıyorum. Bundan ma- ada 3 senedir bir gençle sevi: şiyoruz. O kadar arzumuza rağ- men evlenemiyoruz. Çünkü ba- | bam razı değil, Bir senedir birbirimizi pek nadir görebiliyoruzr. Her - iki- miz de yekdiğerimize sadık kalacağımıza dair - verdiğimiz sözü filen ispat ediyoruz. Heyhat ki böyle seneler pek uzun ve yorucu geliyor. Benim fikrimce saadet ancak her iki tarafın mukabil sevgi- leri le husule gelir. Bümem babam ne düşü Bu ğgenç bana son görüşüşümüzde artık bu hayata tahammül edemiye- ceğini, intihar edeceğini söyliyor ve sen de ©o vakit iftihar —edersin, —eğer sen ve istemiş olsaydın herşeyi yapar- | | dın, diyor. Çok müşkül vaziyette kal- diım. Kuzum Hanımteyzeciğim beni bu müşkülden kurtar. Ne yüpümm £ N. V. Kızan, bana öyle' geliyorlü sen kararmı vermişsin. Erkek senden cevap bekliyor. Eğer | sevdiğin gence itimadın varsa kazancı yolunda ise yapacaj şey hüviyet cüzdanını nikâh dairesine gitmek derhal nikâh olmaktır. Hanımteyze ıp ve adamdı. İçindeki zebaniyi zap- tedebilecek ânı yakaladı ve devam etti. Neriman babasının bu ricatı üzerine ilâve etmedi: — Benim yaşımdaki kızların nasıl | yaşadıklarını — bilmiyor- sunuz. Ben sizi üzmemek için çok sabrediyorum, ama ne kadar çok, bilmezsiniz. Nerimanın gözleri — doldu. Bir taraftan da babasının diz- lerine peşkir seriyor, tepsiyi düzeltiyor, rafadan yumurta- larını kırıyordu. Bu, Faiz Beye tesir etti. Fakat birdenbire geri döne- miyordu. Kızını okşıyacak bir kelime söyliyemedi, teessürünü başka bir vesile ile Nerimana hissettirmek için odaya giren Gültere mahzun bir sesle emir verdi: — Kızım, bana bir kahve yap, bu sabah süt içmiyece- ğim, Gülter odadan — çıktı. ve evin son bir iki günlük neş- esi o ande tamamile mahvoldu. Hiç konuşmadan kahvaltı başlamıştı. | Kaçmak Bir Kız | Bu Kiz Ne Yapsın? | İ Nİ Yeşil kadifeden çok şık bir rop. İçe giyilen blüzun yeşil renkli olması umümi ahengi son derece arttırır. — TAKVİM Gün 918 -Teşrinisani -930tkar 187 Arabi Rumi 16- Cem.elahar-1349 | 26-Teşrinlevve-1446 Vakit-Ezant- Vasatı Güneşi 1 .40 | 6 39 Öğle | 653 | 11.s8 Tkindi | saz | Ha Vakıt-Ezani- Vasati Akşam| 12.— |16.59 Vat | La3 |1s.ss kmsak İi1.sı | 4s7 ettiler. -Faiz / Beyin de, Neri- manın da renkleri hafif uç- | muştu. Birbirlerine belli etme- | den bunu gördüler. Daha genç olan kendini daha evvel topladı. Onda ar- zular var, onda yaşanacak ge- meler daha çok ve istikbalin vaitleri daha zengin. O daha kuvvetli, hatta karşısmdaki ihtiyarın bu küçük vicdan aza- bindan nasıl istifade edebile- ceğini düşünecek kadar hain tasavvurlar — beslemiye cür'et ediyordu. Bunun için, babasına karşı gücenmiş ve kederli gö- rünmiye karar verdi. Bu taze ihtiras, gayesine doğru, dişi bir canavar çevikliğile atlarken ezeceği ihtiyar kalbe tamamile kayıtsızdı. Belki o an için. Kahvaltısını — yarıda — bıra- karak odasına çıktı. Kendine ait bir şeyi ezdiği için bu za- ferin acı tortusunu da hissedi- | yordu. Fakat omuzlarını silkti: | “Bu insanlar böyle işte, diye düşündü, — anlamıyorlar, babalar bile anlamıyorlar, on- lara böyle lâzım... ,, ( Arkası var)