Kari Gözile Gördüklerimiz Hata Kimdedir?.. Meb'uslarımızdan Mazhar Müfit B.'in fırka içtimamda vergiler bahsinde ( ver- Kİ memurları olarak kullandıklarımızın bazıları naehildir. Buna azami salâhiyet fazlmam edince kendilerini şaşırttı, bilâ Wicaz bila kaydü şart vergi tarhederler. Siktyet dinlemezler bunun önüne geç- Mek lâzımdır. ) Buyurmuşlardı. Kanunlar memleketlerin ihtiyacına Köre yapılır. Mahterem meb'us ta dahli Olduğu halde heyeti muhteremel meb'- SSanın da nazarı tetkiklerinden geçtiği İütre vergi kananlarımızdan — kazaaç Yeryisi kanunu memura büyük bir sa- Mhiyet vermiştir. Vergi takdir edilirken Mükellefin karanaı memurun takdirine birakilmıştır. Memur da bir İasandır, İlyuhti olamaz. — Binaeaaleyh takdire *Aaa Yolacak verginin tarhında kendi tine göre iş yapamaz, ( çünkü mu- Takabeye tabidir. Korku ile hareket tder, Şimdi bir memura Ööyle salâhiyet Verilmiştir ki vergi tarhında bütün sana- "' Ve fümunun (her kasmile alâkasının ı"'ln: olmadığı halde doktor ile dok- '**, muallim, mühendis, mimar, gazeteci, Böter, kömleyencu, bankacı, avukat e *Masli e ayni meslekten gibi düşünür V* bunlara resen vergi takdir. etmek *0 narik bir işi bir şahaa tahmll “imek aühulünü gene kendileri göster Miğlerdir. . Ç Memür kanunu / tatbika ve verilen AT yapmaki ikelleftir. Binaenaleyh açatan memurlarda değil kanunda | Amak ve © süretle islah Çetmek icap | eder, Tashih 12 n Te 10-930 tarih ve 78 numaralı gaze- Tetriyat yalandır. Köyümüz esasen ildi | Tücteye bir risale ve bir mecmusya "_'v-udöı. Binaenaleyh Nahiyemiz mü- | dürü Kemal Bey tarafından geretenizin | ekunmat ği gibi, tarafımdan dahi köy halla Yoplanarak böyle bir tebligatta bulun- Madım. Bu gibi yalan hav gazetek N20 büldirmek kadar İ garip zihniyet Mavvur #edemiyoruz. Nalp köyü mubtanı Muharrem Bir Tavzih .:ğ"'ıhs günkü Cumhuriyet ga- ."'eıınd.c Museviler serlevhası "undıkı fıkrayı kemali hay- a * okudum. Türkiye Musevi "?illinin Kâzım Paşa Hazret- ;;' hezdine resmi bir heyet ha:dîrdiğine dair bir güna Si —olmadığı gibi M. Mıy:"_er nam zat ta Türkiye İı'ld:“ cemaatinin reisi de- l’l'cb; ve Türkiye Musevilerini Yeltar llıı)rı!]c temsile salâhi- a “ıuı:ıl::mıdığı tavzihan Trkiye ha Musevi cemaati ve Ha- mbaşılığı heyeti idare reisi Avukat İsak Hazan )STA,, NIN Tefrikası: No 65 X Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti mmmmum M hakkında bir emir verilme- | 3ON 'POSTA Londra'da Toplanan İmperatorluk | | Konferansında Neler Konuştular?| Yeni Zelânda başvekili Snov- den ve karısı Yeni Zelânda başvekili ile karısı ve Hindlistan murahhası nın karısı Lort Strik lânt, Kanadadan Geçen günler zarfın- tde *Bir zihniyet, serlevhasile yazılan | da Londrada İngiltere müstemlekelerinin baş- vekilleri toplandılar. İki bafta devam eden bu içtimada İngiliz impe- ratorluğunu — alâkadar eden mühim meseleleri konuştular. Umumi harpten son- ra İngilterenin müstem- lekeleri ile olan müna- sebeti yeni bir - şekil aldı. Müstemlekelerden bazıları yarım müstakil devlet halini aldılar. Kanada, Avusturalya, Yenizelânt gibi eski İngiliz müstemlekeleri, bugün hemen- de müstakil bir haldedirler. İngiltere, müstemlekelerle olan bu münasebetini kendi lehine idame edebilmiş olmak için senede bir defa bir İmpera- torluk konferansı ihdas etmiş- tir, Bütün müstemlikeler başve- killeri bu konferansa gelirler ve burada İngilterenin müs- temlekelerile olan münasebatı- na ait meseleleri tetkik edip kararlar verirler. Bu defa toplanan İmpera- torluk konferansmı işgal edı MUHARRIRI MORİS L İMDAT GELİYOR —u?emn sevdiği kadın, onun p_k“"' ©, bugün — zengindir. Snu bırakıp gitmiştir, mı efendi? Bir daha bırakıp ; Lüpen bundan şikâ- Teği _k'_yor mu? Hem bir de Başı © kadın. İkisi de uçtu. Yand da, Katerin de bir ; İ aul Dzvnakı, yani Lü- at MSen Lüpeni bü “ÖRen onların arkasın- | | bu lâzım. Halbuki sen, dan koşmayı düşünmüyor. An- ladın mı? Lüpen bunu hatırına getirmiyor. Herşeyden evvel — onların saadeti. Bertrandın saadeti, Ka- terinin sevinci, herşeyden evvel bu sırada bir yanına katili, öbür yanına ahçı kadımı almışsın, keyif çatıyorsun. Raul, böylece Beşuyu, ga- rajının bulunduğu Avrupa ma- hallesine kadar — götürmüştü. İrlânda Hariciye nazırı ile Bahriye nazırı mesele İngilterenin bu memşü leketlere ihraç ettiği eşyanım himayesini temin meselesidir. " İngilterede ihracat seneden seneye azalıyor. İngiltere Av- rupadaki piyasalarını kaybetti. Yarım müstakil bir halde bulu- nan müstemlekeleri İngiliz mal- larına karşı himaye edici bir gümrük siyaseti takip etme- diği için Amerika buralarda İngiltereye rekabet etmiye baş- ladı. Şarkı Almanlar tuttu. Bu suretle İngilizlerin dünya piya> salarındaki pazarları daraldı. Bu yüzden İngilterenin ihracatı azaldı. İhracatın azalması fab- rikalarda işlerin durmasına ve işsizlerin — çoğalmı sebep | Beşuyu — otomobilinin önüne getirince dedi ki: — Bin bakalım, — Sen çıldırdn mı? — Bin. — Ne olacak? — Bin dedik a. — Peki ama, anlıyalım. — Gidecegiz. — Nereye? — Ben de bunu bilmiyorum. Fakat herşeyden evvel seni kurtarmak lâzım. Benim kurtarılmıya ihtiyacım yok. — Kurtarılmıya — ihtiyacın yok mn? Senin neye ihtiyacın var? fakat, efendi, şunu unut- ma ki ben olmazsam sen hapı Cenubi — Afri- ka başvekili ve Hint murahhası oldu. Geçen seneye nisbetle bu sene İn- ilterede bir milyon- fazla işsiz vardır. İşsizler meselesi İngiltereyi en ziyade düşündüren bir me- sele olmuştur. Mak- donalt kabinesi ik- tidar mevküne gel- diği zaman bu me- seleye bir çare bu- lacağını vadetmişti. Fakat hiçbir şey yapımadı. racatın seneden seneye azalması — İngilizleri - endişeye düşürdü. Onun üzerine bütün müstemlekeleri, İngiliz malları- na karşı himayeci bir vaziyst almıya davet etti. İmparatorluk konferansında İngilterenin bu teklifi kabul edildi. Ve gümrüklerde İngiliz mallarına *6 10 nisbetinde bir himaye kabulüne karar verildi. Bununla beraber Rusya ve Amerika müstemlekelerde İn- giliz mallarını tehtide başla- mıştır. Bu * 10 himaye İngiliz mallarını kurtarmıya kâfi gel- ) miyecek gibidir. Binaenaleyh İmperatorluk konferansı İngil- terenin bu mühim meselesini kökünden halletmiş değildir. yutarsın. Sen kendini çamurlara, bataklara — atıyorsun. Haydi gidelim, Bizim için bundna başka yapılacak şey yok. *Senin değişikliğe ve unut- mıya ihtiyacın var. Çalışmak lâzım. Ben Biyariçte bir hay- dut - biliyorum ki, karısını öl- | dürdü ve etini yedi. Onu tev- kif ettiririz, Brükselde bir genç kız, beş çocuğu öldür- dü, onu da tevkif ederiz, gel. Beşu inat ediyordu: Peki ama ben değilim, yahu. — İzin alırsın. Ben polis müdürüne telgraf çekerim — Bir bavulum bile yok. — Benim bavulum var. Ora- mezun a S — Kadın Ve Kalp İşleri Ruhu Ve Bedeni Hasta Kadın Hayata Ve Dünyaya Nasıl Kavuşabilirim ? Hayalciî(a&ınlara Tavsiyem Dün mektubunu neşrettiğim hanım kız, Türkiyedeki hasta Ev Elbisesi kızların bir nümunesidir. Ar- || tık bugünkü kızlar içinde has- ta ve hulyacı kızlar buluna- bileceğine inanmak bile güç oluyor. Netekim dün Darük- fünunlu bir kız gazetedeki mektubu — okuduktan — sonra mektup sahibinin — muhayyel olması ihtimalinden bahsetti. Fakat Darülfünunlu kız mem- leketin bütün kızlarını kendisi gibi serbest sanıyordu. Halbuki daha- ne kadar aileler vardır ki kızlarını haya- ta atmayı bir düşüş addeder- ler. Hele az çok varlıklı aile- lerde kızın işi nedir, hayatla alâkası nedir ? Hiç. Onlar ha- yal ve efsane içindedirler. Hâ- 1â binbir gece masallarındaki kızlar gibi yaşarlar. Kızlarımızı mariz ve hasta- likbı yapan bu şeraittir. Has- talığın tedavisi onu tevlit eden şeraitin kalkması ile mümkün- dür. O halde hanım kızım sana tavsiyem şudur : Kızım, sana tavsiyem kısa olacak. Hastalığının - tahlilini okuduğun evvelki yazıda bula- caksın. Tedavii cağın şey şudur: Evvelâ şez- lonğu kırıp atacak ve bir da- ha yatmıyacaksın. Kitaplar se- nin için en tehlikeli arkadaştır. Onları da bir kenara fırlata- caksın. İnzivayı ve hulyayı göme- cek, gürültülü, yeni bir hayata kendine iş icat edeceksin. Vak- in de yapa- faal, neş'eli, atılacaksın, tinin dörtte üçünü yorucu ve seni düşünmek imkânlarından mahrum edecek işlere tahsis edeceksin. Buna doktorlar ve ailen razı olmuyabilirler. On- larla — mücadele — edeceksin, Senin yegâne kurtuluş yolun budur. Klâsik tedavi sizi kur- taramaz öldürür. Hanımteyze da sana ne lâzım olursa bu- karsun. Gel diyorum. Raul, Beşuyu zorla otomo- bilin içine soktu. Motörü der- hal hareket ettirmişti. Zavallı Beşu sızlanıyordu : — Yahu elbise namına hiç- bir şeyim yok, hatta ne çama- gır, ne de fotin. — Hadi ben sana bir kun- dura ve bir diş fırçası alırım ; merak etme. — İyi ama canım... — Hadi, dırlanma.. Şimdi kendimi biraz daka iyi hisse- diyorum. Bana öyle geliyor ki, Katerin ve Bertrand bendun kaçtıklarına çok iyi ettiler, Be- Çiçekli basmadan yapılmış zarif bir ev elbisesi, yakası kapalıdır. Zayıf kızlar için çok güzel gider. Malatyada Halk Bilgisi Tetkikatı Halk Bilgisi derneği geçen sene ÂAyintap vilâyetinde tet- kikat yapmış ve bir eser ha- zırlamıştı. Bu sene de Malatyada tetkikat yapmıya karar vere- rek tertibat almıştır. — TAKVİM — Ota 3120 -Teşrinievel-930Hr 168 Arabi Rumi bi 17-Cemu',clıııl-l". 7-Teşrinievvel-1346 - Vakit-Ezant- Vasatı Güneş| 12.52 / 6 .16 Öğle | 636 11.59 Kkândi | 987 | 15 Vakıt-Ezanl- Vasati Akşam| 12.— |17.2$ Yatsı ni gülünç bir vaziyetten kur- tardılar. İki kadını birden sev- mek ve birine bile: “ Seni seviyorum ,, diyeme- mek, ve birine ihanet etmiş olmadan ötekinin gönlünü ala- mamak.. Bu, balis sersemlik değil de nedir? Bu vaziyetler- de insan keadi başına kal nya mahkümdur. Bersket versin ki benim güzel hatralarım var. Ab, eski dost, hadi açılalım. Otomobil, caddelerden s0- kak'ardan hızla geçiyordu. Bi- yariçe, yahut Brükscle.. Şima- le, yahut cenuba.. Raul de ne- reye gittiğini bilmiyordu. — SON —