21 Eylül 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

İzmir Nümayişleri NIÇIN, KASIL VE NE Rakı Sârfiyatı nmmmılTUTUN İNHİSAR İDARESİ YAPILIR VE İÇİLİR? İnhisar Yüzünden Verilen Şişe Parası Müskirat inhisar idaresinin rakı fabrikalarına - verdiği so- malar iki çeşittir.. Birisi incir soması, diğeri üzüm soması. Bu somaları şimdiye kadar müte- ahhitlerden tedarik ediyordu. Üzum somalarının “beher kilo- sunu 18 ve 34 kuruşa, incirin- kileri de 23,5 kuruşa alıyordu. Şimdi bütün şarap amillerine yaptığı bir tamitmde şarap artığı cibrelerden: çıkarılacak soma- ların Beher-elli derecelik kile- sunu 18 küruşa alacağını bil- 'dırru.ün ldare bu somalardan dört nevi rakı yaptırmakta ve muh- telif “ fintlarla — sattırmaktadır. Bınncı nevi "ICIİ ıonııııdır Bunun - elli Ce ecelik kilosunu | 23,5 kuruşa alarak 47 dereceye indirdikten sonra amillere 96 kuruşa vermekte, amiller de * bunu raki Şaparak 160 kuruşa satmaktadırlar. İkinci nevi rakı 45 derecelik üzüm somasından yapılıyor. Amiller (123)kuruşa alarak- mlıunıp satı, Üçüncü nevi 47 derecelik üzüm soma- sından yapılıyor 132 —kuruşa alınarak 225 kuruşa satılıyor. -- Dördüncüsü fevkalâde rakı- lardır ki 50 derecelik üzüm somasından yapılarak ( 150) kuruştan — amillere — veriliyor. Amiller bunun kilosunu (300) kuruşa satıyorlar ki bu hesaba güfe inhisar idaresi asgari bir esapla bir kile somada 78 ve 126 kuruş kâr ediyor demektir. Yukardaki hesaba nazaran müskirat amillerine büyük bir kâr görünüyor gibi ise de bu kârın büyük bir kısmını Avru- padan tedarik ve çelbedilen . şişeler yutmaktadır. Amillere an- çak yüzde beş, altı kadar bir kâr kalmaktadır. Beher kilo nkı için şişe parası olarak ivrupaya 30, 40 kuruş ve- nlme tedir. Bir senelik rakı sarfiyatının gösterdiği müthiş yeküna ğöre Avrupaya — şişe — için verilen para al 'a hayret verecek derecededir. Müskirat inhisar idaresi ken- di fabrikalarınca da iki nevi rakı yaptırmaktatır. Birisini yal- nız memurlara — kilosunu 180 kuruşa — satıyor, Diğerini de Iur’ıeıe(â(l))kmu satmaktadır. Leş Fabrikası İstanbul — Belediyesi — hay-: van leşlerinden istifade eder(k bunlardan — sanayide kullan- mak Üüzere istihsalini dü- şünmüş, lan epeyce zaman ewl tesis edilecek İeş fabri- in makineler satın —al- mıştı. '%ıı fabrikalar henüz ya- pdmıımştır Sebebi: kâfi hay- bulamamak — endiş. - ııılır 'abrika tesis edilirse vurulacak Yunus balıklarından ve diğer hayvan leşlerindea is- ufıde edıkeekhr Yorulmaksızın Para Kazanmak istemez misiniz? Evinize veya İşinize giderken, sokak- 'a çezerken veya - birizlle güörüşürken her bangi bir vaka karşısında kalabi- Tirsiniz... Havadis nedir. biliyorsanız 6 — vakayı rebilirsiniz. Bir yangıa, bir kaza birer havadistir. Ras- gel vakalardan ertesi günü ga- ı(lelırdu görmek istediğiz biri olunen gerhal telefonumza açımız ve bayadisi gezetemize haber veriniz, isim ve ad. Tesinizi de burakintz. Verdiğinle hava- disin eberamiyetlai öğlke nükâfatını vermeyi vazile bilir, ge Telefön öumturdmmz M *0 tür. SON ZAMANDA GERİLEMİŞTİR midüritene geldigi 3% beri ü ileri gideceğine gel gitmi; İelıçet —-fazla milereddıl, tipik Bir memur- dur. Bütün muamhelâtı merkez- den sorar.” Hiçbir işe kendi kendine —karar veremez: -Ber ıebeple ın.h:ıdıı müdüriyeti umumiyesi maliyenin İ İılınbuldı bir şubesi haline Seyfi Bey zamanında inhi- sar idaresi nereye varmışsa orada - kalmıştır. i Bey fabrikayı Fransızlardan teslim aldıktan sonra eski Rejinin rvogrımhnm ve çalışma tarz- larını tamamen muhafaza etmiş ve Cibali fabrikasını mkuıı ve vesait itibarile daha mü- kemmel bir hale koymuştu. Fabrika senede 3 milyon kilo tütün işliyebilecek surette tesis edilmişti. Seyfi Bey fabrikanın kabiliyetini 7 milyon kiloya çıkarmıştı. Behçet Bey çekil- dikten sonra fabrikanın bu tekâmülü durmuş, hatta bazı hususlarda biraz daha geri gittiği görülmüştür. Fıbnkıyı yapılın ılıveleı ve tevsiat, Tütün — inhisayındap levazım a yanlışlıkla ismini karıştırdığı- !W gu eekeiba * aldık M'tf'l beni 'Flw,hınkm iliğinden Cıbılı fçbrilzay ığına naklen tayin ettirdi. m nıkdml— ıdınyı inti »lıdı- dirname ve bfılın ıııııh <oldum. Titin uılıııııınıı en mühim işlerinde dokuz #ene ve ondan evvel de Şüa- batı maliyede müdürü mes'il olarak 17 sehe lekesiz iş gören bir efendiyi işten anlamamarlıkla a—* ıııeh ne dcneı hıluulık oHılııcın lıkdı Gıııııınhı: bu ııııunını ıınıı zat, yü a!: ıarâkb veyahut menfaati haleldar olmuş bir zat olmalıdır. Şahsa taallük eden bu maruzatımın ağynt sütündü rini ricavederim efendim.,, İ ıhrdkı!ı-ı: buünu etmiştir, ifizar be ınlı kâr y:fhm tamiâmen mız —»ıyııı.-ı ederiz çe Bey İdkr)k B | mııııl:ıı , e'î c artması sigaralara )ıpışn zam SK B Kİ dk a l ıedy:- hıtlen hayli dıdıknduhn kdnıu. yılnıı edıl İ!;ınaıımııı. Sey- fi Bzy zamanına nisbetle - bile elli hı_*r *’üBehçet B. ikide bir inhisar idaresinin varidatının arttığın- dan bahseder. Halbuki inhisar ıdıruımıı güıteıdığı varidat şotuz lira maada gittiği yerlerde ınııııî yapmarz. Çünkn ınhnu bını— Denizler Muhtelif Denizlerin Derinlikleri Kaç Metreyi Buluyor? Denizlerin derinliği yasati iki buçuk mildir. Fakat deniz- | lerin daha derin olan kısımları da vardır. Simdiye kadar büyük de- nizlerin — derinliğini — anlamak için 7000 defa tecrübe yapıl- mıştır. En derin yeri Japon- yanın cenubu garbisinde bul- muşlardır. Burada denizin de- rinliği altı mildir. Yani yer yüzündeki en yüksek dağlar- dan bir mil fazladır. Bahrimuhit'te en derin yer- ler beş mildir. KÜREMİZİN MESAHASI NE KADARDIR? Küremizin şeklini biliyoruz. Bu sebeple insanlar küremizin sathını da ölçmiye muvaffak olmuşlardır. Küremizin — mesahası — 192 milyon 110 bin 150 mil mu- rabbadır. Bunun 55 milyon murabba kısmı kara, küsuru denizdir. köpeği geri verirlermiş. 1— Babağm dedi ki, be- lediyeye gider, yalvarirsam, aa el Hıdrellez olduğu için o gün Kâğıtaneye giden gidene idi. istasyonundaki arabaların hepsi — yolcu ile dolmuştu. işli ğıkat yolda arabaların ikisi kırıldı ve her araba iki yolcu daha aldı. Eğlentiden sonra akşam dönecekleri zaman dört arabanın her arabaya sabahkin- ful.ı bindi. Arabaların hepsi ayni büyüklükte dabha kırık oli den dokuzar kişi idi. Öyle ise Klğıtıııeye kaç kıp gılını;tır ır, O zaman â— Üati yi et 2 — Amea,siz sokaklar- 3 .— Köpeğim içerde Dur | — $ — Eyvah! yarın öl- den-topladığımız-köpelleri --| — değilmiz —- —— — ee İbakaşıllm, | dürecekler demiek. Gör- burada'sa saklaraaı O | L n kçerde B ePlra, | daha kaç | dünmü 'başıma geleği, diyorum. Yarın gelirsin. saklar, sonra öldürürüz. gün kaldı? Tarına,memur evlerine misafirolur. Bu sayede aldığı biltün para yanına kalır.Şimdi Suriyeye yap- tığı ıqıhıhâe de cebine ,lıır h.î m tır. | anla- mak lvuıuıundı et Bey- “den düha nllhîyem kimstler gönderilebilir. *Reji zamanında Türkiye'de satılan sigaraların müayyen bir bir harmandan yapılırdı. Bugün Böliri ge ai el ir Ter$ müle riayet edilmiyor. ,nh%%%emut ı:filıd Ü“M&. ancım.ıe 24 niflyon lira veren bir idarenin; hesabatı ” teftiş edilmez olur mu? iye Ve kâleti bu teftişe neden lüzum Teftiş clıuıııııı yüzünden tölüm inhisarının ilk üç senelik tesbit -edilmiştir. Son eıık hesabatı henüz bit- lar üzüm bir teehhüre | boyalı ıınıııde odlkbılh ıı'? Pazarlık Arkıdnm Oyn- yabileceğiniz “Güzel Bir O yun rılacaklar. biri satıcı, ö müşteri olıuk BSatıcilar araya arak — satılacak şeylerini ünecekler. Şapka iğne, otel apartıman herşey satılabilir. Bir taraftanlaf satıcı toplanırken öteki tarafta n da müşteriler toplanacaklar. Bun- lar da satılan — şeylere ne kadar para vereceklerini dü- şünecekler. Her iki taraf ta alacaklarını, satacaklarını dü- şündükten sona satıcılardan biri alıcıların tarafına gider: “Satılacak eşyamız var, kaç para verirsiniz,, diye sorarlar. Alıcılar verecekleri — parayı söylerler. Ondan sonra satıcılar da sattıkları şeyi söylerler. Bazan alıcılar bir toplu iğne için yüz lira verirler. Çünkü satı- İan şeyin ne olduğunu bilme- den para verirler. Eşya sat- mıya çıkan oyuncü eşyasını sattıktan sonra alıcıların ya- nında kalır. Alıcılar da, satı- cılar da satacakları eşya ile verecekleri paraları yeniden dllşüııürle.r MAKSATLA YAPILDI ( Baş tarafı 1 inci sayfada | , UDUMDET c katilden, ” Cerhteh — Sirkatteni bir suru- cetdiden mahküm ve imaznuti Eşhas önlari * pijâma” hvile tanimâktalar. Arkadaşlara — Müvi'çİzgili "pijamalı :, — Kavun içi pijamlisı.: — Fânile pıjamah gazeteci isimleri evrilmektedir. Diğer mevküflar araşında: — Gazeteci beylere söyle- sek'te “ hapishaane ,, namile bir gazete çıkarsak. Diyenler ve bu ismi beyei- miyerek : — Hayır, hayır, " hapisane değil, 2mdan diyelim, zından ! Diye itiraz eden, fikir ylrl- tenlerde var, Arkadaşların enıi sörle hülâsa n ynel Besim — Halk hıkuı mlbnıtııduh ikisinin azdıklarının tamamen aksine ;!:nk çok müıtcr;il: Hatta pisaneye en “ tir. olmuş, yeti elbselerki xiyn:.: iskarpinlerinin - cilâsını lııılıtşmı —— Yazı — yazsam » diyar « canım sıkılmıyacak. n Hizmet mes'ul müdürü, avu- ka bile , bapisanede mnmnk (eıııunnp çekıııı miş bir arkadaş oldu; için gâyri memnun... Sinirli sinirli 'ör. Behzat Arif Hadisata mü- !ıvııl göste! e azmetmi â:ııı Abıdh'_-eıythhıı ıei; ötmiyör. * 'bnhıllı 'ey. çok” meyus:, € 'kadar gazete- , ıle hiç alâkadar olmamıştır. Bir "satıra bile göz atmamıştır. Başkaları tarafın- dan yazılan yazıların seyiesini çekiyor.. Haydar Rüştü Beye münfeil... lar ara sıra toplanıp görüşüyorlar : — Yahu, nedir bu vaizyet? Yalnız ' şurada bir noktaya temas etmek isterim ki efkân umumiyenin alâka ve temayü- lüne işaret eder: Hizmet ve Yeni Asır ele- manları, her gün binlerce ar- kadaş tarafından ziyaret edi- liyor. Hapisaneye ve gyazete idarehanelerine her gün yüz- lerce telgraf ve . mektup gel- mektedir. Bakalım. nelice ne olacak ? Melih Hüsni Bize Gelince.. Arkadaşımız dün cuma ol- mak — münasebeti'e, — resmi müsaadeden istifade ede- rek kendisini ziyarete ge- len dostlarını kabul etmiş, sonra da gazete ve kitap oku- makla meşgul olmuştur. Arkadaşımız bedbin değil- dir: — Hak ve hakikat elbette anlaşılacak demekte, muhake- menin biran evvel başlamasını beklemektedir. Bir İçtihat Meselesi.. İzmir Ağırceza riyaseti mev ğ | kuf gazetecilerin tahliye için ver- dikleri — istidayı reddetmiştir. Anadolu gazetesinin yazdığına göre kararda asayişin muha- fazası noktai nazarından ser- best bırakılmaları muvafık gö- rülmediği zikredilmiştir. İzmir, 20 (H. M.) — İzmir | polis —müdüriyetine — Ankara jandarmasına mensup bir za- bitimizin tayini — mevzubahis olmaktadır.