4 “Ağüstos Orduya olduğu gibi mülki memuriyetlere de — ehilsiz. me kette bir kördövüşü vardı. Sait Halim Paşa — Dahiliye nazırı fena adamları tayin etmiş ise ben ne bileyim. Dahiliye nezaretinde çalışan memurları ben masıl tanıyayım ? Şemsettin Bey — Fakat valilerin azli ve nasbı vükelâ meclisinin kararına tabi değil midir? Sait Halim paşa — Naza- riyat itibarile öyle, fakat - fili- | Yat itibarile değil! Bu mesele hakkında konu- şacak başka bir şey — yoktu. Şimdi Divaniye meb'usu tara- ! findan verilen, -ithamnamenin beşinci maddesine geçiyorduk. Reis yüksek sesle okuyordu: — İttihat ve Terakki kabi- nesi kanunu esasiye muhalif nizamlar çıkardı. Birçok yer- lerde insan kütlelerini yerlerin- ı',"l.yuı-t]a.ı-ım'l;ı.n ayırdı, mem- leketi bir fecayi sahnesi hâline getirdi. Sait Halim paşa kendisine karşı - serdedilen — ittihamların önünde hep boyun eğiyor, haklısınız — efendiler diyordu. Fakat bu son itham karşısında isyan etti: — Ordunun gerisinde emni- yet ihlâl edildiği zaman bunu söyliyemezsiniz, dedi. Bahset- tiğiniz kanun erkânı harbiye- nin gösterdiği lüzum Üzerine yapılmıştır. Reis,— Tehcir. kanunu ha- ricinde, orduda tatbik - ediler başka bir kanun mucibince orduda bir mafevk bir ma- dununu vurabilirdi ve bu ken- disi için bir cürüm addedilmez- di. Mes'uliyeti mucip olmazdı. Sait Halim Paşa — Bu, kanunda görülen lüzum üze- rine yapılmıştır. Eğer iyi bir sürette tatbik edilmedi — ise kabahat tatbikini yapamıyan kumandanlarındır. Ragıp B. — Fakat, bu mu- vakkat kanun, meclis dört se- neden beri içtima halinde ol- Masına rağmen bize gelme- Miştir. Reis — Ragıp bey, bu ka- nunun meclise gelmediğinden | €min misiniz? Rıza B. — Gelmiştir. Adı tehcir kanunudur. “SON POSTA,, NIN Tefrikası LİZ “CASUSEFARI İNGİ W smail Canbolat B. l Murlar tayin edilmişti. Memle | Ragıp B. — Tehcir kanu lmiştir; fakat ordu kuman- danlarının — istediklerini asıp kesmelerine — salâhiyet veren banun gelmedi. Arkadaşlar arasında müna- kaşa devam ediyordu. Bursa Meb'usu Rıza Bey: — O kanun da - gelmiştir, dedi. Sâlon, Her ağızdan çıkan seslerle dolmuştu. Binaenaleyh bahsedilen ka- munun gelip gelmediği hakkında yapılan münakaşayı - bir tarafa bırakarak tehcir işi üzerinde durduk. Sabık sadrazam anlat- mıya başladı: Sait Halim Paşa — Kanunu teklif eden — başkumandan ve- kilidir. Enver Paşa bir gün bizi buldu ve harp mıntakasının gerisinde Ermenilerin toplu bir | halde bulunmalarının. mühim | bir tehlike olacağını söyledi, ve bunların başka bir yere nakledilmelerini istedi. Kabul ettik. Fakat bu, hal- kı bulunduğu yerden kaldır- | dıp başka bir yere götürmek, | öldürmek değildi. nun yapsanız ve tatbiki için | hükümete verseniz, hükümet “bu kanunu fena tatbik etse, 9 SERVER BEDİ İLE KARŞI KARŞIYA İhsanın yarası hafifti; bir Bustalı çakının ucu, iki santim kadar adeleye girmiş, hayati bir ehemmiyeti olmıyan bir Yara açmıştı. — Yalnız, sivil memur, kan kaybettiği için, Zayıf düşmüştü ve yatakta birkaç gün istirahate ihtiyacı vardı. Otelde, hemen yatağa girdi. Ali Şakir başından ayrı- | Mıyordu; her ne sebeple olur- Sa olsun, otelden bir dakika ayrılmamağa mecburdu, çünkü hem arkadaşını yalnız bıraka- maz, hem de, evrak çantasıni Yarah bir adama kolayca em- "iyet edemezdi. - Her halde bu otel de pek tekin sayılamaz- | dı; düşmanların ilk mağlübiyet- ten sonra ikinci bir taarruz | hazırlamalarını tabil buluyordu. Hele, ertesi sabah, erkenden evrakı sefarete teslim edecek- ti; bunu bilen düşmanların o gece mutlaka birşey yapacak- larına emindi. Çantayı gardıroba - sakladı ve kilitledi, sonra İheanın kar- yolasının başucuna — oturarak F Teşüleii Pe ü Bişlüdi | Anlaşıhyor. ki, — dedi, | trende seni öldürmek - isteme- | diler. Evvelâ yaralamak, sonra canının acısından istifade ede- rek, elinden çantayı kolayca * SONİPOSTA İttihatçılar Divanı Âlide Hesap Veriyorlar Ermeni Tehcirine Ait Vaziyet Ne Şekil Ve Surette Ortaya Çıkmıştı? Kanunu Enver Paşa Mı Teklif Etmişti? | bundan siz mes'nl olur musunuz? Ragıp Bey sordu: — — Tehcir kanununun tatbiki esnasında fecayi yapılıp yapı- madığını işitmediniz mi ? Sartt Halim Paşa — İşittim, fekat yapıldıktan sonral Esasen bu suallere cevap verecek olan doğrudan doğruya Har- biye nazırıdır. Rağgıp Bey tekrar * etti. — Fakat bütün bunlar vükelâ meclisinde elbette mev- zubahs edilmiştir. — * Sait Halim Paşa — Ermeni ve Rum tehciri mevzubahs ol- muştur. Dosyeleri tetkik eder- seniz görürsünüz. Fakat şimdi Katırımda değildir. Şimdi — sıra olup — biteni memleket — halkından — sakla- malarının — sebebini - anlamıya gelmişti. (| Arkası , var ) Ecnebi Mekteplerine Muallim Tayini Ecnebi — mekteplerindeki nünhal muallimliklere muallim ayinine “15,, eylülde; başla- Sacaktır. | | tahsis edi Bu..Ne İştir .? Tütün İşlerinden Şikâyetler Gi iyor ki tütün iahisarı işle- rinden şikâyetleri bildiren mektuplar almıyalım. İşte bunlardan bir ikisi daha: Bir karimiz varidat art doğru #am, ilmi bir tahkikin bunu meydana Şikarabilcccgini, idarenin küke l erinin, muşunun — hususl — gezintilere istenilen ber kaldı; n Deml Yazaaklıma Baylaria öi ikdeğeni V' iğr bir karlımiz de diğer Sabrika: lardan yüzde 10 fazlı Mediyane fabrikasından alınan — sigara ğ meselesinden bahsetmekte, İarafatın Tâka ver çektiğini iddia etmektedir. BİR JURNALCI halyan işgalinde bulunan İstanköy adi Kara Ali Hüseyin isminde biri vardır. Bu adam Türkiyeden kovulmuş bakınak için , e- sebepslz Dir. bafta sebep oldu. Herkese umun bir çaresine bakı: İstanbul Sabil Sihhiyesinden : Ömer HACI ALİ BEYE üpahi oğlu Hacı Ali Beye 1 Şilrlerinizi mocmualarda — neşrettir- mek muvalıktır. MAĞDUR KALDIM Birk alnımdan olmak Üzere — millet uğraunda tekiz yara almış, mütekait bir üzbaşıyım. İztlal hartinder bi isim yişine kurban oldum. Çok wstirap ektim. Bu yüzden ocağım söndü. Ben c verem oldum. Blıv.:"i'llntı d Büyük Erkâmı Harbiyeye yap' müracaatlar ehemmiyetii baluadı. Emanetle Vilâyete bildirildi. Aradan üç sene geçti. Bir şey Çıkmadı, Sefil ve perişanım, lüteksit yüzbaşı 1 V. NACİ COŞKUN BEY “SÖN POSTA,, hakkındaki hararetli duygularınıza teşekkür ederiz. — Fakat, gimdilik arrunuzu İs'af edemiyeceğimize mütecesiriz. UçkunlaraKarşıÇoklİyi Bir Surette Uğraşıyor İ — MÜCADELE BaşınDa — ) Efendiler, şimdi siz bir ka- , Bitlis, 29 ( Hususi muha- Nrimizden ) — Bu havaliye almak fikrinde idiler. — Sen çok atik davrandın. Şakir. — Ben, her ihtimali hesap- |amıştım. - “ Entelicens » adam- | larının arasıra müracaat - ettik- leri usullerden biri de budür. Hele düşmanı — gafil avlamak » ve baskınla — şaşırtmak — isterler. Düşün ki, biz seninle iki kişi- yiz: heriflerle, kar: boğaz boğaza gelseydik, çantayı kap- tırabilirdik; onlar da bizim iki kişiden ibaret olduğumuzu öğ- renmişler ve bu taarfuzu en kestirme yol saymışlar. Ben bunların hepsini evvelce düşün- düm. İcap ederse bizi öldüre- bilirlerdi; fakat çantanın kaçı- tıldığını anlayınca fuzuli - kan dökmeğe lüzum görmediler. — Fakat bu dirayetin çok şayanı tebriktir; hem, çantayı, dara geldikleri - vakât, | vuku bulan çekirge sürüler karşı şiddetli bir mücadele hem de hayatımı kurtardın| Ali Şakir cevap vermedi. Gözlerini odanın — etrafında gezdiriyor, her tarafa bütün dikkatile bakıyor, bir şeyler daha hesaplıyordu. İhsan onun bu tetkikine dik- kat ederek sordu : — Bu gece, bir tehlike var mı ? — Bilhassa bu gece var. Yarın evrakı teslim edeceği- mizi bilirler. — Hepsi mevkuf değil mi- dir? — Hiç biri mevkuf değildir ; evvelâ biz hukuku şahsiye id- dia etmedik ; ikincisi de bizim İtalyan polisine verdiğimiz ifa- de, şüphe üzerine onların tev- kifi için kâfi değildir; diğer taraftan, bu siyasi bir mesele.. — Belki de bu otelde oda tutmuşlardır. Felâkete ZAMAN DEĞİŞTİ “18 yaşında bir kızımız var. Bu sene Ticaret mektebini bitirdi. Mektepte tanıştığı bir gençle sevişti. Şimdi onunla evlenmek — istiyor. Biz, daha genç olduğunu, bu erkekten vızıgeçmıııni istiyoruz. endisini — kandırmak yapmadığımız. kalmadı. Fakat kızımızı fikrinden caydırmak mümkün olmadı. Biz Je şaşırdık, ne yapahm?,, için Herana, babanın - vazifesi çocuğunun İstikbalini düşün- mektir. Fakat bu düşünce ek- seriya bizi, istemiyerek çocuk- larımızın felâketini hazırlamıya sevkeder. Biz maziyiz, çocuklar yarın- dır. Onların düşünceleri bizim düşüncelerimize uymuyor; Onun için de ekseriya on- ların y yolda yürüdükle- rini zannederiz. Halbuki hata buradan baş- hyor, Kızınızın, yaşını, başını aldıktan sonra düşünce ve hareketlerinde serbest — oldu- gu kabul! edemiyoruz. Onu yat ile karşı karşıya Bırak- maktan korkuyoruz. Zaman değişti. Çocuklarımızı kendi kafamızla idare etmiye- Him, Onlara biraz daha serbesti verelim. Sevişiyor mu, bırakın sevişsin, bu, hayatın ezeli ka- ' idesidir. Siz de gençliğinizde sevişmediniz. mi? Evlenmek mi istiyor, bırakın evlensin. Kurmak istediği ha- yatı kendisi yaşıyacak değil mi? Size ne oluyar? Hanım Teyze Trabzonda Bir (I Turan Mektebi. | Cinayet Trabzon 30, (Hususi) — Pa- | zartesi günü bir menfaat me- selesinden dolayı İslâm zade mir İbrahim namında bir İranlı Tahbas haçı Hasan namında diğer bir İranlıyı vurmuştur. Mecruh ölmemiştir. yapılmaktadır. Resim, gerilen çinko hatlarını, başta ziraat ' Zzalldürü Emin, mücadele me- muru İzzettin Beylerle çalışan | diğer zevatı göstermektedir. —| — Pek mümkün. — Sen kadından başka hiç birini tanımıyorsun değil mi? — Tanıyamadım; fakat, ümit ederim ki, bu gece şerefyap oluruz. İki memur da düşünceye daldılar; Ali Şakirin gözleri hep balkon penceresinde idi; aksi gibi bu otelin ekseri oda- larında balkon vardı. İhsan, Ali Şakirin balkona baktığını görünce: — Balkona — çıkıp — tetkik etsene... dedi. — Hayır, daha — ziyade nazarı dikkatlerini celbetmi- yelim; çok uyanik bulunduğu- muzu anlamamalıdırlar, — Fakat bu evraka ne kadar çok ehemmiyet veri- yorlar? — Son derece. Bundan üç hep ay evvel, Ludendorfun - gizli memurlarından biri bu evraka Sayıfa 5 - q — Kadın Ve Kalp ..__sleri l Bırakınız : Evlensin,; Efendim Çocuğunuzu Düşünün, ÂAtmayın Çünkü, Gençler Gibi Düşünemeyiz EV ELBİSESİ V4 Noktalı basmadan yapılmış pratik bir ev ve sokak elbi- sesi. Etekleri yarım kloştur. Ya- ka düşüktür. Elbiseye uygun bir şapka giymek lâzımdır. Kapatıldı Aksaray'da bulunan Turan orta mektebi şeraiti lâzimeyi haiz muallimler istihdam etme- diğinden hükümetçe kapatılmış- tır, -— TAKVİM — Gün 81 3-Agustos - 1930 Hizir 91 Rumi 22 - Temmmuz » 1346 Vakıt-Ezani-Vasati Güneş | 9.36 Öğle | 456 İkindi | 8.50 Vakıt-Ezani- Vasati Akşam Z— S Yatsı | 14? TI İmsak | 7.35 | 259 S.— 12.20 N6 | merbut birtek kâğıdı Nevyorkta bulunan Alman konsoloshane- sine teslim edecekti ; öldürüldü ve elinden kâğıt alındı; bereket versin şifresiri bulamadılar ve kâğıt bir işe yaramadı. Şimdi de şifreyi arıyorlar. O işte çalışan adamların hepsi bu işe memur edildi. — Bizim hükümet bunları biliyor mu? — Tabii... Alman “ mukabil casus şebekesi,, bize talimat verdi. Sana ve bana tevdi edilen — bu iş son derece mühimdir. İki memur konuşurlarken kapı vuruldu ve içeri bir garson girdi, Ali Şakir derhal ayağa kalkmıştı. Garson: — Beni çağırdınız. mı? diye sordu. — Hayır, zile basmadım. — Bana öyle söylediler ÇArkası var|)