i Ss ER VE TI Fr ÜN U NN SİYASİ - EDEBİ -İLMİ HAFTALIK GAZETE Telslon : 21013 Sahibi ve başyazıcısı;: Abmed İhsan Tokgöz Yıl a9 — Cilt 86/22 LUYANIS KURULUŞU 1891 Perşembe, 5 Birinciteşrin 1939 Telgraf: İstanbul Servetifünun Neşriyat Genel Direktörü : Halid Fahri Ozamsoy A8 2250 / 565 Hafta Yazısı: SULH İHTİMALLERİ ETRAFINDA Şarktaki harekâtın harbin neti- celeri üzerinde hiç bir tesiri olma- yacağı ve asıl kat'i neticenin Carpte karşılaşan kuvvetler arasında vukü- bulacak çarpışma sonunda teayyün edeceği muhakkaktır. Fakat bu cepheden henüz kat'i mahiyette ne bir hareket görülmüş ve ne de buna delâlet eder geniş bir tabiye harekâtına başlanmış değildir. Böy- le olduğu halde ortaya atılan ve nabemevsim telâkki edilmesi icab eden sulh mevzuu etrafında bir görüşmeler başlamıştır. Başlayan bir harbin muhakkak bir sulhe neticeleneceği ve bu itibarla her ge- çen günün bizi sulhe bir adım daha yaklaştırdığı hernekadar bir hakikat ise de, ortada henüz bir galıb ve mağlüb mevcut değilken sulhten bahsedilmesi belki de yersiz telâkki edilebilir. Fakat geçenlerde de bilmünasebe işaret ettiğimiz gibi harbin sebeple- rinin zannedildiği gibi basit olmaması ve ridalin mevzii kalmasının hiç bir suretile mümkün olamıyacağının kat- iyefle bilinmekte bulunması yalnız muharipleri değil, gayi muharib milletleri de düşünceye sevketmek- tedir. Bu günkü sulh teşehbbüslerinin manası, henüz yangın saçağı sar- madan ateşi önlemek arzusundan başka bir şey değildir. Bu arzu da harbe devam veya sulhu tercih hu- şusunda yekâne karar vermek va- ziyetinde olan İnkiltere ve Franşa- pın dahi mütjehit olduğuna dair kuvvetli deliller vardır. Yalnız yarın bu ümüdi bir sara- ya tahvil edebilecek olan çetin ve aşılmaz maniaların çok olduğunu da kaydetmek lâzımdır. Sulh daima muharib bir tarafın taslimi silâh eyiemesiyle mümkün olabilen bir netice olduğuna göre, ortada böyle bir vaziyet bulunma- ması bu imkânı güçleştirmektedir. Bir anlaşmazlıktan doğan ihti- lâfta bir tarafın sırtı yere gelme- dikçe sulhun akti hiçte kolay ol- maması pek tabiidir, Bahusus harbi bir perensip mes'elesi yapan İnkil- tere ve Fransa bugünkü şarttâr da- hilinde bu perensibinden fedakâr- dg yapmadıkca sulh yayrimümkün- ür İngiliz zamamdarları ve onu ta- kiben Fransız ricali, sulh şartları olarak tehakküm ve tegallübün orfa- dan kalkmasını ileri sürmüş olduk- larından ve bu arada Lehistanın bütünlüğünün de bir tahtı tekeffül- lerinde bulunduğu bildirmiş olduk- larından, teklifin bu şartlara uygun olması veya olmaması haizi ehem- miyetir . Lehistanı ve hatta Sovyetlerle taksim etmiş olan Almanyanın zap- tettiği yerleri tahliye etmesini bek- lemek abestir ve Lehistan tahliye edilmedikçe İngiltere ve Fransanın ga bir sulh teklifine muvaffakat ei- meleri de beklenemez: Şu haldel.. Yalnız şu noktayı göz önünde tutmak gerektir ki; İngiltere ve Fransa bundan evel Münih anlaşma» sında olduğu gibi tekrar aldanacak- larına ve daha doğrusu artık cebir istimâlile başka milletlerin hukukuna tecavüz edilmiyeceğine kanaat ha- sıl gderlerse, bir sull belkide müm- kündür. Bilhaşsa ortada bir de Türkiye ve Amerika ve İtalyanın da dahil olacağı ve muharib devletlerin iş- tirakile yedi büyük devletten mü- rekkep bir sulh ve musalemet kon- fransı akdı mevzuubahs olduğuna nazaren, vaziyet biraz salaha doğru mkeletan liğin Bu devletler ağlebi ihtimâl mü- teşelsilen sulhu hemen altına alma- ğı ve bunu ihlâl edecek olan her hangi bir kuvvete müselehan karşı koymağı tekeffül ettikleri takdirde de İngiltere ve Fransanın istediği şartın üssül esası halledilmiş ola- caktır. Bundan sonra ise Lehistan me- selesinde milliyet esaslarına uygun ir Lehistan uaratılması suretile uyuşulması pekte gayri mümkin görülmemelidir. Gerçi bu henüz bütün kuvvetini harb sahalarına dökmemiş ve daha doğrusu salahiyetdar devlet adam- larının söylediği gibi henuz kılıncı çıkarıp ve hatta bilemeğe bile baş- lamdmış olan İngiltere ve Fransa için gayri kabili kabul gibi görünür Fakai bütün beşeriyetin ve asırlarca uğraşmakla tekrar ihya edilemiye- cek kadar muazzam bir eser olan medeniyetin belkide mahv ve inki- rasına sebep olabilecek büyük bir hâileyi önlemek bakımından bu iki devletin de bazı fedakârlıklfra kat- lanması pek mümkündür. Yalnız bize öyle geliyor ki dünyada uzun zamanlar payıdar olacak bir sulh tesis etmek işinde beynelmilel kon- fransa iştirak etmeği kabul edecek Amerika birleşik devletlerinin ileri süreceği şartlar bugün sulh teklif eden tarafın kolay kolay kabul ede- ceği basit şartlar olmıyacaktır. Eakat yeşil masanın etrafına oturmağı kabul eden milletlerin her tarafı memnun edecek bir formül bulmaları pek mümkündür. Ç bütün milletleri idare edenler dünyada harbi can ve gö- nülden arzu eden bir tek millet bu- lunmadığını pek iyi biliyorlar. ©.