| YE Dev gibi. “Boyu çınar ve elleri'nin parmak”. ları tohumluk hıyar gibi idi...” (Evliya Çelebi) Anlatmak istediğim, peri ve dev ma- salı değil, bir bastalık.. Bir erkek ve- ya kadın. Henüz genç. 20 ile 30 ara - ke “nda... Yüvaş yavaş çehresi dağ yor. Başlangıçta bir değişiklik sez: Yüzü büyüyor, kalınlaşıyor, el - macıkları genişliyor. Burnu, bahnsus burnunun ucu enine boyuna büyüyor. Kaş kavislerinin tümsekleri kabarıyor, geneler, dudaklar kabarıyor fırlıyor. in genislemesile, yer- yen dişlerin arasr açı Dil yayvanlaşır. ; Eller; ayaklar büyür; eller genişler, pârmaklar sucuk gibi olur. Hülâsa vü- cudun en çıkıntılı kısımları, burun, çe- ne, eller, ayaklar ziyndesile o büyür. Bundan dolayı bu hastalığı bulan zat, Piyer Mari adıma skromegâli demişti. lar, İnlEski yunanca akros uç, megas büyük emektir. Hastalık ilerleyince tenin biçimi de bozulur, Genişler, belkemiği eğril Gırtlağın da hacmi artar, Uzar, için de ses iplikleri kalmlaşır, bundan do- İayı ses sert ve boğuk çıkar. Başlangıçta, umumi ahval itibarile ne sıhhat bozulur, ne kuvvet azal, ne de istek... Bilâkis hastanım dev gi bi cüsseli görünüşü gücü, kuvveti art- mış sandırır. Bununla beraber kadm- larda mybaşı kanı azalır, zamanı kısa- lr. Araları uzar ve sonunda büsbütün kesilir. Ayni zamanda memeler de kü- çülür. Hasta erkekse ilkönce erkeklik kuvveti azalır ve sonra cinsi istek büs- bütün kavbolur. Vücudun kuvveti de gittikçe düşer. İşin asrl yamanlığı burada: Bu, biraz gec olur ama güç ve korkunç olur, has tayı kıvrandırır. Başa; p ları yerleşir ve mekte olan bir urun bunlara dokun - makta, bu damarlarla sinirleri sıkış- turmakta olması... Kafanm kaidesinde ve tam orta çizgi üstünde bulunan küçük bir kemik 0- yuğunun büyümüş olduğunu görürüz. Bu büyümeden o çukurun içinde yer- leşmiş olan hypofiz denilen küçük be- zin hacminin artmış olduğunu anlarız. Hipofiz, bu kapalı bezde tıpkı eller, ayaklar ve başka şeyler gibi mi büyü- yor? Yoksa bu bezde bir ur çıkıyor da ötekiler de bundan dolayı mı bozulu- yorlar? Bu hastalığı bulan o Profesör Mari daha keşfinin ilk zamanlarında bu ikinci tevili kabul etmişti. Başka kapalı bezlerde de işii bu yolda- dır. Uzviyette bezler var, bunlarm uç- larmda birer boruları bulunuyor. Yap- tıkları şeyleri bu borulardan dışarıya döküyorlar. Tükrük bezleri, karaciğer pankreas bu türlü bezlerdendir. Yap- tıkları şeyleri hazım borusuna boşa) « tırlar. Yahut ter bezleri gibi dışarıya dökerler, Bunlardan başkâ bir de ka- psk bezler vardır ki bunların yaptık. ları mahsülleri dışarıya dökecek boru- lar yoktur, İfraz ettikleri kana karışır. vücudun içinde döner,dolağır. Bu ifra- #nta iç ifrazları denir, muhtelif uzuvlara, dosdoğru söylemek lâzımgelirsa, bu uzuvları teşkil ve her birerleri kendi başlarına birer varlık olan hücreler üzerine tesir ederler. Bu tesir hem ifraz olunan maddenin hem ds o maddeden müteessir olan hücre- nin tabiatine göre değ te olduğumuz hipofiz vücudun büyümesi, gelişmesi üzerine, hem de tenasül uzuvları üzerine tesir bey ie zan bu, vücutlarının büyümesi he nüz tamam olmamış gençlerde bir ur çıkar. Zaten büyüme çağında hassas olan kemikler hipofizin . dan pek ziyade müteçssir olurlar, u - zarlar. O kadar uzarlar o ki boy iki ziyade olur. Bu, eski- erin dev gibi dedikleri | adamlardır. Güçlü, kuvvetli görünürler, lâki: ründükleri gibi değildirler. Küçük ya- pılı, İâkin cüretli bir adamım karşısın. da duramazlar. Davut Peygamberin Gelyata yaptığı gibi, bir yumrukla dev Bu dertten kurtulmanın başlıca ça- veni hipofiz bezindeki uru kaldırmak. — Tam niyet ettim, etmiyece- ima, > — Kendine iyi edersin. © — Bana bir iş bul reis bey. Reis orta parmağın ucu ile sağ kaşını kaşımağa başladı. — Sana bir iş, Bunu bulmağı ben de isterim ama. Hay (o körşeytan! Niçin senin adın Sansaros olmuş. Sana bir iş. & Sana bir iş bulmak, iyi bir iş olur. Ama adın.. ama adım be çocuk! — Ben adımı unuttururum. — Onu sen söylersin, ben de i- DE Ama başka kime inandır- in. Kısmrâdli reisi telefonu aldı: — Allo! kimse sizlere'i miyeti mi? Peki. Beyefendi, bir kimsesiz zavallı var. Çocuk dene- cek kadar kavruk bir zavallı. — İş içinse imkânı yok. . — Günlük ekmeği: — Emin olunuz ki . imkânı yok. Bahusus merkez ( heyeti top'ana- mıyor. RE aa —— —— Öz dilimizle Tayyare bahisleri | | | Miliyetin romanı 65 e İyi ki suya düştü... Deniz suyundan benzin çıkar- mak kuruntusu iyi ki suya düştü. u tahtası Ooeksik Fransız, yapmış olsaydı yer yüzü allak bullak olacaktı. Yumruğuna güvenen törü (1) lerin her biri ken. di işini yürütmek için kimbilir kaç dereden su getireceklerdi. Benzin sağılan dehiz — sularının değeri o kadar artacaktı ki hırsızlığın önü- ne geçmek için belki de denizlerde kol kol nöbetçiler gezdirilecekti. Denizsiz ülkelerin vay başına ge- lenler.. Cenevredeki Uluslar kurul- tayı (2) çarçabuk bir toplantı yapa rak Çekoslovakya, Avusturya,Ma- caristan gibi dört yanı kara ile sa- rılı olan yerlere birer küçük deniz vermeğe kalkışacaktı. Ötekiler bu- nu duyunca: — Olmaz! diyecekler, vur tut bir gürültü kopacaktı. Büyük kara araların- da paylaşanlar deniz suyu böyle değerleşince, denizleri paylaşma. ğa başlıyacaklardı. Günün birinde duyacaktık ki In- giltere, kendi denizlerini az göre- rerek söz gelişi Fransanın Gaskon- ya girintisine el atmış, İspanya o ucu bucağı yok denizi- ni bırakmış ta gitmiş Siaym deni- sinden yer istemiş. Fransız Con Ahmedinin dediği ol saydı, kimse, kendi denizinde kor- kusuz dolaşamıyacaktı. Doymak bilmiyen büyük törülerin her bü yanıbaşındaki kendinden küçüğü- mün denizine saygı gözetmeden saldırıp arslan payı istiyecekti. Komşunun tavuğu nasıl komşuya kaz gelirse birinin denizi de öteki- ne inci ve mercanla dolu görüne- ti, Ve denizler, (suyundan benzin yapıla yapıla bir gün gelip kuru. yanca zavallı balıklara olanlar ola- caktı. Deniz üstünde benzin çıkar- mak için irili ufaklı © yapımevleri (3) kurulunca sen gel de Istanbu- Jun kıyılarında otur bakalım. Hele benzin kokusundan bunalmadan denize gir bakalım! Güzelim Boğa- ziçi, yeşil adalar, bir kaç yıl içinde suyu çekümiş değirmene dönecek. ti. Aman ne iyi oldu da deniz su- Si benzin o çikarma işi boşa tu. Çünkü deniz kıyısındaki kentler. de (4) oturmanın ne tadı kalacak- &, ne tuzu. — bükümet. (2) Ulus lar kurultayı — Milletler cemi- yeti. (3) Yapımevleri — fabrika. has ta kör olmak tehlikesinde kalırsa, ar- tik ameliyatın tehlikesine bakılmaz. Daha az tehlikeli bir vasıta da kul- lanılabilir. Bu hastalarn hipofiz bez - lerinde çıkan urlar, li nilen cinstendir. Rontken şuamdan mü tecasir oluyor. Lüzumu kadar rentken | şunma gösterilen hastaların sade vü - cutlarındaki biçimsizliklerin ilerileme- si durmakla kalmıyor, kadınlar âdet- lerini görmeğe, erk: cinsi hassasi- yetlerini duymağa başlıyorlar, Devasız sanılan başka dertlerin de- yası da kimbilir hangi ışıklarda, . Ra- bindranat Tagor diyor: «Köklerin ortasında bir yer var, Orada düşünce dinleniyor. © Oradan çevre yana bir ışık musikisi dağılıyor. Bu duruk ve parlak saz düzeni işte o- radan geliyor. Dirilik parı yanıbaşın. da, sen kendi yükselttiğin taşa tapı - yorsun. » -y Dr. Rusçuklu HAKKI Yazan: AKA GÜNDÜZ — Eefendim, şin verecek. — İşi bulduktan sonra ilk alaca- ğt paradan verirse olmaz mı? — Usulümüz budür. — Usulünüz zavallı işsizlerden peşin peşin para vürup sonra iş bul- mamak mı? Ne âlâ iş. Kendinize ne kârlı iş bulmuşsunuz. —— Siz kimsiniz? Adınızı söyler. misiniz — Tehdit mi ediyorsun kerata!? Ben sana kim olduğumu bugün gös teririm. Bir komiserle iki poli Bu yazana hakkıda “ulak yapmalarını, kaç kişiden birer bu. Bayramına doğru “ Büyük Mülletler Mil- Hi Kahramanlıkları ve Hakimiyetleriyle ölçü lürler...” Her millet milli müdafaasında en mü- uyğun him kuvvetini son terekkiyata tayyarelere sahip olmakla temin ediyor. e 30 ağustos tayyare Tayarecilik harp z#manlarında kı deniz kuvvetleri fevkinde bir gali verdiğine göre muasır devletlerin her an için geceli gündüzlü faaliyet sarfettikle- ri ve böylelikle havalarını hesapsız tay. yarelerle doldurdukları bir devirde biz Türkler için de ayni yolda daha canlı ve heyecanlı yürümek mecburiyeti vaz. dır, Bu neticeye göre büyük felâketlerin vuku'u anmda duyulacak umumi tees sürlere meydan vermeden bütün müda- faa vasıtalarımızın başmda tayyareleri- mizin çoğalmasını şahsi huzur ve isti. rahatımıza tercihan şimdiden düşünmek zarüreti içindeyiz bugüne kadar büyük harplerden ve felâketlerden kurtulmuş Büyük Gazi'sinin işaret ettiği | hedefte ve Cumhuriyetini en bağlarla ve vatan sevgisiyle bu toprakta kurmuş olan milletimiz şimdi hava kuvvetini çoğaltma çarelerini ve hava istiklalini arıyor, Fabrikalar, Demüryollar ve daha bir gok yeni imilli eserlerle süslenen ve ileti. sadi zafere doğru yürünen bu Türk top- rakları üzerinde çoğalan milyonlarca nüfusun yermiki huzur ve tündeti ancak Türk hava kartallarının . sayılamıyacak kadar çoğalmasile mümkün olacaktır. | Başka devletler havalarda bu hâkimiyeti elde etmek için rakiplerini imha edecek! bin bir çareye kaşvuruyorlar, Ve bu mer yanda tayareleri ile hücumlar yapmağa, $ehirler yakmağa, zehirli gazlarla rast geldikleri memleket evlâtlarını boğmağa ve öldürmeğe ait hazırlıklarını tamami yürü kopmaz dafaa maksadı ile yeraltı mahzenleri ve güz maskeleri yapryorlar. Dünyanm en muzaffer ve tarihe hakim miileti olan bizler de Gazi'ı himayesinde ve İs- met Paşa'mızın tabri reisliği altında te. sekkül eden tayyare cemiyetine | bütün varlığımızla yardırır koşuyoruz. Bu Ce- miyet hava hakimiyetimizin her geçen gün zarfında kuvvetlenmesine çalışıyor. Bu cemiyete o verdiğimiz. milyonlarla göklecimizde #ssleri çinlıyan çelik kartal. lara bu sene yeniden 26 tane daha ilâve etmiş oluyoruz. ” oyare cemiyeti asil milletinin varın- dar ve yoğundan ayırdığı paraların tay - yare ianesine verilmesini her zamanki gibi şükran ve minnetle kabul ediyor. Bunumla beraber bu çelik karta'ların Türk havasında yökselecek sesini en w- zaktaki sevgihi köylüsüne de işitirmek ve ulaştırmak iztiyer, Onümüzdeki 30 ağustos 934. Büyük #aferin vo Tayyare şehitlerinin bayrümi dır. O günde de bötün Türlder hamiyet. lerinden doğacak asgari bir yardımla ay- rine derhal bir kac tayyras daha hi edebilmeleri çok kolay ve sevinçli caktır. Tayyare cemiyetimizin . tertip ettiği Piyango ileramiyeleri ile zengin olan bir çok vatandaşlarımız da vardır. Hem sulhte ve hem de harpte memleketinin ve vatandaşlarının iyiliğine ve N ne çalışan Türk Tayyare cemiyetinin biz- lerden beklediği bu yardımı yapmak ka. | pimiz için en asil bir borç ve en Mili | bir vasifo olacaktır, İ E.V. Askeri Tebliğler 328 ve 329 lular Fatih askerlik şubesinden : 1 Eyi | 934 tarihinde sevke tabi bilumum 328, 329 doğumlular'deniz hariç olmak üz» | edilmek üzere sahadetname ve ehliyet | mameleri Nüfus hüviyet cüzdanlarilş birlikte şubeye müracaatları ilân olunur Bugünkü program İSTANBUL: 18,30: Plâkneşri; Masut Cemil bay tarafından çocuklara masal 18302 Türk me (Siüdye san heyeli Yaşar 5. Besl, ve Rifat bey Belma, Kalin Kez: , 21,20: Ajmna ve borun haberleri, 21,30: Ces A ml beyler tarafımda 223 Khx. VARŞOVA, 2045: Hafif musik, bara Belam werlerimizn #CİĞİ isimli 005 23,15: Musahabe. 23,10: Dans mu 686 Kiş, BELGRAT, 437 m. Musahabe, © 2150: Radyo Örkestra refakatile popüler. sarkılar, 23: Haberler. — Dana pl 823 Kiz, BÜKREŞ, 384 13 - 15 Gündüz neşriyat 9, 20, 21 tra konseri. Kr, LÜKSEMBURG, 1905 m. Belçika akşamı. 21,20: Kar: seri, 2130: Borsa. 21,35: devamı. 22,05: Belçika 2305: Şen Belçikn çarkıları. 23,30) Desehinnelsender. 1571 m. 21,10 Musahabe, 22151 23: Habeş ece musikisi. Khz, MOSKOVA, 1714 1930: Musahabe, Mizahi neşriyat. — Kunr- tet konseri, 21: Akşam konseri, 22: Muhtelif dillerde neşriyat. 832 Khr. MOSKOVA, (Stalin) 361 m. 30: Bir opera temailini nakil. 22,30: Dans 24,05: İspanyol neşriyatı, AR A m, isimli Bemesin eser- 23,15: Operetin devamı 20: Şarkılar. 21: Hi 29: Amele birliğini Haberler, 23451 VİYANA, 507 e. Mozartın eser il, 23,10: eyhtarlarının deniz tenezzühü Türkiye İçki aleyhdarı gençler cemi- yeti umumi kâtipliğinden : Cemiyetimiz azasmın Lanışmalarıı temin maksndile 31-8-934 cuma 9,30 da köprüden hars- ket eden vapurla Sütlüceye gidilecektir. Aza ailesi de gelebilir. Azamın mezkür vapurda toplannıms: rica olunur. Yugoslavya te'aasını davet Şehrimizdeki Yugoslav konsolosluğun dan aldığımız bir tezkeredo 2007 numa- basının süratle koxsoloshaneye müraca- atları bildirilmektedir. Bizzat müracaat edemiyecek vaziyette bulunanlar o mes- Teklerini ve ailelerinin kaç kişiden mü- rekkep olduğunu tahriren bildirecekler- ir. Ölüm Esbak emniyeti umumiye müdür mua» yönü, re Prinç fabrikası sahip ve mü- imiş ç den kaldırılarak Karacahmede defno- lunmuştur. Ailesine beyanı taziyet ederiz. Doktor HORHORUNİ Hergün akşama kadar hastalarını Emin önü Valide kırsathanesi yanındaki mu avenehzmesinde tedavi eder Telefon: 94131 MEN ( (5705 4763 İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Herik ve hayat üzerine Telefon : uk lira aldıkları ve buna karşı ç kâğıt veririm. Müşterilerden alaca- kaç kisiye iş bulduklarını öğrenme- lerini emretti, Daha birkaç yere (telefon etti. Hepsi bir şey söyledi. — Görüyorsun ya Sansaros! He- nüz adını haber vermeden iş yok diyorlar. Bir de verirsem büsbütün olmıyacak. — Demek ben gene çalacağım? Kısmrâdli reisi biraz düşündük- ten sonra: — Hele dun bakalım. O kadar acele etme. Bir de şuraya soralım. Santral! Bana Ankara otelini bul... Allo! Ankara . oteli sahibi Hafız ağa orada mı? Hafız ağa sen mi- sin? Ben kısmıâ. hırsız Sansanos var ya. ş ye Var. Tanırım. Bir şey mi yap- n — Hayır, İşte o Sansaros diyor ki ben artık iii ex ğım. Yalnız bana bir iş bulan olsa. — Gerçek mi söylüyor? Yoksa sen Ee şakalaşıyor musun re- is — O da gerçek söylüyor, ben de gerçek söylüyorum. . Kaç para istiyor? ya verirsen. ii. Biraz süküttan sonra! — Yemek içmek benden, elbise neyi de yanarım. Haftada da ii iğ ğı bahşış ta cabası. — Çok teşekkür ederim Hafız ağa. — Teşekkünü fazla. Vazifemiz reis bey vazifemiz. Biz bu parayı yalnız kendimiz için kazanmıyo- ruz. Biraz da insanlık için harca- nalım. Sansaros bu haberi o alınca bir şeyler oldu. Yumrukları sıkıldı, kol- ları yanlarına açıldı, gözleri buzlu cama döndü, dudakları külleşti ve kaskatr.. olduğu yere yığılakaldı. Koşuştular, Eczahaneye kaldırdı lar, Kısmıâdli reisi yanındakilere dedi ki: — İşte bu baygınlık bu çocuğun şimdiden sonraki hayatı için ver « diği en büyük teminat senedidir. Ve ilâve etti ş — Arkadaşlar! Çok de; müzün her yılında bir tek dakika insan olalım. Birisi cevap vermek istedi. — Biz bu insanlığı göstermiyor muyuz? e acı acı gülümseyerek cevap vei — Azizim! Ben ne sizin için, ne bk iş sy miyam rm in söylemi; sö- —— bitin heserivetedir. Sen ben Çektiğimiz dertlerden Bir okuyucumuz yazıyor: Havagazı ve irketi bazı mües- seselerin muhtelif namlar alında fâ- hiş ve kısmen de haksız olarak halk- tan para aldıklarını şu günlerde gaze te sütunlarında okuyorum. Umum için nâfi olabilir ümidile ben de bu mete- leye temas etmek istedim. 1 — Usküdar ve Kadıköy Su Şirke- ti su verecekleri binanın önünden ana- boru geçen abonelerinden bina icin « deki su saatine kadar beş metreyi te- cavüz etmediği takdirde tesisat bedeli darak bidayeten 32 lira almaktadır. “Dahili tesisat ayrıdır. 2 — Bundan başka her üç ayda bir 120 ve senede 480 kuruş ta tesisat be- deli tahsil etmektedir. 3 — Her üç ayda bir su saati ücre- ti olarak 90 ve senede ( 360 kuruş ta tahsil ediyor. 4 — Bittabi metre mikâbı üzerinden sarfolunan su bedeli de veriliyor. 5 — Benim evim anaboruya 40 m. ka. dar bir mesafede olduğu için 32 lira- dan maada ayrıca anaboru tesisatı i- çin 250 lira da tesisat masrafı almiş- tır. 6 — 1 milimetrelik beş metre u - zunluğunda bir kurşun boru için 32 Li- ra ve 40 metrelik anaboru için 250 li- ra pek fâhiş olarak tesisat parası aldı- ğı halde, ayrıda senede 480 kuruş & tesisat bedeli tahsil etmesi çok hak: Irk ise de aboneler bu ları biliz. rar vermişlerdir. Aksi takdirde susuz kalacaklardır. 7 — Su kesildiği zaman inde edil- mek üzere abonelerden bidayeten 4 li- Ta da ağpari teminat parası almmak- tadır. 11 milimetrelik kurşun borudan daha büyük kuturda su almak istiyen lerin bu teminat paraları nisbet dahi - linde artmaktadır. Binlerce aboneden harik, irs nakil ve saire dolayısile su- ları kesilip te müracaat edemiyenler veya makbuzlarını kaybedenlerle bu usule vâkıf olmıyanların paraları şir- i üsünden itibaren bittabi şir- kette kalmıştır. 8 — İlânihaye devam edecek olan bu dubi tesisat paraları bedeli 20 lira- yı geçmiyen su saatine senevi 360 ku- ruş kira vermek pek aşikâr, fakat mec buri bir haksızlık oluyor. ILAN Istanbulda yenicami caddesinde 86-88 numarada kundura tcaretile e müşteğil Karabet Karabetyan efendinin konkorda to akti için müblet verilmesi zımnında vaki olan müracaatı İstanbul icra hakim liği tarafından kabuledilerek komiserlik olduğundan : 1 — Karabet Karabetyan endide alacağı olanların — alacaklarını müsbit vesikalarla birlikte 29-8-934 tari. hinden 17.9-934 tarihine kadar saat 17-18 arasında İstanbulda Aşir efendi cadde- sinde Basiret hanında 24 numaralı yazi” haneye mütscsat ederek alacakılrım kayd ettirmeleri ve bu müddet zarfında ala- caklarım kyadetth memiş olanların kon- kordato müzakeresivden hariç kalacak- ları, 2 — Kaytedilmiş olan alacaklıların 18-9:934 tarihinden 27.9-934 tarihine kadar saat 17-16 arasında mezkür yazıha neye mürecatala olacak vesikalrını tet- | kik edebilecekleri, 3 — Kaytedilmiş olan alacaklıların 2-10-934 sall günü saat 15 de mezkür yazıhanede vul alacaklılar toplanmasma gelmeleri ilân olunur. (2153) Konkordato Komiseri Avukat Kemal orta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. 4.4887 1011 m demiyorum. Bütün beşeriyet, öm- rünce her yılm < bir dakıkasında insan olsun diyorum. İşte asıl düğüm noktası bu de- gil mi? Bakınız şu basit fikir bile hemen bir anlaşılmazlığa uğradı. Ve bir münakaşadır başladı. Sansaros iki saat sonra yorgun argın geldi. Reis onu — aldı, Hafız ağaya götürdü. Ve daha bir saat sonra Sansaros giyinmiş kuşanmış bir (şasör) otel çocuğu oldu. İşini bellettiler. Trenlerden müşterileri alacak, götürecek ve ne gibi ayak hizmetleri varsa noktası noktasına görecek. Tam Sansarosun becereceği bir işti bu, Kismâdli o reisi dairesine önünce muavinini çağırdı: — Sabıkalılar defterinde Sansa- Tosun adının altına bir kırmızı işa- ret koyunuz. Size söyliyeceğim za- mana kadar, vukuat olur da sabı- kalıları toplamak icap ederse San- sarosu çağırmıyacaksınız. Yahut ba na haber vereceksiniz. — Sansaros bana geldi reis bey! — Ne dedi ? — Ben artık çalmıyacağım. Bana iş buldular. Beni adam yerine koy- dular, dedi. — Ona inanmalıyız. Yahut ina- nır gibi görünmeliyiz. Üeniz yolli İŞLETMESİ. Acenteleri : Karaköy Kö Tel. 42362 — Sirkeci Mühürdar” Han. Tel 22740 Trabzon yol! ERZURUM vapuru 28 tos SALI 20 de Galata mınadan kalkacak. Gidişte & guldak, İnebolu, Sinop, Fatsa, Gireson, Vakfıki Trabzon, Rizeye. Dönüşte lara ilâveten Sürmene, O uğrayacktır, (5108) “KARADENİZ Cumartesi postal 1 EYLÜL CUMARTE GÜNÜNDEN ITİB 1 HER CUMARTES* Saat 18 de Galata rıhtır Karadeniz ilâve po ni kacak gidişte İnebolu, Samsun, Gireson, Trabz: ze'ye uğrayarak Hopa'ya cek. Dönüşte bunlara Pazar, Sürmene, Fatsa ye'ye uğrayacaktır. 1 Eylül postasıni GÜ MAL yapacaktır. Ayvalık Yoli BANDIRMA vapuru 293 tos ÇARŞAMBA 19 da Si rıbtımından kalkacaktır. d Türk Mübadilleri8' NAZARI DİKKATİNİ 10 Eylül Pireye Ç 24 HU, Selâniğe Ç sı e! Gidiş dönüş! Bilet ücreti ve PM masrafile Yunan ve Türk vize bu fiata dabil | 32 Türk lirasıdır. Şİ “NAK,, scezisli Galata, Rıhtım cad. 7, Tel. * Usküdar icra dairesinden * tan dolayı mahçuz ve paraya ne karar verilen hane enkazı zartesi günü saat 10 dan 12 ye ”ğ kacıkta yeni mahallede samadırt “İğ sinde saılacağından talip ol; mi mezkürda mahallinde hazir cak memura muracaat etmeleri, nur, Istanbul yedinci icra memu Kira bedelinden dolayi z paraya çevrilmesine karar v. , eşyası 3-9-934 pazartesi günü #4 | 10 kadar birinci açık artırma © Beyoğlunda Feriköyünde BozkWfÜyğ | ğında 54 No. apartımanın önünü nacak memuru tarafından satılaf” olunur. (2152) ylallayd Asm umdesi “MİLLİYET “ABONE ÜCRE geçen nüshalar 10 kuruştur — matbaaya ait işler için müdiriyeit if ya ler için — İkimizin inanması yet mi i kaşa etmiyelim. Üç saatten 4 nirlerim pek gergin. Yalni# İf sarosa göz kulak © olunu? bir tatlı dille okşayıp / tırıız, j — Reis bey! Affedersi” bir şey daha söyliyeceğin- — Buyurunuz. — Büyük bir zengin © servetimi vakfeder | , hane kurardım. Sizi de orf” | dür yapardım. v7 Reis gülmeden cevap VE — Hepimiz bir tek r: 7 içindeyiz. Onun adına derler. Hani şu domuz yuvarlak olan dünya.. ve bu tek ıslahhanede birer vazifemiz vardır. | İçeri bir kerhaneci kağ Telâşlr telâşlı söylemeğ? — Beyim ! Hatice ka$ yedi yaralı Hatice yok — Niçin kaçtı? gitti? — Bilmem. Ben artık ceğim, bıktım, daha yedi eşi kuvvetim yok! diy€ ykırdı gitti. — Bıkmışsa, | etini cekse biz ne yapalım?