> z Juan de la Cierva” nın Madrit İç odromundan otojirle ilk hava- ©n ge danberi on sene geçer. Bu dağı senin otojire kazandırmış ol emin tekemmül onu istikbalin en Zet kıl ir uçuş vasıtası olmağa nam miştir, Hava âleminin bu İs- ieyol icadına göstermekte oldu- alöka da bunun böyle olduğu- Bösteriyor. Filhakika, Fransız a rikalarından *Lior& - Olivier” Yeşiletin lisansımı. almış bulunu- ğ Bu lisans üzerine ve “C - 30” le meydana getirilen bir mo üzeeniz grupuna tahsis edilmek Miyiz, uçuş tecrübelerine sevkedil- haya, Diğer taraftan İngiltere de etleri için on otojir 1s- tar, ga iğ süphe yoktur ki, bir zaman ler Yolcu nakliyatında otojir- celal elâde tayyarelere tercih edile pane bu sütunlarda otojir bir enik, İ izah etmiştik: Şakuli kaç kojyerin. üzerine takılmış bir Vir büyük bir pervane, de- “YvetiyYisine müvazi bir çekme P> Maruz tutulursa, bu he- Hergün bir yazı m İMA yetin azami bir yükselme kabiliye ti iktisap ettiği görülür. On sene evvel bu nazari pren- sibi tatbikat sahasma çıkarmağı düşünen “Juan de la Cierva” bir motoru ve bir pervanesi bulunan âdi bir tayyare gövdesinin üzeri- ne şakuli bir mihver ve bu mihve- re de, kanat şeklinde, uzun kollu, bir pervane tertibatı takarak yeni bir uçuş cihazı meydana getirmiş- ti. “Cierva” nın bu ilk âletindeki tertibat ayni mihvere geçirilmiş ve birbirinin aksi cihetinde devre den iki pervaneden müteşekkil bulunuyordu. “Cierva” bu suretle âletinin uçuşta devrilmemesini te- min etmek istemişti. Bu ilk âletini uçuramıyan “Ci- erva”, pervanelerden birini çıkar. mak cihazını tâdile çalışmış ve fa- kat gene uçmak imkânını bulama» mıştı. Muvaffakiyetsizlik yeni tâ- dilâta vesile oldu ve bu defa “Ci- erva” şakuli mihverin pervanesin- deki kol adedini beşe çıkardı ve âletin gövdesine, uçuşta devrilme sine mani olmak için, iki kanat i- lâve etti, “Cierva” nın devamlı çalışması Kan kralı anlatıyor Fakirlerden hiç, zenginlerden az Para alarak kanı oldu Abulda yeni bir kral peyda ami kralı!.. etleri Okunç ama, kan kralı haz- Otkunç bir adam değil..Kan| | kendi is istiyenlere > ve i İk rivayetine göre kırk beş şrası. Yüzü, ne zaman ba- dan © yeni çık- Hattâ bazı Y ha kısa ve tombul bir tulumu an- Pöycg, tlerinden bund. < Üahuşzaman evvel bir kere daha 1 tim. Fakat o tarihlerde allığını ilân etmiş değildi. Vay. ge gene onu görünce: -. Hoş geldi Ka Erenli Dy lama sı. * , İsmail Yapim. a ğe Ne kralı. nyan kralı. * Türkiyenin kan Hoy leri. Nam MEK İğde hamur gibiyim. Konuda, kom. Ban Mies akrabada kansız Biz” Yüz di verin! Elli dir- okka, İstedi Yarım okka., bendi iğiniz okadar kan bitler, İ Hekimler, baktılar da nı veren adam! — Bundan iki sene evvel, Gure- ba Hastahanesinde Tevfik Salim Paşanın koğuşunda Şehreminli fı- rıncı t Rıza Beyin hastasına kan verdim. Çok geçmeden ayağa kalktı, p,Sir sene oluyor ki, Taksimdeki ransız hastanesinde bir hemşireye tamam bir kilo kan verdim. Oda iyi oldu. Yedi ay evvel, i, çarşıkapıda, ha- mam sokağında doktor Hüdaverdi Makgimde talimhane meyda- a dim. İkisi de iyikeyal sale Denize “lamail İZ tig, Hakkı Efendi. Bu sene Raj 3 Gi Sez, genir, senin kanın tüken | bune hastahamesimn Meet de Gil 7; Simdiye 'k, ye koğuşunda Adapazarlı İsmail Ağıtı baka adar kimlere kan | Hakkı Efendiye 300 gram kan ver. ie, dim. Iyileşip hastahaneden çıktı. saydı. 27 kânunusanide, Gül in Bil e 2 £ ia Ere ir Amerika venubi Amerika “hava yolların daki rekabet gün geçtikçe artmak ta ve bugüne kadar bu yollara bi- gâne kalmış olan diğer milletlerin de ihtirasını körüklemektedir. Son zamanlara kadar Alman, Fransız havacılığınm çarpıştığı bu yollara İtalya havacılığı da sa- hip olmak istiyor. 27 Kânunusa- ni teşebbüsü bu hususu vazih bir surette göndermektedir. İtalyan pilotlarından “Lam- bardi” ile “Mazotti” ve makinist “Battaglia” üç motorlu bir “Sa- voia” ile Romayı Buenos - Ayes'e bağlamak için 27 Kânunusanide (saat 6.38 de) “Montecelio” mey- danından havalanmışlar, ayni gün de (emat 16 da) Kazablanka'ya gelerek benzinlerini tamamladık. tan sonra Bueson - Ayres'e uçmuş lardı. Tayyare Atlantiği muvaffa- kiyetle aştıkta nsonra Brezilya'da hattında rekabet Fortaleza'da parçalanmış ve bu u- zun sefer yarıda kalmıştır. Yukardaki resimlerden birinci- si bu rekabetli hava yoluna Fran- sanın tahsis etmiş olduğu yeni bir tayyareyi göstermektedir: “Craix - de » Sud”, Fransa ile Cenubi A- merika arasmda muntazam sefer- ler yapacak olan buhava devi Fransanın “Latöcoğre” fabrikasın da yapılmıştır. Tipi “Latöcodre - 300” dür. İkinci resim Roma - Buenos - Ayres ceferini yapmağa teşebbüs eden tayyareyi göstermektedir. —— — —————— ———— nihayet yüzünü güldüren bir mu- vaffakiyet verdi: Yeni âleti, tecrü belerine, hafifçe yerinden kımılda tıyordu. Bu küçük muvaffakiyet, “Cier- va” yı uçuş tecrübelerini terkerek laboratuvar mesaisine sevketti; ve muhteri kendi imal ettiği küçük modeller üzerinde tetkik ve tecrü berele girişti. Şakuli mihverlerdeki pervâne- lerin kollarını hurma yaprakların dan yapan ve gerek şakuli, gerek- se ufki pervaneleri çevirmek için burgulmuş “lâstik iplerini motor mekamında kullanan “Cierva” bu âletler üzerindeki tecrübele rinin Hep muvaffakiyet verdi; görünce bunun sebebini raştırma- ğini ğa başlamış ve neticede büyük mo | dellerdeki © muvaffakiyetsizliğin pervane kollarındaki elâstikiyet ve inhina kabiliyeti noksanlığın- dan ileri geldiğini görmüştür. “Cierva” için artık muvaffaki- yetin sırrı bulunmuştu. Pervane kolları elâstikiyetli bir model mey dana getiren “Cierva” 17 Kânunu sani 1923 te bu yeni âletle hakiki bir uçuş yaparak havacılıkta yeni bir devir açmış oluyordu. “Cierva” nın 1923 ten itibaren başlıyan ilk modelleri ile bugün- kü son tipi arasında çok büyük farklar vardir. Filhakika ilk mo- dellerin alelâde tayyarelere benzi yen çok yerleri vardı. Bunlarda da tayyarelerde olduğu gibi kanatlar, kanatçıklar, istikamet dümenleri, irtifa-dümenleri vardı. Muhteri, tâdiller, tekemmüller sayesinde bütün bu uzuvları bu- z kılmağa muvaffak nkü C - 30 tipinde bun iye kısmında bir | lohosaya, 250 gram kan verdim. Lohosa da çocu- | ğu da kurtuldular. Bunları söyle- dikten sonra göğsünü kabartarak; | sordu: — On yedi buçuk milyon nüfus- ta benim gibi bir tano © daha çıktı — Haklısın haşmetli Hafız İs- mail Hakkı Efendi.. Ben de sana bit şey sorayım. > Kanmı verirken acı duyuyor musun? Güldü: — Hiç, vallahi.. Pire ısırığı gibi gelmiyor! Bazan gece yarısı, ba- zan da sabaha karşı en tatlı uyku. mun arasında dürtüp uyandırırlar: “Kalk” ağır hasta var. Yarım saat içinde yetişmezsek ölecek! derler ç hemen fırlarım, Kolumu sıvayıp, asistanın önüne çökerim. Burada sesine esrarlı bir ahenk verdi: — Efendim.. Benim kanım, sı- fır numaradır.. Malüm ya, kan ka, na uymazmış. Halbuki benim ka- nım herkese uyuyor. Sıfır numara kan beyim.. Halis kan, benim ka- nım. Heyecanı gitgide artıyordu. Ni. hayet dayanamıyarak ayağa kalk. tı, sırtından ceketini, fırlatıp attı, Mintanmı fora etti, Fanilâsmı ya, ribeline kadar kaldırdı, önümüzde hemen çırılçıplâk bir hale geldik. ten sonra, vücudunun iğne ile de- lik deşik olan taraflarını gösterdi: — İste. Bakın.. Nah... Kan e bulaşan bezlerin manzarası ısıda gözlerimizi damn gözlerimizi ver Yeter Hafız efendi yeter.. Gi- yin artık! Hafız Efendi istemiye istemiye giyindi Hâlâ bizi inandırabildiği. me güple eder gib idi. e anını, durup dı i. yordu: e SR eee — Sıfır numara ; kan.. Böylesi başkasmda bulunmaz. Fakir fu. karaya parasız kan veriyorum. Zen ginlerden de fazla para istemiyo. ram, Gönüllerinde n ne koparsa ver. Maarifte Sen Lili mektebi yerine Kadıköyündeki Sen Lüi Fransız mektebi kapanmıtşır, Mektep binasını Maarif amiri Miyan elek, kullanacaktır, Bina sahipleri ile sa - tın alınması hususunda uyuşulacak - tır. Istanbul Lisesinde çay Istanbul Kız lisesinin eski ve ye ni mezunlarığı biribirine tanıtmak ve mekteple olan alâka ve münasebetle- rini takviye etmek üzere mektepte bir çay ziyafeti verilecektir.Çay 15 Şu- bat perşembe günü saat on dörtte mektepte verilecektir. zuaların hopsmun adresi bilinmediği için mek- tep idaresi kimseye davetiye gönder- memeğe ve her mezunun kendiliğin- den iştirakini kararlaştırmıştır. sinler.. Kapıdan çıkarken döndü; tekrar geri —Ha.. Bak.. Dün de Şişli Etfal hastahanesinde bevliye koğuşunda Mikail efendiye 100 gram kan ver- miştim.. Aman onu da yazmağı u- nutmayın!.. M. SALAHATTIN is e az “Versailles” muahedesi ile ha- va silâhlarından tecrit edilmiş © lan “Almanya” muahedenin bu kayıtlarından kurtulmak için her çareye baş vururken, müdafaasız. havaların emniyete ne büyük bir eksiklik verdiğini millete her vası etmiyor. Bu sütunları çerçeveliyen resimler buna en güzel bir misal- dir. Bu resimler “Hava propagan- dası komite” sinin Berlinde tertip ettiği bir afiş müsabakasında de- rece alan afişleri göstermektedir. Bunlardan, Alman havacılığını zin cire bağlı olarak göstereni, birinci liği kazanmıştır. ' AAlmanyayı, her devlet gibi, hava silâhlarına malikiyet hakkı- »r iktisap etmeğe uğraştıran âmil gün geçtikçe daha çok vüzuh pey ta ile anlatmak fıraatlarını ihmal | da ediyor. Filhakika Almanya is- tikbal harbinin denizlerden ve yer lerden ziyade havalarda olacağı. Epi en evvel kanaat getirenlerden. ir. Silâhlı bir çalışmanın yarınki şekli ne olacaktır? süali karşısın. da bütün nazarlarını havalara çe- viren milletler oradan gelebilecek tehlikeye karşı tedbir ararlar, ve müdafaalarını hazırlarlarken Al manya elleri bağlı kalmağı iste miyor. Alman havacılığının bu dileği ni meydana vuran nazi rejimi ol- muştur. Hava nezaretine getirilen “Goering” kaybedilen zamanı ka- zanmağa çalışırken icraatını “Ver sailles” ya imzalatanlardan saklı- yamamakta ve mütemadiyen onla ra endişe vermektedir. larm hiç biri bulunmıyor. C - 30 da uçuş kontrolü “Kotor” ismi ve- rilen şakuli tertibatın cihetlendiril mesile mümkün olmaktadır. Râ- kip bir kumanda kolu ile bu terti- batı cihetlendirirken otojirin mer- kezi sikletini tebdil etmekte ve bu suretle ona istediği hareket vazi- yetini vermektedir. 2g “C -30” da havalanmak için lâzım gelen saha, rüzgârsız bir za vilâyette Paraları alıyorlar Bulgaristandan geçenler neler yapacaklar? Bulgaristandan transit geçenlerin dö- vizleri hakkında Dahiliye Vekâletinden vilâyete şu mühim tamim gelmiştir: “Sofya Elçiliğimizin iş'arına atfen Ha- riciye Vekâletinden alman bir tezkere- de: transit olarak Bulgaristandan geçen vatandaşlarımızın huduttan çıkacakları sırada üzerlerindeki ecnebi dövizlerinin miktarını Bulgaristana girerken bildiril- memiş ol yüzünden bu paraların Bulgar memurlarınca zapt ve müsadere edildiği ve bu hadisenin tekerrür ettiği, huduttan girerken alikadarlara bu yol- da bir sual tevcih edilmemesinin ve ek- seri hallerde mukabilinin ödenmemesi nin şayanı dikkat olduğu ve Milli ban- kanın döviz tedariki için her çareye baş- vurduğu şu zamanlarda bunun limaksa din yapılmasının çok mümkün olduğu ildirilmektedir. bi Ni “Binaenaleyh seyahat — edecek olan vatandaşlarımızı pasaport alırken bu hususta tenvir edilmeleri ve taşıyacak- ecnebi parasının miktarını evvelden Hr ederek Bulgar Konsolosluğunda i hususunun sureti müna- sebede temin ve tebliğini tamimen rica ederim efendim.,, Fidan talebine rağbet çok İstanbul Ziraat Müdürlüğü tarafından fidan dığıtlmasına devam edilmektedir. Bu sene fidan için vaki olan müracaat. lar pek çoktur. Ziraat Müdürlüğü, ta- İeplerin ekserisini tatmin etmiştir. An- cak bundan sonra yapılacak talepler na- zarı itibara alınmıyacaktır. Dağıtılan fi- danlar arasmda şeftali fidanı da vardır. Kovulan kaçakçılar Kaçakçılık yapmak üzere pasaportsuz memleketimize gelip yakalanan ve Urfa Askeri ihtisas mahkemesince 6 ay hap- se mahküm olan Suriye ve Suriyenin Bağdik köyü ahalisinden yir- mi beş yaşlarında orta boylu, o uzunca yüzlü, elâ gözlü, esmer benizli ve kum- ral saçlı Mehmet oğlu Halil ile 35 yaşla” rında uzunca boylu, yuvarlak yüzlü, iri ve siyah gözlü ve siyah saçlı Ahmet oğ- lu Hasan ismindeki yabancılar mahkü- | içinde miyetlerini ikmalden sahra 21 - 10 - 1933 | kongrede zeki 4 manda, 10, ilâ 20 metreyi geçmez. 30 kilometrelik bir rüzgârda, oto jir olduğu yerden havalanır. İnişi paraşüt gibidir. Sahaya lüzum göstermez. Gövdede kanat olma- dığmdan rüyet sahası ve sürat bü yüktür. İniş tertibi: Önde iki, ar. kada bir tekerlekten ikarettir. Ar. ka tekerlek pilotun kumandasında olduğundan, otojir, yerde bir oto mobil kadar kolay idare edilir. Rıhtımdan vapura Yolcuların motörle götü- rülmeleri düşünülüyor Haber aldığımıza göre, limanımıza gelecek vapurlar yolcularının rıhtımlara Ve rıhtımlardan açıktaki vapurlara cu nakliyatın asrileştirilmesi kat'i bir lüzum ve zaruret olarak hissedilmiştir. Merelâ Sasun limanda bile vape yolcularının karaya çıkarılması ve kara» dan vapurlara nakli makineli — vesaitle ” Böyle iken Tmianımızda, bu nakliya- tun eski usül ve kaideler dahilinde, yol- cularım tarafından zorlanarak Beam Pier dağ gelisen tedir. Aldığımız malümsta göre, bunu naza: rr dikkate alan Deniz Ticaret Müdürlü. ğü, yeni İstanbul limanı nizamnamesinin liman inzibatma müteallik hükümlerine istinaden, limanrmızdan da açıkta demir. yenin makineli vasıtalarla ircası için bir proje hazırlamışır. Buna © nazaran, bu nakliyat, münhasıran motörler vasıtasile yapılabilecek ve kayıklarla — nakliyata müsaade edilmiyecektir. Proje, vekâlete gönderilmiş veya gönderilmek üzere bu Yunmuştur. Kabulü © halinde tatbikine başlanacak ve liman nakliyatındaki kar» gaşalığın ve yolcuların maruz bulunduk - ları müşkülâtım önüne geçilmiş olacak tır. —————<— tarihinde Urfadan Suriyeye hudut hari- ci edilmiştir. e Yukarıda eşkâlleri zikredilen iki ya- bancmın bir daha eleinize gelme lerine meydan verilmemesi bütün vilâyet lere tersi edilmiştir. ei Üçer aylıklar Mütekait, dul ve yetimlerin üçer aylık maaşları martta verilecektir. e Adliye dıvarlarının yıkılması Yanmış olan adliye binasının ması için Milli üdü lan münakasa henüz neticelenmemiştir. Bu ay içinde kat'i ihale yapılacaktır. İzmir ziraat kongresi Eğe mıntakası ziraat kongresi bu ay toplanacaktır. — Ziraat Vekilinin bulunması muhtemeldir.