MİLLİYET ÇARŞAMBA 4 ŞRİNİEVVEL (1933 ( 3 Kitaplar | Türk tefekkürü tarihi hakkında bir kaç söz.. Eski Türk dünyasının itikat ve tefekkür sistemi, eski metinlerin ve etnografi maddelerin tam bir tetkikile ortaya konabilir. Felsefe ve içtimaiyet muallimi Hilmi | Ziya Beyin bu yeni kitabı kültür tarihi- mizle uğraşanlar için kıymetli bir eser- dir. Merhum Ziya Gök Alp Beyin tecrü- belerinden sonra “Türk tefekkürü biybu sahada ilik toplu bir eser sayı bilir. Bununlaberaber bu kıymetli eserin pek acele olarak yazıldığını ve bazı nok- taların yeniden bakılması ve izah edil mesi lüzumunu göylemekten kendimizi alamıyoruz. Bizce yanlış ve müphem gö-) rülen bu noktalardan en mühim saydık- | larımızı, eserin ikinci basımında müellif laratından tashih ve izah edileceğini u- marak, burada yazıyoruz. 1 — Türk Kozmogonisinde ilâhlar ve dualisme: - Müellif Türk kozmogonisinden bahse- derken “Gök Tanri bütün yaradıcısıdır. Lâkin (asra yağız yer) onun yarattıklarını mahveder.Birisi raaıcı, öteki yok edicidir. detier, dualar Gök Tanriye teveccüh e- der, (38 - 39 5). Altay - Yenisey Türk dinyatile uğra- şamara malumdur kı Şamani Türkle- Fın akidelerine millete refah ve bereket #emin eden ilahlar (Asra yağız yer)) ihe (yer-su) unulartcır. kn müuarazaksr Şamani Türklerde (asra yağız yer) Al tn Telegey adile takdis olunr. Yakut- larda Gok Tanriden ziyede “yer su, An Darkan Hatun adıle takdis ediliyor, ki koruyucu Tanri de budur. o Müellif bu #aytada Gök Yanri mukabili olarak (a8- ra yağız yeri) alıyor. Halbuki, kendisi- Bin de 42 ve 54 sayfalarda doğru olarak keydettiği gibi, Türklerde uluhi- Yet dünyası başuca üçe ayrılır: — Gök, 2 — Asra yağız yer (yer - su) ve 3 — yaralı (Erlik ve evenesinden ibaret olan | karanlık) Yanrileri) | Müelit bu hükmile 39 uncu sayfada İran ve Türk kozmogonilerini mükayo- 85 ederek çıkardığı neticeyi de makzet- mektedir. Urada *. Hattâ doğruya Türk közmogonisi (Anam yer « Atam Gök) esasına istinat eder.. Esasmı monizim- den alan bu ahenkçi ikitik Türklerin ko- lektit felsefesidir. Nasıl ki İranm milli de mücadeleci ikilik veder,, se bunun neresinde “ahinkçi dua- | Misa lacağımı bir türlü anlayamadık... “Bütün ibadetler ve dualar Gök Tanri| ye teveccüh eder, diye hüküm vermek için eüellirin elinde ne gibi | vesikalar butunduğunu bilmiyoruz. Altay - Yeni- sey ve iuba » Uranha Türklerinin âyin Manilerinin yüzde doksanı (asra yağız yer) Tanrilerine mütevcecihtir. Bunlar uu Gök Tanriye ibadet ve dua pek sey- rek olur, Bazı kabileler bu âş da bir defa yaparlar. Tnri bu âyin, tapkı Hionj oldügu gibi, dağ tepesinde icra olunur. Ukunan duaların büyük bir kısmı bu merasimde bile “yer su, & Tanrilerine teveccüh eder. 2 — Oğuz destanmn bunlar *tahırifi,, meselesi: Hilmi Ziya Bey Oğuz destanının “Tez| kiretür - Evliya,, Manzeni - Esrar Bah- tiyar - Name, Tümur - Kutlug ve Tokta- muş yarlıklarında bulunduğunu, söyli- | yor (67. 5). Bu eserlerin bugüne kadar malüm olan nüshalarında Oğuz Nameye | benzer bir nesne yoktur, Oğuz destanımdan bahsedilirken “O. ğuz türesine bu Mogol kelimesini katış- faran Camiittevarih © müellifi Kadı (!) Koşidettin olmuştur. Bu tahrifin mahi- yeti ve menşalerini “Türkler ve Mogol- İar,, ismindeki makalemizde izah etmiş- tik,, deniliyor (63 5). Reşidettinin Oğuz Nameyi tahrifi meselesi kat'iyen ilmi k:ymeti olmıyan bir faraziyedir. Cami tevarihle kat'iyen alâkası olmıyan muh- telif türkçe Çengiz - Nameler ve Mogol-| <a Yan - Şao - Bişi, Altan Tapçı, Sanang| Sesen gibi eserler bulunup tevkif edil. dikten sonra Reşidettinin günahı olmadı ği malâm olmuştur. Ebubekir Davada, nin naklettiği efsanelerde de Oğuz ve Cengiz adları — karıştırılmıştır. Halbuki (Milliyet) in " p İ metinleri ve İ ağın intişarından bahsederken İ “Daha evvel intişar eden Aramilk mez | yetlerini bu göçebelikten aldıkları, Davadarinin Camiitevarihi o görmediği muhakkaktır. O, bütün malümatını “U- luğ Ay Ata Bitikçi,, den almış olduğunu söyliyor ki herhalde bu rivayetler Mısır ve Suriye Türklerinden alınmıştır. Hilmi Ziya Bey bu tahrif | ididasına mehiz olarak gösterdiği “Türkler ve dı makalesinde “Alanko ef- yanlıktaki Hazreti Meryem ider. Tamamile Mogol lara aittir,, dediği halde (Anadolu mec muası sayı 5 sayfa 175) “Türk tefekkü- rü tarihinde Türk Mitolojisinin en mü- him unsurlarından biri olarak (o Alanko efsanesini gösteriyor (60 $). Eski ma- kalesini tashih etmediği halde mehez di- ye gwstermek okuyucularını — çıkmaza sokmak demektir. 3 — Şaman ve kam kelimeleri: $ 105 de "Türkler de Sihir Şama- nizm ismini alır. Eski Türkler dim vois Avrapalılar bu kelimeyi almışlardır. deniliyor. Bu nen Ziya Gwk Alp Beyden Şamanizmin sihir veya dini bir sistem olduğu meselesi epeyce zamandanberi içtimaiyatçıları meşgul etmektidir. En son tetkikata göre E, İevron ve bunun- İsberaber Ziya Gök Alp Beyin faraziye- leri iflâs etmiştir. Toyonızm denilen bir şey yoktur. “ Türklerde sihir şamanizm ismini a- lır.., Cümleside müphemdir. o Türkler “şaman,, kelimesini katiyen bilmezler, Türkler hiç bir zaman © sihre “şama- nizm,, işlerdir. Soklegel Popre, Rozenberg, Banzakov, Schot, Filischer gibi âlirderin tetkikleri göstermiştir ki *Şaman,, kelimesile “kam, kelimesinin kat'iyen münasebeti yoktur. Şaman ke- | limesi Avrupaya 18 inci asırda malüm | olduğu halde “Kam, © kelimesi Codex Comomcuz vasıtasile 14 üncü asırdanbe- ra malümdür. Biz bu gibi mevzularda Hilmi Ziya Bey genç alim ve o mütefekkirimizden Ziya Gök Als Beyin fikirlerini larile beraber tekrarlamasını değil, yeni hebi,,nide zikrediyor (119 « 118 S) “A- ramilk,, denilen bir mezhep olduğunu bilmiyoruz. Eğer böyle bir mezhep mev- olmuş olsa bile Türkler arasında ta- bildiği devirlerde intişar etmedi. | ğini katiyetle söyliyebiliriz. Uygur harf: lerinin menşei olarak farzedilen **Alrami harflerle “Aramilk mezhebi, min ata kası yoktur. Burada olsa olsa > Nasturi- ler vesair Suriye Hıristiyanlar. vasıtasile gelen “Arami kültürü,, mevzuubabis o labilir. 5 — Türk Filozofu Bilge Tonyukuk neden unutulmuştur? Eski payen Türk felsefe ve hikmeti mevzubahs olunurken müellifErkil Hoca ve Dede Korkot gibi ancak destanları- mızda adı geçen şahısları zikrettiği hal- de tarihi bir Türk filozofu olan © Bilge Toykuk ve onun fikirlerinden Lao - esim ve bu dizme nazarlarından bahsetmi- yor. Toyukun tercümeihali bize Ahmet Yesevininkinden daha iyi | malümdür. Avrupa müsteşriklerin eserlerinden kat'- inazar Necip Asım ve M. Şemseddin Beylerin eserlerinde de buna dair malü- mat vardır. Bizim filerimize göre Tonyukun gö- sebe Türk hayatını her şeyden üstün gö- ven felsefesi Türk kültürü ve Türk te fekkürü tarihinde tetkika değer bir mev- zudur. “Türklerin son zamanlara kadar göçebe kavim olup bütün kudret ve kuv- dinsin: ileri süren Avrupa âlimleri Ton- yukuk felsefesini bir delil olarak göste- iyorlar. Bu alimlerin fikirlerini tashih edecek delilleri meydana © koymak ve gençlerimizi bu yanlış bilgilerin suitesi- rinden korümak içtimaiyatı ve felsefe- cilerimize düşen bir vazifedir . »”» Altayca veya Kokça kelimelerin doğ- edebi romanı: 1 Kır Çiçeği (İnkılâp Geçen bahardı. v r Bir gün matbaaya geç gelmiş- tim, Masamın üzerini o dolduran gazeteler, mecmualar ve bilhassa deste deste mektuplar © arasında küçük bir paket ve mavi bir zarf gözüm i. Ikisi de" İsviçreden geliyordu. İlk defa üzerinde Genevre dam- gası taşıyan zarfı açtım. İmlâsı, ifadesi düzgün, yazısı bozuk mek- tup şu iki sayfadan ibaretti: “Muhterem Beyefendi. Maceraya, sergüzeşte meraklı ol- duğunuz romancı olmanızdan bel- li. Eserlerinize mevzu bulmak için kim bilir hayâlinizde ne macera- lar icat ediyor veyahut Avrupa romancılarının yazılarından neler neler naklediyorsunuz. Müsaade &- derseniz bir eserinizde sizi bu zah- metten kurtarayım. Ben hayatı garip tesadüfler, ma- ceralarla dolu bir genç kadınım. ; | romanı) / Burhan Cahit den göğe, gökten yere fırlattı. Her sıçrayışta sevindim, her düşüşte ağ- ladım. Nihayet bir fileye takıldım kaldım. Bundan sonra ne olaca- imi bildiğim günden bu- günkü hayata kadar, ömrümün her parçasını yazmıştım. Bugün- kü hayatım rahat, endişesiz ve ü- mit dolu. İstiyorum ki bundan son- ra ne çılgınca sevinçler; & hayata lânet ettirici ıstıraplar. beni gelip bulmasın, Bu ümitle kitabımı kapıyorum. Artık hayatımı yazmıyacağım. Bu- güne kadar tuttuğum notları size ü üm. İsmimi $e- refinize terkediyorum. Her şeyi yazınız, yalnız ismimi değiştiriniz. Eğer bu hakiki hayat parçaları sizi alâkadar © etmezse | onları yazdığım adrese iade edi- ILSIHHİZ—Ş ÖĞÜTLER Rontgen muayenesi Bugünkü tababetin bulunduğu bal ve vaziyetile bir takım hekimlerin tıbbın bu şekil ve vaziyetine gösterdikleri te- reddüt ve itimatsızlık halkın hayat ve sıhhatile pek yakından alâkadar olması itibarile ziyadesile mühimdir. Geçenler- de büyük bir şehrin meclisi tı meşhur bir doktor Rontken hastalıkların teşhisinde biltahsis karın hastalıklarında büyük yanlışlıklar oldu- ğunu ileri sürmüş ve bu teşhis ve mun- yene vasıtasınin aldatmaz ve doğru ol- duğunu iddia edenlere karşı pek şiddetli hücumlar etmiştir. Rontken ile Alnan resim fotoğraf gibi bütün hutut ve zaviyeleri aşikâr olmıyan üdi bir gölgeden ibarettit. Bu da maki- ne şeridinin vaziyetine göre husule ge- len zaviyelerden pek kolay bozulabilir. Binaenaleyh radyoğraf fotoğraf gibi her suretle itimada şayan değildir. Bu itibar la bu vasıtaya bel o bağlıyarak yapılan | hataları saymak sırasında bir apandisit vak'asını zikrediyor. o Bu vak'a gerek tıbbi muayene, gerek Roniken muayene inde iltihabi şekilde apandi bildirmiş. Halbuki vak't sal ne evvel yapılan bir ameliyatta apandisi çıkarılmış olduğunu © söylediği zaman meclis azasnın handelerini mucip olmuş tur. Ayni meclit azasından diğer bir dok- tor da başka bir hastanın genö Rontken ile muayene neticesinde — ütihaplanmış bir apandisite müptelâ olduğu teşhisi kon muş ve hemen ameliyat yapılmasına has- ta razı olmuş. Fakat hayret! Ameliyatta hastada apandisitten eser Rontken yanlış çıkmıştır. Gene bu mecliste halkın sihhi yaşa masını yükseltmek ve sıhhi terbiyelerini sürette temin si İkzamgelen tedbir- cr ve bulunması icap eden usul ve ça- eler bahsi ortaya konmuş ve bu. arada bir doktor biyoloji fenninde esaslı malâ. mat sahibi adamların — adedini çoğaltıp bunlar vasıtasile halka yaşayış telkinatı yapılmasını teklif etmeş ve bu meyanda en ziyada halk ile temasta çok bulunan vaizleri bu işe memur etmek hatıra gel. | miş ve bunun için de evvebacvvel bun- ların biyolojide vukuf ve - malümatları | tevsi edilmek iktiza edeceği düşünülmüş, | ancak vaizlerin kafaları - İlâhiyat ile © derece dumanlanmış ve dimağları © men- bandan o mertebe ilham almıştır ki bir türlü bunları başka cihete imale ve çe- virmek mümkün ölamıyacağna © karar verilmiştir , Ahalinin hayatını muhafaza maksadile onların yaşayışlarını sıhhi şe- kilde temin etmek için yapılan bu mec- lisler, bu düşünüşler sıhhi,terbiyeleri ve içtimai hıfzısııhhaları yüksek olduğunu yakindan gördüğüm bir memlekette o- | İuyor, e Büyükada De. ŞUKRU 16 ci yıl dönümü mürüşebetile Haber aldığımıza göre Rusya Ini Bin 16 ina devir. senesi münasebetiyl memleketimizden Türkiye Turing Klüb himayesinde bir seyahat tertip” edilmiştir. Bu seyahat İntarist şirketi ile Nara NI Türk seyahat acenteliği tarafından terip ediliyor. Seyahatin proğramı pek yakında bildirilecektir. Seyahat on gün kadar de- vam edecek ve Ödesa ve Moskova Şe- birleri ziyaret edilecektir. Seyyahlar devir senesi münasebetiyle yapılacak büyük iklerede iştirak edebilecektir. teyahatin mümkün mertebe. ucaz bir fiata mal edilmesi için İzımgelen terti: bat alındığı bildiriliyor. labı- —————— ru trakripsiyonlurına kâtiyen #bemimyet verilmemiştir. Kayra Han ve Erlik adla- ri elimizde bulunan bütün vesika - me- Gnler ihmal edilerek (o Yerlik ve Kara han şekline yazılmıştır. Uuzur - Turfan rin yersiz kullanışları eseria ciddiyetine nazaran hatırı ; sayılabilecek yanlışlar- addolunmalıdır. ABDÜLKADİR nü tahmin ettiğim meşguliyetiniz arasında rahatsız ettiğim af- fınızı dilerim. Bu kitabı size göndetmeme beni sevkeden fikir de şudur. pek beğendiğim (bir romanınız vardır. “Ayten,, siz orada bir genç kızın hayatını anlatıyorsunuz. Ben de bir zamanlar Ayten gibi genç kızdım. Fakat hayat beni onun gi- bi hep'çiçekten çiçeğe gezdirmedi. Dünyada pek kıymetli bir mahlük gibi sevildiğim (zamanlar vardı. Fakat kendimi hayatta pek lüzüm- suz bulduğum dakikalar da oldu. Onun için bu maceranm “bir ro- mancıyı alâkadar edeceğini zan- 'nediyorum. Asıl ismimi yazmayinız. O, dü- ne ait bir kadındır. Ben bugün ba na endişeisz. temiz bir hayat ve- ren bir erkek ismini taşıyorum, o- na hürmet ediniz.,, La Mektubun yazılış tarzı hoşuma itti, Meçhül genç kadm kitabını bütün bir gece okudum. Bu mace- ra beni onun tahmin — ettiğinden fazla alâkadar etti, Vak'alar yaratmış, © hâdiselere yol açmış, tesadüflerle istihza et- miş bir kadınım kırık dökük, ba- görülmemiş, |” Perşembe günü saat -2.30 matinelerinden itisaren İPEK ve ELHAMRA Sinemaları Şimdiye kadar yapılan Türkçe Filmlerin en güzeli SÖZ BİR, ALLAH BİR Rejisör: ERTUGRUL MUHSİN Dikkat: ELHAMRA ve İPEK sinemaları aynı filmin ayrı ayrı iki kopyasını gösterecektir. Perşembe suvareleri için biletlerinizi bugünden aldırmak mümkündür. Tel, İpek 44299. Elhamra 40118 SÖZ BİR, ALLAH BİR İZMİR'de ELHAMRA Sinemasında da gösterilmektedir. Yarın akşam: MELO Gala müsameresi olarak: (HULYALI (8158) TÜRK SİNEMASINDA DUDAKLAR) Misli görülmemiş bir aşk ve musiki filmi. GABY MORLAY - VİCTOR FRANCEN - PİERRE BLANSHAR. İlâveten: Franszca PATHE - JOURNAL (Sonbahar molaları) ve komedi Yar'erinizi RADYO Bugünkü proğram 1545: Hâzen Bey & 20,30 Udi Salâhatı Bar Efendi refal Her günkü meşriyat. VARŞOVA, ILİ m. 19281 Taganni. 4vz5: Edebiyat, 22,20: Solist konseri, Z3,;10: viz bir memleket) ösimli iki temsil, 24: Akşam konseri MİLANO - TORİNO - FLORANSA 20; Haberler. — Plâk, 20,28: Keza, 21,35; Tem Franszem ha (Plâk ila) 20,10: 21,35: Mimari mepris 1935: Japon ve Çin mu Piâk. 21 yat Izi ROMA, 441 im. 7135: “LAWALLY,, isimli Catallaninin ope” rası, BÜKREŞ, 394 m. 185 9,20: Kaza, 20: Ders Piyano konseri. 21.50: Öpereilerden 22,20; Keman konseri. » 235 Musiki BRESLAU, 3İ5 m. at. 21,10: Fliharmonik konser. Fotografçılık dersi Istanbul Halkevi reisliğinden: Yaz tatili münasebetile kesilen fo- toğrafçılık dersine tekrar O başlanaca- ömdan mukayyet — talebe ile yeniden kaydolunacak talebenin her gün saat (17) den sonra Evin Güzel San'atlar merkezi olan Gülhane bahçesi metha- Dindeki Alayköşkündeki müdürlüğe mü- racaatları, Harik Hayat K ortalarınızı Galatada Unyon Hanmda Kâin evvelden tenin e liniz. Tel. 4769) | 7 Lilian Harvey- Zevk - Neşe - güzel musiki - eğlenceli mevzuu çok nefis Fransızca sözlü ve Ben ve İmperatoriçe İlâve olarak: Paramount Numerolu biletlerinizi evelden aldırm. Telefon: 40868 “D,, grupunun sergisi Geçenlerde altı ressamın birleşerek bir grup teşkil ettiklerini ve buna "D,, grupu ismini verdiklerini yazmış ayni zamanda yakında bir sergi açacakları" nı da haber vermiştik. Haber aldığı mıza göre (D) grupuilk sergilerini teşrinicvvelin sekizinci pazar günü Bey: | oğlunda Tunel başında ceki Rus kon | soloahanesi ittisalinde açacaklardır. | ”D,, grupunun sergi yalnız desenlerini ihti ikli mektir, Zira şimdiye kadar ressamlar rımız desenlerini atölyelerinden dışarı çıkarıp bir sergi halinde onları” teşhir etmiş değillerdi. Desenin bir san'atkâ- rın teknik kuvvetini daha bariz bir şe- kilde ispat ve izah edebileceğine inan- mış oldukları anlaşılan "D,, grupu a zalarını tebrik eder ve yalnız deşenle- rini teşhir etmek bir cesaret ve bir nok: sanı telâfi mahiyetinde olan bu ser - gilerinde kendilerine muvaffakıyetler dileriz. Şişlide satılık ev ş lide 6 oda, mutfak, banyo, kalorifer ve her türlü konforu haiz bir ev satılıktır. Müracaat: Milliyet N. B. 6981 aza ve Otomobil ÜNYON SİGORTASINA yaptırmnız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : Beyoği neşeli görünen bu notlarını yalnız bir kaç parçasını çıkararak nakle. deceğim. Çizdiğim kısımlar genç kadınm sinirli, buhranlı zamanlarında bu- günkü cemiyetin ahlâk kaideleri- ne tükürür gibi kaleminden fışkı- ran isyanlardır. Bunları silmekten maksadım fikrime, kanaatime ay- kırı bulduğum için değil, bugünkü neşir sahası tahdit o eden âmil- lerin pençesinden kurtarmak için- dir. Bugün İsviçrenin sakin, © güzel köşelerinde mes'ut bir hayat geçi- ren genç kadının kitabını bu sütun- larda sizinle beraber ben de takip edeceğim, Uluköy 1933 Burhan CAHİT ... Hatırlıyorum... ......... Sekiz dokuz yaşlarında bir kız- dım. “Erzurum,,a yakın küçük bir ka- sabada evimiz, bağlarımız vardı. Etrafrmız başı dumanlı dağlarla çevrilmişti. Kış, yaz tepelerinden kar eksilmiyen bu dağların etekle- ri koyu yeşil ormanlarla çevrilmiş- ti, > Nereden geldiğini bilmediğimiz. lu 4.4888 6985 yalar arasından aka aka kasabanın | yanından geçen dereye dökülürdü, biz bu suların sesine o kadar alış mıştık ki kasabadan biraz uzağa gitsek kulaklarımız bu sesi arar, beklerdi. Geceleri bütün kasaba ı- şıklarmı söndürdüğü zaman bu sular bize ninni söyler gibi o akar dururdu. Bütün kasaba çocukları günleri» ni bu suların dereye döki yıldığı çınarlıkta geçirirlerd Bu çınarlar ne yüksek, ne koyu yeşil, ne engin çınarlardı. Kasaba yamaçta idi. Ve karşı dağın ardından uzufi bir ova baş- lıyordu. Bütün bağlar, bahçeler de ovada idi. Karlı dağlardan inen sular dereyi bazan taşırırdı. Fakat yazın yeşil dere çınarlık, söğütlük aralarından kıvrıla kıvrıla bütün ovaya yayılır, her bağın arasından geçer, dağıla dağıla yavaşlar, kim bilir nerelerde kaybolur giderdi. İlkbaharda çocuklar mektep- ten çıkınca doğru çınarlara koşar- lardı.Orada kasaba ihtiyarları yeşil çayıra uzanıp çağlayanların sesini dinleye dinleye uyur,gençler dere- de su oyunları yapar, biz de onları | seyrederdik. Kaymakam ne iyi adamdı. Bütün kasabalı bu temiz kalpli (8163) Bu akşam MELEK sinemasında Birbirine yakışan artist çifti Charles Boyer son filimlerinde: | Bugünden itibaren ALKAZAR SİNEMASINDA İh 44 TAHTELBAHİR filminin il unutulmaz mümessilleri O JACK HOLT İ$ ve RALPH GRAVES'in son ve harikulâde temsilleri CEHENNEM (” ADASI İz İki lejiyonm ensubunun Afrika)“ di pp nın cehennemi çöllerinde ge'İcai çirdikleri müthiş ve heyecanli m» sergüzeşt ve iztirapları ve gö”İy.. yet hissi aşk sahnelerini tas vir eden fevkalâde dram, (816 dünya haberleri. (8159) sa. de h o o Yavrular sağlıkla Dakik Ziya küvveti ve sevi bu olürak büyüktür (Si Cn » Asrın umdesi “MİLLİYE Tör ABONE ÜCRETLERİ : İe Türkiye için Mariş için İği, LK. ws > 3 aylığı 4— © » 7 ait işler için . Gazetemiz kabul etmez. et al R. BUGÜNKÜ HAVAR Yeşilköy askeri vasat merkezinden #bğlsü malâmala göre buğün hava ogi ve sakin olarak devam edeceletir. 3-10-933 tarihinde kava tağyiki Tİ wsilimetire, en fazla; sedaklık Zi, en as derece idi m el ici ,h yarışları yapar, ihtiyarlarla 6 bet eder, bizimle bile ard Fakat onu o kadar sayardık ki! Kasabalı babamı da çok seve! Kasabanın surlara yakın taraf? da büyük, sekiz gözlü, etrafı b çelik bir evimiz vardı. Erzı geçen büyük memurlar bizim © d de konakladıkları için misafir ek: sik olmazdı. dı Babamı herkes: — Hacı Efendi! Diye sa; Kaymakam çok akşam, gelir, babamla bahçedeki ha başmda nargile içerdi. İkindiden sonra kasabanm ” men her evinde bacalar n başlardı. Akşam karanlığı ken bahçelerden, ovalardan baya doğru küme küme işçil geldiği görülürdü. Babam yılda iki kere şehre İ di. O zamanlar annem: — Yaramazlık etmezsen b sana entarilik getirecek, lokun* kerleri alacak! Derdi. Babamın celeplere sürü yun sattığını hatırlıyorum. kasabada çokları sürü sahibi İf Bizim tarafın meralarında çok koyun beslendiği söylenirdi. N aEPPEePEFİZRsr0Ee ile