| Bizde tayyarecilik nasıl başladı? 1908 senesinin Paris matbuatı 13 Kânunusani nüshalarının ilk sahifele rine büyük harflerle şu başlığı yaz- en adam 50.000 frangı ka- zandı”. iie Bu başlık 1000 metrelik mükâfat- İk uçuşun kahramanı Henry Farman i İ i ir sene sonra, Dajiy Mail gazete- si de Manş di aşabilecek uçucu ya 25.000 franklık bir mükâfat vere- © ceğini ilân etti, © “Ru teşvik te cevapsız kalmadı. 1905 senesinin temmuzunda Kale © sahillerinde çadır kuran üç uçucu” © dan biri - Lowis Blârict -, 25 sabahi fecirle beraber havalandı ve 32 dat l kikada 38 kilometre katederek Manş denizini aştı. : 2 “Bidriotnen bu 32 kilometrelik w- çuşunun askeri tayyarecilik noktai nazarından büyük bir ehemmiyeti ol- dk “ “Uçuş günü, tayyareyi ufukta ilk olarak gören bir İngiliz muhafaza memuru: “Müstevli geliyor” diye ba- gırmaştı. , Manş zaferi yalnız bu basit adamı değil, fakat onunla beraber İngiltere- yi ve bütün Avrupayı da heyecana düşürmüştü 5 Nİ 1909 Manş zaferi milletlere bir nevi: — “Havalarına hâkim ol” Ku- mandası oldu. Nitekim ayni senenin Eylülünde Picardie'de yapılan askeri manevra- lar, tayyarelerin keşf hususundaki ©- hemeniyetini gösterince, Almanya, İn giltere, İtalya, Rusya gibi devletler hemen ordularını muhtelif smıfların dan beşer onar zabiti seçerek bu yeni mesleği öğrenmek üzere Fransaya gön- derdiler. Artık Avrupada tayyarecilik do- ğuyordu. O sıralarda ordusunu asrı hazırın icap ettirdiği vesaitle techiz etmeğe uğraşan Osmanlı devleti de Avrupa ordularında başlıyan bu yeni cereya- ha yabancı 1911 Haziranm- da, Süvari yüzbaşılarından Fesa, İs- tihkâm birinci mülâzımlarından Yu- suf Kenan Beyleri Fransaya gönder- di. © © Pariste Etamps civardaki Bl& tiot mektebinde okuyan bu gençler sekiz ayda memleketin ik uçucuları, havalarımızın ilk kartalları olmuşlar- de v Tayyarecilik bizde de doğmuştu. |! k inkişafı kolay olmıyan tay- yareci! bizdeki başlanğıcı da bin bir müşkülât, bin bir talisizlik ile kar z izl kurtulamadı. 4 ik uçucular için Fransadan tayya | reler alınmıştı. Bunların, o senenin 14 Nisan geçit resminde uçmaları ve ordunun havadan tarassut vesaitine malik bulunduğunu göstermeleri iste miyordu. Brövelerini henüz nlmıf ve uzun uçuşlara imkân bulamamış bu iki yav Fu kartalın hazırlanabilmeleri için, sandıklar içinde Yeşilköy meydanına getirilen ve orada kurulmak ü- zere çadırlara yerleştirilen tayyare su- Aksam ve anasırı teşkiliyesi birbi Denizde ceset Yüzme bilmediğinden boğulduğu anlaşıldı Evvelki akşam saat 18 raddelerin- de Çubukludaki gaz depolarının önün- de bulunan iskelenin allında, saçları dö- külmüş ve burun etleri çürümüş çıplak » bir naşın suların üzerinde yüzdüğü gö- Tülmüştür. Amelelerden biri hemen koşarak hâ- diseden karakolu haberdar etmiştir. Ceset denizden çıkarılarak karakola nak- İedilmiştir. Zabıtanın yaptığı tahkikat heticesinde cesedin Beykoz belediyesi marangozlarından ve Paşabahçede otu- pe Ali Efendiye ait olduğu anlaşılnış- e, Ali Efendi, 21-8-933 tarahine tesa- düf eden Pazartesi günü Paşabahçe İle Çubuklu arasındaki Fırmbahçe de- bilen mahalde denize girerek | suların Sereyanına kapılmış, yüzme bilmediğin. boğularak cesedi bulunamamıştı. Fişekler ve çakmaklar , Evvelki gün Galatada Şarap iskele. Sindeki Ali yazıcı sokağında 4 numa- tahı bekâr odalarında şüphe üzerine Tüsumat muhafaza memurları tarafın in bir ni yapılmıştır. Bu araştırmada 53 mavzer fişeği ile — kaçak çakmak bulunmuştur. İç çakmak, Mustafa, Hüseyin, ve Ali isminde üç kişiye aittir. Fişeklere .#olince, bunlar da ayni odanın altında Şfuran Numan isminde birisine mttir, işekler ve üç çakmak müsadere olu! Atak tahkikata başlanmıştır, Esrarkeş Zeki neden öldü? Esrarkeş Zekinin ölümü etrafındaki tahkikata devam edilmeletedir. Polis Ce- a Efendinin Zekiye bir tokat vurdu- ve Zekinin bu tokatı yer yemez dü- Müp öldüğü tesbit edilmiştir. Ancak tabibi adlinin yaptığı muaye İM neticesinde Zekinin kalp sektesinden düğü tesbit edilmiştir. Cemal Efem Miği er bir gece ansızın çıkan bir fırtına | e parçalanmışlardı. O zamana ait bir risalede, tayya- reciliğimizin bu ilk yer kazası şu tetle anlatılıyor: Yazan: Necip DÜRRÜ rinden ayrı bir halde, çadırlar içinde muhafaza olunmakta iken, Mart niha yetine doğru, bir gece ansızın zuhur eden dehşetnak bir fırtına, çadırların iplerini koparmış, gövdeleri, kanatla rı, dümenleri yerlere çarparak, tayya relerin en mühim uzuvları olan kanat İ İarı parçalamıştır. > Bu kaza, hayatları pahasına öğ” renmiş oldukları, yeni fennin harikü- lâdeliklerini kendi memleketlerine gösterebilmek iştiyakiyle sermesi ve püri olan tayyarecilerimizi yese düşürmüştür. Bundan daha endişcen- iz bi bundan daha istirap- olamaz”. , Fransaya yapılan ikin- en, genç kartalla- tirak ümidi kalmamıştı. v Nitekim de öyle oldu: Rep fabri- kasına sipariş edilen tayyareterden birisi resmi geçite yetiştirildi. Ancak bunu fabrikadan gelen bir pilot uçur du. Yeşilköy istasyonu yakınında bir tarlada, alelacele, kurularak ayarla” nan bu tayyare, 1912 11 Nisanım- da, pilot “Görden Bel tecrübe uçuşunu yaptı. z “Gerdon Bel" üç gün sonra resmi geçite iştirak ediyordu. Yukarıda bahsettiğim risale, bu w çuşu şöyle naklediyor: “14 Nisanda “Gordon Bel” tayya- resiyle yalnız olarak Ayastafanos meydanından yükselmiş, Davutpaşa,, Kâğıthane vadisi üzerinden Hüriyeti- edebiye tepesinin balâsma varmış, ©- rada geçit resmi yapan kıtaatı âske- riyenin semti resinde dolaşmıştır. “Gordon Bol” memleketlerinde böyle sun'i bir kuşu ilk defa olarak görmekten mütevellit hayret içinde sermest olan halk üzerinde daha bü- yük bir tesir vücude getirmek için zemine bir az yaklaşmak istemiş, fa- kat geçit resminin Kâğıthane ve Alibey derelerinden akan cereyan havalarm birleştiği bir noktada icra edilmekte bulunması ona bu arzusunu tatbika imkân bırakmamıştır. “Gordon Bel ir iki defa inmeği tecrübe etmiş, lâkin her alçaldığı bir kaç yüz metreye mukabil tayyaresi- ni sarsan, sağa sola yatıran hava dal rının tezyidihirs ve asabiyet eyle i görerek fikrinden vazgeçmiş, Hüriyetiebediye Tepesinin üzerinde 1200 - 1400 metre irtifsında dolaşa- rak tnyyaresile büdumücerrette dai- reler resmeylemiştir”. Bu yabancı kartalın bizim hesabı- mıza yaptığı uçuşlar, temsil ettiği fab rikaya yeni siparişlerin © verilmesine, fabtikanin uçuş inektebine yeni tale beler gönderilmesine vesile oldu. Ayni senenin Haziranında. İstih- kâm Kolağası Cemal, Piyade Yüzba- şıları Refik, Feyzi, . Topçu Yüzbaşısı im, ilkinci mülâzım Nari, ve Mitat, İstihkâm İkinci Mülâzimi Salim, Sü- len Şükrü Beyler Avrupaya ha- vi öğrenmeğe giden ikinci kafile nin efradını teşkil ediyorlardı. Yine ayni senenin Temmuzunda diğer bir kafile de Piyade İkinci Mü- zimlerinden Mehmet Ali, Aptullah, Fadıl, Sabri, Topçudan Saffet, Çark çı sınıfrndan Fettah, Tophaneden A. | ziz İngilterede Brokland'da Bristol mektebine gönderiliyordu. Artık havacılığımız yol almış gidi yordu. | Vila; Yeni tayinler Bugün memurlara tebliğ olunacaktır Yeni İstanbul teşkilâtında münhal olan memurluklara dün bazı tayinler yapılmıştır. Bu tayinler bugün me- murlara tebliğ olunacaktır. Hayvan sergisi Açılacak olan hayvan sergisi hazır. hıklarına başlanmıştır. i fih ceset morga nakledilmiştir. Morg bugün raporunu verecek, Cemal Efendi hakkında takibat yapılıp yapılmaması. na bundan sonra karar verilecektir. Bir sandal parçalandı , Evvelki akşam saat 19 buçukta Yes mişten Galatsdaki Kalafat yerine bir yolcu ile gitmekte olan Rizeli Mustafa» nın kayığına köprüden kalkan 9 numa- ral Haliç vapuru çarpmıştır. Sandal parçalanarak yolcu ve kayıkçı denize dükülmüş ise de vapur tarafından kur- tarılmışlır, Biribirlerini yaraladılar Dün sabah Şehzadebaşmda Sıvaşlı Mustafa ile rain rai bri yüzünden kavga çıkmış, neticede Mu- hittin Mustafaşd bıçakla kalçasından erisin ina Mustafa da o Muhitüni muühtolif yerlerinden ağır surette yara- lamışlardır. Her ikisi de Cerrahpaj hastanesine İanldırılmıştr. NK Bir çocuk denize düştü Çengelköyünde Yeni mahallede mek tep sokağında 15 numarada/ oturan 13 yaşında Yorgi iskelede müvazenesini kaybederek denize düşmüş isede kur- tarılmıştır. Hâmile kadına dayak Beşiktaşta Kılıçali mahallesinde 6 turan Zeki polise müracaatla 9 aylık hamile bulunan zevcesi Mükerrem Ha- Hava kazaları De Pinedo'nun akıbetine ait intibalar Yukarıdaki resimler, İtalyan tay- yarecilerinden De Pinedo'nun yeni bir masefe rekoru yapmak üzere New-York'tan havalanırken - sulutu- nu göstermektedir: 1. — Tayyare re- kor için havalanırken; 2. — Yerden ayrıldığı sıralarda; 3. — Uçuş istika- metini muhafazaya uğraşırk: Meydan civarındanki sele çarpışı; 5. — İştini edişi; 6. — Do Pinedo a- levler içinde. (Bu fotoğraflar film makineleriy- le tesbit edilmiştir.) . Lioubliana - Soudjak hattında ormana düşen tayyare Yügoslavy: Lioubliana ile Soud Hava çiftleri Ne Açıkta talebe Kalmadı (Başı 1 inci sahifede) Muhtelif sebeplerle henüz mek- teplere girmiyenler Maarif Vekâleti. ne bir istida ile müracaat | ederler. | Vekâletin mürandesile bir o mektebe yazılırlar. Bu gibi talebenin alınması için bütün mekteplere yeniden tebli- gat yapılmıştır. Bir dersten ikmal “Bir dersten ikmale kalan ikmalde , de muvaffak olamıyarak neticede se- mıfta ipka edilen orlamektep son sınıf talebeleri ve lise son sınıf talebeleri Miselere ve fakültelere namzet talebe kaydolunabilmeleri için vekâlet bu 86- ne de müsaade etmiştir. Bu karar ge- çen sene olduğu gibi, bir seneye mah- sustur, Bu kabil talebe © döndükleri dersin imtihanını önümüzdeki © sene vereceklerdir. l Haydarpaşa Lisesi “Haydarpaşadaki eski Tıp Fakül- tesi binasının Maarif Vekâletine dev- ri Heyetivekileden © karar çıkmıştır. Bir kaç güne kadar bina te- sellüm edilecektir. Ay başından evvel Ha; Lisesinin açılacağını ü- mit ediyorum. Bu hususta bütün ha. zırlıklar ikmal edilmiştir. i Kasımpaşa Ortamektebi “Kasımpaşada bir ortamektep açıl. miası o mukarrerdir. — Bina © arı yoruz. “ Bina bulunur bulunmaz mektep derhal açılacaktır. Burada or- tamektep açılınca bu semtin çocukları diğer mokteplerden naklen buraya ya» zılacaklardır. peyami RE İİ İtalya sefiri Romadan avdet etti Mezunen Romada bulunan Italya Sefiri ve refikası Madam Lojacono Hellouan vapuru ile şehrimize gelmiş- lerdir. jak arasında işliyen bir yolcu tayya- resi 12 eylül sabahı saat & da hava- Jandığı meydanm i orma- na düşmüş, pilotu ile makinisti ve al- tı yolcusu telef olmuştur. Yolculardan beşinin Yugoslav ve birinin Alman olduğu bildirilmekte- dir, Rusyada sukut eden bir vir Leh tayyaresi Lehistan Sivil tayyare teşkilâtı re- isi, Kaymakam Filipoviç ile Yüzbaşı Lewoniewski'nin rakip oldukları tu- riza tayyaresi Rusya dahilinde Ka- zanlı kilometre mesafede sukut etmişç.pilot Sewoniewski almış oldu- ğu yaralardan mütessiren ölmüş, Fili poviç tayyareden atladığından, para- şütle yere inerek, kurtulmuştur. Bu iki tayyareci bir turizm tayya- resi ile turizm mesafe rekorunu kır- mak üzere 11 Eylülde Varşova'dan Moskova'ya havalanmışlardı. Akdenize inen bir İtalyan tayyaresi Cönova ile Barselon arasında işli yen bir İtalyan tayyaresi 12 Eylül sa- bahı “denize inmek mecburiyetinde kalmışsa da yolcuları © sırada ora , Vyner Spor geliyor (Böğr 1 inci sahifede) Amsterdam takımını 3 - 1, Almelo ta- kamını 7 - 4, Utrecht takımımı 7-1 yenmiştir. Bu takım bütün Avrupada dolaşmış ve buna mümasil namütena- hi güzel neticeler elde etmiştir. Bil hassa takımın kalecisi Franzl yirmi defadan fazla Avusturya i kalesini müdafaa etmiştir. Müdafiler Wanderer - Purtz Avru- panın (Geçilmez set) ünvanını kazan- mış oyunculardır. Bir çok defalar enternasyonal olmuşlardır. Muavin hattı o Dumserot - Gallas Kellinger - Mahal'dan terekküp et- mekte ve biribirlerile pek iyi anlaş- matkadırlar, Bu haf hatlı Avusturya milli takımında çok defa oynamış ve biribirlerile son derece güzel uyuşa- bildikleri için muvaffak olmuşlardır. Forvet hattında en iyi olan sağ ta- raftır.(Giter - Semp) bu iki oyuncu. , çok genç olmalarına rağmen harikulâ-, de güzel oynıyan ve çok seri olan o- yunculardır. ' Santrfor Hanel milli takım santr. ; forlarına dahil olup idaresi çok mü- , eldir. Sol taraf Pevny - Pilwein'den mü- , rekkep olup bunlar da şütördür, / Takım ekseri gollerini sağ ve soliç- lerile yapmaktadır. — Santrfor Hanel gol yapmaktan ziyade takımın umu- mi ahenginin nâzımı vaziyetindedir. Her ha'de cuma günü seyredeceği- miz ilk maçın son derece heyecanlı olacağını şimdiden tahmin etmek güç bir iş değildi Ne yüzle? Bundan yedi sekiz sene evvel Ro- bert Kollej'de verilen bir müsamere- de bir hâdiseden dolayı o © vakit bu mektepte muallim bulunan D; şer- in hizmetine nihayet verilmişti. His- siyatımilliyeyi rencide edecek şekilde olan bu hareketinden dalayı da mek- tep idaresince bir tarziye olarak bu muallimi ayni zamanda memleketine | inde etmişti. , Dr. Fişer tekrar Türkiyeye gelmek istemişse de, memleketimize girmesi” ne müsaade edilmemiştir. Bulutların üstünde Stratosfere Profesör Pikar'ın Stratosfer se- yahati hayli eski akat bu se- hayat hakkında yazılan yazıların bir türlü arkası almmadı. Geçen. lerde gene bir gazete bu mevzu et- rafında iki sütun yazı yazmış. Se- yahatin cereyan tarzımı anlatan bu yazıyı hülâsaten naklediyoruz: Profesör Pikar'ın Stratosfer se- yahati kadar dünyada heyecan ve alâka uyandıran ilmi teşebbüs pek azdır. Gayesi kozmik şuaatı yakın. dan, Atmosfer dahiline giderek ta- biatleri değişmeden tetkik etmek olan bu teşebbüs bize ayni zaman- da Pikarın, hiç bir bulut teşekkül etmediği için “ebedi o güzel hava mıntakası,, diye tavsif ettiği Stra- tosferi de tanıtacaktı, Uçuş sürati için o hemen de hiç bir kudret sarfına ihtiyaç göster. miyen Stratosfer, bilhassa tayyare. cilik için tanıması mühim bir mn takadır. Alman (Berta)larınm Umumi Harpte mermilerine âzami sürati temin ettikleri bu mıntakayı tay: recilik istikbal için mevut bir sah: telâkki ediyor ve özendiği baş dön- dürücü sürati burada bulabileceği- ni ümit ediyor. Pikar, hava tazyikinin onda do- kuz nisbetinde azaldığı bu mınta- kaya ancak hususi şerâite malik bir balonla gidilebileceğini düşünmüş- tü. Ancak hocalarmdan (olduğu Brüksel Üniversitesinin fizik lâbo- ratuvarlarına verilen ( tahsisatın böyle mühim bir teşebbüse kifayet edemiyeceğini de biliyordu. Pikar, Balçika Kralı Albert'in himaye ve gayretile meydana gelen | ve gayesi büyük ilmi teşebbüslere yardım olan: (İlmi / teşebbüslere | yardım sandığı)na müracaat ede- | rek muavenetini talep etti. Talihli bir adam olan Pikar, mü- racaatında muvaffak oldu. Sandık balonun imal masrafı deruhte e- diyor; buna mukabil de Pikar ba- lona bu müessesenin adını veriyor- du. Nakdi müşkülâtın ortadan kalk- masile mesele bitmiyordu. Balâkis asıl müşkülât inşaat meselesinde toplanıyordu. Balonda bir tarftan 50,55 dere- ceyi bulacak müthiş soğuga karşı tertibat almak diğer taraftan hava azlığından boğulmak tehlikesine karşı koymak icap ediyordu. Balonun sepetini, kudreti suu- diyeyi azaltmamak için hafif, su- yun nüfuzuna tamamen mani ola- cak şekilde ve madeni olarak yap- mak lâzımgeliyordu. Teneffüs te- min için tazyik halitabiide tutula- cağından hariçteki düşük tazyika dan geçmekte olan bir gemi tarafın- dan kurtarılmıştır. Boğazlarda Ağır toplar (Başı 1 inci sahifede) kan Devletleri aza bulunmaktadır. Almanya ve Rusya Komisyona dahil değillerdir. Komisyonun Türk Hükü- meti ile olan münasebatı çok iyidir. “Meşgul olduğumuz en mühim me- sele Boğazlarm askerlikten tecrididir. Lausanne muahedesi mucibince Tür- kiye, Boğaziçi sahillerinde ve Çanak- kale Boğazda daimi surette ağır topçu bataryaları (o bulunduramaz. Türkler karada ağır top bulundurula- maması hakkındaki kayde itiraz ede- rek bir harp zuhuru halinde kuvvet- lerin müsavi olması için, büyük zırh. lar ve kruvazörlerden ağır toplarm kaldırılmasını haklı olarak istemek- tedirler. Bu mesele yakında Milletler Cemiyetinde müzakere edilecektir.,, Yeni neşr;yat Yeni Türkiye coğrafyası Eski İstanbul Maarif müdürü Saf fet Beyin ilk mektepler için yazmış ol- duğu coğrafya kitaplarından dördüncü senelere mahsus olan (Yeni Türkiye) ve (Umumi) coğrafya namındaki ki- taplarınm yeni tab'ı çıkmıştır. i Bu eserler çok açık bir turkçe ile ya- Mündericatı ruhlu ve çok canlıdır. Her iki eser yüz kırkardan fazla oriji. Bal resimlerle ve on altışar tane renk li çok güzel haritalarla tezyin edilmiş Bu eserlerin uzun bir tetkik ve te- tebbuun mahsulü olduğu mündericatın- dan anlaşılmaktadır. Eserlerde usulü tedrisin ve pedagojinin son nazariye. lerinin nazarı dikkate alındığı ve ço- cuklarn) tetebbu ve muhakemelerinin uyandırılması hakkında tetebbu edile- cek mevzular namı altında güzel mev. zular konmuştur. Coğrafyayı bu eser. lerden takip eden çocuklarımızın mem» Teket vatan muhal ulüviyeti kutsi edinmemeleri imkânsızdır. Eserlerde sırf bu noktai hemmiyet verilmiş ve milli mukavemet için sepetin çok sağlam da olması matluptu. Birbirile zıt daha bin bir müşkü- lât: Havayı kaçırmadan lüzumsuz mevaddı dışarı atabilmek imkânı; hariçte nihayetlenen kumanda ter- tibatının hem çok hassas hem çok sağlam olması; teneffüsle dahilde. hamizıkarbonun çoğalmasına mey- dan verilmemesi... Balon hareket esnasında tama men şişirilmiyecek ve âzami şişkin» liğini ancak Stratosferde bulacak: tı. Binaenaleyh balonu şişirmek a- meliyesi de pek nazik ve ince he- saplara dayanan bir işti, Pikar bütün bu müşkülleri düşün dü ve hepsine çare buldu. Fakat bu kadar ihtimama rağmen evvel. den hatırlanmamış bir çok müşkül. ler baş gösterdi. 14 Eylül 1930 da yapılan ilku- çuş tecrübesi bir fırtma yüzünden | muvaffakiyetsizlikle o neticelendi. İkinci bir tecrübe için Pikar müsa- it bir hava beklemeği tercih etti, Nihayet bütün hazırlıklar tamam landı ve Pikar da 931 senesinin 26 martında havalandı. Öyle bir havalanış ki, en cüret- kâr ilim adamlarını bile endişelere sevkedecek tehlike ve talihsizlik- lerle dolu. Evelâ: Balonun ipleri profesörle muavinine haber verilmeden bıra- kılıyor. Habersizce ve yarım saatte 16000 metreye yükseliveren uçu- cular o kadar ihtimamla hazırla- dıkları tecrübe ve tetkikleri yapa- mıyorlar, Sonra: Balona yalnız bir şişe su konulmuş olduğunu görüyorlar ve güneşin müthiş sıcağından müte- hassıl hararete ister istemez katla nıyorlar, Sonuncu ve en feci sürpriz de: Balonu şişiren gazı idare eden ip- lerin Pikar ve arkadaşının haberi olmadan balonu yere bağlamış o- lan iplerden birine dolaşmış olma- sıdır. Binlerce metre yüksekte, tazyik farkı dolayısile balonlarının patlı- yarak helâk olmaları £ tehlikesine karşı âciz bir vaziyette kalan bu i- ki âlimin heyecan ve ıstıraplarının ber türlü tahmin ve tasavvurun fev kinde olduğu şüphesizı Keza akşam serinliğinin imdat | larına yetişerek balonun patlama tehlikesinin bertaraf (oluşundan mütehassıl sevinçlerinin de anla- tılmıyacak kadar büyük © olduğu lim, seyahat defterlerine lütfunu bir kelime ile kay» detmişler: Kurtulduk!!., N Seyahatin neticesi karilerimizce malümdür: On sekiz saatlik bir u- Küçük iktıb, Yeni Alman makineli tüfekleri İyi haber alan menabiden verilen ma lümata göre, Hitler hükümeti Dosdorf- daki Rhcin - Metall fabrikalarına Stan. ge 52 - 206 modeli mühim miktarda mit ralyöz sipariş etmiştir. Reichswebr za- © ten 1931 denberi bu modeli kabul etmiş bulunuyor, j Maamafih şimdiye kadar Alman or. dusu son derece tehlikeli olan bu silâl- tan mühim miktarda bir stok sahibi de- gildi. Bu silâbın hususiyetleri şunlardır; 52 - 206 mitralyözünün mermi mah- reki 2000 metredir. Namludan çıkan merminin sürati saniyede 740 metredir. Mitralyöz dakikada 600 mermi atar ve hava ile soğutma tertibatını haizdir. amlı uzunluğu 60 santimdir, mit- bütün g uzunluğu 117 santi- Bu yeni mitralyöz tipi Stange ismin- de bir Avusturyalı mühendis tarafından yapılmış ve mühendis ihtiramı Doslorf daki Rein - Metali fabrikasma satmış- tır. Şimdiye kadar Rein - Metall Versay munhedesi mucibince Almanyada 52 - 206 modelinde makineli tüfek imal et. memişti. i Ancak Rein - Metal'in © İsviçrede kontrolü altında bulundurduğu Selma silah fabrikası bu modelde makineli tü fekler imal etmişti. Fakat Hitler iktidar mevkiine geçtikten sonra Soleure fabri kasının bir kısmı Doslorf'a nakledilmiş ve orada imalâta başlanmıştır. ta raftan Soleure fabrikası da bu mitral. yözlerin imaline devam etmektedir. (npress) —————— coğrafya kitaplarımızda bundan daha iyi bir eser olmadığı anlaşılmıştır, 3 Maarifimizde kıymetli hizmetlerile tanınmış olan Saffet Beyin bu sene &- serlerinde gösterdiği musaffakıyetten dolayı kendisini tebrik ederiz. ”