ml me Cenevrede izakereler nm Dançig koridorunda Hit- tarafından yapılan bazı teşeb- büsler ve emrivakiler üzerine tehlikeli bir vaziyet belirdi. Avustürya Nazileri hareketler GEM Von ğurmak nasıl vazife ii de harp yapmak öyle bir borçtur, Al- manyanın Versailles muahedesini yırta- cağı söylendi. İngiliz Harbiye © Nazırı Lord Halsham da müeyyidelerden bah- seti. Hülüsü barometre fırtmaya işaret ediyordu, İki nutuk baromötreyi indirdi: Reisi- cümhur Roosevelt'in bütün dünya dev- letleri reislerine hitap eden beyanname- si. Ve Hitler'in mutlu. Alman Başveki- li, Cenevrede müzakerelerin girmesi üzerine Alman Hükümetinin ta- kip edeceği siyaseti izah « etmek üzere geçen çarşamba günü Reichstag'ı maa davet etmişti, Bütün dünya biliyor ki Hitler meclisten her istediğini yapmı- ya salâhiyet m Bu salâhiyet o ka- dar vâsidir ki meclise sormaksızın Al manyanm Teşkilieşasiyesini bile deği- tirdi. O halde “Harici siyaseti izab,, tan | maksat ne idi? Neden bunu meclise izah etmek lüzumunu görsün? Bütün dünya, Hitler'in Versailles muahedesinin büt hükümleri ifa edilmi demek için sahne hazırlamakta olduğuna hükmetti. | sahne, İngiliz teklifinin kabul © dileceğini bildirmek için | hazırlanıyor. muş! Yani bütün bu hazırlık bir biğften ibaretmiş, Hitler Almanya için müsavatta tekrar Ancak bir intikal devri kabul bildirdi. Bu müddet zarfında | eğer dizer devletler de. silâhlarını Ak manyanın raddesine indirmezlerse Al manya silâhlanacak. Sonra Almanyanın müdafan silâhlarından mahrum edilemi- yeceğini söyledi. Alman milletinin ha- yat halkından ve Versailles muahedesi nin haksızlığından velhâsıl gürültü içine şunu sıkıştırdı ki Almanya Reichswehr yani 13 senelik hizmetle alman - askeri teşkilâlını dağtımıya ve İngiliz teklifin- deki kısa müddetli mecburi hizmetle alman ordu Uteşkilâtmı kabul “et- meğe hazırdır. o Esasen Cenevrede- lüğüm de bu idi. Bütün dünya Hit- alkışladı. Fakat Hitler de Brüning zlanma konferansı toplandı. Kom- feransta *öz alan Alman murahhası Na- dolay, ileriye sürdüğü tadil tekliflerini aldı. Ve İngiliz teldifini / yalnız kavele için de,, bir esas olarak kabsal et- tiğini bildirdi. Bunun üzerine konferans | çıkmazdan çıkmış oldu ve şimdi inişli ça- | kışlı yoluna a etmektedir. ... Amerika Ralizlnkerinen bütün ei. han devletleri reislerine gönderdiği be- yantame bazı umumi prensiplere temas ediyordu, Beyannamenin şümdl ve e- hemmiyeti ancak Cenevredeki Amerika murahhası bunu tefsir ettikten sonra an- laşılacaktı. Bunun içindir ki Rooseveltin beyannamesini okuduktan sonra herke- sin gözü Cenevreye döndü. İki gün ev- vel sözalan Amerika murahhası Mr. Nor- man Davis Amerikanm (silâhsızlanma ve teminat meseleleri hakkında o noktaj mazarını izah etti. Amerika İngiliz tek- esas itibarile kabul ediyor. Taarruz silâhlarının ilgasımı, Almanya ile diger devletler arasındaki müsavatın kabul €- dilmesini ve silâhsızlanma hakkında ka- rarlaştırılacak © hükümlerin beynelmilel bir daimi komisyon tarafından müraka- be edilmesini teklif ediyor. Teminat hak kında Amerikanm noktainazarı daima ehemmiyetlidir. Çünkü Amerika bu nok- tada muhterizdir.E; i mesini ve mütecaviz İmacak tedbirleri baki için Amerikan bir harekette bulunmı- yacağını bildirmiştir . Ajansın malüm 0- lar cetrefil lisanile Amerikanın bu nokta etrafındaki taahhüdü şu yolda | anlatılı- yor: “Her hangi bir devletin sulhü ihlâl et- mekle mücrim olduğu milletler yapılacak müşavereler neticesinde ma- lüm olarak ve mut Ame- rika, bu bapta verilen hükümlere diger devletlerle hemfikir olmak şartile sulhü yeniden tesis için muhtelif memleketler tarafından sarfedilecek çer mesai. yi suya dü; ten sakmacaktır.,, Müliyetin edebi Romanı: 114 MAKEDONYA — Ses çıkarma! Davranma! Geber- Sıska kıranta z adam, parmağı taban- cazınm tetiğinde kızın üzerine saldır. dı. Fakat o anda payını Vin acı bir çığlıkla elimi boynuna attı, Yere düşen Mp vana GREN vi cağım " hiz- iz bazlı çekecek zaman bulabilmişti.. Bir çıngırak sesi işitildi: hal? Mihal! çıkamadı. Diğ: yak yakalamışlar ve ağzma bir men- klz Wadi Seipiylaki ler mutlaka bombalara ateş verdiler. . Koş. . çabuk.. yoksa yandık! Ve kızı sürükliyerek (o mutfaktan çıktılar. Her türlü ihtiyatı unutturan ki taahhüdü çok geniş değildir. Müteca- viz hakkında alacak tedbirleri Amerika | da tasvip etmek şartile bunları suya dür yürecek harekette bulunmuyacak, Yani müspet yardım vaadinden ziyade menfi bir harekette bulunmıyacağını bildiri- yor, öle Hitler'in nutkundan sonra dört devlet misakı tekrar mevzuubahis olmağa baş- ladı. Göring Romayı ziyaret dinli. Bu ziyaretin ertesi günü geçen ee edilip te tahakkule ettirilemiyen İngiltere,Fransa, Miniş ve / ve Almanya mi- sakının imza edilmek üzere bulunduğu haber verildi. | Dörtler misakı demek artık muahedet lerin tadili demenin başka bir ifade tar- zıdır. Bi Almanya silâhsızlan- ma meselesinde bu derece | sulhperver 'davrandıktan sonra muahedelerin tadili meselesini ileri sürebilirdi. Ancak Ro- madan verilen haberde azacık istical &- dildiği anlaşılıyor, Romada Mussolini, Göring, İngiliz Sefiri Graham ve Fran- sız Sefiri Jouvenel arasında görüşüldüğü sarihtir, Fakat henüz bir neticeye varıl- dığına delâlet edecek emare görünmiyor. Bilâkis Fransız matbustı böyle bir neti- ceye varıldığını tekzip etmektedir. Fran- sız Parlâmentosunda bu mesele halkın- da hükümetten istizahta bulunulmuştur. M. Daladier henüz ortada imza edilmiş bir şey olmadığını ancak Fransa tarafın. dan kabul edilebilecek bir mukavele ü- zerinde mutabık kalımırsa imza etmekte tereddüt etmiyeceğini bildirmiştir. Bu sözlerin büyük bir mana ifade etmediği saribtir. Her halde şu muhakkaktır ii bu dört devlet misakı üzerinde daha çok işlenmek kizemdir. .. Uzak şarkta Japonlar cenubuna Pekin üzerine vam ii çoktan tahliye ee e yürümekte de- caki payitabte iştir. Ve şehir her Bir için aradıkları vesile de çıkmış gi- bi sörümüyordu. Tıpkı Şanghay'ın işgali sıralarında olduğu gibi bu defa da Pe- kinde bir Japon tebaasına hakaret edil. | di. Çinliler tarziye vermek için Japon resmi mahafiline müracaat ettiler, Fakat Japon memurları tarziyeyi kabul etme- diler. Ve bu Japon tebaasına yapılan ba- karetin cezası eski Çin payital li derecesinde ağır olacağı zannedil, Fakat bu dakikaya kadar Pekin'in işgali hakkında bir haber gelmemiştir. Japon- ların şimali Çinde kendi siyasetlerine karşı uysal davranacak bir bülcümet te | sis etmeyi düşündükleri anlaşılıyor. Ba, bir bakımdan müstakil, bir bakımdan da | | Japon müstemlekesi olan Mançurya İle Cenubi Çin arasında bir devlet olacaktır. Ancak bir defa bu devlet tesis edildikten gelecek. Öyle ya! Japonyanın müdafa- Zn peg arp için Mançurya, Mançuryanın müdafaası için şimali Çin, simali Çinin müdafaası için de orta Çin lâzımdır. U: Ja pon siyaseti, kurt ile kuzu | hilâyesine benziyor. Ahmet RR an eN e a Bükemediğin eli... Gençliğin en hararetli çağında idiler. Tath tatlı konuşurken işi birden bire di şakasına döktüler. Aralarındaki bo- ğuşma epeyce sürdü, Neticede ikisi de berabere kaldılar. Yenen yenilen belli ol- mamıştı, Boğuşmayı benim gibi uzaktan seyre- den orta yaşlı bir arkadaş müdahale etti: — Hanginizin kuvvetli olduğu böyle | ! — Ya nasıl anlaşılır? İzah ettir — Karşı karşıya geçer, biribirinizin e- Bini bükmeğe çalıştrsınız. — Muvafık, muvafık 1,. diye bağrış- İkisi de kendine güveniyordu. Ortaya çıktılar. Biri yumruk haline getirdiği elini u- zattır — Haydi, göreyim seni.. Kavırl.. Öteki hu uzatılan eli ilkin var kuvve» tile sıktı, fakat taş gibi İsatılaşan yum- tuğu bükmek değil, yerinden bile oyna- tamadı. Hırsından yüzü mosmor olmuştu. Bir elin kuvveti yetmeyince iki elile krem mak teşebbüsünde bulundu. Gene nafile! Bir aralık, yeniden hız alıp bir gayret sarfetti, Bunu bir dördüncü, bir beşinci, bir oltıncı hamle takip etti, Büt eler, biribiri arkasına boşa rakladı. Hepimizin yüzüne ayrı ayrı baktık. tan sonra, tekrar arkadaşının yumruğu. nu tuttu. Sonuncu hir saldırı: yapacak sandık. Halbuki, ummadığımız hi” hare- kette bulundu. Muhatabının yumruğunu tutup. şap 'diye öptükten sonra başına koydu. Sordular; — Bu da meri? Gülümsedi 5 — E.. Azizim, ne yaparsm.. Bükeme- eli, öp te başına koy. Demişler!.. M. SALAHADDIN MECCANEN İncili Şerif kitabını göndermek için adresimize yazmız: Maison de la Bibic Dpt. T.2. GENEVE (SUİSSE) a 2894 amm 13332) TASHİH Güzetemizin 18 Mayıs perşembe nüs hasında imtişar eden | İstanbul birinci Ticaret mahkemesinden. «sörlevhalı ve 2265 numevolar 3 sütünlülk ilânda : Yeni postahane PİER Sier EE nında mevcut emvalin 1 Mayrs Çarşamba) olduğu yazılacak i- ken sehven 31 Haziran gösterilmiştir. Tashihi keyfiyet olunur. (8170) Ekmel ci sekili et, erzak ve yaş sebze ile odun ve mngala kömürü münakasası İstanbul Nafıa Fen Wektebi Müdürlüğünden: Nafia Fen Mektebinin 933 mali senesine ait ekmek, et, erzak ve yaş sebze ile odun ve mangal kömürü ihtiyacatı ka- palı zarf usulile mevkii müna kasaya vazedilmiş ve fiatlar mütedil görüldüğü takdirde Haziranın 4 üncü pazar günü saat 10'da ihalesinin icrası mu karrer bulunmuş (olduğundan taliplerin şartnameleri görmek üzere cumartesi, “pazartesi, çarşamba günleri öğleden sonra saat 16 ya kadar Gümüşsu- yunda kâin Çasköepbeki müba yaat yemle ları. (2103) müracaat 2803 Gedikpaşada Jandarma Satınalma komisyonundan: 100 ilâ 110 adet yerli beylik yün kilim pazarlıkla alına cağından 27-5-933 cumartesi günü saat 15 ten 16 ya kadar pazarlığa girmek üzere isteklilerin bin beşyüz kuruştan iba- ret ilk teminatlarını maliyeye yatırarak makbüzlerile bir aatları. (2396) likte komisyonumuza mürac Kin, Politika, ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif aamamamaesesasamamasasasenee ir can kaygusu ile sokak kapısını açtılar, dışarı fırladılar. Boynundan yaralanan arkadaşlarını yüzüstü bi. rakmışlardı. Patlıyan tabanca, kızın haykırışları, lanan adamın feryadı dar sokağı VE mineli yığını ile doldurmuştu. Bu sırada kapı açılıp ta kundurasız il damım ağzı tıkalı bir genç kızı sürük- lediğini görünce ilk merak bir hayrete inkılâp etmişti. İş bununla kalsa gene iyi... Belki içlerinden bir kaçı bu ga- rip hâdiseye müdahale eder, kızı meçhul heriflerin ellerinden kurtar- mıya kalkışırdı.. Lâkin yalınayak he- riflerden biri avazı çıktığı kadar; — Canını seven kaçsın! Bombalar patlıyacak! Canını seven kaçsın! — diye bir de nârâ atıvermez. Sokaktakiler arapsaçı gil lerine karışarak, itişerek ( kakışarak, yusyumak olarak a başladı- lar, Bu kaçışma me olduğunu anlıya- mıyan anacaddedeki halka da sirayet etti. Az sonra Bankalar caddesinden Havyar Hanına kadar uzayan bir pa- nik civardaki dükikkncıları Bu gürültü patırtı arasında yalma- yak heriflerle Lübinaka kayıplara ka- rıştvermişlerdi. Ana baba günü bu.- Kim arar, kim sorar. Feyziye mektebinde Cuma akşamı. - Leyli talebeden bir kaçı yemekha- henin, zemini taşlık, loş koridorunda- ki çeşmelerde marul yıkıyorlardı. Bu her hafta talebenin tekerrür eden bir ananesiydi. Perşembe akşamı evlerine gidenler, cuma günü gezip tozduktan sonra mektebe dönerken evvelâ zerze- vatçılara uğrarlardı. Sonra bakkala girerlerdi. Sonra. . Hükümet meyda- İ nındaki şekerciden alkollü şeker alır- lardı.. Sonra. . eh sonrada (Feyziye inektebinin leyli kısmma * çıkan dik yokuşu tırmanırlar, meşhur “Kibar. İar,. ailesinin konağı önünden geçerek | | Hikâye - İzin z İki müteahhit — Fransızcadan Samuel ile Blumenthal iki Rus Yahudisidirler ve Kızılordunun belli başlı müteahhitlerindendirler. Her ikisi bu kahraman orduya, ne- ye ihtiyacı varsa onu yetiştiriyor- lar. Galetadan tutunuzda fasulye, kumaş, cephane vesaireye kadar... İşler pek yolunda gittiği için iki ! Yahudi az zaman içinde zengin oldu. Günlerden birgün başlarına hiç beklemedikleri bir felâket geldi. Tesadüf insanı bazen ihya, bazen | de imha edermiş. Olacak bu ya, o- gün Moskovada en yüksek bir ko- muayene — elti ve iki müteahhidin verdikle- çarıktır, şartname nerede, teşlimat nerede? Ekmek yapılan unun yarısı bıçkı tozu, halis yün diye gösterilen ku- maşlar kâğıttan. Hülâsa iki ada- mun şahsı menfaatleri için koca | bir orduyu atlattıklarını — gözile gördü ve sonra kalbile iman etti. Artık arkasını söylemeğe | lü- zum yok. Samuel ve Biumenthal derhal Divanıharbe verildiler ve on dakika sonra da idama mah- küm edildiler. Reis müdhiş kararı okuduktan sonra dediki: — Bir memleketin âli menfaat- leri ile bu şekilde küstahça oyna- iyorsunuz. An- mahkeme, sizi ölüm- lerden ö beğenmenizde serbest Bırakıyor. İsterseniz kurşuna dize- lim, isterseniz asalım, isterseniz boğalım. Kararınızı bildirmek için size on dakika müsaade ediyorum. Divanıharp heyeti, iki mahkü- mu kendi hallerine bırakarak, on dakika için salonu terketti. Onlar gittikten sonra, ortalığı, insanı ili- ğine kadar donduran derin ve ağır | bir sükünet hasıl oldu. Nihayet Blumenthal ağzını açtı: — Yahu! Dedi, halimiz — feci.. | Nasıl olsa öleceğiz. Bari acısız ve | izdirapsız bir ölüm seçelim, mese- ir duvarın önüne koysun- lar. Gözümüzü bağlasınlar, arka- danbir manga asker ateş etsin. Fakat Samuel kaşlarını kaldır- dı, bu fikri beğenmemişti — Olmaz, dedi, sen budai sın? sakın böyle bir şey söyleme ik işi banaz Ben ikimiz için de güzel bir çare buldum. Tam o sırada müzaköre odası- nın mahkemeye açılan kapısında Dıvanıharp heyeti göründü. On- dakika geçmişti Reis yerine geçince iki caniye hitap etti, — Karar verdiniz mi? Samuel hemen ayağa kalkti: — Efendim, iple idam ederse- miz, muvafık olur fikrindeyiz, de- Blumenthal bu sözü işidince söylemek için, arkadaşının kul: ğma eğildi: — Yahu, dedi, ne yaptın?. Ben dünyada asılmak istemem. O zaman Samuel dudaklarında soluk bir tebessümle eğilerek ce- vap verdi: — Korkma Blum, ölmeyiz iple- ri veren biz değil miyiz? GÜNEŞ yan yana iki börük ahşap konaktan ecel binaya girerlerdi. al er şeyde müttehitti ama. . Marul yıkama meselesinde herkes ge- çimsizlik ederdi. Dar taşlıkta altı musluk vardı. Hal- buki marul yıkamak için sıra bekliyen vesabı yoktu. Yemek zili kararım kadar herkes marullarını te- bassırı İsmail Remzi Bey iki bir dinle- mez, musluklar önünde duranlara tev- kifi, izinsizi basar ve zorla (© yemek masasına İş bununla bitse gene iyi. .. Marul larını yıkıyabilen bahtiyarlar, yangöz- le etrafı süzerek katır kutur ye başlarlardı. . Sinirin yoksa dayan. Tabii müthiş bir hr o çıkar.. İsmail Remzi Bey bu vaziyetten istifade ede- rek bir kaç izinsiz daha yazmanın yo- Tunu bulurdu. Bu yüzden ne belâlar çıkmamıştı. ? Az kafa göz mü yarılmamıştı? Nihayet talebe, bugün dünya dev- letlerinin yaptığı gibi, siyasi itilâflar İ vermek, edindirmek, çirak etmek yüzü İyin ARTİSTİK Giremasinla LİANE HAİD ve WILLY FORST tarafından muazzam ve zengin film. Liste: (71) İ Mağrur: kendini beğenmiş. Mahabet: ululuk, gösteriş. Makale: gazeteye ve rilmiş yazılar. Maksm: büyük yer, buy ruk yeri, Makarr: duracak yer. Mak bul: beğenilmiş. Maktu: keşilmiş. Mak sat: düşünce. Maki: uygu, düşünceye uygun. Mamur: düzenli, yapılmış, Ma- na: yöz özü. Manzara: görünüş. Ma- su si Beyoğlü 44 üncü ilkmektep muallimleri #»s# Liste: (70) 1/gs: ortadan kaldırmak, İrham: do- guş, İltibas: benzeyiş, © İltifat: güler yüz göstermek. İltihak: karışmak, ka- tışmak. İltimas: arka çıkmak. İleizam: ondan yarn. İmkân: olabilen, olabilir. İmtihan: sorguya çekmek, denemek. İmtiyaz: ük. İmza: at kalıbı, ka Irbeni, basma. İtina: özenmek; İtiraz karşı gelmek. /tiyat: alışkınlık Beyoflu 44 üncü ilkmektep muallimleri vx Liste: (69) Tehalük: seğirtmek, abukç | yapmak. Tembih: uyandırmak, Temsihat: çikür- mak. Tevahhuş: ürkmek, (korkmak. Tevali: birbiri arkasıra. Tevatür: uydu varak yaymak. Tevazu: gönül alçaklı- « Tevazün: uygunluk, beraberlik. Ter * paylama, azarlama, Tevcih: dön dürmek, yöveltmek. Zeveccüh: sevgi göstermek. Tevehhüm: korkmak, ürk- mek, Tevkif: tutma, kapı attına tilma, | Beyoğlu # üncü ilkmektep muallimleri .» Liste: (68) Maarif * bilgi işleri, Mabet: tapınma yeri, Macun: koyulaşmış. Maden: yer altından çikarılan. Marifet: bilgi, de- gerli iş, ustalık, Bfaruf: tavanmış. Mas İâhats iş, Matbuat: basılmış yazılar, Mazbata; topluluğun verdiği küst. Mar but: sağlam, Mezeret: suçsuzluk. Maz- Dum: Çiçkilli suçkı). Maznum: eklen | miş. Mazhariyet; karışmak. Beyoğlu 44 üncü İlkmektep #muallimleni .. Liste (69) Tehalük: stalkanlık evmek, düşgün- lük göstermek. Teabih: kökçe uyandır mak demektir dilimizde uyandıracak, i açtıracak türlü buyurmak ma | unda kullanılır, buyuruk © yaşa ten- bih türkleşmiştir. Tensikat : düzeltmek, yaşaya koymak, Tevehhüş: korkmak, üremek. Tevali: geleni kesilmemek,bir biri ardınca gitmel e, Tövatür: GL "Berkes ilçak gönüllülük. Yevbih: azarla- mük, sucu sayarak uslulandırmak, tek- dir etmek, tekdir türkleşti. Zeveik: gerirmek, dönmek, tevcih ve tevcihat türkleşmiştir. Teveccüh: yönülmek, yö nülmek, yönelmek eyi yüz göstermek, gayirmak. Tevehhüm: kuruntu , kork- mak vehim etmek, kurumu ile kork- mak tevehüm türkleşti, Tevkif : birak mamak alıkoymak, duedermale. Göztepe hazinedar oğlu Baha ... Liste: (S4) Mahsus: duyulmuş hisedilmiş, umu- | ma ait olmayip hasolan, ayorulmış, gös terilmiş bu manada türkleşmiştir. Mah. | #en: içinde eşya vestire saklanan yer, bodrum, magasa, mahneen türkçeleşmi tir. Medar: dayanak, yardım, bir geyin döneceği yer, devir edeceği yer, daire tarzında yol, sebep vesile, halka, daire medari saratan, muaddililneharin yir- PRENSİ (3793) tesis etmeğe mecbur kalmıştı. Faraza Dramalı bütün ılar bir grup, bütün Se- lânikliler bir ikinci grap teşkil etmiş- lerdi. Diğer memleket talebeleri de onları taklit ederek (| teşkilâtlanmca mesele büsbütün çatallaşmıştı. Bu 30- fer kavgalar fertler & arasında değil kümeler arasında cereyan © etmeğe başlamıştı. Birlikten kuvvet çıkar derler ya. . . İş ilerileyince muhtelif şehirler tale- beleri arasında mukaddes ittifaklar belirmiş, nihayet mektep © biribirine muhalif iki zümreye ayrılvermişti. Eski Bizansta “Maviler - Kırmızılar, 1914 ten evvelki dünyada “İttifak - İtilâf, bugünkü İstanbul futbolünde “Galatasaray - Fenerbahçe” ikiliği gi- bi bir şey... Ve bu iki grupun bir takım elebaşı- ları, çığırikanları türemişti. En ufak bir fırsatta kavganın daniskası yapı- İıyordu. . Şaka şey değil, namus me- selesi bu. . Marul yıkanacak, boru de- gi. İşte bu akşam da gene musluklar. dan habre ha su akıyordu. Dramalr- lar daha erken geldikleri için mi ne, muslukları zaptetmiş bulunuyorlardı. |: 7—TASDIK © 4—TAZİYE TE mi üç buçuk derece budü şimslisğii Sı mefruz olan daire medari cedi, lık olkadar budü conubisindeki mefruza. Medeniyet: insanlık, hay lıktan kurtuluş, insanca yaşayiş, di mi lik şenlik, ilerlemek, bedeviyetin, - ile Bil anketi Ti inci liste ve gelen karşılıklar” 79 inci“liste ANKARA, 5.A.A.— T.D, TOP mizanda e atesi çedur 1—TAAMOL 8—TASMİM o 55 2—TAARRUZ 9—TASNİF 3—TACİZ 10 — TASVİR TADI. 11 — TATBİK 5 — TASARRUF 12 TATMİN ol 6— TASAVVUR 13— TAZAMMUNİ “rl ti, erkinlik, olgunluk, Muhabir; eşi gi Ten veya gönderen haberleşen. Muli fet: karşı komak, dinlememek, uy suzluk, uygunsuzluk, uymamaklık, olmak, Muhatap: kendine söz söyle türkleşti. Muhatara: korku, türkk Muhtariyet: başlı başma. Muhtira? dırdığı. Müdeyele: eldenele geçi Müddet: çağ türkleyti, Müzebzep: makarışık, şaşırmış, şaşkın. Göztepe hazinedar oğl ii RADYO | Bucünkü programi N İSTANBUL ; Gramisfen rka saz: (Kemal Niyari B. vefiy m yazarak bildiren, s?'ıkçı, kat i : .s » kaday ları). rini 2 alma vie vel .” ANKARA : ri IZ3N Gramafon konseri İse 18 alaterkn ver - 18,45 Keman konseri (Ekrem Zeki Bey) 1920 fransızca dere, yı 1950 Gramofon devam MR 20110 ajana haberleri cen, VARŞOV. him, 13,15: Plak. ik. 18: orkestrn. Ölerdi Hafil ve 2030: Tefrika. Zi gp konferi konser. 24,051 My, ser (Hafif parçala, b BUDAPESTE, M0 ğ 1925 Siyan musikisi, 20,38: Verdinin TÜgip; opereti. Sonra dana v MÜNİH, 532 ma. st) 19,45: Amerikadan; Haftanın yenilikleri. #film Milli neşriyat. 22,35: Radyo orkestrast, ek VİYANA, 518 Zor, Mesher sanatkârların gramafon el? ZAM zamatkirlarn gremefen pi MİLANO - TORİNO - FLORANSA tu. man O yü öğnümü münasebetle merasim, FUSO: ler. 22: Senfonik konser, PRAG 488 2015: Slrler, 200: Bende, ümrike. Hİ Tiyatro termeili. ROMA, 441 ss, — Zi Hal Pik 22085 Lekarin Lİ lantanı) ismindeki operet temsili. il BÜKREŞ, 304 m. ii 3: Plâk, 1A,IS: lâ 18 Radye orkeriğ ş x 19,15: Radyo orkestrası, 20,45: Plâk ile va temsili. zman emilen tarihinde hava tasyiki lim, geç 22, en e santi Hoş.. çoktanberi de iki taraf da zımmi bir mütareke mevcut gibiy”"”'” Dramalı Nizameddin ile Selânikli Bil, o san İpekçi > 2. iştir şerek usta piyazcı çırakları gi al i marulların tuvaletini yapfİ?). lardı. Birden ne oldu? Nasıl - “Anlaşılamadı. . Serezli küçük bir fa lebeye Ergerili bir Arnavut talebe an detli bir yumruk indirdi. İhsan 1#0900 çi müdahale etmek isteyince zarfik b, çikti. Fakat durur mu ya.. Allaf Huni, el vermiş... Hemen hasmına çeliği, | verdi. j — Yetişin!. Remzi Bey Hızır gibi yetişti ve her iki gruptan “Büyük Marul rebesi,, esnasında yararlıkları lenlerin taltifi icap etti. Sağa kaç izinsiz dağıttı i Lâkin izinsizle bitirilemiyen, | bat işleri pek çoktu. Bilhassa Nİ dinle İhsan İpekçinin, İsmail ye) a (Devami Beyin dafterinde epey dolgun #abicarileri vardı.