2 Kasım 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

2 Kasım 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrın uindesi «MİLLİYET» tir 2 T.SANİ 1932 İderehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: r bir kıyamet koparmasın. Yapar mak | erime si ru e <İ TÜRK SİNEMA Yam işleri Müdürlüğü 24319 | değil. Saz şairleri gelir, karşı. | — Edouard, seni herkes, inu i-| çiürmeğe kalkmış. Edourd zor. İdare ve Matban 24310 lıklı ve irticali şiirler söyler. abuk: ben mrt Smile dr # eri e e ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için içini! LK | 3 aylığı 4— s0 » Galen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya alt işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz iânların me- #'uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- inden verilen malümata göre bugün hava kısmen bulutla 6- lacak ve rüzgür garbi istika- matlerden esecektir. Dün hava tazyiki 786 meili- metre, en fazla sıcaklık 21 ve en az sıcaklık da 15 derece idi. | gece si İbrahim Alâettin ve ve Besim Atalay B.ler!, Ben Üsküdarlıyım.. Üskü- darda vaktile semai kahveleri vardı. Bilhassa ramazan ayın- da şenlenen bu kahvelere meş- hur şairler gelirdi. Meşhur şa- ir diyince. Halil Nihat Bey. Fazıl Ahmet Bey yahut Abdül. daha doğrusu terennüm eder lerdi, Şu son günlerde dil mesele- si yüzünden İbrahim Alâeddin ve Besim Atalay Beyler arasın da da böyle bir müşaare başla- du. başladı değil aldı yürüdü. İki tarafın şiirlerini ibretle o kuyoruz, Üsküdardaki şairlerin biribirile çekişen bu iki lisan mütehassısından farkları şu i- di. Onlar şiirlerini irticalen söy | lerler, arada saz da çalarlar ve - ne bileyim . daha cana yakın mevzular intihap ederlerdi. Üs- küdarın semai kahvelerini dım. Gürültü Elimden gelse (şehir gürül- tüleri ile mücadele teşkil edeceği: — Fransızcadan — İkisinin de bir sevgiye derin ih mak istiyorum. Metelâ Dodo de- sem sana... Olur değil mi.? Dodo — Öyle istiyorsun, öyle olsun, ne yapalım ?. İıracağız değil mi?. — Peki yavrum, © madem ki sen muvafık buluyorsun. Bunu Edouard şöyle lâf olsun diye söylemişti. Bumu sezen genç | kızm içine keder çöktü. — Yok, Allaha sen alay etme Ben vallahi ciddi söyl Bel | ki sen bunu slelâde bir heves san | edersin. Ama, benifa için hiç te | öyle değil, . Bon seni seviyorum rd, ömrüm oldukça sevece- ğim, Edourd sevildiğinden şüphe et- | TW miyordu. Zaten sevilmediğini bi se severmi idi?. Bazı kimseler ki içerler, kokain kullanırlar, hi lâsa kendilerine göre, bir zevkin Edourd da kadın Yaşasın gelin! kendisini orada, kem de başka bir | fi kızla oturduğunu görünce, kızılca du, Bu zamandan altı ay geçmişti. Demek ki Georgette evleniyordu. Içerde dnvetliler “Yaşasm gelin!,, diye bağırıyorlardı. Bir aralık gelinin gözü Edourd' u gözlerine takıldı. Ha Aldırmadı bi- şkından intiha: ra kalkan Jotte sanki o deği O zaman Edourd, yanındaki kaza: — Haydi gidelim, dedi. — Hemen mi?, Me güzel otu- ruyorduk işte Dodocuğum. — Ben Dodo Mado değilim. — Ne oldu sana?. Demin ne güzel konuşuyorduk. Bana neden İ bu kadar haşin davranıyorsun?. İ Ben ki seni ne kadar çok seviyo. m Edourd içini çekti: — Evet, dedi, öyle derler. Biz biliriz. BUYUK GAZINİN| “| Edourd bu hatıraları düşünüyor- Bu akşamdan Yarın” aşi ARTİST sineması; Rus edi meşhur romanı FRİTZ KÖRTNER ANKA ŞTEN 8 Dostoiewsky'nin KARAMAZOFF KARDEŞLER Fevkalâde Bir Muvaffakıyeti Meclis reisi Kâzım Pş. Hz. le muhterem Başvekilimiz İsmet Pş. Hz. nin İran Hariciye Nazırı Frugi Han ile Ankaradaki mülakatları birinci defa olmak üzere ve fevkalâde bir surette sesli sinemaya alınmıştır. Hem kendilerini görmek hem nutuklarını dinlemek için ELHAMRA ve MELEK İK Ğİ bi Beyin TALEBİ UMUMİ ÜZERİNE ELHAMRA SİNEMASI Marlene Dietrich ve Clive Brook tarafından temsil edilen mühim, muazzam ve merakaver Şanghai Ekspres filmini henüz görmemiş olanların görmelerini teminen BİR KAÇ GUN DAHA GÖSTERECEKTİR. İliveten; Paramount Jurnal ve İpekfilm gazetesi tarafından sine imaya alman Ankara'da Cümhuriyet Bayramı ve İran Hariciye nazi” rı Firugi Hanım İsmet ve Küzum Paşalar Hazeratı ile Tevfik Rüştü SER e Sinema'larına MER gitmeliniz mülükatları intibastı Zıran. sarhoşu; salepçiyi; simit re nl : çiyi. otomobil | klaksonunu, ag hal ül İN | aleni Mlifatları ie Bu aşan MELEK, siremaamda frenklerin (pötard) — dedikleri | di: diem Ap rayame göre) Fedor öze Üi En büyük Pari: muvaffakiyeti — Amma ben, biliyor musun? | rine karşı kendisine —yüksek tak “e osrelen Fransızca sözlü ve şarkılı filmi İğ) takdim edecektir. | Mümessil. | leri: Mütevehhiş ve manidar yüzlü FRİTZ KORTNER ve dilber Grouchenka rolünde AN- dir ve iltifatlarda — bulunan (bü yük Gazi Hazretlerine), Filorinair İ Nâzem Beyin: (Cümhuriyet Bayra mımızı) tebriken çektiği tazimkâr telgrafnameye, — kıymetli / bir iltü fat hatırası olmak üzere — Reisi Üç yüz seneden az yaşanmamağa ku rar verdim. Sen bakalım, üç yüz | sene beni sevobilecek misin?. Ki kız, ta içinden yelen bir yn motörü susturacak ve anbulluya bir rahat uyku u- | yutacak... Eğer cemiyet teşek- kül ederse çok aza bulacağını umuyorum. Şöyle boş bir va- kit bulursam bu işe teşebbüs e- Otomobilde izdivaç (PARİS - MEDİTERANEE) JEAN MURAT'ın Daktilo, Aşka Töbe filmleri gibi en fazla muvaffak olduğu ve Hikmetinden Sual olunmaz! Arkadaşlarımızdan birinin zlbettel dedi. Edourd bu kadar sevildiğine b e gelmiş... Yani; deceğim.. Bu iş ola dursun, | memnun, güldü: b Cömhur Hazretleri, Nazım Beye ce. | NA STEN ve FRİTS RASP. nir ii bir. şey dediğim bir şapka... | dün akşam kıştan beri ilk defa | e bu güzel sözün 49- | vaben yu (tel yazımını) göndermiç- | SMMMNMMEMMMNMMMAMANAANN EE Anna Bella - Duvalles ve Bütün Riviera... Dinleyin! Bizim matbuat arka. ! olarak şehirde geceledim... Sa- | "“Kucaklaştılar. lerdir; ile beraber temsil ettiği eğlenceli ve şen bir filmdir i daşlarımızdan iyi huylu. munis | bahleyin tam saat altı buçukta, Nehir kenarında bir lokanta” Filorinalı Nâzem Bey İlâveten: Parsmount Jurnal ve İpekfilm gazetesi tarafından sine ve filesof İffet Bey isminde bir Üsküdar tanışımız vardır. Bu zat Boğaz içinin Rumeli yakasında otu- Bundan üç dört gün evvel nun bahçesine girmişlerdi. Barası sakin, güzel manzarah, hoş bir erdi. yı Lolo âşıkının elini tuttu ve sık- dikkat ie bahleyin altı bu. çukta bü li mi maya alınan Ankara'da Cümhuriyet Bayramı ve İran Hariciye Na- zırı Firuyi Hanın İsmet ve Kâzım Paşalar Hazeratı ile Tevfik Rüştü Beyin mülâkatları intibantı. C: Cümhuriyet Bayramı- ER nızı ben de kutlularım. uri, bilmem bir cemmi gafir hep bir | tı: Kİİ ee bir akşam geç vakit vapurdan| ağızdan avazı çıktığı kadar ba, | — Mer'udum: Çok mevudum, Reisi Cümhur Gazi Yörlerinizi » evvelden “Verili MMBİği çıkıp boğazın poyrazına doğru | gırarak bir vatan şarkısı te- Mustafa Kemal — g Dodo, genç kızın kalbinde tev- yürürken perişan saçlarına kon lit ettiği aşk ve muhabbetten bir rennüm ediyordu... Yataktan muş olan şapi mı miş ven nize düşmüş... Karanlık. rüz- gör, akıntı bu kaçak şapkanın | uzaklaşmasını kolaylaştırmış: | ... Güneşte daha Iffet te es bei açık olarak var | doğmamıştı.. Hüner şarkı söy- miş... lemek değil, söylenecek zamanı Ertesi günü Matbuat cemi- yetinin ihvana verdiği çay feti var.. (İffet) te davetli. Bi- naenaleyh mutlaka şehre in- mek lâzım. İffet başı açık git- mek istemez... Arkadaşlarınm ni birimden Sl; bi şark ani | Makine yapacağım baş tacı eder ve şehre iner... Bendeniz Urfanın ee ma kinist mektebi irüyüm, Şizm- Matbuat cemiyetinin çayı Beyoğlunda bir (Lokal) de ve- rilir, Çayın tesirile (davetliler şapkalarını şaşırırlar; o akşam tamam on yedi kişinin şapkası değişir. O meyanda (İffet) in- ki de yani (İffet) in arkadaşı. ! nınki de sayisi Ve İffet te | bu değişmiş şapkayı ödünç şap alime verir İşe bazan insanın şapkası hiç suçu olmadan değişir.. Hikmetinden sual olunmaz. kalkmadığım için geçenleri gör İmedim. Fakat eminim ki; cad- de üzerinde uyanmadık kimse intihap etmektedir. Kari süfunu İ di Hereke | fabrikasında çalışıyo rum, Masrafsız. bir makina ihtira ettim. İcap eden yerlere müraca- at ettim. Kaç beygir kuvvetinde kuvvei muharrikeli makine ister- seniz, gelip imal edeyim. Hiç bir masraf talebinde bulunmayorum. Aldığım cevaplarda, ihtira beratı almak için, kanunun maddei mah susasma göre hareket ediniz, de | * yorlar. Halbuki ben berat isteme- yorum, makin yapmak isteyo- Közim nevi gurur duyuyordu. Tam o sırada yoldan doğru bir ölomebil gürültüleri duyuldu. Ar kasından şen bir kafile bahçeye dağıldılar. Dodo ile Lolonun tam oturdukları yerin karşısında büyü cek bir salon vardı. Lokanta yeni gelenlere: — Bu taraftan buyurun, bu ta- raftan buyurun! diye yol gösteri- yordu Lolo: — Bir düğün! dedi. İçerde bir de oraya sureti mah susada getirilmiş bir © gramofon çalmağa başladı. O sırada Lojo, âşıkının kolunu | tuttu: | — Geline hak! Geline bak! de di. Aman ne cici şey, o ne şeker şeyl Edonrd, üzerine beyazlar giy- miş olan o günün (kahramanına baktı. Ve dudaklarına kadar yük selen bir ismi telâffuz etmemek için, kendini zor tuttu. Evet, ev- velce Jotto diye çağırdığı kızdı. a da Edourd'ı Eddy diye çağırır- ” Birden gözünün & önünde bir çok facin sahneleri canlandı. Bu kız da eskiden kendisini canını met, Komedi 3 perde Zabitan gecesi, Onu görmemiş | İş ve İşçi | Müliyet bu sütunda iş ve — istiyenlere tavassut ediyor. 6 bei yele Gir melik Ja İş büromuza müracaat et- irler. İşçi istiyenler Bir daktilo Hanım aranıyor 50 lira ücretli. Dördüncü Vakıf | ban dördüncü kat | müracaat. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Temsilleri Bu akşam sant 21,30 da Bir Ölü İ - 6 numaraya Evi Yazan: Hik- METROPOLİ ve zengin filmi. Ayrıca Hüveten: gelos'ta yapılan Olimpiat bakaları. larımız fazla doldu. NEV- YORK opsrasi tenoru sevimli ALEXENDRE GRAY tarafından © tekmili RENKLİ ve SÖZLÜ ve şarkı muazzam 1932 Los An- © GÖRÜNÜZ e TEN 2 müsa- » BUGÜN © E M “ MA D Jj z Yeni adliye E i K tayinleri N Kr Kk ANKARA, 1 — Adliye Vel Kadınların Sevgilisi | Nefis Şarkıları hâvi sevimli OPERET... TORK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkeri idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. İleti mazmirin istihap encümeni bu | Kes Tata hafta toplanarak yeni tayinlerle | a ÂDEM ve HAVVA Aksini iddia etmek ahmaklık o- lur, Karşımda kendine bu kadar söz söyleyen, aşk ke- telâffuz ederken alaycı bir tebessümle dudak büken sen bile, Sedat. sen bile eğer o kadına te- sadüf etmiş olsa idin. eğer onu bir kaç defa görmüş. onunla bir kaç defa konuşmuş olsaydın, emin ol ki sen de kendini kurtaramaz” dın... Bu nasıl bir şey biliyor mu. sun? Kendini son sür'atle uçuru- ma doğru giden. freni tutmayan ve dümeni bozuk bir otomobilde farzet.. Gözlerini kapamaktan baş- ka ne yapabilirsin?.. . Hayatta etraflarına ag saç” mak için yaradı kadınlar var, canla iri tehi ie ün dön dürücü birer uçurum halinde etra fımizda her an bizi tehdit ederler. tehlikesi. levhası da yoktur. Ve işte bu eksiklik bizi yanıltr. Bu kadınlardan birine tesadüf etmek, tesadüfen bir daha terkedemiyece imiz. bizi yavaş yavaş mezara Yaşar Nabi sürükliyecek olan morfine kokai- ne alışmak © kabilinden bir şey... İşte benim felâketim böyle bir kadma tesaduf etmek oldu... Bundan dolayı pişman mıyım? Bil memi.. Bir kokainoman. “ kokaine alıştığı için pişman mıdır? Söyle diklerine bakılırsa evet, fakat bu mal amin onlara öyle bil bir sü nr ştrr ki bu zevkin hatırı için bile bile, isteye isteye ölüme gtimeğe razı" dırlar. Pervanenin ateşe koşması ibi... Pervane acaba ateşe atıldı- ğından nadim midir?Şakin. fırtına sız bir hayat, sükünet içinde saa- det şüpbesiz ki çok güzel. çok tatlı şeylerdir ve gene şüphesiz ki ben o kadını tanımadan evvel rahat ve huzurun saadetine maliktim.. Fa- kat şimdi “onu tanımış olduğuna nadim misin?” dersen dilimin ucu ibi. hiç düşünmeden evet!” diyemeyeceğim. Çünkü ben — düşünüyorum. © Çünkü bu aşk (önümde © öyle © geniş ufuklar açtı, bana öyle sonsuz he- | ister liye dünyayı pek sathi bir ba kışla görüp geçmiş olacaktım. A- ma bunun ne zarârı var, diyebil sin. dünyaya gelmemiş olan insan lar bu mahrumiyetlerinden dolayı müteessir midirler?.. — Bu macera seni adamakılir filozof yapmış... Ben aşkı, senin anladığın manada aşkı. henüz his- setmemiş olduğum için nasıl şey olduğunu - “bilmiyorum, o fakat sözlerin oObeni - çok - alâkadar ediyor Kökü ister ruha bedene - bağlanmış olsun —esasen aslında bunlar hep ayni şey değil mi? — bir aşk hastalığı olduğu muhakkak ve buitibarla da tahlil ve tedavi çarelerini araştır- mağa değer bir omevzu.. Fakat şimdi bunları geçelim... Bana şu macerayı anlatsana kuzum. çok &n teresan bir şey dinliyeceğime emi nim... Cahit büyük bir ceht sarfedi. yormuş gibi ağır ağır kolunu kal. dırarak cigarasının külünü tablaya düşürdü. Cigarayı tekrar (ağzına götürdü, bir nefes çekti, Başını yu karı kaldırarak ve ağzını bir daire halinde açarak dumanı salıverdi, sonra gözleri dumanın havada res- mettiği halezonlara, harikulâde bir şey seyreden bir adam gibi dikka; i Jedaldı; ğu zaman midemizi boşaltmak na. sıl bir ihtiyaçsa içimize sığmıyan fakat bizden başkasını da alâkadar etmiyecek hislerimizi, düşünceleri mizi aaa anlatmak ta öyle.. Bunu yapmadığımız — zamanlar inatçı bir inkıbaza uğradığımız zamanlarda olduğu gibi adeta mad di stirp duyuyoruz. Ben, bilir- kendinden çok az bahseden sevinçlerini, ister ulvi, ister gülünç olsunlar, kendisi için saklıyan bir insanım, Gururum. sır larımın münhasıran kendime ait olmasını emrediyordu.. Onu daima ve her şeyden aziz bildim. Gururum ki benim her şeyimdi.. . Fakat şim di o eski gururdan eser kalmadı. Şimdi eğer ben maceramı kimseye anlatmıyorsam. bu. sadece etrafım da beni dinliyecek samimi bir tek dost bulamayışımdandır. Anlat- mam için bana yalvarmana hacet kalmıyacak. . Ben asıl dinlediğin için sana teşekkür etmeliyim. Sana hepsini anlatınca biraz ferahlıyaca ğımı. biraz genişliyeceğimi hisse- diyorum. Bir doktor bazen bir dert ortağı olarak ta hastama hizmet e- — Fakat ben şimdi karşında bir doktor olarak değil, bütün çocuk- luk ve genciki hatıraları hatıraları na karışan bir arkadasın ve en can Sözümü yanlış anladın..Ney so dinle.. Kibrit kutusunu asabi parmak” ları arasında açıp kaparken gözleri ağzından savurduğu duman halka. larına.maziye ait hatıralarını tesbit eden bir sinema şeridi seyreder gi bi dikkatle dalmış. yavaş ve yorgun bir sesle anlatıyordu: — Mehtaplı bir temmuz gece- sidi .. Başlangıç pek şairane oldu. Ama. hakikati de - değiştiremem Evet. o gece hayatımda sey- rasladığım en güzel (o mehtap- lardan biri vardı.Erenköyde bir sa ray yavrusu denebilecek (kadar muhteşem br köşkün küçük bir or Man nümuünesi olan bahçesinde, ka dırlı, erkekki yirmi kişi kadar var dık..: Dayımın kızı İclâl bir arkada" şmın verdiği bu mehtap ziyafetine benim de gelmem için çok israr et. miş, ben de hatırını kıramıyarak, hiç tanımadığım insanlar arasında uzun bir gece geçirmek tehlikesine | rağmen. ricasını kabul etmiştim. Evsahibi Nihal Hanıma bir iki de- fn dayımın Erenköyündeki evinde tesadüf etmiştim... Davetlilerden işi ile de ancak bir gözaşi- rdı, Diğerlerini ise ilk defa görüyordum. Bununla beraber, ve bir köşede ier, eyleriz. | Kiliste bir cinayet Kilisten yazılıyor: — Burad# ri tüyler ürp. inayet olmmt kü, | bir kadınla bir yaşında bir çorü ocaklarında yakılmışlardı”. hüviyetlei henüz anlaşılamamıştır. o Zabi* İ failleri aramaktadır. tek başıma oturduğum — halde ©* Bim sıkılmadı. Çamlardan süzü” lerek çemenler üstünde Şark ifİ minyatürler işliyen mehtap © b dar güzel, ağaçlardaki gi yen binlerce böceğin — çıtırdıar! * a kadar mestedici idi ki .. Keski diyordum. şu gramofon, pe yaya” racı plâklar, ve bütün davetlil€ de olmasa da bu bahçede, geni ve bakımsız havuza o düşmüş ei raklar arasında pırıldayan ayış! nı doya doya seyrederek hayallerimin içinde kaybedebils€” Fakat © buna imkân mı vardı? D* vetliler hep' gençlerden mü. ti. - Gençlik te ei demekti sai ark erdi Mehi bl ni şen 5 tal men dallara Japonvari rengârefk kâğıt fenerler asılmış, serpanti, lerle ağaçlar arasında sun'i sa” şıklar vücude getirilmişti. Ka erkek kahkahalarına tiz kadın &'£ lıkları karışıyor. bir gürültü k9* mettir gidiyordu. içimi etmit Herkes eğlekiyordu. Yalnız ben. bu çılgın hava de tuhaf bir sarhoşluk hasıl et olmasına rağmen yah sında açılamadığım için karşıdıf, İ onlari biraz istihfaf ve daha fa3i7 beşetle sayreiyörduni, : Mill se leninomü birden" 27 aşi

Bu sayıdan diğer sayfalar: