Milliyet #ron ümdesi “MİLLİYET” tir İAĞUSTOS 1932 “Telgraf adresi: let. Milliyet © Telefon Numaraları: P* Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 I “A GBONE ÜCRETLER Türkiye için o Hariç için Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku ştur. Gazete ve matbaaya sit şler için müdiriyete müracaat idilir. Gazetemiz ilinların mes'u. iyetini kabul etmez. BUGUNKU HAVA Yeşilköy askeri rasat mer- kezinden verilen malümata gö re, bugün hava kısmen bulutlu İ geçecek, rüzgâr mütehavvil ve mutedil kuvvetle esecektir. 2/8/932 hinde hava taz- yiki 761 milimetre, en fazla wcaklik 32 ve en az sicaklık — M santigrat ak kaydedil. miştir, “Yanlışlık İsli bir lâmba, kırık dökük! obilyalı odanın intizamsızlığı ve derbederliğini pek o kadar | Ali etmiyor. Bir iki köşe hattâ | leta karanlıkta... Hariçten kim gelip dikkatle 1 ksa, mutlaka bu odanın için | * bir mücadele geçtiğine hük- eder. Çünkü parça parça ol- uş masa ve iskemlelerden anda, bir de elleri: göğsüne ıprast edilmiş, cansız bir ce A te yatıyor. Sendeleyerek biribirlerine ba | »n üç kişi daha var. Yüzlerin en sarhoşluğun ve heyecanın | arışık bir ifadesi sızıyor. Kr *lerine bakılırsa öyle efendi ol syler deği anbeye benzemiyorlar. İçlerinden biri yerde yatan | #sedi son bir ümitle sarsaladı. onra içini çekerek doğruldu: — Nafile! dedi, hayır yok. — Öyle ise ne diye yoktan avga çıkarıp döğüştün? — Ehhhh! Rakı bu! Şişede i gibi duruyormu ya? — Neyse, bir kere iş olacağı- a vardı. Vardı amma, şimdi bu erifi ne yapacağız? — Götürüp evine bırşkalım. 'aten şurada yakın, evinde de imse yok. Fakat aksi şeytan, | nahtarı cebinde yok. — Yahu, ben bir şey söyle eyim mi? Bu tehlikeli bir iş. *encereden içeri atsak.. Zaten *da birinci katta oturur. Pen- resi de aralıktır. Dört kişi Micro'nun evinde «afalarmı o tütsülemişler ve ni- - iayet bir kadın yüzünden biri- i ürlerine girerek, gırtlak gırtla | ia gelmişlerdi. Nihayet kabak | ezo" 'nun başında patlamıştı. Şimdi Micro, Camille, Pist- Milliyet Fakat pek te kül. | |xot üzerleriğilen katillik şüphe |, İ sini silüp atmak için cesedi sak | layacak bir yer arayorlardı. Evi nin penceresinden içeri bırak- mak fikri Micro'nun aklma gel İ mişti. Saat dörde gelince, sanki | dördü kolkola girmiş sarhoşlar gibi Mego'yu ortalarına alıp sokağa çıktılar. ortasına gelince Micro: Vay canma, dedi, bu ev- lerin de hepsi biribirine ne ka- dar benziyor be? Mego'nun pen ceresi hangisi Camille kendisini en ayıkla- rından saydığı için, mağrurane cevap ver, — Yahu, görmüyor musun? İşte aralık duruyor. — Öyleyse omuz verin ba- kalım.. Yalnız etrafı da iyi kol- Tayın ha! Bir bankada dakiloluk eden Matmazel Suzanne eve ancak ikiye doğru gelmişti. Tiyatro- dan dönüyordu. Kız arkadaşlı otomobille kendi ip evine bırakmışlardı. Annesi öldüğü günden beri, | bu küçük evde yalnız oturuyor du, şimdiye kadar korku nedir pek aklına gelmemişti. F yatak odasının elektriğini çevi- rince, eyrde boylu boyuna uzan maş birini görünce, avazı çıktı- ğı kadar bağırmak istedi, Fa- kat heyecanmın fazlalığından | boğazına bir şey tıkandı. Bağr- ramıyordu. Heykel gibi donup | kalmıştı. İ Yalnız garip şey, canlı genç | İkizm bu durgunluğuna rağ- İmen, yerdeki ceset kımıldan- İ mış, yavaş yavaş gözlerini aç Jmuştı. Hattâ konuşuyordu: | ben — Matmazel, ». ben. Genç kız, biraz kendine gelin ce: — Vay M. Mego! dedi. Bu: rada ne işiniz var? Sizin eviniz yanımızdaki ev... Galiba biraz içtiniz “de, yanlışlıkla buraya geldiniz korkmayınız, Mego cevap verdi: İİ — Onu ne siz sorun, nede İben söyleyeyim. Arkadaşlarla biraz içtik. Galiba biraz da hır- İlaştık. Onda sonrasır bilmiyo- rum, — Neyse. Buraya geldiğini- jze iyi etmişsiniz. Siz bilmezsi. İ miz, ben sizi ne kadar severim. İ Bir sırasını getirip te“ açılamır. yordum. Bu tesadüf hoşuma gitti, or Üç gün sonra Micro, Pietrot | Camille öldü zannettikleri Me- go'yu sokakta görünce şaşırdı- | lar. Maamafih izaha da mecbur | oldular: İ — Sana bir fenalık geldi de; İevine götirip bıraktık. Bize da İrlmadın ya, dediler, Yok be canım, darı yım? Bilâkis sizlere İ edeceğim. Çünkü siz beni evim İdiye yanı başimaki eve getirip | burakmışamız. O evde benim İ eskiden beri sevip te bir türlü açılamadığım, Suzanne isminde bir kız vardır. O da beni sevi- yormuş en biribirimize açıl dık. Şimdi nişanlıyız: Yakında evleneceğiz. Ene Edebi Romanı: 51 Ölüler yaşıyorlar mı? (Felsefi fantastigue roman ) Yaza t © Orhan — Bu hakikati toka- İh yedikten sonra mr anladın? © Dilâver — Bu aile ile dost- loğunuz ilerlerse gizli ellerin dayağından hepi olacağınızı biliniz.. Turhan — Kabahat sende. ii diye alaya iltihak” - edip te ud ğe Dliâver — Hafif çanak mah- #abı gibi bir şeyden öyle nasırlı Bir el çıkacağını ne bileyim? © Orhan — Şimdi bildin iman Dilâver — Bildim an etmedik. © “Turhan — Hali mü? Dilâver — Halâ... Orhan — Bu ağrep hadise- yi izah edeceksin? wer — Yüzüm patlan- | nız. boşanan bir hava kon- tesadüf Kianasina tes ME etesiş öln- Laeler anlaşılma n: HÜSEYİN RAHMİ maz mı? Orhan — Hava boşluğunu | biliyoruz amma böyle . gezinip dururken hava lü iğini hiç © işitme- yle de olsa süra- tında kalan parmak izlerine ne diyeceksin, Dilâver — Bu meredin her elinde beş parmağı bir o kadar da tırnağı olduktan sonra gay nı maddi vasfı nereye sarfedil- miş oluyor? Orhan — İşte biz de bunu aramakla meşgulüz ya.. . Diliver — Meşguliyetiniz de ciddiyet göremiyorum.. Turhan — Neden? Dilâver — Siz onlara sit bir tezahüre tesadüf © edince kor. kup kaçıyorsunuz.. Korkmayı- » Sokulunuz, tekme, tokat yemeğe razı olmadan bu hâdi- AZ... Tam yokuşun | teşekkür İ konprimesine | katı ol MÜ YE 1. Sergiyi 50 bin Kişi gezdi (Başı 1 inci sahifede) te idi. İ Sergi bahçesi Beyoğlunun en güzel ve kalabalık bir mahal ol- muştu. Dün akşam saat beşte bah- İ riye orkestrası tarafından — sergi bahçesinde bir konser verilmiştir. | Kenserlere her gün devam edile- | cektir. Sergi radyosu da durmadan İ neşriyat ve konserine devam et | mektedir. Yarın akşam Cumhuriyet Genç- ler mahfeli tarafından sergi tiyat İ ro salonunda ilk müsamere verile | cektir. Cumhuriyet gençler mahfelinin amatör gençleri (karma karışık) | isimli komedi muzikalı temsil e- | decekler. Sabık İktısat vekili Şakir ve İş Bankası umum müdürü Celâl Bey- ler dün sertiyi ziyaret etmişler ve sergide uzun müddet kalmışlar dır, Sabik İktisat vekili meclis iktr- masına rağmen, dün yine sergiye | gelmiş ve sergi paviyonlarında beş saat kalmıştır. Serginin muhakkak en ziyade İ alâka celbeden kısmı İpekişin ser ginin en büyük paviyonudur. İ Oİpekiş paviyonunda hanımefen İ dilerin ekseriyeti teşkil ettiği der- hal nazarı dikkati o celbetmekte- dir. Bir çok hanımların saatlerce İpekiş paviyonunda kaldıkları, zarif bir şekilde tertip edilen ve en nefis ipeklilerin teşhir edildi vitrinler önünden ayrılamadıklı. | İsel bir buluşa serginin yep yeni bir zevkini teşkil etmektedir. İpe- kiş hanımefendilere tevzi ettiği | kartlarla en beğendikleri üç kumaşın ismini istemektedir. rek en çok beğenilen kumaşlara rey veren on beş hanıma kıymetli hediyeler verilecektir . Sergide Alpullu şeker fabrika- sının yerli şeker köşesi de büyük İ bir alâka celbetmekte, | Alpullu şeker şirketi bu köşede İ pançardan şekere kadar olan saf- | hayı en iyi bir şekilde göstermiş İtir Müfettişler Dün toplandı de) leki hususatı görüştük. Müfettiş- ne yapmışlardır, (Büşr 4 inci sahi ler, mürebi vel 1 konuştuk. Gelecek sene müfettiş ve müreb | İ bilerin neler yapması lâzım gele- İ ceğini, bizim neler yapacağımızı biribirimize anlattık.” Lise ve muallim mektepleri Vekil Bey bundan sonra Erkek İ muallim mektebine o giderek ilk mekteplerin yeni kıraat kitapla, nı hazırlamakta olan komisyonun faaliyetine işti etmiştir. Bu kitaplar 933 di Maarif müdüriyetine gelerek lise ve muallim mektepleri müdürleri» İ nin içtimama riyaset edecektir. |bir daha öyle nezaketsizce su- İratımı okşamaya kalkarsa he- men onu yakalayacağım. Mine sarılacağım..: Üstün nı arayacağım... Bakâlım ne bi çim kostüm giyiniyor... Gömül düğü kefenle mi gez Yoksa cascavlak mı | yor? Dilâver anasının sözüne hiç İ ehemmiyet vermiyerek: — Beyefendiler bu esrara örnek isterseniz zel bir tetkik zemini var... Orban — Nasıl? Dilâver — Şehamet Hanıma ilânı aşk ediniz. Hanrmefendi çocuğun üze- rime hücum edecek gibi depre- şerek: — Sus deli o nasıl lâkırdı.. Artık münasebetsizliklerin bhammül olunamıyacak bir rad- deye varıyor.. Rasime elinde küçük bir kâ ğıtla salona girerek; — Efendim komşunun uşa- ğı bu kâğıdı getirdi. Aşağıda bekliyor... Komşu ile aralarında başla- yan münasebetin böyle sıklaş- rı görülmekte idi. İpekişin çok gü- | Bu | reyler sergi sonunda tasnif edile- | neler yapmıştır, bun- | maşmdan çok memnun görü. (Başı 1 inci sahifede) ızlığa intikali sıralarında güzel- de tebellür etmeğe başlamış- Ailesi, onu Feyziye mektebine ın Hanım, mekte- bi son devrelerine kadar takip et- ti. 9 uncu semıfta iken ailesi mek- | tepten aldılar. Keriman Hanım, #ve döndü. Ve iyi bir ev kızı gibi yetişmek içip ciddi bir faaliyete koyuldu. Dikiş dikmeği, yemek pi şirmeği öğrendi. En fazla sev: renk mavi ve beyazdır. Bilhassa giçeklere merakı vardır. Avrupa dan gönderdiği son mektuplar, nın birinde “Bahçedeki çi mi sulamağı unutmayız rica etmektedir. Kraliçe, beri şişmanlığın Fakat, kendini derhal perhize çekti ve tekrar zayıfladı. Kerirnan hanım, son günlere kadar güzel lik müsabakasına girmek fikrinde değildi. Bir çok teşvikler karşısın da iştirak etmeğe karar verdi. Ke riman Hanımın annesi ve büyük annesi, başta olmak üzere bütün aile efradı, neticeden çok mem- nundur. Üç günden beri, Halis Be yin Fındıklıdaki apartımanına, ta İ mıdik, tanımadık yüzlerce ziyaret İ çi taşınmaktadır. Keriman Hanı- mm dünya güzeli seçilmesi, günün mevzuu oldu. Şehirde hemen her kes bundan bahsediyor. İki günden beri kulak misafiri olduğu muhavereler arasında dün ya güzeline dair olanları defteri- De kaydeden bir muhs latıyor: Boğaziçi vapurunun kadınlara mahsus ikinci güvertesinde iki ha | Dünya güzeli kı W tı | smeşlardı — Kizm başma © devlet kuşu İ kondu desenize.. İmsan, ne oldum. İ dememeli, ne olacağım demeli! Gözlüklerini takıp Keriman | Hanımın resmini temaşaya dak lar tetkikatının — neticesini — Fena değil! Allah bağışla” ın. Akca pakça kız... A... Öyle deme hanım.. Gü- zellikte menendi yokmuş.. Fı ler, hep parmak ısırmışl Öteki başını salladı: — Sen frenklere bakma, zelden anlamaz... im sağ olmalıydı da güzel na urmuş, âlemde bir görmeliy- Mahalle kahvesinde bir | gazeteden Başın kaldırdı: Bir zamanlar dünya yüzeli- kitaplarında okurduk. Gel zaman git zaman bizim de bir dünya güzelimiz oldu. Şükür zeliştirene,.. ni masal Iki böyali salon hanımı srasın- Keriman Hanımın gok merakı varmış... — Benim de vardır çiçeğe me- rakım... — Sahi Muhaverelerini dinleyen sarı- İ şm bir erkek boyalı hanımın sözü- nü kesti: — Yok çeki seversiniz! çiçeğe İki delikanlı konuşuyorlar; — Dünya güzeli acaba kime va racak ai Kerironn Hanımını önümüzdeki i zannedilmektedir. da avdet edeceğ Fırka teşkilâlı tebrik etti Türkiye güzellik kraliçesi Keri man Halis hanım İstanbul şehri namına belediye reisi Muhittin Beyden sonra dün C. H. fırkası İs | kâğıda atılarak: — Doktordan bir (o tezke- Te... Dört gözün altındaki satır- ları iki ağız birden okur: “Hasta büyük tehlikeyi at- Jattı.. Bizim eve koşunuz. Do- Taptaki 3 numaralı ecza çekme | cesini uşağa tevdian gönderi- Diz. anımefendi ağır bir süz- günlükle: — Çok memnun oldum.. Za vallı kızcağız.. . Çeşmi Fettan — Ben (de öyle efendim.. . Tezkeredeki iş'arı yerine ge tirmek için iki kardeşin ok gi- bi dışarı fırlayışlarmı gören Talât Bey: — Komşudan (buraya bir rüzgâr esince bizim beyler ateş kesiliyorlar.. Yüzünü O görme- den Şehamet Hanıma âşık ol- dular galiba... Bir kız.. O da pe rili.. hangisine yetecek, Hanımefendinin süzgünlü. ğü şimdi çatgınlığa dönerek: - Aman © birader o nasıl öz... Çocuklarımın. üzerine böyle şey yormayınız . iste- mem... Bey — Siz isteyin is T nım, hararetli bir mübahaseye dal | Siz ikiniz de yapma çi | — Herlislde dünyalığı olan bir | cuma günü, Avrupadan şehrimize | Birinci Sahifeden Geçen Yazılar | Hitler: “Siz çekilin,, diyor (Başı 1 inci İ ğin Hitler namına diği haber alınmıştır Filhakiks, von Sehleicher, Hitler? in bu taleplerini kabul etmediği tak İ dirde Nazilerin von Sehleicher'i bi le hariçte bırakmaksızın Alman hü- İ kümetine karşı gayet şiddetli bir İ taaruza geçeceklerinden haberdar e dildiği söylenmektedir. Prusyada şiddetli tedbirler BERLİN, 2. A. A: — Prusya Ko miser muavini M. Bracht son bir ih tarname neşrederek dahili sulhun tam bir surette tekrar tesisi elzem bulunduğunu ve artık beşer hayatı nın masumiyetine halel getirilmemek icabettiğini ve Prusya hükümetinin İ icabederse vatandaşları himaye için idam tedbirleri | ittihazında | düt etmiyeceğini bildirmiştir. Viyana gazeteleri ne diyor? sahifede) hükümete veril. İte M. Brüning için mük fırsat: Von Papen kabinesinin vazi yete hakim olması ve Lausanne pro- tokolunu tasdik ettirmesi | pek az muhtemeldir. İntihabat, beklenilen neticeyi vermemiştir . kıtaat ile Merkezciler her zamandan ziyade kuvvetlidir Sosyalist gazetelerin mutaleaları bilâfma olarak Reichpost, Hitler” lerin muvaffakiyetlerinin zannolun İ duğundan büyük olduğu ve Hitler | fırkaşmın henüz son sözünü söyle. memiş bulunduğu mutalensındadır. Hiristiyan sosyalistlerin mürevvi- çi efkârı olan bu gazete, diyor ki: Eğer von Papen kabinesi devril- İ miş olsa idi, kabineyi parlâmento ©- sasına İstinaden yeniden vücude ge-! İ tirmek mümkün olamıyacaktı ve ye İ ni başvelsil memleketi | perlimento- suz idare etmek mecburiyetinde ka- lactketı. İ terya ahval ve vakayii arasında bir münasebet göstermektedir tanbul teşkilâtı Cevdet im Bey de kraliçeye bir tel- graf çekerek tebrik etmiştir. Ka- dınlar birliği de bugün bir telg- raf çekecektir. Adalı Avni B. ne diyor? İ — Keriman Halis Hanımın dün- ya güzeli olması bakkında beledi ye daimi encümen azasından Ada İ h Ayni Beyle konuştuk. Avni Bey İ dedi ki: — Bu intihap | âhevk ve tenasüp | göre | tiğini isbat eden “bir İ Memnun olmak elbette tal İ Bu bakir, biylesi; İ zellik ifade ettiği içi rk aile vellerinin çocuk teşekkülündeki €sa3 olduğuna | İ hılığa karşı tabii güzelliğin sihri İ galebe etmiştir. Bu itibarla da ade | ta bir kıymeti terbiyeviyesi var- idir.” Dahiliye Vekili Şükrü Ka- ya Beyle Vali Begin telgrafları İ. Dünya güzeli Hanıma Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Beyle vali Muhittin Bey ta- ları şunlardır: ürkün ırki güzelliğini dünya ya temsile muzhariyetinizi tebrik İ ederim.” Dahiliye vekili Şükrü KAYA “Türkün — güzelliğin: bütün bir İstanbu''umun | çok sevin- İstanbul vü MUHİTTİN Aile arasında bahis kızışırken beyler. doktorun €- vinden 3 numaralı çekmeceyi uşağa teslim ettiler. Hizmet- kârın peşine takılarak hastanm kapısı önüne kadar gittiler. İçeriye girmek memnu olma- sa doktorun yanina o kadar da çıkacaklardı. Bu arzunun ate- şile yürekleri kıvranıp duruyor Oğullarının gecikmesinden meraka düşen anneleri arkala- rından adam koşturtarak onla- rı çağırttı.. Yarım saat sonra doktor da salön kapısından gö züktü... Üzerine dikilen gözle- re cevap olarak: — Galiba meraktasınız.. Hanımefendi — Çok.. . Doktor — Biçare kızı derin bir baygınlık halinde buldum. Ölümle arasmda hemen bir iki İ milimetre kalmıştı... Hammefendi — Neden ba- yılmış? Doktor — Şiddetli bir emo- tion'a uğramı, Hanımefendi — Sebebi? Doktor — İşte onu söylemi- yorlar. Hanımefendi — “Tedaviye tered- | “Neue Freie Presse” yazıyor: ir) ol Hitler, galebe çalamamıştır, Kızıl | Bazı gazeteler, Almanya ve Avus | Keriman Halis:| rafında yönderilen tebrik telgraf | izi İstanbul namına tebrik | | Arbeiter Zeitung, pek ufak bir fır ka olup önümüzdeki sonbahar rür- görları ile süprülecek olan ve ölüm halinde iken Lausanne prötokoluna kenrşı obstroksion ve ademi itimat si | İ lâhını sallamakta bulunan Avustur. | yanın büyük Almanlar fırkasının hat tı hareketini pek kaba bulmaktadır. | Bu sosyalist gazetesi, Hitler dal gasına karşı Avusturyada — müessir bir mania vücude getirmenin yolla rmı ve çarelerini | göstermekte ve | | söyle demektedir: Hitler dalgasınm Almanyayj (IS etiği tarzda Avusturyayı da tilâ etmesine müsaade etmeğe ihti yacımız yoktur. o Avusturyanın — | yük siyasi fırkasının va: idrak ederek memlekete daha iyi bir İstikbal temin etmeleri kâfidir. Eğer bu zaruri tecrübe © tam zamanında yapılacak olursa Avusturyanm Ga- malı salipleri, kadim trajedilerde ol- duğu gibi . Korolara düşen menfi vazifeyi ifa etmek iztirarında kala- caklardır. | Mesele, bu ciheti anlamak ve zama | nında harekete geçmektir | /Paris matbualı ne fikirde? PARİS,2 A. A, — Fransız gaze teleri, Almanyada icra edilen umu- mi intihabatın, Hitlerciler ister ka- | bul etsinler, ister etmesinler fırkala rmı hayal inkisarın» uğratmış oldu: | | du mutalensında müttefiktirler, Hitler fırkasının büyük bir ekseri | yet «lde etmiş olduğu aşikârdır, di- | Yorlar . Hitler kıtantı, mutlak ekse Tiyetten fazlasını elde etmek de bu ekseriyeti temin üğemilei ne kani bulunuyorlardı... Halbuki mutlak ekseriyeti elde etmiş olmak- tan çok uzak bulunuyorlar. Hitler, bazı mıntakalarda ve bilhansa efkâ. ri umumiyenin Nazi'leri mesul tut- makta oldukları kanlı vakayie sahne olan Altonâ, Cologne ve Kosnir- berg'de bir takım acı ve manalı mağ lsbiyetlere düçar olmuştur. 31 temrmez intihabatı Hitler dal galarının cezrini göstermektedir. Hitler fırkası da bundan sonra konlisyon meselesini düşünmeğe | mecbur olacak © veya metalibatmın bazı noktalarda itilâfgirizlikten vaz geçmeği kabul edecek veyahut ta kat'i sürette muhalefet siyasetini takibe mahküm olacaktır. Halbuki bu son vaziyetin mezkür frka için ümitsiz bir vaziyet olaca- ğı şimdiden anlaşılmaktadır. Yahudileri tehdit KOENİGSBERG, 2, A.A. — Zabrta, evvelki gece vukubulan eui kastlere mümasil vukuatın tekerrür | İnme mani olmak için şehrin sokakla- rında bilâfasıla müteaddit mitralyöz lerle mücehhez bir zırhlı otomobil İ dolaştırtmıştır. Buna rağmen bir tam taşkınlıklar olmuş ve birçok mağazaların camekânları taşlanmış İ ve camları kırılmuştar. Bundan başka, birçok yahudi ta- cirlere mağazalarının bu gece yağ- ma edileceğine dair bir takım imza İ sız mektuplar gönderilmiştir. Dünkü İ saikaetlere kurban gitmiş, olanların İ isimleri, Naziler tarafından idama mahküm edilmiş — olanlara mahsus kars listelere dahil bulunuyordu. Harik Sirgortalarınızı Hayat | miştir Kaza “Bir ihti ihtifal Kabalaş bisesi müdürü hum Münir Beye dün yapılmıştır. Kabataş lisesi İstanbul spor kulübü Yeşilhilâ! merkez heyeti azası dan A. Şevket, Maarif mü'ettişi rinder ve edebiyat muallimleri: den M. Behçet, Kabataş lise alimlerinden Talha Kemal, Kad ri, Seracettin, Ecvet, Hamdi, Sü loyman Sırrı. Diğer lise muelli lerinden, Şi Faik, Ömer Hi , Tevfik Beyler ve Mür 1 ve bütün Kabat lisesi talebesi hazn bulunmuşla, dır. Evvelâ muallim Behçet Beğ müessir bir mutuk söylemiş, bunü müteakıp muailim Tevfik Bey tal rafından hazin bir hitabe irat ei m ihtifi Heyeti tertibiyedi müdürü Mahnı reisi Av yapılarak ihtifale nihayet verili Ege seyahati İzmir Himayeletfal cemiyeti 10 Ağustor pazar günü için ter bip ettiği Ege seyahati için büyük hâ zırlıklar yapılmaktadır. Seyahat: İstanbul - İzmir - Piğ, re - Ati Selânik. Ve Selânik, yedi günlük bir tenezzühten ibağ ettir. Bu seyahate müba tif, gayrimü badil ber vatandaş iştirak edecek: tir. Fiyatların ucuz olmasma itina) edilmiştir. Seyahat için © Andros Nüks vapuru kiralarım stor N İştirak edecekleri İstanbulda Himayeietfal cemiyeti merkezi kaydetmektedir. r « Ankara vilâyetler £ evi şı k ANKARA, 71 — Yenişehirde inşa edilecek olam münakasanına beş yerli firma iş- | bin liraya inşaatı üstüne aldı. senem Ağır surette yarılanmış olan ko- münint Sauff, bu sabah vefat etmiş ki ör Dün evlerinde taarruza uğramış oğı, kan Schultz ile diğer bir takım sen-|. dikalistler, uğratılmak istenildikleri £ alcibetten fevkalâde bir tesadüf 58-1” yesinde kurtulmuşlardır Ni Şehirde büyük bir heyecan hüküm sürmektedir. Hükümet tarafından a sayişin muhafazası için İcap eden tedbirler alınmıştır. Ni Tunç Cephe teşkilâtı, mebuslar- dan Larsen'i Nazilere karşı şiddetli cezai tedbirler ittihazını talebe me mur etmiştir. Köenigsberger Volközeiteng ida resi, suikast faillerini haber vere ceklere, 1.000 mark mükâfat vadet- & miştir, kW m İki kısım BERLİN, 2. A. A. — Havas bil- diriyor: Umumi intihabatın netice sinde Alman milletinin muhasun iki B kısma ayrılmakta olduğu anlaşılmak tadır. Sağ ve müfrit sağ cenah mün tehiplerin yüzde 44.6 sını sol ve mülrit sol cenahlar da müntehiple- rin yüzde 36.6 sını teşkil eylemek tedir. Otomobil ve Galatada Ünyon hanında kâin | ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. | Türkiyede bi ıla icrayi muamele etmekte olan | ÜNYON kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır. çağrılan doktora her şeyi anlat mak lâzrm gelmez mi? Doktor — Ne sordumsa hep kaçamaklı — cevaplar" aldım. Hastanın odasmdan içeri girin İce'kendimi bir sinema perdesi karşısında zannettim. Harikul âde bir yıldız döşeğe serilmiş yalıyordu.. Solmuş, süzülmüş çehresinde bir damla kan kal- mamıştı.. Lâkin bu solgunlu- ğu bir ölüye değil çok temiz, pe beyaz bir mermer heyke- andırıyordu... Bu beyazlığın üzerinde teressüm eden kaşla- rın ince kavislerini ve uzun kir piklerden düşen gölgeleri gö- rünce ressam olmadığıma tees- süf ettim. O kadar masum bir sina, o kadar bedit nasıl anlatayım. Doktorun bu kardeş nefes almadan dinliyor- lardı.... Hanımefendi bir sabırsızlık jestile: — Canım doktor beyefen- di siz oraya resim almaya de- ğil hasta bakmaya gittiniz. Talât Bey hemşiresinin im- dadına yetişerek: — İşin bedii cihetini gece- “lim. patolojik tarafma © gele- maymız, Telefon: Beyoğlu 4886. lim... Doktor beylerin bir göz gezdirerek: — Masum bir | güzelliğin tavsifinde ne mahzur gördüğü- nüzü anlayamıyorum. Talât Bey — Kizim güzel nden ziyade hastalığını an- lamak istiyoruz da.. Doktor — Hemen nabza el | attım. Eyvah nabız yok.. Ara | rım ararım bulamam... Göğsü nü dinledim.. Pat pıt gayri muntazam (O hafif bir şeyler. Kalp ha durdum ha O duraca- ğım diyor.. Hemen başının al- tından yastıkları çektim, Biraz tepe aşağı bir vaziyet verdim. Amonyak koklattık. “Pencere- leri açtık odayı havalandırdık. Lüzım gelen tedaviyi yaparak nabızları hissolunur (o dereceye getirebildik amma kaç? Dal kada altr yedi... Yavaş yavaş darabân âdedi arttı.. Ecza çek- Mmecemi getirttikten sonra icap &den enjeksiyon'u da yaptım... Baygının çehresi oOağır. ağır renklenmeye başladı.. Babası, anası, kerdeşi etrafında yaşlı gözlerile pervane gibi dönüyor Tardı.. Hepsi size samimi selâm a (leyen var) yüzlerine