2 Ağustos 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AA MyriamHopkins'e ait bir hatıra.. Annesine yaptığı bir oyun kendisini artistliğe sevketti Myriam Hopkins | Myriam Hopkins — sinema İN izlarının — maruflarından- B Annesi Madam — Hopkins kızda artist olmak fikrinin I'_en doğduğunu şöyle anla- & .9n dört yaşında Nevyork'a h_"ll! ve hemşiresi Ruby ile | kolleje yerleştirilmiş. O_İl %"an"l çocuğunun san'at iliyetine dikkat etmeğe Hamış, Myriam son derece hırçın- lkettiği bir gün, annesi sıbıy- :ı'nlrık, kızının yüzüne bir kat vurmuş.. Myriam bay- :;bîr halde yere — yuvarlan- ll Halbuki Madam Hopkins Vif bir kadındır. Eli bir gül Prağından ağır ve büyük te " idir. Kızı olduğu için to- tdaokadar kuvvetli vur- Rmuştır. Bu kadar hafif bir tla kızının düşüp bayılma- :' hayret — etmekle beraber, ! kadar dürüşt hareket et- olduğuna — pişman olarak, :“len çocuğu yerden almış, ya hllı yatırmış, yüzüne su M, kolonya ile oğmuş Ulâsa ayıltmış. Fakat bu ba- d"lı da — kendisine de pek o r tabit görünmemiş. ,Günün birinde — tesadüfen " kız kardeşin muhaverelerine !Hlltetmiş. Kızlar anneleri. :n kendilerini dinlediğinden haber konuşuyorlarmış. Ruby — Hah, hah, haaa! | annemin önünde yalancık- N bayılırken, keşke ben de ora 1 olsaydım. .Myriam — Hah, hah, haaa.. Tsen öyle tuhaf oldu ki.. Tnemi aldattım. Kirpikleri- 'in arasından kendisini pek i- görüyordum. Korkmuş gali iki saprası olmuştu. Madam Hopkins bu muha- Yreyi dinledikten — sonra, hiç Sini çıkarmamış, fakat kızı- "bir daha tokatlamak üzere Ütma L1i Teki? hu fi Myriam bu defa da yalan- cıktan bayılınca, annesi şap- kasını giyerek sokağa çıkma- ğa hazırlanmış ve çıkarken : — Ben evimin içinde akti- ris olduğunu bilmiyordum, de- miştir. Myriam bu dersi unutma- mış amma, sihirli — kelime de © günden itibaren aklından çık mamış, ve aktris olmağa karar vermiştir. Myriam on dokuz yaşında iken İrving Berlin'in müzikho- lünde aktris hayatına başlıyor- du. O zaman son derece sarı- su, bir az zaif çok güzel bir genç kızdı. Filvaki bidayette muvaffa- kıyeti o kadar parlak olmamış, kimse küçük Myriam'a aldırış etmemiştir. Bir gün almancadan tercü- me edilmiş olan “Cennet bahçe si,, piyesinde kendisine oldukça iyi bir rol verilmiştir. 1925 ve 1926 da bir az — cür'etkârane ve açık addedilecek bir piyes- te genç kız, şöyle bir hareket- le üzerindeki elbiseyi — fırlata- rak, hafif bir kombinezonla ortada kalıyordu. Lâkin ilk de fasında elbisesini atınca ne gör düler. Zavallı zayıf bir vücut, kemikli omuzlar, biçimsiz kol- lar, çelimsiz ayaklar.. Piyesin bütün kuvveti kayboldu ve bit- tabi piyes te öldü. — Myriam Hopkins, sinema- ya atıldıktan sonra, ancak Maurice Chevalier ile çevirdi- ği “Şen mülâzım,, dan sonra parlamıştır. O vakite kadar gerek tiyat- roda, gerek sinemada oynadı- ğı oyunlar hep muvıffıkıyet- siz olmuştur. Şimdi Myrııı_n öyle zayıf nahif, sivrisinek gi- bi bir kız da değildir. Hollyvood'un sihri onun da vücudünü değiştirdi. Güzelleş- tirdi ve ortaya bir Myriam | Sinama Haberleri I * Henri Garat'nın yakında Fox - Film tarafından angaje edileceği söylenmektedir. Şu takdirde Lilian Harvey'e mülâ ki olmak üzere Hollyvood'da gidecek demektir. * Joan Cravford ile kocası küçük Douglas'ın yakında Fransaya geleceği bildirilmek-- tedir ... * Richard Oowald “Habis- burg Hanedanı,, hakkında Ber linde bir film çevirecektir. * Naziler Münihte bir sine ma şirketi teşkil etmişlerdir. İlk defa — Hitler partisi olan Nasyonal Sosyalistlerin nasıl teşekkül ettiği filme alınacak- tır. * Kate von Nagy Alman- ya'da Ufa filminin 1934 senesi ne kadar yıldızı olacaktır. * Sinemanın meşhur köpek lerinden — olan Rin - Tin - Tin ihtiyarlığına — rağmen, — dört film için angaje edilmiştir * Amelia Earhart'ın kocası George Palmer Paramunt mü- essesesinin edebi müdürlüğüne tayin edilmiştir. * Şarlo'nun iki — çocuğu Charles ve Sidney Fox - Film tarafından angaje edilmiştir. * Alman yıldızlarından Charlotte Suza ile Dita Parlo Metro Goldvin firması tarafm- dan angaje edilmişlerdir. * Jean Harlow Alman reji- sörlerinden Paul Bern ile ev- lenmiştir. * Ricardo Cortez 143 dolar istiyen karısının terzisi aley- hine açtığı davayi kazanmış- tır. * Vilma Banky akr K Çok zamandır. beyaz p r'ede görünmeyen maruf artistlerden Rakel Meller yakında tekrar sinemaya avdet edecektir. Bu güzocl ariistin güzel sesinden uzun zaman mahrum kalmıştık.. Pariste Lögion d'Honeur nişa- nının şövaliye rütbesi ile taltif edilen maruf artist Raguel Meller” in “Şahane menekşeler” - filmi ile ziyaret etmek üzere Budapeş- te'ye gitmiştir. b îtılyı hükümeti, Atlen- tide sesli olarak — çevrilen Al- man rejisörü Pabst'a müracaat ederek, Faşizm hakkında bir film çevirmesini istemiştir. Pabst kabul etmiştir. İtalya- ya gelecektir. Fakat mevzuu kendisi seçecektir. Filmin ismi Spartacns'tır. * Filistinde bir çok lisan- lar konuşulduğu için, Hayfa da Fransız filmleri, Kudüste İngiliz filmleri, Tel - Avivde Alman filmleri — makbule geç- mektedir. * Alphonce Daudet”nin meş hur Sapho'si filme alınacaktır. * Anny Ondra meşhur şam piyon Max Schmelling lie evlenmek üzere Parise gidecek tir. tekrar si: ya avdet edeceği ha ber verilmektedir. Eskiden sessiz olarak çevrilen bu film, artistin büyük muvaffakıyetlerinden biri idi. Sırtında İspanyol şalı, saçların da kocaman bir tarak görmeğe a- lıştığımız bu küçük sokak' şantö- zü, bu fakirler arasındaki - fakir, bu defa prens ve prensesler ara- sında, lüks muhitlerde şayanı hay ret bir macera — çerçevesi içinde görünüyor. Son seneler içinde Raguel Meller'den bahsedilmeyişi şaşıla- cak bir şeydir. Halbuki sesli film sanki bilhassa onun için icat edil- miş bir şeydi. Acaba neden bun- dan istifade etmedi. Halbuki mü- zik hollerin bir çok şantözleri ses- li filmde karriyer yaptılar. Fakat Raguel Meller görünmedi. İspan- yolca ve fransızca romanslarında ıztırabı, hırsı, aşkı, şevki kendisi- ni dinleyenlere o kadar iyi anla- Hollyvotta en çok kadın artist kucaklayan insan: Niabis Manara tan ve hissettiren bu güzel artistin Violettera, Fleurs de Mâles ismin- deki şarkılarını dünyanın dört bu- cağında kim bilmez. — Hiç şüphe yok ki Raguel'in yeni filmlerinde- ki yeni şarkıları da daima dudak- larda dolaşacaktır. Dev e e Gibi... Sinema artisti olmadan evvel, George Bankroft Amerikan bah- riyesinde hizmet etmişti. Büyük Akyanos filosuna mensup bir zırh- lıya dahil olduğu gün, iyi bir boksör olarak tanınmıştı. Sinema artisti ol ydı, boks âlemind! kendisine bir karriyer yapacağı- na şüphe yoktu. Hem de ağır sik- let dünya şampiyonu olmasına ihtimal de vardı. O vakit rakiple- ri Tünney ile” Jack Dempsey olacaklardı. Çünkü Tunney 84, Dempsey 86, Bancroft 88 kilo gelmektedirler. Boyları da 1,80 - 1,82 - 1,86 dır. Fakat Bancroft san'atkâr olmağa karar vermişti. Bahriyeyi terkedince evvelâ bir tiyatroda işe başladı. Sonra sine- maya geçti. Pek beğenilen son filmi “Er- keklerin çılgınlığı” dır. Bu filmi France Dee ile beraber çevirmiş- tir. France Dehelia Birçok sessiz filmlerde al- kışlanan France Dhelia iki se neden beri — Ekranlardan kay- bolmuştu. Sadece tiyatroda oy nuyordu. Cenubi Amerikada da büyük bir turneye çıkmış- tı. Şimdi “Parisli Yumurcak” ismindeki filmile tekrar sine- maya avdet etmiş bulunuyor, diyor ki: — Sesli film bidayette be- nim tuhafıma gitti. İtiraf ede- rim ki pek te hoşuma gitmedi. Bilhassa sesin reprodüksiyonu acaip bir şey oluyordu. Fakat bugün bu noktada büyük bir tahavvül var. Bir buçuk sene i- çinde sesli film tekniği şayanı hayret bir terakki gösterdi. Vakıa ben “Parisli Yumurcak” ta kendi sesimi kendim tanıya- mamakla beraber, o kadar sini rime dok yor, İlk larda olduğu gibi burundan ge- len ve yahut madeni bir ses gi- bi değil. Sinemada şimdi yeni bir he- ves — başladı. Büyük — adamların hayatın ıfilme almak... Fransızlar bu meyanda Danton gibi, Mara gi bi, Robespiyer gibi i 1 ha yatını filme alırken, Fransız ihti lâlinin en canlı ve kanlı tarafları nı da koymuş olacakl, dır. Gelen bu hevesin başka bir tarzını daha işidiyoruz. Şimdi de sabık kibrit kralı İvar Kreuger'in hayatı filme alımacak, Bu filme ehemmiyet vermek rejisörün son defa “Atlantik” i sesli olarak filme alan meşhur Al man G. W. Pabst olmasından - ile- ri geliyor. Şüphe yok ki bu ada- mın hayatı bin türlü esrar ve ma €era içinde geçti. Sempatik bir milyonerin iş haricinde şampanya ve kadın arasında geçen mahrem saatleri de vardır. Biz biliyoruz ki İvar Kreuger çekingen bir adam- dı.. Dansetmek ihtiyacını duyarsa, Kimseye haber vermeden kuytu köşelerdeki — mahalle dansinglerini intihap eder ve orada amele veya mağaza kızları ile eğlenirdi. Ve bu kızlardan hiç birisi de danset- tikleri eşlerinin meşhur kibrit kra lt olduğunun farkında değillerdi. Kimbilir içlerinde kaç tanesi mil- ycenerin dansını refüze etmişler- dir. Şu var ki İvar Kreuger'in ha- Şimdi de hayatı filme alınıyor yatını bize anlatacak olan film na sıl olacak? Hakikati göreceğimizi zannetmiyoruz. Fakat hiç olmaz- sa, meşhur adamın hayatının bir safhast olsun açılacak. haystımı Stoklıolmdç. le, lmdndxm': Pariste, Romada, Nevyorkta, Ber linde ve bir çok şehirlerde geçir- diği için, eğer film icabı bu şehir lere de uğramak lâzım geliyorsa, artistlere bol bol seyahat fırsatı çıkmış demektir. Çünkü Kreuger asrın en büyük — seyyahlarından biri idi. Hemen yarı hayatı trende ve vapurda geçmiş gibidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: