Milliyet Asrm umdesi “MİLLİYET” tir 11 NİSAN 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi; İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 Türkiye için . LK 3 aylığı 4— 9 ın a, le Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku ruştur. Gazete ve matbaaya sil iyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy hava rasat merkezin- den aldığımız malâmata nazaran bugün hava az bulutlu geçecek İrüzgür şimalden mütehavvil esc. ektir. 103-982 tarihinde tazyik 767, hararet azami 16, asgari 8, santi yent idi. Hikâye Intikam — Fransızcadan — Hayatta herkes halledilmesi ince tabiyelere bağlı birçok mese- lelerle sık sık karşılaşır. Bilhassa evli kadınlar, ekseriya böyle vazi- yetlere düşebilirler. Hele kadın kıskanç olursa... Banger Lapsiece'in karısı gü sel Sonya'da güzel başını daima bir sual ile yorar, dururdu: “Ko- camı nasıl muhafaza edeyim?” Bu banger de karısını ulu orta yüzüstü bırakan bir adamdı. Na- diren evine gelir ve bu gaybubet lerinin her biri içinde bir başka se bep bulmakta emsalsiz bir maha- ret gösterirdi. Güzel Sonya'da bu vaziyet karşında © göründüğün- 'den fazla ıztırap ve endişa için- deydi. Bir defa kocasını çok sevi- zerde. Hem çok, pek çok seviyor İzdivaçlarmm ilk senesi her şey yolunda gitmişti. Yalnız bir erdin beridir ki Kocam, eri ihmal ediyor ve güya gece geç am kadar devam eden meclisi idare içtimalarında yoğ Meclisi idare içtimaları.. Er keklerin toplandığı meclis amma, ayni zamanda erkeklerin kurduk arı hile.. Onun için güzel Sonya koocasmı evde tutacak bir çare aramağa başladı. Bir gün aklına parlak bir Bile geldi. Bir gün kendisine iri mızı güllerden muhteşem pet çiçek geldi. sı bu gülleri kimin gönderdiğini sorduğu za- man, kadın şöyle havadan bir ce- lere azami bir inn ve dikme gösterdi. Makandı vefasız kocasının kıskançlığınıtakı rik etmekten ibaretti, Filvaki ko- cası da evlerine gelen her dost zi yaretçiden şüpbe etmeğe başla mıştı. Acaba bu çiçekleri bunlar. dan hangisi gönderdi? Buna rağ- mon, karıma da şüphesini eçıkca cesaret Artık eve sıksık geliyor ve “ meclisi idare içtimaları gece yarı larına kadar uzamıyordu. Sonya “bittabi bundan çok memnundu ve Maamafik bu vaziyet, çiçekci verilmiş bir sepet i Almanya'nın di *Giliyet'in Edebi Romanı: 66 Maarif bahisleri | Almanyada ilk mektep muallimi | MILLIYET nasıl yetişir? İlk yazımızda Alman cümhu-| her şeyden evvel bir ortamekte- riyetini teşkil eden hükümetler. den on ikisinde muallim yetiştir. me teşkilâtma © kısa ve umumi bir nazar atfetmiştik. Evvelce de arzettiğimiz gibi olan muallim yeti Prusya hükümeti Bu ve mütenkip hususta elde eti dahilindedir. zılarımızı bu imiz notlarr has | redecoğizi Prusya hükümeti dahilinde muallimi yetiştirme işi ( Volkan schullehreraus bildung ) pedagoji akademilerinde yapıl- maktadır. Bu teşkilât maarif ne zaretinin 30 Haziran 1925 tarih li kararnamesi ile tanzim ve tem sik edilmiştir. Buna nazaran pe- ! dagojik bir meslek terbiyesi dört sömestrlik (iki senelik) bir mü- swesede temin edilmektedir. A | kademiler doğrudan doğruya ma arif o nezaretine (o merbutturlar. Bu müesseselerin talebe kadrosu azami 300 dür. Bu itibarla her | sömestrde vasati hesapla 75 ta- İ lebe bulunur. | akademide talim heyeti 24 kişi- Tam kadrolu bir den mürekkeptir. e Muallimlere lerine (Do Professor kâmilen ve Dozentler | “doktor,, sıfatını haizdirler. Ba- zı akademilerde doktor olmıyan, fakat mesleğin ameli veya naza- ri sahalarında çok muvaffak ol- Buz kimseler de Professor veya Kırmızı gülün faturan gelinceye kadar devam etti. Bir fatura ki karısının pilânmı hemencecik de ifşa edivermişti. O zaman banger intikam alma ğa karar verdi. Bir seyahat baha ne ederek, on beş günden evvel avdet edemiyeceğini karına söy ledi. **$ Kocası seyahata çıktıktan son ra, güzel Madam Sonya artık he- men ber gün ağlayordu. Bu göz yaşlarının sebebi vardı da ondan. Çünkü Madam Sonya kocası namına gelen mektupların içinde hemen her gün bir aşk mektubu buluyordu. Kocasına gönderilmiş aşk mektupları. . Genç. kadma mektupları okuyup müstacel işle te ait olanları derhal dermesi için salâhiyet verilmişti. Fakat Madam Sonya bu iş mektupları- nın içinde kokulu, iyi intihap edil miş kâğıtlara itina yazılmış aşk mektupları buluyordu. Meçhul kadınlar bu mektup» larda kocasma karşı ne vasıflar kullanmıyorlardı: “Sevgilim, ca- | nm, emelim, ruhum” ve saire ve saire. Bu nevi mektupların kocasmı seven bir kadın üzerinde bıraka» cağı tesiri elbet takdir edersiniz. Artık sabırsızlıkla kocasnm av. detini | kliyordu. Soracaktı, öğ- renecekti? Bu kadınları öğrenecekti. Bu rezilâne sadakatsizliği kocasının yüzüne vuracaktı. Nihayet on beş gün sonra, bu müddet zarfında artık meclisi ida re içtimalarıma da hacet görme- miş olan kocası avdet etti, Karşı karşıya geldikleri zaman Madam Sonya yine bir şey söylemedi, sa- dece kekeledi Sen... Bana bu işleri yaptm öyle mi? diye bil O zaman kocası cel danmı çıkardı. İçindeki evrakı çı kararak karısna uzattı, Genç ka dım da bu evrak arasmda bazı fa turaları gördü. Bir tanesi çicekci- önderdiği fatura idi. Diğeri de, müşterilerine ask mektuj yazıp gönderen bir acentenin turasıydı. Bu son fatura da şöyle yazılıyordu: “Banger Lapsiece namma gön derilen sekiz aşk mektubu için elli frank” Dozent olarak bulunurlar. Akademiye girebilmek için GÖZYAŞLARI! Kafamda yeni bir perde hı- Etem İZZET Nesrinin öldüğünü o mu ba “ sırtısı , yeni bir toplanma oldu. | na söyledi?. Göz yaşlarından bir sel, bir © mehir içinde yüzüyordum!. Niçin ağlıyordum, niye ağ- kime ağlıyordum?.. iç bir şey bilmiyorum!, Ve.. hâlâ bilmiyorum! Tanımıyorum!. Görmüyorum!. Düşünemiyorum!. Ergini buldum mu?. konustum mu?.. Yüzü nasıldı?, Başı ne kadardı?. Bana benziyor muydu? Bilmiyorum! Onu tanıyamıyorum. Onu gözlerimin önüne ge- tiremiyorum! . Düşünemiyorum!, Fakat, o muhakkak ki ben Onu gördüm. Onunla konuş. tum. Delirdim, kaçtım, koş- tum!. Bu bir hayal değil Bu bir kâbus sahnesi değil! Haki- kat! Ancak, daha ilerisini se- çip çıkaramıyorum. Abh.. kafa, kafa değil (oki.. ben ne yapa- bi bitirmek, - yani on bir ser bir tahsili müteakip bakalarya im tihanmı muvaffakıyetle geşirtir şarttır. o Mesleğin icap ettirdiği bedeni ve sıhhi evsaftan maada musiki aletlerinden birini olduk- | Şa iyi çalabilmek, teganni edebi mek ve musiki nazariyatına vu- kuf lâzımdır. Bu şartları haiz © lan talipler ayrıca bir duhul mü- sabaka imtihana tabi tutulur. lar. Muvaffak olanlardan 75in- kademiye kabul olunur. Prusya pedagoji de de din vaziyete hâkimdir, e nilebilir. Bu itibarla üç nevi aka demi vardır: 1) Protestan “Evongelische,, akademiler, 2) Katolik akademiler, 3) Simultan akademi. Bundan dolayıdır ki, duhul ları meyanında taliplerin mez pleri de nazarı dikkate almır. Protestan mezhebinde olan bir ta lip katolik akademisine giremez ve mezun olduktan sonra da ka- tolik bir ilkmektepte hocalık ede Maamafih bu mezhepler. akademide tahsil görürler. ... Akademilerde faaliyet sabah sekizde başlar ve ekseriyetle on sekize kadar devam eder. Bu za- manın bir kısın nazari derslere, bir kısmı da ameli faaliyetlere, spora ve musiki mümareselerine tahsin edilmiştir. Bilhassa musi- ki için ayrılan ozaman dikkate sayan derecede fazladır. o Musi- kiye aşina olmıyan bir kimsenin ilkmektepte muallimlik yapama- yacağı, muallim yetiştirme orga- nizasyonunun başlıca prensiple rinden biridir. Akademilerde dersleri ve tem rinleri dört gurupta toplamak mümkündür: 1 — Umumi malümat seminar ları, 2 — Mesleki malümat narları, 3 — Teknik faaliyetler, 4 — Ekakürsiyonlar ve menle- sermi- ki tatbikat, İlir üç gurup faaliyet akademi dahilinde, diğeri - hariçte yapı- A) Birinci gurapu teşkil eden ler: Din ve felsefe, tarih - coğraf ya, fizik - kimya, hayatiyet, riya ziye seminarlarıdır. Ahlâk, içt- maiyat ve mantık dersleri felsefe haba ve bunun üzerinde çalışa- rak neticede imtihan vermeğe mecburdur. Bu defsler ortamek- | m3. tepte (veya bizim teşkilâta göre lisede) okunan derslere nazaran daha yüksektir. Esasen şunu hay detmek lâzımdır ki pedagoji aka demileri yüksek mektepler meya nındadır. B) İkinci gurupta: psikoloji ve tedris usulü vardır. Ancak bazı akademilerde tedris usulü seminar tarzmda olmayıp umumi ve müşterek bir ders (Kol lektivkolleğ) halinde verilir. Bu zümrelere her müdavimin iştira- ki zaruridir. Her seminarın hususü bir oda- sı vardır. Burada o zümreye Pedagoji iile rün bla; Mi lim namzedi; Professor veya Do- zent tarafından kendisine verilen bir mevzuu bu kitaplara veya vantalara müracaat ederek hazır lamakla mükelleftir. Haftanm muayyen gününde veya günlerin de o zümreye iştirak eden müda- vimler muallimin riyasetinde top lanır ve namzetlerden biri veya bir kaçı hazırladığı vazifeyi (Re ferat) okur veya izah eder, arka Bir hafta sonra Keşke ne 6 bisiklet devrik: seydi ne o çocuğu görseydim,ne ona — Ergini Deseydim, ne de kafamda senelerin Oo örümceklendirdiği o küflü, paslı perde yırtılıp ba. ; tıralarımı tekrar Biraz ayıldım ms, hir par, çacık kendime geldim mi bhe- men bu hatıraların hücumuna uğrayorum. Bu zamanlarımda | Y: bunalıyorum, bunalıyorum, çıl- dıracak gibi oluyorum!, Ve. bazan pis, kirli © tırnaklarımı saçlarıma geçiriyorum, onları yolacak hağimı çısçıplak edecek gibi bzalanıyar, delıyori — Bom e yaptın. Nasıl bu hale düştüm? Diye uzun uzun düşünüyo- rum. Fakat, beynim o kadar yıpranmış, o kadar len- miş ki muhakeme yürütemiyo- PAZARTESİ arkasına smalavamıvavam!. 11 NİSAN ne, itirazlarına cevap verir, en sonra muallim noktai nazarını söyler, rapor hakkındaki hükmü İ nü verir. (*) Bu hazırlanan va- zifeler namzedin & imtihandaki | muvaffaksyetinde en mühim â- İ millerden biri ohır Akademilerde devam mecbu. İ riyeti şeklen yoktur. Fakat ber İ devam karnesi; vardır. Burad | müdavimin devama mecbur oldu- | İ ğu dersler ve temrinler yazılır dır. Talebe bir defa sömestr ba- şnda, bir. defn da nihayetinde bunların karpsındaki hanelerin Professor veya' Dözente imza et- tirmeğe mecburdur. Bu imzaları alabilmek için de bittabi derslere mügnkün mertebe muntazaman devam ve ameli faaliyetlere biz- | zat İştirak etmiş olmak zaruri- dir. Müdavim imza alamadığı dersin imlihanma giremez ve naenaleyh mezuniyet da alamaz. Şunu da arzedelim ki akade- milerde her sömestr nihayetinde imtihan yoktur. Dördüncü sömes ir nihayetinde akademide bir im- tihan geçi Bunu müteakip namzet muallim olur ve maaş a- labilirse de hakiki devlet memu- ru evsaf ve hukukunu kazanabil- mek için iki sene sonra maarif idaresinde “ikinci muallim imti- hanı, nı geçirmeğe mecburdur. C) Teknik faaliyetler meya- anda musilci, resim, elişi ve be- den terbiyesi sayılabilir. Bunlar da mecburidir. Bu derslerin müf redat programı; bu zümrelerin bugünkü terbiye ve tedris faali- yetinde oynadıkları role ve bir D) Ekskürsiyonlar; mahitin hayvani ve nebati hayatını tanı- ma, coğrafi ye jeolojik vaziyeti tetki ri faaliyet ve münase- betleri müşahede gayeleri ile ya- pılr. Bu suretle namzetler yarn şocukları ile beraber mektep ha- | ricinde bir tetkik gezintisine çık- tıkları zaman ne yapacaklarını, beşeri ve tabii muhiti nasıl Ban eşya ve hâdisatı öğrenmiş olurla, Mesleki tatbikata © geli birçok akademilerde ta: faaliyet bütün tahsil müddetince devam eder ve talebe şu üç sahada ça aşar 1 — a) Şehir ilkmekteplerinde: ders dinleme, h) serbest ders ver. me, €) tenkide hazmlarnmak ders ver me, d) bir sıpıfın bütün faaliyetini a etme veyafp) muallime yar tanımış ve 2 — Muayyen * samanlarda ve bilhassa osömenir tatillerinde bir köy mektebinde çalışma (muallime veya bizzat tedris); 3 — Haftada bir gün öğleden donra ilkmektep çocukları ile oyna- Bunların gayesiz a) çocuklara yakından temas © derekonlarla meşgul olmaya alışma. b) bir smsf muvacehesinde ders vermenin ilk zamanlarda tevlit Zen ceği sıkılganlığı ve şaşkınlığı izele, <) pedagojik ve yo e kontrolu, çocuk ruhunu müşahede ve yakından tanıma, d) tedris usulü nazariyatının tat bikatı, münakaşalar vasıtasıyla müp. bem kalan noktaların tavzihi, «) yeni böy mektepleri tedrisatı- ne istismas, köylü ile "yakından te mas, halkıyat Prusya'da elyevm 15 pedagoji akademisi vardır. Her akademi ken dimüfredat zlar. Bu itibarla akademi program larını gözden geçirmek için her biri niaynı ayrı mevzuu bahsetmek lâ- zmdır. Bu işi diğer yazılarımıza bı rakıyoruz. a Frankfurt / Main Maallim; Kemal KAYA mam () Maamafih bazan o Profesiğr veya Dozent ie ders takrir eder. Bunlara (Vorlesung) adı verilir. Dün yine ağladım, ağladım, cak, akacak su kalmadı. Diye dakikalarca . , haykır” ıztırapla, bu kendi İma götürdüm: 4 —Ben de öleyim!. Dedim. Fakat, yapamadım. n gözlerimi doldurdu. — Ben onunum.. Onun için yaşıyacağım!, Kendimi ona nezrettim.. Çocukları göreyim.. Ben Ruhi diyeyim! Babanız işte bu adam., Ha- berini vereyim! Rundan da vazcertim. talebenin Testabuch denilen bir | diploması | programını bizzat ha- | Diye parmaklarımı boğa-| zımdan geriye çektim!, Sonra düşündüm: Amcanm — evine | gide-| Harbin müthiş bir felüketi, Sak rada bir kervan, Bir aşk faciası Çöi mentileri (Les Exiles du desert) Sözlü ve şarkılı film. Çarşamba matinelerinden itibaren; OPERA SİNEMASIND/ RADYO Bugünkü Program İstanbul (1200 m. 5 kilovat 18 gramofon, 1930 Vedia Rıza Hann heyeti, 20.30 Opera, 21 Zeki Bey, Belkis Hanım heyeti, 22 orkestra. BÜKREŞ — (294 metre) 2040 gramofon, 21 Bethofenden Kuvar- tet 21,54 ses konseri doete. BELGRAT — (429 metre) 20.30 jimnasüük, 21 radyo orkestrası, 22. 20 ses konseri. ROMA — (441 metre) 1930 ke- man konseri, 21.05 gramofon, 21 Te | va dsi nor Sehipa tarafından ses konseri. PRAĞ — (488 metre) — 2120 piyano konseri, 23.20 gramofon. VİYANA — (517 metre) 20,35 Viyana operasında mükâleme, Das Herz operası, 23.20 akşam konseri | PEŞTE — (550 metre) 2045 almanca konferans, 21,15 Yüksek musiki mektebinden naklen konser. VARŞOVA — (1411 metre) 20 “Kızılı Kadın,, operası. 24 cazbant BERLİN — (1635 metre) 21 Ka valiera Rustikana operası, h3 4y,c Yirminci asrın güzeli Refik Ahmet Bey tarafından ya- rm akşam saat yirmi buçukta İstan bul radyosunda bit konferans verile cektir. Mevzu şudur: “Yirminci a8- rın telâkkisine göre güzellik nedir, güzel kimdir?” Şapka meşleri TOTO moda evi, yeni modelleri mi İl nisan salı gününden itibaren teşhir edeceğini muhterem müşteri- lerine arzeyler. Dr. A. KUTIEL Cilt ve zührevi hastalıklar mü. tehassısı. Karaköy, büyük mahalle. bici yanmada 34, — Ne yüzle gideceğim?. gözyaşları içinde yüzdüm!. Da; © Onlara ıztırap vermek için marlarımda belki de boşana. | İm? Kendilerini evlâtlıktan nef- Hele Nesrinin ileri elm, ret ettirmek için mi? Dedim ve.. Nesrinin onlara öğrettiğini haklı buldum: — Babanız öldü!. En iyisi de bu. Zaten doğ- dım, yolundum, didindim. Bu|ru. Erginin babası Ruhi Bey kendimden | evini bırakıp çıktığı gün . iğrenişle parmaklarımı boğazı. | tü! Bugün yer Şan biz Rabi Bey ver mil ekl Bu ölüme kendisi de: — Evet, amadım, çünkü o anda da Diyor. Yaşayan Ruhi Nes- rinin kocası, Erginin, ismini bil | mediği çocuğunun babası değil | dir. O bambaşka bir adam” Çamur Ruhit. Serseri Ruhi! Dilenci Ruhi. Ayyaş Ruhit. Esrarkeş Ruhi. Senelerce kasa hırsızlarıfım, İ dızdızcı, karmanyolacı, arakçı; | manitacı; tavcı usta ve işçile- p rinin irgatlığını; serseri ve düş künlerin ğını eden bir adam ne L 14 nisan perşembe akşamı MAJiK SiNEMASINDA #L JOLSON MAMMY dusya İmparatoru CONRAD VEİDT Pek yakında | u ire kayımet takdiredilen Büyükada da yalı Mahallesinde Pervane sokak eski 70 yeni 6 numaralı bir bop ba İine açık arttırmaya vazedilmiş olup dif çarşamba günü saat on dörtten 17 ye kadar İstanbul dördüncü ic- satılacaktır. Arttırma inci arttırmasında 400 liraya talip zuhur etmiş olup bu ke re en çok arttırann üstünde bırakıla | caktır. Artırmaya Satine ie için yüz- de yedi teminat akçesi alınır. Müte İ rakim vergi vakfı icaresi” rüsumu müşteriye aittir. İcra ve if- las kanununun 119 uncu maddesine tevfikan hakları tapu sicile (| sabit olmayan ipotekli alacaklılarla diğer alikadarların ve irtifak halkı sahip lerin bu haklarını — ve hususile faiz masarife ait olan iddialarını ilân tari hinden itibaren 20 gün içinde evra- kı müsbitelerile bildirmeleri Mâzmm- dx. Aksi halde hakları tapu sicilile sabit olmayanlar satış bedelinin pay laşmasından hariç kalırlar , Alâkn- daırın bu madde ahkümma riayet “tmeleri ve daha fazla malürmat is- teyenlerin 931/328 dosya numarasi le dairemize müracaatları ilân olu- nur ADRES: 4 üncü Vakıf Han Erginin babası EE 1s. iradesi yıkılan; rında dünyaya bir piç gibi yeni den doğan insan!, Bu adam O Naran'ın âşıkı Ruhi bile değili, Onun bendesi idi ( hastası oldu!. Ve.. seneler var ki bu gidi- şün oldu vd Naran o onun için karanlık, uzak, kâbuslu bir a İ yal hükmüne gi Fakat avun bedeni sürümek içim İki gün daha Yine her şeyi unuttum. Imparatoriçası - Nazırlar - dınlar - Köylü kadınları ve dilenciler hepsi Çarlar Rusyasının kanlı R'A-S-P'YEİ nüfuzuna müracaat ediyorlar, kalâde temsil ediyor. Bu sözlü ve şarkılı filmi; ARTİSTİ K'te göreceksiniz. Neşeli ve ahcaktar musikili Viyana'nm asri operet kralı EMMERİCH KALMAN tarafından telif edilmiş munzam temaşalı meşbur bir operet olan RONNY Filmi Önümüzdeki Çarşamba Aksamı MELEK Sineması tarafından tekdim edilecektir. Mümessileri: KATE DE NAGY ile bir çok sinema yıldızları dır. Yerlerinizi evvelden temin ediniz Yangın Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU SİGORTA ŞİRKETİ Teşkilâtı tamamen Türktür Müessisi İş Bankasıdır Telefon: İğı ve bağı bile olmayan şeyler!. renkli operetinde. - Jeneraller - Güzel ka”) RASPUTİN'in şahsiyetini fev- Yeni neşriyat Otuz sene sonra Türk- lerin teknik hayatı Türkiyede türkçe olarak bu me- alde ilk defa olarak yazılmış fanta» xi bir eserdir. Eser bilhasan lise ve darülfümun talebeleri ile bu derece fenni ve ilmi malümatı olanlara mah sustur, Gençlere milli meflcüre, mü- tefenninlere tekâmül fikri telkin e der. Bundan maada Einstein nazari yesi gibi ehemmiyetli bir takım il mi esaslar hakkında açık, sarih ma- lümat verir. Radyonun seyahat, çift çilik, polis, aile, mektep, gazete fab rika ve harp rolleri tasvir olunmuş ve insanların canlı bir radyo olduğu izah olunmuştur. İstikbalde Türkle rin parlak hayatını öğrenmek iste- yenler bu eseri mutlaka okumalı Beyoğlu Dördüncü Sulh Hukuk mahkemesinden: Feriköyünde Şeha det sokağında (88) No: la kulübe- de sakin iken 5-1-932 tarihinde ve fat eden Mustafa Ağanın terekesine mahkemece vaz'iyet edilmiştir. Tari hi ilândan itibaren esbabr matlüp ve alâkadaranın bir ay ve miraaçıla- rn üç ay zarfında Beyoğlu Dördün sulh bukuk mahkemesine müracaat ları ilân olunur, | Telgraf : 20531 İretiyaz nıkhik tükendi . Yeniden hiç bir şey hisset miyorum. Nesrin, Ergin, Naran bepsi gözlerimden siliniz hepsi kav. Sci kasası: — Ben varım. RE | rak Lr Kiye İ Beden yok, ruh var. Dış yok, iç var!, Ve. ben böyle © yaşayaca um. İçmek, dalmak, sürünmek, dilenmek, mezar kovuklarında yatmak bunların hepsi hiç bir şey!. Ruhla, benle, benim hü. viyetimle en küçük bir yakmlı Kabuğumu çoktan soyundum İ ve hayat batağının içine birak tum. Sürünsün, dilensin, sür- tünsün, itilsin, kakılsm, ölsün gebersin! Bütün bunlardan Ru hiye; yani; bana, içime me? Yerde sirünen hayvan?