Milliyet Asrın ümdesi “MİLLİYET” ir. IB ŞUBAT 1932 İdarebane: Ankara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst. Milliyet ” Telefon Numaraları Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 6 2 Gelen evrak geri verilmez — Miüddeti geçen nüshalar 10 ku- tuştur. Gazete ve matbaaya zit isler için müdiriyete cdilir. Gazetemiz ilânların mes'u-) üyetini kabul etmez. BUGUNKU HAVA Yaşilköy askeri yarat merkezin İnesimi 757 milimetre, derecej ha- isaret azami zayit 3, asgari nakıs 1 derece idi. Haftanın Yazısı Dünya tersine - — döndü Mubharrir olmak güç şeydir. Bunu size yaptığımız. işe kıy. söylemiyo- » Yazı yazmak noktasından değil! Za ten piyasada yazı yazanlar en iyi yazı ler Omidir?.. Bana öyle mektuplar gelir ki sittin sene çalışsam o kadar gü zel yazı yazamam.. O Efendim mubharrirlik, hele her gün kari le ve hâdisatla temasını muha- fazaya mecbur olan muhavrir- ler için güçlük şudur ki; Karin haleti ruhiyesini bilip okşaya- caksın, Hiç bir meselede ondan dün görünmeyeceksin.. Her sor duğuna cevap vereceksin! Her taşın altımdan kalkacaksın. Üs- telik gazetenin mesleğine uya cak ve müessesenin haysiyeti- ni her şeyden yukarıda tuta- caksm! Tabii matbuat kanunu na mugayir tek kelime yazılmı yacağın: ilâve etmeve (hacet yok!, İnsana, — Bütün bunları mı, yapar. | sın, yoksa ip canbazlığı mı?. de seler ikincisini tercih edenler çok olur zannındayım. 24 Efendim geçenlerde bir gün bir mektup aldım. Her gün al- dığım mektuplardan nevi itiba rile pek farklı idi. Bu mektup. ta deniyordu ki: «Felek Bey. Sizin yazılarınızı her gün ta- kip ederim. Gazeteyi elime a- lınca ilk aradığım sizin yazı- larınızdır. Bunların içinde pek hoşuma gidenleri var. o Hele geçenlerde yazdığınız. (Erme- Bi güzeli) (ismindeki yazıyı pek beğendim. Her gün yazı- mızı okurken “Acaba ba Felek kimdir.?., nasıl adamdır.?.,diye kendi kendime soruyorum. — Ben de seviyorum!. “Bir gün, beş gün, on beş gündür. iyoruz. Ve. he men hemen her gün beraberiz. Yarım saat, bir saat, iki sant. Buluşuyor, konuşuyoruz. Meziyet Hanımefendinin ça- yında gözlerimizin © konuşuşu ile başlayan Mulatyede dudak- larımızın birleşişi ile imzala- nan bu aşk mukavelesi bütün dehşetile devam ediyor. Bu, aşk değil, Delilik. Bir ada- mın bu kadar sevebilmesi için ancak aklımı kaybetmiş olması lâzmdır. Hiç düşünmeden, ne yaptığımı bilrceden seviyorum! Arada bir kafamın — çinde bir ke çakıyor.. Kendimi, benliğimi, muhakememi bulabi liyorum. Ve.. soruyorum: imi seviyorum? Milliyet'in Edebi Romanı: 8 GÖZYAŞLARI! ze bunu yazmak-için dızsat a- röyordum. Bugün grip olduğu nuzu okudum. Hem geçmiş olsun demek hem de merakımı teskin etmek için bu mektubu mü yazmağa karar verdim. Rica ederim, nasıl adamsı- nız? Ne karakterdesiniz? Ne şekildesiniz? Milliyet sütunla- | rında bunu bana & yazarsanız pek memnun olurum. Bu cu-| martesi cevabınızı Bekelrim. Karilerinizden |Eciş bücüş bir imza). Hamiş: Benim nasıl kız ol- duğumu merak ediyorsanız; orta boylu, kumral, 57 kilo.» Şimdi bu mektubu siz alsa- nız ne yaparsınız?.. Kalemi eli İ nize alıp: “Ben orta boylu pala İ bayaklı, 52 yaşlarında bir ada- mım., Sikletim diğer muharrir. lerden fazla değildir. Abus ratlı, geçi i | Çünkü gazete, karilerinin hiç bir mektubunu cevapsız bırak. mağa razı değildir. O halde?.. Şu cevabı verdim “Efendim! Biz böyle şeylere sütunlarda cevap veremeyiz... İki gün sonra şu © mektubu aldım: “Felek Bey. İlk imei istediğim cevabı sütunlermizda vermedi- ğinize hayret etmedim. Siz de bütün erkekler gibi mitecessis siniz, Adresimi öğrenmek içir cevap yazmadınız. Lâkin unut mayınız ki; medeniyet her şe- yin kolayını bulmuştur. Eğer Dasıl bir adam oluduğunuzu bil | dirmekten Oo korkmayorsamz aşağıdaki adrese bir kaç satır- yazınız. Hürmetler.. İmaa: Yi ne o adres |Meraklı. postres. tant — Kadıköy) Kızdım cevap vermedim, Val de mektubu gördü, — Aman oğlum. Allaha sı- Zındık! Sakın cevap | verme. dedi.. İki gün süküttan sonra şu | mektup geldi: İ Vay erkekvi yaşlarını sil! Be damı yemeyiz yazmak ta bir-iş karakterinizi itiraf edemiye- ar pısırık mısınız? Vah | vah! — Umacr). Ben yine ciddiyetimi muha- ifaza ettim, Aldırmadım amma İdoğrusu içerlemeye başladım... üs gün sonra şu mektup gel- | iz LEier genç kızdan korkma. yacak kadar — çok değil — cesaretiniz varsa bu pazar gü- nü saat tam dört bucukta Glor ya sinemasının holünde bulu- nunuz, Eğer elinizde — bükül- müş bir gazete tutar ve ağzı- Dızla da sakız çiğnerseniz si- Mm — vine o uma- ci diye düşündüm. Mektubu baş- İkasına da göstermedi nkü birisi azizlik olsun yni işaretlerle kalkar gider. Benim intiba toplar... Ben. İ den iyi olsa zarar yok, lâkin kö- İtü olursa ziyan ederiz. İ diye Etem İZZET O da dalırın kızlardan biri... Diyebiliyorum. Fakat, bu kadarla, bu kadarcık ile kalıyo Tum. Gözümü, gönlümü, dima ğımı nurlandırmaktan; onları hakikatın acı veya tatlı aydın. Tığı ile baş başa bırakmaktan korkuyorum. Zannediyorum ki, daha faz- la düşünürsem onu sevmekten | kalacağım, onu kaybedeceğim. Ban ki, artık onu aşkın karan. ığında, şehvetin dehlizlerinde elinden tutup zorla dolaştıran | İ diye düşündüm, taşındım. İ sık var, Gülerken dişleriniz faz Doğrusu bir hayli tereddüt | ettim, Lâkin aldı beni bir me. rak.. Yarabbi sen bilirsin! Nere den çattık bu tazeye? (Taze ol duğunu da bilmiyorum ya!) Gideyim mi, gitmeyeyim mi hayet bir fal açmaya karar ver dim, Elimin altına düşen frenk çe bir fıkra kitabından fal aç? tım: Şu fıra çıktı... “Vaktile bir hirarzı arar du. İ rurlarmış. Nihayet günün bi- rinde yakalamışlar.. Hâkimin önüne getirmişler ve: — İşte hâkim efendi! Falan ve filân yerlerdeki hırsızlığı ya pan bu adamdır. Demişler.. Hır sız: — Daha fenasmı £ yaptım.. Cevabını vermiş. Tutanlar de. vam etmişler: — Evet! Filân . adamı soy- mak için öldüren de budur. —Daha kötüsünü yaptım.. — Gerçen! Filân yeri soy- duktan sonra ateşe veren de bu — Daha fenasıvar.. Hâkim dayanamamış sor. müş: — Peki be adam! Daha fena ne yaptm? — Efendim, tutuldum şu he riflere.... demiş, Hoppala! Gideyim mi gitmi yeyim fıkradan İbir mana çıkaramadım. Uzat- mıyalım — günahını itiraf et- mek kabahatin yarısmı affettir mek demektir.— Pazar Ogünü elime bir gazete ve ağzıma bir sakız slarak Glorya sineması. nın avlusuna gittim. Etrafıma baktım, Kalabalık.. Acaba bi- zim meraklı hangisi? Belki de bir erkek.. Kime baksam bana beni tetkik ediyor gibi geldi... Belki yarım saat kaldım, Ca. nim sıkıldı, çıktım gazeteye gedim., Yarım saat sonra bir telefon: — Felek Bey?. (Kadın rem — Zahmetinize teşekkür ede rim. Ben sizi ak (o sakallı, ağır başlı, altmış altmış beş yaşında bir adam zannediyordum. — Teveccühünüze teşekkür ederim. — Daha bitirmedim. Halbu- ki siz o kadar yaşlı değilsiniz. “Şapkanızt sol kaşmıza çok | bindiriyorsunuz?. o Kaşlarmız cok kaba! Alnımızda fazla kırı İn görünüyor. Şakaklarınızda- ki saç dipleri biraz uzun ols di.. Bir de elâ Douglas Di bıyık... Sonra, fazla ciddi duruyor. suruz... Mizah mubarririne pek yaraşmıoyr, Gözleriniz ( basta! mı? Kirpikli az buldum.. | O açık sarı eldivenlerin pek | kirlisi makbul değildir. Sizinki | leri bir yıkatsanız fena olmaz. Aman o ayağmızdaki lâstikler şte sinir! Ken maniye medresesin- de zannettim. Atın onları! — Başka bir emriniz?. ayır! — Estağfurullah. Şimdilik bunlar! Bu retüşleri | yaptırırsanız yine görüşürüz | inşallah. Allaha ısmarladık! — Lâkin e iüt. | fen beni dinler mi: 2. Telefonu kapamıştı... Fena kızdım, Fena kızdım amma siz Te. olsanız ne yapabili İlk aşk fırtınası Bir sonra Bu aşk beni bitiriyor, barap ediyor. Sevmek meğer ne zor, ne fırtınalı şeymiş. Eğer, ce hennem var ise muhakkak ki, © yer (yüzünde ve,. ben onun içindeyiz. Bin bir zap ve dar. hık işindeyim; Banda vicdan ©- zabş var, yaşamak. szelu var, li er hizi deni lığı ve bin bir ıztırap zorluğu var!, Ben ki, evliyim. Bir çocu- ğum var ve karım yeni bir ço cuğa gebe, Bütün bunu unuta- MİLLİYET ŞUMARTESİ 15 HİKÂYE 11 Yüreği yafl i İkesme şeker ister. İ kere oldu. şamıyorum; bir memur geli- yor, kıyorum, onu dinliyorum, fa- kat tek kelimesi hatırıma girmi (sahne bir sokak! Bir yük arabası.. Önündeki beygir ye- re yıkılmış. Arabacı yok! Fakat çocuklu kadınir er- kekli bir kalaba'ık beygiri sey- rediyorlar. kimsede beygiri kal dırmak için bir hareket (yok. Sadece akıl öğretene!)| Birinci seyirci — Azizim, | bem sana bir şey (o söyleyeyim mede, Nafile sen bu işten anlama “İkinci seyirci — Asıl anlama yan sensin. OSenkim beygir kim? Bir benim karımın amca zadelerinden biri aridir. Birinci seyirci — Maaşllah efendim, eğer bu ilmi ondan öğ rendinse, bu amcazadenin ne bi çim süvari olduğu kendiliğin. den anlaşılıyor. Bakalım, o da süvari mi bir defa? İkinci seyirci — Sana yalan söylemeğe mecburiyetim yok. Ya sen hayvandan ne sıfatla an larmışsın ki, Birinci seyirci — Ben hay. van koşularından bir £ tanesini kaçırmam be. (Bu sırada yüreği yufka bir kadın yerde yatan ata yakla- şır ve yelesini “e nd Jar.| Üçüncü se; seyirci — la Ma dam yavaş, ısırır ha! Dördüncü seyirci — Hay- van kendinden geçmiş Madam, korkma ısırmaz. (Kadın daha cesaret alarak hayvanı okşar.) Kadın — Zavallı hayvan, zavallı hayvan! bu kadar işken | €e olur mu bu hayvana? Dur, | sana şeker vereyim. İÇantasından bir karemelâ| çıkarır.) ü seyirci — Madam karamelâ yemez o.. Şeker ver, şeker ver. , Kadın — Ye şu şekeri iyile- sirsim, Dördüncü" — Yemez Madam, yemez Madam. Ona Beişnci seyirci — (Müsteh- zi) Hem de toz şeker. Kadın — Sabi, toz şeker yer Beşinci seyirci — Elbette İyer ve hemen ayılır. Kadın — Fakat bende toz şeker yok ki., Bari gideyim, a» layım. IKadın bakkala doğru gider ken, beşinci seyirci arkasından bağırır. | lefonumu kıza görüşen numara | yı sordum: — Teessüf ederim. Bunu si- ze söyleyemiyeceğim.. otomatiktir. dedi. ortada (emriniz? Beşinci seyi toz şeker olsun ha! | IKdın köşeyi döner, ilk rast! geldiği bakkal dükkânına gi- ver.) Çırak — Buyurun aMdam, Vie ya Türkiye'de Suçlu çocuklar Yazan: Hilmi A. Malik| İ — Kadım — Toz şeker isterim. Çırak — Toz şeker mi? Kadın — Toz eşker dedik ya.. Sen toz eşker nedir bilmez ere, Hilmi A, Ma- Çırak — Peki Madam. Ne emeyi kadar olsun? e ein ör Kadın — (Mütereddit) Eh., şey.. iBr kilo kadar olsun. Hay vana vereceğim. Çırak — (Mütehayyir) Hay van için toz şeker mi? Kadın — Hayvana © verece- ğim dedim ya.. Senin (o bugün sersemliğin üstünde galiba... aHyvanların tozşeker yediğini daha bilmiyor musun? Öyle ise mektepte sana ne okuttular? Çırak — Madam, sersemlik bende mi, yoksa. Dükkân sahibi — Baksana bana, müşterilerle münakaşa et me diye kaç defa sana söyle dim.. Madam, ne istiyorsa ver onu... Çırak — Veriyorum efen- dim, veriyorum. (Çırak sinirli sinirli bir vE lo şeker tartar ve şekeri verir. mas eden şayanı dikkat bir eser mOş retmiştir. Malik Bey bu eseri hazır- memlecetimizde mevcut 393 hapishane evvel 981 de yalnız sekseninde suç- iu çarklar elenmesi. Dele suçlu çocukların ai 14 - 18 yaşlar arasında 732 ve 931 senesinde Suçlu çocukların w- Ferre e gaga tesbit edilmiştir. Gene bu seksen ha f ken ağaya ağ) uçlu. çocukların, ylahı içim 57. hac Çırak — Madamın hayvanı Dee am Lç Temlörana ve için bir şeker, beş frank! ahlâk dersleri, 5 inde gardiyanlarla m veya Kadın — Utanmaz çocuk... | Sene (Parayı verir, şekeri alır. Bu | Gir. Bu 80 hapishaneden yalnız 5 in sırada arabacı gelmiş ve bir po| de doktoru vardır. Diğer. lisin yardımı ile atı kaldırmış, | lerinde hükümet tabipleri hapishane arabasile gitmiş.. Oradakiler de | lere de bakmaktadır. Bunlardan seyredecek başka manzara kal. maymca dağılmışlar. Kadın tek | ekiş öğ inde bi, Edirnede ve gün rar sokağa geldiği zaman, orta | En çok suçu çocuklar Adana, İstan- > f lığı testenha bul deki şe | bul, sonra Konya, Çorum. hapisha- kerle deraklar ) e ene A selem! 124 yz, et sitmise| Tan an ya ve Çorumda BO şar aç el de hayvanları | sev. | ha görül Jenbet > eümeltedir. Pr tini Cebennem olup gi deriler bir istatistiğe göre, 310 decek yerde biraz > bekleseydin | kati filinin en ziyade işlendiği vilâ- yetler şunlardır: Erzurum'da 17, Antayada 16, Elâzizde ve Afyonda 15 er, Kayseri İ de 10, Bilecik, Çorum, Zonguldakta 8, Aydmda 6, Karsta 5.. Türkiyede 393 tevkifhane ve ha- pisbanede 1931. senesinde mevcut mevkuf ve mahpusların adedi 24,000 olduğunu kaydeden eser, bu adedin içindeki 732 suçlu çocuktan 68 inin anasız, 279 unun babasız, köylerde doğan suçlu çocukların 372, kasaba ve şehirlerde doğanların 309 ve bm ların içinde rençberlikle İRTİHAL Selânik tütün tüccarındar mer Ni emi büyük faide ve O esnada aklıma fal açarken bulduğum fıkra geldi.. Hırsızm hâkime dediği gi- | bi ben de kendi kendime: | | En fenası bu tuzağa düş. | İ mekliğimdir.. dedim.. o Bu bir| Zannetmem ki bir | daha düşeyim!.. FELEK j — Efendim bu işi ne yapaca ğız?. Diyor, yüzüne uzun uzun ba yor, bir defa daha: — Efendim?.. Diyorum, Yine söylüyor, yi ne anlamıyorum; tekrar ediyo. FOSF ŞARK HULÂ kullanınız. Her duyar, Arada bir tarih sahifesi gibi çevrilip unutulacak bir ka Itühadı MALZ TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muâmelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acestası bulşielye: şehirlerde acenta aranmaktadır. . | sömestiri Zafiyeti umumiye, iştehasızlık ve kuvvetsizik halâtınd: İİ rak, ihmal © ederek bir başka | başlıyor. te e inci üçüncü kadını seviyorum; karımı, ço- | analatışta kendime geliyorum; ağu ihmal ediyorum. aklı- | dlayınlığımı anlıyorum, © ken. mı, fikrimi, vicdanını, hürriye. | dimden ve karşımdakinden uta timi, sevgimi ona veriyorum. o | mıyorum, zihnimi, gözlerimi dol Hayatım alt üst oldu! duran hayalâtr kovmaya çalı. Karımı unuttum!, şıyorum, Bu hayalet bir kâbus. gumu sevmiyorum! © İtur. gâh Naran, gâh © karım! gözleri bağlı verinde gibi sevi- | oiyorum?. i imi yapamıyorum!. Karım gözlerimin önün geldiği Para hesabımı kaybettim! . | zaman beynim burkuluyor, vic Aptala döndüm. danım demirden bir tazyik pen Onlara: çe içinde kıvranıyor, Naran ba- — Dalgın kız... kışlarımı doldurunca baş dön- Deli ini ası Dilem ben oldum. Dü n a meleri geliyor; kalbim, inirle. Yeni neşriyat Dr. Vermeylen PEDAGOJİ * de TEST USULÜ nakleden İstanul Yüksek Mustlim mektebi müdür muavini MEHMET NACİ İHer mesilim ve ber muallim nam sedinin siddetle ihtiyaçları olan gayet kıymetli bir medeki eserdir. Fiatı 50 kuruştur. Nereden: İstanbul'da Resimli Ay Matbassı İstanbul Darülfünunu İLÂHİYAT FAKÜLTE . SİNDEN: İlâhiyat Fakültesinde yaz| serbes derslerine (13) Şubat cumartesi günün- den itibaren başlanacaktır. anka Beleesi Şehir'Tüyateosu) 3 Raşit Bini Tiyltrecii Bugün akşam saat 21,30 de .GÖLGE - KILIBIK Yakında: SERSERİ Zabitan, muallim ve talebeye birin- <i 50, Duhuliye 30 kuruş Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı | Cumadan manada hergün öğ; leden sonra saat (2,30 dan 56) kadar İstanbulda Divanyolun- | da 118 numaralı hususi daire- sinde dahili hastalıkları mua- yene ve tedavi eder. Telefon: #ro | İstanbul 22398. Sıra numara- sını beklememek isteyenler, | Bugün akşam Saat 21,90 da AKIN Destan 3 perde Faruk Nafız kabineye müracaatla veya te- lefonla randevu almalıdırlar, tesiri görülen ATLI MALT SASI ecianede satıl hifler tutar, beli de ciltler tal tar. Ben kendimi muhakemesi! de mes'ut olmak istedim, de irademle yola çıktım! Hani ya şimdi bütün bunlar?. Karımı sevmiyor Nİ ener kalma. dum. Kaçamak y. arama | dım, Fakat, t, evimin eşiğinden!