srmn umdesi “Milliyet” tir. 4 EYLÜL 1931 DAREHANE — Ankara cadde- No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, anbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için aylığı o 400 kuruş 800 kuruş ” 760, 1400 , .- 1400 , 2700 ,, « Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nuthalar 10 kuruş İ Gazete ve matbaaya sit işler n müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânlarm mes'uliyetini bul etmez, " “Bugünkü Hava Dün azami hararet 28, asgari 16 derece idi. Bu” gün ruzgâr mütehavvil yağmur muhtemeldir. a. Çocuğunu Kaybeden kadın , de Bir kadına her şeyi bağış- dc yabilirim. Fakat çeçeğıma i Yan kabe ü 5! üşman olacağımı tayin edebi ! Esesiniz.. “0 Bu derece değil ama, her- i balalde sinirime dokunan kadın- Ksırdan biri de üç dört yaşında İ Futi çocuğunu sokakta kaybeden iie wdir. Efendim, ciğer paresi İe mukayyet olmayan birkadın imlan ne beklenir?. İşin fenası ima mründe görmediği kalabalık Ha erlere çocuğu getirir.. Kendi- “İYİ i sersemlik yüzünden yanında “daf ocuk olduğunu unutur ve bir m“ aağazaya girer, yahut mezat İsi “nal: sergisinin önündeki kala- Sirtalığa karışır. Yavrucak yal- İsa'ar bir de çocuğu döver. . Bal — Kâfir yezit seni!. Körola- Ben bu kadını b fala- örikaya çekerim. İşte bu tertip € İkadınları tecziye oetmek için cemiyet (o teşekkül etse ilk azası ben olurdum . Tatsız kavun Yunanlılar Fransada nasıl aYkavun yeniyorsa o çeşit kavun biyetiştirmek için tetkikatta bu- ilunmuşlar. Bakmışlar ki, Fran irsada tatsız kavun © yeniyor, kşimdi onun çekirdeğini getir- #limişler, gelecek seneye Fransa #sya bu tatsız kavundan ihracat “" yapacaklar, , A Ben Fransada o kavun ye- tidim. Filvaki tatsızdır. Lâkin ahorada tatsız & kavun yenmesi $ tatlı kavunu sevmediklerinden » değil, (o bulamadıklarındandır. » Hele bizim İzmir kavunlarının bir tadını tatsınlar da bakınız i z Milliyet'in Edebi Romanı 12 MİLLİYET ÇUMA t 1 Askeri bahisler | Ilk Türk kahramanı Metenin kumandanlığı 4 Sari y Sinan Rİ “Tay” $ İki taraf ordusundan bah sederken şurasını da ilâve et- mek lâzımdır ki, Mete ordusu nu hiç yoktan var etmiş değil di.. Babası (Teuman) ın ordu su enkazından da istifade et- mişti.. Gerçi Teuman'ın ordu sunun miktarı hakkında sarih bir rakama henüz raslıyama- dık. Fakat Çin (imparatoru (Şe - Hoang - ti) Çinin vahde- tini temin ettikten sonra, ce- neral ime Tien) kumanda sında, (Sfuki) ye göre 100,000 (Kang - mo) ya göre 300,000 kişilik ordusu ile, (1) Tew- man'a taarruzla ar (4) Mehmet Şemsettin Bey. M T. Tarihi il 2. S. 22. bir daha kendi hıyar Jezzetli keleklerine dönüp © bakarlar mı?.. Yoksa Yunanlılar, Fransız- larm zevki seliminden mi şüp- he ediyorlar. Babam merhumdan işitmiş tim. Diyarıbekirde kazan bü- yüklüğünde karpuz olur ve ok ka ile satılırmış. Ancak kar- puzcular kestikleri karpuzla- rın içinde kabak ve pembe çı- kan olursa gece dükkânı ay- dınlatmak için o kelek karpuz- lara mum diker ve şamdan gibi kullanırlarmış.. Karpuz almağa gelen kürt köylüleri, kan kırmızı, tatlı karpuzları r mutlaka üstünde mum hışırlardan isterlermiş.. mi onların kötü olduğu | nu söyleyince de: — Kötü olsa üstüne mum diker âleme ( gösterir misin? Diye muhakeme © yürütürler. miş... Yunanlı komşularımız, kor m ki; bu tatsız kavunların üstüne mum dikmek mecbu- riyetinde kalmasınlar! . İstinyede T. A. Beyefendiye Mektubunuzu aldım. Tal enteresan mevzua teşekkür ede rim efendim.. FELEK İ BAŞI DÖNÜKLER ” — Ben sana işte bulurum. İs i tersen matbuat âleminde, ister- “ sen ticaret hayatında -hep kolay. Şimdi, madem ki işin yok, öğle yemeğini seninle beraber yeriz. Bugün evde de , kimseler yok. Kocam işinde, © hizmetçilerin çoğu izinli. Yal- gız Vasiliki burada, ama o bizi hiç rahatsız etmez. —?2... | alim öteki yorum, serbestçe, rahatça ollerimizi biribirimize dökebili- riz. — Evet ı, efendim. Vasiliki karagözlrinin tâ için “de emniyet verici bir gül rıltışile kahveleri getirdi fe den likör takımı ile şekerliği de oşıkardı. Hepsini masanın üzeri se a bei MENİ İbrehim Necmi Muhteşem Nihat Hanıme- fendi, vücudunun bütün zen- inliklerini göz önüne yayan ince benyovarmı — toplıyarak kalktı. Ahmet © Nebile kahve ve likör takdim etti. Oturur- ken artık delikanlmın ta yanı na gelmişti. İki vücüt birbiri. İ nin sıcaklığını duyâcak kadar | yakındı. — En evvel size sitem ede ceğim. Nebil Bey: Hani bana her şeyi anlatacaktınız? — Ehemmiyetli bir şey yok Jin. — Nasıl yok? Evvelki ge- | ce burada Neriman © Cemşit Süheylâ, Semiha Nazmi Ha- nımların her biri sizi ziyafete çağırmış. Bunu bana söyleme- diniz , e | mahcup olma. Yeşilköy: A. R. ler, meydan muharebesi kroki: 3 | (Ortus) tan çıkardığına göre, Tevman ordusunun da miktar ca Mete ordusundan aşağı olmadığını gösterir. İşte Mete kendi milli ordu: sunu kil ederken babası za manındaki ordudan da çok isti fade etmişti. . Ancak Mete'nin, kendi or. dusunu, yukarlarda da arzetti- ğimiz gibi, bilhassa keyfiyet- çe muasırı olan ordulara üs- tün bir hale getirdiği mükem- mel yetiştirdiği muhakkaktır. Harekât Mete, yukarda anlatmaj ve şimalden gelebilecek tehli- keler bertaraf etmiş, ülkesi bü yümüş, ordusu daha kudretli, daha tecrübeli, daha pişkin ve yetişkin bir hale gelmişi Bu sıralarda Çinin yeni im paratoru (Kao - ti) dahili ih- tilâlleri bastırmakla, kargaşa- > düzeltmekle uğraşıyor. Mete için Çin'in bu dahili karışıklığı © güzel bir fırsattı. En kuvvetli hasmının en zayıf anı idi. Mete bu andan istifa. de etmesini bildi.. Ordusunu e hududunda gizlice Mep ci Hududu geçiş : Mete bütün ordusu ile Çin hududunu hemen geçti; ya Çinlilere “Sevkulceyş © baskı- nı,, yaptı.. Şansi mıntakasına girdi. Evvelce de söylediğimiz gi bi Çin imparatoru Şansi mın- takasının şimal hududunu mu- | hafazaya Ceneral Tsin (veya Sin) kumandasındaki kolordu- yu memur etmişti. Ceneral Tsin'in karargâhı Maye'de idi.. Mete huduttaki Çin kıtala- rını önüne kattı. Maye'ye ka- dü. Ve orada Ceneral kolordusu ile kuşattı. Çin cenerali Tsin, Çin im- paratorundan istediği imdadı yerine takdirname © alınca ve Mete'den de kurtuluş olmadığı nı görünce, Bütün kolordusu ile teslim oldu. o Ve Mete'ye — Ey, şimdi (o gördün ya, söyle bakalım: Neriman Cem şit Hanıma ne zaman gidecek sin? — Yarın öğle yemeğine ça gırdı, efendim . — Yemekte kimler varmış? — Sormadım ki. . — Emin ol ki kimseler yok tur. Annesile birlikte seni av- lamağa çalışaca! — Beni mi? — Nebil Bey, anlamaz gi- bi davranma. Emin ol ki genç he güzelliğin buradaki Ha- rın hepsini de teshir et- | nişi — Böyle kıp kırmızı olarak boynunu büküp gözlerini indir men de ne şirin sen!... — Dur, Süheylâ Ha- nıma ne zaman gidilecek? — Pazar akşamma ziyafet leri varmış. — Evet. hu zivafeti ne o pek te | çalıştığımız veçhile, şark, garp | oluyor, bil- “dur, o kadar da| 4 Bus suretle şimalden cenuba giden başlıca yolların toplandı- ğı veaskerlikçe değerli bir nok- ta Mete'nin eline geçti.. Bun- dan sonra Mete cenuba yürüme ğe başladı... Mete,nin yürüyüş tertibi: Mete, ordusuna öncü olarak kendisine dehalet eden Çin ce- neralı Tsin kolordusunu ayırdı. Asıl kendi ordusu da onun ardında yürüyordu.. ... Çinlilere gelince: Çin İmperatoru, Koyunlula- rın hududu geçtiğini ve Maye'- attıklarını ve imdat gön- esi lüzumunu bildiren ra | poru, Ceneral Tsin'den alınca fena halde kızmış; 'esasen in rika kaynağı olan Çin sarayın- da ki muhalifleri de Ceneral Tsin aleyhinde “Mete ile uyuş- İ tu” diye tezvire başlamışlardı... Bunun üzerine imparator Ce- neral Tsin'e, muhafaza ve tak- dir eden bir emirname yollamış t.(2) İ — Çin imparatoru, o Ceneral Tsin'in bütün © kuvvetile Me- te'ye teslim olduğunu öğrenin- ce, şafak attı.. Vaziyetin kö- tülüğünü anladı. O andan iti- baren ordusunun kumandasını bizzat deruhte etti.. Ordusunu seferber etti. Şimale doğru yü İ rüyüşe geçti... İlk müsademeler Çin ordusu kolbaşıları ile (Tsin - Yuen) veya (Tsin - şimalde oraya kadar lemiş olan Mete'nin öncüsü Ceneral rastladı.. Burada Çin or Ceneral Tsin kuman- dası altındaki Koyunlular ara- i sında şiddetli bir “Öncü muha rebesi,, diyebileceğimiz bir mu harebe oldu.. Neticede Cene- ral Tsin güç belâ geriye çe- kilmeğe muvaffak olabildi. Hat tâ (Tay - Yuen) civarında asıl Mete ordusuna iltihak edinceye kadar birkaç kere Çin ordusunun zapartüdimi yedi.(3) Kİ İş id $ Çin ordusunda istihbarat ve casusluk; Çin imparatoru; be il im. vaffakıyetlerin - Verdiği guru- rün, nikbinliğin tesirini kapıl- dı, Mete'ye taarruz için sima- le doğru yürümeğe karar ver- di. Fakat düşmanın vaziyetini keşfetmeyi de ihmal © etmedi. Mete ordusuna karşı Çinli ca- suslar yolladı. Möte ordugâhı na kadar sokulmağa muvaffak olan casusların o görebildikleri vaziyet ve kuvvetler Mete'nin bililtizam zayıf bıraktığı cephe kısmından ibaretti.. Casusların verdikleri haberler: “Mete'nin kuvvetinin ga- yet az olduğundan, 97 bir kuv vetle hücum (edilirse mağlüp edileceğinden, ibaretti. (4). (Devamı var) (2) Tü M. Ta. 5. 2172. Gökalp ve M. Tü. Ta. K. 2 $ 29 M. Şemset- tün. (3) Tü, M. Ta, 8.217 7. Gökalp, (4) M. Tü Ta K.25.39 M Şemsettin ve Tü. M, Ta. 5. 2172, Gökalp. | kat ben bu ziyafste gitmiyece ğim, — Öyle mi, Hanımefendi? | — Evet, Sebebini sormuyor musun? — Cecaret edemiyorum. e) Canım, teklifsiz dost Sen sormiyorsan, i bir dedikodu var. Güya Ne) Süheylâ Hanımı © seviyormuş. Kocası Mukbil Nedim Bey dr bumu kıskanıyormuş. —Yat . — İşte böyle dedikodulara | yer bırakmamak için gitmeme İ ğe karar verdim. Son dakikada bir rahatsızlık bahane ederek gitmiyeceğim. sı geldi mi, efendim? — Evet. Geldi. Dedikleri. ne göre zaten aç günden- beri burada imiş de geldiğini gizli tutarak karısının halini tecessüs etmiş. — Ey, şimdi? i,, evinde. Arada Yam) civarına vardığı zaman, | | — Süheylâ Hanımın koca ! Müşterek Biz yeni zenginlerden deği- liz. Yalnız harpten © evveline nazaran daha (fazla kazanan ve refahını arttırmak (istiyen i Kulübeden çıktık, odusma az geldi. Ancak lü- zumlu eşya almağa karar ver- dik. Sandalyeler | ve ara sıra keyfimiz estiği zaman misafir çağırmak için © uzanır kısalır bir masa ve saire gibi. - Birden bire aklımıza bir şey geldi. Eşyası olan birini apa: tımana almak. Derhal Mösyö ve Madam Minvaya haber gön derdik. İlki oda ile yemek oda- sını kendimize aldık. İki oda ile konturatta salon diye yazı- Il: büyük odayı onlara verdik. Mutfakla yüz numara müşte- | sek malımız olacaktı, Bu işi şu şartla y biz yine kendi evimizde hâki dik, ve şayet ileride — geçine- mezsek, onları kapı dışarı et- mek hakkımızdı . Halbuki altı aydanberidir her şey yolunda gidiyor. Biz daima lâtüfkâr davranıyoruz, İ onlar minnettar. Minvalar iyi insanlar. Koca, otuz beş ya- şında, nezarette memur! Sivri bir sakal ve boynunun üstün - de bir artist başı taşıyor. Ka- dın, küçük sarışın, çok mülâ- yim huylu bir mahlük. Kızla- rı Lucile sekiz yaşına nazaran göp gibi bir şey . Bize benzemiyorlar. Benim kocamın arslan gibi başı var- dır. Omuzları © kadar geniş- tir ki, bir gören pehlivan sa- nır, Kendimi | tarif etmiyo- rum. Kocama lâyik bir kadı- nım. Oğlum küçük Hanri ana sının ve babasının halitası. O kadar kuvvetli ki, o mektepte yedi yaşındaki (o arkadaşlarını bir yumrukta yere serebiliyor. Minvalarla beraber (otur. mak kararını verince, ilk müş külât mobilyalardan çıktı. Ne kadar da lüzumsuz eşya birik #irmişler. Salon & mobilyası, yazıhane mobilyası, banyo dai resi.. Fakat ne kadar eşya var sa, hepsini de apartımana al- dık. Ben Madam Minvanın ta- bak ve çanaklarını da kullanı- yorum. İcap ederse, o da be- nim tabak ve çanakları kullan. sın diye! Fakat güzel porsilen | tabaklarını — kullanmıyorum. Nezaketimin icabı olarak çini tabaklarla iktifa ediyorum. Yalnız geçen gün üstü ka- bartmalı billur bir salata taba- ğını kırdım. Fakat derhal ye- | rine sap sağlam, balis çinkö- dan bir salata tabağı aldım: — Siz hiç korkmayın ma- dam, dedim. Ne kadar tabak kararma; derkal yenisini alı- ay da benim gibi mua- ü bilir. Komşu- kellerini “ald: ve hepsini bizim odamıza getirdi. Bu suretle yerleştikten son muş. — Böyle bir fırtınadan son ra bava nasıl durulur, Hanım efendi? — Ne bileyim? Bunlar işte böyle adamlar. o Şimdi, Nebil Bey, benim pazar akşamı ya- pacağım rolü sen de yarın ya- pamaz mısın? — Nasıl rol? — Bir hastalrk bahanesile İ Neriman Cemşit Hanıma git- memek rolünü. — Ne 6? Gitmeğe (oarzun var, galiba. Ah, Nebil Bey... — Bunun bahsini sonra ede riz. Şimdi (sizden bir ricam var: Süheylinm ziyafetinde ne geçerse ertesi günü gelip bana anlatacaksınız - — Peki, efendim. — Söyleyin, bakalım: Meb- rüke Numan (Hanım sizi hiç davet etti mi? — Bir cuma ertesi günü ge Un de size hayatımı — anlatı. apartman —Fransızeadan— her sabah, kocam, ben ve m onların & yatak odasına giderek, © kendilerine hayırlı sabahlar temenni ediyoruz. A- ma onların bizi kabule hazır o- lup olmadıklarını düşünmiyo- ruz. Çünkü biz o kadar mağrur in sanlar değiliz. Akşam yeme- ğinden sonra da onlara hayır İı göceler temenni Oetmeden kat'iyen © yatmıyoruz. Bizim bu nezaket ve kibarlığımızdan o kadar mütehassis oluyorlar i, hattâ odalarma gireceği- miz saati adeta bekliyorlar. Ko cam piposunu yakıyor, ben de el işlerini alıyorum, dereden tepeden konuşuyoruz. Fakat onları fazla sıkmamak için tabii odalarında © sabahlamıyoruz. Münasip bir zaman onlarda ka İ yoruz. Oğlum Hanri, bazan onla- rn kızı Lucile'i yakalıyor ve ağzıma soktuğu çikolata parça- smr yutturmadan, kızı bırak- | mıyor. Çünkü Hanrinin ceplerinde daima çikolata parçaları bulu- nur, Artık bu iyi komşuları kat" iyyen bırakmamağa karar ver- dik. Dün Madam Minvaya bir fincan kahve içmek için artık pazar günleri bizim odaya gel melerini söyledim. o Çünkü o gün kâğıt oynayacağız. Ma. dam Minvaya: — Reddetmeyin, vallahi da rılırım, dedim. Bir aralık ellerini göğe kal dırdı. “Aman allah!,, diye ba- gıracak zannettim. o Halbuki indirdi. O her zaman- innettar nazarlarile için zavallı madam misafir perverliğimiz den ne kadar memnun ve mü- tehassis olmuştu o ki, derhal kocasının omuzuna - “atıldı ve ağladı. Mesken buhranının önüne geçmek için istikbal burada- dır: Müşterek apartrman. Be- nim de bu kadar iyi komşula - ra düştüğümüzden ara sıra göz lerime yaş geliyor. Yeni neşriyat “ Serbest insanlar ölkesinde ,, Ağaoğlu Ahmet Beyin bu namda bir eseri intişar etmiş- tir. Ahmet Bey eserin mukad- dimesinde diyor ki: “... Cümhuriyet idaresinde hâkimiyet; tam ve şamil olarak halkın elindedir. Ahaliden her kes idareye iştirak etmek salâ- hiyetini haizdir. Bedihidir ki, milyonlarca insanın, iştirak et- tikleri idarenin muntazam ve makbul olabilmesi için bu in- sanların yüksek va: ve mes- uliyet duyguları ve mümtaz ah lâk düsturları ile mücehhez ol maları lâzımdır. Yani cümhuri yette vatandaşların faziletli ol- maları şarttır. Bu fazilet ne- den ibarettir, nasıl tezahür e- der? İşte bu suallere cevap ver mek endişesiledir ki bu eseri yazdım..,, İstanbul İkinci İcra Memurlu- Zundan: Mükaddema Osmanbeyde 198 nu- merolu Ralf Paşa apartımanında 8 numerolu dalrede müsteciren ika- met etnekte iken ve elyevm ikamet gü meçhul bulunan Rifat Vidal Efendiye: Agop Kesikbaşyan Efendiye zim- metimizde matlubu olduğunu iddea eylediği 1 Kânunsani 928 tarihinden 31 Temmuz 931 tarihine kadar ay- lığı (15) liradan — #3 aylık güraj ücreti olan (645) liranın 94 $ fair ve 9, 10 ücreti vekdilet maan ve ha- cız yolile tahsili talebi hakkında dairemize vukubulan müracaatı üze rine milddeabih meblağı berayı tesvi ye tarafınıza gönderilen ödeme emri ikametgühmmizen meçhuliyeti hasebi- le tebliğ | kılınamıyarak (tebligsu mezkürenin ilânen icrası karargir ol makla tarihi ilâedan itibaren bir ay zarfında 931/2870 dosya numarasile icranın tehiri hakkında şifahi veya tabriri olarak bir itirazı kanuni der meyan etmediğiniz ve müddeti mer kürün hitamını müteakip sekiz gün zarfında işe meblâğı müddeabihi tes viye ve borcun itfasına tekabül ede- cek emval irae eylemediğniz tak- dinde bermucibi talep o muamelâte icraiyenin giyeben infazına teves- sl kılmacağı melümunuz bulun mak ve olbaptaki ödeme emrinin te- bliği makamma kölm olmak üzre ilânen tebliği keyfiyet olunür. Yangın Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU SİGORT ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmişti Adres: Aüncü Vakıf Han Telefon: elgraf: Ist. 531 imtiyaz İstanbul ithalât gümrüğü müdür- lüğünden Gümrük ambarlarile Sirkeci Gümrüğü ambarına vazedilecek dört adet hassas terâzi için yaptırılacak beton ayakların inşası | olbaptaki keşifname ve şartnamesi mücibince “pazarlıkla bil- münakasa yaptırılacaktır, Talip olanların 10 Eylül 931 tarihi- ne müsadif perşembe günü saat on dörtte İstanbul. İthalât Gümrüğündeki Komisyona :nüracaatları. (2247). kolleksiyon tamam. Ya Semiha | Nazıni Hanım ? — Ona da salı akşamına da vetliyiz . Yemekten sonraki malarında Muhteşem Nihat Hanrmefendi yeni âşıkına bir çok sırlarını söyledi: Bu geçir. — Orada hep Med İ digi i tantanalı, deptebeli haya, Gelelim, şimdi Neriman şit Hanım meselesine. . ta rağmen kendisi hiç de mes" ut olmamıştı. Kocası zengin — Neden oraya gittiğimi | ve kazancı Bol bir. tüccarde. istemiyorsunuz? — Neden omi? Ah çocuk! Daha anlamadın mı? — Hayır. > Muhteşem Nihat Hanıme- itün bu konuşma ara- ikörlerin arttırdı- r'etle kolunu Ahmet Nebilin boynuna attı, delikan- lıyı güzel kokulu, yumuşak bir sevda kelepçesile sararak, ku- lağına eğildi: — Anlamıyor musun, Ne- bil, anlamıyor (o musun? Seni seviyorum, seni kıskanıyorum da ondan... Öğle yemeğinde, - vasiliki Muhteşem Nihat ir di ile yeni sevgilisine en | Fakat tabiati pek uçarıydı. İ- çinde game my he men o lurdu. Muhteşem Nihal He nrmefendi bu o sadakatsizliği çoktanberi görmüş, anlamıştı. Fakat aile namusunu korumak bir iskandal çıkarmamak içir görmemezliğe geliyordu. Be rin; real bir sevdaya susamış nlünü dans, eğlence Sn İe avutmağa çalışıyordu. Kendisine muhabbet gösteren lerin de yürekleri kocasınkin- den daha temiz bir halde ol- madığmı pek âlâ anlamıştı. Onun için onlara hiç yüz ver memiş, kendisini geçici ve er tesi günü yüz kızartıcı sevgi rem m gözlerle tatlı tatlı bakam İllere kaptırmamağa alışmıştı