23 Ağustos 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

23 Ağustos 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE -caklığ, Asrın umdesi “Milliyet” tir. 23 AĞUSTOS 1931 IDAREHANE — Ankara cadde- si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İstanbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı © 400 kuruş 800 kuruş 5 750 , 1400 Ma 1400 , 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş gün ruzgâr poyraz hava açık. Canbazın kestiği Koyun rivayet varmış ki — — İp 'canbazı- nin kestiği koyunun kanı çar- pıntıya iyi imiş. Feci şeylerden oğur ummak saflığı yalnız bize hâs değil- dir. Frenkir, asılmış adamın i- pinden bir parçayı en büyük oğur telâkki ederler . Şu günlerde Kadıköy ve Üs küdar taraflarında ibrazı hüner eden bir panayır canbazı var. Bir kaç gün evvel bu canbaz Üsküdarda ip üstünde kurban kesmiş, kadınlar “çarpıntıya i- yidir,, diye rahmet bekler gibi kan damlalarını, ellerinde tas- larla beklemişler. Ertesi gün tekrar ipte koyun (kesileceği zaman canbaz kandan istifade etmek isteyenlerden para İste- e Zihniyet bu şekilde olun- artık oOAvrupada A- kadi hekimlik öğrenin!teç rübeler yapın ve mütehassıs o- lun! Beride canbazın kestiği kurbanın kanını kapışan kapı- şanadır. Ben şimdi. anlıyorum: Te- vekkeli değil, bazı doktorlar canbazlığa heves ettilerdi. Hat tâ iki canbaz bir ipte oynamaz meselini bile tekzip edecek de- recede maharet gösterenler ol- duydu. Demek, bunun için imiş! Çarpmtıya ilâç bulmak i- çin! “Nedim,, için heykel Türklerin en ince ruhlu şairi “Nedim,, için “bir heykel dik- meli,, diye birisi ortaya bir fi- kir #tmiş... Nasl olmuş bilmi- yorum. Şimdi iş gazetelerde an ket şekline girmiş. Ben bugün lerde bize çöken anket merakın dan yılmaya başladım. Ölüler böyle vefatlarnıdan yüzlerce sene sonra gazete sütunlarında hırpalanırsa dirilerin ne olaca- P Milliyet IBirinci sahifeden geçen yazılar Ankaradan mektup | Politika » (Başı Birinci sahifede) ini izaha lüzum yok Sigorta işinde mütehassısla- rın tavsiye ettikleri usul halen Emlâk ve Eytam (bankasının memurları için tatbik ettirmek te olduğu o “assurance de mi grup sigortaları usu- üdür. Hükümet bu esası tatbike karar verdiği takdirde tatbika e şöyle geçileceği mütalea eri 1 — 930 ve hattâ 925 sene- sinden itibaren memurlardan kesilen tekaüt aidatına | (yeni tekâüt kanununun tatbikinden sonrası (o içinde muayyen bir mikdar ilâvesi suretile) niza- mi faizi ilâve olunarak memur lara indesi ve bu suretle me- murların tekaütlük cephesin- den hazine ile alâkalarının ke- silmesi, 1 — Bugüne kadar tekaüt maaşı alanlarla eytam ve era- milin vaziyetine gelince; bun- lardan evlenecek kızlar, yirmi beş yaşını ikmal etmiş kız ço- cuklar, tahsilini © ikmal etmiş erkek çocukların kısa bir za- man zarfında maaşları tabiati- m m ğu ğını siz tahmin edebilirsiniz. Baki demiş ki : “Kadrini sengi musâllida bilüp ey Biki Durup el bağlıyalar karşına yarin maf sal, Nedim onun kadar da talili olmamalı ki: Gazetelede “Ne- dim,, in heykele liyakatsizli- ğinden bahsediliyor . Geçenlerde Fransada vie mamber) ismindeki olan adam için dei de b tel diktilerdi.... merek İz rai . r me sormadılar.. el ka- rarlaştırdılar. Eğer mühendis- lere, avukatlı ağ belki menfi cevap alırlar 1 Izmirde göbek İki gün için İzmire gitmiş- tim.. Karşı yakanın geniş sahi- lindeki açık Hmva gazinoların- da bir kaç incesaz çalıyor ve balk dikkatle dinliyordu. Çal - gıcılar içinden bir kadın ayağa kalktı ve şu meşhur “Çingene- ler,, şarkısını okumaya başladı. Lâkin âleme göbek attıran bu oynak şarkı, şarkıcı üzerinde hiç bir tesir yapmıyor, kadın put gibi durarak okuyordu. Ba na İzmiri gezdiren © arkadaşa bunu gösterdim. Meğer sebebi varmış, anlattı:. “— Burada bu şarkı ilk o- kunduğu zaman £ okuyan kadın şarkının tesirine kapılı rak bir az göbek atmıştı. Lâ kin polis müdahale etti ve bu şarkıyı okurken en ufak bir ha reket yaparsa menedileceğini ihtar eyledi. Şimdi, işte böyle | put gibi duruyor.,, “Çingeneler, (o şarkısının, Abdülhamit devri resmi küşat larında nutuk iradedenler gibi hareketsiz ve & li tavur- la okunuşu pek garip oluyor! FELEK Milliyet'in Edebi Romanı: 1 BAŞI DÖNÜKLER İbrahim Necmi Sevgili hayat arkadaşım Saibe Necmi'ye : Bu romanı, yazarken gözümün önünde daima senin o her yeniliği en temiz ve lekesiz tara- fından sezen yüksek yüreğin vardı. Kafamın içinde canlanan bu âleme bir ruh, bir mana vermek için yalnız senin doğru, ince ve neziyh varlığın bana yol gösterdi. Onun için bu eseri senin adına hediye ediyorum. ln “MAKSİM BAR,, DA Dışarda lâpa lâpa kar yağı- | vetçi yor.. Sokaklar bembeyaz. İhti- yar kış, bütün İstanbulun üs- tüne ak saçlarını dökmüş... İçerde hararet arttıkça ar- tıyor.. Kaloriferin saçtığı sr- , viskilerin, şarapların, verdiği iç sıcaklığı | da katıl. mış.. Cazbant durmayıp çalı- yor., Halk durmayıp oynuyor.. İN. Kapının önünde, simsiyah bir zenci.. Kısa (o boyu, basık burnu, yayvan ağzı ile bir da- i gibi.. Formalı esvabının üstüne parlak düğmeli bir kürk palto geçirmiş, ellerini kayış eldivenlerle o örtmüş.. Sanki soğuk meydanla © wcak barın arasında bir nöbetçi, bir hudut bekçisi... Daha merdivenleri inerken içerinin sıcak havası yüzünüzü okşuyor.. Vestiyerde paltonu- İ edebilecektir le kesileceğinden geriye kalan alâkadarlarla hazine arasında- ki alâkanm peyderpey ve ni- hayet kırk, elli sene zarfında tasfiye / edilebileceği kanaati vardır, Bu münasebetle zikret- mek lâzımdır ki hükümet te- kaütlere, © eytam ve eramille her hangi bir formül © bulmak suretile ve aleyhlerinde olarak onlarla ceffelkalem alâkasnı kesmek arzu ve niyetinde aslâ değildir. Bu tasfiyeyi ancak za man tahı ettirecektir. vaziyetine gelince, bunlar her ay maaşlarından muayyen bir nispeti prim olarak tayin edile cek bir sigorta şirketine (tevdi edecekler ve buna mukabil ba- zı imtiyazlar temin etmiş bulu nacaklardır. Emlâk ve Eytam bankası- nın sigorta usulünde şu esas vardır : Memurlar verdikleri prim mukabilinde: A — Vefatı takdirinde si- gorta şirketi veresesine son dığı maaşın bir senelik yekünu na muadil bir meblâğı ve ca sigorta olduğu tarihten if anıma kadar tes- primlerin yekünuna muadil bir meblâğı def'aten te- diye edecektir. B — Malal olduğu Gİ (yani bulunduğu vazifeyi i gayrı muktedir bir hale geldi. ği) son almakta olduğu bir se- nelik maaşının yekünu 24 aya taksim edilerek kendisine üçer le peşin olarak tesviye edi- — Tekzii yaşına geldiği zaman (bankada bu yaş (60 olarak tesbit edilmişti.) almış olduğu bilâmum maaşlar ye- künunun yüzde ikisine muadil bir tekaüt maaşı kendisine ö- Hünceye kadar tesviye olunacak tır. Şayet mütekait memur bu maaştan veresesinin de istifade sini arzu ediyorsa tekaüt maa. şmın muayyen bir nispetini yen şirketine terkeyliyecek- Emlâk bankası sigorta şirke | 77” &i ile anlaşılmasında formülü (50) memur için yaptırmış- tır. Memürlar halen yüzde beş nisbetinde bir prim vermekte. dirler. Fakat bu usul devlet teş kilâtında tatbik edilecek olursa bittabi şerait ona göre, memur lehine tehavvül edecek ve prim nisbeti belki de yüzde £ ikiye kadar inebilecektir. & Bundan başka hükümet bu esası hazır- larkan sigorta şirketini memu- içtimai hayatımız için büyük bir nok- san teşkil eden bu gibi imtiyaz lar Türk memurlarının refah ve saadetini takviye edebilecek | hususlardır. Mecdi Sadrettin Manisa defterdarlığı Münhal bulunan Manisa Defter- darlığına müessesatı sıhhiyo müha- sibi Şevki Bey tayin edilmiştir. zu o çıkarırken, © ellerinizde buhularm uçuştuğunu duyuyor sunuz. Bu soğuk şubat gecesinde “Maksim bar,, hınca hınç.. Lo- calar, kenarlar, parter, yığın halinde eğlenceye susamışlar- la dopdolu... Bulanık, yıldızsız gökyüzü nün karanlıklarını aklaştıran kar yağışlarının o altında, iki arkadaş, Maksim bara doğru yürüyorlar: — Yahu, artık gidip yata- um. Saat ikiye varıyor. — Maksime de bir uğraya- ilirsin, gitsek di hali iyi. dinlemeden yü: dudağı bü- lü adımlarla o- nun yanımdan ayrılmıyor. Basık burunlu zencinin ka- İm, yayık dudakları açılıyor. Hımhım $€s: — Bonjur, Müsyü.. Diyor.. giriyorlar. Nereye oturmalı? Her taraf | dolu.. dopdolu.. o Garsonlar, ama, eve | teri (Başı birinci sahifede) i ık ediyoruz. 2 —Görüyor musunuz, bize muhalif diyen “Hakimiyeti Milliye" muzır tenkitler yapı- yor İKİNCİ FİKİR Hayatta hareket ne ise, fi- kir ve işte tenkit ve kontrol; odur. Biz ne hürtiyetten, ne tenkit ten, ne de kontrolden çekini- yoruz. Biz hürriyet, tenkit ve kontrökün maske . olarak kul- Tanılmasının aleyhindeyiz. “Hakimiyeti Milliye” nin bu iki fıkrası, « Ankara'nın tenkit ve kontröl kuvveti yanında pek zaif olduğunu hemen tasrih et- mek lâzım gelir. Bütün vaziy- fe ve mesuliyet adamlarının bizzat Başvekil tarafından na- | sıl tenkit ve kontrol edildiğini görmiyenler, bu cümlemizi (pa radoks) zannedeceklerdir. Ve daha şiddetli tenkit ve kontrol, hepimize ve herkese karşı tenkit ve kontrol, en bü- yük reisin âdetidir. Biz hür fikir adamlarıyız. Ankaranın fikre kıymet verdi- ğini değil, Ankara iktidarının bütün kendisine gelmiş olan- lara hür fikre kıymet vermeği öğretmiş olduğunu görmüşüz- dür. ... "Ankara cürüm ve günah de- gil, devlet ve millet yaşıyor. Hiç bir maske istemiyor ve hiç bir sahtekârlık ve riyakâr- lıkla korunmak hevesinde bu- Junmuyor. Ankara İktidarı, kendisi, bu iktidara liyakat kazanması mücadelesinde değildir, o, or- taya atmış olduğu bu asrın Türkiyesi tezinin hak kazan ması davasındadır. Ve tenkitte, ve kontrolda, ve İ muhalefette, ancak bu arzunun | ve bu ihtirasınıhâkim olması- nı istiyor. İşte Ankara'ya nasip olmı- Ve bugünkü Türkiyenin şart- ları içinde nasip olması müm- kün olmıyan muhalefet budur. Biz muhalefeti Ankara ile mücadele için mücadele ede- cek bir karşı kuvvet değil, biz muhalefeti bir yan-kuvvet ola- rak kabul ediyoruz. Falih RIFKI Rus amele talebesi eylülde geliyor Eylülün beşinde şehrimize gele- eek olan Rus amele talebesinin bu- rada bulundukları müddetçe yapa cakları ziyaret programı ihzar olun- maktadır. Misafirlere teshilât gös. nesi, şehrimizde bulunacakları gram dahilinde bütün şayanı tema. şa yerleri gezebilmeleri esası nazarı dikkate almarak program ona göre ihzar olunmaktadır. Bu © seyahat, Rus talebesinin harice © Yaptıkları ilk tetkik seyahatıdır. artık yorulmuş gibi, pek le ge- lene, gidene bakamıyorlar.. — Hadi dönelim, bak, otu racak yer de yok.. — Yer buluruz. Hişt, dirya! — Buyurun, pasam! — Bize bir masa! — Simdi, efendim! İki masanın arasındaki kü- çük bir boşluğa bir ma: sandalye | yerleşince, daha açılmış oldu. Cazbant bü tün gürültüyü örtüyor. — İki viski soda.. — Çok olmıyor mu, Reşit? — Ne oldun, yahu? ses te çıkarmıyorsun... — Dur, allahaşkına, dur! — Ne o? Nereye bakıyor. sun öyle?, An. lerinden fırlıyan bakışların , ileride loca- ların birindeki kalabalık bir ta- kıma doğru uzanıyor: Yan yana getirilmiş üç ma- sanın etrafını dolduran bu ta- kımın ortasında, muhteşem Ni Reşidin gi Y zarfında muntazam bir pro. | i kasatura müsadere etmişlerdir. Altı kişi bıçaklarla biribirlerine girdiler Polis gelinceye kadar biri yaralandı. Evvelki gece küçük Ayasof yada şiddetli bir kavga olmuş, 6 kişi bıçakla, kama ile biribir- lerine hücum etmişlerdir. Po- lisler yetişinciye kadar içlerin- den birisi yaralanmıştır. Kav- ga edenler küçük Ayasofyada oturan dondurmacı Hüseyin, cami sokağında oturan seyyar satıcı Ahmet, Gedikpaşada o- turan Süleyman, Küçük Aya- solyada oturan Yusuf, Kadri ve Necatidir. Kavga eski bir münaferet yüzünden çıkmış- tır. Kavgada Hüseyin yaralan ler kavgacıları tut ve kamalarla bir Tramvaydan atlarken Karnaçı isminde bir müsevi nin zevcesi olduğu — anlaşılan Ester isminde bir kadın dün Os manbeyde hali harekette olan bir tramvaydan atlamak iste- miş, fakat düşerek başından ya ralanmıştır . Madam Ester Etfal hastane sine kaldırılmıştır Bir kotra devrildi Dün Bebek koyunda bir de niz kazası olmuş, Sait ve Ha- san isminde iki genç yanların. | da iki kadın da olduğu halde kotra ile gezerlerken, | kotra | devrilmiş, hepsi denize dökül- | müşler, fakat etraftan yetişen sandalcılar tarafından kurtarıl- mışlardır. Bir hasta vapurdan çıkarken öldü Çanakkaleden tedavi edil mek üzere Saadet vapuru İstanbula getirilen 28 yaşınd. Atıf Haydar Efendi İ purdan çıkarılırken ölmüş, be- İediye doktoru tarafnıdan yapı | lan muayenesinde fücceten öl. | düğü anlaşılarak defnine ruh- | sat verilmiştir . Refedilen bir tasfiye kararı Bir müddet evvel tasfiye ka- rarile polisten açığa çıkarılan serkomiser Şevket Bey, hakkın daki kararın haksız ve usulsüz olduğunu ileri sürerek Devlet | şurasına müracaat etmiştir. Devlet şurası yaptığı tetki- kat neticesinde tasfiye kararı- nı refetmiştir. Karar: efi üzerine Şevket Bey emniyeti umumiye emrine alınmıştır. Münhal komiserlik- lerden birisine tayin olunacak. tır. Kurtuluş'ta yangın Dün saat üçte Kurtuluşta Hacı Ahmet mahallesinde Ka- rakol sokağından yangın çık- mış, yangın zuhur eden ev ta- mamen, ittisalindeki iki ev de kısmen yandıktan sonra söndü rülmüştür. Yanan evlerin Ame rika sefareti kâtiplerinden bir zata ait olduğu anlaşılmıştır. Yangının sebebi tahkik edil mektedir . il Tayyara cemiyetinde içtima Yarın (pazartesi) saat on yedi- de Tayyare Cemiyeti İstanbul Vi- lâyet şubesi merkezinde, £ kaza ve nahiye şubeleri reislerinin iştirakile bir içtima aktedilecek ve bu içtima: da 30 ağustos aZler ve Tayyare bayramı ihzarstı hakkında görüşüle ektir. Glarıdge OTELİ (Sabık İstanbul Palas Oteli) Beyoğlu İstiklâl caddesi 257 Bütün Şarkın en lüks otelidir Zengin ve lüks odalar ve dai- reler. Muhteşem banyo salonle- ri— 8 litadan (itibaren banyo salonu ile odalar. Komple pan- siyon 12 liradan itibaren: Glarıdge Lokantası açılmıştır Şark ve Fransız usulü nefis mutbah, öğle yemeği 150 kuruş tur, Akşam yemeği 175 kuruştur. Gündüz yemek tabakları 65 kuruş 24 Eylül Pazartesi Büyük Dine 125 kuruş yüzü ile kuştüyü yastık İstandul'da Çakmakçılar. sandal İstanbul Kız Muallim Mektebi Müdürlüğünden: v 3 — Bu'sene mektebimize yeniden talebe alını İstanbulda bulunup Edirne ve BursaKız Muallim Mektepleri- ne girmek isteyenlerin imtihanları 3i tarihinde müessese- mizde yapılacaktır. 3 — Namzet kaydı için 25-8-931 tarihine kadar her gün müracaatta bulunulabilir. hat Hanımefendi mübalâğalı dekoltesinin parıltılarile göze çarpıyor. Sağında kadın çizgi li yüzünün üstünden bön bön bakan fırlak (o gözlerile bss- tekâr Şeyda O Kâmil Bey. Solunda zayıf yi ten irice burnunun indeki kulaktan geçme gözlüklerin al tında gözlerini döndüren koca- sr, Nihat İlhami Bey. Sonra masanın etrafında da ha birçok kadın, erkek... Kadınların hepsi de en açık dekolteleri içinde parlıyorlar.. Erkekler aksine sımsıkı simo- kinlere sarınmışlar.. — Muhteşem Nihat Hanım efendiye bakıyorsun, galiba? Bak, oda sana göz süzerek gü lümsiyor. — Evet! — “Evet,, diyorsun, ama söz ağzından dökülüyor. Yok- sa gözün onların yanındaki Sü heylâ Hanımda mı? Bak, o da sana bakıyor! — Evet! — O! Ne desem, “evet,, di- yorsun, yahu? Madi bari vis- kini iç.. Dışarının karlarile alay e- dermiş ları yüzen kıyor , iniyor... — Bir dalgınlığın var gibi senin Reşit?.. — Çok içtik, yoruldum. — Ben sana o demedim mi eve gidelim diye? Sözümü din lemedin. Saat oikiden sonra buraya gelmenin o âlemi var mıydı? — Niçin? Fena mı? Bir et- rafına baksana! Her yer parıl parıl.. . — Öyle ama. — Aması ne? — Aması ne mi? Yarın sa- m — Reşit, bak, sana işaret ediyorlar! — Neme lâzım? O tarafa bakma! Görmemezliğe gel! — Yahu, ne acaip adam- Ayakkabıcılar heyeti idareyi seçtiler Geçen hafta mevcut âzadan bazılarının reyleri istimal et- medikleri nazarı itibara alına- rak tehir edilen İstanbul w- müm ayakkabıcılar cemiyeti- nin hey'eti idare intihabı dün yapılmıştır . İntihabatta İstanbul meb'u- su Hayrullah Bey de bulunmuş tur . Neticede Derviş Fazlı, İs- mail Kemal, Fahri | Beylerle Hüseyin o Hüsnü, o Abdullah Vahdi, Osman Nuri, Rıza Nur, Halil Sıtkı, Mehmet Ali Ef. dilerle Ömer usta ve Sinoplu Mehmet kalfa azayi hap edilmişlerdir . Makineci Hüsnü, Muhiddin, Emin, Fuat, Hasan Fehmi Mu rat, Hüshü Onnik, Havanyan Efendilerle Avni kalfa da ihti- yal âzalıklara seçilmişlerdir. Bir iki gün sonra aralarında bir reis intihap edeceklerdir . Tütün mubayaasında ihtilâf yoktur Tütün inhisar idaresi müdürler encümeni dün içtima ederek kadre vaziyetinin son kısmı ile mübayaa edilecek muhtelif malzeme hakkın. de müzakoratta bulunmuştur. Stok mübayaasında yeni müş- kilât çıktığı ve tüccarın yine şikâ- yette bulunduğu hakkındaki haber- ler doğru değildir. Tüccar tarafın dan evvelce yapılan itiraz üzerine lı oldukları noktalar Üzerinde tetki- kat yaptıktan sonra birinci mühayan talimatnamesini kısmen tadil etmiş olduğundan, bu hususta yeni şikâ- yetlere meydan kalmamıştır. Yapı lan mübayaatta esas piyasanın bu- | günkü fiyatleridir ve bu fiyatler de | gerek idare, gerek tüccarca malüm- i dur. Maamafih mübayaa esnasında İ tütünün kalitesi etrafında yapılması tabü olan bazı münakaşaları bir ih | el£ telâkki etmek tabi doğru ola | maz | EE Kasımı taltif |, Cuma günü fevkelbeşer bir re kor yapmağa muvaffak olan Ka sompaşa İdman klübü azalarından Pazartesi günü akşamı Kasımpa- şada klüp binasında büyük bir me- rasım yapılacak ve bu kıymetli yü- zücuyu bizzat reis Ettem İzzet Bey resmen tebrik ederek bu rekoru yaptığı tarihi havi madalyayı kendi sine verecektir. ş Davet Istanbul Futbol hey'etinden: Müttefik, klüpler murahhasları- nın salâhiyetnamelerile ağustosun yirmi dördüncü Pazartesi günü ak şamı saat tam 18 de mıntaka merk Zini teşrifleri rica olunur. Gelen fransız tayyare- cilik muharriri Fransız havacılık muharrirlerin den M. Jacguc Mortado dün sabab ve öğleden sonra şehri gezmiş ve türk tayyareciliği hakkında (bazı © tetkikatta bulunmuştur, Mumailey. hin yarın s«hrimizden müfarakat muhtemeldir. sın? Dünyanın hasret çek! bir hanımefendi gözlerile seni davet ediyor da... — Dünyanın hasret çektiği mi? Adam sen de! — Öyle değil mi ya? Muh- teşem Nihat Hanımefendi!- — Ha! Muhteşem Nihat Hanımefendi! Şişlinin en kibar salonuna sahip olan, günün bü tün büyük adamlarını tanıyan, gençleri etrafında pervane gibi döndüren, *zevk, safa, eğlen ce âlemlerinin en büyük kahr» manı sayılan hanımfendi, de- gil mi? Sen onun mahiyetini bana sor, bana!.. — Canrm!.. — Evet, onun elmaslarının foyasını ben bilirim. Onun te bessümlerinin — altında sırıtar adiliği ben bilirim. Bırak allak aşkına söyletme beni! — Bak, dansa kalkiyor. Kavalyesi İkim? — Dur bakayım: A, Ke mal Reha Bey, değil mi 0? — Paristen ne vakit gelmi, acaba? “Devans* var” d

Bu sayıdan diğer sayfalar: