5 Ağustos 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

5 Ağustos 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ı | | e 7 1 Askeriyeden kaymakam, mül. , , , © Pişir kalır. iz “çe ağalığın kalkması gi . Ni , £ Mullye Asrın umdesi “Milliyet” tir. 5 AĞUSTOS 1931 İDAREHANE — Ankara cadde. si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, | İstanbul, | Telefon numaraları: İ 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı © 400 kuruş 800 kuruş 2 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen mushalar 10 kuruş ter. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü Hava Dün azami bararet 24, asgari 20 derece idi. Bu- gün rüzgâr poyraz hava açıktır. Yabancı bir karie cevap İkinci defadır ki; bir ecnebi kariim bana bir ecnebide tesa- düf edilmiyecek (Okadar selis ifadeli mektup © yazıyor. İlk mektubun meali hatırımda de- gil. Yalnız derhatır edebildi- ğim yegâne nokta imzasını! okuyamayışım idi. Bu sefer de okuyamadım. Onun için bade- ma bu zatın gönderdiği mek- tuplara imzasını daha okunak- İs yazmasını rica edeceğim. Bu ecnebi kari benim ge | çenlerde bu sütunlarda ortaya | attığım ve ertesi günü doktor müderris Kemal o Cenap Bey efendinin de o iltihak (ettiği (Bey endi, Müsyü) mesele- | sine dair uzun bir mektup yâ- , Ziyor. Bu mektupta * başlıca mütalea etmek istediği j sudur: — Türklerde iki tabir var: | Bey, Efendi! Bunun hangisini | kullanmalıyız? Bir © ecnebiye | , Türk hürmet lâkabı verirsek | ? (Bey) mi (Efendi) mi deme- * Byiz?... Rum, ermeni, yahudi- , lere (Bey) ve (Efendi) / den| ngisini söylemeliyiz ve ne- | den?... Bizde hürmet lâkabı bu ec- nebi kariimin dediği gibi yal. nız (Bey) ve (Efendi) den iba- ret değildir. Paşa ve ağa da vardır. Bugüne kadar Tâkap- | lar hakkında cari olmuş an'ane | şu idi: Babası Bey olanlar beydir, kiyeden mütemayiz rütpeler a lanlar bey idi. Mirimiran ve Rumeli ve Anadolu beylerbeyi rütpelerile liva, ferik, müşir ve vezirler paşa idi. Geri kalanlar eğer okur ya- zarsa Efendi, okur yazar de- Gilse ağa idiler. Türkçe okur yâzar olmayıp ermeniceye vakıf fakat zengin €rmeni ağtları da rem ağalarına efendi denemez- dı. Darüssaade o ağası (ağa hazretleri!) idi. o Şehzadeler (Bey) olamazdı hepsi (Efen- di) idi. Okur yazar olsun olmu Sina. Şimdi rütpeler ve okur ya- sarlık kaydı kalkınca ortada rütpeye merbut yalnız — Paşa tabiri kaldı. o Zaten bir kere birisi Paşa oldumu, sonra rüt- peler refolunsa da paşalık ya- Meşrutiyette rüt. peleri binbaşılığa indirilmiş ve paşa olan neleri var! Şimdi bu yarı tarihi hülâ- sadan sonra şimdi ne vaziyet- teyiz? Onu tahlile © gelelim: Şimdi paşalık bol . değil ama beylik çok iptizal peyda etti. Halbuki evvelce bu © bir nevi “asalet ifade ederdi. Şimdi bi- ribirlerine Mehmet Bey, Ah met Bey diye hitap eden oda- cılar ve kundura © boyacıları var.. İ matbunt hürriyetinin müspet vava Beyoğlunda: “LION,, | Bence halkm istimal ya- yaş yavaş bu tabirlerden bir kaçını” ortadam © kaldıracak. Olkuyup yazma taammüm ettik .Belki MİLLİYET Onun kabahati ne? — Amca, söylesene. — Ne söyliyeyim yavrum? — Şu heykel kimin heyke- ? — Hangi heykel? — Şu çıplak adamın heyke- Mi — O mı? onun ismine Pro mete derler. - Bu Promete büyük bir adam mı? Niye sordun? Çünkü annem geçen gün ancak büyük adamlar için hey- kel dikilir demişti. Eğer Pro- | mete büyük adam değilse, ne- | den onun için böyle bir heykel dikmişler? — Bu heykel, annenin an- ladığı gibi heykellerden değil. Bu bir san'at eseridir ki, yapan | adam Promete efsanesinden il ham elmıştır. — O halde | kimdir aba? — Promete yavrum, esatiri | birisidir. bu Promete tiri ne demek? yer yüzüne haki. | katen, senin benim © gibi gel- | memiş bir adam.. — E, yer yüzüne hiç gel- memiş olan bu adam ne yap- 1. Bu adam gök yü- ni çaldı. yüzünün ateşi mi? a roi ça rınca da jüpiter.. Matbuat (Başı 1 inci sahifede) kanunların iyi işlemesi doğru | tanzim edilmesi için zemin ihzar edilmiş demektir. | Şimdi arkadaşlar, bu tımla hükümetin elinde kapatma salâhiy: madığımı izab etmiş oldum Çünkü, © cemiyet içinde maruza bulunan niçin kullan. zanne diyorum. menfi kullanılmasının eşli teze. | hür etmedikçe hükümetin bulunan salâhiyetin kullanılma: Teşekkür Kabataş başmu, Münir Beyin vefatı münasebe- tile, şifahen ve tahriren taziyet te bulunan matbuata, meslek- taşlarına v talebesine en derin | teşekkürlerimizi arzederiz . | Hisesi vini Ailesi | Akit | Edebiyat âlemimize kıymet- | Ni eserler veyen genç şairleri- mizden Manavgat kaymakamı | reddin Beyle Silifke kerimesi Be- din Hanımın akitleri Antalya- da Apafarta vapurunda kıyıl- | mıştır. Nikâhta Antalya valisi, rüesayi memurin ve sair zevat bulunmuştur. Genç evlileri teb rik ve saadetler temenni ederiz emlarınin eee seci set Yarın hitam buluyor. Bu von iki gü- | nün müstesna fırsatlarından istifa- | deye sitap edilmesi tavsiye olunur. * (Beyefendi) kullanacağız. ermeni, rum ve yahu- dilere Bey denmesine tarafta- rım. Fakat bir Rusa serj Bey, bir Almana Veber bey bir fran sıza Briyan Bey, bir İngilize Loit Corç Bey demek (| hayli garip belki de gülünç olur. Ni | hayet bu zatlarm imlerini | yazdığımız zaman arkas; fendi manasına (bir E. harfi ilâve ederiz iş biter. İsimlerin başına koydukları bu harf Fransızlarm M. harfine teka- bül eder. Bursada Eşref Beye | İkinci mektubunzu aldım. | Beni sinek avcılığına © teşvik hususundaki © gayretiniz hele yu canada çok yerindedir. Ta- | rif buyurduğunuz tarzda çalı şıp muvaffak olacağımı umu - İ bu. — Ftansızcadan — — Jüpiter kim? — Jüpiter Allahların baba- 1.. Zaten Promete de Jüpite- rin kibritlerini çaldı. O da Pro meteyi cezalandırmağa karar verdi ve kendisini o ebediyete kadar bir zincirle kayalığa bağ ladı. gelip Prometenin ciğerleri döşip yiyor.. Akbaba nedir Bir misin? — Akbaba, beyaz bir adam mı? —Hayir o yavrum, bu bir kuştur, büyük bir kuş.. — Ne kadar bi cin kadar mı? — Daha büyük! — Tavuk kadar mı? Daha büyük! — Deve kuşu kadar mi? Yok, o kadar büyük de- Fakat korkunç © bir kuş. Keskin pençesi ve eğri gagasi- le nerede İeş bulursa, onunla | geçinir. Demek ki Akbaba, boyuna Prometenin ciğerlerini sakallı üyük? Güver şim Evet, ebediyete (okadar Prometeye verilen ceza Görüyorsun ya, emri din- lemeyip de kibritlerle oynuyan İara nasıl cezalar veriyorlar? — Fakat amcacığım, Ak- baba? öy! Akbabaya ne olmuş? Peki, Akbaba ne yapmış da, her yemekte ayni şeyi ye- meğe mecbur eylemiş... bir kabahat yapmış mr celsesi | “ dan ne bir mana çıkar, nede bir fayda has olur. Bu yalnız bir şey ifade eder, Hükümet kendi takdiri- ne göre tenkide maruz — olmaktan korktuğu için.. O salâhiyetini fev- kalâd: kullanmıştır. Bir hökümet böyle bir hükme maruz ol Fakat bu nihayet 5 Hükümet kanunun kendisine verdiği salâhiyeti, kanu zu etmez. si bir meseledir. nun gösterdiği lüzum ve zaruret. ler karşısında şahsi hislerden cerrüt ederek kullanmağa mecbur- dur. Bu poktai nazardan hakkınız vardır. Fakat milli hayatta matbu at hürriy h te- in faydalı ve mahzurlu leri nda bir intba ve mu hskeme hasıl olmadıkça salâhiyetlerin —— kullanılmasından faide çıkmaz. Bence bugün içinde bulundu: ğumuz devir, bukukşinasların dev Matbuat ne marifetler yapt. yor. Bu hususta görmediğimiz kalma- Mahkemeye giderler, daha dava yapılmadan efkârı umumiye. de ridir rüb görmediğimiz misal ler üzerinde tesir yapmak şantaj yaparlar. Matbuatın şa şirkete bu şirkete öracaat lerek şantaj yaptıkları- nı dahi işitmişimdir. — (Çok, cek sesleri). Matbuat her hangi bir mehkemeye verildiği zaman ora- dan kurtulmak için mutlaka kolayı- Temditler, tevhitler, mazeretler ve zaruretler.. Niha yet tecavüzler cezasız ve tecavıze uğrıyanlar mahcup... Seneler ve s0- neler intibahı mucip © olacak hiç bir ibret misali yoktur. Görüyor- m bulurlar, İ sunuz ki mesele hükümet için şah- si bir mevzu değildir. Eksik olan şey şudur: o Adalet yerine gelmiyor. Bu evvel emirde münhasıran o hukukşnasların vazi- fesidir, Eksik olan ve hata olan şeyimiz nedir? Hâkim buna kariş- maz.. Hâkim, kendisne verdiğimiz usul ve kanunu tatbik © eder. Hu- kukşinaslar bu kadar tecrübeye gö- re eksiğin nerede © olduğunu bil mezler mi? Kezalik gazeteciler re- mi müdafaa için mes'uliyet almış olan gazeteciler fena istikametle bulunan arkadaşların, ne oyun lar yaptıklarını hepimizden iyi bi- birler. Sonra vatandaşlar, mütees- sir, mustarip olan vatandaşlar ne- den ıstrap çektiklerini. herkesten yi bilirler. O kadar çok tecrübe ya- pılmıştır ki bu tecrübeler bir ara- ya gelince bu mergekette matbu. at hürriyetini rencide etmiyen 0- nun faziletlerinden istifade eden Bir Akbaba da her zaman | takdiri | ÇARŞAMBA 5 Çapras! kelimeler| 6789101 MA — m Zİ» 5» 7İ- Yeni şekil Soldan sağa 1 — Gök (4) 2 — Noin (2). Bağışlama (2) 3 — Dumanın bıraktığı (2). No- ta (2). Su (2). Nota (2). Baş (3). Alın ayağındaki Kabahat (3) rengi (3). Adet (3). kayık (3). Ottan il (3) Tabak konan yer (3). 8 — Ayı yuvası (2). Süal Beyaz (2). Yaşa (2). in (2). Yemek (2). ter (4). dan aşağı sultani" (4). (2). Kibar 3 — Aza (2). Nota (2). (2) Nida (2). 4 — Canın yongası (3). Sö a (3). — Bizi doğuran (3). Edat (3). 7 — Yükvek (3) Yapmak (3). 8 — Tutulan yer (3). Tüy (3).| Damar suyu (3). 9 — Bağışlama (2). Nota Yiğit (Z)işaret (2). İçilen şey (2). (2). 10 Yemek (2). ml eni karmak mülkkündür. Biz böyle bir kanun lâyihası hazırladık. in iddin edemeyiz ki ba Tâyiha tün ihtimalâtı derpiş ederek m tin hayatını teşevvüşten kurtars İ cak bütün tedbirleri temin edebil. dik. Bu hususta Büyük Millet Mec İ isinin müzaheretini isteriz. Bura- şte ihtisas kazanmış birçok arka daşlarımız. vardır. ç nurla ın encümenlerde faal bulu- wlekette matbust ha- menafii m yalının yatan daşların menafii ile telif edilehile- | cek bir surette tanzim etmeğe im- kan vardır. Sizden bu O muavenet ren ederim. Eğer bu da kâfi gel etmiyorum. Çünkü fena bir matbust hayatımın im, lekete verebileceği kesten ziyade idrak ediyorsunuz. Ve herkesten ziyade kudret salâhi- yetiniz vardır. Evet © da kâfi. gel. mezse yeni bir tedbir düşünürrü- nüz. Bugün icin alınacak başka bir tedbir yoktur. Bütün bu infisller alâkadarları intibaha sevketmek i- çin kâfi bir derstir. Simdi alacağımız ilk tedbir mat- st hayatında hürriyeti temin €- den sulistimelin zararlarmı müm- kün olduğu kadar meneden iyi bir kanun vücuda getirebilmektir. Bu- mun için bilhassa © hulükşinasları vazifeye davet ederim. Memlekette bulunan mütebassıslardan da istifa de edersiniz. Hukuk nihayet muay- yen bir memleketin idarı zim etmek içindir. Ameli bir şey. dir. Hukuk mücerret bir şey değil dir; İdaresinden mes'ul olduğumuz memleket halkının ihtiyacı ne ise &s&5 prensibi muhafaza ederek o- nun İstediği bir kanunu vücuda çe türmeliyiz. Biz bir kanun lâyihası teklif ettik. Hal için gö ka bir tedbir yoktur. miz igbi malbuat hayatını memle- kete zarar vermyecek , bilâkis mem- lekete serbest münakaşanın feyzini temin edebilecek bir istimaket ver- mezse endişe zararları her- nin meçimeğe mecbur ve müşkül merhaleyi muvaffakiyet le atlatmış olacağız. Bu muvalfa kıyet sizin olacaktır. — (Şiddetli ve AGUSTOS -İEs 1) — Rum ismi (4). Ufuklar (4) da çok tecrübeli olan her biri bir | mek müyesser olursa halk idaresi» | 193, | TN vecizeleri * Bazı insanlar sabahları u- yandırmak için kullanılan zilli İ saatlere benzerler. Kendilerin- den istifade etmek istiyenler, İ bu nevi insanları ya methede- rek, ya başkalarını zemmede- rek ara sıra kurmak mecburi- yetindedirler. Bir erkek nişanlısını veya i on gün baş başa kala- rak anlamağa çalışsa muvaffak | olamaz. Fakat bir cemiyet için de bir saatlik tarassut kâfidir. * Çok kimselerin güzel fık- | raları, hoş sözleri ciltler doldu rabilir. Fakat iyilikleri kaetvizi | tini bile doldurmaz. Uykusuzluk Kadın — Bu gece hiç uyuya madım, hep seni düşündüm, Erkek — Teşekkür ederim. köt bu uzun saatler içinde benim için geler düşündünüz? Kadın — Tramvay yolunu tamir ediyorlardı, Motörün tes terenin gürültüsü, bana horul- tularınız; batırlartı da! Beş hafta daha Melek Hanım Bursadan ke- casına telgraf çekti: “Beş haftada sikletimin yarı sını kaybettim. Çok memnu- | num. Şimdi ne yapalım? Gele- yim mi? Kocası şu cevabı gönderdi: “Sıhhatine memnun oldum. , Beş hafta deha kal, © | Kır sofrası Bir Yahudi, bir Türk, bir Rum, bi rmeni bir kır eğlen- cesi tertip ettiler. Herkes eğ- lentiye bir şey getirecekti. Türk rakı getirdi, Ermeni mid ye dolinası ileKağseri pastır Dınsı getirdi. Rum da tavuk »övüşü vesaire getirdi: Yalmi kardeşi İ de... | unan terbiyecileri Bir iki hafta evvel bu isimde | ciddi bir kitap çıktı. Hakiki | ilim ve san'at kokusu taşıyu eserler, bilhassa son zamanlar- da neşriyat hayatımızda, birer mucize ve nevadirattan bir şey | gibi görünüş | iddi bir e- n muharrir ve mü- ve hizmet ıl iâ-| İ f bu aşk ptıklarından di i tebrik etmel Yunan terbiyecileri 102 sahifelik, tetkik ve teteb- bua müstenit güzel bir terbiye | eseridir. Yahut İ ze hakiki bi | muvaffak, & İ parçasıdır. Bizde esaslı tarihi tetkik tamamen nok çıkmamıştır. Bi ni, her biri bir bir kaç büyük & seden, terbiye ile uğraşmaları- mızm muhtelif kitaplarnıdan öğreniyoruz .. İ Bukitapiz eski Yunanda | terbiye telâkki, nazariye ve tat* biklerden bahsediyor. Bu kitap, kendi sahasınd büyük bir ihtiyaca tekabül etti | ği cihetle kütüphanemize kıy- | metli bir kazançtır. | Müellifi Mustafa Namık B, sayan | tebrikt erbiye tarihini bi- vukufla gösteren hi terbiyenin bir surette terbiye edilerek toplu ve bir kitap | Becerano Efendi! i dün defnedidi (Başı 1 inei sahifede) latımıştar. Müteakiben bâhiler okunmuş ve tarihi tevratların bulunduğu | mih- rap açılmıştır. Bu csnüda tevrat o- kurmuştur. Becsrano efendinin — vefatinden çok müteessir olan Istanbul muse vileri dün ayin esnasında, Şişane caddesini ve civarım doldurmuşlar- dı. Polis memurları snzika'ı mahafa * 2a için çalışıyerlardı. Fakat izdiham bir aralık, ayinin ve mını bozacak bi itfaiye ha'kr da mağa mecbur ki Dini merasira İ maaş, cenaze oto is hareket iii Buradan otomobillerle Araavut, köyünün üstündeki Musevi mezar- üzre, su sike tikten — sonra ine alınmış ve olduğu ilk | iğme gidilmiştir. Bezerano Efendi orada dini merasimle dfnolunmuş- tar, İ Dün ii Musevi müsesesat ve | İSYARRULUN EEE 7g No: 87 (117 7 Yazan: M. Yavuz Venüsten de güzelsin! Kızların arasında Afrodit ismin de son derece sehhar bir kız vardı Sofi, bu esnada Teofilosu | sevmeğe başladı. Saraydaki cariyelerin uzak- stırılmasını ii ne sebebi bu idi. Teofilosa: — Bu kadınları memleket- | ten bile sürmeliyiz... Bunların mevcudiyeti halkm ahlâkını ifsada kâfidi; Diyordu. Teofilos heyete söz vermiş ti: Bir iki gön zarfında prensin gözdelerini saraydan defede- cekti. (Teofilos) un sözünde durması lâzımdı Fakat nasıl? Birbirinden güzel olan bu kadınları saraydan nasıl vzak- laştırabilecekti? Teofilos genç kızlarla gö- rüştü: — Sizi istemiyorlar. raydan çıkacaksınız! Dedi. Kızlar ağlıyorlardı. Sa- (Teofilos) un ayağma ka- | pandılar: - Biz kimsesiz zavallıla- rız.. bizi sokağa atmayınız... Size hizmet edelim.. Prens gelmiyecekse, bizim efendimiz siz olunuz! Bizans şairi, - cariyelerden birini seçti. Kızların arasında (Venüs) kadar güzel, ve sehhar bir ka- dın olan (Afrodit), prensin ye- âne gözdesi idi, Teofilos, (Afrodit) in ku- lağına eğildi: - Bu gece benim odama gel! Hükümeti idare hususunda | fevkalâde liyakat gösteren Te | filos o gece odasında (Afro- dit) i beklerken, heyet azasın- dan (Sofi) de Teofilosu adım adım takip ediyordu. Kizlarla ne görüştüğünü bile öğrenmiş İt. Sofinin himaye ettiği bir cariye, ona en mahrem işleri bile haber veriyordu. O gece Tecofilos (Afrodit) le baş başa eğlenir- ken, Sofi odanın O kapısından | dinlemek fırsatını kaçırmadı. Teofilos (Afrodit) e ilânı aşk ediyordu: — Sen hakiki (o Venüsten çok daha güzelsin, sevgilim! seni gördüğüm dakikadan beri hissiyatıma hâkim © değilim. Ben her güzel kadını severim, fakat seni çok daha fazla sev- dim.... Senin saraydan uzaklaş | mana tahammül edemem! Afrodit sordu: — Bizi nereye istiyorsunuz? — Heyet azasi, (sarayda prensin metrukâtımı imhaya karar vermiştir. Prensin sefa- göndermek hatini temin eden Siz melekler | de bittabi bu fakat, ben yacağım! — Arkadaşlarım nereye gi- decekler? — Onları da bekâr sefille- re tevzi edeceğiz... Genç kızların tüyleri ürper di: -— Bu güzel ve sevimli mah lâkları, kurt ağzıma yem atar kaldırıp atacak mısı — Ne yapalım? ih meyandasınız! Harik Hayat temesinin yegâ | odasında | ni sarayda alıko- | Kaza | ler böyle istiyarlar.. Onları da j ne olur? — Elimde bir şey yok.. So- | fiyi kandırınız! O sefil kadın da bu işle- İ re nereden burnunu soktu? | Sefil kadın mı?! İ — Öyle ya.. Aylardanberi zindanda, sefiller arasında. Teolilos, Afroditin sözünü kesti: ! — Ben de sefiller arasına atılmıştı... Zindana düşen in- | sanlara bu derece istihkara se bep ne? b» Afrodit saire kuldu: Siz Sofiyi nız? — Zindanda tanıdım. Ko- j cası çok iyi dostumdu... İ — Sofi, (Agripas) m ölü- İnline sebep oldu. Ayripas çok | hovarda, şen, ve eğlenceyi se- | ver bir ressamdı. Sofiyi sokak- İ ta dolaşırken görmüş, sevmiş Ted alıp evine götürmüştü. gizliye- kurtarsanız Yanma 80- tanır msi — Sokakta dolaşırken mi İ dedin?! Evet. Sofi, babası meç: hul bir kızdı.. Yalın ayak s0- kaklarda dolaşırken, bir gün (Agripas) ın nazarı dikkatini İ celbetmişti. Sofinin mütenasip | vücudu, uzun boyu, bir ressa- mı kendisile meşgul | kâfi geliyordu. O Âgripas onu evvelâ model diye aldı, birkaç “ sene kullandıktan sonra nikâh lamıştı. Fakat, o, bu fazilet- kâr kocaya dalma (o hiyanetle mukabele eden nankör bir zev- ce oldu. Agripas onu daima af- fediyordu. — Demek ki Sofi, o babasi meçhul bir kadm, öyle mi? Afrodit başmı salladı: — Onun mazisini o bütün sefiller benden iyi bilirler... — Fakat, sefiller ona çol hürmet ediyorlardı... Sofi çok © cür'etkâr biri kadındır. Prense bile karşı gel miş ve huşuneli yüzünden | gözünün birini kaybetmiştir. — Sefiller, cür'etkâr insan“ İlardanhoşlanırlar, d — Evet... den alman insanların bilâ çok cür'etkâr olduklarını $ liyorlar. Siz de öyle değil mir siniz? Zindana atıldıktan sonra sefilleri tahrik, ve teşvik etmek cür'etini siz ( göstermediniz ? den alınmadan evvel de böy! idim: Ziyafet gecesi, sofra prensin suratına şarap kadehi" ni atan bir adam her n her yerde ve her işte cür'etkâf değil midir? Biz o gece sizin edileceğinizi tahmin etmiştik! — Prens, kendisine haki İ ret edenleri idam mı ederdi? dum: Geçen sene genç bir bit prense hitaben: — “Siz müstebitsiniz, asaletmaap!,, d Prens o Andronikos b hakareti hazim O edemedi İ genç zabit, ertesi sabah sai yın bahçesinde idam edildi.. (Bitmedi) ve Otomebil ” Sigortalarının Galatada Ünyon hanında Köle ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaplır- mayımız. Telefon: Beyoğlu etmeğe İİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: