7 Mart 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

7 Mart 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Icari muvazene lehimizde in İ30 ticari muvazenesi lehimizde kapandı çen sene ihracatımız ithalâtı- ızdan 6,007,5 inde ticari muvazen t ithalâttan ri ık de yeni gümrük tarifesinin mevkii mer'iye halât fazlalığının tabii bir İziyet 1929 senesin. İhracat 1584209 si İthalât 21139 ihsai adetlerin son sütun-| a görüldüğü veçhile Tü in tabii bir şekilde. ticari a 1927 senesinde 52 milyon lira-| vardır. 29 senesinde bu fark bularak 101 buçuk irayı buluyor ki, bu gay k yukarda da beyan 0- üzere gümrük tarifesi- esi dolayısile yapılan ithalâtm. neticesidir. unun böyle olduğunu 1930 alât ve ihracatın cias, mikiar ve kı Miktar Kil Cins 32,419,210 16,378,508 14,409,644 4875,505 Pamuk Findik Kabuksuz 175537489 155214076 137968850 59 lira fazladır e Türkiye lehine bakiye 6,007,559 lira fazladır. Fakat neti- İthalâe fazlı İhracat fazlası 529 50001 101510303 98 60075 senesi ticari muvazenesinin mu tat açığı şöyle dursun bilâkis iehte bir bakiye bırakmasile de teyit olunmuş ölüyor. Şurası: da kaydetmek icap eder ki & ri tabii bir sene olan 1929 8 sil nesi arasında cak olursa ticari muvazenenin ithalât lehine - sene başma 47 milyon küsur lira düşer ki sene besene ticari muvâzcnenin daha müsait bir surette tecelli etti kolaylıkla anlaşılır. bir vasati alın. ,ymet istatistiği şudar: Kıymet Üira 16,634,079 10,B0R,015 0 7,092,093 Kabukla "Tütün Arpa 2,150, 3,150, Tittik Hah İncir Yapağı Afyon 4,7354 13,380, 40,050, Zeytim- yağı Dün açık kalan bir Perükâr dükkânının camlarını kırdılar Cuma ruhsatiyesi meselesin- en dolayı cuma günleri dük- ânlarnı kapamağa karar veren İçi verberlerden mühim bir ekseri (Yeti dün kapatmışlardır. Bu hu- Musta verilen karara riayet edi İP edilmediğini berberler cemi- ©ti hey'eti idaresi kendi mm- | takalarında teftiş emişlerdir. - Bu arada karara iştirak eyle- diği halde Salkım söğütte ber- T Salih E4. nin dükkânını âç- | tığI görülerek aralarındaki tesa- Büdü bozmaması kendisine ihtar £ olunmuştur. Fakat mumailyeh Bu ihtira aldırmamıştır. Heyeti idare azaları da çekilip gitmiş- tir, Fakat bu dükkân açık oldu ğu diger kalfalar arasında şayi olarak bâzı berber kalfaları da| ayni dükkâna giderek ihtarı tek tar etmişlerdir. Salih Ef, kapat-) mamakta israr göstermiş ve bu) Yüzden bir münakaşa çıkmıştır. | Arada nahoş sözlerde teati edil.! Miş ve bir aralık Salih E£, nini dükkânının camları kırılmıştır., eee — İ | Tahkikat evrakı vekâ- lete gönderildi Bir kaç ay evvel Gureba hasta nesinde Hamza isminde bir Kür Gün irticai bazı şeyler söylediği gen biri antiklikçe tahki | kat, at is) | 42,981,058 40,687,158 1,999 002 1.409.000 3285706 3017191 8684313 1804/716 B678S18 10,605,635 0,941,265 076 484 205 40 Beyanname verecek müstahdemin kimler ? Daimi belediye encümeninin, müstahdemin işleri talimatna- mesini tasdik etmiştir. Talimat nameye göte, belediyece tescili icap eden müstahdemler, mücs- seseler ve evlerde çalışan müreb biye, sütnine, besleme, hizmetçi çamaşırcı, uşak, bahçıvan, hu- susi şoför, arabacı, seyis gibi kadın ve erkek kimselerdir. Bunlar, talimatnamenin neş- ri tarihinden itibaren üç ay zar fında Belediye müstahdemin şu besi müdiriyetine nümunesine göre bir beyanname vermekle mükellef tutulmaktadır. Bu be- yannamelerde, müstahdemin ahvali sıhhiyesi münhasıran ya zılacak ve muayenci sıhhiyele- rine dair icap eden raporlarla birlikte beyannameler müstah - demin şubesine tevdi edilecek- tir, Beyanname veren müstahde min, üç kıt'a vesikalık fotoğraf- larını da vereceklerdir. Beyannameler üzerine müs- tahdemine, Belediyece hüviyet cüzdanı verilecektir. Talimatna me, hüviyet cüzdanlarını hâmil olmayan hizmetçilerin tecziye 0- lunacağı bildirilmekte, bu ka- bil hizmetçi istihdamını da men etmektedir. ——— Yük vapurları yolcu taşımayacek Bazı nakliye gemilerinin yol cu da taşrmakta oldukları anla ve nakliye gemilerinin yolcu taşımaları muvafık gö- rülmediğinden men'ine karar alman; İverilerek bu hususta alâkadar- lara teblizat yanılmıstır. Şurasını| »İdür Bey tasd e lehte bakiye veren 1930 se İmza işi | Rüsumat muamelâtı İ sekteye uğrayor Sor zamanlarda rükler-| de muamelâtı kâyetler çoğalmıştır. İde şikâyeti mucip olan imza işidir. Gümrüklerde muhtelif k olan üç m m) larda imza salâhiyeti makam vardır: Müdüriyet avinlik, baş Eğer bu ük yapsalar İsta gibi büyük ve beynelmilel İgümrüğün işleri a ii İziyette yürüyebilecektir. Müdür ve müavin Beyler an başkâtip Bey tasdik işine) bakamaz. Muavin Bey orada iken mü-| ve imza ç görmez kısmının | aşmaya ihti; Muavin Bey işlerine bakıncaya k tün eshabı mesalih ve kom İyoncular karşısında ayakta bek| ler. Yalnız şunu da ilâve etm lâzımdır ki, bu bekleme müdde tinin asgari haddi bir saattir. | İstanbul gümrük başmüdüri- yetinin bu vaziyeti nazarı dikk. tini celbetmiş ve bunun sebebi alâkadar müdürlerden soruldu ğu gibi önüne geçecek yeni ted| birler de alınmıştır. | Fazla amele kullanan | müesseseler İ Hıfzıssıhha kanunu mucibin-| ce elliden fazla amele çalıştıran doktor bulunduracağı yazılmış- tı. Bu kanunun tatbikine ait ta- limatname bugünlerde Ankara-| dan gelecektir. Beşikaşta kasap Halil İbra- him Efendinin tezgâhtarı 24 yaşlarmda Eginli Nuri isminde bir genç iki gün evvel sabaha karşı dükkânmda şakağına ta-| banca sıkmak suretile intihar et miş ve ayni dükkânda oturan Behçet, Fahri ve Mustafa zan altına alınmışlardı. Nurinin ayakları altırida bir tabanca bulunduğu “gibi ayni) müessesenin idaresindeki diğer| bir dükkânın da çekmecesinde | Behçete ait bir tabanca elde e-| edilmiştir. o Yakalananlardan! (Fahri ve Mustafa iptidai tah-| kikattan sonra serbest bırakıl. | mışlar, Behçet tevkif edilmiş- tir. | Hâdisenin intihar mı, kast| mı olduğu tesbit edilmek üzere | ceset evvelki gün morga gönde rilmişti. Morg ceset üzerinde tetkikat yapmış kurşunun gir- diği noktayi tesbit etmiş ve fa- kat çıkı fethasile kurşunu bula mamış ve kurşunun burun de- liklerinden hiç bir iz bırakma. dan düşmek ilitimali olduğunu söylemiş, cesedi de ailesine tes lim etmiştir. Ceset o gün Edir- nekapı mezarlığına defnedil- miştir, Müddei umumilik bu ra poru hâdiseyi kâfi derecede ay dmlatıcı mahiyette bulmayarak| iraz etmiştir. Çünkü ortada iki tabanca vardır, Kurşunun hangisine ait olduğunu tesbit edebilmek için mutlaka bulun- ması kanaatındadır Bunun üze rine ceset evvelki gün geç va- kit mezardan çıkarılarak Tıbbı adli müessesesine getirilmiştir, Bu gün tekrar üzerinde tet kat yapılacaktır. Kavgalar-Cerhler 1 — Galatada Hendek ma- hallesinde Madam Elizabet hemşirezadesi Yani tarafı dövülmüştür. 2 — Unkapanında Hüseyin | seler İdatta digeri Musulda tam dov-| fabrika ve imalathanelerin birer) İdersler Türi İde Kürtçe okutulur. Intihar mı, cinayetmi? Nurinin cesedi mezardan çıkarıla- rak tekrar morga gönderildi | hazir olmamasına kızarak Gala Sati Bey kisaf ediyor tanbul cuma günleri nasıl eğleniyor? Iraktaki maarif için ne diyor? öski darülmuallimin müdürü ti Bey mütarekeden sonra İ- rak hükümetinin hı gir-| sün Bağdat) zn | iderek ma | iştür, Bu | «| maarif hakkın ak için ahiren nbula dü Zi; ,E ında demi hak Irakta yalı ne evvel tesis edildi. , Hukuk fakültesi Osmanlı hü- kümeti zamanında da vardı. Mü| müddet dehşeti < sonra tekrar açıldı. Tıbbiyede| Kapıdan başımı uzatıp dışı İngilizce, hukukta arapça tedri| baktım. Fakat bir türlü çıkma- ğa cesaret edemiyerek. oldu- a İğum yerde kaldım. Soğuk o ka Irakta iptidai mekteplerin ta-|dar dehşetli idi ki, nerdeyse do lebe mil 00 dir. 1003 İP-İ nacaktım. Benim öyle kapıdan tidai üçüncüsü de orta mektep İbaktığımı gören evdekilerden lerine muallim yetiştirmek üz€-| biri seslendi : re üç muallim mektebi, biri Bağ| —Mart kapıdan baktırırmış! O gün için, evde son kalan o- reli iki lise vardır. Tedrisatı A- |dunların da sobaya atıldığını rapçadır. Bundan başka 14 orta| hatırlamıştım. Hemen ilâve et- mektep, 320 iptidai, iki kız mu-)tim lim mektebi, vardır. | — Sade kapıdan baktırmaz; Netice itibarile İrakta 3 mil-| kazma kürek te yaktırırmış!.. yon nüfusa karşı 45-50 bin tale) 931 senesinin ilk mart hafta- be vardır, Mekteplerde bulunan | sı, bu meşhur meselin hiç yanıl- kızlar 6 bin kadardır adığını bir kere daha isbat et Krekük köylerinde Türkler ol|ti. Bu sabahı eski bir tanıdığa duğu için buradaki mekteplerde | rastladım. Islak kürklü paltosu çedir. Ba içinde, tüyleri diken diken ol- muş bir kirpiye benzeyordu. dum; Soğuktan çok sün galiba? Dedi ki: — Soğuktan korkmayorum. Soğukla sıcağın bir arada saldı- rışmdan korkuyorum. Dün, ha raret 10 derecede idi. Bugün 3..: Gece, belki de sıfır olacak.| Yarın, nakıs tarafından ikiye İdüşmeyeceği ne malüm?.. O sırada, kalabalık bir cema-! at, şal örtülere sarılı bir tabu- tu ortalarına almış, sessiz sada Bey hanında oturan küfeci Ali) sız önümüzden geçtiler. ğlu İsmail ile kardeşi Hüseyin) İçimin şöyle bir burkulur gi- arasında kaya kutusu almak!bi olduğunu hissettim. Arkada- meselesinden kavga çıkmış, Hü | şım da müteessirdi. Dedi ki: seyin bıçakla İsmaili — Sabahtan beri bu dördün- te yaralamıştır, İşmai cü cenaze... Aksi gibi hep te be paşa hastahanesine nim karşıma çıkarlar... Bugün- miştir, İlerde ölüm, ne kadar da çoğal- 3 — Tepebaşında oturan Cev|di!.... det Efendi sipariş ettiği işlerin) İkimizinde keyfi kaçmıştı. İBiraz evvel bir yerde oturup de tada matbaacı Yani ile dövüş. |reden tepeden konuşmak için müş ve Yaninin başı Yârmış-| can attığımız halde şimdi ayrıl tar, İmak için bahane arayorduk. 4 — Adnan namında bir hu-| Ben sordum: varda dün gece Beyoğlunda) — Nereye gidiyordun? Derviş sokağında Madam Sof-| Düşünceli bir tavurla cevap yanım hanesine cebren girmiş) verdi: ve kadını dövmüştür, — Evet, Bir günde üç yangın |sızda... 1 — Pangaltıda Osmanbey- Me de İspanya apartmanında 3 de İş a nu) li maralı daireden yangın çıkmış |Daralı otomobilin altında kal- tevessli etmeden söndürülmüş.|m1$, ağır surette yaralanmış, tür. | Amerikan hastahanesine kaldı- 2 — Çengelköyünde Kule; | mıştır. Şoför kaçmış caddesinde Tevfik Cenani Be. |, * — Tophanede yağhane s0 yin ispirto fabrikasından “hey, | Kağındaki dükkânda çamaşırcı- zin kazanına su doldurulurken | 1 eden Şükriye Hanım dün) yangın çıkmış yetişen itfaiyç | Tophaneden geçen 249 numar tarafından söndürülmüştür, | tramvay sadamesine uğra- 3 — Eğrikapıda Aşkı cadde, |r1$, bası yarılmıştır. , yuçu Ahmedin dükka| 5 — Dün Edinekapıya doğ- rından yangın çıkmış, dükkân |ru süratle gitmekte olan 1343 kısmen yandığı. halde söndü, numaralı otomobil Patihten ge rülmüştür. İçerken Emire Hanım isminde) .. ' bir kadınla Kanber ağa ismin Dün 4 kaza oldu İde bir erkeği çiğnemiştir. Şo- 1 — Evvelki gece Şişlide bir| för firar etmiştir. tramvay kazası olmuş, Pangal-| tıdahi gelmekte olan ve Bekir al mindeki şoförün idaresinde bu. | nda Kahveci) lunan 1797 numaralı otomobil! İbrahim ile şüpheli eşhastan| si istikametten gelen 125 nu! Koçu Memu silâh taşıdıkların- maralı tramvay arabası ile çar dan dolayı yakalanmışlardır. pışmıştır, Müsac de otomobil iri frrtmasımın bütün tarekede bir kapandı, le devam ettiği gece idi. korkuyor-| nakledil. İ Valde biraz rahat- ıyaltıdan geçerken 872 nur Silâh taşıyanlar Şeftali soka mi Aptest alırken för Bekir| kalı güruhundan Tev Glatada Yeraltı camisinde ıtaşında Maçka ga|aptest almakta olan hamal Os- cı Sivasli Hasanlmanın 60l irasını çarpmıştır. İstanbul sokakları cuma ol masına rağmen tenha.. Hrekes i n arkasma çekil- öldürmeğe çalışı- yor, Tramvayların çan çanı, et rafa zifos sıçratan otomobil te kerleklerinin fosurtusunda ol- ması çıt işidilmiyecek!, Halbuki bulunduğum yer Be- yazıt meydanı... Daha geçen hafta bugün, bu meydanda halk nasıl sere serpe dolaşıyor, meş hur havuzun ctrafmda nasıl tat U tatlı güneşleniyordu? Sultan Ahmet parkmın önünde tram- vaydan indim. Koca meydanda cinler çelik çomak oynayor. Ha ni nerede ofıstıkçılar simitçiler şiracılar? Nerede o pisikletle ortada dört dönen ler?.. Dönemeci ağır ağır geçip Gül hane parkma doğ Zavallı park?.. Eski masallar- daki peri padişahmm esrarlı bahçelerine dönmüş... Ellerini pantalonlarının cebi| ne sokup bu havada bilmem ne için, ve kimler için dolaşan iki üç kişiden başka kimseler yok. Sirkeci biraz daha canlı, Tramvay caddesinin iki tarafım daki kahvehaneler, her zaman- ki gibi hınca hınç.. Dört Şol ağ- zındaki tütüncü, gene eski ye- rinde... Mezelik şam fıstığı sa- tan adam, köşe başmdaki bü- yük meyhanenin önünde, vakti kerahet bekleyor. Meşhur mid- ye dolmacısı, daha meydanlar- da yok. Mamafih, nerdeyse, 0- muzunda tepsisi, güneş görme- miş sesile ortalığı çın çm çınla tır; — Midyenin dolması, dedik, dolmanın böylesi, dedik... Kundura boyacıları, boş ye- re kutularmı takırdatıp duru- yorlar, Bugünlerde işler biraz kesat gidiyor olmalı. Her mev simde, haftanın her gününde müşterisi hiç eksilmeyen, hava sıcak veya soğuk, yağmurlu, veya karlı yahut güneşli olsun, daima rağbet gören bir yer var sa, o da Sirkecinin meyhanele- ridi İşte, şimdiden biribirlerine randevu verenler var? — Akşam, saat beş buçukta, oradayız. Biliyorsun ya, çalgı- nın yanındı — Seninkiler gelecek mi? — Gelmeyip ne yapacaklar?. Yiyinti, içinti, saz, söz.. Daha ne isterler. Allahtan belâlarını mi2. Beyoğlunu da şöyle bir göz- den geçirelim. Burası öyle bir yerdir ki gökten yağmur değil, taş yağsa, gene herkes zevkin- sından, gezip eğlenme vaz geçmez. Cadde, ge- ne kalabalıktır. Az da olsa piya sa edenler bulunur. Hasılı, ha- vadaki değişiklik şehrin bu kıs mını, denilebilir ki, hiç alâka- dar etmez. Sinemalarda ayni tehatiime, maç varsa stadyumun kapısı ö- nünde hep ayni manzaraya şa- hit olursunuz. İşte size bir tezat: fazla hissettiğimiz günde, de- met demet satılan çiçekler ve sonra istihza eder gibi bir ses: — Haydi bahar kokuları... Ba har kokuları. a Kışı en A ae mame mektepli-| yürüdüm. | Mart, bize edeceğini etti! Bir kaç günden beri karakışa yeni girmiş gibiyiz.. im pek çoğaldı. — Hani nerede o fıstıkçılar, simitçiler, şıracılar ? Sirkecinin hâli — İlkbaharla sonbahara kimin ne dediği var? İkinci cemrenin düştüğü gün baharı, buzlu bir pencere arkasından melül ve mahzın seyredenlere, acrmamak elde: gelmez. Vakıa, her geçen gün, bizi bi hara yaklaştırıyor. Fakat, bir gün elimizde men dil, şakır şakır ter dökerek yo İkuşu çıktığımız zaman, korka tım gene kışı aramayalım, Na reddin Hocaya sormuşlar: — Canım, şu insanlar, kış g lir soğuktan, yaz gelir sıcakta şikâyet eder, Bu ne iştir? Hoca gülmüş: — İlkbaharla sonbahara ki min ne dediği var? Evet! Bahar! O her şeyi: yüze güldüğü mevsim... Ah bi İkere ona erişebilsek... cam Sadık Han dün Toros ekspresile geldi Yeni İran sefiri Sadık Har dün Toros ekspresile Tahran dan şehrimize gelmişir, Müşari nileyhin seyahatleri on dör gün devâm etmiştir. Ekspres s at on ikide Haydarpaşaya gel miş ve yeni sefir, sefarethane vı konsoloshane erkânı ve memu- Bini ile şehrimizdeki İran tüccar ve muteberanı tarafından istil- bal edilmiştir. Ankarada bulu- nan maslahatgüzar Sâit Han dı dün sabah ekspresle şehrimize gelmiş, sefirin istikbalinde ha zır bulunmuştur. Sefir trenden indikten sonra maiyetile bera- ber doğruca konsoloshane bine sma gelmiş ve istirahat etmiş tir. Bugün konsoloshanede bi: resmi kabul yapılacak ve İrar kolonisine mensup zevat sefi; tarafından kabul edilecektir. S fir, şehrimizde çok kalmayacal itimatnamesini (Reisi cümhüur Hz. ne takdim eylemek için An karaya gidecektir. Yarın hare- ket etmesi muhtemeldir, Refik Ahmet Beye tecavüz raporu Mahit isminde bir genç tara fından Klot Farere ait bir yazı dan dolayı gözüne bir yumruk vurularak cerhedilen Vakit ga zetesi tahrir müdürü Refik Ah met Bey, verile por müddeti biti li Hikmet B, tarafından muaye ne edilmiştir. Bu muayene net cesinde kat'i rapor verilmiştir Bu rapora göre, bereler beş gü içinde iz bırakmadan zail ol muştur, | Refik Ahmet Beyise buru kemiğinin kırıldığını iddia e mektedir, Raporun bugünkü şe line göre hukuku umumiye da vası açılamayacaktr. Maamafi tabibi adli raporuna itiraz edil ve netice iddiayı teyit ederse İvakit hukuku umumiye davası çılabilecekir Etibba haysiyet divar Etibba odası haysiyet diva İevvelki gün toplanmıştır. İ İdoktor arasında ilmi bir rap meselesinden çıkan hâdiseyi $ | kik etmiştir. | Gelecek perşembe ida kararını verecektir. | içtima,

Bu sayıdan diğer sayfalar: