, ; ; ; » p p , p ; » , E Ti | Harice müttehit cephe Son günlerde, Avrupada, A- Mmerikalıları takliden, kış koşu" âr: yapılmağa başlandı. Kış koşularından kastimız, a edilen müsabakaların kapalı pistlerde devamıdır. » Diğer milletlere nazaran, çok İlerde olan Amerikalılar, tefev- Vüklarını muhafaza edebilmek i- Şin her vasıtaya müracaat eder. Atietlerin yazın gösterdikleri İaaliyet, Amerikalıları “tatmin “tmiyor. Şampiyonların kışın istirahate çekilmeleri, yeni dün- Ya sporcularına göre, hatalıdır. Amerikalılar, atletlerini Bük mevsimlerin merhametsiz günlerinde de çalıştırarak, atle- üzmdeki mevkilerini muhafaza ediyor, Böyle müsabakaların, temaşa neyecanmı temin için, Avrupa- dan meşhur atletleri davet edi- yorlar. Bu kış Amerikaya davet edi- İen meşhur atletlerden Fransız (Sera marten) ile Keller)i saya- biliriz. Sera Marten dünya 800 met- te Rökordmenidir, Amerikalıların kapalı stadlar da çalışma usulünü aynen tat- bike karar veren, Alman fede- tâsyonu da kış müsabakaları Yapmağa başladı. Almanlar geçen hafta Frank- İort ta yaptıkları müsabakalara, muhtelif dünya rekorlarma sa hip olanFransız( Ladoumegue)i davet etmişlerdi. Bidayette. bu davetihüsnü suretle telâkkicden Fransizlar Almanlarla muhabe- Tata başladılar. Bir aralık ta ga- zeteler dünya (o rekordmeninin hastalığı dolayısile seyahatin a- kim kaldığını yazdılar. Günler geçti, mesele unutu- lur gibi iken bazı dedikodular Mevzubahs olmağa başladı... Fransız şampiyonunun mü- *abaka yapmak üzre Almanlar- dan 1000 marklık tazminat iste cak günlerde, açık stad) Metrosu bir liraya dedikodusuna karşı Fransızlar .. diğini Alman gazeteleri ifşa et-| | İrelik olduğunu, b: ti. Bu 1000 marklık tazminat- ları en lüks bir hesapla Alman federasyonuna yükletilmek is tendiği de iddia olunuyordu. edildiği müsabakanın 1000 met ui suretle, be her metre için bir mark istendi- gazetelerine, Fransızlar cevap veriyorlar. i Bitaraf bir o muhakeme ile Fransızlarm cevaplarını hakir bulmak imkânı yoktur. Fakat Fransa matbuatı mecburen şam piyonlarını müdafaa vaziyetin- de kalmıştır. Bu suretle Avrupalıların, A- merikalıları takliden yaptıkları) şu tecrübede, amatörlük için kirli addolunacak hâ: mıştır. Halbuki Amerikalılar, geçen sene Nürmiyi binlerce dolar vererek aylarca şehirden şehire dolaştırmışlardı. O 785 manlar Avrupa gazetelerinin, Nürmi'yi profesyonel gibi para verildiği hakkında yaptıkları. i malar, Amerikalıların o sü! ütü karşısında devamı edemersişt. : Sporların her şubesi için böy iledir: Bütün fikir kuvvetlerinin ittihadı olmazsa (bir şey yap” mak, temiz bir şey yapmak im- az. ! yi par diger milletlerin hariçten gelen hücumlara karş nasıl müttehit bir cephe aldık- larını gösteriyor. işlerine kimseyi karıştırmak is- temeyen kıskanç bir serbesti ha vası eserken, biz burada, hari- cin yaptığı haksız hücumları Kendimize sermaye yapıyoruz... Küçük Kemal'in galibiyetini şüpheli gösterebilecek neşriyat da, bu bozguncu haleti ruhiye- nin en tâze bir misalidir. Adil Giray Demsey tekrar çıkıyor Sabık şamp iyona gene milyonlar teklif ettiler. Bir möç için yüz bın dolar Gi Dünya şampiyonu Alman imeling,, in şampiyon- âzlile başlayan mütered * Vaziyet halâ devam & iv Vuktan | ü dacak olan Demsey Ağır sıklet cihan şampiyol - luğu namgetleri arasını sab: : şampiyon Demsey'in de isunni diyor.. | karıştırdılar. ) r tan başka, iaşe ve ibate masraf-| Bini istihza ile yazan Alman iseler çik-| & Amerika ve Avrupada kendi! £ k İmıf, boksörlerdir. Sal . i Bakalım bu. seferki -ihtilâfta. üzere iki konturat. imza etmiş ;su Slâvya Vebeşi Spartalılardan | merakhılarla “Dempsey * Car- italya - Fransa maçı on Federasy am Fransız koşucusunun davet) & © Fransız kalecisi İtalya milli takımı ile Fran- sızlar, geçen hafta karşılaştı- lar. Netice malüm, İtalyanlar, rakiplerini bir silindir gibi ezdi ler. Bu galibiyetin baş sebebini, İtalyan futbolünün faikıyetin de aramalıyız. Esasen bu nokta ya, bütün Fransiz oyunculârile beraber idarecileri de tastik et: ti. Bu maçı - İtalyanlar daha Kuvvetli imiş- diyip o geçmek oğru olamaz. Beş, on sene için de İtalyan fütbulünu bu bale ge tiren sistemi tetkik etmeliyiz. Fransa. - İtalya mazisi epey eskidir, yalnız 1914 senesine kadar olan maçlar tam milli mahiyetten uzaktı, Yani bugünki terakkiye uzanan milli addedilemez. : Çünki ekseriya Fransız takımını Paris Liğ'i teş kil eder. 1914 senes'nde, Türen de yapılan ve İtalyan (2-0) gali- biyetile netice'enen maç milli mahiyette idi. 1914 müsabakasına kadar bu iki milletin karşılaşmalarmın çoğunu. Fransızlar kazanmış- Faşizm, İtalyayı idareye baş ğ nan spor (o teşkilâtırı © Hali hazırda bütün ağır sık- leter Amerikada toplanmıştır. Gelecek ay Şikago da azledi len şampiyon Şimeling ile St- *ripling arasında bir maç yapı- İacaktır. Organizatörler bu ma ça cihan şampiyonluğu içindir diyorlar. Diger (taraftanda Nevyorklu organizatörler de İ- talyan karncra ile Demseyi a- gır sıklet şampiyonluğu için döğüştürmeğe teşebbüs etmiş- lerdir. AAcmerikada bir kaç boks fe- derasyonu vardır. Hepsi ayrı ayrı ve ekseriya biribirini nak- zeden kararlar verir. Federasyonların “bü anlaşma mazlığından istifade eden “sr Kaç milyon dönecek... maçlarının | $ unun pratik çalış Mtalyan mihacimleri Fransiz kalesi önünde. müşkül mevkide; da ele aldı, Bizdeki 'gibi başi, ortası belli olmayan federas- yonları, metkeziyet' usulü ile Şeniden teşkil etti, Seçme ko- mitesini lâğvederek milli takı- mı tek seçiciye emanet ettiler. İlk aylarda oranın'spor üle- ması da, merkeziyet sistemi ile sporlarm idare edilemiyeceğini Ji j | İ Meşhur. rsi" iddia ettiler, Fakat bir iki sene İ geçince kazanılan mütemadi 74 ferler, usulün sağlamlığını ise pat etti. Bugün İtalyada tek seçici, hâkimi mütlaktır. Kimsenin iti raz etmek de batırından geç- mez. Esasen hükümetin her türlü müzaheretine dayanan tek seçici aleyhinde neşriyat | > İtalyan boksörü rokalifiye edildi Nevyork boks iederasyonu *a- rafından diskalii edilen meş- hur İtalyan boksörü (Karnera) hakkındaki karar refedildiğin- den yakında İtalyan Amerika idahilinde gösteris müsabakaları yapmak üzere bir seyahate çr- kacaktır. İ i Dünya şampiyona Pariste Meşhur boksör zenci Albrav- wn Parise gelerek biri Barslon da diğeri de Pariste. yapılmak itir. Fransız milli takımının (5-0) yenilmesi İtalyan mas ındandır GAMER, | yapılmamasına, hükümetin işa- retile, matbuat cemiyetinde ka- rar verilmiştir. İşte teşkilâtları, diktatörlüğü yarım bir şekilde olan İtalyan lara, federasyonları, komitele- ri, müstacel seçme ihtisas ko- misyonları, muazzam, tantana- Ir teşkilâtlarile masa başından spor yapan Fransızları beş se- nede geride bıraktılar. İtalya- Fransa maçı için İki memlekette yapılan hazırlıkla- rı tetkik edersek, bu mağlübiye tin pek tabii olduğunu anlarız; Fransada seçme (komitesi dört hafta münakaşadan sonra milli takım kadrosunu tesbit edebildi. Halbuki İtalyanm tek seçicisi M. Pozzo 22 milli ta- kım namzetini maçtan bir ay evvel ayırmış ve ekip halinde çalıştırmağa başlamıştı. Kati disiplin kolaylığını, meydana getiren bu diktatür u- Sulünün faidelerini Fransızlar da itiraz ediyorlar. Fakat usul lerini değiştirmek için hâlâ ha- DERE EEE 'nin bir asın rekete geçmiyorlar. Bu tecrübelerden ders ala- im! Sporun her şubesinde: birer diktatörle teker seçiciye muh- taciz. Sonunda kabüle mecbur ola- cağımız bü sistemi bari: geçik- meden kabul etseydik... F.K, Merkezi Avrupa kupası Macar mill? takımı ile Çekos| lovakya milif takımı arasında i Avrüpa kupası o maçı yapılacâktır. Martm 22 sinde yapılacak olan bu maça her iki taraf ta azami ehemmiyet ver- mektedirler, Çek ve Fransız milli takımları Pariste şubatın on. beşinci günü Çek ve Fransız Milli ta- kımları karşılaşacaktır. Çek ta- kımı kadrosu şimdiden ilân e- dilmiştir. Takımıtı altr oyuncu *inürekkeptir, (Geçen nüshanın devamı) Bilmem belki buna, çelimsiz ço. cukların ve birdenbire yalnız kalmamdan mütevvellit teessü- rün dahli olmuştur. Fakat İsebep, o zamanlar büyük küçük İherkesi hayrette bırakan, bir yumrukta hasmı (Joe Beckett) yere sererek büyük bir şöhret! kazanan (Carpentier) dir. (Car pentier) nin, bu sevimli, güler yüzlü büyük boks şampiyonu- nun o zamanlar ismini işitmi- yen, resmini görmiyen kalmış mıydı?... İşte ben'de onün ismi- İni işitmiş, resimlerini görmü. İve bu müthiş yumruklu adamın yaptığı işin boks, boksunda İspor olduğunu öğrenmiştim. l i Boks yapıyorum. Ben de boks yapıyordum. Ha İs tademle ne zaman yalnız kal- sak karşı karşıya geçer, yum- ruklarımızı sıkar, habire biribi- rimize vururduk. Öyle şakacık- tan hafif hafif değil ha, kıyası-| ya, ağzımızı burnumuzu kana-! tmca/a kadar vuruşurduk. Hem | bizim eldivenimiz filân olmadı-! ğt için, Allah ne verdise, çıplak elle boks yapardık. Boks yapar, dedim, yani o niyete kör dö bilinde döğüşmek hiç kabul ©-| demiyeceğim bir şeydi... O va- kitler, amatörlük profesyonel- lik nedir bilmezdim. Fakat ga- zetelerde (Carpentier) nin bin- lerce frank aldığını. okumuş- tum. Sonra burada da (Zeynel) ler, (Kemal Bekof) lar hep pa- ta ile döğüşen kimselerdi. De- mek boksör olunca para almak mecburi idi, Zevk için yapaca- gım bir şeyi satmam lâzım ge- lecek diye düşündüğüm içindir ki boksör olmasını arzu etmez- dim, Amma ne çare ki boksu se. viyordum. Bir yumrukta hasmı nı yere sermek, kimseden per- vası olmamak bir çocuk, hatta bir büyük hayali için ne güzel bir şeydir... Mektepte boksa çalışanlar yok değildi, fakat bunlar büyük sınıf talebeleri idi. Çiçek bah- çesinin yanındaki bahçede ken- di aralarında idman ederlerdi. Ben de ,onların boks yaptıkları İ dinleyelim Hayatlarını Atlet yıldızlarımız kendi kalem- lerile bize anlatacaklar ai bırsızlıkla bekledim. “ Carper- tier,yi çok sevdiğim halde maçta galip geleceğini zannet- miyordum. . “ Dempsey,, in is- mini hiç işitmemiştim, “ Car. pantier,, gibi bir yumrukta bir âdam yere serdiğini duymamış tam, fakat onun bir resmini görmüştüm, O resmi gördüğüm andan itibaren “Carpentier,nir İgalip gelebileceğini aklım-kes- medi, Çocuk dimağında “Dem sey,,in alnını örten kıvırcık” saç lı, çatık kaşlı, sert çehreli res- mi daima “ Carpentier,in gü ier yüzlü, muntazam hatlr çeh resinin hayalini siler, yerine geçerdi. Evde önüme gelene “Carper tier,, nin niçin mağlüp olacağı hakkında kimseyi alâkadar et- meyen bir sürü izahat verirken mühim bir spor adamı tavrı te kınır ve bundan büyük bir zevk alırdım. Bu benim sporda ilk tahminim, ilk — kâhinliğimdir. Nihayet bir sabah gazeteler beklenilen haberi (getirdiler “ Dempsey, Carpentier,, yi dö: düncü ravunta “Knock- aut,, e derek mağlüp etmişti. Tahmi nimde aldanmadığıma çok se vinmiş, fakat zavallı güler yüz i yapardık diyecektim... Ma |lü “ Carpentier,ye de ne kada: amafih boksör olmak istemez. | 2CTmıştım, hattâ çocukluk bu dim. Halk önünde, para muka-|bir az da ağlamıştım bile... 100 metro şampiyonu Rauf... Bunu takip eden senelerdi mektepte o zamanlar salgın ha linde olan futbola ben de dada: dım. Evvelâ bezden yaprimı topla işe başlayarak, Sırasile lâstik top, bir numaralı futbe ve nihayet kocaman beş numa ralıya kadar yükseldim, Her t neffüs kuyulu bahçenin bir kö şesinde beş on ârkadaş bir to- pun peşinde koşar, didinir, de Se yorgunluktan bitap bir hal- de girerdik. Maamafih us lanmaz ertesi teneffüs tera; başlardık. Perşembeleri mektebe “Spo: âlemi,, gelir talebeye satılırdı. Gene bir perşembe izinli çıka” ken giydiğim elbiseleri giymi uslu, uslu bahcede dolaşırken bir arkadaş: — Bu haftaki “Spor âlemi,, nin kabında “ Rauf, un resm var, dedi. — Rauf kim?.. yeri bizim bahçeden ayıran tah ta perdenin aralıklarından has-| retle, iri bazulu, o zaman bana dev gibi görünen, fakat şimdi ufak tefek olduklarını anladı- ğım ağabeylerimi seyrederdim. Amma yalnız seyirle iktifa e- derdim, etmek mecburiyeti deydim. Çünkü üçüncü iptida- ide, bacak kadar bir çocuğun,| onlar nazarında ne arzusu olabi İir ve ona kim ehemmiyet verir diye düşünürdüm... Gidip o ağa İbeylerden birisine: (Ben de boks yapmak istiyorum, çok merakım var) deseydim, “belki bana yardım ederlerdi. Fakat © zamanlar bizler, yani küçük- ler agabeylerimizden Allahtan korkar gibi korkardık, sonra ben çok mahcup çok sıkılgan bir çocuktum.. Bunun için mek tepte hiç bir oyuna dahil ola- mayan teneffüslerimi bir köşe- de oynayanları seyir etmekle geçiriyordum. Bazan, merhame | ten, arkadaşlar beni de bir esir alınca, bir el bende oyununa da! hil ederlerdi. | Bu oyunlarda, az çok muvaf-| fak olur, fakat omüfrit sıkıl ganlığımdan asıl babiliyetimi gösteremez ve bundan dolayı kendi kendimi yer bitirirdir. İlk tahmin. Böyle bir sene geçti, boksa karsı olan hevesim' daima baki idi. 921 senesi yazında ben de| — Türkiye 100 metre şampi yonu, Öğrendik ki, koşmakta spor muş... Mukavemet koşusu var- muş, disk, gülle, cirit atma v. jatlamalar varmış ve bunları: hepsine de atletizm derlermiş, (Devamı salı günkü spor sahifemizde) Bir sürpriz Arsenal kupa maçla- rında elimine oldu İngiltere kupasının muhak ikak galibi zannedilen meşhiw Arsenal takımı, dördüncü elim nasyon turunda Celsca'ya karşi mağlüp olmuştur. Arsenal'ın kendi sahasında 60,000 kişi karşısında oynanar j bu maç 2-1 Çelsea'nm galibiye. | ti ile bitmiştir. Maç profesyonellerde 'nadi görülen bir şekilde cereyan et. miştir. İlkon beş dakikada Çelsca ikinci golünü yapmı ve galibiyeti sigortalamıştı, B. ribirine kuvvetçe yakın profes gi yoneller arasındaki iki gollü farkı telâfi etmek pek nadir gi Çelsca'nın iki golü'de korner © den çekilen toplarla yapılmış tır, Arsenal'ın yegâne gölünü (Bastin) atmıştır. Maçm hasr ventine,, maçının neticesimi sa» 1ât1.870,000 franka çıkmıştır. pl i hid 1 N