29 Ağustos 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

29 Ağustos 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i “Mijliyet” tir 29 AĞUSTOS 1930 JDAREHANE — Anka cadde | İs Mo: 100 Telgraf adresi: Milliyet, sanbul, Telefon numaralı: İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç işin 3 aylığı 400 kuruş 800 kuruş # 740 1400 1400 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaayı müdüriyete müracaat edilir. | i işler için Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Dün hararet en çok 27 enez 18 dertce iğ. Bugün hava «çk olacak rizgir poyraz esccektir. Dönmeyen Fırka, fırka varsa da o, şua zalık, yoksa da o.. Yeni Fırka çıktı çıkalı eskisi se de rağbet artmış. Allah ver- sin. . Yalnız şayan: Fırkaya yazılmak. . Bu ga “ip bir şey. . İnsan mektebe, as kere, kulübe, yazılır amma fır- kaya yazflır mı?, Nasrettin Ho- ca merhum. © sakızı çiğnedik- ikkat bir sey) Politika Cemiyeti Akvam içti: tatilinden sonra Avrupada dip- lomasi mevsiminin . başlangıcı demeletir. Bu defaki içtima Ey- lâlün sekizinci gününe tesadüf ediyor. O gün ruznameye göre İki içtima yapılacak. Fakat Ce-! inevrede diplomasi faaliyetinin sikle, merkezini, Cemiyeti Ak- vam içtimamdan ziyade Avru- |pa federasyonu fikri etrafında- | ki müzakereler teşkil edecek- tir. Cemiyeti Akvamın geçen se- neki içtimamda Briand tarafın- | dan ortaya atılan bu fikir bütün yaz devletler arasında muhabe- | reye vesile teşkil etti. Her dev- let, bu hususta mütalea beyanı- na davet edildi. Lehistan, Çe- koslovakya ve Yugoslavya müs ak üzere diğer devlet! ler aşağı yukarı reddettiler. Da | ha doğrusu o kadar kuyut ve şu İrut dermeyan ettiler ki, bu © vaplar ret mahiyetinde telâk! edilebilir. Fakat Fransız gazete leri bu cevapları hüsnü tefsir et mişir. Esas itibarile kabul telâk-| ki edileceği musırren iddia edi- İliyor. Binaenaleyh hakikaten meselenin tavzihi lâzımdır. Bu vüzuh müzakere neticesinde hu İsul bulacaktır. ... İ Diğer taraftan Cemiyeti Ak- vamda, geçen hafta bahsettiği-| 9 AĞUSTOS Edcdiebiwy Be CUMA 20 1030 B... <a FAİZİNİN İNE İİ VİNİ İNİ TAN Zİ A RA Gİ ONE e Haftalık icmal re kadar Kanadanm yerine İr- iânda namizet olarak ileri sürü lüyordu. Fakat son zamanlarda Kanada yerine İngiliz domin- yonlardan bir devletin intihabı| aleyhine bir cereyan baş göster miştir. Bunun da teamül olma- sından ve binnetice İngiltereye Cemiyeti Akvam meclisinde da ima iki rey verilmesinden kor- kuluyor.Esanen vaktile Kanada intihabr da böyle bir prensip meselesinin mevzuu bahsolma- sr üzerine vuku bulmuştu. İrlan da başta olmak üzere dominyon lar, Cemiyeti Akvama müste- kil ve müsavi aza olarak geldik #** , yaz |rükülere sebep olacak, Geçenle| ğin Sir Erfe Drummond'un ev-| lât ve ahfadma intikal edeceği| hakkında bir kayıt eksiktir. Binaenaleyh İtalya hüküme- ti bahsettiğimiz mektubunda çok esaslı bir noktaya temas et mektedir. “İtalyanın birtakım tavsiyeleri vardır. Eğer bu tavsi yeler kabul edilecek olursa, u- ös #mum3 kâtiplik.bir nevi kabinel “pe İNN koca... Tenha bir vaziyetine girecektir. Bu şekil-| yer... İş şikâyet edilecek gibi yok de vaziyet büsbütün islâlı edil-|değil.. Onun için memnundu. Ma miş addedilemezse de hiç ol-|dem emir verdiği zaman hızlı söyle mazeamginediki gayri tebitl bez, fakat söylediği şeyin mutlaka SE Piza yapılmasını isterdi. önüne geçilmiş olur. Doğrusu pek mazik bir kadındı. emrederken: | Tüten Üç senedenberi burada hizmetçi - 'erini iddia etmişler, İngiliz mu) 9 rahhasmnın kendilerini etmediğini söy ayrılığı tebarüz Kanada latihap edilmiş: temsil | i, Bul ettirmi İngiliz yonlarına © da mecliste bir yer-| vermek itiyadının önüne geç-,'Dİ mek için çalışan grupm vardır. Bu vaziyette mecliste bir azalık bütün mânasile mün- hal demektir. Çin kendi nami- zetliğini ileri sürdüğü gibi, Bal| kan devletlerinden birinin de a- zalığına çalışanlar vardır. : Gi İtalya, ötedenberi Cemiyeti jketine karşı daha şiddetli teda-. ş i r. Ve Zannedildiğinden d olduğu anlaşılıyor.) iyor ohra Gandhi ve taraftarların! ba sonbaharda Londrada içtima €- iştirak et-/İ geldiğine kai dan memsündi zel, fakat kendisin. ak hiç bir haret olmayan bir kadındı. Kimseden giz - enecek bir hareketi yoktu. Onun için hizmetçisine tevdi edi - lecek sirrr da yoktu bir ittihazı talep edilmiştir. o | Kocasına gelince; buda eyi bira- İngilizleri, gerek İngiltere, damdı. Hizmetçiye doğrudan doğru- gerek Hindistanda telâşa düşü-| Y? bir emir vermedi; söyliyeceği Madam genç, dukları anlaşılan Hindistanda- kabahat bulu ki İngilizlerin bir içtima var- çtimada İngiliz hükü- metinin sakin mukavemet hare- kadı g -İşini yapmağa devamı inla hizmetçi kız... Fransızcadan — Siz dil bilmiyor musünüz?.. Ne den erken kalkıyorsunuz diye soru - yorüm. — Erken değil .. Mösyö işine gi- decek hazırlamak lâ - zim, — Vaz geş, yatağına yatl.. Bul asırda öyle bir k insanlar in) iğer kısım insanların yorulmasına müsaade edil ğ Hizmetçi aşçı kadına hayretle bak lamıyordu. Niha dinlerken bulunma: Bize dei onlar iş tarafa Birmetçi kız söylemedi im mi?. Benim kocam yö! İ kur. Sonra ilâve etti: — Çalışarak kazanan bir serbest olmakta haklıdır. | Haftada bir kaç gece aşçı kayboluyordu. | Hizmetçi kız bunu gidip Madame kadın kadın t.| Çok geçme! g ati Bilmecemiz ME-—:><EE S'Eİ Dünkü bilmiecemizin hatledilmiş şekli s6 7 e gi imi mii, BEMESAE & M Gs a e a İ Mi. | NR og Bi EE A | e e Bugünkü ölimecemiii | Soldan sağa ve yukardan İ 4 — Kırmızı (2). Kışyağım , Nıda (2). İ 2 —Birerkek ismi (3). Az 3 — Nota (2). Nida (2). 4 — Kemer (5). 5 — Rabıt odatt (2). İstifhi miz misak tadilâtından maada| Akvam teşkilâtr. hakkındaki! çen şey, Hindistandaki vaziye-| zevcesine söyler öyle yapıl emeği düşündü. Fakat acaba böy) (© — Nota (2). Yol (2) ten sonra buruna yapıştırmış. Soranlara da: — Malım gözümün © önünde üursun diye yapıştırıyorum! der “ miş.. Acaba fırkalar da malları nr göz önünde bulundursunlar diye mi defterlere yazıyorlar. . . İşin fenası böyle yazılanlar- dan bir kısmı sonradan pişman olüyor ve öteki tarafa geçiyor.. © Gametelerin neşriyatı ve siya- — si bulutlara göre iki frrka arasm da mekik dokuyanlar varmış. Böyle vantilâtör, veya fırıldak “ibi dönenlerden biri tekrar ge- i döndüğü zaman ona şu hikâ- yeyi anlatmışlar: li Adamın biri uşağına eski set © “esini vermiş... Bir müddet son- va setre pek eskimiş, uşak tek- var setre İsteyince: © — Sen onun bir tersini yüz- üne çevirti, — nasihatini almış. ve çevirtimş.. Aradan, tekrar saman iş, setre giyilmez hale , uşak gene setre iste niş, efendi hiç bozmadan — Onun asıl yüzü fena değil *di şunu bir daha çevirtsene demiş, tabi! uşak gene çevirt - miş.. Pek ar zaman sonra setre “artık bitmiş, uşak ta ofendiyi yakalamış demiş ki: Beyim sana bir bilmece liyeceğim, bakalım bulabile- i 5 <ek misin?. > “Bir döner, bir daha döner, > bir daha dönmez, nedir bilt,. © Efendi düşünmüş taşınmış, Nm demiş olmamış, dolap, Mi ii X demiş olmamış ve nihayet iti- rafı aczedince uaşk: | — Beyim, benim çeket! Ar- e m dönecek hali kalmadı... , li Allah vere de bu fırka cere- kundurasını beğenmez, dudak “büker, alay eder. Borcünu ö- demek hiç âdeti olmadığı halde “daima da borç para bulabilir. Vapur, tramvay parasını ta- .sarruf için sabah akşam kilomet © relerce yol yürüyen amele, bu “tufeyliyi daima arabada, otomo bilde görür. O, tramvaydan nef vet eder, otomobile de, lüks ol- mayınca binmez. "Ses, gürdür, bakışları küstahtır. “Arkadaşlığı, sezdiği menfaa- tin derecesine göredir. Bara, lo Kantaya, kahveye davet ettiği (damlara, masrafı gördürtür. nki bu kendi mevcudiyetini: inin verdiği şeretin, ifti-| intihabat da, olacak. Meclisin! gayri müsait fikirlerin gizieme- muvakkat âzalarından üçü bü miştir. Mussolininin Cenevre İsenc müddetlerini dolduruyor. | miçssesesi hakkikında | Kanada, Fenlândiya, Küba'nın | yoktur, Bu fikirler geçen bir isen? üç tanc ayrı aza İNti- hafta on gün zarfında daha müs) hap etmek lâzımdır. Çıkan âza bet bir şekil aldı. İtalya hükü- nın yerine ayni mıntakalardan meti, Cemiyeti Akvama tevdi |bir devlet intihap etmek teamül! eştiği resmi bir mektupla cemi-/ haline girmiştir. Meselâ Küba| yetin kitabeti umumiye teşkilâ- cenubi Amerkada ve Lâtin blo ından şikâyet etmektedir. İtal kuna dahildir. Bunun yerine Lâ ya, Cemiyeti Akvamm kitabet «in blokundan ve cenubi Ameri teşkilâtı İngilterenin ve Fran kadan bir devlet intihap etmek! sam nüfuzu altında olmakla icap ediyor. Bunun için Lâtin ham ediyor. Memurların yüz- blokunu teşkil. eden devletleri de kırkını İngiliz ve Fransız Guatemala'yi namzet olarak İ- | olduğunu hatırlatarak cihant şa leri sürmektedirler. Guatemala"! mil beynelmilel bir teşkilât için nın intihabma emri vali nazari" bunun tecviz edilemiyeceğini le bakmak lâzımdır. İbildiriyor. Fenlândiyanın yerine de Nor) > veç namizet gösteriliyor. Filha- Cemiyeti Akvam teşkilâtmı kika bu devlet te İskandinavya yakından tetkik edenler, umu-| itmadı! grupundan olduğu için Cenevre |mi kitabetin mühim rolünü tak deki teamüle göre münasebet! alıyor. Binaenaleyh Norveçin! intihabı da mubakkaktır. Fakat Kanadanm bırakacağı münhal öyle anlaşılıyor ki, birtakım gü meseler. Bahtetmişler. . İki arkadaş Kadrköy vapurun! dan çıkarken bahsetmişler.... | Köprü üstünde polise rasge- linir mi, gelinmez mi?. İkiden biri “rasgel miş, öteki aksini iddia etmiş Çıkmışlar ve bunlardan biri bah si kazanmış.. Hangisi. ?. Çok düşünmeyin. Rasgelinmez diye- ni. Kadıköy iskelesinden Sirke ciye kadar bir tek polise rasgel- memişler... İşte hakikatlerden istifade et menin yolu. . FELEK TI esarl Iharın bir nevi cxyesidir. Genç, güzel kadınlar, kızlar onların Okolunda gezmekten duydukları zevki, lezzeti, iftiha ri, bir namuslu fakir i in ya- nmda bulamazlar. Genç kızları, hayal hastası genç evli kadınları, morfine, ko kaine onlar alıştırırllar, kumarı onlar öğretirler. Çünkü bu su - retle kendi morfinlerine, koka- İinlerine kavuşabilirler; çünleti bu suretle gündelik harçlıkları nı çıkarırlar. Fakat bütün kusurları, günah ları, kibar, asil bir cazibe şek - linde görünür, Barlarda, kara sinekler gibi İkinen on dokuzuncu as İparatorluk kanunu. esasilerine dir etmişlerdir. Cemiyeti Ak- vam teşkilâtına göre, hükmen hey'eti umumiye en nafiz, mec lis ikinci derecede ehemmiyetli üçüncü derecede de kitabet ol- mak lâzımdır. Halbuki filen va- ziyet tamamile tersinedir. Ya- ni umumi kitabet başta geliyor. Sonra meclis, hey'eti umumiye- de hiçten ibarettir. Cemiyeti | Akvam teşkil edildiği zaman bu! nu İngilizler takdir etmiş ola. caklardır ki kâtibi umum! cemiyet misakma yazdırm şlar- dır. Misak, siyasi bir teşkilâtm kanunu esasisi vaziyetinde ol- duğuna göre, kanunu lânın kâtibi umumü m Idığı hiç bir zaman görül şey değildir. Cemiyet misa daki im benzemesi için kâtibi umumili-. İmasadan masaya konarak saba hı ödevler. Para vermek şöyle dursun, bazan tabağa bire'x garson balışışı da gayet üstada ne bir el çabukluğu ile onlarm cebine girivermiş bu! | Bu mütereddi tufeyliler, her de virde, çalışmadan; namus kay- dndan .âzade, ferih . fahur ya- şarlar. Zengin kızları, onların son a- vi; son desteğidir. Eğer yaşları ve sıhhatleri müsait olursa, bir ikinci, bir üçüncü, hatta bir dör düncü, bir beşinci izdivaç ihti- mali vardır. Bu, izdivaçlarda gençlik, güzellik mevzuubahs değildir. En büyük rolü para oy nar, Fakat bazan gençlik, gü- zellik te, servet hizmetini gö- rr, O tufeyli Paya zade, o müte- reddi beyzade, bu müsamahası nı, “asrilik,, diye, medeniyetin, irlanm, terakkinin, namuskâr alnma, bir cerahat gibi kusar. Kâmil Bey, bu cins tufeyliler dendi. Karısının servetini bitir dikten sonra nevmit olmamış - tr ve genç kadının hafiflikleri - tin iktısadi tesirleridir. Pek az ingiliz Hindistanda umumi bir kıyam olacağına ve bu kıy neticesinde memleketin İngili idaresinden cebren ayrılacağına ihtimal vermektedir. Bir defa Hindistan müttehit değildir. Sonra şimdik muharebe silâhla- rt o kadar müessirdir ki, devlet- ler arasındaki muharebeler bile asker muharebesinden ziyade silâh muharebesi olmuştur. Tay yarelerle bomba yağdıran bir düşmana karşı bıçakla karşı ge“ linemez: Halbuki Hindistanda çakı ağızarrım bile-kör olma- sr lâzımdır; Fakat bu hercü mercin iktrsa- di tesirleri çok mühimdir. Hint- 1: İngiliz malına karşı boykot ilân etmiş, İngiliz kumaşı almı- yor, İngiliz bezi almıyor, Hin- distanda İngilizler tarafından imal edilen pamuk mensucatına karşı bile boykot var. İngiltere- de işsizlerin miktarı iki milyon raddesini geçti. Hindistandaki İngilizler tara oldukları şundan anlaşılıyor ki, boykotun ref'i için Hintlilerle müzakereye girmişler. Hintlile- in dermeyan ettikleri şartlar, Hint milliyetperverliğinin ikti- ir,, de--| Sir Eric Drummond olacağını! sadi gayelerini göstermesi i barile dikkate şayandır. Hinti ler,bu fabrikaların sermayesi İs zde yetmiş beş Hintli olması” nr, meclisi idare âzalarının üç- te ikisinin de Hintlilerden inti- hap edilmesini talep etmişler- dir. İstiklâlini kazanmış bir mil letin de iktısadi siyaseti bun- dan farklı olamazdı. ne göz yumuver gül gibi geçi z Hürrem Haltkı, köşke gelin- <eye kadar, Ki Böy, Nev- res Vacide ehemmiyet vermi - yor, Rasih Nevresten de nefret ediyordu, Lâkin Hürrem Hak - kı Beyin “Elegans, r onu hir etmiş, derhal atıbaplığı İler letmişti. Kâmil Bey, fikirlerini, müta lealarmı söyledikçe, . Hürrem Hakkı Beyi düşünceler alıyor - du, Bir mecliste, dört beş kişi ile beraberce oturulur, konuşu- İlurken Kâmil Beyin, kofluğu çiğliği, crvıklığı pek meydana çıkmıyor, göze çarpmıyordu. Lâkin böyle ya'nız kalınca bü- tün kalaylar dökülüyor, haki - kat sırrtryordu. Kâmil Bey, Hürrem Hakkı Beyden izahat almakla beraber akıl öğretmekten de geri kalmı yordu: z — Turnuva yapmağı da dü - şünüyor musunuz, Beyefendi? Hürrem Hakkı, gülerse kat gülmeğe de utandı: — Bir çoğumuz daha yeni i ik be eli orlardı ! İmdan işletilen fabrikaların bü; boykottan ne kadar müteessir) tes-| İ rrrde. Madamla Mösyö gezmeğe git- | tikleri zaman hizmetçi kıza ufak bir |bediye getirmeği de unutmazlardı. nberi bu sakin hayat de - İvam ediyordu | Birde aşçı kadın vardı, Hizmetçi Kızla aşçı kadın arasındaki münase - İbatın iyiliğine hiç diyecek yoktu kat bir gün aşçı kadın memleke- icki oğlundan aldığı mektup üze- rine buradan ayrılmağa karar verdi. İ gitti. Yerine başka bir aşçı bulundu, di. Bu da mükcınmel bir aşçı idi nde vesaiki - vardı, çirkin değildi, İ takat gürel de değild ek pi | girdiğini isbat etti, Fakat geldiğini kinci günü. sabahleyin aşçı kadın erken kalkan hizmetçi kıza sordu; — Neden böyle kalktınız?. | Kiz bundan bir şey snlamamıştı: |. — Kimden bahsediyorsunuz?.. de di. | z- Terbiyeli küçük atlar ve köpekleri BRO A Şayanı heyret Büyük, dan: > SIGORTA Yangın - Hayat maliye Sigorta - Nakliya - 'cnecek. — Turnuva yaparsak, teşvik için çok mükemmel bir hamle olur. Hürrem He'kkı, dudakları a- rasmxdan ; — Evet, dedi Kâmil Bey, anlatıyordu: — Benim, bir çok ecnebi dost larım vardır, Onları da davet ederiz. Hürrem Hakkı bir ev sahibi sıfatile süküt edemezdi, lâkin birden o&adar bozulmuştu ki, cevap veremedi. Kâmil Bey, sanki izzet ve ik- ramla davet edilmiş gibidi, gö- ğüs gere gere ilâve etti — Tabii onlar da bizi klüple- rine, bahçelerine davet ederiler. Bu suretle rölâsyon peyda e - deriz, değil mi Beyefendi? Kış üzeri olduğu için balolarda, kış eğlencelerine, bu rölâsyonlar- dan istifade ederiz. Hürrem Hakkı, artık hiç se - sini çıkarmıyordu, dinlemiyor - du, başmı eğmiş düşünüyordu: — Rasihin yerden göğe ka- idar hakkı varmış! Korta itiraz $“TâÂksim Bahçesi 1 Eylal pazartesi MİSS SİMONS akraba daneler MAUD AND CHARLEY ei ANADOLU Türkiye Iş Bankas: tarafından teşkli edilmiştir. i kabal eder, Adres: 4 üneli Vakıl han Istanbıl Telefon: Istanb: İle hareket ederse bir ahlâksızlık edip J etmiyeceğini düşündü. bir şey söyl. yemedi. Aşçı kadın gece ziyaretlerini hiz - | etçi kzn şöyle izah ediyordu: — Ben bir işçiyim. Kocam yoktur İ ve buna Tüzum da görmem. İstedi. İ im işçi ile arkadaş olurüm!... Çok geçmeden bir gün aşçı kadı-| Dın sokakta bir nümayiş esnasında) tevkif © edildiği anlaşıldı. O zaman genç hizmetçi kız ağlıyarak hanrmı na her şeyi anlattı, — Bunları, dedi, şimdiye kadar) size söyliyemezdim. Çünkü ona yol | verirdiniz. Fakat artık anlata bili. rim. Ah, eğer kâfi derecede büyüme miş ve muhakeme etmek, düşünmek kuvvetine malik olmamiş olsaydım ben de onun gittiği yola giderdim, fakat korktuğum olmade!.. le, ve 8 eylül çarşımbadan itibaren KO WSK.Y * ir z ŞIRKETİ Kaza - Otomobli - mes'al'yeti Jedişi sebepsiz değilmiş İsaygısiz,. şımarık küçük Bey, len adi, en iptidai nezaket, terbi ye kaidelerini bile bilmiyor, bi- rinden haberi yok... Kendin - de, başkalarını davet edecek bir hak ta görüyor! Rasihe: arkadaşlarını sordu - ğüm zaman, mânalı mânalı gül müştü, Şimdi anlıyorum... Nev- res Vacit, bu sinir, soğuk herif lerle he yapacak? Ya ben, na- sıl tahammül edeceğim? Bu cı vikların kızları, kedmlarıda var, Galiba başımıza, durup du- rurken bir dert, bir belâ aldık! Geri dönmek te imkânsız Nevres, bu hayuhuy, bu gürültü içinde nomanmı yazabilirse, çok hayret ederim! Ke ela — Rasih, bugün baban İstan- bula inecek... Ben bu tenis par| tilerinden pek bunaldım, Senin kır kahvesine gidelim, bir az| başrmızı dinliyelim, i Rasih Nevres, Amcasma; ne çabuk! der gibi baktı. Hürrem Hakkı, mahçuptu: İ kabul e — Hiç bir sey söyleme... Bi e 7 — Nota (2). Nota (2). 8 — Tencerenin babası (5)8İ 9 — Nota (2). Nida (2). 10 — Ufuk (3). İade (3). 11 — Nota (2). Ben (3). Bi Ecnebi memleketlel giden tüccar ve seyyahlara a. Banks Kommarçiri3” Italyana Sermayesi 700,92),9008 (İhtiyat akçesi 580,000,009 Lirat) Traveller; (8 çekleri) salar Liret, frank, İngüi: Geli veya doları frank olaf satılan bu çekler say nereya gitseniz paran mali emniyetls taşır va zaman istersani; dünya her tarafında, şehirde, Ol& lerde, vapurlardı, tranlsf bu çekleri en küçük tedi için nakit makamınla Ki lıkla istimal odebilir. ravellers o çekleri ha! sahibinden başka kims9i! kulnaamayacağı bir . te;tip ve ihtas edilıniştür ya Doktor i HAFIZ CEM Cumadan masda di den sonra saat ( (4- bul Üivanyolunda la husust o kabine: r Telefon: Tstanbal 2389 orum, hatamı. geç ali bugün pek sinirliyim. — Pakât davetlilerimliğ. Hürrem Hakkı Bey, ? buruşturdu, bir şeyi sU muş, koparacakmış gibi larını açtı, kapadı: r — Davetlilerimiz Yar”. gi gün yok ki., Ben, b çoktan pişman oldum. Rasih Nevres, hiç sü bozmuyorduz — Fakat gelecekler” — Gelsinler! — Ayıp olmaz mu? Hürrem Hakkı, yeğ“ yan baktı: > — Pena zamanda int yorsun, Rasih. Rasih Nevres, lerini açmıştı, lâkin bu Ve gi de gizlenemiyen bir izti sı da vardı: — Ne intikamı a! 1 Hürrem? Hakkı BeY.. İarkasmda kavuşturdu, İdımlarla odada dolaş tadı: hayrerle EĞİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: