MİLLİYET CUMA | HARİCİ HABERLER.. (Gandhiile müzakereye girişildi. 1930 L in tarihi tefrikası: 48 ,Şilısı/rda’MghnıeLAlf' ğ Ş Hinlerin muhakeme ANKARA 24 (Telefonla)— | şı gel deivi Şarktan Ankaraya nakledilen | fından tevkifhaney€ BŞ MemetAIiye gittiler.. Ü; devlet tarafından yollanan elçiler Kal'i teşebbüste Moskof cenerali Muraviyef Boğaziçinin Anadolu sahilinde-| ti Hünkâr iskelesi mevkiini as- kerin ihrac için muvafık gördü. Moskof ceneralnin burasını in tihapta iki maksadı vardı: Bir kere kendi emrine verilmiş olan bu 5,000 Moskof askeri şehii den uzak bir yerde bulunacak-| Bu suretle herhangi bir 1 ma ihtimal ve- tilmiyordu, Diğer taraftan da Tinin Anadolu ya- kasma çıkarılmış olduğunu İb- rahim hal almca bu kendisi üzerinde daha müessir bir kor- olacaktı. . Rusların İstanbula gelmesini haber almakta İbrahim gecik- medi. Kütahyada bulunan amet çi Reşit Beyle Fransız diploma| tı da bu haheri almışlardı. Fran sız diplomatı Varenne bunu du- yi İbrahim üzerinde bir kat daha israr ederek bir an evvel Anadoluyu tahliye etmesini ve Suriye ile iktifa edilmesini tek- rar ediyordu. Bu mühim bir hâ- dise idi: Osmâhlr payitahtına bir Rus kuvveti girmiş, Rus do- nanması - Boğaziçine dahil ol muş, hulâsa Ruslar Osmanlı imparatorluğu dahilinde yerleş-| mek fırsat ve behanesini bul muşlardı!... Buna Avrupa devletleri 1â-| kayt kalamıyacaklardı. Fakat Avrupa devletlerinin yalnız İb- rahimin nezdinde değil, babası Mehmet Alinin üzerinde de te şebbüs ve tesirlerini göstermele ri lâzım geliyordu. Vaziyet çok gergindi. O ta- dar ki bu buhranın bir an evtel izalesi mümkün olamadığı tak- dirde umumi sulhün bozulması tehlikesi baş gösterecekti. | fehtnet Ali nezdinde | hey'etler. .. Bünu nazari dikkate alan Av-| rupa devletleri faaliyete geçti- ler.. Mart ve Nisan ayları zar- fında Avrupadan İskenderiyeye üç mühim sefaret hey'eti gel- miştir. Londra, Paris ve Viyanadan gelen bu hey'etlerin vazilesi Mehmet Aliye bir an evvel Ba- brâli ile barışmağa icbar etmek- ti Sultan Mahmut Suriyeyi Meh met Aliye bırakıyordu. Devlet- ler Mehmet Aliden bununla ik- tifa etmesini istiyorlardı. Eğer Adanayı da muhafaza ederse | İi b Searur Sandallar, balığın tahtadan taklidi! sandacak su yüzü binekleridir. San-| dalının içinde sandalcı, —kolları uza dikça tahtalaşmış; ayakları yerine o | eşaslı elleri ile, fakat arka arka yürü- yen— garip bir su- Santor'una ben- zer. Yalrların en tabil ve en lüzumlu gezintisi vasıtası gandallardır. Sade yalıların mı? Boğaziçinde herkesin heran en işe yarar hareket — vasıta enlar. Yularından akasiyalara bağli merkepler ada seyranlarında ne hiz- met görüyorlarsa, ipinden Tıltıma bağlı sandallar da Boğaz sefalarında | © vazifeyi görüyor. Dahası var: Meh | tapta seyyar sazende saz dinleyicilerin rine göre matraba otlar;sebze dük!i kânı onlar; yi lar; tatlı su da: n ambarı| lar; kayıların hasta sedyesi onlar Bir köyden öbür s: ğ cenaze götürdük yor. Di-| , Anadolu yaylatının en- gin toprakları üstünde kağaı, halkı-| mizim kaç işine yarıyorsa, Boğaz'ın su ovasında da sandallar bize o ka- dar iş görüyor. evkibi onlar; ye-| n balık deposu | ondurmacı dük ük manav sergisi on- canalartı! Bir güzellikleri daha: Sandallar, yazları fukara yalılarıdır. Sandakı- srdan çoğu, geceleri bunların içinde Sandalla köşkü onlar,| d | —ideta bulunuyorlar.. mek için ye Müzakere Dört saat sürmüş Hindistanda yeni Gandhi ile mü: 'or. Bu biraz ikere cereyan e- arip görünür. valii umumisi | Lord İrwin kanuna muhalif h: rekâtta bulunduğu behanesile | ğ büyük Papse afıları milli reis Gandhi | Mehmet Alinin ne kadar büyük ). müzakereye girişiyor. Gand bir kuvvet kazanmış olacağını 4i aylardanberi hapisanededir. | hesap eden Avrupa bunu da ken di menfaatlerine muvafik bul muyorlardı. z pit n İşte bir taraftan Rus tehlike- sinin önüne geçinek, diğer taraf / P? ğ x ! tan Mehmet Alinin kuvvetinin | PŞ? | artmasına mâni olmak için İn- giltere, Fransa ve Avusturya | birleşmiş, müştereken teşebbü-| sata geçmiş bulunuyorlardı. İngiliz hey'eti Miralay Cam- pbel'in riyaseti altında idi. A-| vusturya hey'eti Prokesch — Östen'in, Fransız hey'eti de Boislecomte'in iryaseti altında- lardı. Nisan iptidasında bu f kalâde elçiler İskenderiyede bu| muyorlardı. Bunlar ayrıca Mt- sırda tetkikatta bulunmağa da memur edilmişlerdi. Bunlar son derece mahir diplomatlardı. İfa| edecekleri vazifenin nezaketine göre intihap edilmişlerdi, (Bitmedi) Rağ —erere bet pek fazla Yalova otelleri ta- mamen doldu İngilizler için öyle |tehlike teşkil etmemi Yalova, kaplıcaları, plâjı, lâ-| kü Hindistandaki tif manzaraları, güzel havasile halkım milyonlarcasıGandiye a- | çok az bir zamanda sade Türk-|1eyhtardır. Fikirlerde, emeller- | lerin değil, ecnebilerin bile rağ-| de böyük bir ayrılık vardır. Fa- betini kazanmıştır. İkat böyle olduğu Halde 'bugün Dün idareye gelen bir telgraf | Hindistanda gayri tabif bir va- ta Yalova otellerinde tek bir ya | ziyet vardır. Milliciler oradaki tak bile boş kalmadığı bildiril- hükümete ellerinde geldiği ka- | miştir. İdar müşkilât çıkarmaktan geri İdare, gösterilen bu rağbet kalmıyorlar. Şimdi İngilizler ö- üzerine yeni yeni oteller inşası-| nümüzdeki sonbaharda toplana nın elzem olduğu kanaatini hâ-|cak konferansa millicilerin de| 11 etmiştir, istirakini temine - oğraşıyorlar. | Belçikalıların Yalova Gandhi acaba bumu kabul ede- | tenezzühü cek mi Öğrendiğimize göre şehrimiz| — Macar sanayi talebesi de bulunan Belçikalılar, istiklâl| : M Kti | lerinin 100 üncü senci devriyesi| , Macar sanayi mektebi talebe Münasebetile Pazar günü Yalo-| Si dün bir Macar meb'usunun va'da bir şenlik yapacaklardır. Hiyasetinde Ticaret odasını ve Vi rada taklisi Defterdar mensucat fabrikasını alovada tahlisiye gezmişlerdir. Bugün Cibali fab- | tertibatı İTikasını ziyaret edeceklerdir. / Tahlisiye idaresi Yalova plâ- Malüllere para tevzi jında yapacağı tahlisiye tesisa-| yi edecek kommisyon L yakında başlıya-| Malüllere ve yetimlerine tev- caktır. a : zi olunacak paraların cetvelleri- Bir kitap tabedilecek — yi tanzim edecek olan komis- Seyrisefain idaresi, Yalova yonun yarın toplanacağını yaz- plâj ve kaplıcalarını tanıtmak mıştık. maksadile mufassal bir kitap Buiçtimada komisyonun ça- tabettirmektedir. İlışma tarzı tanzim edilecektir. | âdeta evm kavanoz berraklığında idi. Bir çeğanozun bezı küçük balıklara doğru nosıl yan gittiği bile belli olu- yordu. İki sandalda iki sandalcı su- ya oltalarını atmışlar; kıl teli teraze- Tn üstündeki sendal bu deniz uşak-| liyen parmakları da bir haber dinler larının beşiği, ince ince su - fışıltıları| gibi tetikte idi. O sırada biri ötekine da onların ninnisidir. Ancak bir iki| dedi ki: iple karaya bağlı duran bu yalı yav-| — Balık tutma', para tutmaktır. ruları, sahiplerinin yorgun — vücutlı Öteki de ona. rini, odalarındaki haşaratın cımbızla-| — Göksu'dan duman kalkıyor, ha rından kurtarırlar, Ve sandalcılar bir| va iyi! Müjdesini verdi. 'Temmuz gecesinin sonunda müez-| — Hakikaten Kandilli ile Anadoluhi- zinden önce uyandıkları vakit görür- | sarı tepelerinin ağzından ince bir ler ki yıdızlı kubbenin bir teviye 1 . bir marpuç ucundan çıkar gibi civertliğini bir kenardan koyu koyu| yükseliyordu. tirşeleştirmeğe başlıyan ufukta gü| —— Beykoz üstünden ayaklandı mı, neş yerine incecik bir ay dilimi doğ- kulak asma... Hem martılara hak, nadadır. Sanki güneş, Önce, kendi nasıl toplaşıyorlar; — demek ki balık cisminden bu hafif çizgiyi ayırıp gön dercrek ilk bir ışık tecrübemi yapma- dır. Bu âğartı fecrin midir, yoksa $ bu solgun belirtinin midir, şüpheye düşerler. Fakat gittikçe Seçilen el tun suyun üstünde ilk küreflerini, geriniyor gibi— çekmeğe başlarlar. . . Biraz ilerledikçe tan yeri pembeleşmeğe, deniz erguvanileşme- gündüzün bir hizada gibi g. neni sira tepeler, —ufak bir buğu te- daha berrak, kimi daha uçuk bir halde birihirinden ayırt ol- mağa yüz tutar, Sandalcılar bu can okşar rüyayı seyrede ede, suları in- Lırmeltıiım kısmetlerine doğru gider T Bazan sandaldan sandala resim gi- Gandhi Milli mukavemet hareketini ha- zırlıyan Gandhi şimdi hapisane deki höcresinde Hindistan'ın İistiklâlini bekliyor.. Sakin mukavemet hareketi büyük bir tir. Çün- milyonlarca | z - Ruşen ) B Eşref ) | www 'ce yolda ağır ağır yürüyerek eden iki ahbap gibi bu iki san üşteriler uyanmadan önce ken- ini sabah akıntıdarına vermişi İsuların keyfince usul usul Hisar'lı | doğru iniyorlardı. ... Fakat Boğazın suları her vakit Böyle “kırık,, değildir. Güneş beş on| minare boyu yükselince akıntılar di. rilir, çırpıntılar uyanır.., Sandallar,| yukardan yelken açıp kelebek gibi uçarlar; iyi... Lükip sandalcılar a- kıntı yukarı çıkarken buram - buram ter dökerler. Her akıntının huyuna, daha doğrüsü huysuzluğuna - görel kendilerini bin zahmete sokarlar. Ki- , 'olar masraf ihtiyarini istilzam | İlen yolcuların anlattiklarına gö |lerle kapanmış ve sahildeki bir |gelmeğe başladığı sezer sezmez he- bi bir Türkçe ile konuştukları duyu-| mi sandalını yedekte, zorlu bir su be-i Hindistandaki milli mukavemeti gevşet- ni bir çareye baş vuruluyor Amerikada Tahdidi teslihat..! Yeni bir gemi yapılacak WASCHİNGTON, 23 A.A. Bahri muahedenin imzasını mü- teakip bahriye nezaretinin mü- tehassıs şubeleri 6 seneye ait bu lunatı ve takriben bir — milyar Lngilterede İzahat Mısırdaki hâdi- seler esnasında LONDRA, 23 A.A. — Avam amarasında irat edilen bir sü- ale cevap veren hariciye nazırı M. Henderson, Kahire, Portsait ve Süveyşte vukua gelen kar- lıkların tenkili esnasında İ giliz kıtaatının istihdam edilme miş olduğunu beyan et: r. r, hiçbir yerde ciddi bir mahiyet miştir LONDRA, 23 A.A. — Lort-| lar kamarası kömür madenleri.. | hakkındaki kanun lâyihasıı 21 inde A rafından yapılan tad de kabul etmiştir. Bu proje, kı ral tarafırıdan dildikten ni decek bulunan teferruatlı proğ | rarnım tetkikine başlamışlardır Şayet yaprlacak - tecrübeler mernnuniyetbahş bir netice vere ek olursa bahri kanun lây demlik toplarla mü- cehhez ve 75 tayyare nakledebi cek kabiliyette yeni bir gemi- rin inşasını derpiş edeceği ihti al'dahilnde görülmektedir. Tayın bul ve imza & nra kanun mahiyeti tisap edecektir. Finlandiyada zehir Hğisingfors, 24 (ALA) — isi M, Kossola zehir mniştir. Halyad: Şiddetli zelzele Roma, 23: A-A, — Napoli- den Popolo d'İtalia gazetesine bildirildiğine göre geçen akşam ki zelatle gayet şiddetli olmuş- tur, Şimdiye kadar bu kada detli zelzelenin vukuunu — hiç kimse tahattur etmemektedir. Fransada Fahri doktor PARİS, 23 A. A, — Paris Darülfünunu meclisi Betçika kı- ralını fahri dok- tor tayin etmiş tir.Akademinin intihabr ale lâde bir cemile olmayıp, kıral Albert'in ilmi meziyetlerini tahisir!” JEtmeğ de” istihdaf et: mekteidir. Dip- lomarlifi — itası merasimi önü- Kıral Albert müzdeki Teşrinisani ayında Sor bonda icra edilecektir. GREELTUPEMARE MELLE DU şid Teessür telgrafr Paris, 24.(A.A) — İtalyada | |vukubulan zelzeleden dolayı M. | .Döumergue İtalya kıralına bir teesür telgrafı göndermiştir. Yıkılan yerler Roma, 24 (A.A) — Elde edi- len resmi malümata göre, dün- kü zelzele esnasında 3188 ev ta- mamen, 2757 ev de kısmen ha- rap olmuştur. | Roma, 24 (A.A) — Napol |ve havalisinde vukubulan zel- zele esnasında 1778 kişi ölmüş, 4000 den fazla kimse yaralar mıştır. Semplon ekspresi niçin gecikti Dün Semplon ekspres şehri- ,5 saat teahhurla gelebil- miş ve Sirkeciye ancak saat 3,5 şıl olmuştur. Ekspresle ge- re İsviçrede büyük lar ara- gında bir göl, eriyen karların su mış ve bütün etrafıni sular basmıştır. Tren yolu sel Hâmit B. dün Ankaradan şeh- rimize gelmiştir. Balıkçılık mütehassısı Ankaraya gitti Balıkçılık mütemassısı M. çok büyük sayfiyeler mutazar- rır olmuştur. Veberman dün Ankara'ya git- Tren, bu vaziyet karşısında |miştir. M. Veberman Ankarada yolunu değistirmeğe mecbur ol | tetkikat ve mesaisi hakkında ve muş ve gölün arka tarafından | kâlete izahat verecektir. dolaşarak yoluna devam edebil İdare hey'eti miştir. Bu den ekspres şeh-| — Vilâyet idare hey'eti dün Va- rimize bir buçuk saat geç gel-|li Muavini Fazlı Beyin riyase- mistir. tinde toplanmıştır. aydınlıklarını, ta diplerine kadar gö-| züken ışık kazıkları gibi uzaklara doğ ru uzatır... Bir yandan da kargı sa- hildeki sesleri bu sütunlara nazire gi bi yayar... O zaman bu duygulu ka- rartının şurasında burasında gâh be- lirip gâh kaybolan ateş böçeği parıl- tıları serilir: Bunlar sandallardır. Bu heybetli dürgunluğun içinden ara sı- ra bir şilep geçecek olsa, hışdtrlarının önünden bu küçük ışıklar kenarlara kaçışırlar, tepka ufak 'balıklar yünus- fardan kaçışır gibi. . .e.. Görülüyor ki Boğaz m su caddesi- tür; kimi şileplere, motörlenmiş taka| lara bin eziyetle sokulup — kulaç ku- laç ip atar, türlü perdeden dil döker, kendini ona taktırmağa çalışır. San- dalcların küvvet #arfr müvazenesi ile otomobillerin benzin harcaması a- rasında bir münasebet — vardır: Yo- kuş aşağı fren, yokuş yukarı benzin akıntı aşağı yelken dümen, akıntı yu- karı ya kürek, ya yedek. Müşteriyi yıldıran bu güçlükleri çe sayarlar. Bu ak kö- püklü senler onlara denizin kahkahar &ı gibi gelir. Onların en göze aldır- dıkları cesaret, altlarındaki bu küçü tük teknelerle Karadeniz'e balık avr-| ne geceli gündüzlü işlek bir yol can-| çler şehre ini B n ' İldiği veren — varlıl sandallardır. müşteriler seyreldikten sanra bu san| Bunların arasında eski kayıklardan dallar, Kilyos açıklarından İrva önle- - bir tane bile görülmez oldu. Bir va- tine kadar Boğaz'ın su Kuşu| kitler bu şardı doğma hi-| türüleri gibi kaplarlar. gözleri| |âller gibi süzülüp geçmiş o narin ya- çaparilerinde ise bir gözleri de ufuk- Hlmüfları tadır. Çünkü Karadeniz fırtınası a gz patlar, Suların uzaktan — kabar-| ti meltemlerde işaret mendili gibi anı, homurtusunun boğuk boğuk bazie güdel baslöler bi çuşan ak poturlu güzel hamlacılar bu |ğu yaşmaktı meti yelken kürek Fenet'lerin kuytü| hağadan yapılma sanıdacak püctüklü Tuklarına barmmağa / çalışırlar. Bu fırtına kuşlarından dalga saldırışları önüne düşemiyenlerin kanadı köpük- lerin altında kırılır kalır, içindekiler kulübelerine bir daha dönmezler. .. nk renk atlas minderler üstünde fdeta nazla uyutur gibi süzgün ge lerdi. Zarif beyler, sayvanları su| lara değen iki çilte piyadelerde bun- ların ardına düşerdi. Sularda göste- rişli yarışlar olurdu. -Bunlardan ki- mi, yalıların örtük kalesleri ardında işikları yalı ve koru yüzlerinde| hayal ararlardı; göz koduğu ile söy- gezdirip çekildikten sonra Boğaz de-| Jeşmeden, bir bakışta anlaşırdı. Gece nizi artık durgun bir havuz mahsem. | be Haa ak nn Öeceleyin, son şirket postaları, projektörlerinin hortum gibi püskürt |Yakmda Avrupaya gi Salâhaddinin davasile alâkadar Taiha oğlu Sadi ve dört arkada Başvekil Pş. ge! ler, 31 temi bi hakemesi yapılacaktif 3) ANKARA 24 (Telefonla) — İsmet Paşanın yakındiğ la gelmesi muhtemeldir. Hariciye Vekili Ankarada ANKARA 24 (Telefonla) — Hariciy Vekili Teviii Başmurahhas Tevfik Kâmil Beylerle, Alt Sait pş. bi Nafıa Vekili Sıvastan dömü ler. ANKARA 24 (Telefonla)— Nafıa Vekili bügün saat 15 te ler heyetine gi şaya ve heyeti v Sıvastan geldi. Saat 17 te vekil rına izahat ver Hititlere ait eserler bulun! ANKARA 24 (Telefonla) — | Mühim bir kale ve Ali Şar Hüyük köyünde asarı a- de Hititlere Yeni traktörle ANKARA 24 (Telefonla)— | Gazi çiftliğinde mazot traktör- leri tecrübe musabaka hazırlık- ları bitmiştir. Tecrtibe mahalli hazırları tıka taharri: mış, şimdiye kadı Maliye Vekilinin seyahati ANKARA 24 (Telefonla) — decek - o- n Maliye vekilinin önümüzde- a İstanbula gelmesi söy- Tevzi edilecek asma çubukları ANKARA 24 (Telefonla)— | 'Tevzi edilecek Amerika asma resimli bir kapı buli kara etnografya müzi ait | dimiştir. Tn tecrüubü tuhtelif firma mürâkğ tir. Daha bir çoklar r beş | atr muhtemeldir met Pş. H teşekküll ANKARA, 24 Ad vekil İsmet Paşa Hatf zan muahedesinin Münasebetile kendilefi tupla ve telgrafla tebill lunan zevata teşekl lâğa Anadolu Ajansif buyurmuşlardır. ğu fidanlığının tesisine baş | lanmıştır. Baytar kongresi murahhasları n ANKARA 24 (Telefonla)—İ lmilel baytar edecek olan | Londrada be kongreye işti murahasımız Naki Cevat hareket etmi H. Rifat Bey Mühlete hacet yok.. Hâmın tebliğini bekliyorum diyor.. Haydar Rifat Beye geç vakte kadar mahkümiyet ilâmı tebliğ | “Gece geç vakit da aradık. Bize | şunları söyledi — İlâmın tebliğ edilmesini bekliyorum. Tebliğ edilir. edil mez, üç gün mühleti beklemiye rek doğruca doğruca hapisane- ye gideceğim. Maarif Emini yarın geliyor İ Ankara Maarif eminleri kor gresine istirak eden Maarif em. ni Muzaffer Bey cumartesi gü- nü şehrimize dönecekti! Haber aldığımıza göre Mu- zaffer Bey kongreden sonra yük sek tedrisat müdürü umumisi fadan gelen o karanlık odanın pen- ceresi altına sakulurdu. Lâmbal: Bey| tın aydınlığı ile kafeslerde beli- sonra kayığını kapınca doğru yârinin Tıhtımıma bir kenardan yanaşırı gündürden işareti konmuş bir pen- cereye veya bir manolya altına mek- tubonu atabilmek heyecanı ile kayı- ğenı paslı bir halkaya şöylece iliştirip ayak ucu ile yürürdü. Geri dönünce bakardı ki uysal görünen sular bir oyun etmişler. Bineği gözüp uzakla- ra açmışlar... Çılgın delikanlı, du- varlardan can pahasına atlıyarak köy içine düşer, bir. kira kayığı ile ken-| nakış süslerinden çerçeveler içinde, | disininkini avlamağa çıkardı. Kimi de mehtaplı gecelerde, donan muş bir pazar kayığına sazendeler o- turtarak, kendi tmdan giderdi. Sahillere çarpan mânı ne yalı pencerelerinden csmer ve | kumral başlar sarkar, kayığına atlı-, yan mevkibe katılır, gittikçe büyüyen bu sefa çığı Yeniköy'den Bebeğe, Çu buklu'dan Göksuya kadar ağır, naz-| rleri, kehrübadan,| b iner çıkar, heyheyleri korudan ko-| rüttü ruya defalarca aksettiren körfez ön- | lerinde durarak cuşacuş gazeller din- ler, çekingen fısıltılarla konuşur, sev dalı kayıkları ucuca sürünür,ka )mnî kayığa kahkahalar, içli ahlar uçar- dı. Venedik göndollerini bile imren- direcek o kayık #lemlerinin bir kıs-. muna gerçi sandallar da yetişti. O va- kit o kehruba renkli bilâllerin arasına tenteli, türlü nakışlı, içi aymalı, dümen ipleri vişne çürüğü — ipekten.! gazel sesleri- | mağa başlıyor, döşemel sandalcıların giydikleri mile.. , Zevk a d sahil kahveleri nasıl yâ radyolu — bahçeler ol paytonlar nasıl taksi dallarda da yavaş yavtf Ve sandalcı motör olt Hız ve kolayirk eski tef j | h Vana giderken Zeyli kasında âsilerin eli? şen ve şehit .edildiğ'! tahmin olunan genç Üğ li doktor yüzbası Tıbbiyede iken * bir resmi, ©o eski masraf kapısı, S#Ğ nıklı, içi az insan alır VE varlıklı ve gururlu bit hisarında gibi olan kay tün yerini bile tuttu. değiştikçe masrafı dah gı daha kolay, içinde sandallar ön aldı. Kayi#f zaklarında cski sefa Kİ ameli olan yeni rakı 'da göre göre çürüyüp sandalların da artık b inkılâp manzarası verilğ B çerada, b y ütün ailesini ü bu makineleştİği eski yoldaşlarının yat ları havada geçiyor. İP* kürek, kayık azmant başka ancak spor — Ki cak. Bununla beraber Kİ €addenin en sık kalab dallardır; iş adamlarmkı Hilerini, balık merakli karı, gecikenleri, ber kada bir vandam bir