esi 21 NİSAN 1930 £ İDAREHANE — Ankara caddesi | ı:s.ı.?“ Telgraf adresi; Milliyet, Te | Ta elefon numaraları: Sanbul 3911, 3912, 3913 ABON, G 'E ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 750 1400 1400 2700 Ş diğa Gelen evrak geri verilmez "“G':d geçen nushalar 10 kuruştur. tete ve matbaaya ait işler için Müdüriyete müracaat edilir. Gözetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmer, |BUGÜNKÜ HAVA p Dün hataret en — çok 19'en az” Gerece idi. Bugtn rüzgür lodos a açık olacaktır. y — Sessiz daire! hç Politika,, da dün İspirto in- “der idaresi hakkında bir mülâ Vardı. | Şv—ıeıce benim gibi bir avu- » dîn müdür Bey idareyi gös 'ek: *h — Görüyor musunuz, bu daire (ÇiNe kadar sessiz çalışılır. Dün N €n sessiz idaresi burası- BİİĞAKI dzirenin pok scaniz ol k Üna mülâkatı yapan muhar- h. de şahadet ediyor. Ancak Btek bu sessizlik iddiasını ile h Ten müdür bey, gerekse bu çlayı derceden gareteci arka $ bir gece bizim mahallede ']'u'nhr da ©o sessiz daire ulâtmın seslerini işitseler. r Bi ikeitlki İnhimar idaresi sessizdir. naşfAkat hiç şüphesiz onun — sesi tâkinradan çıkar. tdel Ne zaman hareket eder? Saah lattm boyu uzandı. uzanalı mrdlin, Aarı seyrekleşen ve âdeta elf Nendifer seferleri gibi saatte İş, harekete başlıyan Üsküdar 'a vaylarını bekliyen bir zat, 1 memura sordu: X Efendi! Ne bekliyoruz? neden kalkmıyor. — Karşılık bekliyor! ? E, bunun bir saati dakika Ha © Mudur? Hareket saatleri :yen değil mi?. BıtHıyir Beyim, ne zaman Mi '€t edeceğimi tayin edeme y Desenize! Hareketi arz gi- FELEK " BÜYÜK GÜN ..n’! Nisan mazide — Türk _n'“ı'ı istiklal - kazandığı 'dür. 23 Nisan Çocuk Haf- Ulsnda Himayel Etfale yar- | !;:ıı bu büyük günde, kaza- İstiklâlin temelini kuv- Ve Beçlendirin. iliyet” tir.| Mizat, OA AAA AAA ŞŞI IA N AAA ŞA Arkadaşlardan M. Sait anlat- — Kulaklarıma bir. zaman- danberi bir kaşıntı arız oldu ve kir gelmeğe başladı. Muayenc ettirmek için doktora gittim.| “Aziz ve eski dostum.. Kısa bir muayeneden sonra: Bu mektubu alınca kim bilir! — Kulaklarınız temiz! dedi'ne kadar hayret edeceksiniz. A- ve ilâve etti: caba sizde benden ufacık bir ha — Yalnız sağırlık var.. tıra kaldı mı ? Acaba birlikte Hayretle dedim ki: geçirdiğimiz tatlı dakikaları ha —Ne münasebet?.. - İtırlıyabiliyor musunuz ? Bana — Evet! Hiç şüphe etmeyin | gelince, ben her gün sizin eser- sağırsınız!. lerinizi okuyarak o mes'ut anla — Fakat, döktorum, nasıl ©-| rı hayalimde canlandırmağa ça- lar? İlışıyorum. Bilmem beni tekrar — Olur efendim, olur. Sağır-| görmek istemezmisiniz? Bil- lığınızın farkında değilsiniz.. — |mem bir defa olsun gelir misi- tı ki — Süphanallah.. demek be- 'niz. Ben şimdi Yakacıkta asude), nim şimdiye kadar duyduğum |ve tenha bir köşede oturuyor ve şeyler, hatiften geliyormuş.. — |binlerce çılğınlık ateşi üzerin- Doktor, bunu işitmedi. Elime |de toplanan senelerin küllerine * İreçeteyi verip arkamı - sıvazla-|bakıyorum.. Gelin.. Yakaçıkta di: evimi kime sorsanız size göste- — Sağırlık ilerlerse tekrar|rir. Çabuk gelin.. Ve eğer gel- gelmemezlik etme! mek istemiyorsanız hiç cevap " Kulak misatiri bile vermeyin!,, İmza: â! Heklepliler — müsabakası Leylâ hI:îı:yliL. Demek be Mühim bir haber ni unutmamış öyle mi? Birden gençliğimin heyecanlı 49 uncu hafta 2inciliğini Da- ruşşalaka lisesinden 82 Avni Zi hayali gözümün önünde canla- mdiı. Ne güzel kadındı bu.. Ne ya Bey kazanmıştır. Yazısı şu- dür: şaheser kadnıdı bu.. Vücudü- “Yeni sene mahsulâtının çok mün hatları, zekâsınm inceli bakışlarindaki cazip ve nemli renkle tam manasile bir kadın- bereketli olduğuna dair gazete|dı. nizde çıkan çok mühim haber,| Ozamanlar onunla oturur u- bu haftaki havâdisin en şayani | zun uzun edebiyata dairkonuşur beri memleketimizde hüküm sü|duk.. Sonra dimağlarımız şiirin dikkat olanıdır. İki üç seneden'ahengi ile mest olduğu - vakit, ren kuraklık, iktısadiyatımızın |o kemanını ve musikinin inkişafına büyük bir engel teş- |deryasına sürüklerdi beni.. kil ediyordu. Bütün — maişetini| Çalardı mütemadiyen çalar- ancak çiftçilikle temin edebilen |dı.. Ne harikülâde nağmelerdi Anadolu köylüsü, bu kıtlıktan | onlar.. Ne kalpten damla damla epi mütcessir oldu. Bununla be| kopmuş enilerdi onlar! raber köylülerin, müstahsille- | Hele Eva Marya!... Hele Eva min her vaziyetini çok yakından | Marya!. takip eden hükümetimiz, to- | Bu Eva Marya bütün bir genç; hum, para vermek suretile onla İrı bu müşkil vaziyetten nispe- ten kurtardı. Bu sene ise zeri- yatın bir misli fazla olması ve havaların da fevkalâde müsait gitmesi dolayısile mahsul bere ketli olacaktır. lik ve heyecandır.. Ne enfes çalıyordu yarabbi!.. Onün Eva Maryasını dinle- mek benim için hayattı. Sonra nasıl oldu da ayrıldık.. Kulaklarım mı sağırlaştı? Kal Trakyanın ve -Anadolunun |bim mi sağırlaştı?.. her tarafından'gelen haberler, — Toparlak çenesi kemanın taz bunu teyit etmektedir. Şu hale' yiki üstünde penbeleşirken, sa- göre yeni sene, iktısadiyatımız 'rışın ve dalgalı saçları çıplak da mühim bir mevki tutacaktır.| omuzunu gölgelerken onu düşü Geçen seneler zarfında Yunanis tana ve sair memleketlere az ih racatta bulunduğumuz halde bu sene İtalya, Yunanistan ve sa- ir memleketlere daha fazla ihra cat yapacağız, Bu suretle hariç| ten buğday almağa lüzum kal- mıyacaktır. Bilâkis ihraç edece ğimiz buğdaylarla memleketi- mize para girecektir. Para istik rarıma çalıştığımız bir sırada, bu mahsul bereketi, çok müspet bir tesir yapacaktır: Bir taraftan ekmek ve ona göre undan ma- mül mevat ucuzlıyacak, hayat pahalılığı nispeten azalacaktır. Diğer taraftan köylülerimiz bir| iki seneki sıkıntılarını unutarak | bolluğa kavüşacaktır. Bunun | ğgim! Aradan seneler mi geçti?.. Seneler yalnız vücudu yıpran dırır kalpleri ihtiyarlatmaz!.. ... Elleri panjurda onu tahay- yül ediyorum... Ne garip yarabbi! Kalbim şimdiye kadar yalnız ufacık su sineklerinin helezonlariyle çizi- len bir havuz gibi durgunken ——— —— 0 — cek olan-bu haberi benim gibi her Türk evlâdınım da memnuni yet ve alâka ile karşıladığı şüp lerep — — ——— ——— -— —— — — —— —— ——— are ) “M ” kara oynuyordu. ginde eriyip gitti. — Bir az yukarı CAj ve| Gülliyet,,inedebi romanı: 75 Kamur içaliksa dabi #alonla: İ Hüle tehtamdan âbtn bir koxah| İyiaz vaz, dedi; Ve SN uş ) d .- 9 İrındaki kalabalığı bu tarafa doğlça gibi omuzlarına mükellef şa|balığa karıştı. ili g ru çekip almağa başlamıştı, ki| lmı almış, sadık bir muhafız böl Sokağa çıkan yolda, yanda, a Ahrnet Sami ile arkadaşı tekrar|lüğü gibi etrafını alan muhiple| pek ayak üstü olduğu için çok Ab | şampanya büfesinin önüne gel- rinin ortasında gülüp konuşa-|rağbet görmiyen kameriyeye AF Bürhan Cahilt — |mişlerdi. rak bahçeye idoğru yürüdü. Git-| girdi. B Burada eski kalabalık kalma) ti. ömdi bu akşam uğradığı he- (e İilitçeye çıkmışlardı. - Fakat| / Oyun tarafında bütün salon-İmışer Ahimti eei GĞÜNE büriri)| skmetier denscetlad b #ai b n ._Sımınııı*_ aklı hep içeri-|lar açılmış, bu akşama mahsus| Cevdet Beyle Nusret Bey, Se|oldu, o kadar hırslandı ki, eli- |sediyordu. Cevdet Bey, ona ho <e | * doj Panya büfesinde idi. Bi-|olmak üezre üç büyük bakara|dat Âli, masanın köşesinde yu-İne aldığı kadehten bir yudum bi| vardalık, daha doğrusu — yeni ş'“"wn iktan sonra: — masası konmuş, krupiyeler mü-|dum yudum şampanya içiyor,|le içmedi. Cebinden çektiği bir| zenginlerin ifadesine göre kibar| A t vt Seçi. T heaadiyon seuleplyorları Cevdet Beyin kendisine mah-|on liralık kâğıdı hiddetle masa|lık dersi vermişti. Sonra Hâle, / h, &T şampanya, daha içe-| — Banko! / |sus getirttiği havana sigarala- |ya fırlattı:. zeki olduğu şüphesiz olan bu lcaş .| Ve yan odalarda poker, bezik|rımı tüttürüp dedi kodu ediyor- Kepazelik monçer, insana| güzel kadın da onun — yanında ” İggd“l"— oynanıyordu.Fakat bütün kala- İlardı. ikram etmesini de bilmiyorlar!| Cevdet Beyle fazla alâkadar gö d:'_ | .ıı“,_f masalarda, bahçede, | balık bakara masaları etrafında.| — Hanimefendi lütfen şam- | — Ve arkadaşını zorla sürükliye|rünerek adeta bir nümayiş yapı e Kt larında, arkadaki oyun| Hanımlar, madamlar güzell|panya! rek o da bahçeye çıktı. yordu. İ Önr:m' ayıran ağaçlıkla- , ünde sevdalı çiftler, daha aha şijrli, daha sakin yer: e ; Baş başa kalmak için ©e | %R:en merdivenlerden si ç$ Di MYboluyor, alt - katın issiz KIf 5 örı altında heyecanlı tü rin biribirlerine karıştı- get Şiğin u;""“" ve yukarda caz- z tün gürültüsile bu ıssız " v t “aklardan gizliyor mMüusikisini müteces-| seyrediyorlar. için “iktısadi buhran,, t giderc- | hesizdir..,, liğin hatırasıdır. Bütün bir genç| ART 21 R. 19 FEdebiy Hilâliahmer kongresi Ç Birinci sahifeden — mabat ) Zanguldak meb'usu Halil B. söz alarak: — Akşam gazetesi böyle bir adım attıktan sonra geri dön- mez. Bu gazeteyi Hilâliahmer boykot eder, gazete bu suret- de kapanır. — Hilâliahmer için müsait saha açılır, dedi. Aydın meb'usu Mazhar B. — Hilâliahmer bu hususta biraz daha fedakârlık yapsın. bir ses! maziden atılan bu mektup onu, ortasından deliyor ve dalgaları| halka halka büyültüyor,.. Heyecan içindeyim. . Bir köylü kadına Leylânın e- vini soruyorum, ., Tarif ediyor- lar: Bayramlarda çıksm, teklifinde >.| bulundu. Çok yakın... Şu yoldan doğ-| P'tundu. —. K ru gittin miyı ıînfı. parmak-| — Çankırı meb'usu Talât B. | — Kongre riyasetinden ma tbuat cemiyeti riyasetine key- fiyet yazılır ve Hilâliahmerin neşri temin edilir. dedi, Eski- şehir meb'usu Emin Bey heye-| ti umumiyenin Akşamın bu ha reketini takbih etmesini teklif etti. Dr. Reşit B. bir veya iki gazete ile anlaşarak Bayram- larda yerlerine çıkmayı ve abo nelerine Hilâliahmer gönder- mek imkânını ileri — sürdü ve gazeteler çıkarken Hilâliah- Mmeri neşir külfete değmez mü taleasında bulunuldu. Süleym- an Sırrı B. (Yozgat) Yerinden | bağrıdı: — Millet bu gazetelere prim veriyor. Onlar da bir günlük fedakârlığı göze almalıdırlar. Kongre reisi Kâzim Pş. Hz. — Takbih ve boykot karar- ları kongrenin salâhiyeti hari- çindedir. Bunlara dair olan tak rirleri reye koyamıyacağım, | dedi. Müteakiben Hilâliahmerin Bayramda çıkmasını teminen her vasıtaya müracaat edilme si için meselenin heyeti mer- keziyeye tevdü — takarrür etti. Bundan sonra Dr. Reşit B. ye- ni ders senesinden itibaren me- kteplerde gençlik Hilâliahmeri tedrisatına başlanacağını kon- İgreye bildirdi. Aydın meb'usu Mazhar B. Aydım Hilâliahmeri nin bazr - tekliflerini kongreye arzetti. Bu tekliflere göre tü- tün inhisar idaresile anlaşarak mukavva ve teneke sigara ku- tularının allmıyarak saklanma st ve Hilâliahmer — vasıtasile mezkür inhisara satılması, ra- kı gişeleri üzerine şefkat pulla- rı ilsakma dairdi. Her iki teklifim merkezi u- mumiye havalesi takarrür etti. Kongrenin tazimatınım büyük- İlerimize bir heyet — tarafından arzıma karar verildi. Merkezi Bundan bir kaç gün evvel| ide inhil Trabzonda Murat isminde biri, va geçen YAT e marangoz Mustafa - tarafından (4 ; a rövelverle katledilmiştir. Vak'a| TÜyEP CHdi Süçni Beyin bir Maraş caddesinde Olmustur. | teklifi üzerine Cemiyetin baş- tibinı, eli nilklik bir adamımı kaç | EtEz PüYük bi Gedeküekn oe AA x S İlışan Sihhiye Vekili Refik B.e tığını, gören Sabık polis komi-| gy n kararı — ittihaz edildi. seri ve Ordu rüsumat muhafaza | Kongre namma kendisine al- memurlarından Selim Efendi, | ışlar arasında teşekür olundu Jeski meslekine olan merbutiye-| pefik B. bu teveccühe lâyık o- |tinin sevkile katilin üzerine hü- İmğm;i:paı eürciRil vt cum ederek elinda tabancasını | gi Hilâliahmere teberruda bu almış ve kendisini karakola tes| h. v & İüi Sömişte lunan kadirşinas zevata kong Selim Efedinin bu hbareketi takdirle karşılanmaktadır. lıklı bir kapı göreceksin!.. Kadına' teşekkür bile etme- den yürüyorum, Hava ne güzel, :, Bahar yolun iki tarafına kü- me küme yeşillikler yığmış.. Bu yeşilliklerin eteklerine tır manan papatyalar hafif bir se- rinlikle dalgalanıyor, İştel. İşte geldik!, Parmak- lıklı kapı burası. ,, Bahçeden içeri girip ilerliyo- rum!.. Ne güzel yer burası. .. Leylânin köşkü sarmaşıklar içinde yuvâ yapmış gibi. . . İki tarafta taflanlar bu sar- maşık yığınından ayrılmış iki| yeşil kurdele gibi. ,. Birdenbire kulaklarımı kabar tıyorum: Eva Marya!.. Ah Eva Marya!| Kalbim ve üncemin bu ka- dar aşkla kucaklaştığını hiç gör| memiştim!,. Bu kadar heyecanı ömrümde tatmamıştım!.. Ne enfes çalıyor!... Duruyorum!.. — Bu müstesna dakikayı bütün hazziyla tada- bilmek için hareketsiz duruyo- rum!.. Leylâ hâlâ çalıyor, ve nağme ler baharın taze çiçek kokusu| içinde buğulanıyor. ., | | ... Nihayet korka korka ilerle- dim. Kapıyı galdım. Bir hizmet | çi açtı ve sordu: — Leylâ Hânım mı?.. Yanlış | efendim! Leylâ Hanımın evi şu yanda ki evdir. Bakın kendisi de bah- çede çamaşır asıyor.! MÜMTAZ FAİK Meslek aşkı.. karar verilerek koöngreye niha yet verildi. dekoltelerile bu yeşil masaların| — Hâle daima, kibar tebessümül etrafında kazandıkça ve kaybet ile kadehleri doldurdu. tikçe artan bir heyccan içinde| — Şerefinize hanımefendi. en sevdikleri dansı, gezmeği| — Fakat Hâle meydanda yok- dedikoduyu bile bırakarak mü- tu. Büfedeki hanımlar — nöbet temadiyen kâat alıyor, el değiş| değiştirdikleri için Hâle ile iki tiriyor, masanm üstünden mü-|arkadaşı büfeyi ikinci (ekip) e temadiyen yer değiştiren “araldevir ediyorlardı. bir yerde _ıoplının para yı| Bu karışıklık içinde Ahmet ginlarını endişe ve heyecanla|kazırladığı darbe havaya çekil- iş bir ok gibi cazbandın gürü Galip'Bey de bu masada ba- :'ıiı:lt dıqıg—dpnlnrîn m'=ı at, re namına teşekkür edilmesine |/ Şan’:at " ; nerer İNEMALAR hramanlarının dünkü gün neşrettiğimiz mülaldatına Ce vabımı »£ RA, DlL. GİBİ çok iyi veya çok fena bir şeydir. Asıl iş ona hayat veren dimağdadır. Önümüzdeki çarşamba akşamı büyük gala suvaresi olarak OPERA SİNEMASININ irae edeceği ZOLA'mın layemut eserinden iktihasen MARSEL LERBIYE tarafından vücude getirilen A Sönderece canlı muhteşem sesli süper filmi görecek olan karilerimiz bu sözlerimizi tâsdik edeceklerdir. H0UZXlIZLIKKIZIZ O Bu akşam ELHAMRA SINEMASINDA RIŞARA BARTELMES ve BETTİ KOMPSON feci ve Sondereci sani bir dramı müsavver MAHPUSUN - ŞARKISI sesli ve temamile sözlü” ve şarkılı Tilminde konüşuyorlar, dans ediyorlar, şarkı söylüyorlar Hâveten; SESLİ SÖZLÜ FOX DÜNYA HAVADİSLERİ Ülk yapacağımız iş Cağiak ” aa Biris kadar âlâkası olursa şehircilikle de an) cak o kadar alâkası olduğunu bilme- dikçe ve şehirci diye başlı başına bir müteahassıs kabul etmedikçe plânla- fın manası azalır. İnsan Berlinin yanı başındaki cenncti gördükten sonra, yalnız Ankara değil, İstanbul ve İzmi' rin başında da neden böyle san'atkâr! tarın bulundurulmadığına hayret edi yor ve yüreği yanıyor. Tabiat ve şehirlerini güzel yapme| yan milletler medeniyetin henüz eşi-i ğindedirler: Her memleket inşa etmektedir. Ya pt bir milletin heyecan ve hamlesini gösterir. Buhran içinde Avusturya yalnız Viyanada bir kaç sene içinde) 60 bin ikametgâh yapmıştır ve20 bin ikametgâh daha yapıyor.Faşistler ye- hirciliği ve şehirlerin imarını faaliyet- lerinin en başına geçirmişlerdir.Mus- ŞK iHTİYACI Mümeesilleri : EVELİN HOLT HANRİ STUART Pek yakında AJİK $ İHE N Maarif emininin teftişi i sahifeden mabat | ze avdet etmiştir. Muzaffer “— Gezdiğim mıntakalarda- ki maarif faaliyeti şayanı me! nuniyettir”. memleketimizi Avrupaya benzet için Avrupayı bizzat yapmış ve makta olanlara ders vermeğe kalkı miyarak! — Almanlar, Rualar,Fransular, her mil| let yapıyor .Son yolculuğumda yeni| bir şy gördüm: Balkanlar dağları a- ikaçlamağa başlamışlardır. Bu, mede- ni seviyenin başlıca vasıflarından biridir. Yeryüzünde tabiatine ve şebir lerine ehemmiyet vermiyen — mede- ni bir halk gösterilemez. Belgradın yeni yapılarına gıbta ettim.. Eskiden Avrupanın Budapeşteden başladığını | söylerdik. Bir iki sene sonra bu baş- langıdın Yügoslâvya hududuna inti- kal ettiğini göreceğiz. Çıplak dağlar her tarafta ormanlaşmağa başlamış- tır. Yugoslavlar eski Avusturyadan arta kalan müteahassıslardan istifade ediyorlar. Daha bir şey: Yenişehir ve modern yapı, daha ucuz, daha rahat ve daha ldir. Biz sarfettiğimizden — daha| farla değil, sarfettiğimisi iyi sarfet- mekle ayni neticeleri alabiliriz. Hatta dedi ki: — Berlinde büyük gazetecilik bulunanlardan daha iyi makincler malzerne görmedim. Yalnız bizde teknik adamı olmadığın: anladım. zetelerimizin her birinde bin buldular: Bu kusurlar makincleri: zin ve malzememizin kötülüğü değil, adamsızlıktan ileri geliyor. iyi yol Avrupadan pahalı teknisiyen adamlarımızı orada yetiştirmektir. vi.meziyetlerden mahrum olan | si oyuna uğrayan Cevdet Bey'i bu adamın en parlak tarafı zen| kadınlar cephesinde müuvaffaki de artık şüpheye düşmü,; liğın para kuvvetile gösteri Şimdi Hüdat Beyi satmak, yalnız kalmak ve nisbet verir gibi hareket eden Cevdet Beye ve kendine ehemmiyet vermez gibi görünen Hâleye karşı ala- cağı tedbirleri rahatça düşün- Galip Beyle münasebeti bir servet tılsımından ibaret olan. mağlup edilebilirdi. Ga lip Bey ne sevilecek gibi güzel bir erkek, ne de vaz geçilmiye- mek istiyordu. cek kadar değerli bir gençti. ye çıkınca Albino ile | Bilâkis çirkindi, hatta kalabalı- bir kaç musevi tüccar ahpaplara gı ile meşhurdu. Bu kadar zarif tesadüf etmişlerdi. Ayak üzeri |bir kadınla yaşadığı halde halâ bu güzel nihayet yine servetle | lardı. meşgul ediyordu. Hâle Cevdeıllm' Beye karçı samimi, teklifsiz gö rine eğlenti tertip etmek ve mü sıklaştırmak < Böyle işler de pek hassas o- | ği bir yerde ve paraya karşı lan piyasa onun vaziyetini hat-|tün zaaflarını gösteren ins ta tehlikeli görüyordu. lar arasında bir kadın için, hem Şu halde bu kadına hulül et- (de geçliğini, güzelliğini, nefası mek için Galip Bey atılamıya- |tini sırf servet için bir silâh gi cak bir engel değildi. Fakat|bi kullanan bir kadın için mü hattından çok ehemmiyetli bir| mesele olmuştu. Ve garip tesa- va i kadar kıymetli dir. başkasına ait olan bu kadın için biribirlerini atlatmağa çalışıyor nazaran Hâleye onun kadar hu lamasından ileri geli; Ve bu mesele Ahmet Samiyi| larla bi Acaba aralarındaki (nasebeti gittikçe bu münasebet Galip Beyi atlata| lâzımdı. cak bir derecede ilerlemiş mi | Ahmet Sami mütaleasını bu- idi. raya getirince biraz Terah onlarla görüşürken Hüdai Be. |dans bile öğrenmemişti. ye; Bir kadını cazbedecek mane Antalya şümendiferi işinde|genişledi ve yavaş yavaş yürü- 'ona oyun etmek isterben kendildi. Falabalızı tı.. Hüdal KIIIYIYIYILR İ İSkretüen ei İzmit, Düzce, Hendek ve Bo- luda son bütçe tanzimi münase- betile teftişe gitmiş olan ma- | arif Emini Muzaffer B. şehrimi | | solini Roma tetkik eden kol daha iyisini: Çünkü meselâ Ankara- | miteyi geçen gün büyük merasimle | da yapılan şey, yapılacak olanın on | açtı. da biridir. Yalnız hodbinlik etmemel Falih Rıfkı Bey sözünü bitirirken esseselerini gördüm. Ulstein veSeherl başta geliyor. Bunlar bir çok günde. Hiklerden başka misli hiç bir yerde bu — Tanmıyan haftalık ve aylıkları meşre — diyorlar. Gündelik gazetelerde bizde getirmek deği, bizim zeki ve çalışkan . ginliği idi. Fakat bu zenginlik | yeti fazla idi. Fakat böyle kibar Cevdet. dele etmek pek ümitsiz bir hare Hâle artık Antalya şümendifer | Hâle gibi yüksek kadınlar servet, gençlikleri ve güzel — ” i | matinesinden itibaren Berlin Operasından meşhur Ğ RİŞAR TAUBERin . MELEK SİNEMASINDA ,1'* gösterilecek olan temamile sözlü, şarkılı Ve 'sesli hğ filmlerin en mükemmeli l ; KADINLARA İNANMAM $ filminde ahenkdar ve sehhar sesild taganni- edeceği — $ bütün güzel melodileri dinleyecektir. Il'i 000000 * j M Ul . M tişi hakkında kısaca dedi ki: ğ | Bi y | j | | , Ç Ü düf burada da karşısında Cev- | Bu küçük muhakeme Ahmet det Bey ç::ımın. i kuvvetli Samiye yeniden gayret verdi, iş adamı bugün tamamile bir| Cevdet Beyin bugünkü zaferine lül edememesi faaliyete geç baş. yordu. On —— z daha sıki ahpap öl- — emeğe çağırmak, şerelle