; 17 ŞUBAT 1930 DAREHANE — Ankı 100 Telgraf adresi: bul Telefon numaraları: İstanbul 3911, 3912, 3913 MABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş kuruş cadde liyet, le- faylığı |düğüm gibi d lGelen evrak ger | K gldeti geçen nunhala | ip, müdüriyete Gazetemiz ilânların mı kabül gtmer. SUGÜ NIxL' HAVA i* m çok 6 en iğün Tüzgür mi bulut ..| JÇUK ŞİŞE çinhisar idaresi bi “şük ile rakı satmamağa İfeyalnız büyük şişelerde sat- , 'ğa karar vermiş. Eniyeti de bundan pek mem Pa olmuş.. Neden? Çünkü ;tkes büyük şişe alamazmış.. çt Memnun olmak hüsnü niyeti olan bu müba cemiyetin hali p Bana salar — bilâkis İtleri toplar tar olu- a. Çünkü açıl: zül içmek an nic gk şi şişe onunla er... Bunun kârı HAZIM VE KARAGÖZ çHazım art Onun hep cezbel neresinde tebi, konser- ata karşı his a bizi niyormuş g , Cuma güni rosunda bir karag v İt gösterm a & maruf bir zat olan Köprü- olda bir a ehil- lin değneğ ular kepaze edilen 'niğimizin şimdi üğüne bu biçare erbabmna inanabiliriz.... Os- in Cemal dün ben bü yazıyı | tarken yanrma gelmişti, de- y kiz — Hepsi iyi kâragözün geçir ji bütün safhaları gösterecek. Şaba en son düştüğü elim va- eti de gösterebilecek mi? YOKTORLAR MEŞGUL Vkml:ketu: sihhi iş kwlm:ıdı h Youmi sıhhat ınukcmı—ucl has- Yıta olduğu yok! Tabii işsizlik İhale gçlmıc doktorlarımız hdilerire iş arıyacaklar.. İşte ! bunun içindir ki: Tıp cemi- i “sünnet,, kalkmalı mı, kal- & ylı mı? Meselesile meşgi 3 ) bba ndn:y da d FELEK unun haricinde, ufak, bü- (4f daima kazandıran, hem de VWmetsizçe para kazandıran (ri onu az zarmanda epey bir Vete sahip etmişti. Fakat kikçe artan bu servet onu ne Uartıyor, ne de baştan çı- V H gyordu. i!Eğleniyordu. » Lâkin bu eğlentiler nihayet Hti hali de, işi müsait içapkın erkeklerin eğlentile- den - ileri gitmiyordu.. Ba- $ arkadaşl: din. âlemi Fakat bunlara ten iş -h hayatına geçmiş a- (arıyor. Ke: £ BÜYÜK ŞİŞE| dan sonra | Yeşil Ay| ân büyük | muş bir ço- | aneler bomboş ve kimsenin | “ mdi en büyük zevki bü- | MİLLİY ibi erinde tatbi biribirine anrmdaki çorbadan lıya kadar yiyeceği yemekleri önüne dizmiş, acele acele atış kendime: — Mutlâka, im, mühi: bir işi çıkmıştır. Garsonun key:- fi olacak diye beklemedense... Fakat keyfiyet benim düşi yor deme Dahası da lek erbabr da ede! n ne sadece heyecanlı, vak' ların rabitalr, rabıtasız dizilme- | sinden, ne de yalnız şahıslar tasvirinden ibaret ola nt kabul etmel kimse Pardiyanlar nun Tükçesi demek olan Kara Davud a edebi roman adımnı| or. Gene bunun gibi ga var: Her iki f bir v galiba et yemeğine ge » genç adam yerinden fırladı. Bu fırlayış, lokantanın —önünde laşan bir k: igesile alâ- | * c ?î;m,': bir kadın gölgesile ala- | L a şahıslarmm| Garson hesabı görmeğe - dar | derin bir görüşle tersim edilmiş Yetişti. . Bir z sonra genç ada | Olmasına rağmen İstanbulun iç T Ge t larlrük, teat ünüde yalnız tasviri bir mın masasını toplarken yanın- | Yüzü nü de | | dak eser diye görmekte ve bunun akine: — Arnma da i; dedi; hiç biri- | Yornan olmadı ne el sürmet herkes müttefik bulunuyor. na yegâne Sebep te bu eser de M bir “ hareket» olmama: | şından sonuna Kulak Misatiri m “yak'a”, bir acereyan», bir Tin ba-| a pa tasvirlerden ibaret kalmas gözü görür? Edebiyat hayatı Romanda hakikat Geçen makalemizde roman| tınım son devirde aldığı iki cereyanı işaret etmiş, bun- | lardan birinin romanı gittikçe | daha ziyade objektif, diğerinin | şiir gibi mümkün olduğu kadar | jektif yapmak istediğini iza | şmışt € $u halde demek oluyor ki |romanda hakikat ile hayal in ayrı ayrı hisseleri vardır ve bütü mesi t «hisbet» ini Bu nisbet etlifin edeb şahsı, zilmresinin gbi bir çok bettir. â muharririn e Tı nisbetlerle hakikate te mas eder. ha çal.: ki Tasını sı romanın 3u tahavvilfleri a tahlile giri: sir mezi şurasını da l snüne a objektif ve ü mesel: isteriz ki romanı sübjektif olma yade bir nevi mizaç ibi kendini gösterir. M | Peyami Safa Beyin Sözde kız lar ile Bir akşamdı sı mevzuca hemen he biribirinin ayni ir. Hele iki eserde de ismet zahet içinde yaşryanı genç kızların adali; duyguların inki- şafı, muhitin müsait - şartları, atmaca gibi o temiz semalarda av arıyan zümrenin saldırması. v. s. gibi âmiller altında düşüşü | asvir olunur. Fakat eserleri okuyalım, derhal iki eserin ne| derin farklarla ayrıldığını görü rüz. Bu ayrılık muharrir - ayni, | hissesini azaltmak, romanı has | tasvir edilen muhit ve zaman | sasiyet ve mühayyilenin doğur | ayni, alman mevzu ayni oldu. duğu bir şiir haline” yaklaştır- | Bu halde tezahür ettiği için en mak istiyenler olmak lâzım "l 'e çarpıcı bir misal addedile İir.” bilir. İşte bu farkın en esaslı Nazari olarak doğru g sebebi, zamanımızda aldanmı. rünen bu muhakeme, emıuıı— yorsak, Sözde kızlar ın daha zi | tatbik edilince o kadar kat'i ne| Yade objektif görülerek yazıl-| tiçeler verememek mevktinde| miş, Bir akşaaamdı nın ise da- | kalıyor. Çünkü hakikatte, ro-| ha sübjektif leştirilmiş *olma- mana objektif ktymet> - veren-| Sından ileri gelir. İIH içinde hic kimse çıkıp ta| — Ayni müellifi i eseri ara- “romanlar yalnız olmuş vak'a-| sında görülen bu fark, meslek-| larm olduğu gibi hikâyesinden leri ayrı iki müellifin iki eseri ibaret olmalı” diyemiy | arasında bittabi daha geniş bir Romanın mevzuunu “Hayal” | nisbet alır. İşte iki görüş tarzı- doğurduğu, — gayesinin “de | nr biribirine muarız iki meslek “bir şey göstermek” değil nb.rî kılığında karşı karştya getiren teessür uyandırmak» - olduğu | bu geniş açıklıktır. Bunu günü- Linkâr edilemiyor. müzün rorma: n eserlerini Diğer taraftan romanı süb-| karşılaştıra: koy-| * jektif leştirmek davasmımı güden | mayı bir ba makaleye bıra- İbir vak'a etrafındaki anı öobjektif bir m: r da harici ha- Bu türlü İi birer tarih cap eder. Nas: nin en meşhuru olan Rougon- İacguart ne — “İkinci imparatorluk devrinde bir aile- nin tabil ve içtimai tarihi” adı- | nt vererek, ramanlara - tahif ve | içtimat ilim usullerini tatbik et mek istemiştir. Tıpkr bunun gi- bi romanr sübjektif leştirmek | istiyenler onda harici hakikatin Zola eserleri- 'or. ler de yalnız kendi hislerinin | kıy teessürle- L Necmi |den |— Evinde bile fevkalâd İyoktu. İstanbulun et barile simalarından oldu- u halde Nişantaşındaki evinde | bir ahçi ile bir oda — hizmetçi sinden başka işçisi yoktu. Şimdiki h: en mühim zevki Azize Hanımın — ara sıra| bulduğu piliçlerle haftada, on günde bir gönül eğlendirmek ten ibaretti. Ve işte bu Salı günü Arna- vutköyündeki (Bosfor Palas) da davet ettiği bir genç kızla bir iki haftalık kafa yorgunlu- Bünun acısını çıkaracaktı. | Hülya, Kadıköy muhitinin pek mebzul yetiştirdiği şık ve güzel kızlarından biri idi. . Da-| ha on sekiz yaşında, kemikle- ri bile kuvvetlenmemiş, yap- | rak gibi nazik, filiz gibi narin, | kıvırcık , iri siyah gözlü, kâ fikır fıkır bir kızdı. | Bir doktor talebesi ile gevi- | ayrılmış, sonra bir maruf| enginle tanışmış altı ay gayet dehdeheli hir havat sürmüs 3 5&5!17 Bürhan Cahil yük bir servet yaptıktan son- bayat dolu ve temiz bir kö- şeye çekilmekti. Bunu ya bü- |Yük bir iş yaparak ve — yahut onu telâfi edecek bir çok mu- |vafafkiyetli işleri başararak t ınııxı etmek istiyordu. Bu yüz- den bazı yerlerde ona hasis İbile derlerdi. Hele umur kadımlar onun eli sıkı olduğut dan — bahsederlerdi. Halbuki Cevdet Beyin yeğâne farkı ba zı zenginletin yüz lira, iki yüz kleri kadınların çan b otuz lira köy siyah s: furi tenli Umumi eğel man bu işi ta pa: tiler yaptığı za deruhte edenlerle D i. Bu, bel- sip, ilecek bir i. endisesin- ha az masrafla göri i israfla yapmamı * |kardeşi sokağa çıkınca Orhan İlidi . |dar lâkayt bi ET Eîîil&â;v'fc.j_,w_m y r z aa Hey k € l NUR TAHSIN Orhan babasına sı Neden söylemiyorsun ba- — Elinde çiçek sı |ba?... — Tanıma: or: epetile bu m da ondan ço- — Bir çiçek, — Yabu elleri kaldırmış ayak: dın?... Allâhma düâ ediyor.. —Bu elele vermiş dönen kızlar nedir baba?,.. — Bu çok güzel bir kadın ba- duran Sanki neden taş yaptı- çok büyük bir kahba- hati vmdı nuı_m. kat ben bunu rum baba, Heykeltıraş siyah örtüyü tek rar örttü: H(*ıwe( mişsin Orha den tan Hem aruı Zeynel seni gnu.rf_n ben çalı- | şacağım. B: zaman gene | chuv Orhan isteksiz larla Zeynelin yanına gitti n İvin içinde en çok Zeyneli sever wılı. On dört on beş yaşlarında (olan bu arap çocuğu Orhancı- ğın mini mini rühünü herkes- mlamıştı . Babasının yatından - çıkt tan sonra Zeynel onu bahçeye götüre Büyük havuzun ke- narında ona Darça- Ör- içine so- tanıyo- — İylik perileri yavru Orhan babasının yesine ilk defa bugün çialça , Esin en sessiz bir köşesinde n bu salona babası kimseyi maz yalnız başma çalışırdı.. | 'akat Orhan bazan oraya ka- | labalık yabancı adamların gir- diğini ekseriya bu yabancıların arkasından taştan r gittiğini görürdü , Kaç defa ba: basına orada ne yaptığını sor- muş “Taştan bebek yapıya çocuğum..,, cevabını Mnığü 17 İşte bugün de annesile k ner insanla lnız kalmıştı.. Canı sıkılı- yordu . Birdenbire aklına baba sınm bebekleri geldi 1 en kudretli n Hi pt. ında nin çok garip bir Yanmda san'atına yaba imse olduğ man hi biri ol dü d zal Devamı yarın— Beklepliler tsabalası olmağ; Harici borçlar Mektepliler müsabakası 40- ıncı hafta 2 inciliğini Galatasa- ray Lisesinden 247 Sa.p B. ka- zanmıştır. Yözıür şudur: — Sen onu tanımazsın n.. O, çok evvel gelen ölen büyük baban . .Orhan hayr gözlerile: — Siz neden bunları taş yap- | tınız baba?.. Acımadı Hikmet Ferdi ince kesik, ke sik kahkahalarla ... güldü çocuk |— <Bu haftânin en mühim İberi, Moratoryom mesele: ız muz?. ratoryom ilân edeceğinden e- İhemmiyetle — bak-:diyorlardı. — Hepsinin kabahatleri var |Bunun üzerine, Osmanlı impa- da ondan çocuği ratorluğu taksim edilmiş, Dü- Babası heykellerden birinin | yunu umumiye meclisi idaresi vaziyetini düzeltirken, Orhanın gözlerine siyah örtülü bir hey: kel ilişti . Yavaş, yavaş giderek |örtüyü çekti . Bu, bir taşın üze- İrine oturmuş ... Ellerini birisi- | ni çağırır gibi önüne doğru u- zatmış güzel bir kadın - heyke- mize bir telgraf çekilmiş, ve bu |hususta kendilerinin tenvir e- dilmesi rica olunmuştur. Geçen gün de Vekilimizin cevabını o- kudük, Bu cevapta efkârı u- mumiye tenvir edilmiştir. İcevaptan anlaşılıyor ki 930 se Orhana bu heykel yabancı nesine tekabül eden harici borç gelmemekle beraber sordu: — | taksitleği, tamamen, - hüküme- | — Bu güzel kadın kim ba- |timiz tarafından ödenmiştir. ba?.. Bir moratoryom ilânı mev- Heykeltıraş gözlerini Ooğlu- | zuu bahs olsa bile, 930 Hazira- nun söylediği heykele çevirdi- nından sonzaki senelerin tak- i zaman sarardı Yüzünün | sitlerine şamil olacaktır hatlarında meyuüs bir mana be- | Şimdiye kadar verdiğimiz irdi.. Siyah örtüyü kaldırdığı taksitlerin mali ve iktisadi va- için oğlunu azarlamak istedi. ziyetimiz üzeriride bir “kris,, Fakat içinde beliren derin bir tevlit etti Gelecek sızı buna mâni oldu. Kapının. taksitle a duran Zeynele edebile n karısınm * yığının oğlu oları Zeynelin göz düşüncesile, moratoryam dahilindedir . Vekilimizin yi anlıryoruz .» ral e pek |Mali; dan cevabın- lmiyeceğini zannaden bütü kızlar ir ve perestiş dalgala- rında yıkantyor, bu nüvazişler den mestoluyordu. Genç da bir sevda banı olup sonra da böyle haya-| — Azize Hanım ona Cevdet B. tın şatafatlı kısmınr yaşıyan, den bahsettiği zaman dudakla. iyi giyinmeğe, sevilmiye, gezip rını bükmüştü. Genç kız seviş- eğlenmeğe alışan kızların akı-|mek istiyordu. Cevdet Beyi ©- beti zekâları nisbetinde onları |na bir kaç defa göstermişler- bir müddet yüksek — âlemlerde di. Kırkını geçmiş, — saçlarına yaşatır. Eğer tesadüf adımla- | nüş, durgun bir iş ada-| rma onlara gönül verecek, be- miydi. kâr bir zengin çıkarırsa kurtul! — Civa gibi elde avuçta durmı: mak ihtimalleri vardır. Aksi ta-| yan afacan kız bu yaşlı zengi- kdirde koklana, koklana, kirle- nin yerine mektepli — bir fakir ne kirlene, - yaşlana yaşlana, gençten — bahsetselerdi daha lüks mağaza “ tarnekânlarından koşlanacaktı. çarşı içine müzayedeye kadı Maamafih bira: giden bir moöbilye parçası gibilr hbiraz da o hafta i- sürünürler. İçinde terzisine para Hülya (Dam dösyon) da bir mek mecburiyeti onu bu dave- az okumuş, zeki bir.kızdı. Ya-|ti kabüle mecbur etmişti. ve eğlenmesini bili O gün, bütün mağrur v. z lar gibi, (Bosfor Palı saat bire doğru otor yetiştir- )a bil. maceraya ra düşünemiy ane mülâkata geç git| Etrafından ımpup gelen etek 'mek, ağır tuvaletle ve m nuhak: Brleser İtenie mençakalüTü misamk! * etab arsi ve iethanm Peisi tarafmdan Maliye Vekili- | sibi o dal6 z Azize Hani-| F Ri VA'(D K VARD CA [’ E N M iNEM A"ı(uıx ; 5 y ><X><><><><0 YA A ARA AAA Z AAA i tadilartla SESLİ, SÖZLÜ 1t $ edi ARKILI görülmemiş hi rak € mektedir. kadar 4.30, Şimdiye misli heyecanlı bir temaşadır. Seanş s: atidir. 645 havadisleri ve ezcümle İtalya veliahdının izdivaç merasiminden — yeni intibaat. DeCEHEE Unutmu beni ’ » ( AAADAA AN%ADOLU SIGORTA ŞIRKETİI Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Yangın - Hayat » Nakliye « Kaza - Otomobli - mes'üliyeti maliye Sigortalarını kabul edel Adres: 4 üncü Vakıf hat İstanbul Telefon: Istanbul — 531 Telgrat | (e D İmtiyaz ıı' ENİL YANNES n “u GÜ NXII î()î.l 'epabası ümüzdeki 19 şubat çarşam akşânıl SİNEMASINI eğlenc M U MEL R un $EHREMANETİ ğ >sunda akşa t21,30 da naroz Kadısı Celâl Be, Cuma mstinesl 14-30 da Bir hafta evvel-Avrupa gaze- | teleri Türkiyenin harici bir mo | Peyzlat Feyziati Hsesinde Cumarte si gününden itibaren tedrisata başlanması kuvvetle muhtemel dir. şayanı dikkat yeni tatlı y | larla üç kmıştr. Ayrıca e, Hikâye “Milliyet,,İn | 3456789 Bu | bilmecemiz SOLDAN SAĞA halledilmiş sekli YUKARDAN AŞAĞI: » Yatakane (5), Noksansır (3). Avuç (3) . Parmağın ucu (6). Hastalıklı (7) Masset (2) Bir mizah gazetesi (7). (3 Musiki aleti (3) i),i:lıw_r_w;:ı Uğurlu (5). Val ( 'atin bu — esrarını masanın yalnız bir — köşesini Jişgal ettiler. Cevdet Bey bir iki yerde zaktan — görüp beğendiği, t haftadanberi beklediği bu şirin ve zarif kıza o kadar yakm 0- ki dizleri — birbirine sürünüyordu. Mantosunu çıkaran Hüly: Rabit (2). Bit nevi toprak t () Yaş şey (5). Neşeli (3) Kemer (3) N Zehir (3). Valide (3), Ar vizon h asında sekiz yüz - liralık ürkü, içinde rengini ço n Jâcivert kırepten tuva-| uvadöroz ipek çorapları |ve çok şık iskarpinleri ile sure- İti mahsusada hazırlanan salona İgirdiği zaman — gicıklayıcı bir nüvi dö şin kokusu havayı dal-|nın gürbüz ve biçimli endamı galandırdı. |bütün hatlarile - görünüyordu. Cevdet Bey onu kapıda kar-| Güzel kızdı! şılamıştı, Genç kızın beyaz po-| — Asıl büyük ziyafete Daşla- İdösiyet cldivenlere mahbus u- |madan iştihayi artıracak çerez. |fak, yumuşak elini bir müddet ler yer gibi Cevdet Bey asabi avuçlarında tuttu, - Beraber sa-|ve kuvvetli parmaklarile kızın lonun ortasındaki mükellef ma- lellcı ini tutuyor, ok$uyor, gök- saya doğru yürüdüler. lsiınde şakalar yapıyordu. Başından iskarpinlerine ka-| — Hülya, her hareket — karşı r gibi gbıım ve gö- İsinda vücudünün bütün körpe nülleri teshir eden ile kıvranıyor, korkuyor, bu İdar b bir yaşta erkeklerin çok bekledik leri bir hicap ve tevahhuşle kaç ü a| mak, kurtulmak istiyor, ferya- kendinin olan nefis — mahlüku| da benzer şuh kahkahalarla o0- hemen kolla çin İnu büsbütün azdırıyordu. kendini güç zaptedebiliyordu. | — Kurt ve kuzu masalı çok de- Yemek masasına oturdular. | vam etmedi. .. Cevdet Bey £ |Siçekler ve * kadehlerle Büslü!kıvranısı vürı dzelln t Bey bu endarı ve kokusu ile şu dal