r “Milliyet” 10 ŞUBAT 1930 #AREHANE — Ankara caddesi 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs- abul tir Telefon numaraları: Istanbul 3911, 3912, 3913 İİİ ABONE ÜCRETLERİ > a Hariç için kuruş 800 İruruğ | 1400 1400 2700 t evrak geri verilmez gddeti geçen mushalar 10 kuruştur. gi -Garete ve matbaaya ait işler için te müracaat edilir. etemiz ilânların mesuliyetini kabul etmez. Dün hararet en çok 6, en az derec; “idi, Bugün — havanın Oyraz ve yağmurlu olması muh- meldir. * # Y. TASARRUF ”Geçende gazetelerden biri anederim “Darülmuallimat,, , sânindan Mediha H. isminde i. İsi | 4 ii, r zatın tasarruf ve ucuz ye- İ$-:k hakkındaki sözlerini neş- #i, Bu hanım diyor ki: « Mşi:— Bizim yemeklerimiz iktt- iyi İla muvafıktır, yalnız biz çok £ Mulanırız, bunun bir çare- Ed bulmalı... şi Bana kalırsa yağa ilişmemeli i nra yağcılık san'ati mutazar- 0 ii Pp olur!... Buna razı değilim! ii : IŞ KALMADI İş, Dün Osman Cemal ile birlik- ir gazeteleri karıştırıyorduk. * dlâvha ve vak'alarda o kadar vardı ki, Osman i çekerek: ek. W*k kalmadı. Havadisler o ka- # e komik şeyler ki... Ne der-| gh Haksız değil... Dikkat edin, 1: tuhaf şeyler okuyoruz ' #4, ODA KONGRESİNDE Allah kimin varsa bağışlasın. im Ticaret odasının tamam 00 kayıtlı azası vardır. Lâ- senelik oda kongresine an- 37 kişi gelmiş... Diğerleri- va işimi olduğu için| r sw Oda kongrelere | öşleri sebebile - fazla tüccar iyeceğini bildiğiçin 15000 yerine ancak 60-70 kişilik 3k hazırlamıştır. Hem herke! je 1 Zembereğini koparmıştır Gazete okuyorlardı. sütunlarma pek meraklı arkada; bir koyarak — Olur şey değil. Herifi gra- mofon çalmış.. diye | Öteki atıldı - Ne yapm — Ne mahkemeye sevketmişler... Güldüm: — Gramofon çalmak kaba İhat mi? Biz hergün evde çalı İyoruz! olan yere | | | İ / Hazır cevaplardan biri dedi Inm en meşhur romancıları ken- | İki: İRomar | | ıkıma Ti üç sanat, edebi nevilerin iç esaslı kısmı ile karşılaşmak ır:lirik, epik vedramatik ne- Bu Zabıta | viler. -. Denilebilir ki * İle nesir ve nazım i sebepler için kabul €- dilmiş tasnifler, pratik bir göz- |; Ie karşrlaştırılırsa bu üç nevi toplanabil günkü tekâmülü neticesinde he men hemen ayri üç sanat şube- yapacaklar? yakalayıp! si hâlini almıştır. Bugün görü- yoruz ki kuvvetli bir şair, derin ve deruni ilhamlarını pek güzel ade ettiği hâlde, roman veya iyatro vadisinde muvaffak ola- ryor. Gene bunun gibi Avrupa di romanlarını tiyatroya çevir- — Çalmadan çalmağa farklmek için bile bir alışkın tiya- var... Demek bu zavallı iyi çalma) Y: İmiş... Idı, ne yaptı? Kulak misafiri | Edebiyat hayatı EDEBİ NEVİLERİN TEKÂMÜLÜ Cihan - edebiyat tarihi, şiir mefhumunun delâlet ettiği ma- nanm gittikçe daraldığını gös- terir. Bu daralmak kaybetmek İdeğil kazanmaktır. Âdetâ had- dinden fazla şişman bir adamın yağımı eriterek kandan, kuv- vetten kazanması gibi. Ayni hâl ilim tarihinde fel- sele tabirinin de başına gelmiş- tir, Bir zaman insanların bütün İbilğilerini koynunda toplıyan (felsefe, gittikçe muayyen mev zular alarak teşekkül eden ilim leri kendinden ayırmış, daha dar, fakat daha belirli bir şekil almıştır. Bir zamanlar «Edebiyat» | denince hemen hemen yazının her türlüsü anlaşılırdı. Meselâ fununa ait eserler bir «Fenni! Edebiyat», askerliğe ait yazılar bir «Askeri Edebiyat» doğu- | rurdu. Yavaş yavaş bu geniş olduğu, bü bir tek cins olarak görüp hep- sine ayni kaideleri “tatbik et- imek mümkün olamıyacağı an aşıldı. İşte o zaman «Edebi. yat» mefhumuna bir hudut koy mak, edebiyata dahil olan ve hanın pek azıları Imiyar, bir ölçü bulmak lâzım geldi. Hemen her edebiyat ta- rihinde rasgelinen «Edebiyat- tan drşarr» davaları bu yeni gö- rüşün mahsulüdür. Bu yeni zihniyet artık bu- di: gelm e de hacet yok! Ne gün yerleşmiş, tanınmış bir #45,» bittiğini duyanlar duyma-| şeydir. Herkes bilir ki bir iş i alara söyler olur biter. Vakı-| mektubu, bir duvar ilânı, bir 1 * Ticaret odamız gazetelerde ders kitabı, bir resmi kâğtt,... a1 ongre var buyurın! diye| v. 8. «Edebiyat» mefhumuna ân) çal harıl ilânlar veriyor ama| dahil (değildir. Edebi e- f iç l olmıyan yazıları ayırt edici bir | günkü gidişindeki igelmi: şahsi ve deruni cephesi olarak, | tro müharririnin yardımını arı- yorlar. İşte edebi nevileriri tekâmü Kim bilir zenbereği mi kopar! lü neticesinde şiir mefhumu da darala darala lirik eserler ma- nasına inhisar etmiş görünü İyor. Artık yeni edebi cereyanın içinde eski epopeler, eski #able- ler, eski klâsik tragedieler gö- rünmiyor. Bu neviler bügün ta- rihe karışmıştır. Yeni roman ve tiyatrolarda şairane tasvirler, yahut manzum parçalar, ancak bir süs vasitası olarak kullanı- lıyor. Bu yeni cereyanın sebebi a- çıktır: Şiir gittikçe daha şahsi daha içli, daha derin bir gidiş | Geceleri köşkün etrafında dolaş | gözlerimin önünde bir alev par- aldığı hâlde cemiyet hayatına |tığını duyuyordum. Bir gün |ladr, gölge yere yuvarlandı, . | pek yakından temaseden /0- man ve tiyatrolar gittikçe daha âfaki, daha hâkiki, daha sarih | olmak ihtiyacında kalmıştır. İşte böylelikle git gide ara- ları açılan edebi neviler, bugün güzel San'atler içine üç ayri | pusuya yatar mısın? Bahçeye | Kocamın üstüne atılmış, yü: Bu üç nevi de bu-| Küçük: ik Intikam Bir Hanrmefendi anlattı Aşk benirn için en bü Sevmeden, se yaşamaktansa, ölmeği cih ederdim Size ilk maceramı anlatayım. Bir senedenberi Kerim Beyle evli idim. Zehgin bir adamdı; fakat bana kendini bir türlü sev | diremedi. Aşk, senetle kuntrat- la, imza ile olmuyor. Meşru bir | buse, çalınan bir busenin yerini | tutmaz. İ. Kocam iki yâtı, enine boyuna levent gibi bir erkekti. Her 86-| zü sert söyler, münakaşaları bı- çak gibi ortadan keserdi Yeşilköyde, kın izbe bir “yerde, köşkte oturüyorduk . Köşkte kocamın emektar bir | bahçivanı ile, beni fevkalâde | çok seven bir hizmetçi vardı. İ Sonbahara yaklaşmıştık. Ko- cam ava meraklı idi. Her gün arkadaşlarile avlanıyordu. O İsıralarda, köşke genç bir Bey İdadandı . Sıksık geliyordu. Ni- hayet gelmez oldu. Fakat ko- camın bana karşı muamelesi değişti , Kaşları çatık geziyor, konuş- muyor, beni hiç öpmüyordu. söyledim: Bahçıvan olacak! dedi. Bir gece yemek yiyorduk. | Kerim mütadın hilâfmda neşe- li idi. Dedi ki: — Bu gece benimle beraber liK âye) Hi lediyorum.. gız diyesi- çıktık . Mehtap or- İtalığı solgun birsarıya boya-| İmiştı. Etrafta ne bir ses vardı, | ne bir nefes. Uzakta bir iki kurbağa vaklıyordu . Kocam yanımda etrafı dinli- yor, bir şeyler aranıyordu . Nihayet, “ağaçların izbe bir rerinde pusuya yattık . Kocam ginin tetiklerini çatırdattı. Birdenbire ürperdim, Sordu: — Bu kadar kâfi mi? Korkü- İyorsan git!., — Neden? Gitmek için gel- nedim . — Şuhalde kalt İ Yarım saat bekledik. Çit yoktu. — Sanisarın buradan geçtiği- ne emin misin? — Eminim. İ Beklemeğe başladık. Biraz |sonra kocam kolumu tuttu: «İleriye bak, . dedi, işte. » Bak- İtmm. Bir şeyler göremedim. jÇiftem ömuzumda idi, “Kocam İda çiftesini omuzladı, nişan al- 'dr. Bu aralık mehtap altında bir insan gölgesi gördüm. anda kocamın silâhi patladı, | İ Haykırmağa başladım, Ko- icam boğazımı sıktı. Kucağma ialdı. Cesedc doğru koşmağa başladı, sonra beni cesedin üs- tüne fırlattı . Orada hizmetçimi gördüm . ği siyaset Avrupa devletlerin KOBRA re mümessi IVAM PETROVİÇ BONİ, GİNA M GASTON J cak olur: ittifak başlıyacaktır. İşte bundan dolayı İspanya daki siyasi tebeddül çok büyük ehemmiyeti haizdir ŞEHREMANETİ bir aşı Ti yatrosund bu akşam | al sen? sma Doktı LEYMAP İstanbul (ALEMDA YURDU) tahibi. İlk 22 e hakiki teşhis Ul Ul Cuma matine | Tel be | İl iy gi M*3300444265$0 LiLI VARYVi K ME) Önümüzdeki ik, şubat çarşı MELEK SİNEMA göstereceği Ti çlLuiN DAN filmini temsil MN dehakâr yıldızdır, Bvvwwwwwwwwv96 4. 42999949099 0 << XXX (AŞK GECELE (La. Nulç est angus ) filmi bir hafta daha irac olunacaktır. Bu akşam YENİ SESLİ VE SÖZLÜ DÜNYA HAVA Fed 3 perde nakleden: alip > Di M BEKLENİL SÜRPRİZ? İstihbaratımıza nazaran BİR hemşire gibi girmek mevkiine ' musallat olan bir sansar bekli- nü gözünü pençeliyordu. Sonra | edebiyatın en iştir: Şiie, romat nevi; gene edebiyatın ce- miyetle en sıkı temasta Olan cephesi olarak, tiyatro da sah- ne sanatiyle alâkadar kısmı ol- İmak üzre ayrı ayrı varlıklara malik şubeler hâlinde görünür 8e vaziyet biraz “dahâ sarahat İkespetmiş olur. Bu türlü o görüşe karşı yeni! cereyanlar arasında diğer bir cereyan da teressiim o etmekte- Bu cereyânın gayesi, aksi- ne olarak, roman ve tiyatroda da şiirdeki son irtisamı tatbik İletmek, roman ve tiyatronun bu hari âle ederek on- lara günün şiirindeki derinliği, derunilği vermek cereyanıdnr. Bu ikinci görüş gittikçe basi leşen ve iptizâle yol açan ro- man ve tiyatroyu yeni bir canla tekrar şiir mmefhumunun içine almak gayesini takip ediyor. Günün edebi anlayışlarındaki | gayri: (karşılıklı .anlaşamamazlıkların menşei işte bu iki ayri görüştür. Bu umumi mülâhazanın ken- di edebiyatımıza tatbiki, mev- | İyeceğim, tavukları yiyor. Şaşırdım, tereddüt ettim, ni- hayet cevap verdim: — Hayhay!, Silâh * küllanmasmı biliyor- dum, Kocam iyi ders vermişti. jBeni pusuya alması gayri tabii değildi. Fakat bundan sonra sinirlen di, odanm içinde dolaşıp dur- du. Saat onda, birdenbire: — Hazır mısın? dedi . Kalktım , Silâhımı elile dol- durdu. — Tek kurşun koydum, dedi, İ herhalde kâçırmazsın? ? Zannetmem . Biraz sustu; ilâve etti: — Souk 'kanlılığına hayret şesesesesseserss0s00s01 ka pek mülitelif şahsiyetlerin vücuda getirdikleri. romanlar- | da bile cemiyet endişesi şiir zevkma takaddüm etmektedir. | Hattâ Bürlan Cahit Bey arka- daşımız göğende lütfen ismimie | İithaf eylediği Komşumun roma ni mükaddinesinde sadece mü- |şahedeye istinat ettiğini açıkça öylemektedir. ! cesedin üstüne kapandı, alnın- dan, gözlerinden, ağzından öp- | meğe başladı . Kocam hayretle bu manzara- ya bakıyordu. Nihayet bana döndü: — Affedersin,.dedi, senden şüphe ettim ve bu kızm iyiki dürdüm ,. Bahçıvan beni dattı. Ben, canlı bir.insanın, cansız bir insanı öpüşünü seyrediyor- | $ dum. O anda, kocama ceğimi hissettim, Nakleden Selâmi İzzet ihanet ede- pisakelas Diktatörün istifası 39 üncü hafta 2 inciliğini Ga latasaray lisesinden 262 Berin B. kazanmıştır. Yazısı “Jıdur “Bu haftanın en mühim ha- beri hiç şüphesiz İspanyada vu- ku bulan siyasi tebeddüldür. Altı sene evvel, iktisaden pek feci bir halde bulunan İspanya-| da, diktatörlük ilân eden Primo dö Rivera bu hafın isifa Tedi NUHUN Orm muazzam filmin BE i N Filmi Yazı sahnedeki güzelliğile ve manzaralarının azametile bütün seyi bakiki bir Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmi Yangin - Hayat - Nakliye - Kaza - Otomobil - mes maliye Sigortalarını kabul eder. Adres: 4 üncü Vakıf han Istanbul ide Ticaret odasının en çok! g Kendisi bu müddet zarfında ©ğ lerle ayrilmiştir, İcat toman ve tiyatrolarımızın | Buvaziyet henüz til ona bakmayın. Dün de kon| serlerin dairesi açık ve belli çiz | gul olduğu işlerden leblebi ? acı meselesile alâkadar leb- J er ile, Karaköy köprüsü- kaldırılacağından . endişe- olan köprü tahsildarları bu uş ve müzakeratı kemali ile dinlemişlerdir. FELEK bole ği (br: ça vu lerinin ne kiymetli olduğu- pek iyi bilen kadın hemen .£ Je başladı. Çapkın bir insana ve arzular verecek bir beşa- © ağzı sulanarak anlatı a ve Aman Cevdet Bey müjde ji isterim. O sorduğun Kadı-| İıylü kızı buldum. “Birile me-| J tül Oturüyormuş, ayrılmış, a) © geker imi şeker. Şu kadmlı- | nla alimallah ağzımın suyu Tam istediğin gibi pili » Jâfimi şaşırdım. Kızın tara- büldüim. Konuştum. Salı gü| yi iiçin bile söz aldım. “Slm Bey dikkatle dinliyor 5, kiev İki geleceksin? ersen, kızna- kanmış, bir genç- Bir ş Şimdi ikinci bir safha başlı- | tahlili ve şiirle mukayesesi ile | “Milliyet, in edebi romanı: 6 yor: Edebi neviler arasında da yavaş yavaş, tekâmül neticesi olarak, bir ayrıgaytılık kendini göstermeğe başlamıştır. O dere cede ki «Edebiyati mefhumu- bürhan Cahit mek ister. — Peki Salı günü tam ön i- ! for Palas da beni bulsun. Ve cebinden bir on liraltk çı- karıp kadına uzattı. Azize Ha- İnam dualar ederek hususi İz Idan kayboldu. Yazrhanenin çok ciddi ve hum malı işleri arasında Azize Hanı İm ziyaretleri de ayni ehemmi yetle telâkki (edilirdi. Cevdet Bey kadını geçirip iş odasına dönünce odacı Hasan bir mek- İtup uzattı: — Nusret Bey göndermiş E- fendim, dedi, Cevap istiyor. İk Meb'us Nusret Bey iki satır-| pasla ile derhal iki bin lira | na dahil başlıca eserler, herbiri !da ekseriyet birinci başka başka evsafa malik üç'mütemayil görünüyor. Filhaki ikündür. Milli tiyatro eserlerimiz pek ar olduğu için onlardan ziyade romanlardaki gidiş dikkati cel bedebilir. Romanlarımız arasın cereyana mi lira gönderilmesini emretti, Sonra cebinden maroken kap lı defterini çıkardı. Bir şeyler kaydettiği ve puslayı da defte- rin yanındaki -kâğrt gözüne yerleştirdi. Daktilosuna işaret etti: — İmza edilecek mektupları getiriniz. Yazıhanenin her günkü işi kide arnavut köyündeki — Bos | hemen hemen bu şekilde devam ediyordu, Fakat bu karışık iş- lerin asıl ana hatları ya bir zi. yafet masasında, ya lâubali bir içki sofrasında, ya bir baloda, ya bir başka eğlencede hatta da ba hususi bir kadm - âleminde hallediliyordu. Cevat B. Cumartesi günü üç dört mühim işin ağırlığile yor- gun, akşamı bulunca biraz can- lanmak, rahatlanmak için he- men banyoya girdi. Dinlendi. Sonra itinalıca giyindi. Ve se. kizi çeyrek geçe Galip Beyin Maçkadaki apartmanma gitti. in davetlileri çok değil- ek meb'usu Hüda 1, Konserve kralı de r B. ve Alman mada-| man ve tiyatronun yeni olmaâ- sından 'mı, yöksa galebenin ro. gan, tiyatro ve şiir nevilerinin ayrılması cereyanmda “ görün- mesinden mi ileri gelmiştir? | Bu meseleyi ayri bir makalede ve misallerle izah edeceğiz. . Necmi mı; iğtie, iplik inhisarı müdürü Kadri bey ve.hanımı Pür'eda ha nımefendi, Apartmanın iç içe geçen iki büyük salonumda bütün avizeler etajerler, körisollar üzerindeki abajurlü lâmbalar yanmıştı, Bu çok.süslü daireye bihakkin ya” | kışan Hale zatif bir tuvalet ve nefis tebessümlerle misafirleri- ni karşilıyordu. Cevdet B. onlarla tanışalı he nüz bir ay ölmüştü. Meb'us Hü dai Beyin bi“davetinde Haleye takdim edileni “Cevdet B. genç kadınım üzerihde iyi bir. tesir bıraktığr için bu muarefe hemen samimileşiverdi, Galip B. de o- nun mevkitmufuzurdu nazarı dik. kate alarak'bu dostluğu müna- sip gördü, İlk defa bir çay zi- yafetine onu çağırdılar, bu ye- mek daveti dostluğu takviye eden ikinci bir vak'a oldu. Bu evde öyle ciddi ve samimi bir aile havası yoktu. Bu çeğit| memleketini idare etti. Fakat bu cebri idare halk arafından hoşnutsuzlukla başladı. Ve bu vaziyet idarenin değişmesini intaç etti, Bu suret! le tecrübe siyasetinin biri bit- | miş ve diğeri başlamış oluyor. Yeni hükümetin takip edece-| nasebetinin üzerindeki meni sizliği silmeğe muvaffak olu- yordu. Misafirlerini kabul etmesini| pek iyi bilen genç kadın herkes le ayrı meşgul oluyor, kadın, er- | kek hepsinin haline ve zevkine şöre söyleriecek söz buluyordu. ! inalı bir sofra da hazırlamış- ti Hale misafirlerini sıkmamak için yemekte bile herkese yeti- şiyor, Hepsile © konlşuyordu.) Cevdet bey, bu mükemmel ka- dının karşısmdâ Galip beyin lâ- Kayt ve alâkasız görünüşüne kı Zıyordı, Ama adamcağızım'hak! kı var, diyordu. O-bu nefis.mah Jüka o kadar hâkim ki karşısm- da tok gönül tok gözle yaşıyor. | Yemekten sonra erkekler po- ker için toplanırken Cevdet bey meb'usu Hüdat beyi bir kenara çekerek hu gün zahireci Malik beyle görüştüğü meseleyi anlât tı, Fümvarın bir köşesinde bir münasebetlerde öyle yerleşmiş, k beyhi barlığı ile bu gayri meşri mü- başbaşa kaldılar. Kendilerini masa başında bek- liyen arkadasları: — Haydi bakalım, kâat ç “RANSIZ TİYATROSU! Skala dö Milipo tyatrosunun-en meşhur muganniye MADAM ADA AR tarafından veda konseri verilecektir, Piyanoda Madam 'ERIKA tarafindan refakat edilecektir İiyor! Bir aralık oyunu o Dedikleri zaman Hüdai Bey) râkarak erkeklerin yi gülerek fısıldadı: len Hale Cevdet be: — Kolay a canıh, dedi. Ben) fişlerin bir yığın te İşi hallederim. kadar yükseldiğini g İkisi de memnun masaya o-| şını salladı, yavaşça turdular. — Bu kadar fazla tık'ak$ini temenni Cevdet bey gülüyd ri.misafirlerine elile ikram &de-| ilâve etti; rek Cevdet Beye ayrıca iltifat ettir — Bon şans Cevdet Bey, hay di bir kupa as çekin bakalım. Hüdai Bey, Kadri Beyitiraz ettiler; — Bize yok mu Hanımefen- di. Bir şey söyleyin de uğur gel sin bari, Genç kadin hoş, canlr bir kahkaha ile cevap verdi; — Kaybetmek te bir keyftir efendim. Çok kazanmak, müte-| kalbini ve asabını ak madiyen kazanmak tatsız 'ol-) Bu perişanlık içinde maz mı? Oyuna başladılar. | Hale büyük salonda öteki) dü. Elli lira birden misafirlerine piyano çaldr, al i bümler gösterdi bon bon ikram ! olmustu. etti ve” nihayet kadınlar 'daj İki Kaç (Briç) partisine oturdular, Jay 55 her manıza razı değilim! baktı. Sonra bir gölge laştı. (Gıcıldayıcı bir sile yanma gelip yalnız kendine ait bi: sıldıyan genç kadın n| mek istiyordu. Bu yel