Milliyet ASRIN TMDESL*MİLEİYE (. TİR 19 Kânutteyel — 1920 DARFHANE- Ankara caddesi. No 108 et Istanbal mÜvüriyete mürmac ( *Gazetemiz iünların mesvliye BUGÜNKÜ HAVA Dün hdraret ençok Menaz 6 derece idi. Bugün Tüzgir kble ve bava bulutki ölac FELEK Evlenmek mes'elesi Ben, Toplu iğne biraderimi- zin geçen sene bilâsebep işae ettiği rivayete mugayır olarak ur. -bekâr bir adamım... Onun için | gâh yakmlarımın hahişi ve gâh merak saikasile arasıra evlenme ihtimallerini tetkik ederim, Bu tetkiklerimi labil en ziyade ev- liler mahafilinde yapıyorum. Evvelâ şayanı hayret bir itti- fakla bana evlenmememi tavsi- ye ediyorlar. Gayet tatlı bir şey de tamalarından mı, yoksa güç bir şeydir de bana dostlukların. dan mı, bilmem? * Bir hesabi dostum var o ba- > na dedi ki: — Eskiden evlenme kolaydı. Beş senede birkere bir çarşaf dü ğünden düğüne de esvap yapan kadın masraflı bir şey değildi. Şirndi öyle miya? Yazlık, kışlık, baloluk, çaylık, sabahlık, man- *o, robmanto, tayör, çorap, İs- karpin, şapka, çanla, şemsiye, eldiven masraf o hale geldi ki kendi karısını kendi cebinden istediği gibi giydirebilmek bir hüner oldu.. Biribirinden gör dükleri için içlerinden kanaat- kâr olanlar: da çıkamıyor. Diğer taraftan kadınlar da başka bir “tez,, güdüyorlar.Bun lardan biri dedi ki: — Evlenmeler eksildi. Fakat bunun sebebi sade iklısadi de/ ! dir. Şimdi evlenmek çok kolay lâkin ayrılmak çok zor. Bir ka- rı koca anlaşmayıp ayrılmak is- teseler buna imkân yok. Eski- den vakıa erkeğin arzusuna, he vesine bir alet idik, lâkin şim- di erkekler birlikte yaşayamıya cağı bir kadına düşerrim de ay- rılamam diye korkup - evlenmi- Bu mülahazalardan sonra ak lıma geldi. Tütün paketlerinin fçinden. “Beni alır mısın?,, diye sual kâğıtları çıkryormuş. Tütüzn içsem de benim paketim de böyle bir kâğıt çıksa altma: * Ben enayi değilim!,, cevabını yazar iade ederdim. SUR'AT MESELESİ Dün oğlunun büyük pos hlıımğî bir mektüup vermek isteyen birisi tek bir gişenin önünde bekleyen halk arasında yirmi dakika bekledikten sonra mektubunu yutıp atmıştır. Bu hakiki hadisenin sebebi ne oldu ğu anlaşılmamıştır. Ş FELEK Jağyara teslim eylel Tiyatro hayat Hayvan fikri yedi Vedat Nedim Bey hizdeki ti yatro mücllifleri — mütercim veya nâkilleri değil — arasın- da en üsüllü ve düşünceli ça- İlışatudir, Ta «İşsizler» den baş- Hayarak her sene ortaya bit eser «oymuştur. Her eseri de bir se- İne evvele nispetle daha canli, daha mütekâmil bir çehre gös- ermiştir. Vedat Nedim, ecnebi eserle- itolduğu gibi, yahüt az çok |değiştirerek dilimize çevirmek- e| ten hoşlanmaz. " Avrupadan al- liğı yalnız «usül» ve «esas» tir. Böylesini dünyanın en meşhur müelliflerinde bile görürüz. İş- te bunun içindir ki Vedat NWe- dimimzasını taşıyan eserlere halkın da, münekkitlerin de ba- kışı bambaşkadır. Bu sene ayni müellifin «Ha- nanacağı haber alındı alın:.lı ti- yatroya alâka duyan herkes, bu ada ve bu esere merak sarmış- tı. Nihayet Darülbedayi de on ikinci haftasını bu herkesi me- raka sokan oyuna tahsis etti. «Hayvan likri yedi» şekilce en yeni tarzda yapılmış bir atez piyesis ne benziyor. İlk gö rüşte eser, bütün varlığını ha- yalinde tasavvür ettiği büyük bir keşfe vermiş, bu uğurda bü- tün servetini ve karısının bütün parasırir harcadıktan sonra ni- hayet başka çare hulamıyarak, fikri için karısını da başkasıma kârlığın uyandırdığı kıskançlığı tasvir eder. İşte bö- ylece, sırf bir fikir adamı olan rın uyanışı neticesinde fikrin- den uzaklaşarak, kendi eliyle iği kadını boğarak delirir, yâni hayvan fi kri yemiş olur. Daha derin olarak araştırı- lırsa görülebilir ki mesele buzı- dan ibaret değildir. Zatet tez bu suretle ispat edilmiş olmaz- dr. Çünkü seyircinin aklına der- hal sualler yağacakti: «Haydi farzedelim ki âlimin bir keşif hırsına bağlanıp kal- | ması gözüne bir şey gösterme- sin de karısını bu fena yola bile bile sevketsin, ya o kadının hiç mi şahsiyeti yok ki köcasının bu delice talebini hernen kabul ediyor? Çocuklatını unutarak, bunca senelik ırzını çiğniyerek nasıl buna razı oluyor? Zaif bu- lunup bir hata irtikâp etüiyse neden bunu sonuna kadar göt tüyor? Hele dünyaya kendini bezlederken, kocasının — hem de güya haline açıyarak, likri- nin büyüklüğüne kürmet ede- rek terketmediğini yiediği halde — istediği bir büseyi ne- den diriğ ediyor? Va YAK VS Diğer taraftan, ilmi bir ke- | gif arzusuyle dünyayı — unutup karısını fuhşa sevketmenin mi, yoksa benimsediği, sevdiği ka- dının sevgisini kaybettiğini gö- rünce — kıskanlıktan — çıldır- manın mı daha «hayvani» ol- duğu da münakaşaya değer bir meseledir. Hayvanların çoğun da dişinin erkeğe inhisarı da- vası yoktur. Bizlm zanmımızca «Hayvan dikri yedi», böyle bir tez şekli altında marazi bir talılil piye- “Müliyet,in tefrikası 13 Öyle yemeklerinden sonra is- tirahatınıza halel getirdiğim i- çin çok mütecssifim. Fakat ne sükün temenni ederim. Saruhanlı hammefendi, Tuz-, l dalr beyfendi , beş ezan vakti, buldayrsış... İstanbuldaymış!. |istanlukdaymış! öğlelerden sonra rahat uyku u- İstanbula gelmiş!... yeyabilsin deye - duâ etmekte- - Şetikten Gali ğlüm, — Teskere — Bunun ne demek olduğunu n kavrıyor musun? Eşyalarımı-Tokatlıyana der, Eve görünmeyeceğim . “Hizmetçine benim tarafım-| küçük bir çantam. - ; |den bol bahşiş ver. Kızcağız e- ıııii“ieı:'e i'uıç;ı_ı_ıdı yvan fikri yedi»r atlı bir eseri oy * satmış bir âlimde bu son feda- | çıldırtıcı | âlim, içinde hayvani duygula- |© | Aradım amma seni bulama- ttirir |ıımı. Meyğınıddı olmadığını ıö—l i rünce şu kâğıdı. yazıyorum. U- Gelin. bi İ tacağımız yapayıra, elimden bir şey ge'-|zun yazmağa vaktim yok, treni| s&ıîm;nle Bby mez ki... Size ancak huzur ve/ kaçırmak işime gelmez, çünkü: Anlıyor musun efendi, İstan- söa 'de cereyan eder sahne Ayşe kadın, koca- Doktor - nn könjestiyonu mü var? A — Ne ziftirolduğlunu ne bilem ben ... Çentsatıyor, nah, bak! Ayşe kadın kocasını gösterir. Hasta mosmor olmuştur. konu- Bu gün ayakyolu- Ayşe — Gitmedi . Doktor — Şu halde müsil ver-| meli, Eczaneye git, 30 gram ; âlim dam bir «marı arn, bir n ve diğer şahislar delilik tezahürlerini gi için alınmış «kukla şahsiyet- Jerb dir. Eser, ancak böyle gö- rülürse muvaffak sayılal İnkâr edilemez - ki perdeden mürekkep olan yeste birtakım fikir tohumları ifade olunuyor. Fakat bunlar- dan hiç biri açık olarak müelli fin tuttuğu bir tezi ifade etmi- yor. Halbuki müellif, son feci sahneye «Tabratin,zaferi» adı- nı vermekle evvelc in ağ- zında müdafaa ettirdiği fikir îayeîcrini inkâr etmiş' oluyor. şte bize zanı ren, bu'netice ve bu ifadedir. hat AD di 'ç kişi arasında» da y €t gibi bu eserde de kwrvvetli bir hastalık tahlili yapmış ve bün- da çok muvaffak olmuştur. An- cak ona garip bir tez nikabı ör- terek © tezde de #ivatlak ol- marnıştır. ; Bu telif eseri sahneye koy mak için Darülbedaylin umul- duğu kadar gayret / gösterme- | |miş olması da belki ; bu zahiri aldanmasın- dandır, Vakıâ pek güzel bir de kor yapılmış, sahne içe doğru derinleşmiş cam bir; mürabba haline kotemuştu..:, Faktat âlim lüboratuarı çok fokir bir hal- deydi. Hele üç perdenin herbi- rinde âlât, edevat, kitaplar baş ka başkza hallerde görünmek lâ- zım gelirken hiç değiştirilme- miş gibi görünüyordu. Başlıca rtolü Ertuğru! Muh- sin Beyin alacağı beklenirken kıymetli sanatkâr ,bunu da E- min Beliğ Beye bırakmıştı. E- min Beliğ Bey bazı sahnelerde- ki mübalâğalardan sarfı na- zarla rolü çok benimşemiş ola- rak oynadı. Dalğın ve yüksek âlim iken o kadar tabii değildi, İtüçük HikâvE “İnkıbaz! $ |Jayakyoluna gitti? * |yoluna zda kuvvet ve | — fakat kudurur. ve , çıldırırken kuvvetli idi. Karışını temsil e- den Bedia Hınm:î)_üyük Ba- delik ve sevimli bir tabiilikle bu güç ve gayritabif rolü başa çıkardı. Behzat ve Galip Beyler le Neclâ Hanım da çok canlı ve tabil olarak küçük rölleriti yap tılar ve «Hayvan fikri yedi» bü vük ve haklı kazanılmış alkış- larla bitti. Lnden geleni geri koymadı.., İhsan Şefikten Şadiye Hanıma 17 Hazitan.. ... Benim, en kuvvetli hafi- zalara itimadım yoktur canım; bilhassa âşkın ve âşıkların hafı- zasına . | tik sevişme ânlarinın öyle u- İfak tefek teferrüatı vardır, ki |gok kıymetlidir. -Fakat zaman, bu teferrüatın kıymetini kaybe- Olup biten şeyleriş — bir gün Hiç ulmazsa, şu satırlar, o çil| gin saatlerin hatırasını ihyaya vesile olsun . hintyağı al, kocana 1çir. Ayşe — Peki, İkinci sahne Ertesi gün Doktor — Kocan nasıl oldu? Ayşe — Genem öyle. Ayşe kocasını doktora göste- rir , Hasta berbat bir haldedir . Doktor — İlâçtan sonra a- yakyoluna gitti mi? Ayşe — Gitmedi , Doktor — Nasıl olur? Ayşe — Gitimedi işte . | Doktor — Şu halde muannit| bir inkibazı var. Tekrar hi a ğı vermek lâzım. elli gram hintyağı İ Peki ünc'i sahne Doktor — Kocan kaç def'a Ayşe — Bikerem bile gitme- di. Doktor — Ne dedin? Ayı Bikerem bile ayak- medi, dedim . | Doktor — Ben çok munkabız| adam gördüm amma, hiç bu ka-| dar muannidini görmedim. O-| lür şey değiL Ayşe kadın, ecza- neye git 80 gram hintyağı, 100 | gram ingiliz tozu,bir şişe hünya diyaoe al, limonat Roje ile ka-| TIŞ gte reçete . Dördüncü sahne Doktor — Kocan ” bu scier a- yakyoluna gitmiştir . Ayşe — Gitmedi . Doktor alnının terini siler . Ayşe — Bir müddet sonra- Ammna artık gitsede gitmese| de bir, öldü. — Öldü mü? E bu sabah ab- İ üverdi. Doktor — Ayol, ayakyoluna |İŞ gitmiyor diyordun , y gündür. gübreliğe Georges Courteline Teti nüzehatan İktisadı inkılap.. gidiyordu 31 inci haftanın beşirn Galütasaray lisesinden rettin B. kazanmıştır. şudur: «“31” inci haftanım en mühim haberi -hiç şüphe etmiyorum ki- yeni açılan bir mücadele: iktisadi inkılâptır. ! Malümdur ki geçen hafta İn- giliz lirası (1111) e kadar yük- seldi. Bunun sebeplerini maliye vekilimiz;irat ettiği nutukta izah etti. Bu gün İngiliz (1024) e düş- tü. Bunun sebeplerini ise gay- yur bir hükümet reisi olan kıy- metli başvekilimizin icraatında aramalıyız . Fi Yazısı dabir karşısında İngiliz lirası 87 kuruş birden düştü . . Ve da- ha düşecektir de.... :| Zira yeni mücadelemiz çok vâsidir: Büyük, küçük, kadın, erkek;herkes bu mücadeleye iştirak edecektir. Paramızın istikrarını; yerli mallara gösterilecek rağbetle ölçüleceğini, takdirde tereddüt — Tek yataklı bir oda, de-: dim. n — Peki efendim , Bir anahtar aldı: — Buyurun, dedi . — Kaç numara 0? —32. ç — Âlâ,., Bugün Şadiye ha- nimefendi geldi mi? — Geldi. — Kaç numarada? —2de, — ©O odanım - yanı boş değil desiniz? mi? — Boş amma iki yataklıdır. — Ehemmiyeti yok. Garson anahtarı değiştirdi be|olmazsa sesinizi duyayım deye ni 71 numaralı odaya koydu.|Pendiğe : Koydu amma; bıyıklı olmamak *« Bir kere gaıshn işi evel- netti. tü Otele gece yarısından sonra geldim. Ne bayulum vardı ne de| Yoldan gel A x la beraber; bıyık altından gül- |den hazırladık, mürettep bir|dü. Ne demek istediğini anla-|lüm. plân dahilinde yürüyoruz zan- di 1 Gdayı beğendim — Kuştüyü Ğ w ne yapayım?.. - , kocana içir. Haydi çabuk,| $ dü ya..: Dört|E Karyolaldım? evzmiyeı:ı " hüyülîı k:.i'rl:u"ıcı'mu :"I eni inkılâpta -da millete nh-ı — ELHAMRA SI ğerlik ediyorlar. ; * Şimdiye kadar TAÇLI” CANAVAR sözlü 12 ke kamm, mus ayret Öir eser Dehiktr EMİP Silin ku: hteştin Ve şaya İrat” vrmfemişti. YANİINGS :n en mükemmel tem- Ş Şikalik siii olan bu Bi Bönst Löbiteh tarahaıdan — tahneye” - VaZ'edilmiş bir şaheserdir. Tamount filmidir. İlâveten; Jü dünya havadis Mu- golininün — eski” “mühari; ma- dülye vermesi ve onlara —iradı nütketmesi: — H dansları ve Hüla - Hula - tilebeleri kabili ğevk balonu, Elkasıl müthiş bir progfam. h:k yılnndçıı SİLİK ÇERRELER KLAYV BRUK ŞEHREMANETİ Ill!- Tepebaşı" tiyat rosu buakşam szat VI OPERADA ill ü NN 8 perde Kadın, — Poli olursa... 1 perde Yazan :Vedat Nedim — bey | Bugün Üpera sinemasına | dehakâr DUĞLAS FAİRBANKSit DEMİR MAĞKE Sesli ve sözlü filmi Ayrica programı ilâverent Sesli ve sözlü Dünya B havadisleri Bu akşam sağt 21,9 ta MAJİK SiNEMASINDI — KORDN ve Ki DERİZ AAMANINDA Möveteni Evelce iş'ar olunan heyecanlı ve mürhiş sürpriz; Meşhur Bsparyal bestekder JOSE BADİLLA en güzide dansör * dansöz iyle YOSK PADİLLA nin iştirakiyle - verilecek seansların Kuruş 40, 55 ve 75. Localar $00 ve 310 kuruş eri erat 165 ve 18,5 marinelerinde 5 PADILLA nn numecoları, t Bu akşam ASRİ SİNEMADA DÜZTABAN ve BASTIBACAK HAFİYE Son derece gülünçlü ve eğlenceli komedinin iraesi münasebetile i. Candan yürekten güldürmenin sırnnı bilen DÜZTA- IBACAK onları görmeğe kidecek zes'ot seyircileri kadar güldüreceklerdir. Perde aralarında mükemmel varyete programı Mukterem ehaliyi memnun etmek ve önü asgari masra surette eğlenmesini arzü eden MELEK SİNEMASI meştut muganniye ROZITA BARİOS Ş ve dört KASTRO kitaristi br müddet için daha angaje'etiğini muh- terem ehaliye İlân etmekle bahtiye Maruf muganniye ve relikleri cuma günü saât 18,1/9 matinasından itibaren her gün saat 16,1-2 matinelerile suvarede PİATLARDA KA'T” YYEN ZAMMİYAT OLMADAN EN MÜNTAHAP şarkılarımı tagancl edeceklerdir. & Küçük tuvalet masasının üs-| — Ne yaptık? a tü&g telefon . — Öpüşüp seviştik , | emen açtın — Küstah! t — Allo!.. Bana 72 yi ver ba- kayım kızım ... sorarlarsa ner- den konuşulduğunu söyleme. Çalan zilin sesini işidiyorum. , — Allol. Sesinizi tanıdım, Şadiye Hanımefendi !.. Allo!.. Telefondan, üç karış geride duruyoram , Ki — Bonsuvar Şefik bey ... Ner- — İltifât ediyorsunuz hanı- mefendi, keşke olabilsem . — Bu kadarı bile fazla, daha fazlasına tahamımül edilmez , — Belli olmaz hanımefendi.. Tuzlaya gelecek misiniz? — , | — Hayır. — Sebebi? — Bir kere gelmek istemiyo- rum sonra istesem bile gele- mem. — Esbabı? v — Çünkü yarın gidiyorum . * — İki gün sonra gitseniz ne€ — Pendikteyim. — Orada ne işiniz var? — Mektubunuzu aldım. Hiç geldim . olur? Kırk sekiz saatlik bir te- — Ne âlemdesiniz? - * — |ehhürden ne çıkar? 4 — Sizi beklemekle meşgu-| — Çok şey çıkar, korkarım. | — Korkmayın, trone atlayı — Bugün öğle uykusuna git- |verin .. K : — Asıl korktuğum - şey atlar — — Ben gene yanınızda mıy-| — Neden? - ? t YA — Ya düşersem?.. — V —- Rabit, vi Ki . (Bitmedi; v