4 caddesi. No 100 Mültiyet, atam JAREMANE Telget adre Tuletöi Sistanbul 2911, SOK müdüriyete mür temiz ilinlar | BUG İİ idm hararet ençok 17 © İİ derece idi. Bugün rüzgir mü: Meyil esecek, hava kasmen bulutlu olucak. İ FELEK SERİ! TERAKKİ! Daha geçen sene elime geçen “Fransızça mizahı ve zevk gazete lerini okurken küçük ilânlar say fası çok mazarı dikkatimi celbe- İÜ derdi. Bu sayfadaki ilânlarda ne lere tesadüf edilirdi. Arkadaş a Yayan bir genç kız. . Bir refikai 4 di erkek, evlenecek bir adam, iki seven bir kız. r sürü garip talep- Ter görülürdü. Bir iki gün evel elime geçe: bizim, Türkçe gazetelerden “rinde ayni çeşitten bir ilân gör düm: «Gencim, terziyim. Fevkalâ- işten anlarım. İç güveysi ol- mak istiyorum. adrese mü racsat.» Bir diğer ilânda da. . © «Zengin ve gencim, Adel muaşerete vakıf genç bir arka- * daş arıyorum. .» ; inanm ki bunları okuyunca attığımız adımların dev adımı “olduğuna inandım. BİR DAVETİYE... Beyoğlunun hir çayhane ve lokani ü yy yapmış ve bir takım zevatı da- etmiş. Bu davetiyelerden bi ini bana gösterdiler. Deniyor © «* * * müdiriyet 6 ncı senei ebetile pat vile- la» suvaresine davet şerefyap olur. Müdiriyet bu suvareyi vücudu uzla teşrif edeceğinizi ümit e- ii Evvelâ suvarenin © yalnız Yat ara mahsus olduğu zihabmı tas hih ediniz. Bu kelime Zir” ten galat oldu © gu meydanda; lâkin davetlileri «Vücutlariles teşriflerinin müdi riyetçe ümit edilişi parlak değil midir? YOL! Rüfekamızdan A. D Beyi ta © miyorsanız elbette çekiç imzalı ği yazılarını bilirsiniz. Geçen gü, bu arkadaşımızı karilerden di benzetmek istemiş ve -tuhaf bir tesadüf eseri olarak- hiç malik © olmadığı şemaili yazmış, mese- i zip uzunca boylu, tıknaz, mavi RE fen gün biri AŞK GÜNEŞİ dedim, Başhekim gene iltifa- tamı sakınmıyarak ilâve etti: — Türkiyede hakimiyet mil- » İetmiyecek derece kesif servete © KENDİNİ TARIF ETMENİN | U MİLLİYE T PERŞEMBE Mizah, Hililkâye. balde kari onu kısa boylu, zaif| vapurlarnda aranması kara kaşlı kara gö etkik edilmelidir. tasavvur ediyormuş. si kömür depolarm- A.D. Bey dostumuz bu şema |dan ihtiyaç. dolayısile kömür ilin hiç biri kendisinde mevcut|alan ecnebi vapurları bu kömür İ olmadığını söylüyor. Bu vak'a-!leri bir daha kömürlüklerine| | dan ders alarak düşündüm. Biz | koymamak ve başka .mühitler- İmuharrirler kendi şemailimizin |den tedarik etmek istemektedir| İaksini yazıp tekzip etmekle pekller. Bu kömürler havzamızdan| İalâ ne şekil adam olduğumuzu | getirilerek şist ile karıştırılmak lân edebileceğiz. tadır.Bundan havzamızın servet | r ve iha esbabı| FELEK — İktisadi bahisler e Z - İrei | Maden kömrlerimiz /bapta l İyük rol oynayacak kemiyet ve keyfiyet itibarile rekabet kabul Jhasıl edecek se! yona tetkiki İktisadi faaliyetimizde en bü |2umdır Ta İngiltere Niyökâselderi tayyare sulp karbon gelen | malik olan Zonguldak havzamız İistihsalâtı sarfedilemiyerek İsti- İfademiz pek mahdut kalmakta- İdır. | Kıymeti harvriye itibarile kö mürlerimizin kabiliyetine yetişe| (7628 maddei tayyare miyen İngiliz Niyokasl kömür.) o 100 teri ve Rus ihracatı piyasamıza |fiks evsafını haiz kömürlerimize hâkim geçiniyor. Istanbul tran-| nakliyat, gümrük masrafile re-| siti bu yüzden açık göz komşu-|kabet eder?. Pek mühim düşü İlara geçmekte ve buna karşı da |celerle kömür mütahassıslarının İZonguldaktaki faaliyet yalnız |bu kıymetli ve hararetli serveti- İistatistik mahiyetinde kantarcı |miz için âlenen münakaşeye da- liktan ibaret kalmaktadır. vetleri çok vatani ve iktisadi bir Bu çıplak hakikati teşrih ede |işimizdir. İktısadi ve idari hu- İlim: Havzadaki kömür harice susta servet menbamız için ya- İsatılamıyarak e bize veril. |placak münakaşa çok faydalı o- mektedir, Devlet demiryolları, |Jaaktır. Seyrisâfaini, Şirketihayriye v Maden mütahassısı kimyaker ikin Ali Recâi ili milla Asılsız 100 kömürler nasi! Yo 12 kül Jo60 sulp karbon olur da: ak n başlıca müşterisidir. kömürün havası tet- « Bu bir mese- kezinde ve| ve manasız 26 ıncı haftanın şafuka Lis: Bey kazanı “26 imc ri, Bölliyet baş muharriri Mahmut B. &. nin teşkilâtı esasiye kanununun! değişeceği ve kabinede güya tebed- dülât vukua geleceği hakkındaki asıl- siz ve manasız rivayetleri kati bir surette tekezibidir. Düşünülmeden, aslı tşhkik olun- madan ve sırf bir havadiş gibi başkal ilikteki ( rikaları var | aralarında yanma- İdan kül ma geçen inde tozları yüzde on zerodise lavu- varda karıştırılarak sevkedildi- ği taktirde ne yapılıyor?, Mü- esseselerimizin alış memurları tahlil ve tetkik ile alâkadar de-| ğildir. Aldıkları kömürlerin ev- > safı hakkmda da ihtisasa sahip| Sabi Ajan mahsbiiei tarafmdan bü değildirler. Bu yüzden kalın lâ ılan bu gibi safsata! ve (18/50 ve 50/70) lâve kö- önünü mürlerine 10/18 mikis karıştı- Jrılmakta beis görülmemektedir. Resmi müessesatımızın bu işle- rde hukuki konturatları mükem- imeldir, Fakat fen ve ihtisas nok ; olma tasmdan- yapılan konturatlarda | kâr yalnız kül ve cins nazarı itiba- İra alinir, kalori, maddci tay- yare ihmal edilir. Halbu ki yir- imi senelik dağlarda kalmış kö- imür serpintilerini lâvvara verip yıkanmış bir halde güzel for- mullerle müesseselerimizin ha- mule vapurlarına verilebilmekte dir.Havzei fahmiye mmtakamız Zonguldak, Kozlu - Kilimli, E- reğli namlarile dörde ayrılır. E- reğli mıntakasında Çamlı, Kan- dilli kömürleri yıkanma ameli- yatma muhtaç değildir. Alacaağzı kömürleri blok halinde fakat Çamlıdan aşağı- İdır. Bu(tüvenan) kömürlerin mil- li müçssesatımızda yer bulama- dığına sebep istifade yolunu bil- mediğimizdendir. Kilimli kö- mürleri Kozlu kömürlerinden ince olmakla beraber kok itiba- rile yüksektir. Zonguldak da İş bankasmın. İavvar ve teşkilâtı müki l, ocaklarının ihrac te da mühim bir mesai mahsul matbuatı intibaha davet eden bu tek zibin büyük bir mahiyet ve kıymeti vardir. Muhterem Mahmut B. ef.nin buyurdukları veçhile, böyle neşriyat, memleketimizde honüz rejim istikrar: uydurmaların zuhuru, cidden her kes te bir şüphe uyandırıyor. Mahmut B.. lin — salâhiyet ve katiyeti haiz olan sözleri, hükümet daki! yanlış al kökül den söküp atıyor. Müsbet ve ci siyasetile Reisicumhurun ve meclisin) itimad: kazanan İsmet paşa kabine sinin memleketimize ne büyük biz: met ettiğini ve hükümet sistemindeki mantıki ve dürüst hattı hareketini an cak tarih takdir eder. Güya Amerika mile değişeceği söylenen teşkil esasiyemizin sabit ve müstakir'ol- duğunu, daha dogrusu Türkiyede a- tılan her adımın artık avdet kes bilmelidir. Cumhuriyet rejiminin bariz vasfı şarahat ve katiyettir. Ha- bu irşat ve efkâr ibaha daveti, bu gibi cihana neşr eden mat bunta müessir olmuştur, Gazi Hz. nin| işaret buyurdukları veçhile bundan | dür. Şu kısa tetkik neticesin | sonra biz iktisadi ve ilmi inkişafını! de kömürlerimizin piyasada, hu | sazanı itkarı aliyoruz. mütemadi de susile buğazdan gı eni diy len bir şey çıkmayacağını sile bili; damlarımızı tereddüti siyekimieiniküan Vcd ci İp seli ve bariş o ane. r ve irade çekişmesi de- En nihayet; Ağzını açıp bir tek kelime söylemiyeceğine söz ver., dedi i — Söylemem.. dedim. Bunu kâfi bulmadı: — Hayır bu kadarla olmaz. Daha kuvvetle söyle bakayım!. — Onun başı için söz veriyo- rum, Tek kelime söylemiyece- gim.... > Etem izzet yarara Bu anda hepimizin yüzü gül dü ve hepimizin ağzından Gazi- nin Dumlupınarda duşman or- | 7g -Küçü Ay La Veliola, Tocasmdan, hi kin tepinerek alkışladığını iş yorduk... Üstünde, Sicilya ka- dınlarınm esvabi, omuzlarında şal vardı. Hizmetçisi ıskarpin- lerini çıkarıyordu... Bitkin bir halde idi, Sahneye çıkar çıkmaz, localardan birinde, yalnız otu- ran, mağmum zilininde on sene evele ait bir hatırayı canlandırmıştı... Gözlerinde, eski hayalleri can landırırken, elinden aynayı dü şürdü ve derhal arkası döndü, | hizmetçisine: — Eğer kırıldı ise, sakın sö lemic, dedi. Soyundu, giyindi, arka kapr dan, bahçeden geçip otomobi- line binecekti. Yalnız kalmağa ihtiyacı vardı Potakai ağaçlarınm altından geçerken, önüne, birdenbire bir adam çıktı.. Veliola mırıldandı: — Si Erkek cevap verdi: — Seni. Aralarında, gök kadar derin bir sessizlik oldu. — Başıma yemin ederim ki, seni aramadım. Veliola sendeliyordu. Kendi- ne doğru uzanan kolu tuttu. Be-| line dolaman öbür kola yaslan- İdr. Servili bir yoldan, kütükle- rinde kırmızı salkomlar sarkan bağa doğru yürüdüler. — Dinlen biraz... Daha konuş | Bu ne harikulâde şey yarab- il, Konuşuyor, konuşurken, ka- dım omuzlarını okşuyordu. Kadın içini çekti; — Duvar afişlerini görmedin mi? — Hayir... On senedir gör- meğimi,, 2 On setiğdir, tiyatroya ait hiç birşey görmedim. Yeminimde ha olmamak, sözümü tutmak için, seni görmeğe çalışmadım.. dırıyor. - | Bu gece şeytana uydum. Bu locayr tuttum. Seni, daha külisten, sesini duyunca tanı- dım. Dört sene, hapiste yatıp, saç sakal birbirine karışmış çık tıktan sonra, beni tanıyıp tanı- mıyacağını merak ediyordum. — Karlo'm! — Evet, senin Karlo'num. Hâlâ seninim.. Beni tanımadın. Tek başına locada oturan adam için oynadığını düşündükçe, se- ni kendimden kıskanıyordum. Kendimi,'o öldürdüğüm adam- dan fazla kıskanıyordum... — Bu hatırayı canlandırma Kario! — Sen unuttun mu? Halbuki bu hatıra, benim kalbimde, ss- nin yegâne rakibin olarak kal- Facıa, ikisinin de gözlerinde canlandı. Zi Bir gece, bol şampanya iç- tikten sonra Karlo Samipieri, Veliola'dan kıskandığı Tom- maro Glimante'yi katletmişti — Evet, beni tanımadığın halde, benim için oynuyordun. Gözlerinde hiç bir kıvılcım yok tu... Nefesi kesildi, sustu. Veli. yatımı, anlattım.. Beni dinledi dinledi: 5 Öyleyse hakkın var... — Elbette hakkım var! — Fakat sakın ha ağzından tek kelime çıkmayacak!, — Tek kelime çıkmayacak... Belki bunu yüz defa bana söy letti. Onun en büyük korkusu da kuyvetli bir heyecan, bir nezf ve... Ölüm! Bu korkuyu ben de .İsi Feriha Hanıma gelen mektupları * letindir. Söz yarınm kızının.... jdusu bir fındık eziği gibi fa dilimin ucundaydı: Hemence !lanıp silinirken söylediği söz işi | Durdu, yüzüme, gözlerimin i- ” n hissediyorum! Kendi kendime çine baktı, sanki son bir yokla- de söz veriyorum: K Hive | na —Charles Henry Hirsech—ten ola'nın kalbinde, hem aşk, hem| endişe, vardı ! Nihayet dedi k — Sahneye girer girmez yal İz seri gö içıksaydm, bende sahneden çi kar, oynamazdım.. Seni gözle- rimden evel, kanım, canın, olduğu dudaklara sahip olmak için kıvranıyordu... o Mukadde- rataları, bu bağın içine hapsol- muştu. Birdenbire dedi ki: — Senden bir ricam var. Ne olur, tiyatroya telefon et... Ora da hizmetçim var,. Sor bi ayna kırılmış mı? Adam, gidip gelinceye k: sinir içinde, mendilini, eldiven- lerini parçaladı. Karlo müjdeyi verdi: — Ayna kırılmamış! La Veliola, kendini, âşıkınnı kolları arasına attı... Sokuldu, büzüldü... Onlar öpüşürken, yıl dızlar gök yüzünde göz kırpr-| yorlardı. . . l ! | | Nakleden Selâmi İzzeta lamra ölnemasında TENZİLATLI KATLA MATİNELER Elhamra Sineması Müdiriyeti, güzel ve harikulade proğramları mın, işi olan zeyat mektep tele besi ve a... tarafından temaşt edilebilmelerini — teminen SUMA GÜNÜ SABAH de berveçhizir tenzilâtlı bir matine verecektir; birinci mevki 40 kuruş on ve maroken kolteklar 60. Bu seansın sonunda salon kami- len tahliye edilecektir. Esi i Bu hafa gürülecek filim Melek sinemasında Gösterilmekte olan KORİN GRİFFİT ie VİKTOR VARKO- Nİ nin temsilleri LEDİ HAMILTON nam emsalsiz şaheserdir. Bir tavzih Sovyet konsalorhanesinden: 9 Teşrinisani 1929 tarihli muhte- rem fransızca Akşam gazetesi güya Sovyet konsolosluğu tarafından vakı olan beyanata binaen Sovyet küküme ti Mariciye komiseri vekili mösyö İ Karahan tarafından Türkiyeye vuku- bulacak ziyaretin siyası mahiyette olmadığına dair bir fikra meşr etmiş- tir, Sovyet Ceneral konsolosluğu hiç İbir kimseye böyle bir beyanatta bulu: İmadığından dolayı bu hususun lütfe- tavzih edilmesini rica ve bilvesile tak: dim ihtiramat eyler efendim. Yeni neşriyat RESİMLİ AY Resimli Ayın Teşrininsani mushası bugün çıktı, Türkiye güzellik kraliçe- | okumak isterseniz bu nushayı okuyu- üm, eğer locadan | MAJİK - SİNEMASINDA GLEN TRION - EVLİN BRENT NA demsil 4 ve ME NEDİ olunan BRODVAY bir & bandın ahenkleri arasında takdim edilecektir milehiş irana Meşhur facia akterisi müteaddit Norma Talmaç Dün. akşar büyük Opera sinemasında Gösterilen Buhranlı Geceler ibraz. etmiştir filmini temaşaya liminde azim ( muzafleriyetleri bu son Ösrece güze şitap edeceği muhahkaktır Bütün şehir ebalisinin sesli EEE Bİ AR SİNEMASINDA a âleminin şaheseri, İki milyon dolarlık muazzam film MÇILI MEDENİYET Tİ muazzam kısım, tekmili birden syncs BEN BABAMI İSTERİM REJİNALD DENİ tarafından 7 kısım gayet gülünçiü komedi TÜRK SPOR un dün çıkan 7Zinci nushasını alınız. Boks heyeti relsi Eşret Şefik Beyin boksa dair yazılarından, A. Şerefettin Beyin Penaltında yapılan son tadilât hakkında 'makalesiaden, Futbol heyeti reisi Hamdi Emin Beyin lik maçlarına dar mütalâasından başka: Son maçlar, Galatasaray lisesinde spor, (Türk gibi kuvvetli, ikramiyeli müsaba- ka)nın neticesi, hikâye, roman ve saire. TLMAMRA, SEMA dün akşam ERİK FON STROHA' İn müthiş ve muazzam eseri Gin KAŞ ilmini görmek ve işitmek Gzre gelen azim kalabalıkla hıncahunç dolmuştur. Filmin uzunluğuns binaen marine saatleri berveçhiati tespit edilmiştir 2414 Beyoğlunda istiklil caddesinde Satılık Birinci sınıf Lokanta ve birahane Berayı malümat Bahçe kapı" nda Anadolu hanının 7 mw meroya MÜPACANL. TALEBE PRENS RAMON NOVARO — İk. NORMA ŞERER ve 61/2 SIGORTA ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Yangın - Hayat - Nakliye - Kaza - Otomobil - mes'uliye” maliye Sigortalarını kabul eder. Buz, Resimli ay günden güne mü. li “ayi bedii ihtiyacımızı ancak Resimli zengin sayfalarında tatmin edebi Diz. Artık onun yaşadığına, nasıl di- rildiğine, nasıl yaralandığına, nasıl benden uzak kaldığına şaş mıyorum, Bu iyi olduktan sonra tılsımı bozulacak bir muamma! Ben onu böyle hasta döşeği için de, sargılar arasında, ve ölüm tehdidi altında görmiye taham- mül edemiyorum! İnsan sinirle ri ne kadar kuvvetli olabilmeli- dir ki böyle tüyler ürperten bir manzaranın seyrine dayanabil- sin? Doktorla beraber yatağın kenarına gidip te onun ilk inilti- Adres: 4 üncü Vakıf han istanbul Telefon: Istanbul — 53i Telgraf: İmtl ile konuştum, — Nasıl?.. dedim. z — Eyi ama daha ıztırabi dı. Onu tasvir çerçevesine sığ” mayan bu kaynaşma içinde bir kerre dalta görmedim. Bütün seneler o son hayal gözlerimin içinde hapsoldu, © hayale ka-|dedi: > vuşmak, o hayali kollarım ara-| — Konuşabiliyor mu? sında sıkmak için bütün bir öm-| — Hayır henüz “kon! rü yarılayanların ıztırabını çek yor! sz AN im Halbuki tam bu ümidin so-) Zavallck hep ört üstü Xa nunu alacağımı zannettiğim bir | Yor İnliyor! Ne güç $€X can anda onu bütün bütün kaybet-|bir gün öyle yatsam buna ge tim ve gene o hayal göz kapak-|patlarım. Kim bilir Hasanci çek larımın içinde ebediliğin nuru I azap çekiyordur. Ama sesi mıyor! Yana gidi ilk inilti-| gibi kaldı. Bana hayat, hamle $ini işidir. işitmez yüreğimin) güç verdi. Şimdi onu böyle bir- birden bire sızladığını, başıma denbire kanlar içinde, sargılar) — Bari şöyle altına, hafif bir dönme geldiğini his-arasında görmek, buna inanmak |bir a2 bolca tüy yastıklar settim, Ve doktorun koluna sı-|az ıztıraplı, az acılı bir sahne | versen. an ie ise geniş bir ne-İmi? dedim. im. onu osmanlı) Ah. ir eyi itmez; ordularının sürüldüğü izansız BŞ GEİER sol firin yokt yolun ucunda son bir dela gör-| Eğer doktor ikide bir: Dedi, güldü . Sonra ilâve * -i.. müştüm. Aradan seneler geçtil — — Hadi Hamra. — Hastalarm hepsi sevi ve dünyanın dönüşünü değişti-|demeseydi, Hasanın yanından |ler olsa hastaneler cennet 3 yle. ren, kürenin hudutları içine hiç ayrılmayacaktım. Fakat ah) Ne şakacı adam, Ba7€”. de bir Mustafa Kemal Türkiyesi! o Nihat bey on dakikadan fazla |tuhaflığı tutuyor ki! Bazi). vetir “tarih yaratıl-| bırakmadı. Yanmdaki Hemsire| © Gitme madan geçirmiş gibi bir itimat- la: — Peki yarın benimle bera- ber Hasanın yarına gideceksin... dedi ve İlâve etti: —Amaben çıkınca sen de beraber?.. — Baş üstüne! Sonra benden cik: ildi: —Cumhuriyet.. — Bakım görün daha neler dedim. Ve iki kelime ile ta-/olacal mamladım : — Türk milleti dünyanın en ar, en demokratik milletidir. © Onu ancak cumhuriyet tatmin! edebilir! Başhekim devam etti — Milletinin arzu ve “sini her şeyden üstün Mustafa Kemsl de bunu — Tek kelime söylemiyece- ğim! Dahası var mı? Hemşireye: kası | yar kaf” 21 Eyldi.. O. Temamile o! Hiç aldana- cak bir taraf yok. Yüzündeki sargılar bir az daha açılmış. O- nun yüzü, onun yapılışı, onun bumu, ağzı, çenesi. Eğer doktor başımın ucunda, kadar gözleri gözlerimin içinde olma- k Yemekten sonra Nihat beye yalvardım: — Müsaade ediniz Hasanıgö reyim! — Olmaz. Konuşursun! irade-! Bunu tutturdu. O israr ettik-!sordu: tutan çe ben de asıldım: — Niçin Hasana bu vapa-İ—Mutlaka müsaade edeceksiniz|düşkünsün? . . ci onbes Akika bu karşı-| | Onakı h ve Nihat bey bunu izidi” izahat istedi,